18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9ŞUBAT1993SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI SSK primleri • ANKARA (AA) - Sosyal Sigortalar Kurumu'na bağlı sigortalılardan kesilen prim oranlanrun arttınlmasıyla ilgili hazırUklanyürütmek amacıyla 6 bakandan oluşan bir komisyon kuruldu. Komisyonda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Maüye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, Devlet Bakam Tansu ÇiUer, Devlet Bakanı Erman Sahin, Ulaşlırma Bakanı _ aşar Topçu ile Bayındırbk ve Iskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı yer alıyor. Yetkıliler, SSK. primlerinin arttınlmasına ilişkin olarak kormsyonun vereceği karar doğrultusunda hazırlanacak yasa taslağının daha sonra Bakanlar Kurulu'na sevk edileceğini bildirdiler. Prim oranlanrun arttınlmasına ışçi veişveren kesimlerinin yanı sıra Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğulıay dakarşıçıkıyor. • KAVSERİ(AA)- Türkıye'nın önde gelen üretıcilerinden Köy-Türve Mudurnu Tavukçuluk piliç eti fıyatlannd zam yaptılar. Köy- (ür, daha önce kilosunu I9binliradan sattığı piliç etini. yüzde 10.5 arttırarakll bin liraya yükseltti. Kilosu perakende 19 bin 500 lıradan satılan Madurnu Piliç ise yüzde 12 zamlanarak 21 bin 900 lira oldu. Alûminyuma zam • SEYDİŞEHİR(AA)- Konya'nın Seydişehir ilçesınde kurulu Etibank'a it tesislerde üretilen külçe alûminyuma binde 33 oranında zam yapıldı. Yeni düzenlemeyle Etia\-7 külçe alüminyumun tonfiyatı 13 milyon 57 bin lıradan 13 mılyon 490 bin liraya çıkanldı. Yetkililer. fıyat artışlannm Londra Metal Borsası'ndaki yükselişten kaynaklandığıru ve bu sabahtanitibaren uygulanmasına başlandığıru söylediler Istanbul'da yeni yatınmlar • Ekonomi Servisi - İstanbul Sanayi Odasına (İSO) ocak ayı ıçinde47 yenı sanayi kuruluşu kayıt yaptırarak faabyete geçti. ÎSO'dan yapılan yazılı açıklamada, 47 sanayi firmasının faaliyete geçüği. buna karşılık 17 kuruluşun faaliyetlerine son verdiğikaydedildi. Açıklamada yeni faaliyete geçen 47 fırmanın 983 kişilik istihdam kapasitesi yarattığı, sermaye miklannın ıse 170 milyar 535 mily on lira olduğuifadeedildi. KKTC'deyeniden yapılanma • LEFKOŞA(AA)-İktisadi Araştırmalar Vakfı'nca düzenlenen "KKTC Ekonomisinin Yeniden Yapılanması" konulu seminer 19 şubat cuma günü Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Seminerin açıhşmda KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Derviş Eroğlu vc Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu ile İküsadi Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Orhan Dikmen konuşacaklar. Tekstilde grev hazıritğı • BURSA (AA) - Hak-İş'e bağlı Öz İplik-İş Sendikası ile Türkiye İşverenler Sendikası arasında toplusözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Bursa'da bulunan Çoats Türkiye İplik Sanayii İşletmesi'nde çalışan 800 işçi greveçıkacak. Öz İplik-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Sabri Duman. işveren sendikası ile yapılan görüşmelerde anlaşmanın sağlanamaması üzerine 24 aralıkta grev karan aldıklannı, 12şubatakadar anlaşmanın sağlanamaması , nab'nde greve çıkacaklannı söyledi." Kağıtiçtn bilgi bankasi • İZ\dT(AA)- Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikalan (SEKA) Genel Müdürlüğü"nün başlatüğı "kağıt bilgi bankası" kurma çalışmalan tamamlanma aşamasına geldi. SEKA Dergisi'ne göre SEKA'nın. kağıt sektörüyle ilgili bilgilerin toparlanması, konuyla ilgili istatistiklerin düzenlenmesi ve bilgi birikiminin değerlendirilmesi için başlatüğı kağıt bilgi bankası kuruluş çahşmalanna özel sektör de destek verivor. Taban fıyat açıklaması gecikti, grad tartışması sürüyor, üretici öfkeli 'Tüccarııı kucağına itiliyoruz MERtH AK İZMİR - Her yıl ocak ayı ortalannda açıklanan taban fıyatı bu yıl gecikerek şubat sonuna kalırken tütünde grad tartışması da yoğunlaşt Kiraz Üreticiler Birlığı Başkanı Dur- sun Okumuş. Tekel'in son yıllann en kötü tespit çalışmasını yaptığını öne sürerek, "Hükümetin politikası bellidir. Üretici tüccann kucağına itilmektedir'" dedi. Ege Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Reşit Kurşun da bu yıl tütünde 'dönemeç yıb'nın yaşandığını vurguladı ve hükümetin B Grad tütüne yüksek fı- yat vermesini istedi. Üretici Ankara yoüannda Her yıl ocak ayı ortalannda açıkla- nan tütün taban fıyatı bu yıl şubat ayının sonlanna kaldı. Tüccar ve üretici çekişmesinin taban fiyaünm açıklan- masını gecikürdiğj öne sürülüyor. Ge- çen yıl tüccarlarca "fazla", üretici ıçin 'normal' olarak değerlendirilen taban fivaün bu yıl yüksek değerlerde olma- ması için tüccarlar; daha fazla olması için üreticiler Ankara gidiş gelişlerini hı- zlandırdılar. Kiraz, Tire, penizli. Tavas, Gördes, Ödemiş ve Bekilli'den Ankara'ya giden üreticiler, Başbakanbk'tan randevu ala- madıklan için Başbakan Süleyman De- mirel ile görüşemediklerini belirttiler. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün de Yunanistan'a gitmesı nedeniyle üre- ticiler dertlerini Inönü'nün danışmanı Güneş Gürseler'e ıletebildiler. Ege Ziraat Mühendisleri Odası Baş- kanı Kurşun bu yıl üretimin B Grad tü- Reşit Kurşun • Hükümetin B Grad tütüne yüksek fıyat vermesi gerektiğini vurgulayan üreticiler. '1993, tütünde dönemeç yıb olacaktır' diyor ve Tekel'in bu yıl, tarihinin en kötü tespitlerinden birini yaptığını ileri sürerek Ankara'nın kapısını aşmdınyor. Grad ve değeri A Grad: En üst seviyedekı tütündür. San. açık san. acık kırmızı renklerde olur. Dokusu kuvvetli ve esnektir. Bazı cinsleri kokulu olurken bazılannın kokusu hafiftir. A Grad tütünün yaprak bütünlüğü tamdır. Yapraklannda yırtık az bulunur. Özenle yetiştirildiğı ıçin değerüdir. Yetiştirilmesi zordur. B Grad: Orta kalitedeki tütünkre denir. Küçük, orta ve büyük boyutlan vardır. San, açık san, (bunlann yeşilimsi ve kırmızımsı tonlan) açık kırmızı ve kısmen kırmızı renkleri vardır. Dokusu, A Grad tütüne benzemese de kuvveüidir. Kokusuzdur ya da hafıf bir kokuya sahiptir. B Grad tütünün yaprak bütünlüğü tam. az yırtıkh ve yırtıkb olur. Kapa: Kalitesiz tütün türüdür. Küçük. orta ve büyük boyutta bulunur. Kanşık ve yesjl renklıdir. Dokusu zayıftır. Bu tür tütünde