Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2MART1993SAU
12 DIZI
Türkeş, Velidedeoğhı'numahkemeye verdi
H I F Z I V E L D E T
V E L İ D E D E O Ğ L U
88YILINSEVİNÇLERİ
HÜZÜNLERİ
MERİÇ VELIDEDEOĞLU
• 1977lerde Atatürk'e, onun
ilkelerini savunanlara saldırılar
şiddetlenerek terör boyutuna
uzanınca, bu kesimin gittikçe
kabuğuna çekilip, sessizleşmesi
sonucunda Atatürk'le ilgili gerçek
görüşler, kamuoyuna, gençlığe geniş Hocam!" deyişini
bir biçimde sunulup ulaşamıyordu. hep anımsanm.
•Türen Paşa, Velidedeoğlu'na
Söylev'in "fazla Türkçe" yazıldığı için
rahatsızhk duyduklannı beliıtir.
Velidedeoğlu bu yanıtı aktarmca,
Sayın Samı Karaören'in "Demek
ençliği bu önlemlerle koruyorlar
Tuttuğuyolun Hitlcr'inkine
benzeülmcsinı hakaret sayan
MHPliden. Velidedoğlu'nu
mahkeme\everir. Dava
sonunda Vclıdedcoğlu aklanır
da 70 yaşında hapise düş-
mekten kurtulur.
• 17Şubat 1926da kabul
edilerek. ay nı yılın 4 ckim günü
de yürürlüğe giren Türk
Yurttaşlar Yasası"nın (Medeni
Kânun'un) 1976'da ellinci yılı
dolduğuiçın Mukayeseli
Hukuk Ensütüsü'nce. ekım
ayında uluslararası birseminer
düzenlenır. Öğretim eörev liliği
süresince Yurttaşlar Yasası
derslerini veren Velidedeoğlu.
böylebirscminerin
yapılacağını. seminere dört gün
kalapostaylagelenbirda-
vefiyedenöğrendi. Davetiyedc
belirtilcn konuşrna konulannı
incelcrkcn "Çok ilginç
konuşmalar olacak, yalnız
buradaki konular arasında.
'Türki> e'de değiştirilmek
istenen laik karakterli
Yurttaşlar ^ asası'nın bugfin
karşı karşıva bulunduğu tehlike
>e bunun bilinıscl. toplumsal
sakıncalan" dıyc bırkonuya
rastlamadım. Eğerdinleyici
olarak değil dc 40 yıllık bir
medeni hukuk hocası sıfatıyla
bu seminere konuşmacı olarak
çağnlmış olsaydım. herhalde
davetiyede rastlamadığım bu
konuyu seçerdim. Çünkü Türk
Yurttaşlar Yasası'nın. özel
hukuk alanına getirdiği köklü
değişiklik. yalnız bir hukuk
reformu değil. aynı zamanda
kısmi bırdin reformudur.
Çünkü 1400yıldanberidinsel
bakımdan kutsal sayılan aile
hukukunu din kurallanndan
ayınp laikleştirmişıir. Bu
yüzden şerıatçılar bu yasaya
açıktan açığa saldırmakta. ilahi
27 MayB Meri Cona) GürsiProf. Muammer Akso\,Prof. Hüseym Naili Kubah, V efidedeoğkı ve MflB BHk Konüesi üyderi.
yasanın yeniden bu yasanın
yerine geçeceğine dair pro-
pagandayı yaygın bir biçimde
yapmaktadırlar" diyerek
düşüncesini belirtmişti.
Bu görüşünü daha genişletip,
bir pazar yazısı olarak
hazırlamak içinçalışmaya
başladığı sırada Prof.
Muammer Aksoy. semineri
ızledikten sonra bızegeldi. O
coşkulu. yerindeduramaz
haliyle: "'Hocam, konuşmacılar
arasında adınızı göremeyince.
semineri düzenleyenlere
sordum. Size yalnızca dinleyiçi
olarak davetiye gönderdiklerini
anlayınca ne kadar şaşırdığımı
bilemezsiniz"dedi.
durulmayarak şunu da ekledi:
"Oysa 1962'de. tsviçre Yurt-
taşlar Yasası'nın 50. yılını
kutlama törenlerineçok ıyi
biliyorum ki. Türkiye'den
yalnızca siz çağnlmıştınız.
hatırladığıma göre de İsviçre-
nin çeşitli üniversitelerinin
hukuk fakültelerindeTürk
Yurttaşlar Yasası ile ilgili dört
veya beş konferans
vermiştiniz."
Velidedeoğlu. Aksoy "u
yatıştırarak: "Üzülme. ben
şimdi 17ekimpazargünkü
yazımı. yurttaşlar yasamıza ve
onun karşı karşıya bulunduğu
saldınlara özgüleyerek. bunu
çok daha büyük bir kesime
ulaştırmaya çalışacağım" dedi.
Gerçektenl7Ekiml976
yazısını bu konuya ay ırarak.
gönül kınklığını. sorunu gcnış
halk kitlelerineaçıklamanın
verdiği erinçle örttü.
• 1977'lerde Atatürk'e.
onun ilkelerini savunanlara
saldınlar şiddetlenerek terör
boyutuna uzanınca. bu kesimin
gittikçe kabuğuna çekilip,
sessizleşmesi sonucunda
Atatürkle ilgili gerçek görüşler.
kamuoyuna, gençliğe geniş bir
biçimde sunulup
ulaşamıyordu.
Bu durumu Velidedeoğlu:
" Atatürk'ün düşmanlan.
şiddetlı kışta aç kalmış kurt
sürüleri gibi. ülkenin her
yanında kol geziyor. TV ekra-
nmda O'na saldırarak boy
gösteriyor. ortalığı kasıp
kavuruyor. laik. çağdaş. özgür
Türkiye'yi yaşatmak isteyen
gençler ise sindıriliyor. Ata-
türk'le ilgili hiçbır gerçek bilgi.
belge, araştırma onlara
verilmiyor. bn konuda bilinçsiz
bırakılarak, görüşlerini yayma,
savunma dayanağından
yoksun etmek isteniyor" diye-
rek, sorunun bir başka yönüne
parmak basar. Gençlere. Milli
Mücadeleyi, Kurtuluş
Savaşını. Meclis'i.
Cumhuriyet'i vedevnmlen
anlatmak içın Atatürk'ün
bütün bunlan belgelere
dayanarak kendi kaleminden
anİatlığı Sö> lev'i günümüz
Türkçesıneçevirmeye başlar.
Ay nca. Aunürkçü düşünce
açısından önem taşımayan
aynntılara ilışkın kinıi
bölümleri kısaltarak özetleyip
yeni bir düzenlemeyle Söy lev'i.
I978ytlının 19mayısındaTürk
gençliğıne sunar.
Söylev'in yakın geçmişimize
ışık tutan bir tarih kitabı gıbi
ortaöğretimde okunarak
yaygınlaşması, aranan bir
kaynak yapıt durumuna
gelmesi Velidedeoğlu'nu son
derecemutlueder. Kıiabın
gıtlıkçe büyüyen bir ılgı alanı
yaratması 1981 yılınadek
sürecektir.
Bu yılın ilk aylannda bir
akşam Velidedeoğlu'nun
tclefonu durmadan çalar.
Arayanlar. Söylev'in gençliğe
yapacağı katkıyı anlayarak.
onu öğrencilerine tanıtıp oku-
tan bilinçli öğretmenlerdir. O
gün görevli olduklan okullara
Milli Eğitim'den gelen telefon
emriyle Söylev'in
yasaklandığının bildırilmesi.
onlan adeta paniğedüşürmüş.
şaşırdıklannı.buna
inanmadıklarını
Velıdedeoğlu'na telefonda
anlatarak,ondan buemrin
kaldınlması için girişimde
bulunmastnı ısrarla rica
ediyorlardı.
