Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
fcntiya* saiıibi: BerinNadi
Genel Yıyın Yonetmenı Özgen Acar • Genel
Yayın Koordınatorü Hikmet Çetinkaya
• Yazı İşlerı Müdürü: Celal Başiangıc
• Haber Merkea Müdurü Mustafa Balbay
Gorsei Yoneünen Ali Acar •Duzenleme Mustafa SağUmer
• îslanbul Haberlen Şenay KaLkan • Dış Haberler Ergun Balcı
• It, - Ekonomı Dinç Ta>anç • Yurt Haberlen Mehmet Saraç
• Makaleler Sami Karaoren ĞSpor Abdûlkadir Vücetman #Du-
zeltme \bdullah Yazıcı
Ankara Temsılcısı Cüneyt Arcavûrek •Haber Müdürlerr Işık Kansu, Hakkı
Erdem Z Gokalp Blv İnkilap S No 19,4, Tel: 4331141-47, Telex 42344, Fax
(4(4330565•İzmırTemsılcıV. Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352S.2/3Tel.83123O,
Telex 52359,Fax (51)895360 • Adana Temsılcısı'. Çetin Yiğenoğhı İnonu Cd
119S No. lKat l.Tel 59 37 52(4hat).Telex 62155, Fax (71)59 25 78
Mûessese Mudür V Erol Erkut • Koordına-
tor Ahnet Korukan •Muhasebe Büfeat Ve-
ner •İdare Hüseyin Gürer •tşletme Öoder
Çeiik •Bılgı-tşlem Nafl Inal «Bılgısavar Sıs-
tenı: Müriivet Çiler • Reklam Reha Işıtman
Yımfana: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş B«s»ıı:Cumhjrıvct Matba-ıeıiık veGa2etec>hk TAŞ
r k A Cad 39/4 ICajaiojlu 34334 tsı PK 246tsunbulTel 512 05 0; Trie* 22246 Fdx U ı5H8595 TAK.VIM 9ŞLBAT1993 İm:>ak 5 33 Guneş 6 59 Öğle. 12 23 İkındı 15 10 Akşam: 17 37 Yatsı 18 57
ÇocuMardasedef
hastalığı
• ANTALYA(AA)-
Akdeniz Cnıversitesi Tıp
Fakültesi Derrnatoloji
Anabılım Dalı Öğretim
LyesiDoç.Dr ŞahınYazar.
yetişkın hastalığı olan sedef
hastahğının, son yıllarda
çocuklarda da korkutucu
boyutlarda gorülmeye
başlandığını soyledı. AA
muhabırine konu ıle ılgilı
bılgı venrken, ruhsal açıdan
gerilımlı çocuklarda. son
yıllarda sedefhastahğının
çok artuğına dikkati çeken
Doç Dr. Şahm Yazar,
"Bunun nedenıni araştırdık.
9bin805hastadan508'i
sedefhastası çıktı. Bu
haslalann 78'ini ise l-14yaş
arasıçocuklaroluşturuyor"
dedı.
Kalphastalıklari
• ANKARA(ANKA)-
Gelişmekte olan ülkelerde
bağışıklama çahşmalan
sonucu yaygın olarak
ölümlere yol açan bulaşıcı
hastalıklar azahrken, kalp
hastalıklan bütün ölümlerin
>ansına neden olmaya
başladı. Beslenme
>etersizliğinın yaygın olduğu
gelışmekte olan ülkelerde
kalp hastalığını önlemek için
\ağ ve tuzdan uzak durmayı
ıçeren diyetler yerine tütün
kullanımınj azaltmaya
>önelik programlar
önenbyor.
kedi-köpekler
• BL'RSA (AA) - Uludağ
Ünıversitesi Veteriner
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Hazım Gökçen, son yıllarda
kedı, köpek ve dığer süs
hayvanı besleme arzusunun
gıderek yaygınlaştığına
dıkkatı çekerek, "Kontrolsüz
ıthal kedi-köpek furyası,
Türkıye'yeyabancı baa
hastalıklan taşıma nskinı de
beraberinde getirmektedır"
dedı. Prof. Dr. Gökçen, AA
muhabinneyaptığı
açıklamada, önemli bir pazar
oluşturan süs hayvanlan
>etıştıricilığındede ıthal
hayvan sorununun gündeme
geldığını kaydettı. Prof. Dr.
