27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11NİSAN1993PAZAR PAZAR KONUKLARI Şebnem Giîngör TÜBİTAK Başkanı Tosun Terzioğlu ile Türkiye'de bilimin bugününü vegeleceğinikonuştu: TÜBİTAK, kaJkışa haarlanan bir uçak gibiTürkiye Bilimsel Araştı- rma Kurumu, ya da kısa adıyla TÜBİTAK. Türki- ye'de bilim politikalannın üretilmesi ve uygulanması- nda en yetkin kurum. 30 yıl önce. Türkiye'nin bilim ve teknoloji po- lıÜKasırun oluşturulmasında, hükümet- lere bilimsel katkıda bulunması amacıy- la kurulan TÜBİTAK., kısa bır süre ön- oesine kadar, bugünkü başkanı Tosun Terzioğlu'nun da deyimiyle "bir ölü" dö- nemi yaşamış. Politik yaklaşımlar, dinci kadrolaşmalar kurumufı, kuruluş amacı dognıltusunda çalışmasını engellemis. Kamuoyunda. bilim çevrelerinde "TÜ- BÎTAK ölüyor mu?" tartışmalan sürüp gitmiş. Bugün ise. Terzioğlu'nun deyi- miyle, "kalkışa haarlanan bir uçak" TÜBİTAK Terzioğlu'na göre, bilim adına yapılması gereken çok şey var Tür- kiye'de. Ama öncelikle bilimsel bır ka- muoyunun oluşturulması, halka bilimin "ekmek kadar, su kadar önemli" oldu- ğunun anlatılması gerekiyor. "Şimdi biz uçağı kalkış pistının başına getirmeyeça- lışıyoruz" diyen Teraoğlu, başta özel sektör olmak üzere Türkiye'de bilme ve bılmsel araştırmalara verilen önemın gi- derek artüğına dikkat çekiyor. Bilimsel çalışmalar adına özel sektörde yaşanan bu kjpırdanmayı sevinçle karşılayan Teraoğlu, 10 yılhk süreç içerisinde "uça- ğın" güvenh bir şekilde havalanacağın- dan da oldukça emin gözüküyor. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Tosun Ölüyor mu? Son 2 yıldaTÜBİTAK'a,destel< almakamacıyla getirilen bilimsel arastırma sayısında müthiş artı$ var. Cünkü daha doğrudür üst yönetiliyor. Daha önce açıkçasıbjr ölü dönemi geçirdi TÜBİTAK. Olüyormu TÜBİTAK diyedüsünmeye basladıherkes... Terzioğlu, sorulanrmza, şu yanıllan ver- di: -TÜBİTAK'ın kurulug amacı ve görev- leri nelerdir? TERZİOĞLU- TÜBÎTAK, 30yılma ginniş bir kurum. Amacı, devlete, bilim ~vt teknoloji poBli.kasını olusturmada yardımcı olmak. TÜBÎTAK, bu bilim ve teknoloji politikalannj uygulama araçla- nndan da bir tanesidir. TÜBİTAK'ın kendı arastırma merkezleri, anştırmacı- lan var, ama üniversitelerle ve özel sek- törde arastırma yapan kuruluşlarla sıkı bır ışbırlığı içerisinde olmak, beraberce, Türkiye'de gerçekten daha fazla tez ha- zırlanması, araştırma yapılmasını sağla- Türkiye'nin katkısı mak içın çaba göstermektedir. - 30 yıl içerisinde. bu çabayı gösternüş mi gerçekten TLBİTAK? TERZİOĞLU- Göstermiş. Bugün arastırma. geliştirmenin tüm dünyada bır takım basite indirgenmiş ölçütleri yardır. Bunlan 4 kalemde sayabiliriz. İlki, gayri safı milli hasıladan araşurma- geliştirmeye aynlan pay, ikincisi 10 bin çalışan nüfustâki araşüna sayısı, üçün- cüsü özel sektörün araştırmaya ayırdığı pay ve dördüncüsü de bilimsel yayınlar açısından Türkiye'nin dünya bilimine katkısı. l990.da "Devlet İstatistik Ensti- tüsü ile TÜBÎTAK'm yapmış olduğu bir araştırmanın sonuçlanna göre. Türki- ye'de