Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11NİSAN1993PAZAR
PAZAR KONUKLARI
Şebnem Giîngör TÜBİTAK Başkanı Tosun Terzioğlu ile Türkiye'de bilimin bugününü vegeleceğinikonuştu:
TÜBİTAK, kaJkışa haarlanan bir uçak gibiTürkiye Bilimsel Araştı-
rma Kurumu, ya da kısa
adıyla TÜBİTAK. Türki-
ye'de bilim politikalannın
üretilmesi ve uygulanması-
nda en yetkin kurum. 30 yıl
önce. Türkiye'nin bilim ve teknoloji po-
lıÜKasırun oluşturulmasında, hükümet-
lere bilimsel katkıda bulunması amacıy-
la kurulan TÜBİTAK., kısa bır süre ön-
oesine kadar, bugünkü başkanı Tosun
Terzioğlu'nun da deyimiyle "bir ölü" dö-
nemi yaşamış. Politik yaklaşımlar, dinci
kadrolaşmalar kurumufı, kuruluş amacı
dognıltusunda çalışmasını engellemis.
Kamuoyunda. bilim çevrelerinde "TÜ-
BÎTAK ölüyor mu?" tartışmalan sürüp
gitmiş. Bugün ise. Terzioğlu'nun deyi-
miyle, "kalkışa haarlanan bir uçak"
TÜBİTAK Terzioğlu'na göre, bilim
adına yapılması gereken çok şey var Tür-
kiye'de. Ama öncelikle bilimsel bır ka-
muoyunun oluşturulması, halka bilimin
"ekmek kadar, su kadar önemli" oldu-
ğunun anlatılması gerekiyor. "Şimdi biz
uçağı kalkış pistının başına getirmeyeça-
lışıyoruz" diyen Teraoğlu, başta özel
sektör olmak üzere Türkiye'de bilme ve
bılmsel araştırmalara verilen önemın gi-
derek artüğına dikkat çekiyor. Bilimsel
çalışmalar adına özel sektörde yaşanan
bu kjpırdanmayı sevinçle karşılayan
Teraoğlu, 10 yılhk süreç içerisinde "uça-
ğın" güvenh bir şekilde havalanacağın-
dan da oldukça emin gözüküyor.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Tosun
Ölüyor mu? Son 2
yıldaTÜBİTAK'a,destel<
almakamacıyla
getirilen bilimsel
arastırma sayısında
müthiş artı$ var. Cünkü
daha doğrudür üst
yönetiliyor. Daha önce
açıkçasıbjr ölü dönemi
geçirdi TÜBİTAK.
Olüyormu TÜBİTAK
diyedüsünmeye
basladıherkes...
Terzioğlu, sorulanrmza, şu yanıllan ver-
di:
-TÜBİTAK'ın kurulug amacı ve görev-
leri nelerdir?
TERZİOĞLU- TÜBÎTAK, 30yılma
ginniş bir kurum. Amacı, devlete, bilim
~vt teknoloji poBli.kasını olusturmada
yardımcı olmak. TÜBÎTAK, bu bilim ve
teknoloji politikalannj uygulama araçla-
nndan da bir tanesidir. TÜBİTAK'ın
kendı arastırma merkezleri, anştırmacı-
lan var, ama üniversitelerle ve özel sek-
törde arastırma yapan kuruluşlarla sıkı
bır ışbırlığı içerisinde olmak, beraberce,
Türkiye'de gerçekten daha fazla tez ha-
zırlanması, araştırma yapılmasını sağla-
Türkiye'nin katkısı
mak içın çaba göstermektedir.
- 30 yıl içerisinde. bu çabayı gösternüş
mi gerçekten TLBİTAK?
TERZİOĞLU- Göstermiş. Bugün
arastırma. geliştirmenin tüm dünyada
bır takım basite indirgenmiş ölçütleri
yardır. Bunlan 4 kalemde sayabiliriz.