Gokçen, özellikle Rusya ve
bazı Balkan ülkeleri kökenli
ithal kedi-köpek furyasının
Türkıye'yeyabancı baa
mıkrobık hastalıklan
taşıdığını vurguladı
Fazla kiH) taş
yamyor
• KONYA(AA)-Yapılan
bılımsel araştırmalarda,
erkeklenn bÖbreklerinin
kadınlara oranla daha fazla
taş ürcttiğı. alınan fazla
kılolann da taş oluşumunu
hızlandırdığı bıldınldı.
Konya Selçuk Ünıversitesi
Tıp Fakültesi Başhekimi
Prof.Dr. ÜnalSert,A>\
muhabirineyaptığı
açıklamada, ikiımin, taş
oluşmasında önemlı
etkenlerden binnı
oluşturduğunu, özellike
sıcak-kuru havanın aşın
terleme meydana getırdiğinı
belirterek. "Bu nedenle az ve
yüksek konsantrasy onda
ıdrarçıkanlır. Butür
ıdrarlann ıçınde taş yapan
maddeler yoğunluk
kazanmaktadır" dedi.
Oyuncağın fadası
zarar
• ADANA (AA) - İlk ve en
önemlı eğitim araçlanndan
bın olan oyuncaklann,
çocuk eğıtimıne büyük katkı
sağladıâ. ancak fazla ve
pahah oyuncaklann, hayal
gücünü şımrlayabilecegi
belirtildi. Çukurova
Ünıversitesi Tıp Fakültesi
(Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan
Anabilım Dab öğretim üyesi
Doç. Dr. Mehmet Satar, AA
muhabinne yapuğı
açıklamada, oyuncaklann,
duyusal uyanmlar ile bebek
ve çocuklann gelişimine ve
dünyayı öğrenmelerine katkı
sağladığını söyledi.
İran'da defite
•TAHRAN(LBA)-
tran'da kadın gıysileri
sergilenecek ve defıle
yapılacak. Kadınlann şeriat
gereği ayak parmak ucundan
saçının tek teline kadar
örtülü gezmek zonında
olduğulran'da, gelecek ay
'tesettür'e uygun uluslararası
birmodadefılesi
düzenlenecek. Aynca, filmler
ve fotoğraflarla 'iffet.
bayramı' adı altında İran
kadının son 200 yüzyılda
giydiği kıyafetler de
sergilenip,eleştirilecek. Bu
girişımlerin kadın ve
cınsellığı öne çıkaran
girişımlere karşı tepki olarak
düzenlendıği, böylece 'kafası
kanşan' kadınlann da
özbenhğine
kavuşturulmasının
amaçlandığı bildirildi.
Çadır, Kuveytlinin yaşam biçimiGöçebelikten vazgeçemeyen Kuveytlilerin çadırlan da evleri kadar mahrem. Çöle tatile çıkanlar bile çadın tercih ediyor
• Milyarlık evlere
sahip Kuveytliler
bahçelerinde bir de
dayalı döşeli çadırlara
sahipler. Misafirlerini
genellikle çadırda
ağırbyorlar.
• Yemekler burada
yeniyor, mırralar
burada içiliyor. Çanak
-antenle dünyanın dört
bir yanındaki televiyon
kanallan burada
izleniyor. Bir kısmı
oldukçamütevazı,
kimisi ordugah çadın
i...
MUSTAFA BALBAY
KUVEYT-Bahçeleri bol ye-
şillikli villalann önüne renk
renk çadırlan görünce. "Sava-
şın etkisı hala gecmemiş olmab.
Vülasını tarrur ettiremeyen aca-
ba çadırda mı oturuyor" dıye
düşündüm.
Sıra sıra vıllalar, ara ara ça-
dırlar. Çoğu hurma ağaçlannın
gölgesinde. Kımisı mütevazı
dört kişilik kızılay cadın gjbi,
kımısi neredeyse ordugah.
Gerçı aradan ıkı yıl geçtı
ama, soyadı FJ- Sabah olmayan
Kuveythler belki de petrol gelı-
rinden paylannı düşenı alama-
mıştır. Villasından da aynlama-
dığı için önüne çadır kurup ya-
şamını sürdürmeye çalışıyor-
dur.