GSMHdan arastırma gehştırmeye aynlan pay yüzdeO 33 lObın çalışan kişi içinde 7 araştıncı var. Bilimsel araştır- malar, yayınlar açısından dünyada 40 ila 46. sırada değişiyor Özel sektörün araş- tırmaya ayırdığı pay da. demin bahsetti- ğjm yüzde 0.33'ün tçinde yüzde 18. - Bu göstergelere göre, bir karşıiaştı- rma yapabilir nûsiniz? TERZİOĞLU- Bu sayılar, değişebıli- yor Örneğin; Almanya'da, GSMH'dan araşürma geliştirmeye aynlan pay yüzde 2,5 On bin çalışan nüfustâki araştırmacı sayısı ise 55. Başka örnekler de verilebi- lir. Mesela, Güney Kore'yi ele alalım. Orada, GSMH'dan aynlan pay yüzde 2'yi aşmış durumda. Araşüncı sayısı da 10 bin'de 53. Güney Kore çok kısa bir süre içerisinde arastırma yayınları açısın- dan dünyada 30'unculuğa çıkrruş, 55. sı- ralardayken. Şimdi bu değerlere bakıldı- ğı zaman, Türkiye açısından oldukça ye- tersiz olduğu görülüyor. Eğer Türkiye, bugün her bakımından giderek daha id- diah bir ülke olmak durumundaysa, arastırma geliştirme harcamalan bakı- mından, çahşan personelin sayısı ve nite- liği açısından bugünkü değerlerden çok ama çok daha ileri olmak zorunda - 3 şubat tarihinde Başbakan Süleyman Demirel'in başkanlığında toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplanttsm- da, belirlenen hedefler neierdi? TERZİOĞLU- Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda alınan kararlar, bu global sayılar açısından şu şekildeydı: En kısa sürede. >anı önümuzdekı 10 yılda GSMH'dan arastırma geliştir- meye aynlan payın yüzde l'i aşması. 10 Bin çalışan nüfustaki araştıncı sayısmın en az I5'e çıkması. Arastı- rma geliştırme harcamalannda özel sektör payının yüzde 30'lara varması. Bilimsel yayınlar açısından 30. sıraya gelinmesi. Bunlar, global hedefler. Yani, sadece hükümetin, devletin, özel sektörün bir yere fon ayınp da. araştırma geliştirme yapm demesiyle de olacak şeyîer değil. Düşünülmesi gereken şey, uzun vadede bır takım bi- lim polıtikalan Çerçevesinde, araşüncılan teşvik etmek, onlara her bakımdan yeterli ımkanlan sağlama- ya çaba göstermek. yeni araştırma projeleri oluşmasını sağlamak ve pro- jeleri iyi değerlendirerek, bunlara ye- terli imkanlar sağlamak, en önemlisi de yeni araştırmacılann yetişmesı sağlamak. Son bırkaç yıl içerisinde Türkiye'de, özel sektörde araşürma- ya, geliştirmeye karşı bir uyanış, kıpı- rdanma olduğu gözleniyor. Bunu bir ih- tiyaç halınde hissetmeye başlayan özel sektör kuruluşlanmız var. Bu çok önem- lı. Çünkü gelişmiş ülkelerde bu işin önemli motorlanndan bin özel sektörde- ki kuruiuşJann araşürmaya, yeni tekno- lojiler geliştirmeye duyduklan ihtiyaç hissidir. Bu büyük bır çekıd güçtür. Bu çekici güce cevap verecek insan kapa- sitemiz, laboratuvar kapashemiz. araştıncı kapasite- miz olması gerekli. İkisi beraber gider. - Bu potansivelle bile çok daha iyi bir yerde olabiliriz dedi- niz. Mevcut potansi- yelin kuUanüma- raasını neye bağu- yorsunuz? . TERZİOĞLU- Üniversıtelerde daha fazla araştı- rmanın yapı- ^______^_^««. Imasının yanısıra. ^ — ~ araştırmacılann teş- vik edilmesi gerekli. Türkiye için yeterli matematik, Türkiye içın yeterlifizikdıye birşeyden söz edemeyiz. Böyle birşey sözkonusu dahı olamaz. Bcn. eğer mate- matikte iyi bir teorem kanıtlayabiliyor- sam, bunun değeri evrenseldır. Evrensel değerlen yakalayabilmenın yolu da. Türkiye dışındaki araştırma merkezle- riyle, araştınalarla etkıleşım içinde ol- maktır. Dolayısıyla dış dûnyayla. bilim adamlanyla etkıleşım ıçensıne gırmek, kongrelerle, sem- pozyumlarla, bilim- sel toplanülarla bi- raraya gelmek çok önemli. Yabana bi- lim adamlannı be- lirli bir süre içın Türkiye'ye davet edebilmek çok önemli. Özellikle gençlerin, Türkiye'- de doktora öncesin- de veya sonrasında uzunca bir süre yurtdışmda ban- nma imkanlanru sağlayabilmek son derece önemli. - Bu imkan sağla- nabiliyor mu? TERZİOĞLL- Bu konuda araştır- macılara verilen maü destek, üniver- siteden üniversiteye değişiyor. Ben size bir Ispanya ömeği vereyim. İspanya'- da bir matematıkçi istedigi kadar yurtdışı toplantıya katılabıür. Oradaki toplantı için yokcu- luk dahil yaptığı tüm masraflar öde- nir. Aynca, bir uluslararası top- lanuda tebliğ ver- mişse. kendisine bir PROF. DR. TOSUN TERZİOĞLU 1942 Yılındaİstanbul'dadoğan Tosun Terzioğlu, 1961 ı ıhnda Robert Koleji 'nden mezun olduktan sonra eğıtimine Newcastle ve Frankfurt üniversitelerinde devam ettı. 1966-67'de Frankfurt Vniversitesi'ndeyardımcı asistanlık, 1967-68 'de Maryland L'niversitesi nde öğretim aşistanhğıyapan Terzioğlu, 1975-76 döneminde Michigan Üniversitesi'nde•mısafir öğretimüyesi, 1982-83yıllarında ise Wuppertal L'niversitesi'ndemisafîrprofesörolarak çalıstı. Terzioğlu. 1968yûmdan TÜBİTAKbaşkanlığım getirilinceye kadar iseÖD Tü Matematik bölümünde görevaidı. 1968'te öğretim görevlisi, 1970 'te yardımcı profesör, 1972'dedoçentolan Terzioğlu, 1977yılında ' profesör oldu. 1971 Yılında Balkan Matematikçiler Birliği Genç Arastırmaa ödülünüalan Terzioğlu, 1974'te TÜBtTAK Tesvik Ödülünü. 1986 da ise TÜBİTAK Bilim Ödülünükazandı. Terzioğlu, 1974 len ıtıbaren, ODTÜ Matematik Bölümü Baskanhğı, ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakûltesi Dekanlığı, Üniversitelerarası Kurul üyeliği. ODTÜ senatoüyeliğı, TÜBİTAK Temel Bilimler Grubu Üyeliğigörevlerinde bulundû. 1977-78'de ODTÜ Öğretim Üyeleri Demeğı Baskanlığı'myapan Terzioğlu. 1986'dada Türk Matematik Derneği'nin baskanlığmı üsttendi. Çok sayıda uluslararası toplantının düzenleyıcilığmiyapan Terztoğht'nunyayınlanmıs45bilimseleseribulunuyor. teyenlere de destek veriyor. Bir de bu sene başlattığımız bir program var, TÜ- BİTAK sempozyumlan adı altında. Türkiye'de yapılacak olan çok üst dü- zeydeki sempozyumlara, toplanü başına 100 milyon lira gibi bir destek vereceğız. Ancak, örneğin, matematikle ilgili bir sempozyumsa. kapsamı dar tutuyoruz. nu oluşturulacak. Gelecek yabana bilim adamlannı en fazla 5 ay destekJeyecegiz. 