İlki, gayri safı milli hasıladan araşurma-
geliştirmeye aynlan pay, ikincisi 10 bin
çalışan nüfustâki araşüna sayısı, üçün-
cüsü özel sektörün araştırmaya ayırdığı
pay ve dördüncüsü de bilimsel yayınlar
açısından Türkiye'nin dünya bilimine
katkısı. l990.da "Devlet İstatistik Ensti-
tüsü ile TÜBÎTAK'm yapmış olduğu bir
araştırmanın sonuçlanna göre. Türki-
ye'de GSMHdan arastırma gehştırmeye
aynlan pay yüzdeO 33 lObın çalışan kişi
içinde 7 araştıncı var. Bilimsel araştır-
malar, yayınlar açısından dünyada 40 ila
46. sırada değişiyor Özel sektörün araş-
tırmaya ayırdığı pay da. demin bahsetti-
ğjm yüzde 0.33'ün tçinde yüzde 18.
- Bu göstergelere göre, bir karşıiaştı-
rma yapabilir nûsiniz?
TERZİOĞLU- Bu sayılar, değişebıli-
yor Örneğin; Almanya'da, GSMH'dan
araşürma geliştirmeye aynlan pay yüzde
2,5 On bin çalışan nüfustâki araştırmacı
sayısı ise 55. Başka örnekler de verilebi-
lir. Mesela, Güney Kore'yi ele alalım.
Orada, GSMH'dan aynlan pay yüzde
2'yi aşmış durumda. Araşüncı sayısı da
10 bin'de 53. Güney Kore çok kısa bir
süre içerisinde arastırma yayınları açısın-
dan dünyada 30'unculuğa çıkrruş, 55. sı-
ralardayken. Şimdi bu değerlere bakıldı-
ğı zaman, Türkiye açısından oldukça ye-
tersiz olduğu görülüyor. Eğer Türkiye,
bugün her bakımından giderek daha id-
diah bir ülke olmak durumundaysa,
arastırma geliştirme harcamalan bakı-
mından, çahşan personelin sayısı ve nite-
liği açısından bugünkü değerlerden çok
ama çok daha ileri olmak zorunda
- 3 şubat tarihinde Başbakan Süleyman
Demirel'in başkanlığında toplanan Bilim
ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplanttsm-
da, belirlenen hedefler neierdi?
TERZİOĞLU- Bilim ve Teknoloji
Yüksek Kurulu'nda alınan kararlar, bu
global sayılar açısından şu şekildeydı:
En kısa sürede. >anı önümuzdekı 10
yılda GSMH'dan arastırma geliştir-
meye aynlan payın yüzde l'i aşması.
10 Bin çalışan nüfustaki araştıncı
sayısmın en az I5'e çıkması. Arastı-
rma geliştırme harcamalannda özel
sektör payının yüzde 30'lara varması.
Bilimsel yayınlar açısından 30. sıraya
gelinmesi. Bunlar, global hedefler.
Yani, sadece hükümetin, devletin,
özel sektörün bir yere fon ayınp da.
araştırma geliştirme yapm demesiyle
de olacak şeyîer değil. Düşünülmesi
gereken şey, uzun vadede bır takım bi-
lim polıtikalan Çerçevesinde,
araşüncılan teşvik etmek, onlara her
bakımdan yeterli ımkanlan sağlama-
ya çaba göstermek. yeni araştırma
projeleri oluşmasını sağlamak ve pro-
jeleri iyi değerlendirerek, bunlara ye-
terli imkanlar sağlamak, en önemlisi
de yeni araştırmacılann yetişmesı
sağlamak. Son bırkaç yıl içerisinde
Türkiye'de, özel sektörde araşürma-
ya, geliştirmeye karşı bir uyanış, kıpı-
rdanma olduğu gözleniyor. Bunu bir ih-
tiyaç halınde hissetmeye başlayan özel
sektör kuruluşlanmız var. Bu çok önem-
lı. Çünkü gelişmiş ülkelerde bu işin
önemli motorlanndan bin özel sektörde-
ki kuruiuşJann araşürmaya, yeni tekno-
lojiler geliştirmeye duyduklan ihtiyaç
hissidir. Bu büyük bır çekıd güçtür. Bu
çekici güce cevap
verecek insan kapa-
sitemiz, laboratuvar
kapashemiz.
araştıncı kapasite-
miz olması gerekli.
İkisi beraber gider.
- Bu potansivelle
bile çok daha iyi bir
yerde olabiliriz dedi-
niz. Mevcut potansi-
yelin kuUanüma-
raasını neye bağu-
yorsunuz?
. TERZİOĞLU-
Üniversıtelerde
daha fazla araştı-
rmanın yapı- ^______^_^««.
Imasının yanısıra. ^ — ~
araştırmacılann teş-
vik edilmesi gerekli. Türkiye için yeterli
matematik, Türkiye içın yeterlifizikdıye
birşeyden söz edemeyiz. Böyle birşey
sözkonusu dahı olamaz. Bcn. eğer mate-
matikte iyi bir teorem kanıtlayabiliyor-
sam, bunun değeri evrenseldır. Evrensel
değerlen yakalayabilmenın yolu da.
Türkiye dışındaki araştırma merkezle-
riyle, araştınalarla etkıleşım içinde ol-
maktır. Dolayısıyla dış dûnyayla. bilim
adamlanyla etkıleşım ıçensıne gırmek,
kongrelerle, sem-
pozyumlarla, bilim-
sel toplanülarla bi-
raraya gelmek çok
önemli. Yabana bi-
lim adamlannı be-
lirli bir süre içın
Türkiye'ye davet
edebilmek çok
önemli. Özellikle
gençlerin, Türkiye'-
de doktora öncesin-
de veya sonrasında
uzunca bir süre
yurtdışmda ban-
nma imkanlanru
sağlayabilmek son
derece önemli.
- Bu imkan sağla-
nabiliyor mu?
TERZİOĞLL-
Bu konuda araştır-
macılara verilen
maü destek, üniver-
siteden üniversiteye
değişiyor. Ben size
bir Ispanya ömeği
vereyim. İspanya'-
da bir matematıkçi
istedigi kadar
yurtdışı toplantıya
katılabıür. Oradaki
toplantı için yokcu-
luk dahil yaptığı
tüm masraflar öde-
nir. Aynca, bir
uluslararası top-
lanuda tebliğ ver-
mişse. kendisine bir
PROF. DR. TOSUN
TERZİOĞLU
1942 Yılındaİstanbul'dadoğan Tosun Terzioğlu, 1961
ı ıhnda Robert Koleji 'nden mezun olduktan sonra
eğıtimine Newcastle ve Frankfurt üniversitelerinde devam
ettı. 1966-67'de Frankfurt Vniversitesi'ndeyardımcı
asistanlık, 1967-68 'de Maryland L'niversitesi nde öğretim
aşistanhğıyapan Terzioğlu, 1975-76 döneminde Michigan
Üniversitesi'nde•mısafir öğretimüyesi, 1982-83yıllarında
ise Wuppertal L'niversitesi'ndemisafîrprofesörolarak
çalıstı. Terzioğlu. 1968yûmdan TÜBİTAKbaşkanlığım
getirilinceye kadar iseÖD Tü Matematik bölümünde
görevaidı. 1968'te öğretim görevlisi, 1970 'te yardımcı
profesör, 1972'dedoçentolan Terzioğlu, 1977yılında
' profesör oldu. 1971 Yılında Balkan Matematikçiler Birliği
Genç Arastırmaa ödülünüalan Terzioğlu, 1974'te
TÜBtTAK Tesvik Ödülünü. 1986 da ise TÜBİTAK Bilim
Ödülünükazandı. Terzioğlu, 1974 len ıtıbaren, ODTÜ
Matematik Bölümü Baskanhğı, ODTÜ Fen ve Edebiyat Fakûltesi Dekanlığı, Üniversitelerarası
Kurul üyeliği. ODTÜ senatoüyeliğı, TÜBİTAK Temel Bilimler Grubu Üyeliğigörevlerinde
bulundû. 1977-78'de ODTÜ Öğretim Üyeleri Demeğı Baskanlığı'myapan Terzioğlu. 1986'dada
Türk Matematik Derneği'nin baskanlığmı üsttendi. Çok sayıda uluslararası toplantının
düzenleyıcilığmiyapan Terztoğht'nunyayınlanmıs45bilimseleseribulunuyor.
teyenlere de destek veriyor. Bir de bu
sene başlattığımız bir program var, TÜ-
BİTAK sempozyumlan adı altında.
Türkiye'de yapılacak olan çok üst dü-
zeydeki sempozyumlara, toplanü başına
100 milyon lira gibi bir destek vereceğız.
Ancak, örneğin, matematikle ilgili bir
sempozyumsa. kapsamı dar tutuyoruz.
nu oluşturulacak. Gelecek yabana bilim
adamlannı en fazla 5 ay destekJeyecegiz.
5 ay içerisinde. bu bilim adamlan davet
edildikleri üniversitelerle anlaşırlarsa,
YÖK kanalıyla sözleşmeli olarak çalış-
maya devam edecekler. Biz burada bir
köprü rolü oynamak istiyoruz. Zaten 92
yıhnda gerçekJeştirilen program da bu
Personel sayısı Eğer Türkiye bugün her bakımdan giderek daha iddialı
bir ülke olmak durumunda ise, arastırma, geliştirme harcamalan
bakımından, çalışan personelin sayısı ve niteliği açısından bugünkü
değerlerden çok, ama çok daha ileri olmak zorunda.
Blllmezarar Hem yükseköğretimde, hem araştırma geliştirme
politikalarında önemli olan bence, süreklilik ye ani değisikliklerden,
politikalarda ya da terfi ölçütlerinde ani değisikliklerden kaçınmak. .
Örneğin, profesör olmayı birden çok kolaylaştınp, sonra birden de çok
zorlastınrsanız, bu ülkede bilime zarar verirsiniz.
önerilerle gelin, yeni projelerle gelin.
Yılda 2 defa değil, 4 defa topla-
nalım." Bu sefer, somut önerilerle
gittık. Ama, demin bahsettiğim
GSMH'dan araştırma, incelemeye
yüzde I pay aynlması bir eşit değer-
dir. Güney Kore'nin yüzde l'e var-
ması 20 yıl almış. Yüzde I 'den yüzde
2'ye çıkması ise 8 yılda olmuş. Bu eşit
değeri sağladıktan sonra kalkışa geçi-
yorsunuz. Bizım derdimiz, uçağı
kalkış pistinin başına getirmek. Tar-
lalara falan düşrneden, doğru dürüst
bır yoldan kalkış pistinin başına ge-
tirmek. Biz derken TÜBİTAK değil,
Türkiye'nin bilim çevrelerine düşen
görev, uçağı kalkış pistinin başına ge-
tirmek. Bu konuda TÜBÎTAK
yardımcı olabilir, üniversiteler
yardımeı olabilir.
- Üuiversiteleriınizdeki mevcut du-
nımu gözönüne aklığınızda, bu
yardımı alabileceğinizi dûşûnfiyor mu-
sunuz?
TERZtOĞLU- Üniversiteleri bir
diploma matbaası olarak görüyoruz,
bu huyumuzdan vazgeçemedik. Bugün
bilim ve teknolojiyi nasıl birbirinden ko-
lay kolay ayırdedemiyorsak, nerede bi-
lim bitiyor, nerede teknoloji başLyor
ayırt edemiyorsak, giderek üniversiteler-
de de, hele lisans üstü seviyede eğitimle
araştırmayı da bir birinden ayırt etmek
zor hale geldi. Yani araşürmaya hiç ilgi
göstermeyen bir
_ ^ _ ^ ^ ^ yüksek öğretim ku-
ruluşunun verdiği
diploma, hele yük-
sek lisans ve dokto-
diploması bu-ra
lüm matematik değil, matematiğin için-
de bir tck konu. O konuda araştırma ya-
pan. dünyada üsı düzeyde olan ki-
şılerle Türkiye'de sempozyumlar
yapmak ıstiyoruz Yapılacak top-
lantının konusuyla ilgili Türkıye'de
de birçekırdek ekibin olmasını ısu-
yoruz. Yani, Türkiye'de yeterli dü-
zeydc olunmayan bir konuda, in-
sanlan çağınp topianjı yapmak istemi-
yoruz tabi. anlarra yok. Yani elkileşme-
görevı görmeye çahştı ve bence başanlı
da oldu. Üniversitelere bir sayı sırurla-
ması getirmiyoruz. Sadece, davet et-
mek istedikleri kışilerin niteliklerine,
o üniversiteye yararlı olup, olama-
yacağına bakacağız. Maksimum
destek, 5 ay için 10 bin dolar olacak,
ama bu rakam değişebılecek. Bu
program çerçevesinde üniversiteleri-
mizin yabana bilim adamı davet edebil-
meleri için 20 nisana kadar TÜBİTAK'a
deyıl sonunda vergı TÜBÎTAK Başkanı Teraoğlu, profesöriük olayının yozlaştırılmaması göriişimü savundn.(Fotoğraf: CUMHURrYET)
ıadesi adı altında ödül verilir. Türkiye'de
hiçbır üniversitemiz. buna yakın bile bir
destek veremıyor. Örneğin, benim ünı-
versıtem ODTÜ'de. 1 öğretim üyesıne
yılda 1 defa Avrupa'daki bır toplantıya
kaülması için yeterli mali destek venlebi-
liyor. Bu açıdan ODTÜ. Türkiye'de en
iyi durumda olan üniversıtelerden biri.