Velidedeoğlu olayın
ıçyüzünün tam aydınlığa
kavuşmasını birsüre
bekledikten sonra, tstanbul
Milli Eğitim Müdürü'nden bir
randevu istedi. Yeni atanan
emeklı birsubay olan Milli
Eğitim Müdürii Kemal Türen
Paşa lütfedip randevu isteğini
kabul etti. Görüşmede
Velidedeoğlu yasaklamanın
nedenini sorduğunda aldığı
yanıt karşısında gülmesi mi.
üzelmesi mi gerektiğine karar
veremez. Türen Paşa, Velıde-
deoğlu'na Söylev'in 'İazla
Tûrkçe" yazıldığı için
rahatsızlık duyduklannı. bu
yüzden önlem aldıklannı be-
lirtir. Görüşme dönüşünü
Cumhuriyet gazetesinde
beklediğimiz Velidedeoğlu bu
yanıtı aktarmca, Sayın Sami
Karaören'in "Demek gcnçliği
bu önlemlerle koruyorlar
Hocam!" deyişini hep
anımsanm.
Ama bu olayın gülmecenin
de ötesınde bir yanı daha vardu
o da: Velidedeoğlu'nun Sayın
Türen Paşa ıle görüştüğü
günün akşamı, Evren Paşa'run,
TV'de görüntülenen bir
konuşmasında bütün
ınandıncılığıyla (!): '"Söylev'i
okuyun!" demesiydi...
Ne var kı. gcnçliği n
Atatürk'ü kendi kaleminden
anlamalan için gayret gösteren
ilerici öğretmenler, öğrenci
velileri, gençler ve halk. Ve-
lidedeoğlu'nun düzenlediğı
Söylev'i okumayı sürdürür.
1992'yegelindiğinde, Söylev'in
21'ıncibaskısınıoluşturan 125
bininci sayıya ulaştığının, 24
şubatta Velıdedeoğlu'na
iletilmesi. duy duğu son mutlu
haberolacaktır.
SÜRECEK
Uyanın Dostlar
İnan ki değer yok. bu yaşam savaşında.
Senide kalleşçe alıp gittiler.
O cani insanlar, mutluluk dolu,
Seni sevenler ise yasa boğuldu.
Uvanın dostlar. matem zamanı...
Çaresizlik kahretti, tüm insanlan.
Bir şey yapamamak. gerçekten acı.
Seninde öldürülmene göz yumamayız,
Uyanın dostlar, savaş zamanı...
Haksızüklara karşı savaşımız.
Masumlann öcünü mutlaka alacağjz.
O gülen yüzleri. bizağlatacağız!
Kimse bizi susturamaz, susmayacağız!
Uyanın dostlar, birlik zamanı...
Ağlayanlar ağladı, olanlar oldu,
Biz böyle diyemeyiz, sabnmız doldu.
Masum yere ölenler artık çoğaldı.
Uyanın dostlar, dostluk zamanı...
Tülay Akgündüz
Sevgili
Mumcu
24 ocak Türk si\ asi yaşa-
mında ekonomik yönden
aJınan kararlar nedeniyle
önemli bir gün olmuş ik'en bu
ününe bir > enisini daha
ekledi. 1968 > ılından beri
okuduğum gazetemin 1975
yılından başlav arak
ayrılmaz bir parçası duru-
muna gekn değerli L ğur
Mumcu bu günde ökiürüldü.
Acımı sözcükleıie belirtmek
olanaksız.
Doğanm kuralı her varlık
için geçerli: Ölüm
tadılacak. Ancak bu ölüm
kuraklışı. Cina\ et örgütieri
durmadan çalışıyor.
Toplumda öncü olduklan
yadsınamaz olanlar için
doğal sona ulaşmanın
kendiliğinden olması
yadırganır duruma geliyor.