5 ay içerisinde. bu bilim adamlan davet edildikleri üniversitelerle anlaşırlarsa, YÖK kanalıyla sözleşmeli olarak çalış- maya devam edecekler. Biz burada bir köprü rolü oynamak istiyoruz. Zaten 92 yıhnda gerçekJeştirilen program da bu Personel sayısı Eğer Türkiye bugün her bakımdan giderek daha iddialı bir ülke olmak durumunda ise, arastırma, geliştirme harcamalan bakımından, çalışan personelin sayısı ve niteliği açısından bugünkü değerlerden çok, ama çok daha ileri olmak zorunda. Blllmezarar Hem yükseköğretimde, hem araştırma geliştirme politikalarında önemli olan bence, süreklilik ye ani değisikliklerden, politikalarda ya da terfi ölçütlerinde ani değisikliklerden kaçınmak. . Örneğin, profesör olmayı birden çok kolaylaştınp, sonra birden de çok zorlastınrsanız, bu ülkede bilime zarar verirsiniz. önerilerle gelin, yeni projelerle gelin. Yılda 2 defa değil, 4 defa topla- nalım." Bu sefer, somut önerilerle gittık. Ama, demin bahsettiğim GSMH'dan araştırma, incelemeye yüzde I pay aynlması bir eşit değer- dir. Güney Kore'nin yüzde l'e var- ması 20 yıl almış. Yüzde I 'den yüzde 2'ye çıkması ise 8 yılda olmuş. Bu eşit değeri sağladıktan sonra kalkışa geçi- yorsunuz. Bizım derdimiz, uçağı kalkış pistinin başına getirmek. Tar- lalara falan düşrneden, doğru dürüst bır yoldan kalkış pistinin başına ge- tirmek. Biz derken TÜBİTAK değil, Türkiye'nin bilim çevrelerine düşen görev, uçağı kalkış pistinin başına ge- tirmek. Bu konuda TÜBÎTAK yardımcı olabilir, üniversiteler yardımeı olabilir. - Üuiversiteleriınizdeki mevcut du- nımu gözönüne aklığınızda, bu yardımı alabileceğinizi dûşûnfiyor mu- sunuz? TERZtOĞLU- Üniversiteleri bir diploma matbaası olarak görüyoruz, bu huyumuzdan vazgeçemedik. Bugün bilim ve teknolojiyi nasıl birbirinden ko- lay kolay ayırdedemiyorsak, nerede bi- lim bitiyor, nerede teknoloji başLyor ayırt edemiyorsak, giderek üniversiteler- de de, hele lisans üstü seviyede eğitimle araştırmayı da bir birinden ayırt etmek zor hale geldi. Yani araşürmaya hiç ilgi göstermeyen bir _ ^ _ ^ ^ ^ yüksek öğretim ku- ruluşunun verdiği diploma, hele yük- sek lisans ve dokto- diploması bu-ra lüm matematik değil, matematiğin için- de bir tck konu. O konuda araştırma ya- pan. dünyada üsı düzeyde olan ki- şılerle Türkiye'de sempozyumlar yapmak ıstiyoruz Yapılacak top- lantının konusuyla ilgili Türkıye'de de birçekırdek ekibin olmasını ısu- yoruz. Yani, Türkiye'de yeterli dü- zeydc olunmayan bir konuda, in- sanlan çağınp topianjı yapmak istemi- yoruz tabi. anlarra yok. Yani elkileşme- görevı görmeye çahştı ve bence başanlı da oldu. Üniversitelere bir sayı sırurla- ması getirmiyoruz. Sadece, davet et- mek istedikleri kışilerin niteliklerine, o üniversiteye yararlı olup, olama- yacağına bakacağız. Maksimum destek, 5 ay için 10 bin dolar olacak, ama bu rakam değişebılecek. Bu program çerçevesinde üniversiteleri- mizin yabana bilim adamı davet edebil- meleri için 20 nisana kadar TÜBİTAK'a deyıl sonunda vergı TÜBÎTAK Başkanı Teraoğlu, profesöriük olayının yozlaştırılmaması göriişimü savundn.