Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MART1993 PAZARTESİ
12 DİZİ
H 1 F Z
f >*• '
1 V E L D E T
V E L İ D E D E O Ğ L U
88YILINSEVİNÇLERİ,
HÜZÜNLERİ
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
EmekKyeaynkhğuu radyo
haberkrindenöğrendi
-6-
Daveti yapan Meclis Başkanı
Sayın Bozbeyli'ye karannı ve
nedenlerini açıklayan Velidede-
oğlu'nun mektubu, tarihsel bir
belge niteliğindedir.
•Velidedeoğlu yanm yüzyıl
boyunca sürdürdüğü ve birçok
yapıtını ürettiği Uludağ yaz
dinlencelerinden birini olduİcça
üzüntülü gecirmiştir.
1972 yılının hazirarunda Ulu-
dağ'a çıkan Velıdedeoğlu'nun,
kitap çalışmalan yarunda özel-
likle gençhk olaylan dolayısıyla
üniversite yönetiminı, senatoyu
ağır eleştıren yaalan da Cum-
huriyet gazetesmde kesintisiz
sürmektedir. Birkaç yıl önce
başlayan olaylarda polisi üni-
versiteye davet eden, öğrenciyi
toplum polisiyle karşı karşıya
getiren yönetim için: 'Bu Senato
Artık ÇekflmelidV başlığı altın-
da yazdığı yazı. ûniversite cev-
relerince hiç de iyi karşılanma-
yacaktır. Ne var ka, Velidede-
oğlu tutumunu değiştirmez,
gençliğe konuşma fırsaü, yöne-
üme katılma fırsaü verilmesini
isteyen yaalannı 1972 yılında
da aynı eleştirel yoğunlukta ya-
yımlamaya devam ettirir.
Temmuz ayının ortalannda
bir gün radyodan öğle haberle-
rinde emekliye aynîdığını du-
yar. Spiker Üniversite Sena-
tosu'nun son toplantısında
aldığı bir kararla Velidede-
oğlu'nu emekliye ayırdığını bıl-
dirir. Ertesi günü karar gazete-
lerde iri başhklarla yayımlanır.
O tarihte yüriirlükte olan
Üniversiteler Yasası'na göre
Üniversite Senatosu her yıl 65
yaşını doldurmuş olan profe-
sörlerin durumunu inceler,
bunlardan görev yapma gücün-
de olanlan üniversitede alıko-
yar, görevini yapamayacak,
yani ders veremeyecek, bilimsel
konulan anlayıp inceleyemeye-
cek duruma gelmiş olanlan
emekliye ayınrdı. Böylece öbür
kamu görevlennde olduğu gibi
65-70 yaş sının üniversite profe-
sörleri için değişik biçirnde uy-
gulanabilirdi. 1972tarihinde75
hatta 79 yaşında olup görev ba-
• Velidedeoğlu'nun emekli yaşamına
başlamasından önce, kendi yetiştirdiği
öğrencilerden savcı ve hâkimlerce
sorgulanıp, yargılanması da başına
gelecektir.
Veudedeoğhı, Üniversite Senatosu'nun kendisini emekliliğe ay ffdjğmı
1972'de Lludağ'da radyodan duyar.
Velidedeoğlu haksız emeklilik uygıüamasına karşı
açtığı davayı kazanır derslerine döner.
şında bırakılan profesörler var-
dı.
Aynca bu karann ahndıgı 13
Temmuz 1972 tarihli topîantı
da çok ilginçtir. Büyükdere Or-
man Fakültesi'nin bahçesinde
yıllık son geleneksel yemekli ve-
da toplanüsında alınrruşur bu
karar. Toplantıda Hukuk Fa-
kültesi'nin iki temsilcisi Prof.
Kemal Oğuzman ile Prof. Hıfzı
Timur haar bulunmuşlar, Veli-
dedeoğlu'nun fakültedeki bi-
limsel, yönetsel görevini gereği
gibi yerine getirdİği konusunda
senato üyelerini uyarmışlardır.
Buna karşıhk başka fakülteden
bir senato üyesi de Velidede-
oğlu'nun Cumhuriyet gazete-
sinde yaalar yayımlayarak hü-
kümeti ağır biçimde eleştirdiği-
ni söyler. Başka hiçbir konuş-
ma yapılmaz, oylamaya geçilir.
12'ye karşı 15 oyla emeklilik
kararlaştınur.
Bu karar ne demekti? "68 ya-
şındaki Ord. Prof. Dr. Hıfa
Veldet Velidedeoğlu'nun zihin-
sel durumu onun ders vermesi-
ne, bilimsel etkinliklerde bulun-
masına. kavramasına artık en-
geldir, bunlan yapamayacak
hale gelmiştir!"
Oysa bu karann almdığı sıra-
da Velidedeoğlu'nun düşünsel,
bilimsel ürünleri, etkinlikleri
genç öğretim üyelerini ımrendı-
recek düzeydedir. O tarihten 24
Şubat 1992'ye dek bilimsel
alanda 5 cilt, hukuk dışında
araştırma, inceleme, deneme.
çeviri olarak 16 cüt kitap yayın-
lar. 900'ü aşan makale yazar,
pek çok bilimsel konferans ve-
rir. Velidedeoğlu'nun emekli
olmasından yana oy kullanan
öğretim üyelerinin bugün ne gi-
bi düşünsel bir çaba gösterdik-
lerini, neler ürettiklerini sor-
mak istemem...
Öte yandan Velidedeoğlu,
Senato'nun bu oldubitti karan-
na yasal itiraz hakkıru kullanır.
ilk önce yürütmeyi durdurma
karan alır daha sonra da acılan
iptal davasmı kazanarak göre-
vine döner.
Bu anısını anlattığında ona
en hüzün veren yanın, 1972
sonbahannda kendi isteğiyle
emekliye aynlmak karannda
oluşudur. Bu karanndan. ba-
ğışlayacağı kitaplanyla ilgili bir
mektubunda, Ege Üniversitesi
Rektörü'ne de söz eder.
Sanıyorum ki Velidedeoğlu'-
nu bu olayda düşündüren bir
nokta da, bu haksız emeklilik
işleminden hemen sonra ne Hu-
kuk Fakültesi ne de öbür fakül-
telerin organlannda hiçbir tep-
kinın görülmemesıdir Oysa
'Senato'nun fakültelere danış-
madan verdiği bu karar, fakül-
telerin özerküğine bir müdaha-
ledır" der Velidedeoğlu. Buna
rağmen üniversite üyelerinden
bir tepki gelmez. Halbukı, De-
mokrat Parti iktidannın son
dönemlerinde Istanbul Üniver-
sitesi Senatosu'nun -hükümet
baskısıyla- Prof. Dr. Hüseyin
Nail Kubalı'yı vekalet emrine
almasının hemen ertesi günü,
Velidedeoğlu gazetelere demeç-
ler vererek. bunun düşünce öz-
gürlüğünü ve fakülte özerkliği-
ni yaralayan bir işlem olduğunu
aynntılı bir biçimde bildirir, bu
demeç birçok gazetede üst
manşetlerle yayımlanır.
Evet görülüyor ki, üniversıte-
lerin başına YÖK tepeden in-
memış, öğrencisinin kırdınlma-
sına göz yuman. tepki göster-
meyen. haksız işlemlerle üyele-
rine bizzat kendisi kıyan, içten
içe çökmeğe başlamış bir yöne-
timin davetiyle gelmiştir.
• 1974 yılının 24 ağustosun-
da Velidedeoğlu 70 yaşını dol-
durur, yasal emekliliğıne bu ta-
rihten başlayarak adımını ata-
cak. böylece tüm zamanını ki-
taplannı, makalelerini yaz-
maya özgüleyecektir. Bu emek-
lıüğını ilk kutlayanlar arasında
yer alan sevgili bılge dostu, o
zamanın Türk Dil Kunımu Ge-
nei Yazmanı ömer Asım Aksoy
şu dörtlüğü yazıp, kendisine
gönderecektir:
"Hizmet-i Detlette erdin Hrf-
zi) a son rütbeve / Çok şükür hâlâ
kafan, ruhun >e gönJün zindedir /
Azli >ok. tenzili yok, tahvili yok,
tesvili yok / Şimdi mcmuriyetin
yalıuz senin emrindedir."