Diğer üniversıtelerde bu destek, çok dü-
şük. Bazı üniversite yönetialerimiz. bu
toplantılara katılmayı bir çeşit gezme-
tozma oiarak görüyorlar. Haibuki bir
toplantıya katılmak, orada tebliğ ver-
mek son derece ciddi bir iş. Çünkü orada
yanlış birşev yaptıysanız. ya da çok su-
dan sonuçlan açıklıyorsanız, aniattığmız
şeylen parça parça ederler açıkçası. -
TÜBİTAK'ın bu konuda üniversitelere
verdiği destek nedir?
TERZİOĞLU- TÜBİTAK sınırlı öl-
çüde de olsa üniversitelerden yurtdışı
toplantılara katılmak ısteyenlere destek
veriyor. Yurt içinde toplantı yapmak is-
yi, kişisel etkileşmeyi Türkiye'de sağla-
manın yollannı anyoruz. Üniversiteler-
den başvurular gelmeye başladı. Bu baş-
vurular incelenecek, elenecek. karar veri-
Jecek. TÜBİTAK'ın bu tür toplanular
için ek bir kaynaga da gereksinimi yok.
Bu seneki bütçemiz 500 milyar, 1 milyar
lirayı da buna sarfedebiliriz. Kaldı kı. bu
tür toplantılara TÜBİTAK destek ol-
maya başladıktan sonra, başka kişiler,
kuruluşlar da destek olabilir. Buna
açığız. Maddi destekte bulunabilirler.
- Kişisel etkileşimin sağlanması konu-
sunda geçtiğimiz yıllarda başlatılan bir
proje > ardı. Eski deyimiyle Doğu bloku iil-
kelerinden Tûrkiye'ye bilimadamı getir-
mek. Bu proje şu anda ne aşamada?
TERZIOGLU- BU proje devam ede-
cek. Gelıştırilerek. devam etürilecek. Adı
DOPROG Programı. YÖK araalığıyla
üniversitelere duyuruyoruz. Üruversite-
lerimiz, hangi bilim adamını istıyorlarşa.
isim belırterek bıze başvuracaklar. TÜ-
BİTAK'ta bu amaçla bır bilim komisyo-
başvurmalan gerekiyor. Bu Türk unı-
versitelen açısından çok olumlu bir fırsat
olacak.
- Neden. Doğu bioku ölkeleriyle sımrlı
kalındı?
TERZİOĞLU- Çünkü ucuz. Ama ya-
nıltmasın, bu ülkelerde çok iyi bilim
adamlan var. Bugün Bırleşik Devletler
Topluluğu'nda bir bilim adamının maaşı
ayda 40 dolar ve hayat koşullan onlar
için çok zor. Bu arada, batı ülkeleriyle de
kısa süreli programlanmız var. Ancak.
batıh ülkelerden gelecek olan bilim
adamlannı bu maaşlarla burada tutma-
mız çok zor. Açıkçası bu.
- Türkiye'nin bilim politikalannın oluş-
masında ve uygulanmasında hükümetle-
rin > aklaşmu çok önemli. Son Bilim Tek-
noloji Yüksek Kurulu'nda, hükümetin bi-
limsel konulara yaklaşımını nasıl değer-
lendiryorsunuz?
TERZİOĞLU- Sayın Başbakan'ın bi-
ze söylediğı birşey var; "Biiim Teknoloji
Yüksek Kurulu'nu çalıştınn. Somut
günkü evrensel öl-
çütlere göre, pek de
o ismi taşımaya
layık değil. Türki-
ye'de her konuda
olduğu gibi, bu ko-
nuda da bir stan-
dartlaşma, bir gele-
nekleşme olmadı.
Dolayısıyla, Tür-
kiye birçok bakı-
mm^mm______»„ mdan olduğu gibi,
bilim konusunda
da ortaJamalann
pek anlam ifade etmediği bir ülke. Üni-
versite insan yetiştiricek, iyi insan yetişti-
recek. Nitelik çok önemli. Çünkü ekono-
minin serbest piyasa mekanizmalannın
çalışması sonucu, diplomanın değerinin
giderek arttığı bir ülkedb yaşıyoruz.
Bunu unutmamak lazım. Diplomanın
birşeyin göstergesi olması için onun ar-
kasında bir bilgi birikiminin beraberinde
geldiğıru herkesin bilmesi lazım.
• Yeni araşörmacılann yetiştirilmesi,
Ueriye dönük pro-
jelen'niz arasûıda
en önceükB konu.
Bu konuda, YÖK
ile bir işoiriiğiniz
var mı?
TERZİOĞLU-
BiHm Teknoloji
Yüksek Kurulu'-
nun aJdığı kararlar
çerçevesinde,
farklı kurumJar ta-
rafından yürü-
tülen doktora
programlannın
belli bir şemsiye
altında koordine
edilmesi de günde-
me geldi. Ahnan
kararlardan bir ta-
nesi de budur. Bu
konuda biz Yük-
sek öğretim Ku-
rulu ile görüştük.
Onlar da. bu sene
için kendı düzenle-
melerini yap-
tıklannı bildirdi-
ler. bilgi verdiler.
Yürütebilirlerse
sevineceğim, eski-
sinden biraz daha
iyi. Merkezj bir
sınav düşünüyor-
lar. Eskiden yetki-
li, rektörlerdi. Bu
konuda kendileri-
ne yardıma olma-
ya hazınz.
- Yabancı ülke-
lerdeki TÜBİTAK benzeri kurumlann tş-
leyişJeri nasıl, TÜBtTAK Ue bu kurumlar
arasında farkldıklar var mı?
TERZİOĞLU- Bilimin, ülkenin geliş-
mişlık düzeyine göre onlann işlevi ile bi-
zim işlevimiz oldukça farkîı. Onlann
yaptığı işlerle. bizim yapuklanmız çok
farklı. Çünkü geüşmiş bir ülkedeki ka-
muçyunun bilime yaklaşımı ile bizim ül-
kemiz arasında farklıhkîar var. Politika
ister istemez kamuoyunun aynasıdır.
Yani kamuoyunun taleplerine, hükü-
metlerin, devletlerin cevap vermesi gere-
kir. Birşey yoksa, aynada da pek fazla
birey gözükmez. Dolayısıyla, bu konuda
TÜBİTAK veTürkiye'deki üniversitele-
rin konumu, geüşmiş ülkelerdekı benzeri
kurumlardan daha zor. Onlann böyle
büyük bir çaba göstermesine, kamuoyu-
na bilimin gerekliliğinı, bilme önem ve-
rilmesi gerektiğini anlatmalanna gerek
yok. Türkiye'de ise biz büyük ölçüde bu-
nun zorundayız. Giderek bir uyanma
var, özellikle hükümette, politikacılar
arasında. Araşürma geliştir-
menin bir ihtiyaç olarak ka-
bul edildiği yabana ülkelere
baktığunızda, pasifık ülkele-
ri arasında Uzak Doğu ülke-
leri arasında son yıllarda
Güney Kore, Singapur ve Japonya'ya
baküğuTiızda büyük bir doğal kaynak-
lannın olmadığını görüyoruz. Ama ye-
tişmiş bir insan gücü var. Rasyonel dü-
şünceye yatkın, araştırma geüştirmeye
yatkın ve onun sonuçlannı hızla adapte
edip üretmeye yatkın, bunlardan bir
ekonomik değer üretmeye yatkın bir
ekip var. Bu ülkeler o şekilde birden par-
lıyorlar, kalkıruyorlar. Bu, tamamen in-
san hammaddesinı iyi kullanmak.
- TÜBİTAK'a destek veribnesi için
getirilen arastırma sayısı nedir?
TERZİOĞLU- Bu sayı o kadar fazla
ki, rakam vermek mümkün değil. özel-
likle son iki yıldır korkunç bır başvuru
var. Bunlann bir kısmını desteklerken,
bir kısmına da destek veremiyoruz.
- Son 2 yıl içinde başvuru sayısındaki
artışı neye baghyorsunuz?
TERZİOĞLL- Daha doğru dürüst
yönetiliyor da ondan. Sayın Kemal Gü-
rüz döneminde de iyiydi. Ama daha önce
bir ölü dönemi geçirdi TÜBİTAK açık-
çası. 'ölüyor mu?" diye düşünmeye baş-
ladı herkes.
- Bu öJfi dönemine ifişkia ne söyleyebt-
lirsiniz?
TERZİOĞLU- Proje seçimlerinde de
bir ölü dönemi yaşanmış örneğin. Ge-
sorunu
Kütüphanelerimizin,
araştırma yayınları
bakımından yeterli
düzeyde olduğunu
söylemek mümkün
değil. İstanbul gibi bir
merkezimizde,çok
sayıda üniversitemiz
olmasınarağmen,
malesef doğru dürüst
bir matematik yada
fizik dergilerinin
bulunduğubir
kütüphaneyok.
reksiz demek doğru değil belki. ama ön-
celik saptamalan pek iyi yapıİmamış.
Proje seçerken bunu dikkate almak ge-
rekli. Para kaynağınız sınırlı olduğu za-
man, öncelikleri iyi saptarnak durumun-
dasınız. Son dereceönemli. Bazen destek
veremediğimiz projeler arasında çok iyi-
leri de olabiliyor. Bunu da ifade etmek
gerekli. Ancak, proje sahiplerinin biraz
hoşgörülü olması gerekiyor. Tüm dün-
yada bu böyledir, istediğıniz kadar pro-
jeye destek veremeyebilirsiniz.
- TÜBİTAK olarak. gerçekkştimıeyi
düşündûğünüz ilginç projeierden örnekler
verebüir misiniz?
Beyin 10 ydı
TERZİOĞLU- 1990'da AmerikanSe-
natosuönündeki lOyıir'beyin 10yıh"ka-
bul etmiş. Beynin nasıl işlediği, beynın
fonksiyonlan, bunlar çok az biliniyor.
Türkiye olarak değil, dünya da pek bü-
miyor. Türkiye'de bu konuda çalışan
kuruluşlar. kişiler var. Biz, bunlara des-
tek olmak istiyoruz. Örneğin, şu anda
Almanya'da bulunan bir biofızikçimiz
var. Erol Başar. Onun da girişimiyle, bu
konuda TÜBİTAK olarak birşeyler
yapmak istiyoruz. Hatta bir özel hasta-
nemiz bu konuda bıze destek olacağını
da bildirmiş durumda. Ümit ediyoruz ki,
beyin araştırmalan konusunun içerisine
İsviçre'de yaşayan çok ünlü bir cerrahı-
mızı da çekebileceğiz. Prof. Dr. Gazi Ya-
şargil. Bu projeyı gerçekleştirdığimiz za-
man da Avrupa Bılım Vakfı tarafından ha-
len sürdürülrnekte olan "Nöroscience"
adlı bir projenin içine gırmiş olacağız. Bu
çerçevde 6 milyon marklık bir aletin de ül-
kemize hibe edilmesi sözkonusu. Bunu
kimseye boşu boşuna vermezler. Demek
ki, Türkiye'de az sayıda da olsa katkılany-
la kendisini kanıtlamış insan var.
- Türkiye'de bilimsel araştırma sayısnıa
yeterli oimadığı bir gerçek. Bunun nederi
nedir?
TERZİOĞLU- Biz bir bilimsel araş-
tırmanın sonucunu ünin olarak görmek is-
tiyoruz. hızlı tren olarak, uçak olarak ya da
benzeri bir ürün olarak. Evet bunlar bir bi-
limsel araştırmanın sonucu, ama ne kadar
zaman almış? Bilim, teknoloji, uygulama
ve ticari ürüne dönüştürme. Kimse dünya-
da oturup, ben hızlı tren üreteceğim diye
başlamıyor işe. Bu büyük bir takımın çalı-
şması sonucunda ortaya çıkan birşey. Ama
ürün ortaya çıkmıyor diye de yapılan
araştırmalan yok sayamayız. Bugün bilim,
bilimsel buluşlar teknolojiyi itiyor, bir üst
düzeye çıkarüyor. Ondan sonra bir bakı-
yoruz teknoloji bu sefer bilımi itmeye başb-
yor. Yani devam eden bir kovalamaca ha-
linde. Arada da bir takım yeni ürünler
ortaya çıkıyor. Türkiye'deki sıkıntı bu
dönüşümün sağlanamaması. Onun için be-
nim dediğim şey, uçağı kalkış pistinin başı-
na getirelim. ondan sonra da havalan-
masını sağlayalım.
ILAN
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 992/23
Davacı Hazine vekili davalılar Ahmet, Fatma, Handı. Nadı, Meh-
met, Satı, Cafer, Suna, Nurettin, Fahrettin ve Sebahattin aleyhlenne
açmış olduğu tespitin iptali ve tescil davasırun vargılaması sırasında;
Davahlara duruşma günu ve dava dilekçesi tebliğ edılemedığınden
ilanen tebligine karar verildiğinden tayin edilen duruşma gunü olan
13.5.1993 gunu saat 09.00'da duruşmada hazır bulunmanız veya bır
vekille kendinizi temsıl ettırmeniz, gelmediğinız veya bır vekılle tem-
sil ettirilmediginiz takdirde yargılamanın yoktuğunuzda yapılarak karar
verileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın. 47141
J
İLAN
EMİRDAĞ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
991/126
Da\.acı Emırdağ Maliye Hazinesi tarafından davalı Huseyin Gök-
demır aleyhme ınahkcmemıze açılan kadastro tespitine itiraz davası-
nın yapılan vargılaması sırasında verilen ara karar uyannca;
Tüm arajtırmalara rağmen tebligata yarar açık adresı bulunama-
yan Emırdağ ilçesi Ablak koyünden Nermin Altınöz'un duruşma gu-
nu olan 5.5.1993 tarihinde mahkememiz duruşma salonuna gelerek
hazır bulunması, aksı takdirde duruşmalara yokluğunda devamla gı-
yabında karar verileceği hususu dahılı dava dilekçesi ve duruşma gu-
nu leblıği verıne geçmek uzere ilan olunur
Basın: 47145
ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ
1992/411
Davacı Fatma Dulger ile davalı Beşir Tufan vs. ara>ında görülen
alacak davasında;
Açılan davada davalı Beşır Tufan'ın belırtilen adresine tebligat ya-
pıfamamış, çeşıtli araştırmalar neticesinde tebligata elverişli adresi de
tespıt edilemediğinden dava dilekçesinın davalı adına İstanbul'da neş-
redilen bir gazetede ilanen (ebligat yapılması uygun görulmuştur.
Buna gore davalı Beşir Tufan'ın duruşma gunü olan 27.4 1992 giı-
nu saat 9.50'de mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması veya
kendısını bir vekille temsil ettirmesı, aksi halde duruşmanın gıyabın-
da yapılacağı hususu dava dilekçesi ve davetıye tebliği yerıne geçmek
üzere ılan olunur. 30.3.1993
Basın: 47123
ARGUVAN KADASTRO MAHKEMESİ
1992/12 Esas
Davacı Hazine tarafından davalı Elif Kaymaz ve Döndü Yıldınm
aleyhine mahkememizde açıian tespite itiraz ve tescil davasının yapı-
lan açık vargılaması sırasında verilen ara karan gereğince;
Davalı Elif Kaymaz mırasçılanndan Hüseyin Kaymaz'ın adresi ya-
pılan zabıta tahkikatlanna rağmen saptanamadığından ilanen tebli-
gat yapılmasına karar verilmiş, adı geçen davalı mirasçısının duruş-
ma gunu olan 12.5.1993 günü saat 9.30'da duruşma salonunda hazır
bulunması veya kendisini bir vekille temsiJ eıtirmesi, gelmediği veya
bır vekille temsil ettirmedıği takdirde tahkikata yokluğunda devam
edileceği vc karar verileceği 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28, 29,
30 ve 31. maddeleri gereğince adı geçen davalı mirascısına ilanen teb-
liğ olunur. 11.3.1993
Basın: 47138