Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5MART1993CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Korat-lktıı şan resitali
• KûJtûr Senisi - İstanbul De\ let Opera
ve Balesi sanatçılanndan. devlet sanatçısı
soprano Suna Korat \ e banton Mesut
İktu, yannsat 19.00'daCemal Reşit
Rey'de bir konser verecek Sanatçılar.
pıyanist Joulia Kerimo\a eşlığınde
verecekleriresitalde,"Çaykovskı Yılı"
nedeniyle bestecinın yapıtlanndan
oluşan birprogram sunacaklar. Korat ve
İktu aynca, Rahmaninof, Glinka
ve Korsako» gıbı sanatçılann eserlerini de*
yorumlayacaklar.
Nazım, İnsancıl'da
• Kültür Senisi-İnsancıiOkuma
Tiyatrosu. bugün saat 19.00'da ABT
Yav uzer Çetinkaya Salonu"nda bir şenük
dıizenliyor. Şenlıİcte, "Nazım Hikmet
Programı"nı sunulacak. Programda.
İstanbul sahnesı kısa bir ov un. Ferda
Ereren de müzik dinletisı sunacak Afşar
Tiımıcin. Kernal Özer, Sennur Sezer,
Cemile Çakır, Berrin Taş, Sunay Akın ve
Tevfık Taş da şiir okuyacakiar.
Türkiye'de Rock
• Kültür Senisi- İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından düzenlenen
Atatürk Kitaplığı kültür etkinlikleri
sürüyor. Kitaplık salonunda yann saat
15.00"te gerçekleştırilecek 'Turkıvede
Rock" başlıklı söyleşide Türk rock
gruplannın müzikal yeterlilikleri
desteklenmeli mı" konusu tartışılacak.
Barbaros Devecioğlu'nun duzenlediği
söyleşive Kanat Atkaya, \fşin Akın,"
Aptulica ve Tolga Yeni Vurt katılacak.
S I N E M A ATİLLA DORSAY
Izmir Godot'yu hekliyor
• İZMİR(AA)- Godot" bu kcv de
İzmır'debeklenı\or İzmır Devlet
Tiyatrosu (İDT)sezonuıkı\enioyunla
Robert Bolt'un 'Hcr De\ irde Adam" ve
Samuel Beckett'ın ünlü >apıtı ""Godot'yu
Bcklcrken"lesürdürecek. Yapılan
açıklamaya göre "Her De\ ırde Adam' 9
marttan itibaren. "Godot'yu Beklerken"
ıse 23 marttan itibaren Konak
Sahnesi'nde sahnelenecek Malcolm
Keitfı Ka> ve Can özcan'ın bırlikte
yönettiklep'HerDevirdeAdam'ındekor
ve kostümlerini Nureltı'n Özkönü
hazırladı. Oyunda 13 sanatçı rol alıyor.
Samuel Beckett'ın ünlü 'Godot'sunu ise
Prof. Dr. Özdemir Nutku sahneye koydu.
Çetinkaya anısına
• Kültür Senisi-Yavuzer Çetinkaya'nın
doğum günü olan 7 mart pazar günü
Dostlar Tıytarosu, Ses Tiyatrosu'nda bir
anma gecesi düzenleyecek. Saat 21.00'de
başiayacak gecede. Çetinkaya'nın "Gün
Donerken" adlı oyunu
okunacak.Mehmet Akan'ın yöneteceğı
geceye. Macit Koper, Zeliha Eierksoy,
Avni Yalçın. Ötner Çolakoğlu, Serdar
Bordonacı. Levent Yılmaz, V üksel
Özkök, Yusuf Elver, Meral Çerinkaya,
URi Alacakaptan, Ediz Baysal. Mehmet
Akan, Semra Tuğrul, Orhan Alkav a,
Umur Bugay. Dündar Müftüoğlu ve
Zevneplrgatkatılacak.
Kadın Haftası
• Kültür Senisi- İstanbul Cniversitesi
Kadın Sorunlan Araştırma Merkezi ve
Kadın Araştırmalan Derneği'nin
ortaklaşa düzenledikleri "Kadın
Haftası" etkinliklen sürüyor. 1 -8 mart
tarihlen arasında düzenlenen kadın
haftası etkinlikleri kapsamında bugün
"İki Kadın " adlı fılm göstenlecek ve bir
yuvarlak masa toplantısı yapılacak.
Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde
saat 18.00-20.30 arası yapılacak
toplantıya Serap Akso>, Yazgülü
Aldoğan, Dç. Dr. Yiicel Sayman ve
Yaprak Zihnioğlu konuşmacı olarak
katılacaklar.
Redford'un sinemaya
dönüşü
• <ülür Senisi- Bırkaç yıldır adını daha
çoc "yerliler", "çevrecilik" gibı sosyal
ol*y larda duyuran Robert Redford
siremaya döndü. Phil Alden Robinson'un
yöıettiği 'Les Experts' (Uzmdnlar)
fîlninde Sidney Poiter ıle başrolü
paiaşan Redford. 3. kczyönetmen
olirak imzasını attığı "Et au miiieu coule
urc riviere" (Ortasından Nehir Akar)
adi filminde ise Amenkan yaşamı ve
baıkçılık üzenne düşüncelerinı anlatıyor.
1991 Cannes Film Şenliği'nde olağanüstü başan elde eden 'Barton Fink' 1940'lann Hollywood'undan kesitler sunuyor
HoIIywood'da bir senBarton Fink- Yönetmen: Joel Co-
en,' Senaryo: Joel ve Ehan Coenj
Görüntü: Roger Deakins Müzik:
Carter Bunvell; Oyuncular: John
Turturro, John öoodman, Jııdy
Davis, Michael Lerner, John Ma-
honevl Bir J.Arthur Rank filmij
115'dakika.
1991 Cannes şenliğinde. şenlik tarihinde
görüimemış bir başan kazandı "Barton
Fink." Hem en ıyi fılm hem en iyi yönet-
men hem de en iyı oyuncu (John Turturro)
ödüllennı birden aldı. Bu. filme büyük rek-
lam sağladı. Ama aynı zamanda. Cannes
yönetmeliğinin değiştirilmesi ve bir fılmin
bunca ödül almasının engellenmesı giri-
şimlenne de yol açtı.
"Barton Fink"i ikınci kez izlerken, fılmın
gerçekten önemli bir fılm olduğunu algjlı-
yorum. Sinemanın Taviani kardeşlerden
sonrakı >enı "dahi kardeşleri" Joel ve Et-
han Coen, gerçekten de bir yandan Ameri-
kan sınemasının klasık yönetmenlerinin ve
onlann anlatımlannın ana özelliklennı ve
de "tür sineması"nın kimi kalıplannı kul-
lanmayı, öte yandan ise son derece özgün
ve kişisel bir dünya yaratmayı başanyor-
lar. Bu da az şey değiî
En ilginç, en zekice senaryolardan
"Barton Fink". Broadway'de oyunu ba-
şan kazanan bir yazann 1940'lann Holl-
ywood"una çağnlıp senaryo yazan olarak
ünlu bir şirkete (Capitol Pictures) kapılan-
masını ve o dönemın ünlü aktörü VVallace
Beery ıçin çevnlecek bir "güreş filmi"nin
senaryosuna sıvanmasını öykülüyor. İçine
dönüİc. kuşkucu ve üretmede biraz kabız
olan yazanmız, ikınci sınıf birotelin odası-
na kapanarak veduvardaki "plajda birdil-
ber" resmınedalarak. ışıni yapmaya çalışı-
yor.
Bu arada, yan odadaki gürültücü kom-
şusu\la da tanışıyor. Bu. iri-yan, çocuksu.
dost canlısı bir sigortacıdır.
Bu arada yazanmız daha önce Holl> wo-
od'a gelip yerleşmışçok ünlü bir yazarla ve
onun "başanlannın ardındaki kadın" olan
azarır
mini yaşıyor. Ve yaşadığı garip, gcrçek-
üstü ve fantastik övküye bizi de ortak edi-
Yaşamın gizemi
Joel ve Ethan Coen kardeşlerin yazıp, yönettiği "Barton Fink" de John Turturro ile John Goodman başrolleri pavlaşıyoriar.
sevgjlisiyle tanışıyor. Ve kendisi de esın
sıkıntısına düşünce. yazann sevgjlisinden
yardım istiyor.
Ancak işler karabasan gibi bir dnayetle
ve beklenmedik gelışmelerle sürecektir..