• Velidedeoğlu'nun emekli
yaşamına başlamasından önce,
kendi yetiştirdiği öğrencilerden
savcı ve hâkimlerce sorgulanıp,
yargılanması da başına gelecek-
tir.
28 Nisan 1974 günü Cumhu-
riyet'te yayımlanan "Yeni Bir
12 Mart özkmi mi" başükh ya-
nsında Velidedeoğlu, Milliyetçi
Hareket Partisi lıden Alparslan
Tûrkeş'in tutumunu ve gidişini
tehlıkeli gördüğünü belirterek;
"Özel eğitim ve yöntemlerle ka-
fası yıkanrruş genç militanlar
yetiştiriliyor. Güya ülkede ko-
münizmin önüne böyle geçıle-
cekmiş (!) Aslında kendisine
Başbuğ adını takan ve ülkeyi
kurtaracak bir peygamber ol-
duğuna inanan eski bir MBK
üyesinin iktıdar hırsından ve çı-
karlannı onun iktidannda gö-
ren kimi sermaye çevrelerinin
desteklemesinden doğmaktadır
bu iş (...)• Başka ülkelerde de-
nenmiş ve felaket getirmiş olan
yöntemleri denemekten, baş-
buğculuk oynamaktan ve bu
oyunu desteklemekten vazgeç-
mek vatan borcu olmalıdır"
der.
SÜRECEK
I N L E R
r)
J
İNYÂ1DI
Aydınlıktanyanakaleııı
"Sayın Uğur Mumcu...
Ne mutlu sana ki. yaşamın boyunca Atatürk
Devrimlerinden hiçbir koşulda ödün
vermeksizin her zaman demokrasinin,
çağdaşlığın ve laikliğın savunucusu oldun.
Derin hukuk bilginden destek alarak, bilim
adamı vasfı ile araştırmacı gazeteciliği
şahsında büyük bir beceri ve tevazu ile
birleştirmeyi başardın. Çağdaşlaşmak
yolunda henüz büyük yol alması gereken
ülkenin sana daha çok ıhtiyacı var. Ne yazık
ki en verimli çağında, Türkıye ve Türk
aydınına aydınbk bir kaynak olmayı
sürdürebilecekken, bu eüm saldın ile hayatını
kaybetmiş olmanın aası ülkesini severüerin
gönlünde çok büyüktür."
Değerli çaîışrna arkadaşlanna, Cumhuriyet
ve Mumcu ailelerine ve Türk ulusuna
başsağlığı dilerken; şahsımız ve Yapı
Merkezi'nin tüm mensuplan adına,
Mumcu'nun kışıliğınde Cumhuriyet,
demokrasi ve insanlığa yapılan bu hunharlığı
şiddetle kınıyoruz.
"Aydınlıkla karanlıgın yüzyıUardır süregelen
çatışmasının" bir uzantısı olan Mumcu'nun
katli, tüm aydınlanmız için artık son ve ciddi
bir uyan olmalıdır. Türk aydını içeride ve
dışanda Türkiye'ye biçilmeye çahşılan
olumsuz senaryolann bilincine vararak, artık
birleşmelidirler. Bilerek veya bilmeyerek bu
senaryolan yazanlara hep birlikte şunu da
öğretmelidirler:
Aydmhktan yana kalemler kınldıkça
çoğalır...
Dr. Ersin Anoğlu/Köksal Anadol
Kemafist devrimdlerebirleşme çağna
Atatürk ilke ve devrimlerinin
ilk yaz şenliğinde iliklere nüfuz
edercesine yaşandığı o
kudurgan emperyalizmin
pençesinden "Vatan haini
Vahdettin ve şürekâsı dışında
Tsinden 77'sine, dişink
ürnağınla savaşarak onurla
sıynlıp ülkeyi düze çıkarmış ve
egemenliği ulusa dayamış
örnek Cumhuriyet yıllanndan
bu yana tabandan gelen ve bir
güneş gibi doğan 27 Mayıs 1960
devrimi ve hazırlanan çağdaş
Anayasa ülkeye bütünüyle
soluk aldırtan iticı güç
niteliğinde, görkertüi, ışıl ışıl ve
ateşini Kuvay-ı Milliye
ruhundan alan hiç sönmeyecek
alev alev devasa mumlardı.
Işte isimleri herkesçe bilinen
diğer saygıdeğer Kemalistler
gibi menfur cinayete kurban
giden Sevgili Mumcu, bu yanan
mumlann yoğun ışıltısı idi; hak
ve hukukun üstünlüğüne
inanan, insan haklanna saygılı,
her türlü kolayalığın,
düzenbazlıgın, namussuzluğun
üstüne yasalar çerçevesınde.
"fikir sahibi değil bılgi sahibi"
olarak korkusuzca yürüyen,
çok, ama çok ender
Kemalistlerden biri idi.
özverilen ve yılmak bilmez
çabalan önünde saygıyla
eğilirken. acılanmızı bir nebze
dindirecek -biravuçda olsak-
biz Kemalist devrimlerin
savunucusu kişıleri mücadele
etmek üzere birlikteliğe
çağınyorum.
Dinçay Tüfenk
Frankfurt
Savunduğun ilkeierden taviz
vermeden tarihin
Şişli Belediyesi, Uğur Mumcu'nun anısını vaşatmak için anıt yaptırdı. Açılışını da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yapb.
yapraklannda onurlu bir
şekilde yerini aldın.
Senin naçiz bedenini karlar
üstünde al kanlara boyayanlar
sanmasmlar kı kalemini
susturdular.
Kalemini bıraküğın yerden biz
Cumhuriyet çocuklan olarak
izindeyiz.
Sen rahat uyu.
Haluk Adınır
Yürekli, dürüst gazeteci,
demokrasi savaşçısı Uğur
Mumcu'nun acısını
paylaşıyoruz.
Biliyoruz ki; bir başkası
olsaydı, en çok Uğur Mumcu
üzerine giderdi bucinayetin.
Olaym aydınlaülmasını. suçlu
ya da suçlulann yakalanmasını
bekliyoruz.
Bu acı ancak böyle
hafifleyebilir.
Oğuzhan Akay
Bu satırlan yazdığımız andan
24 saat öncesinde Sayın Uğur
Mumcu yaşıyordu. Yazar
olarak kalemini ulusumuzun
mutluluğu için kullanmış.
saygın bir kişilik idi.
Alçak bir düzenleme ile
aramızdan aynldı. Üzüntümüz
sonsuzdur. Türk Eczacılan
Birliği, 34 eczacı odamız ve 17
bin üyemizle tek bir ses olarak;
Komployu kıruyor ve
Lanetliyoruz.
Böylesine olaylardan sonra
kaybettiklerimizin değeri ve
hızmetleri için söylenenler.
gideni geri getirmez.
Bizce önemli olan ve yapılması
gereken, ulussevgisinden başka
sevgi ve kıymete değer
vermeden yurtseverleri
yaşarken değerlendirmek ve
korumak olmalıdır.
Ölümü ile yükselen ortak ses ve
tepki, Sayın Uğur Mumcu ve
bu şekilde kaybeuıklerimiz
yaşarken gösterilebilmeli idi
Asıl büyük üzüntümüz bu
görevi yapamamış olmaktan
kaynaklanıyor.
Kendisi ve bu şekilde
kaybettiklerimiz için sınsice
oluşturulan, hedef gösterilen
yayınlar ve onlann arkasındaki
güçler umanz ki ölümünden
sonra gösterilen sevgi seli içinde
boğulurlar, yok olurlar.
Türk Eczacılan Birliği olarak
Cumhuriyet gazetemize,
çalışanlanna, ailesi ve
yakınlanna başsağlığı
diliyoruz.
Sayın Uğur Mumcu'nun
varmak istediği özgür ve sevgi
dolu Türkiye için fikirlerinin
özenle savunulması, korunması
gereğine inanıyoruz.
Ecz. Hilmi Ziya Postacı
Türk Eczacılan Birliği II.
Başkanı
• Dûşüncelerin, aydınlık
yarınlann güyencesidir.
Sevgilerie. Mehmet Özüpekçe
• Umudun ve kararlılığın
bılincimizde. Ali Haydar
Demir
• Düşüncelerinden dolayı
insanlar öldürülmesin. Çok
üzgünüm. İlknur Meral
•Seni çok seviyorum Uğur
Mumcu. unutmayacağız.