Bu tür ola> ların ardından
övgüler sıralamak, kanı
yerde kalmayacaktır,
katiOeri mutİaka
bulunacaktır gibi sözler
söylemek onlan
öMürenlerin sevinclerini
arttırıvor. O/aman
yapılacak nedir. diye
sonıyorum kendime: Onlarm
ışıklıyolunudahada
ışıklandırmak için
çoğalmak, birleşmek,
yılgmlığı ve cdilgenliği
bırakmak. canlanmak,
eylem insanı olmak, öğren-
mek ve öğretmek gerekir
şeklinde vanıtlıyonım.
O'na kı> anlar kişiliğinde
"Cumhuri>et"imizin yok
edilebileceğini düşündüler.
Bunun olarnay acağını
yaşayarak göreceklerdir.
Anısu inançları bize sürekli
yol gösterici olacaknr.
A. Metin Kıiınçer
Ögretmen-Gönen
İlkclmndcn ödiinvermeyeceğizTerör vahşetini bir kez daha gösterdi.
Devletimizin en değerli varlıklanndan
biri olan demokrasımizi ve laik yaşam
düşüncemizi delmek istedi. İslam başlı-
ğı altında bınlerce Müslümanı kandıra-
rak insanlan kendi taraflanna çekmek
istediler. Ama onlar dedikleri gibi Müs-
lüman olamazlar. Onlar asla İslamcı
olamazlar. Çünkü Müslüman olan
kimse bu tür vanşetin günah olduğunu
bilir. Sizler yıllar böyu birçok M umcuyu
öldürdünüz. Ama daha geride nice
Mumcular var.
H. Burcak Çokca
Terör aramızdan bir kurban daha al-
dı. Bu seferkı ise Uğur Mumcu idi.
O Atatürk ilke ve ınkilaplannı. maf-
ya. silah kaçakçılanna karşı savaşıyor-
du. Fakat onu susturdular. Onun fıkir
ve düşüncelerini bizler yaşatacağız.
Bekir Çelik
Sevgili Mumcu.
Seni aramızdan ayıran canileri lanet-
liyorum. Sana atılan bomba aslında
hepimize atıldı. Senin gibi bir büyük
insanı kaybetmiş olmamızın sonsuz acı-
sını yüreğimizde duyuyoruz. Seni öldü-
renler iyi bılsinler ki uğruna canını
verme pahasına savunduğun şeyleri far-
lılığı. dürüstlüğü Kemalizmi. ve Cum-
huriyeti yıkmaya kimsenin gücü yetme-
yecektir. Yolumuzu aydınlatan bir
mumdan meşale oldun. Rahat uyu. Se-
ni asla unutmayacağız.
Orhan Yfincüler
Sevgili Uğur Abicım,
Türk basınında doğru bir kalemi
kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz.
Ruhun şad olsun.
. Sen her zaman kalbimizdesin.
\1ehmet Ali Kılıç
Öldürmekle hıçbir şey halledilmez.
Muıncularasla ölmcz. Bir Mumcu öldü
fakat daha nice Mumcu'lar var. Onlar
ölmekle bitmez. İzindeyiz Uğur Mum-
cu.__
Özletn Ayşen
Sevgili Mumcu.
İnsanlar omrü yettiğınde değil yapa-
cak işleri bittiğinde ölmelidir. Vc senin
yapacak daha işin vardı.
V'olkan Mecitoğlu
Çok değerli Uğur Mumcu.
Şu anda hamile bir kadın olarak sana
söz veriyorum. Karnımdaki çocuğumu
senin gıbi yctiştireccğım. Seniz izinde-
yiz.
Nilgün-Gülaşlar-Özgentürk
Bu ülkenin yalnızca O'nun gibi cesur
ve dürüst fıkir adamlanna ıhıiyacı var.
Dönck ve dü/cnba/ yöncticilere değil.
O'nun ölümü Türkiyenin yannın ka>-
bıdır.
Ayşe Eroktay
Sayın Uğur Mumcu.
Sizin ölümünüz ilc Türkıyc'dcki gaze-
tccilik ve basın hayatında da bir mum
söndü. Her zaman ışığmız kalbinizde
parlayacak parlayacak.
Ümmühan Çetin
Çok değerli vatandaşımız Uğur
Mumcunun hainçe öldürülmesinc çok
üzüldüm. Gereğinin yapılmasını nca
ederim.
Serkan Tabakoglu
Nc yazık ki ölümün acısını yinc his-
scttırdi. Fakat öldürcn zihniyct ölümün
çare olmadığını anlayacak. Uğur de-
mokrasi mücadeleniz sonsuza dek içı-
mizdc sürdürccektır.
Serder Canbaz
Öldürüimesiyle insanlığın ve insanlık
onunınun nasıl ayaklar altına alınabil-
diği bize bir kez daha gösterilmiş oldu.
Onun ve onun gibilerin rahatça düşü-
nüp yaşayabileceği günler için elele...
Tarkan Babaoğlu
Sevgili Uğur Mumcu;
Sen her zaman demokratik kalplerde
ve düşüncelerde laik Türk genlerinde
yaşayacaksın. Sen her zaman bizimle-
sin. Seni seviyoruz...
Aylin Poyraz Sümer Poyraz Yener
Pojraz Ezgi Po>Taz
Saygıdeğer abiciğim. Canımız. Büyü-
ğümüz Uğur abimizin. Anısını yaşata-
cağız ve ilkelerinden hiç ödün vermeye-
ceğiz. _
Ferit Incegöz
Sevgili Uğur
Seni öldüren eller kınlsın.
Sen gönlümüzde. düşüncelerimizde
ebediyen yaşıyacaksınız.
İsmail Polat
UğurAbi
Bir mendil niye kanar
Dış değil tırnak değil
Bir mendil niye kanar
Mendılimde kan sesleri niye
Sen bir mumdun. Seni katleden
vahşiler, nilyonlarca meşale yaptıklannı
hiç unutmasınlar. Saygıyla anıyorum.
Hıdır YıMız
Katledilişini kınıyoruz. Ve Allah'tan
rahmet diler yakınlanna başsağlığı dili-
yoruz.
Murat Ramazan
Demokrasi aşığı bir insanı katlctmck
çok üzücü.
Faşizme karşı omuz omuza verilme-
dikçe. katledenlercczasızkalmaz. Musa
Anterler. Namık Tarancılar vc Uğur
Mumcular mücadelemizde yaşıyor.
Alper
Düşüncelerin tutsak edılmcdiği bir
dünya içın çalışan Uğur Mumcu'nun
katillerini lanetliyorum.
Nadir Ekren
Sürecek
ANKARANOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
İstanbul'da...Aşağıdaki konuşmalar, Zeliha Doğan Yeşil'le, dörtya-
şındaki kızı Çınar arasında geçer:
"- Anne, UğurMumcu'yu seviyor musun?
- Evet, hem de çok.
- Niçin seviyorsun, ne yapmıştı o?
- Uğur Amcan, sen büyüdüğunde güzel günlerinin ol-
ması için çalışıyordu.
- Anneciğim, sen Atatürk'ü de çok seviyorsun. Uğur
Amcam da onu sever miydi?
- Evet, en büyük Atatürkçüydü ve izinden, ilkelerinden
hiç ayrılmadı.
- Anneciğim ben Atatürk'ü de Uğur Amcamı da çok
seviyorum. Ama onu niye öldürdûler? Güzeli sevmezler
mi onlar?
- Güzeli ve aydınlığı sevmezler ve tanımazlar canım.
- Peki, Atatürk 'ün yanına mı gömdüler Uğur Amca mı?
Çocuk gözünde Uğur bu işte. Uğut'un da sevincinde,
öfkesinde çocuksu bir saflık sezerdim hep. Hani, sıra
kapan aiacan çocuklar gibi. Yazarlığının agırlığı gülme-
cesindeydi, muzipliğindeydi. Çok kimse bunun ayırdına
varmadı, varamadı. Uğur'uöldürenler varabilirler miydi
hiç? Uğur'un arabasına o patlayıcı maddeyi koyan,
Uğur'u birazcık tanısa buna hiç girişir miydi? Avust-
ralya'da Melbourneda yaptığım konuşmalarda söyle-
miştinr
- Nasrettin Hoca öldürülür mü hiç? diye. Uğur bir Nas-
rettin Hoca'ydı. Anladım ki, Nasrettin Hocadaöldürülür-
müş; Karagöz'le Hacivatöldürülmediler mi?
Istanbul'daydım. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu
toplantısına girmiştim. Toplantıdan sonra Aydın Engin'-
le birlikte evlerine gittik. Frankfurt'a her gidişimde onlar-
da kalırdım. Şimdi, onlar geldiler. istanbul'a gelip de
onlarda kalmamak olmazdı. Ekim'le birlikte kedileri Ni-
na da gelmişti, hem de uçakla. Kedi önce ısınamamış,
ortalığaçıkmamıştı.Nina,Oya'nın "KediMektuplan'nm
kahramanlarından. Nina, beni tanıdı, bacaklarıma sür-
tündü, ne iyi...
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun anma toplantısı cuma
günü 14.30'daydı. Daha önce saat 11.00'de Kartal'da Ha-
san Âli Yücel'i anma toplantısı vardı. Perşembe günü hiç
evden çıkmadım, Cumayı bekleyecektim. Hava da kötü
mü kötü. Cuma sabahı Kartal Belediye Başkan Yardım-
cısı Celal Ülgen, araba gönderip aldırdı. Belediyenin
"Halkla İlişkiler" bolümünde, yönetmen Seher Alaçam,
yardımcısı Sevgi Kongar, Zübeyde Tohumcu nasıl ilgi-
lendiler, anlatamam. Zübeyde Tohumcu, Köy Enstitülü
bir öğVetmenin. Mehmet Atalay'ın kızı. Kartal'da Hasan
Âli Yücel Kültür Merkezi'nde, Hasan Âli Yücel anılıyor.
Yücel, 1961de ölmüştü; Prof. Tevfik Sağlam'ın evinde,
onun kolları arasında. Kartal Belediye Başkanı M.AIi
Büklü açtı toplantıyı; sunuculuğu Metin Gökyokuş yap-
maktaydı Hüseyin Başaran, Hasan Âli'nin sevdiği "Ru-
meli" türkülerini çalıp söyledi. Mehmet Başaran, Vedat
Günyol, Mualla Eyuboğlu, Sami Karaören, Yücel'in kızı
Canan Eronat konuşmalar yaptılar. Konuşmaların so-
nunda ben de kısaca, tanıdığım Hasan Âli Yücel'i anlat-
tım. Daha sonra, Yakacık'ta bulunan "Tonguç lşliği"ne
gidildi. Orası nasıl. da ilginçti. Kartal Belediyesi işsiz
gençleri alıyor, onlara bilgisayar, muhasebe, daktilo,
biçki-dikiş, halıcılık dallarında kurslar veriyor. işin bir
güzel yanı. kursları bitirenler üç aşağı beş yukarı kesin-
li^le bir işe de giriyorlar. "Tonguçİşliği", Köy Enstitüleri
ilkelerinedayalı biçimde çalışıyor. Bu biranlamda, "Ya-
şatılan Köy Enstitüleri" demek. Bu yönde Kartal Beledi-
yesi'ni kutlamak gerek.
Başaran anlattı, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Köy Ensti-
tüleri'nin büyük bölümünü dolaşmış, "Anıların Izinde"
kitabının ikinci cildinde, "Boşikdüzü'nde Bir Tartışma"-
da o zaman milletvekili olan Raif Karadeniz'le tartışma-
larını anlatmış.
Velidedeoğlu'nu anma toplantısında, Adalet Bakanı
Seyfi Oktay da konuştu. Oktay, "Elbette ki, Hıfzı Veldet,
Atatürk devrimlerinin ve aydınlanma çağının gerçek bir
simgesidir. Atatürk ile başlayan aydınlanma çağının ön-
cülerinden bihsidir. Atatürk devrimlerine yürekten inan-
mış, onlan özümsemiş tam bağımsızlık ilkesinin ödün
vermez savunuculanndandır" dedi konuşmasının bir
yerinde.
Server Tanilli de Strasbourg'dan yolladığı iletisinin bir
yerinde özetle şöyle diyordu.
"Arkadaşlarım.
Bugun çağdaş, hele hele laik Türkiye ülküsünün karşı-
sına dikilmiş olan tehlikeyi size hatırlatmayı gereksiz
görürüm. Bu salonda toplanmış olan herkes, böyle bir
davaya antiçmiş aydınlardır. Çağdaş Türkiyenin kuru-
luşu, toplumumuz için nasıl bir hayat memat sorunu ise
bu davanın sürdürücüleh için de aydın olmanın 'onsuz
olmaz' koşuludur. Böylesi bir kafa ve ruh yapısı harcın-
da, Hıfzı Veldet Hoca'nın emeğine olan borcumuzun bi-
lincindeyiz. Bu bilinç, kavgamızı sürdürürken, inanıyo-
rum ki bize daha çok canlılık katacaktır..."
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun anısına toplantıyı, Çağ-
daş Yaşamı Destekleme Derneği düzenlemişti. Açış
konuşmasını derneğin genel başkanı Türkan Saylan
yaptı, sunuculuğu Gülsen Tuncer üstlenmişti. Velidede-
oğlu'nun yaşamöyküsünden resimler çok güzel derlen-
mişti. Bunlan Meriç Velidedeoğlu derlemişti. Sanatç"ı
Aydın Karlıbel'in piyanoda çaldığı parçalar ilgiyle din-
lendi. Daha sonra düzenlenen açıkoturumda, Nihal
Uluocak, Şükran Ketenci. Necla Arat, Toktamış Ateş ile
Aydın Aybay konuştular, Velidedeoğlu'nu anlattılar. Son
olarak, ODTÜ'lü öğrencilerden "Devinim" dergisinden
Alptekin Gündüz konuşmuş, ben dinleyemedim, Şükran
Ketenci söyledi, çok güzel konuşmuş...
Sevgili savunmanım Orhan Apaydın'ı anma toplantı-
sına kalamadım, Ankara'ya döndüm; gönlüm orada kal-
dı!
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA:
1/.Orhan Kemal'in bir ro-
manı... Kemiklerin yu-
varlak ucu. 2/ Osmanh-
larda yeni evlenen erkek-
lerden abnan vergi. 3/
Dili tutulmuş, konuşa-
maz hale gelmiş... AJüv-
yon. 4/ Bir görevin yürü-
tülebilmesi için merkez
olarak seçilen yer... Yat
limanı 5/ Güney Ame-
rika'da yaban hayvanla- 8
nnı yakalamak için kulla- g
nılan kement... Inatçı. 6/
Mukavemet. 7/ Argoda yalansöze
verilen ad... Şamanizm'in din
adamlanna verilen ad. 8/ Bir nes-
neye zorunlu olarak bağlı olma-
yan ve onun özünde bulunmayan
nitelik.. Bir gösterme sıfatı. 9/ Ke-
nar süsü... Büyüklük, irilik bakı-
mından şaşılacak durumda olan
Şey.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Mehmet RauFun. edebiyatımız-
daki ilk psikolojik roman ömeği
olan yapıtı... Kirli. 2/ Çobanlann çaldığı ıslık. 3/ Söz, laf... Te-
miz. ifTetli. 4/ Şarkı, türkü... Karaciğerinden balıkyağj çıkanlan
ve Kuzey denizlerinde yaşayan balık. 5/ Kaçak ve yasak şeyle-
rin saklandığı yer... Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek. 6/
Fınnda ekmek, börek. çörek çevirmeye yarayan bir tür kürek...
Akım şiddeti birimi kiloamperin simgesi. 7/ Kanlı basur hasta-
lığı. 8/ Rey... Ölümsüzlük verdiğine.inanılan su. 9/ İslamhktan
önce Kâbe'de duran üç puttan biri (Diğerleri Lat ve Uzza)...
Içel iline bağlı bir ilce.