"Barton Fink". kuşkusuz sinemada son yı-
Ilarda karşımıza ge-
len en ilginç. en zeki-
ce senaryolardan bi-
rine dayanıyor (Se-
nano yazmaya sıva-
nan tüm hevesli veya
profesyonel dost-
lanmızın, toplu hal-
degıdıpbu filmi "din-
lemelenni" ıster-
dım). Senaryo
Joel Coen övkü fılm. bizfere
bir dızı "farklı dünyalar"ın. çelişkı yumak-
lannın kapısını aralıyor.
Garip, gerçeküstü ve fantastik
Bu ıkilemlerden bıri, dışanda taşkın ya-
pımalan. ince belli palmiyeleri, yüzme ha-
vuzlu "sonradan görme" evleri, çocuksu
yapım sistemıyle klasık dönem Hollywo-
od'udur. Coenkardeşler, budönemin "sine-
ma başkentfne ve fılm yapma yöntemleri-
ne: kısa. ama son derece yoğun bi bakış
atıyorlar. Capitol Pictures'ün sahibi
yapımcı. odönemde Hollywood'u ellerinın
ıçinde tutan ünlü yapımcılann (Sam Spie-
gel'den VValter \Vangere. David O*SeIz-
nick'ten Louis B.Mayer'e) bir toplamı san-
ki.. A\nı biçimde. ünlü ve sarhoş yazarda
da yine o yıllarda yeteneklerinı ucuz Holly-
vvood fılmlcrinc satan VVilliam Faulkner
veya Dashiel Hammett gibi yazarlan gör-
mek mümkün... Ama Coen kardeşlerin
amacı. bir "Oyuncu" filmi daha yapmak
değil. Onlar. bu özel dönem ve mekan ko-
şullannın üzennde. bir yazann bir odanın
içinde şaşadığı ola-
ğanüstü macerayı
anlatmak istıyorlar
Çünkü tüm Holly-
wood ve tüm Calı-
fornia'nın çekiciliği-
ne karşın. bir ucuz
otcl odasında da
olağanüstü scrüvcn-
ler vaşanabılır. İşte
yazanmu Barton
Ethan Coen Fink. bunundeneyı-
Filnı. seyircıyi şaşırtan biçimde birçok
yolda birden ıterliyor. Çeşitli türlcrdcn ve
alanlardan bcsleniyor "Barıon Fink": Bir
aralar bir Holly\vood parodisi. sonra bir
güldürü, daha sonra bir polisiye film izler
gibi oluyorsunuz. Ancak bu bcklcntılenn
hiçbin gerçekleşmiyor. Film. yolunu, "tü-
rünü" hiçbir anında belli etmiyor.
Çünkü Coen kardeşler. bir "tür filmi"
yapmak değıl: tür filminı "demistıfıe" et-
mek, gizcminı çözmck. yapısını dağumak,
onu aynştınp yeniden bırleştirmek ıstiyor-
lar. Bu nedenle. filmleri. dar (otel odası)
mekanını vekısıtlı (1941 yılı Hollywood'u)
zamanını aşıyor. yaşamın gizemi. zckanın
ölümsûzlüğü. yazı yazmanın. gidcrek ya-
ratmanın zorluklan vc başka şeyler üzen-
ne. gerçekle gercek-üstü arasındaki hassas
dengedc gidip gelen bir üslup alıştırmasına
dönüşüyor.
Gorkemli sinemasal bölümler
Bu alıştırma içinde. Coen kardcşlcr gör-
kemli sinemasal bölümler yaratıyor vc tür-
lerc ustaca göndermelcrde bulunuyorlar.
Sürekli düşüp duran duvar kağıtlan. ince
duvarlan, pisliğı ve sivrisinckleriyle otcl
odası. korku sınemasının kimi öğclerini
anımsatıyor. Finaldeki ">angın ve kıyım"
sahnesi. gösterişli kimı bilim-kurgusal ya-
pımlann fınal bölümlcrine atıfta bulunu^
yor. Jçinde neolduğu anlaşılmayan "kutu*"
ise sanki Bunuefin "GündüzGüzcli"ndcn
çıkıp gelmiş. Tipik Amcrikan anlatım öğe-
lerini Avrupa (dün>a) sinemasının ve kül-
türünün kimi verileriyle besleyerek kendi-
lerine özgü bir sinema yaratıyor. Coen kar-
dcşlcr... Filmlerinin ABD'den çok Avru-
pa'da ilgi görmcsı bir rastlantı değil. Bu dc-
ğişik. önemli \e sinemayı yenıleyici filmi bir
an önce. acelc ederek görün deriz... Vc bi-
tirmedcn. 2 bü>ük oyuncusunu. John Tur-
turro ilc John öoodman'ı da övmek ısteriz.