koku vasfı aranmaz. Yaprak bütünlüğü tam ve yırtıklıdır. Az anzab ve az hastalıklı dip üstü, anzalı ve hastalıklı yapraklar bulunabilir. tünde ağırbkta olduğunu söyledi. Üreti- cinin zor duruma düşmemesi için B Grad tütüne yüksek fıyat verilmesini is- teyen Kurşun, ""Tüccar kakteyi düşürûp maliyeti indirme çabasına girecek. Bu gibi durumlann olmaması için B Grad'a yüksek fıyat verilmeli. Bu yıl tü- tünde dönemeç yıb. Çünkü hem stoklar fazla, hem rekolte yüksek hem de fiyat- lar yüksek. Bu yüzden de tüccarlar naz- lanmaya başladı. Türk köylüsünün tü- tün rekoltesini azakması lazım. Önü- müzdeki yıl tütünde ruhsat sistemine geçmeye mecburuz. Aynca tütün fede- rasyonu kurulmalı. Bunlar yapılmazsa Türkiye dardoğaza girer" dedi. Piyasarun geç açılmasını tüccann ıste- dığıni vurgulayan Kurşun, Piyasa her yıl ocak ortalannda açıhrdı. Ancak bu yıl, kalite tespitinin daha rahat bitmesı için piyasanın açılmasını ertelettırme- mizi istediler. Biz de uygun gördük. Şu- bat ayının 9"unda ya da 22'sinde piyasa açılacak" diye konuştu. Yapılan randıman tespit sonuçlanrun beklenenin çok altında kalması. piya- sanın da gecikmesi üretıciyi endişelen- dirdi. Kiraz Üreticiler Birliği Başkanı Dursun Okumuş, "Tekelin randıman tespitleri tüccann randıman tespitlerin- den de geridedir. Öyle ki birçok bölgede yaptığımız incelemede Tekel'ın yüzde 15 A Grad verdıği tütüne. tüccar yüzde 60 A Grad vermiştir. hükümetin politi- kası belbdir. Açıkça üretici, tüccann kucağına itilmektedir. Tüccann istedik- leri fazlası ile yerine getirilmektedir" dedi. 'Üretici iflas eder' Okumuş, B Grad ve kapanın yüzde 80 olarak bebrlendigini, bunun da üreti- cinin iflası demek olduğunu öne sürdü. Bu durumda ilan edilecek baş fıyatın tatminetmeyeceğinivurgulayarak" Üre- tici birlikleri olarak. bu randıman tes- pitlerini kabul etmiyoruz. İtirazlanmıza devam edeceğiz. Tekel idaresine iüraz dilekçelerini vermeyi sürdüreceğiz. Randımanlar bütün Ege'de düzeltilme- lidir. Tütünde grad açıklanırken A ve B arasındaki uçurum düzeltilmelidır. Sıkıntılanmızı dile getirmek üzere An- kara'ya gideceğiz. Gerekli adımlann atılacağına ve sıkıntılann giderileceğine inanıyonız." Demir çelik işçisinin sağlığı sürekli tehdit altında Yerüstü cehennemininkurbanları • İSDEMİRişçisini ölüm korkusu sarmış. Yapılan sağlık muayenelerinin sonuçlan açıklanmadığından, hiçbiri 'rahatsızlığının" ne olduğunu öğrenemeden hastalanıveriyor! DENtZ ŞAHtN Yüksek finnda 1000 derece- nin üstündeki dcanir korunaj çclıkhanede 1700 derecedeki potalara çubuk sallayanlar... Kok fınnlannda ateşi besleyen. zehirli gazlarla iç içe yaşayan- lar... Yaşamla ölümün ateşte buluştuğu yerdeler. Ölüm ba- zen hastahk, bazen arü bir kalp kriziyle. bazen de kazayla geli- yor... İskenderun Demir Çelik Te- sislen'nde çabşan işçiler, "ışleri- nin olağanüstülüğünün neye mal olduğunu' bilmek ıstiyor. İŞİerinin, yaşamlannı tehdit et- üği ortada, ama nasıl? İşçiler bu sorunun yaruünı 'müesseseden' alamadıklannı söylüyorlar. Muayeneler 6 ayda bir İşyerinde altışar aylık ara- lıklarla muayeneler