(Fotoğraf: CUMHURrYET) ıadesi adı altında ödül verilir. Türkiye'de hiçbır üniversitemiz. buna yakın bile bir destek veremıyor. Örneğin, benim ünı- versıtem ODTÜ'de. 1 öğretim üyesıne yılda 1 defa Avrupa'daki bır toplantıya kaülması için yeterli mali destek venlebi- liyor. Bu açıdan ODTÜ. Türkiye'de en iyi durumda olan üniversıtelerden biri. Diğer üniversıtelerde bu destek, çok dü- şük. Bazı üniversite yönetialerimiz. bu toplantılara katılmayı bir çeşit gezme- tozma oiarak görüyorlar. Haibuki bir toplantıya katılmak, orada tebliğ ver- mek son derece ciddi bir iş. Çünkü orada yanlış birşev yaptıysanız. ya da çok su- dan sonuçlan açıklıyorsanız, aniattığmız şeylen parça parça ederler açıkçası. - TÜBİTAK'ın bu konuda üniversitelere verdiği destek nedir? TERZİOĞLU- TÜBİTAK sınırlı öl- çüde de olsa üniversitelerden yurtdışı toplantılara katılmak ısteyenlere destek veriyor. Yurt içinde toplantı yapmak is- yi, kişisel etkileşmeyi Türkiye'de sağla- manın yollannı anyoruz. Üniversiteler- den başvurular gelmeye başladı. Bu baş- vurular incelenecek, elenecek. karar veri- Jecek. TÜBİTAK'ın bu tür toplanular için ek bir kaynaga da gereksinimi yok. Bu seneki bütçemiz 500 milyar, 1 milyar lirayı da buna sarfedebiliriz. Kaldı kı. bu tür toplantılara TÜBİTAK destek ol- maya başladıktan sonra, başka kişiler, kuruluşlar da destek olabilir. Buna açığız. Maddi destekte bulunabilirler. - Kişisel etkileşimin sağlanması konu- sunda geçtiğimiz yıllarda başlatılan bir proje > ardı. Eski deyimiyle Doğu bloku iil- kelerinden Tûrkiye'ye bilimadamı getir- mek. Bu proje şu anda ne aşamada? TERZIOGLU- BU proje devam ede- cek. Gelıştırilerek. devam etürilecek. Adı DOPROG Programı. YÖK araalığıyla üniversitelere duyuruyoruz. Üruversite- lerimiz, hangi bilim adamını istıyorlarşa. isim belırterek bıze başvuracaklar. TÜ- BİTAK'ta bu amaçla bır bilim komisyo- başvurmalan gerekiyor. Bu Türk unı- versitelen açısından çok olumlu bir fırsat olacak. - Neden. Doğu bioku ölkeleriyle sımrlı kalındı? TERZİOĞLU- Çünkü ucuz. Ama ya- nıltmasın, bu ülkelerde çok iyi bilim adamlan var. Bugün Bırleşik Devletler Topluluğu'nda bir bilim adamının maaşı ayda 40 dolar ve hayat koşullan onlar için çok zor. Bu arada, batı ülkeleriyle de kısa süreli programlanmız var. Ancak. batıh ülkelerden gelecek olan bilim adamlannı bu maaşlarla burada tutma- mız çok zor. Açıkçası bu. - Türkiye'nin bilim politikalannın oluş- masında ve uygulanmasında hükümetle- rin > aklaşmu çok önemli. Son Bilim Tek- noloji Yüksek Kurulu'nda, hükümetin bi- limsel konulara yaklaşımını nasıl değer- lendiryorsunuz? TERZİOĞLU- Sayın Başbakan'ın bi- ze söylediğı birşey var; "Biiim Teknoloji Yüksek Kurulu'nu çalıştınn. Somut günkü evrensel öl- çütlere göre, pek de o ismi taşımaya layık değil. Türki- ye'de her konuda olduğu gibi, bu ko- nuda da bir stan- dartlaşma, bir gele- nekleşme olmadı. Dolayısıyla, Tür- kiye birçok bakı- mm^mm______»„ mdan olduğu gibi, bilim konusunda da ortaJamalann pek anlam ifade etmediği bir ülke. Üni- versite insan yetiştiricek, iyi insan yetişti- recek. Nitelik