Özellikle Turturro'nun her türlü övgünün
üzcrindcki inanılmaz kompozısyonunu da
kendisini "oyuncu" sayan hcrkesizlcmeli.
Sessiz oynadı,
sessiz öldü...
Kültür Servisi - Amerikan sessiz sine-
masının en bfi>ük yıldızlarından Lillian
Gish. 99 >aşında, Manhattan'daki e^inde
uykusunda öldü. 75 yılda 100'ü aşkın filmde
rol alan ünlü yıldız, vönetmen D.\V. Grif-
fith'in "keşfnle" sjnema>a girmiş ve onun
filmlerindeki masum. temiz genç kız roneriv-
le tüm dünyayı kendine ha\ran bırakmıştı.
I.ilian Gisb'in kardeşi Dorotfa> Gish de
Amerikan sessiz sinemasının bir dönemine
damgasını vuran bir diğeroyuncmdu.
191S yılında ünlü epik fİIm "Bir l'lusun
Doğuşu"}la sinemada > ıldızı parlajan Lilli-
an Gish. aynı dönemde "Hosgörüsuzlük" ve
'•Kırık Tomurcuk-
lar" ile ününü pekiş-
tirdi. Gish'i anlatan
ntenajeri James
Frasher. "Ulian si-
nemanın ta kendisiy-
di. Sinema 1893'te
başladı, Lilian da
ö\le" dedi.
Gish, sessiz sine-
manın >ılmaz bir sa-
Lıllıan Gish \unucusu>du. Sa-
natçı, yaşamının son giinlerinde bile eski
fihnlerin korunması için sürekli çalıştı. Sesü
sinemaya te "modern" filmlere hiç ısma-
madı. Bir söyleşkk, ••Sesli filmleri hiçbir za-
man pek sevmedim. Bana öj le geüyordu ki
sessiz film, sürekli bir gelişim içinde bambaş-
ka bir sanat dalına dönüşecekti. Yalnı/ca
pandomim tarzı değil ama çok boş bir biçim-
de dışavunımcu bir sanata dönüşüyordu ses-
siz sinema..."' demişti.
"I.a Boheme"in ölüm sahnesinde
inandıncı görünmek için üç gün susuz kala-
cak kadar sanatına ve isine sa\gı duvan Lili-
an Gish, hiç evlenmedi. Ancak söz \erip de
geri döndüğü için bir aşığı tarafından dava
edildi! '"Bir çok erkek se»dim, ama eı lenerek
hiçbirinin vasamını mahvetmedim. Haftada
yedi gün. günde 12saatçalısanbirkadınlane
tür bir evlilik yaşanabilirdi ki?" di>ordu...
Adalet Ağaoğlu'nun romanından Tunç Okan'ınfilmeuyarladığı Tikrimin İnce Gülü' sinemalarda
Bir'Alamana'nınkarayollanmacemsı
Fikrimin İnce Gülö ' Mercedes,
tnon Amour - Senaryo ve Yönetim:
Tunç Okan , Görüntü: Orhan
Oğuz ! Müzik: Vladimir Cosma /
Oyuncular: İlyas Sahnan, Valerie
Lemoine, Micky Sebastien, Ale-
xander Gittinger, Savaş Yurttaş,
Saadet Gürses. Menderes Sa-
mancılar, Serra Yılmaz I Bir Arte-
dis (Türkiye- Almanya- Fransa-
İsviçre ortak- yaptmı)
Türk (\e de dünya) sinemasının en "se-
rüvcnlı" filmlerindcn bın olan "Fikrimin
İnce Gulii". çckimıne 1987'de başlanmış
olan bu film. sonunda sinemalarda. Bunca
geç kalmasının açıklaması. nedenleri ayn
bir konu. Ama karşımızda gerçekten dc
çok başanlı bir fılm. Türk sineması içinde
bir doruk noktası olduğu su götürmez.