Ama işın gerçeği öyle değil-
miş.
Tarihlerinde göçebe bir ya-
şam süren Kuveytliler, çadır-
dan bir türlü kopamıyormuş
Milyarlık, dayalı döşeli evlen
olsa da bahçeye çadır kurma-
dan edemezlermiş.
Bu çadırlardan birisine ko-
nuk olmak istedım. Yanıt
olumsuzdu. Çadır da ev kadar
Kuveytliler, çadırdan bir türlü kopamıyor. Çaduiarın içini güzel hahlar, oturma gruplan, leğenler ve ibriklerle süslüvorlar. VazgeçUmez eşya ise televizyon.
mahrem. Haneye tecavüz gıbi
bir nıyetım olmadığını, sadece
merak ettığımı anlatmaya çalış-
tım. Sonunda ınsansız, fotoğraf
çekmek koşuluyla kabul ettiler.
Kuveyt'in merkezinde, Basra
Körfezı'nin hemen karşısında.
İntercontinental Oteli'nın ya-
nında üç katlı, bahçesi heykel-
ler ve havuzlarla süslü bir saray
yavrusu. Heykellenn çoğunda
Avrupa özentisı var. Kıvırcık
saçb sevımlı bir çocuk. Venüsü
andıran bir kadın. Ortada da
ıkı metrehk bir mırra sürahısi..
Saray, El-Sabah ailesınden
birisine aıt. Yeşillendirmek için
olağanüstü çaba harcanmış
bahçenin bir köşesinde de 30-40
kışınin yan yana oturarak sığa-
bıleceği bir çadır var. Sadece
çadınn ıçinı çekebileceğim ve
fotoğrafta hıç ınsan olmaya-
cak.
Bahçenin panoramik görün-
tüsünden sonra ince, sağlam di-
reklerle ayakta tutulan çadır
bırden goçebe yaşamını bellek-
te canlandmyor Çadınn gölge-
sınden dışan bakmca bir eşek
ya da atın geçeceğini, ya da ku-
zu sesi duyacağınızı düşünü-
yorsunuz Ama tam karşıda
araba garajı var. Yan yana
bert-beş gıcır araba. Mercedes,
Chevrolet..
Yerde kırmızının hakim ol-
duğu canlı renklerle bezelı guzel
halılar var. Zemin düzgün de-
ğil. Doğal ortama serilmiş. Ba-
kır tepsıler üzerinde leğenler.
ıbrikler. Yere bakıp başınızı
kaldınnca da arkahklı yer mın-
derlenru göreceğınızı düşünü-
yorsufiuz. Ama değıl.. Üç taraf
boydan boya beyaz koltuklarla
doİu. Direklere ise gaz lamba^ı
değil florasanlar yerleştiriln
Çadınn tam ortasını ise basıt
bir sehpa üzennde televizyon
süslüyor
Çölde çadır
Konuştuğumuz Kuveythler-
den. buradaki yabancılann
gözlemlerinden anladık ki çadır
sadece geçmişe özlem. ataya
saygı değil. bir yaşam biçimi
olarak da güncellığini koruyor.
Misafırler genellikle çadırda
ağırlanıyor. YemekJer burada
yeniyor. mırralar burada ıçıli-
yor. Çanak antenle dünyanın
dört bir yanındaki televiyon ka-
nallan burada izleniyor.
Yaz mevsiminde tatıl için de
çöle çıkarmış Kuveytbler. Do-
lar bol. ısteseler çölde tesis yap-
ıırabıbrlermış ama çadın tercih
ediyorlarmış Avrupa'nın bü-
yük kentlennde yaşayanlar bile
yılın bellı dönemlerinde Ku-
\eyt"e gebr. oradan çöle çıkıp
çadır kurarlarmış Çölde tatil
keyfı nasıl çıkarubr bilmıyorum.
Lçsuz bucaksız kumlara bakıp,
verdığı petrol ıçın tannya şük-
retmek olasıbklardan birisı..
Kuveyt'te bir akşam yemeği
ıçın konuğu olduğumuz Emir
El-Sabah"ın gözde davethlenne
açtığı Bayan Sarayı'nın yemek
salonu da çadır görunümündç.
Gınş dev bir çadınn dışa açıl'
yuzünü anım'iatıyor. 100 me.
relık koridorda her taraf parlak
bezlerle kaplı. Belli arabklarla
"ödotu"nun yakıldığı küçük
mangallar, çevreye, ağır. mistik
bırkokuyayıyor Salon'seyine
dev bir çadır bıçıminde düzen-
lenmiş.
Ortada havur, ıçınde fıskıye-
nin yarattığı sennlık yağmurlu
bir ilkbaharakşamını anımsatı-
yor. Kenarlara yerleştiribniş
büyük yuvarlak masalarda
çadın seyredıp gümuş çatal-
bıçakla akşam yemeğımızi
yiyoruz
Miııikler sahnede büyüyor• İzmir'de Konak Belediyesi, "Kültür ve Sanat
Merkezi" küçüklere yeni bir dünya oluşturmuş.
Beş ayn oyun sahneye koyuyorlar. Günlerce süren
provalar, onlan hiç sıkmıyor. Sahnede sanki kendi-
lerinden geçiyorlar. Küçücük bir hata yapan kuliste
ağlıyor. Analar, babalar hem seyirci hem avutucu.
ÜMTTOTAN
İZMİR - "Buynum ujadı ba-
ba" diye rolünü sürduren Der-
ya, 2.5 yaşında. Pinokyo'yu oy-
nuyor. Rolûnü şaşıran büyük-
lerini uyanyor. Hepsı daha ko-
nuşmayı öğrenmeden kendı-
lerini sahnede bulmuş. Beş ayn
oyunu sahneye koyup üstelik
turneye bile çıkıyorlar...
Konak Belediyesi, "Kültür
ve Sanat Merkezı" ile küçükle-
re yeni bir dünya oluşturmuş.
Bu dünyaya adımını atan mı-
nikler, mızmızbklanndan, kap-
rislennden annmış. oyunlarda
"sanatçı" olmuşlar. Günlerce
süren provalar, onlan hıç sık-
mıyor.
Bremen Mızıkacılan'nın ho-
rozu Deniz. ayna karşısında
ibığıni düzeltiyor. Kara pelerin-
leri ve kara maskelenyle hırsızı
oynayacak Seyran'la Sertaç
rollerinden hoşnut değil. "'Bız
hırsız olmak istemıyoruz" dıye
tutturuyorlar, ancak yönet-
menlen Erdal Dinçer oynanan
rolden çok oyunculuğun öne-
mini anlatıyor.
Mınik sanatcılar beş ayn
oyunu bir arada yürütüyorlar.
Kül Kedisı, Bremen Mızıkacı-
lan, Kırmızı Şapkalı Kız, Pi-
nokyo ve Keloğlan'da her mini-
ğin değişik rolleri var 2.5yaşm-
dakı Derya. Pinokyo'nun
dışında Kırmızı Başlıkb Kız'da
baltacıyı oynuyor.
Anneler, babalar çok hoşnut.
Ayda yalnızca 60 bın lira öde-
yerek çocuklannın yeni bir
dünyaya soktuklannı bebrtip
şunlan söylüyorlar:
"Okul ve ders çalışmanın dı-
şında da yapılacak bırçok şeyın
farkına varan çocuklanmıza bu
koşturmaca hiç zor gelmiyor.
Evde kuçücük bir iş yapmaya
bile yanaşmayanlar; provalan.
oyunlan dört gözle bekliyorlar.
Bızler çocuklanmız yenı şeyler
öğrensınler, toplumsallaşsınlar
diye uğraşıyoruz ."'
Cumartesi günlen mınık sa-
natçılann en mutlu günlen.
Çünkü seyirci önüne çıkıyorlar.
5 bın bra karşılığında beş oyun
ızlıyorsunuz. Bu beş bin lıralar
ne kadar çok olursa olanaklar
dao kadar artıyor
Minikleri yöneten tiyatro sa-
natçısı Erdal Dinçer ve
yardıması Güzin Ercan var-
lannı yoklannı ortaya koymuş-
lar. Belediyenın yarattığı bu
olanağa yurttaşlann destek ol-
masını ısüyorlar.
Oyunlannda iyıce yetkinle-
şen küçükler artık turneye bile
çıkar oldular Kenttekı çeşıtli
kreşlere ve yuvalara giderek
oyunlannı sergibyorlar.
Konak Belediyesi'nin oluşturdupu Kültür ve Sanat Merkezi küçüklere ayn bir dünya oluşturmuş.
Bu düny aj 1 paylaşmak için aileler ajda yalnızca 60 bin lira ödüyor (Fotoğraf: ÜMİT OTAN)
Radyoaktif kirlenme konusunda yeterince tartışma olmadığı öne sürüldü
Çemobü uyanydk, asılfelaket kapmnzda
AHMETŞEFÎKM.
• Başta Rusya veUkrayna olmak üzereGürcistan, Romanya ve
Bulgaristan'ın Karadeniz kıyısında 15'in üzerinde nükleer
santral var. Aynca sayısı bilinmeyen bir kısım nükleer reaktörleri
de yine Karadeniz'e yakın kesimlerde bulunuyor.
y apılmasından sonra gerçek boyutlannın
çok ötesinde tartışmalara neden olan
Çemobil felaketini ülkemizin ucıız at-
İattığı bilimsel çevreler tarafından açık-
landı. Ancak insan sağlığı ve ekolojik
açıdan çok daha bihük ölçekü yıkımlara
yol açabilecek potansiyel tehlikelere
karşı acaba yeterince önlem aJmıvor mu?
KTÜ, Mimarhk >e Mülıendislik Fa-
kültesi İnşaat Mühendisliği Bölumü öğ-
retim üyesi ve Çevrebilimci Prof. Dr.
Mehmet Berküm, Çemobil deneyimin-
den sonra, radyoaktif kirlenme konusun-
da yeterince târtışma olmadığmı, bu ko-
nuda geleceğe yönelik sağlıkJı bir önle-
min de görülmediğini savundu.
Başta Rusya ve Ukrayna olmak üzere
Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan'ın
TRABZON - 1986'da meydana gelen
ve ülkemizde 7 yıl sonra rüm boy utları ile
tartışıbnaya başlanan Çemobil felaketi,
Karadeniz'e kıy ısı bulunan ülkelerde geri
teknolon ile yapılan çok sayıda nükleer
santralın gündeme getirUmesiyle yeni bir
aşama kaydettı. Karadeniz Teknik Üni-
versitesi (KTİ) öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Mehmet Berküm, Karadeniz'-
in kuzey bölümünde kıyı kesimlerinde
20'nin üzerinde nükleer santral bulundu-
ğunu, ancak bunların güvenilirliği ve atık
yok etme yöntemlerinin bilinmediğJni
açıkladı.
Üzerinde çok değişik spekülasyonlar
Karadeniz kıyısında 15Mn üzerinde
nükleer santralı bulunduğunu hatırlatan
Berkürn, "Bu ülkeler, 1954'ten bu yana
nükleer santraüar ile elektrik üretimi
çalışmalan yapıyorlar. Aynca sayısı bi-
linmeyen bir kısım nükleer reaktörleri de
yine karadeniz'e yakın kesimlerde bulu-
nuyor. Bunlar, bugünkü teknolojiye göre
oldukça eski. AyTica güvenüirükleri ve
atık yok etme yöntemleri bilinmiyor. Bu
santrallardaki bir felaketin sonuçları çok
büyük olabilir" diye konuştu.
Karadeniz'in hızla kirlendiğini ve bu
kirlenmede radyoaktif maddelerin özel-
likle önümüzdeki dönemde büyük kat-
kılan olacağını anlatan Mehmet Ber-
küm, 2000 yılında dünyada yılda 227 bin
lirre nükleer atık üretileceğinin hesap-
landığmı, BDT'nin dünya nükleer üreti-
minin yüzde 12'sine sahip olduğunu. do-
laytsıyla bu ülkelerin yılda yaklaşık 25
bin metreküp nükleer atık üretebileceğini
öne sürdü. Berküm açıklamalannı şöyie
sürdürdü: "Bunun ne kadarmın Kara-
deniz'in payına düştüğü belli değil. An-
cak bir an için bepsinin verildiğini düşün-
sek. 20 yıl sonra Karadeniz bir radyo-
akrivite denizine dönüşür. Nükleer enerji
tesislerinin elektrotlarım yıkayan tesis-
lerde önemli miktarda radyoaktif atık
çıkıyor. Sıvı radyoaktifleri belirli mik-
tarda sudan alan arıtma yöntemleri bu-
lunmakla birlikte, verimin düşük obnası
ve fınansman güçlükleri nedeniyle pek
tercih edilmiyor."
Prof. Dr. Mehmet Berküm, bugün
dünyada nükleer atıklar konusunda
'önce uzaklaştır, sonra incele' yöntemi-
nin uygulandığını, yakıt öreten tesislerin
nükleer enerji üreten tesislere göre daha
fazla ve tehlikeli atıklar ürettiğini hatır-
latarak. metal ve plastik koruyucu
kaplann içinde doğrudan deniz dibine
atılan radyoaktif atıkların hareketsiz de-
niz ortamı içinde etkisini yitireceğinin
varsayıldığını söyledi.
Bugün HBB'de, yarın TRT1 'de
Yorgun Savaşçı
geri dönüyor
•TRT tarafından 1983'te "Atatürk'e gerektiği
ölçüde yer vermediği" için yakılan, ancak bir
kopyası sürpriz bir biçimde orlaya çıkanlan
Yorgun Savaşçı dizisi, çekime başlandığı
1979'dan 14 yıl sonra gösterime giriyor.
ANKARA (ANKA) - Uze-
nnde büyük tartışrnalar yapı-
lan ve devlet tele\ız>'onu tara-
fından çekılmesine karşın
siyasal ve askeri otorite tara-
fından imha edılmesıne karar
verilen "Yorgun Savaşçı",
bugün 20.40'ta HBB'de, yann
20.45'te TRTl'de ıkı ayrî ver-
sıyon ıle gösterime ginyor.
Dizdnin serüvenı, çekimlerine
karar verilip 1979 yılında baş-
lanması ve 1983 yılında yakıl-
masını da kapsayacak şekılde
15 yıl öncesine kadar uzanı-
yor
Dızının yeniden yayına gır-
mesı sürecı, Başbakan Süley-
man Demirerin ayük basın
toplantılannda sorulara yanıt
venrken, "ınceleniyor" deme-
sıne karşın. HBB televızyonu-
nun hemen hemen aynı İcadro
ıle "Yorgun Savaşçı" adlı dı-
zıyi çekmeye karar vermesıyle
başladı Kültür Bakanı Fikri
Sağiar'ın her yerde aradığı ve
1983 yılındakı yakımdan kur-
tulan tek parça olan 2 ınçlık
kopya HBB'nin dızının çe-
kimlerinı hızlandırdığı bir or-
tamda yayımlanması amacıy-
la Başbakan Demirel'ın araa-
lığı ile TRT'ye verildı. Yayım-
lama karannın, "HBB'nin
TRT'nin bazı kopyalannı
kullanacağı, sansürsüz olarak
yayımlayacağı ve tartışmalar
yaratacaği" gibı nedenlerle
almdığı öne sürüldü.
Yakılma nedenleri
Tutanakta fılmin yakılma-
sına gerekçe olarak şunlann
göstenldıği öğrenıldi:
"Atatürk'e gerekb yer veril-
medıği, Çerkez Emem'in milli
mucadelenın başlangıç döne-
mindeki faaliyetlennden övgü
ile söz edildıği, milli kahra-
man görüntüsüne sokulduğu,
Çerkez, Arnavut, Arap, Kürt,
Laz, Rumeli Çingenesı gibi ta-
bırlenn çok kullanıldığı."
TRT Genel Müdürü Kerim
Aydm Erdem, yakılma olayı
sırasında televizyon daıresı
başkanıyken dönemın TRT
Genel Müdürü Macit Akman,
yakılma olayının ardından,
dıziye ılişkin bir kopyanın
gösterime hazır bir bıçımde 2
ınçlık teknik t.r bant olarak
saklandığinı açıklamıştı.
Koalisyon hükümetinin
kurulmasının ardından özel-
likle Kültür Bakanı Fikri Sağ-
lar, Yorgun Savaşçı'nın bu
kopyasını uzun süre aramıstı