Hüseyin Özkan
• Düşüncelenniz sonsuza dek
sürecektırdostum. Halim
Kızgınder
• Sizin gibi duşünenler ebedi
yaşayacak. Cemal Karaca
• Saygı ile cğıliyorum. anını
yaşatacağız. Hayrettin
• Düşünceler öbnez.
Zühal Arslan
SÜRECEK
POLÎTtKA VE ÖTESI
MEHMED KEMAL
Avukatlığın Tarihçesi...
Şair Fethi Giray, ortakları ayrılıp gazetede yalnız ka-
lınca alacak verecek işlerinden çok çekmişti. Ne olsa
şairdi, alacak verecek işlerinden ne anlardı... Durmadan
icra dairelerinden yakınırdı:
"Ah, bir yetkim olsa, ilk yapacağım iş icra dairelerini
kapamak, icra avukatlarını sürmek olur" derdi.
Bir yere not etmışim, bundan 23 yıl önce 25 Şubat
1970'te ölmüş. Yaşımla karşılaştırınca gepgenç sayılır.
Var mıydı bu kadar erken gitmek? Bir anlamda avukat-
lardan, icralardan kurtuldu.
Prof. Faruk Erem, Ankara Erkek Lisesi'nden ağabeyi-
miz sayılır. Şairdir, yazardır. Toplumsal olaylar karşıstn-
da tavrını çekinmeden ortaya koyar. Üniversiteler yasa-
sını antidemokratik bulduğu için öğretim üyeliği göre-
vinden istifa etmiştir. "Bir Ceza Avukatının Anılan"
kitabı birkaç baskı yapmış, sinemaya uygulanmıştır.
İcra daireleri ve icra davalarından söz ederken elime
gönderdiği broşürlerden biri geçti: "Eski Yunan ve
Roma'da Avukatlık." Bir özetyapsak nasıl olur?
Eski Yunan'ın ilk günlerinde taraflar yargıcın önüne
gitmek zorundaydılar. Solon Yasası da bunu zorunlu kı-
lıyormuş. Daha sonra yazılı savunmalar başlamış. Söy-
lenecek sözler, ücret karşılığı yargıcın karşısında oku-
nuyormuş. Herhalde ilk avukatlık böyle başlıyor.
Demosten gibi ünlü avukatlar bu dönemde çıkıyor.
İlk baro Atina'da kuruluyor. Dracon, Solon baroya kat
kurallar getiriyorlar. Atina hukukuna göre ancak özgür
kişiler avukatlık yapabiliyor, esirlerin hakkı yoktur. Ne-
dense o donemde kadınlar da utangaç olduklan için
avukatlık yapmıyorlar.
Mahkeme kutsal sayıldığı için önceden yıkanıyor, te-
mizleniyor. Her şeye karşı bir temizlik duygusu aşılanı-
yor.
Mahkemelerde olay olmaz mı, çok olay var. Bunlar-
dan biri dillere destandır. Ahlaka aykırı davranışlarıyla
ünlü bir güzel var. Mahkeme önüne çıkarılıyor. Avukat
bu güzeli mahkeme önünde savunurken, konuşmanın
en heyecanlı bir yerinde güzelin üstündeki tülü birden
çekiveriyor. Kadının çıplak güzelliği ve göz kamaştran
göğüsleri ortaya çıkıyor. Bütün bakışlar avukatın sözle-
rine değil, kadının göğüslerine takılmıştır. Bu görkemli
güzelliği gören ve şaşkına dönen yargıçlar güzeli aklı-
yorlar.
Böyle bir savunma skandal sayılıyor ve Yunan huku-
kunda türlü önlemler alınıyor.
Roma döneminde ise kutsal kuralları yalnız din adam-
ları ve patrisyenler savunabiliyor. Plepleri ancak din
adamları ve patrisyenler savunabilir. Aradan zaman ge-
çip, pleplersavunucularını özgür olarak seçmeye başla-
yınca Roma'da da avukatlık başlıyor. Meslek doğuyor,
araya ücret de giriyor.
Avukatlar evlerinin önüne koydukları palmiyeden ta-
nınıyorlar. Bizde de eskiden taşrada dava vekilleri tez-
gâhlarının başında şemsiye açmazlar mıydı? Şemsiyeyi
gören orada dilekçe yazıldığını anlardı.
Avukatlık Roma'dd görkemli bir uğraştı. Çiçeron kon-
sülken, Sezar da Roma Barosu'nda kayıtlı avukattı.
Roma'dan sonra da avukatlık türlü değişim ve gelişim
göatermiştir. Rönesansta avukatlara, "yumuşak, sakin,
Tanrı'dan korkan, gerçeği ve adaleti seven" deniyor.
Avukatlar kent değiştirdiklerinde de "adaletin gezginci
şövalyeleri" oluyorlar.
Avukatitğın tarihi eskidir. .
Faruk Erem üstadımız bugün için de "Meslek kuralları
ve kökeni ne denli eski ve soylu" diyor.
Daha yakında haksızlık ve cinayetler karşısında Uğur
Mumcu için cüppelerini alıp Sirkeci'den Adliye'ye kadar
yürümediler mi? Hukuk, kendini koruduğu oranda baş-
kasını da koruyabilir.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Onat KuÜar'ın, 1960
Türk Dil Kunımu öykü
Ödülü^nü kazanan kıta-
bı... "Âlem — idi ki var
idi yâr
;
Çün yâr yok ol-
masın ne kim var" (Fuzu-
li). 2/ Japonlara özgü
kâğıt katlama sanatı. 3/
Çam ağaanın çığnenip 6
emilen iç kabuğu. 4/ Bir
renk... Bir bügiyi göste-
ren sımgeler dizgesi...
Türkçede ilgi adıh. 5/ Rü-
ya... Kadifemsi birgörü-
nüş kazandınlmış sığır derisi. 6/
Hızlı bir trafık akırru sağlamak
amacıyla yapılan çift yönlü geniş
yol. 7/ Eskrimde bir karşılaşma tü-
rü... Siirt'in bir ilçesi. 8/ Yoksulla-
rayiyecekdağıtanhayırkurumu...
Radyumun simgesi. 9/ Görünüş,
biçim... Dağta>uğu da denilen bir
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Homeros'un ünlü destanı... Du-
man lekesi. 2/ Motorlu taşıtlann
elektriğıni sağlayan aygıt... Avustralya'da yaşayan bir cins de-
vekuşu. 3/ Sofa... Çingene çocuğu. 4/ Afrika, Asya, Amerika ve
Okyanusya'da yapılan çeşitli damıtık içkilere verilen ad... Ba-
harh bir bitki. 5/ Japonlann ulusal giysisi... Bir gıda maddesi. 6/ •
Yüzüne bakılmayacak kadar sevimsiz ve çirkin. 7/ Toprak...
Kaplarda su nedeniyle oluşan tortu. 8/ Bütün kutsal Hint me-
tinlerinin başında ve sonunda tekrarlanan mistik hece... Kore
savaşlan sırasında, VIII. Amerikan ordusunun yok olmaktan
Türk birliğinin direıüşi sayesinde kurtulduğu savaş. 9/ Sekiz ki-
loluk tahıl ölçeği... Üstü kapalı pazar yeri.
İŞFALT A.Ş. GENEL
MÜDÜRLÜGÜ'NDEN
Şirketimizin İSTANBUL ve ANADOLU yaka-
sındaki asfalt fabrikaları ihtiyacı
a) 30 dosyadan müteşekkil 1.500.000 ton ag-
rega ile,
b) Toplam 150.000 ton beton asfalt kumu
Kapalı teklif eksiltme usulü ile ayrı ayrı ihale
edilerek satın alınacaktır.
c) İhaleye son müracaat tarihi: 15.03.1993 sa-
at 16.00'ya kadar.
d) İhale tarih vesaati: 19.03.1993 saat 14.00'te.
İhale ile ilgili şartnameler genel müdürlükten
bedeli mukabilinde temin edilebilir.
Şirketimiz 2886 sayıiı kanuna tabi değildir.
ADRES:
İSFALT A.Ş.
Abide-i Hürriyet Parkı yanı
Çağlayan/İSTANBUL
Tel: 240 80 13 - 241 50 17