"Fikrimin İnce Gülü". kendi adımıza
çok sevdiğımiz bir Adalet Ağaoğlu romanı.
sanatçının ılk dönemının bizi en çok etkile-
miş olan yapıtı. Adalet Ağaoğlu. bu roma-
nında diğer romanlannın da ana özellikle-
nnden bınni oluşturan bir "bilinç akımı"
teknıgini ustaca kullanıyor: "Uçüncü kişi-
mn anlatımından ustaca kişisinin bılmcine
kayıyor. ontın bakışıyla yanaşıyor olaya.
nesnelere. Sonra yer değiştiriyor 'öteki'-
nin düşüncelerine atlıyor. Her binmize gö-
re başka olan yanıyla veriyor böylece bir
olay parçasını. nesnelenn her bılince başka
bir biçimde yansıyışını." (Attila Özkınmlı)
Ama öte yandan. "Fikrimin İnce Gülü".
Ağaoğlu'nun en "çizgisel". belli bir hikaye
örgüsünü en >akından ızleyen romanı. Bu
anlamda da sinemalaştınlması en kolay
İlyas Salman, Mercedes'iyle köyüne dönen Bayram rolündc harika bir oyun veriyor.
(belki de tem mümkün) romanı bençe.
lcerdiğı aynntı \egözlem zenginliğine. Öz-
kınmlı'nın işaret ettiği anlatım tekniği zen-
ginliğine karşın...
Ilk gerçek 'yol filmi'
Bu açıdan. roman bir anlamda. zaten "si-
nemalaştınlmayı bekliyordu" denebilır.
Ancak bunun yine de çok zor bir iş olduğu-
nu da unutmadan... Nitekim bu zorluklan
Tunç Okan da yaşamış. filmin ilk düşünü-
len olanaklarla yapılamayacağını fark et-
miş. yabanci ortaklar aramış (ve bulmuş).
Tüm gecikmeler de temelde bu yüzden...
Ancak sonuç oldukça gorkemli. "Fikn-
min İnce Gülü". Türk sinemasının birçok
açıdan ılk gerçek "yol filmi". Vc romanda-
ki gibi çizgisel öyküsünün ardında çok şcy
söyleyen. çok şcy anlatan bir film...
Ankara'nın Ballıhısar köyünden Bay-
ram'ın ö\ küsü bu... Türkiye'yı sarsan " Ala-
mancılık" fırtınasına yakalanıp kendisini
Almanya'ya atan bir köylü vatandaşımız.
Orada Münih'te sokaklan temizlcycrek
(kitaba göre BMVV'dc isci olarak) biraz
dünyalığı doğrultup. altına bir dc "Balkız"
adını verdiği Mercedes çekıp kö\ üne dön-
mek ve yaşamını kurmak nnetindc Bay-
Orhan Oğuz'un yönettiği 'Dönersen Islık Çal', Beyoğlu'nun arka sokaklannda
k
ufak" bir gezinti
6
Marjinallik
9
modasına bir lıalka daha
Dönersen Islık Çal / Yönetmen: Orhan Oğuz I Senaryo: Ce-
mal Şan I Görüntü: Orhan Oğuz j Müzik: Onay Oğuz I
Oyuncular: Mevlût Demiray, Fikret Kuşkan, Menderes Sa-
mancılar, Derya Alabora, Günay Girik, Orhan Elmas, Mem-
duh Ün l Bir Vğurfılm yapımı.
"Marjinaller". dünya ve de Türk sa-
natında moda oldu. Marjinal yaşamlar.
çizgı-dışı kişılikler. yerleşık değerlerin
dışında yaşayanlar... Oyle ki artık "dün-
yanın tüm marjınalleri.. Birleşın" dıyecek
gibıyiz... (Ama birleşebilseler zaten marji-
nal kalırlar mıydı?)
Marjinal kişı ve yaşamlara el atmak da
"rnodern" olmanın. "güncelliği izleme-
nin", giderek başanlı olmanın koşullan-
ndan bıri sayılır oldu. Ama bu o denli ko-
lay mı?