yapılıyor. Ancak sonuçlann açıklanma- ması. işçilerdeki kaygılan daha İSDEMİR'de yüksek fırın işçileri aşırı sıcakta ötüm tehlikesivle bunın bunına çalışıyor. da arttınyor. Bin "daha 1977*- de 42 kişinın veremden öldüğü- nün söylendiğini" belirtiyor. Bir diğeri "geçen ay üç işçinin sıkışma ve kalp krizinden öldü- ğünü" anlatıyor. Büyük bir yeralü mağarasını andıran yüksek fınndaki işçiler 1000 derecenin üstündeki de- mir korunun ışığıyla aydınlaru- yor. Isı, kor yatağından uzakla- şan her adımla daha da düşü- yor. Ani sıcakhk farkhlıklannın birçok hastalığa neden olduğu sanıhyor. İşçiler bazı rahatsızh- klardan bahsediyor, ama adını koyamıyor. Yoğun yakınmalar Çetikhane bölümündeki iş- çiler de 1700 derecedeki dev po- talara çubuk sallayıp çeliğin ka- litesini ölçüyor. Bir çelikhane işçisi nefes darlığı çektiğini, halsızlık duyduğunu, ama has- tahğının ne olduğunu bilnıedi- ğini anlatıyor. Yakınmalar ne- fes darlığı. mide ve böbrek ra- hatsızlıklan üzerinde yoğun- laşıyor. Maden kömürünün yakıla- rak kok ve yüksek fınnı besle- yecek gaz eldc edilen kok fın- nlannda çalışan işçiler ise gaz sızıntısındanzehirleniyor. Nor- malde fınndan gaz sızmaması gerektiği anlaühyor. Ama fınnın her tarafından gazlar sıayor. Sendika yöneticileri, sızan gazlann karbonmonoksit, kar- bondioksit, meıan olduğunu iddia ediyor. 18 yıllık deıpir çe- lik işçisi Adnan Günyüzlü, kok fınnlannın makine bakım bö- lümünde çalışıyor. Bütün gün zehirli gazlan soluyor. Aslında maske takması gerek. Takmu- masının gerekçesirü de "Zaten bu maskeler bezden yapılmış Bir süre sonra ükanıyor. Nefes alamayacak duruma geliyo- ruz'" diye açıkhyor. Adnan Öünyüzlü de birçok işçi gibı ne- fes darbğından yakınıyor. Sendikanın çabaları İşyerinde örgütlü özçelik- İş Sendikası Genel Başkanı Meün Türker, açüklan ön teşhis mer- kezi sayesinde, demir çebk işçi- lerinin meslek hastahklannın anlaşılabileceğini ve ancak bir yıl sonra ellerinde yeterlı bilgi olabileceğini belirtiyor. Bu bil- gjler, istatistikleştirilerek işçile- rin sağbk durumu sürekli izle- necek. Bu verilerden hareketle top- lusözleşme maddelen hazırla- nacak. Bir milyar liraya mal olan merkezde, günde 40 işçi muayene edilecek ve yapılan teşhis doğrultusunda hastaneye sevkedilebilecekler. Özçelik -İş Sendikası aynı amaçİa bu yıl içinde Karabük Demir Çelik Tesisleri'nde de er- ken teşhis merkezi açmayı ve özel sektör işyerleri için gezia sağbk istasyonlan kurmayı planbyor. DÜŞÜKMALİYETPROJESt Avrapa'yahavadan ^ihracatköprüsü 9 • Projeye görehaftada üç kez İzmir'den Avrupa'ya yaş sebze ve meyve, kesme çiçek, bir kez de ABD'ye deri ve konfeksiyon ürünleri taşınacak. Taşıma giderleri belli oranda teşvik edilecek. ANKARA (.4A) - Yugos- lavya'daki iç savaşın Avrupa'- ya taşıma maliyetlerini arttı- rması üzerine. Hazine bazı ih- raç ürünlerinin Avrupa'ya uçak ile taşınması, Türkiye'- den Avrupa'ya bir "havayolu köprüsü" kurulması konu- sunda çalışmalar yapıyor. Hazine ve Dış Ticaret Müs- teşarbğı (HDTM) yetkililerine göre bu amaçla. ihracatçı bir- likleri ile birlikte Türk Hava Yollan ve özel bir havayolu şirketine havayolu taşı- maabğı olanaklan konusun- da araştırma projesi verildi. Yabancılar devrede Proje kapsamında, yabana uçakla taşıma şirketleri ile gö- rüşülüp fıyat abnıyor. Halen uçak ile taşıma maliyetinin 2.80 dolar kg olduğuna dik- kat çeken yetkililer. ilk teklif- lerde bu rakamın 1.80 dolara indiğini kaydettiler. Proje ile özellikle Avrupa'- ya yaş sebze ve meyve ile kes- me çiçek ihracatının uçak ile yapılması öngörülüyor. Tür- kiye'nin ABD'ye yönelik teks- til ıhracatını arttınnak istedi- ğini, ancak bu ülkenin uzak olmasının ihracatçı açısından bir dezavantaj oluşturduğuna dikkati çeken yetkililer, deri giysilerin denizyolu ile taşıma- da nemden zarar gördüğünü belirterek deri giysilerin ve di- ğer konfeksiyon ürünlerinin de ABD'ye uçak ile taşı- nmasının düşünüldüğünü kaydettiler. Projenin gerçekleşmesi ha- bnde uçak ile taşıma giderleri belb oranda sübvanse edile- cek. Ortadoğırya da köprü Körfez Savaşı'ndan sonra Suriye'nin özelbkle Türk ihraç ürünlerinin. Ortadoğu ülkele- rine karayolu ile geçişini engel- lediğine dikkati çeken yetkili- ler bu nedenle canlı hayvan ih- racatının geçen yıl önemli öl- çüde düştüğünü hatırlatülar. Dünyada artık yük taşımak için kargo uçağı üretilmediği- ni, büyük yolcu uçaklan ile yük taşındığını anlatan yetkili- ler, çalışmalar konusunda şu bilgileri verdiler: "Rusya'nın fazla miktarda kargo uçağı var, ama Ruslardan başkası kullanamıyor. Bu pilotlar da İngilizce bilmediği için uçuş trafığini aksatıyor. Bu pilot- lann Avrupa ve ABD havalı- manlanna inişi yasaklandı. Dığer ülkelerin ellerindeki kargo uçaklannı ise araştınyo- ruz. 40 ton taşıma kapasitesi olan uçaklan uygun fiyatlar ile kiralamak istiyoruz. İşletme hakkını ise THY ya da başka bir şirkete verebiliriz." Cirolardaki artış gerçek büyümeye yansımadı Reldamalıkta'medya' kaosu Ekonomi Servisi - Geçen yıl özel televizyon ve radyolarla, yeni dergüerin yayına geçme- siyle reklam verilebilecek seçe- nekler artarken reklamcılık sektöründe reel bir büyüme ya- şanmadı. Reel büyümenin düşük kal- masını medya arzındaki ola- ğanüstü artışa bağlayan Rek- lamcılar Derneği Başkanı İzmir Tolga, bu artışla birlikte doğan rekabet ortamında medyalann reklam fıyatlannı önemli ölçü- de düşürdüklerine dikkat çekti. Medyalann çok büyük feklam bütçeleri olan kuruluşlara değe- rinin altında fıyatlarla hizmet sunduklannı belirten Tolga. bunun da reklam verenlerde daha 'fazla indirim abnabilir mi?' düşüncesiyle bir duraksa- ma yarattığını ve bu kuruluş- lann olabileceğınden daha az reklam vermesine neden ol- duğunu söyledi. Tolga "'1992'- de bir medya kaosu yaşandı. Mecralar arttıkça reklamın et- kisi ve verimliliği düştü. 1993 yıb için daha iyimseriz. Medya- lann kıran kırana fıyat rekabeti yerine daha sağlıkb bir rekabet içinde olmasını bekliyoruz" En buyuk 13 aıans JVKtf Cenajans Grey Reklamalık AŞ Güzel Sanatlar Saatchi&Saatehi AŞ Manajans/TTıompsoo AŞ (*) Grafika/LintaşAŞC) Pars/KteCann-Erickson AŞ (*) Reklam Moran Ogilvy&Mather AŞ Y&R. Reklamevi Reklamcılık AŞ EraTanıtımYayınHizmeUefiAŞ Merkez Ajans Tanıtım Hiz. AŞ Ajans Ada Reklam Hizmetleri Ltd. Penajans DMB-BTicaret AŞ Yorum Ajans A.Ş. Markom/Leo BurrtettAŞ (*) GHIOIBTU 480.120.000 432.822.000 306.000.000 291.861.000 192.747.867 171.485.161 163.803.321 144.056.200 128.637.000 127.082.000 125.264672 108.758.000 108.037.315 •Tüm rakamlardan KDV hariç tuuümuştur. (*) Beyanlannı bağımsız denetlerae kuruluşlanna denetleterek veren ajanslar. IŞÇININ EVRENEVDEN ŞÜKRAN KETENCt Demokratik PlatformBu hafta sonü da Turkiyenin her tarafında Uğur Mumcu- nun kımliğınde sımgeleştirılen mitıng ve toplantılarla geçti. Anadolu'nun her yantna dağılan ıl ve ılçeierdekt toplantılann ortak karakteristiğı bir siyasal parti. sendika, meslek örgütü, demokratik örgüt patentini taşımaması. Genış bir demokra- tik arenayı temsil eden, çağdaş demokratik Türkiye, laıklik, Atatürkçülük ilkelerinde bırleşen örgütlerden birini öne çı- karmadan, ortak katılım ve sorumluluğun, çabanın ürünü olarak düzenlenmesı. Cenaze törenı sonrası televizyonlar ve basının açıklana- maz bir biçimde uyguladtğı sansür, meydanlarda, toplantı- larda tepkıli kalabalıkların bir araya gelmesinı engelleyemi- yor. Çeşıtlı, korkularını, kaygılarını, başkaidırıslarını içlerin- de saklamış kitleler, toplumsal tepkilerını dile getirirken pek de gelenekse! olmayan bir dayanışmanın ıçme girıyorlar. Toplantıları, mıtingieri düzenlemek üzere illerde, ilçelerde demokrasi platformları oluşturuluyor. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri, çeşitli görüş- lerı temsil eden aemokratik örgütlerin bir sorun etrafında güçbirlıği yapmak uzere demokratik platforrn oluşturma- larının aslında ülkemızde bir geçmışi de var. Özellikle 12 Ey- lül öncesinde DİSK, teröre karşı, çalışanların çıkarları ve de- mokrasi çerçevesınde demokratik platform oluşturmak üze- re çokçaba göstermışti. Ancak siyasal arenadakı görüş kes- kinliklerı, demokrasi kültürü eksikliği geniş kapsamlı çıkar- lar, demokrasi çerçevesınde anlamlı bir dayanışmayı engel- lemisti DlSK'ın demokratik platform girişimleri, sol yelpaze içinde olanları da doğru dürüst kapsayamaz duzeyde ve çok sınırlı çerçevede kalmıştı. Üstelik de 12 Eylül yargılaması- nda, bu demokratik açılış çabası, DİSK ve katılan demokratik örgütler için ayrıca bir suç kanıtı oiarak kullanılmış, yargıla- ma ve hesap sorulmasının, tutuklamaların gerekçesi yaptla- biimişti. Demokrasiyi katleden anlayışlar. birileri için, çeşitli de- mokratik örgütlerin ortak çıkar çerçevesinde, demokrasi il- kesinde bir araya gelmeleri. güçbirliği, dayanışma yapma- lan, çok tehlıkeli sayılmıştı. Demokratik platform suç sayı- Imakla yetınilmemış, anayasa ve yasalara yerleştirilen de- mokrasi dışı yasaklamalar ile sıyası partiler, sendikalar, meslek örgütleri, demokratik örgütlerin güçbirliği, dayanış- ması "suç" sayılmıştı. Dünyanın, rejimı demokrasi olan hiç- bır ülkesinde soz konusu edilemıyecek bu yasaklı hukuk dü- zenı halen vahim bir boyutta olarak yürürlükte. Türkiye'de bu hukuk düzeni yürürlükte oldukça gerçek siyasal, sendikal, demokratik örgütlenme hak ve ozgürluklerinın varlığından soz etme olanağı da yok. Demokrasinin, çağdaş insan olmanın özü, bireyın siyasal partı, sendikal ve çeşitli demokratik çalışmalarını, tepkilerini, birçok örgüte üye olarak ve etkınliklennı bırleştırerek yapa- bilmesidır. Insanının siyasal düşüncesi ile özlük sorunlarını, çıkarlarını bırleştirmesi, dayanışma içinde olmasını suç sa- yan bir anlayısm demokrasi içinde yerinin olaması gereki- yor. İşçinin, memurun. aydının, köylünün örgütleri aracılığı ile dayanışma arayısından korkan bir rejım demokrasi ola- maz. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri, demokra- tik örgütler dayanışmasınt, işbırliğini, güçbırliğini suç sayan bir rejım demokrasi sayılamaz. 12 Eylül'ün damgasını vurduğu çarpık değer yargıları sarsılıyor. Türkıye'nin her yerinde örgütler. bireyler ortak inanç ve çıkarlar etrafında bir araya gelmeye, güçbirliği, çıkâr dayanışması yapmaya başlıyor. Izmit'te çok sayıda de- mokratik örgüt ve düşüncenın katıldığı panelı, özel birtiyatro grubu düzenlemışti. Bolu'nun tarihinin ilk demokratik mıtin- ginde 60 bin nüfuslu kentin 10 binini bir araya toplayan, 'Tür- kiye nin la>k. demokrattk olarak kalacağınm" haykırıldtğı mi- tingde çok geniş yelpazeden butün demokratik kuruluşlar vardı. Eskişehir'de gerçek bir yelpaze, bütün demokratik ör- güt ve çıkarların birleştirilmesi başarılmıştı. Her yerde mi- tingler ve toplantılar gerekçes 1 ile oluşturulan demokratik platformtarın düzenlenen mıting ve toplantılarla sınıriı kal- mayacağı, süreklilik kazandırılacağı duyuruluyordu. Uğur Mumcu olayında bir araya gelen, korkularını, kaygı- iarını, istemlerini ve geniş kapsamlı çıkarlarını, demokratik, çağdaş. laik Türkiye özlemierıni bırleştıren kitteler, örgütien- meler bu güçbirliğinden, güç oluşturmadan çok hoşnut gö- rünüyorlar. 12 Eylül'ün yaratmak istediğı Türkiye'nın zincir- leri çatırdıyor. Türkiye'de toplum, çağdaş demokrasiye doğ- ru, çok önemli, biiınçli, olumlu ilk adımları atıyor. Topiumsal tepkıyı görmezlikten gelen medyalann, tetevizyon, basının yüzbinlerin tepkilerine koydukları haber sansürü bir işe ya- ramıyor. TV'de, gazeteierde boy gostermese de kitleler. tep- kilerini dile getirmek üzere yeniden yeniden bir araya geli- yor. Suskun Türkiye kıpırdıyor. Yaşanan bu büyük oiay, bü- yük ölçüde sosyal çakışmalann, Uğur Mumcunun öldürüi- mesinde duygusal patlamaya dönüşmesı olsa da insanların içine sinmiş korkuyu, yılgınlığı atmaya yarıyor. Türkıye'nin her yerinde yasaklı düzeni sarsan demokrasi platformları oluşuyor... EREZ ÇİLLER'İ SUÇLADI: 6 Eıııisyoııla borç ödemek hay alciüktîr' • Erez. ekonomılerde mucizevi formüller olmadığmı, yıllardır birikerek gûçlenen sorunlann bir yılda çözülmesinin beklenemeyeceğini söyledi. diye konuştu. Reklamalar Derneği tara- fından yapılan açıklamada da nun yaklaşık 4 trilyon lira oldu- ğu bildirildi. Bir _>nceki yıl der- nek üyesi 35 ajansın toplam a- demek üyesi 39 reklam ajansı- rosu ise 2 trilyon lira düzeyin- nın 1992'deki toplam cirosu- deydi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümete yakınlığıyla tanınan TOBB Başkanı Yalım Erez, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller'in ortaya attığı belirtilen ve İstan- bul'daki sanayi çevrelerince de desteklenen "borcu emisyonia ödeme" önerisinı "hayalpe- restlik"' olarak nitelendirdi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Erez. dün Ticaret Borsalan Konsey Toplantısf nda yaptığı konuş- mada, Türkıye'nin 1993'e kronikleşmiş sorunlarla gjrdi- ğini söyledi. Erez. 1993'te zaman kaybe- dilmeden sorunlann çözümü- ne yönelinmesi gerekıiğini söyledi. Ekonominin sorunla- nnın doğru politıkalarla ve her kesımin üzerine düşen bedeli ödemek koşuluvla çözüleceği- ne inandığını soyleyen Erez. "Bütçe uçıklan. KİT'lerin, bir- 2 TRİLYONLUK BORCUNUN TÜMÜNÜ ÖDEDİ FISKOBIRLIK'in alnı açık CEMİLCİĞERİM SAMSLTS - FİSKOBİRLİK Genel Mü- dürü Sedat Tarhan, FİSKOBİRLİK 'in 1992 üriin yılında 1 trilyon 795 milyar 575 milyon 744 bin 175 lira tutarında 186 milyon 56 bin 85 kilo fındık aldığını ve tüm borcunu da 4 şubat günü ödediğini açıkladı. 1980-1992 vılları arası iiriin alım ve öde- me listesi hakkında bilgi veren Tarhan. "1980-92 ydlan arasında, 1992 yılı hariç, en hızlı ödeme 1987 yılında 24 Şubat 1987'de gerçekleştirilmişti. Ancak 1987'de sadece 24 milyar 967 milyon 797 bin 191 lira bede- linde 20 milyon 887 bin 118 kilo fındık alın- rmştı" dedi. 1980-92 yıUarı arasında FİSKOBİRLİK, en fazla fındık alımını 1989 yılında gerçek- leşrirdi. O yıl 307.814.679 kilo fındık alan FİSKOBİRLİK üreticilere de 851 milyar 895 milyon 778 bin 450 lira ödemede bulun- du. FİSKOBİRLİK, yine söz konusu tarih- ier arasında. en az fındık alımını 1985 ydında yaptı. FİSKOBİRLİK 1985 yıiında üreticilerden 11.920.872 kilo fındık aldı, karşılığında da 8 milyar 91 milyar 482 bin 468 lira ödedi. liklerin sosyal güvenlik siste- minin içinde bulunduğu durum. iç borçlar ve personel giderlerinin büyüklüğü. her şe- yi çok iyi bilseniz bile elinizi kolunuzu bağlar" dedi. Erez. vergi sisteminde yapı- lan değişikliklere TOBB' ola- rak isteklerinin yansıdığını belirtti."Bana göre bu, 2 a> ge- cikmişür. bu nedenle 1993 gelirlerine uygulanamıyor" di- yen Erez. değişiklikîerin iş aleminın beklenülerinin hepsi- ne cevap vermediğini kaydetti. Özelleştirme gelirlerinin büt- çe açıklannı kapatmakta kul- lanılmasının vanlış olduğunu soyleyen Erez. şöyle konuştu: "Radıkal tedbirkr alınsın deniliyor. Türkiye, radikal ted- birler almaya uygun değildir. Mali açıdan alacağınız her ra- dikal tedbir, piyasalann den- gelerini bozacaktır. Radikal tedbirkr kapalı rejimlerin ted- birleridir. Demokrasi içinde radikal tedbir ahnanız müm- kün değildir." Erez, Türkiye'nin faiz-borç çıkmazından kurtulması için ortaya atılan •"emisyonfe borç ödeme" fikrinc ilişkin düşün- celerini de şöyle özetledi: "Emisyonia borç ödemeyi önermek. bıraz hayalperestlik- tir. Borç azken bu yapılabilir- di, ama 140 trilyon lırayı aşan borç varken, bunu s jyiemek hayalperestliktir. Bu. söyle- yenlerin bile inanmadığı bir şeydir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle