Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UUMHURIYET 1 MART1993 PAZARTESİ
HABERLER
v
Anaf
Ankara
DGMie
• Kültür Senisi-Ankara
Biriik Tiyarosu'nun
MaLsim Corkinın
romanındın Bertolt
Bredıt'in ovunlaştırdığı
"Ana" ile ilgili olarak
Samsun Cimhuriyet
Savcıhğj Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ne suç
duyurusur.da bulundu.
Ankara. İstanbul. İzmir ve
Anadolu'ca 250 kez
sahnelenec oyun için
Samsun Sivcılığı soruşturma
açmış, ancak 2845 sayılı
kanunun 9'a maddesini
jçerdiği gerekçesiyle
"Ana"nın Dyunculannın
Ankara DGM "de
yargılanmalan istemiyle
dosya DGM'ye
gönderilmışti. Bunun üzerine
talimatla Ankara Biriik
Tiyatrosu oyunculannın
ifadeleri alııidı. Fiyatro, "Pir
Sultan Abdal" oyunuyla
ilgili olarak da 60
mahkemede yargılanmış,
bunlann 55'inde aklanmışü.
Cezaevinde
jnceleme• ANKARA
(ANKA)-HEFtenistifa
ettikten sonra bağımsız kalan
Şırnak Milletvekili Mahmut
Almak ile Muş Milletvekili
Muzaffer Deniir, Nevşehir
Cezaevinde inceleme
yapacaklar. Alınak ve
Demir, iki kişinin fıranndan
sonra cezaevindeki
mahkûmlara kötü muamele
edildiği ve bütün haklannın
alındığj yolundaki
şikâyetlerden sonra Adalet
Bakanı Seyfi Oktay dan
cezaevinde inceleme yapmak
için izin istediler. Oktay'ın
izin vermesi üzerine Alınak
ye Demir bugün cezaevinde
inceleme yapmaya karar
verdiler. Alınak ve Demir,
incelemeleriyle ilgili bir rapor
hazırlayarak TBMM
Başkanlığfna sunacaklar.
Erbakan
eleştirdi
• İZMİT (AA)-RP Genel
Başkanı Necmetrin Erbakan,
seçim sisteminde önerilen
değişikliğin. partisinin
iktidannı önlemeye yönelik
olduğunu öne sürerek, "RP
için barajı yükseltmeye
kalkışan SHP ve DYP kendi
barajlannda boğulacalardır"
dedi. Partisinin Kocaeli II
Kongresinde yapüğı
konuşmada, l Kasım 1992
ara seçimlerinin RP ve
Türkiye için dönüm noktası
olduğunu söyleyen Erbakan,
birinci parti konumuna gelen
RP"nin iktidar olmasının,
seçım sistemine hile
kanştınlarak önlenmeye
çalışıldığım öne sürdü.
Akademisi
tasansı
•ANKARA (AA)-Türkiye
Bilimler Akademisi'nin
(TBA) kurulmasına ilişkin
kanun tasansı, TBMM
Başkanlığı'na sunuldu.
Merkezi Ankara'da olacak
TBA, bilimsel, idari ve mali
açıdan özerk olacak.
Kuruluş ile Türkiye'deki
araşüncı insan gücünün
etkinleşürümesi
amaçlanıyor. TBA"nın
kurulmasına ilişkin kanun
tasansma göre, akademi,
Başbakan'a bağlı olacak.
İHD'nin paneli
• İSTANBUL (AA)-İnsan
Haklan Derneği İstanbul
Şubesince düzenlenen
panelde, ILO sözleşmeleri,
örgütlenme özgürlüğü.
ulusal sorun ve işçi sınıfı
konusu tartışıldı. Sepetçiler
Kasn'ndaki panelde
konuşanSHPeski
milletvekili Hüsnü Okçuoglu,
son 12-13 yıldaTürkiye'de
insan haklan mücadelesi
vermenin, üçüncü dünya
savaşına girmekle eş anlamlı
olduğunu söyledi. Tek
Gıda-!ş Sendikası 1 nolu
Şube Başkanı Hatice
Görgü de, gelişmiş ülkelerin
ifcri teknolojiyi kullanırken,
artık kârlı olmayan ve ucuz
emek gücüne dayanan
sektörleri az gelişmiş ülkelere
bıraküğını söyledi.
İktidardönenH
parti üyeleri
• ANKARA (AA) - ANAP
Genel Başkan Yardıması
ErsinTaranoğlu. 20 Ekim
1991 tarihine kadar iktidar
olduğu süre içerisinde
ANAP'a üye olanlara pek
itıbaretmediklenni belirterek
"Esas partili, kredi yokken,
ihale yokken, iktidar yokken
opartiye üye olandır. Biz
bundan sonra. onlara itibar
göstereceğiz. herkes bilsin"
dedi. Partisinin Mamak ilçe
kongresinde bir konuşma
yapan Taranoğlu,
ANAP'lıIann 2 üniversite
bitirecek kadar siyasi tecriibe
birikimine sahip olduklannı,
ifadeetti.
İHD Elazığ Şube Başkanı ile doktorun kontrgerillaca öldürüldüğüileri sürûldü
Can ile Kayatoprağaverildi• Altı gün önce kaçırı-
lan ve cesetleri Tunceli
yakınlannda bulunan
IHD Elazığ Şube Başka-
nı Metin Can ile Doktor
Hasan Kaya'nın cenaze-
leri binlerce kişinin katıl-
dığı bir törenle toprağa
verildi. Cenazeye katı-
lanlar, 'Kahrolsun
kontrgerilla. kahrolsun
polis' sloganlan attılar.
Haber Merkezi- Elazığ ve
Tunceli'de gergin günler yaşa-
nıyor. Altı gün önce kaçınlan
ve önceki gün Tunceli yakınla-
nnda öldürülmüş olarak bulu-
nan İnsan Haklan Derneği
Elazığ Şube Başkanı Avukat
Metin Can ile Doktor Hasan
Kaya, dün Elazığ"da binlerce
kişinin katıldığı törenle toprağa
verildiler.
Cenaze töreninde sık sık
"Kahrolsun kontgerilla". "Ka-
til polis" sloganlan atıldı. Çevre
il ve ilçelerden gönderilen gü-
venlik güçleriyle geniş önlemin
alındığı cenaze töreni olay&ız
sona erdi.
Avukat Can ile Doktor Ka-
ya'nın cenazeleri önceki akşam
Tunceli'den güvenlik güçleri ta-
rafından Elazığ Devlet Hasta-
nesi'ne getirildi. Önceki akşam-
dan itibaren Elazığ'a giriş
çıkışlar kontrol altında tutuldu.
Cenazelerin bulunduğu hasta-
ne de güvenlik güçlerince çem-
Tabibler Birliğiheyetiengellendi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elazığ İnsan
Haklan Derneği Şube Başkanı Avukat Metin Can
ile Doktor Hasan kay a'nın kay bolmalannı
araştırmak iizere bölgeye gönderilen Türk Tabipler
Birliği heyetinin, Can >e Kaya'nın ceserlerinin
bulunduğunun bildirilmesi üzerine Tunceli've gitnıe
talepleri. gih enlik güçleri tarafından reddedildi.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyesi
Doktor Metin Bakkalcı ile Adana ve Malaty a
Tabip Odalan'ndan üyelerin yerakbğı 5 kişilik
beyetin, Tunceli'} e girişinjn engellendiği öğrenikü.
Yapılan engellemeye karşın. cesetterin buhnduğn
Dinarsu köprüsü me> kiine gitmeyi başaran heyet,
olay yerinde, "cesetlerin nerede öldühildüğünün
tespitine ilişkin olarak" yeterli inceietnenin
yapılmadığını gözlemledi. İzlenimlerini
Cumhuriyet'e anlatan Bakkalcı, Elazığ-Tunceü
karayohında 7 bölgede güvenlik güçleri tarafından
sürekli olarak arama yapddığını belirterek, "Böige
tamamen güvenlik güçleriran kontrolü alrmda.
Cesetier, kimseye farkertirilmeden böylesi
gözönünde bir yere nasıl getiriimiş anlamak
mümkün değilT" dedi.
Kaya ve Can'ın ilk otopsilerinin Tunceli'de
gerçekleştirfldiğhıi kaydeden Bakkakı. bu
otopsinin sonunda ötdürme olayının cesederin
bulunmasından 15 saat önce gerçekleştiğfauı
betiriendiğini söyledi. Bu saptamaya göre, Kaya va
Can cuma gecesi saat 22.00 aralannda
öldürülmüş. tlk otopsinin, adli tıp uzmanı
olmaması nedeniyle, pratisyen hekimlerce
gercekleştirildiğini betirten Bakkalcu bu nedenle
Elazığ'da ikinci bir otopsiye gerek duyulduğunu,
ikinci otopsi sonucunda da Kay a ve Can'ın
öldflrülnieden önce işkence gördüklcrinin
betiriendiğini, Kaya'nın başına sıkılan kurşunan da
dtşan çtkmayarak, icerde kaldığının tespit
edfldiğhribOdinU.
ber aluna alındı. Cenazeler saat
12.30'da Yenicami'ye götürül-
dü. Cenaze namazının ar-
dından Asri Mezarlığa kadar
yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı
tören sırasında, "Katil polis",
"Kahrolsunkontgerilla'V'Kür-
distan faşizme mezar olacak",
"Kahrolsun faşistler" slogan-
lan atıldı.
Büyük katıhm
Can ve Kaya'nın cenazeleri-
nin toprağa verilmesinin ardın-
dan törene katılan grup sessizce
dağıhrken, güvenlik güçlerinin
herhangi bir müdahalede bu-
lunmadığı görüldü.
Cenaze törenine İHD Genel
Başkanı Akm Birdal. SHP Tun-
celi Milletvekili M. Sinan Yerli-
kaya. Erzurum Milletvekili Ali
tbrahim Tırtu, SHP İl Başkanı
Gürsel Erol ve bazı partilerin il-
çe başkanlan da katıldı.
SHP Genel Sekreter Yardım-
ası Mehmet Kerimoğlu. insan
haklan savunuculanna karşı
saldınlann arttığinı belirterek,
"Metin Can ve Hasan Kaya'-
nın son kurbanlar oimasmı in-
sanlık adına diliyorum" dedi.
Adana İHD, Özgûr-Der.
Çağdaş Hukukçular Derneği
temsilcilerince yapılan ortak
açıklamada Metin Can ve Ha-
san Kaya'nın kontgerilla tara-
fından öldürüldüğü belirtildi.
İşçi Partisi Genel Sekreteri
Hasan Yalçm. Avukat Metin
Can ile Doktor Hasan Kaya'-
nın öldürülmesini "Özel terör
politikasmın son halkası" ola-
rak niteledi. Yalçın, devletin iş-
lenen cinayetler karşısında kılı-
nı kıpırdatmadığını bildirdi.
Elazığ İHD Başkanı Av. Me-
tin Can ile Hasan Kaya'nın öl-
dürülmesini Samsun'da İHD,
Eğit-Sen, Eğit-Der ve Tüm-
Ray-Sen ile çok sayıda yurttaş,
TBMM Başkanı, Başbakan ve
Içişlen Bakanfna çektikleri
telgraflarla kınadılar.
IHD önünde toplanan kitle
örgütleri ve sendikalann temsil-
cileri yürüyerek PIT'nin Çiftlik
Şubesi'ne giderek protesto telg-
raflan çektiler.
Izmir'de protesto
Son cinayetler İzmir'de de kı-
nandı. İHD Izmir Şubesi tara-
fmdan yapılan açıklamada, de-
mokratik kitle örgütlerinin bu
olaylara sessiz kalmaması isten-
di. Dün Pasaport Postanesi'n'-
İçişleri Bakanlığına olayı
kınayan telgraflar çeken İHD
İzmir Şube yöneticileri insan
haklan savunuculannın yürû-
yüşünün devam edeceğini söyle-
diter. Şımak'ta önceki gün
aracı durdurularak öldürülen
ömer Güvenın Anayasa Mah-
kemesı tarafından kapatılan
Sosyalist Parti il yöneticisi ol-
duğu bildirildi. İşçi Partisi Ge-
nel Sekreteri Hasan Yalçın
yaptığı yazılı açıklamada SP Şı-
rnak il yöneticisi ömer Güven
ile arkadaşı Cemal özyurt'un
otomobilleriyle Şımak'tân Ciz-
re'ye giderken Kasnk Boğazı
yakınlannda öldürüldüklerini,
cinayeti işleyenlerin arabayı da
yaküklannı söyledi.
İHD İstanbul şubesi yönetim
kurulu üyesi Eren Keskin, Can
ve Kaya'nın öldürülmelerini
protesto amacıyla eytem düzen-
İeyeceklerini söyledi. Bugün
İstanbul Adliyesi önünde bir
açıklama yapacaklannı belir-
ten Keskin. çarşamba günü de
gözaltında kaybolmalar ve öl-
dürülmelerle iİgili olarak valili-
ğe dilekçe vereceklerini bildirdi.
GÜNEYDOĞU'YA ÖZEL
Batman'dahukukada 'tek kurşun'
AYDIN ENGİN
İstanbul'da bir avukat olsa-
nız ve teröristlerle polis arasın-
daki bir silahlı çatışmada malı
zarar gören bir yurttaşın dava-
sını alsanız ve tazminat talebi-
nize, İstanbul Valiliği. "Zaten
bu dava örgütle ılışkili avukat-
larca j-ürütülmektedir" diye iti-
raz ederse ne yaparsınız?
Daha da önemlisi İstanbul'-
da yaşayan bir yurttaş olarak.
yukandakine benzer bir çatış-
mada zarara uğradığınızda.
hakkınızda verilmiş hiçbir hü-
küm, bir yargı karan yokken,
İçişleri Bakanlığı'nca yazılan ve
"Bakan adına" ibaresini taşı-
yan bir resmi yazıda "... zaten
bu şahsın teröristlere yardım ve
yataklık yaptığı idarece öteden
beri bilinen bir husustur" denir-
se ne yaparsınız?
Tazminat isterseniz...
Hele hele evinizin bitişiğinde
başlayan ve süren ve yüksek
tahrip gücü olan silahlann kul-
lanıldığı çatışmada çoluk çocuk
ölüm tehhkesi içinde şok geçır-
diğiniz için manevi tazminat ta-
lebinize valilikçe "... teröristler
çevredeki köylüleri öldürürken
hiç rahatsız olmayan bu şahsın
yapılan operasyondan dolayı
korktuğu iddiası ile tazminat is-
temesi çok anlamsızdır" denir-
se ne yaparsınız?
Bütün bunlardan sonra Ana-
yasa'yı elinize alıp 125. madde-
de yazılı olan "İdare kendi ey-
lem ve işlemlerinden doğan za-
ran ödemekle yükümlüdür"
cümlesini, ardından İdari Yar-
gılama Usulü Yasası'ndaki
"Hizmetin kusurlu işlenmemesi
halinde dahi. kamu hizmetınin
göriilmesi sırasında meydana
gelen zarann. zararla idarenin
eylemi arasmda illiyyet bağı bu-
lunması koşuluyla tazmini ge-
rekeceği, idare hukukunda yer
alan objektif sorumluluk ilkesi-
nin doğal sonucudur" hükmü-
nü okursanız ne dersiniz?
Sakın "Haydi canım sende,
bir hukuk devletinde öyle saç-
malık olmaz" diyebilirsiniz.
Ama örneğın İstanbul'da değil
de Güneydoğu ,\nadolu'da, ör-
neğin Batman'da filan yaşıyor-
sanız sakın böyle bir şey deme-
yin ve sakm bir hukuk devletin-
de yaşamanın güvencesine
umut bağlamayın.
BeşiriMe bir çatışma ve...
En iyisi öyküyü aktarmak.
Bir yıl önce,'15 Ocak 1992
günü Beşiri'nin Kaşüstü köyü-
ne bağh Karataş mezrasında
güvenlik güçleri ile beş PKK
militanı arasında silahlı çatışma
çıktı.
Mezrada tütün deposu ve
tahıl amban olarak kullanılan
birbirine bitişik, biriketten ya-
pılmış dört bölmeli binalarda
kuşatılan PKK'lılar "teslim ol"
çağnsına ateşle yanıt verince
çatışma başladı ve beş PKK'lı
ölü olarak ele geçirildiler. Ope-
rasyon sırasında Nizamettin
Onar, Medeni Onar ve Siraç
Adlığ adlı köylülenn depolan
da tümüyle tahrip oldu.
Operasyonun ardından yü-
rütülen soruşturmada Niza-
mettin Onar ile Mcdcni Onar'ın
PKK örgütü ile ü'şkileri olduğu
anlaşıldı.
Nizamettin Onar tutuklandı,
kaçan Medeni Onar ise aranı-
yor. Ancak çatışmada Siraç
Âdlığ'ın da iki deposu tümüyle
tahrip olmuştu ve depolarda 5
ton tütün ile buğday, fasulye,
pirinç, soğan, şeker, yağ ve sa-
bun gibi kışlık erzak ve 20 tane
keci bulunmaktaydı. Kullanı-
lan tahrip gücü yüksek silahlar-
la bina tamamen çöktü. keçiler,
tütünler ve kışhk erzak tümüyle
telef oldu.
Siraç Adlığ'ın PKK ile her-
hangi bir ilişkisi bulunamadı ve
bu, resmi soruşturma tutana-
ğında da böyle yer aldı. Siraç
Adlığ da Diyarbakır tdare
Mahkemesi'nde uğradıgı zara-
nn "tazmin edilmesi" için baş-
vurdu.
Buraya kadan Güneydoğu
Anadolu'da "günlük vukuat-
tan" sayıhyor ve "vaka-i adiye"
kabul ediliyor.
Ancak dava başvurusundan
IMBâren olanlar ülkemizde,
neydoğu için özel bir hukuk mu
var?" diye sordurtacak kadar
ilginç gelişti.
Siraç Adlığ'ın savunmanlığı-
nı üstlenen Avukat Sedat öze-
vin, Beşiri Sulh Hukuk Mahke-
mesi'ne başvurarak zarar tespi-
tiistedi.
Mahkemece tayin edilen ve
Tütün Endüstri Mühendisi Fa-
hrettin Ekmen'den oluşan üç bi-
lirkişi, raporlannı verdiler.
Buna göre "zayi olan tütünler"
için 75 milyon 150 bin, >ikılan
binalar için 30 milyon 91 bin
646 ve telef olan kışlık erzak
için 2 milyon 655 bin liralık za-
rar saptanmıştı.
Siraç Adlığ buna ek olarak
kimi kurşunlanarak, kirni çıkan
yangında boğularak, kimi de
çöken tavanm altmda ezilerek
ölen 20 kecısi için de 15 milyon
lira olmak üzere toplam 122
milyon 896 bin lira maddi ve 50
milyon lira da manevi tazminat
talep etti.
SÜRECEK
Kürt Aydın İnkiy atifi'nce düzenlenen topianöda siytsi parti temsilcikri de görüşlerini açıkladı ( HAYR ANAK)
Kürt Realitesini Tanımanın Gerekleri Toplantısı:
Güneydoğu'da şiddet şiddeti doğuruyor
lç Politika Servisi- " Kürt Realitesini Ta-
nımanın Gerekleri" sempozyTimuna katı-
lan siyasi parti temsilcileri, şiddetin şiddet
doğurduğunu belirterek, Kürt sorunun çö-
zümü için sivil toplum ve daha çok demok-
rasiye ihtiyaç olduğunu savundular.
Sempozyumda konuşan Ümit Fırat, top-
laniıyı düzenleme amaçlannı açıklarken
şöyle dedi: "Özellikle biz bu iki
toplumun bir arada yaşaması halinde, ne
tür bir anayasa ve mılli eğitim olması ge-
rektiğini tartışıyoruz. Ayn bir federe devlet
kurulması düşünülüyorsa, zaten bunlan
tartışmaya gerek yok. Biz her çeşit şiddete
karşıyız. 'Devletin kestiği parmak aamaz'
sözü yanhştır. Kesilen parmak kim tarafın-
dan kesilirse kesilsin acır."
Prof. Mete Tuncav da sorunun federas-
yon içinde çözülebileceğini savundu. Sem-
pozyumun daha sonraki bölümünde Kürt
sorunu üzerine siyasi parti temsilcileri ko-
nuştu. Avukat Hasip Kaplan. Kürt soru-
nuyla ilgili böylesi toplantılar düzenleme-
nin çok yararh olduğunu belirterek, bun-
dan sonraki toplantının 21 marttan önce li-
derler seviyesinde Diyarbakır'da dûzenlen-
mesini istedi.
Cumhuriyetimizin temel
ilkelerini yaşamı pahasına
savunan
UĞUR
MUMCU'nun
öldürülüşünü nefretle kınıyoruz.
50. YIL BESİM KADffiGAN
İLKÖĞRETİM OKULU
ÖĞRETMENLERİ VE
ÇAUŞANLARI.
MALTEPE-İST.
Cumhuriyet ve demokrasi ilkelerinin
şehidi
UĞUR MUMCU
"Vurulduk ey halkı unutma bizi"
diyordun
UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ
MALATYA BAROSU
AVUKATLAREVDAN
Beyhun Pembeci, Hacer Uzun. Tansıı Turhan.
Beyhan Cökuç, Fadime Yiğit, Cülfem Tekin.
Sevim Çalışgan, N. Ergin Gökçe, Tümer Önen.
Erdoğan Gftkbulut, Tuncav Uzun, Feridun
Diyarbakırlı. Mahmuı Ali Kaşifoğlu, Erkan
Emanac, Abdullah Nebioğlu, Oguz Tekin, Bedri
Timur. Erol Tümer. Harun Özdemir. Erkal
Gençaydın. Hasan Epik, Recep Korkmaz,
Hayrettiıı Abacı. Rıza Çağlar. Nari Kiraz
Muharrem Kılıç, Zeki Turhan, Fuat Karakuş.
Ertürk Kotan. tzzet Llnsalan.
BIZBİZE
ERDAL ATABEK
Makyavel'e Çağ Aöatmak...
"...Hükümdar, insan ve hayvan yaradılışını kendinde
toplar. Biri olmadan diğeri varlığını sürekli olarak kon>
yamaz.
Hayvanları örnek almaya gerek duyan hükümdar, tilki
ile aslanın niteliklerini iyi bilmelidir. Çünkü, aslan tuzak-
lara karşı, tilki ise kurtlara karşı kendini savunamaz. Şu
halde, tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için
de aslan olmak gerekir. Sadece aslan olmakla yetinen-
ler bir şey bilmiyor demektir.
Sonuç olarak, ihtiyatlı bir hükümdar, kendisine zararı
dokunuyorsa verdiği sözü tutmaz. Söz vermesini gerek-
tirenşartlardeğişmişse, sözündedurmasınayine gerek
yoktur. insanlar iyi olsalardı, bu davranış kötü olurdu.
Ama insanlar kötü olduklarına ve onlar verdikleri sözde
durmadıklarına göre. siz de verdiğiniz sözde durmak
zorunda değilsiniz. Bir hükümdarın kurallara uymama-
sının haklı nedenleri hiçbir zaman eksik olmaz..."
Nikolo Makyavel, 1469 yılında Floransa'da doğmuş.
Sonraki yıllardaRoransaCumhuriyeti'nde resmi görev-
ler üstlenmiş, 1512 yılında da ünlü Medici ailesi göreve
gelince siyasal hayattan çekilerek yazı yazmaya başla-
mış. Ünlü yapıtı 'Hükümdar-ll principi' Lorenzo de Me-
dici'ye sunulmuş bir 'yöneticinin elkitabı.' Bu kitapta öne
sürülen görüşler, politika alanında 'Makyavelizm' ola-
rak bilinen bir tutumun temeli olmuş. Bu da 'düşündüğü-
nü saklamak, işine geleni söylemek. söz verip tutmama-
yı meşru saymak, politikada her türlü ahlak kurahnı hiçe
saymak' olarak kabul edilmiş. 'Amaç için her türlü aracı
kullanmak'biçimindeözetlenen Makyavelizm kimilerine
göre politik ahlaksızlık, kimilerine göre gerçekçilik sayıl-
mış.
Zaman zaman klasik yapıtları yeniden okumak pek
yararh oluyor. Bu yakınlarda Hükümdar'a yeniden göz
atınca, bu iş'tn ustası sayılan Makyavel'in kendi alanında
bile epeyce yavan kaldığını düşündüm. Bu da onun ku-
suru sayılmaz, çünkü aradan geçen beş yüz yılda ortaya
çıkan yeni Makyaveller ne çağlar atladı.
Bir kere Makyavel'in hayvanlara ilişkin kültürünün za-
yıf olduğu hemen anlaşılıyor. Sadece tilki ile aslanın ör-
nek alınması gerektiğini söylüyor ki pek yetersiz. Ayıları
hiç tanımamış olmalı, üç değil üç yüz kere sıçrayan ba-
şarılı çekirgelerden haberi bile yok, parmağı kapınca is-
keleti bile kemiren piranhaları belki duymamış bile, so-
lucanlara bakmamış, sürüngenleri tanımamış. O za-
manın hükümdarları günümüzün hükümdarlarının ya-
nında süt kuzusu kalır ki öyle tilkiyi bilmek, aslanı gör-
mek, vız gelir tırıs gider.
Sonra neymiş, hükümdar, eğer kendisine zararı doku-
nuyorsa verdiği sözü tutmazmış. Bugünün hükümdarla-
rı sadece kendine değil, yanındakine, şirket ortağına,
kendisini destekleyene, oğluna, kızına, damadına, hem-
şerisine... zararı dokunacaksözleri bile tutamaz. Yanlış-
lık yapıp tutacak olursa hemen hizaya getirilir. Çağımız-
da şaşılacak olan verilen sözün tutulmaması' değil, tu-
tulmasıdır.' Öyle bir şey olursa hemen kuşkuya düşülüp
'aman, bir yanlışlık mı yaptık? Şimdi kabak gene başımı-
za patlayacak' diye amansız korkulara düşülür.
Makyavel bunlan nereden bilecek? Zamanında bilip
bifeceği bir tek hükümdar. Şimdi öyle mi ya? Buralarda
herkes hükümdar olmuş, kimin ne yapacağını nereden
bileceksin? Siyasetin hükümdarları var, iş dünyasının
hükümdarları var, sendikalann hükümdarları var, bası-
nın hükümdarları var, üniversitenin hükümdarları var,
sivilin hükümdarları var, askerin hükümdarları var, bili-
nen hükümdarlar var, karanlık hükümdarlar var... Her
bir hükümdarın hükmü var, hükümeti var, mührü var,
parası var. Makyavel ne yapsın, hangisine yetişsin?
Günümüzün hükümdarları Makyavel'e öyle bir çağ at-
lattı ki kanımca politika sözlüklerinden Makyavelizm'
sözcüğünü ya çıkarıp atmalı ya da o maddeyi yeniden
-yeni ustalarına-yazdırmalı.
Politika tarihine karşı birazayıp oluyor...
Baskı altındaki hekim şerh düşecek
Hekimlerişkenceye
ortak olmakistemiyor
ŞEBNEM GÜNGÖR
ANKARA - Adh üp rapor-
lannın gerçekleri yansıtmadığı
yolundaki ıddıalann son yıl-
larda giderek artması, adli tıp
personelinin olmadığı yöreler-
de bu hizmeti veren tabipleri
rahatsız etti. Türk Tabipler
Birliği'nce. tüm il sağlık mü-
dürlükleri, devlet hastaneleri,
sağlık ocaklan. cumhuriyet
başsavcılıklan ile Sağlık ve
Adalet Bakanhklan'na gönde-
rilen bir yazıyla hekimlerden,
bilirkişi olarak çağınldıklan
durumlarda "doktorluk onu-
runa yakışır" şekilde davran-
malan istendi. Adli üp rapor-
lannın haarlanmasında za-
man zaman hekimlerin kolluk
güçlerinin baskılanna maruz
kaldıklan vurgulanan yazıda.
"Bilirkişi sizsiniz, hekimsiniz
ve hekim dışı hiç kimsenin bu
konuda yeterli olup. ol-
madığinızı belirlemesine ve
size işinizi nasıl yapacağınızı
dikte etmesine izin vermeyi-
niz" denildi.
12 Şubat tarihli yazıda, he-
kimlere. kendilerini baskı altın-
da ya da yetersiz gördüklerin-
de raporun altına, "bu vakayı
adli yönden değerlendirmek
için yeterli adli tıp formasyo-
num yoktur, bu nedenle bilir-
kişilikten çekilmemin kabulu-
nü azederim" ya da "bu va-
kanın adli tıp uzmanı bir he-
kim tarafından değerlendiril-
mesi uygundur" şerhini düşe-
rek imza atmalan önerildi.
Türk Tabipler Birliği. "Adli
Tıp Kurumu'nun teşkilatının
bulunmadığı yerlerde adli tıp
hizmetlerinin hekimlerce yürü-
tüldüğü ve hekimlerin bu yü-
kümlülüğünün boyutlan
konusunda belirsizlik olduğu"
gerekçesiyle bir dizi çalışma
başlatü. Biriik Başkanı Dr. Se-
lim Ölçer. adli tıp hizmetleri-
nin hukuki boyutlannın yeni-
den değerlendireleceği, adli tıp
hizmetlerinin hukuka uygun-
luğunun hayata gecirileceğini
ve adli tıp eğıtimi sertifikasyon
programlannın geliştirileceği-
ni bildirdi.
UĞUR MUMCULARI
KATLEDENLERİ
IIVEFRETLE KINIYORUZ
I Her sevinç yanm
; Her arzu kursağunızda kalıyor
Bunca engel,
Bunca baskı,
i patlayacağız bir gün
I Ama nerede
I Ama nasıl
J Ama mutlaka
ASKİ KEÇİÖREN ŞUBEDEN BİR GRUP l§Çt
Atatürk cumhuriyetinin, demokrasinin, laikliğin,
ulusal bütünlüğün, insan haklannın yılmaz
savunucusu
UĞUR MUMClPya
yapılan saldırıyı lanetle kınıyoruz.
ANKARA BAHÇELİEVLER ORTAOKULU
BİR GRUP ÖĞRETMEN VE ÇALIŞANLARl