Sanat eserine dönüştürebilmek
Cemal Şan'ın senaryosu üzerine Orhan
Oğuz'un yönettiği "Dönersen Islık Çal"ı
ızlerken hüzün içinde bunlan düşündük.
Bcyoğlu. Beyoğlu'nun gece hayatı. Cad-
de-i Kebir'ın yanıbaşında uzanan. ço-
ğumuz için en aandan geceleri "gırilmez"
olan yan sokaklarda yaşanan bınbir
dram... O yaşamın kıyısına itılmış küçük
insanlar. yosmalar. pezevenkler. dönme-
ler, oğlanlar. "hayat kadmlan", küçük hır-
sızlar, söğüşçüler, üçkâğıtçılar, uyuşturucu
tutkunlan Ve başkalan.
Ne zengin bir malzeme. ne yoğun bir esin
kaynağı. değil mı? Bu yoğunluktan sanatçı
süzgeçleriyle gerekli besini emip alabilmek.
zaten kendilığinden dramatik ve "pıto-
rcsk" olanı. bir sanat eserinin kendine özgü
kahplanna dökebilmek koşuluyla...
Zeka ve duyarlıktan yoksun
"Dönersen Islık Çal", ne yazık ki bunu
yapamıyor. Kişilerin veçevrenın hazırçe-
kiciliğiyle yetınmek durumunda kalıyor.
Çokluk gece veya sabaha karşı çekilmiş
"kadınsız Beyoğlu" göriintülerine. arka
sokaklarda her an olabilecek dramlara, iş-
lcnebilecek cinayetlere, hiç düzeyindeki in-
san yaşamlanna sığınıyor. Ön planda ise
bir cüceyle bir dönemın ilişkilerinin, seyir-
ciyı tavlamak için yeterli olacağı varsayımı-
ATİLLA DORSAY'EV YILDIZ
TABLOSU:
Filmin adı
Barton Fink
Fikrimin İnce Gülü
Drakula
Dönersen Islık Çal
Gösterildiği Sinemalar
Beyoğlu Lale, Kadıköy Kadıköy, Harbiye As
Bev. Beyoğlu. Kad. Moda, Bakırköy Kayra
Beyoğlu Emek. Kadıköy Reks, Şişli Kent
Beyoğlu Beyoğlu
Değeriendimte
••••
• • •
•••
•
•Sıradan** Göriilebilir ***Gerçekten ilginç ****Başyapıt
na...
Ancak perdcden zeka ve duyarhk ürünü
hiçbir şey geçmıv or. Ne gerçek bir sinema-
sal dcğer içeren tek bir sahne. ne bir cücev lc
bir travestiden beklenebilecek olanın dışın-
da tek bir çarpıcı. farkh. değişik konuş-
ma... Oldukça ahlakiıveahlakçı, Beyoğlu'-
nda bir dönme kcşfedince pek şaşıran bir
cüce>le, ağzını heraçtığında en klasık "ib-
ne jargonu" boşaltan bır dönme. bu filmi.
kişileri ölçüsünde marjinal kılmakta son
derece yetersiz kalıyorlar.
KuşkarTın 'özverisi'
Cüce Mevlût Demiryay, gerçek ten dcçok
iyi. Zavallı Fikret Kuşkan ise saçlannı
kazıtıp kadın kılığına gırmckleyaptJğı "öz-
verirun karşılıgını hiçbir biçimde alamıyor.
Çünkü senaryonun ve yönetmenın ona
biçtiği rolde. bir kişilik. bir karakter oluş-
turmak için hiçbir olanak yok.
Beyoğlu'nun arka yüzü gibi bir filmden
bu denli sıkıcı bır nesnc çıkaranlann bır
dünya yaratılabıleceğini görmek için ckip
halinde "Barton Fink" filmini (cn jzından
5 kcz) izlemelerini ısterdim. Bir <ic marji-
naller üzerine vapılmıj (ve ülkcmizde gös-
terilmiş) Hector Babenco'nun "İronwced"
veya Barbet Schroeder'in "Bar Kelebeği"
fılmlerini Bu ı>lcnn hiç de görııldiiğii ka-
dar kolay olmadığını anlam.ıLırı ivın.
ram. Hasta yatan amcası İbrahım'ın elini
öpüp "Ona nasıl adam olduğunu göster-
mek". uzatmalı sözlüsü Kezban'la sonun-
da evlenmek. köye Balkız içinde krallar
gıbı girmek...
Belgesel lezzeti
Bayramın hayallcri önce Türkiye'nin
somut koşullanna çarpataktır: Edirne
gümrüğüne geldiği anda sorunlar başlaya-
caktır. Arabasına ölesiye titız Bayram. ül-
kemızin kcndısıne özgü trafık koşullannın
cehennemi içinde önce arabasınm yıldızını
yitirecek. sonra camını kıracak. kapısını
göcertecck. amansız ağır kamyonlardan.
kendisiyle dalga geçcrmiş gibi sınlan Al-
man minibüslerine dck çeşitli belalarla bo-
ğuşacaktır. Yolculuğunu hcp bölcn geç-
mişin düşleri içinde. Bayram sonunda güç-
bela köyünün yoluna girecektir, Ama bu-
rada kendisini başka sürprizler beklemek-
tedir.
"Fikrimin ince Gülü". Türkiye'nin ünlü
karayollannda çekilmiş ilk fılm. Bu yollar-
da yaşanan facıayı, Bayram gibiİcrinm
hem kurbanı hem de celladı olduğu. Batı*-
dan gclen tcknık buluşlann nc Batı'dan. ne
de Doğudan gelen. kendimıze özgü bir
kargaşa içindeki soysuzlaşmasını görkcmli
biçimde anlatıyor. Filmin tüm yol bölüm-
len. sanki belgesel kıvamında bir lezzet ta-
şıyor.
'Alamanya düşiT
Bu "trafik hoyratlığı", roman film bo-
yunca. tüm insanca ilişkilerimize de yansı-
mış olarak gözüküyor. Gümrükteki (ka-
dın) görevliden park kahyasına, ağır vasıta
şoföründen Dolapdcre'dekı ycdek parçaa-
ya. herkes birbırinin ve başkalannın "kur-
dudur". bu düzen içinde... Ama aynı işi
Bayram da yapmamış mıdır. sırf Alman-
ya'ya gidebilmek için sevdiği kızın kardeşi
îsmail'in raporunu çalmamış, Kezban'ı ise
ortalarda koyup gitmemiş midır? Tüm in-
sanca ve onurlu ilişkilerini "Alamanya
düşü" uğruna yıkmamış, kendisini onul-
maz bir yalnızlığa yargılamamış mıdır?
"Fikrimin İnce Gülü". bir dönemde (bu-
gün bıle) Türkiye'nin gündeminde önemli
bir konu olan "Alamancılan" ve onlann
çok özel psikolojisini perdeye güçlü biçim-
de gctiriyor. Ama bununla da kalmıy or. bu
kıyasıya yaşam savaşı. bu kördövüşü için-
de. toplum olarak, insan olarak birey ola-
rak yitirdiklerimizin de irdelemesini yapı-
yor. Böylesıne bireysel bir olaya dayalı. nc-
redeyse "tek kahramanh" birolaydan böy-
lesine geniş bir toplumsal eleştiri çıkarmak.
romanm temel özelliğiydi. Film. bu özelliği
genış ölçüde koruyor. görselleştıriyor.
Salman'ın harika oyunu
"Fikrimin İnce Gülü". beürgin bir sine-
ma duygusuyla çekilmiş. ince bir mizahı
baştan sona sürdüren. yer yer yoğun bir
trajiğe ulaşan birfilm...Bayram'ın yan yat-
mış Balkızın başında olduğu veya köy çeş-
mesinin başında. yaşamını bağladığı tüm
kişi ve olaylann bekledığinden çok farklı
akıbetlenni öğrendiği sahnelcr. sinema-
mızda az görülmüş bir trajik duygusu yara-
tıyor. Ve bu arada. aslında (çok "tipleş-
miş" olduğu için) sevmediğimiz bir oyuncu
olan İlyas Salman, Bayram rolündc harika
bir oyun veriyor. Sanatçının Antalya son-
rası tepkisine vc "tek kişilik protesto"sıına
şimdi hak \criyor ve ona katılıyoruz.
Türk sinemasının nerclere geldiğini gör-
mek için "Fikrimin İnce Gülü"nü mutlaka
izlevin..