çok önemli. Çünkü ekono- minin serbest piyasa mekanizmalannın çalışması sonucu, diplomanın değerinin giderek arttığı bir ülkedb yaşıyoruz. Bunu unutmamak lazım. Diplomanın birşeyin göstergesi olması için onun ar- kasında bir bilgi birikiminin beraberinde geldiğıru herkesin bilmesi lazım. • Yeni araşörmacılann yetiştirilmesi, Ueriye dönük pro- jelen'niz arasûıda en önceükB konu. Bu konuda, YÖK ile bir işoiriiğiniz var mı? TERZİOĞLU- BiHm Teknoloji Yüksek Kurulu'- nun aJdığı kararlar çerçevesinde, farklı kurumJar ta- rafından yürü- tülen doktora programlannın belli bir şemsiye altında koordine edilmesi de günde- me geldi. Ahnan kararlardan bir ta- nesi de budur. Bu konuda biz Yük- sek öğretim Ku- rulu ile görüştük. Onlar da. bu sene için kendı düzenle- melerini yap- tıklannı bildirdi- ler. bilgi verdiler. Yürütebilirlerse sevineceğim, eski- sinden biraz daha iyi. Merkezj bir sınav düşünüyor- lar. Eskiden yetki- li, rektörlerdi. Bu konuda kendileri- ne yardıma olma- ya hazınz. - Yabancı ülke- lerdeki TÜBİTAK benzeri kurumlann tş- leyişJeri nasıl, TÜBtTAK Ue bu kurumlar arasında farkldıklar var mı? TERZİOĞLU- Bilimin, ülkenin geliş- mişlık düzeyine göre onlann işlevi ile bi- zim işlevimiz oldukça farkîı. Onlann yaptığı işlerle. bizim yapuklanmız çok farklı. Çünkü geüşmiş bir ülkedeki ka- muçyunun bilime yaklaşımı ile bizim ül- kemiz arasında farklıhkîar var. Politika ister istemez kamuoyunun aynasıdır. Yani kamuoyunun taleplerine, hükü- metlerin, devletlerin cevap vermesi gere- kir. Birşey yoksa, aynada da pek fazla birey gözükmez. Dolayısıyla, bu konuda TÜBİTAK veTürkiye'deki üniversitele- rin konumu, geüşmiş ülkelerdekı benzeri kurumlardan daha zor. Onlann böyle büyük bir çaba göstermesine, kamuoyu- na bilimin gerekliliğinı, bilme önem ve- rilmesi gerektiğini anlatmalanna gerek yok. Türkiye'de ise biz büyük ölçüde bu- nun zorundayız. Giderek bir uyanma var, özellikle hükümette, politikacılar arasında. Araşürma geliştir- menin bir ihtiyaç olarak ka- bul edildiği yabana ülkelere baktığunızda, pasifık ülkele- ri arasında Uzak Doğu ülke- leri arasında son yıllarda Güney Kore, Singapur ve Japonya'ya baküğuTiızda büyük bir doğal kaynak- lannın olmadığını görüyoruz. Ama ye- tişmiş bir insan gücü var. Rasyonel dü- şünceye yatkın, araştırma geüştirmeye yatkın ve onun sonuçlannı hızla adapte edip üretmeye yatkın, bunlardan bir ekonomik değer üretmeye yatkın bir ekip var. Bu ülkeler o şekilde birden par- lıyorlar, kalkıruyorlar. Bu, tamamen in- san hammaddesinı iyi kullanmak. - TÜBİTAK'a destek veribnesi için getirilen arastırma sayısı nedir? TERZİOĞLU- Bu sayı o kadar fazla ki, rakam vermek mümkün değil. özel- likle son iki yıldır korkunç bır başvuru var. Bunlann bir kısmını desteklerken, bir kısmına da destek veremiyoruz. - Son 2 yıl içinde başvuru sayısındaki artışı neye baghyorsunuz? TERZİOĞLL- Daha doğru dürüst yönetiliyor da ondan. Sayın Kemal Gü- rüz döneminde de iyiydi. Ama daha önce bir ölü dönemi geçirdi TÜBİTAK açık- çası. 'ölüyor mu?" diye düşünmeye baş- ladı herkes. - Bu öJfi dönemine ifişkia ne söyleyebt- lirsiniz? TERZİOĞLU- Proje seçimlerinde de bir ölü dönemi yaşanmış örneğin. Ge- sorunu Kütüphanelerimizin, araştırma yayınları bakımından yeterli düzeyde olduğunu söylemek mümkün değil. İstanbul gibi bir merkezimizde,çok sayıda üniversitemiz olmasınarağmen, malesef doğru dürüst bir matematik yada fizik dergilerinin bulunduğubir kütüphaneyok. reksiz demek doğru değil belki. ama ön- celik saptamalan pek iyi yapıİmamış. Proje seçerken bunu dikkate almak ge- rekli. Para kaynağınız sınırlı olduğu za- man, öncelikleri iyi saptarnak durumun- dasınız. Son dereceönemli. Bazen destek veremediğimiz projeler arasında çok iyi- leri de olabiliyor. Bunu da ifade etmek gerekli. Ancak, proje sahiplerinin biraz hoşgörülü olması gerekiyor. Tüm dün- yada bu böyledir, istediğıniz kadar pro- jeye destek veremeyebilirsiniz. - TÜBİTAK olarak. gerçekkştimıeyi düşündûğünüz ilginç projeierden örnekler verebüir misiniz? Beyin 10 ydı TERZİOĞLU- 1990'da AmerikanSe- natosuönündeki lOyıir'beyin 10yıh"ka- bul etmiş. Beynin nasıl işlediği, beynın fonksiyonlan, bunlar çok az biliniyor. Türkiye olarak değil, dünya da pek bü- miyor. Türkiye'de bu konuda çalışan kuruluşlar. kişiler var. Biz, bunlara des- tek olmak istiyoruz. Örneğin, şu anda Almanya'da bulunan bir biofızikçimiz var. Erol Başar. Onun da girişimiyle, bu konuda TÜBİTAK olarak birşeyler yapmak istiyoruz. Hatta bir özel hasta- nemiz bu konuda bıze destek olacağını da bildirmiş durumda. Ümit ediyoruz ki, beyin araştırmalan konusunun içerisine İsviçre'de yaşayan çok ünlü bir cerrahı- mızı da çekebileceğiz. Prof. Dr. Gazi Ya- şargil. Bu projeyı gerçekleştirdığimiz za- man da Avrupa Bılım Vakfı tarafından ha- len sürdürülrnekte olan "Nöroscience" adlı bir projenin içine gırmiş olacağız. Bu çerçevde 6 milyon marklık bir aletin de ül- kemize hibe edilmesi sözkonusu. Bunu kimseye boşu boşuna vermezler. Demek ki, Türkiye'de az sayıda da olsa katkılany- la kendisini kanıtlamış insan var. - Türkiye'de bilimsel araştırma sayısnıa yeterli oimadığı bir gerçek. Bunun nederi nedir? TERZİOĞLU- Biz bir bilimsel araş- tırmanın sonucunu ünin olarak görmek is- tiyoruz. hızlı tren olarak, uçak olarak ya da benzeri bir ürün olarak. Evet bunlar bir bi- limsel araştırmanın sonucu, ama ne kadar zaman almış? Bilim, teknoloji, uygulama ve ticari ürüne dönüştürme. Kimse dünya- da oturup, ben hızlı tren üreteceğim diye başlamıyor işe. Bu büyük bir takımın çalı- şması sonucunda ortaya çıkan birşey. Ama ürün ortaya çıkmıyor diye de yapılan araştırmalan yok sayamayız. Bugün bilim, bilimsel buluşlar teknolojiyi itiyor, bir üst düzeye çıkarüyor. Ondan sonra bir bakı- yoruz teknoloji bu sefer bilımi itmeye başb- yor. Yani devam eden bir kovalamaca ha- linde. Arada da bir takım yeni ürünler ortaya çıkıyor. Türkiye'deki sıkıntı bu dönüşümün sağlanamaması. Onun için be- nim dediğim şey, uçağı kalkış pistinin başı- na getirelim. ondan sonra da havalan- masını sağlayalım. ILAN KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 992/23 Davacı Hazine vekili davalılar Ahmet, Fatma, Handı. Nadı, Meh- met, Satı, Cafer, Suna, Nurettin, Fahrettin ve Sebahattin aleyhlenne açmış olduğu tespitin iptali ve tescil davasırun vargılaması sırasında; Davahlara duruşma günu ve dava dilekçesi tebliğ edılemedığınden ilanen tebligine karar verildiğinden tayin edilen duruşma gunü olan 13.5.1993 gunu saat 09.00'da duruşmada hazır bulunmanız veya bır vekille kendinizi temsıl ettırmeniz, gelmediğinız veya bır vekılle tem- sil ettirilmediginiz takdirde yargılamanın yoktuğunuzda yapılarak karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın. 47141 J İLAN EMİRDAĞ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 991/126 Da\.acı Emırdağ Maliye Hazinesi tarafından davalı Huseyin Gök- demır aleyhme ınahkcmemıze açılan kadastro tespitine itiraz davası- nın yapılan vargılaması sırasında verilen ara karar uyannca; Tüm arajtırmalara rağmen tebligata yarar açık adresı bulunama- yan Emırdağ ilçesi Ablak koyünden Nermin Altınöz'un duruşma gu- nu olan 5.5.1993 tarihinde mahkememiz duruşma salonuna gelerek hazır bulunması, aksı takdirde duruşmalara yokluğunda devamla gı- yabında karar verileceği hususu dahılı dava dilekçesi ve duruşma gu- nu leblıği verıne geçmek uzere ilan olunur Basın: 47145 ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ 1992/411 Davacı Fatma Dulger ile davalı Beşir Tufan vs. ara>ında görülen alacak davasında; Açılan davada davalı Beşır Tufan'ın belırtilen adresine tebligat ya- pıfamamış, çeşıtli araştırmalar neticesinde tebligata elverişli adresi de tespıt edilemediğinden dava dilekçesinın davalı adına İstanbul'da neş- redilen bir gazetede ilanen (ebligat yapılması uygun görulmuştur. Buna gore davalı Beşir Tufan'ın duruşma gunü olan 27.4 1992 giı- nu saat 9.50'de mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması veya kendısını bir vekille temsil ettirmesı, aksi halde duruşmanın gıyabın- da yapılacağı hususu dava dilekçesi ve davetıye tebliği yerıne geçmek üzere ılan olunur. 30.3.1993 Basın: 47123 ARGUVAN KADASTRO MAHKEMESİ 1992/12 Esas Davacı Hazine tarafından davalı Elif Kaymaz ve Döndü Yıldınm aleyhine mahkememizde açıian tespite itiraz ve tescil davasının yapı- lan açık vargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Davalı Elif Kaymaz mırasçılanndan Hüseyin Kaymaz'ın adresi ya- pılan zabıta tahkikatlanna rağmen saptanamadığından ilanen tebli- gat yapılmasına karar verilmiş, adı geçen davalı mirasçısının duruş- ma gunu olan 12.5.1993 günü saat 9.30'da duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsiJ eıtirmesi, gelmediği veya bır vekille temsil ettirmedıği takdirde tahkikata yokluğunda devam edileceği vc karar verileceği 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28, 29, 30 ve 31. maddeleri gereğince adı geçen davalı mirascısına ilanen teb- liğ olunur. 11.3.1993 Basın: 47138
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle