Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 KASIM1993 ÇARŞAMBA CUMHURfYET SAYFA
DU1VYADAN
Türkiyeve Yunanistan silahlanıyöf
^ÇOURRIER
N
ATO'ya üye iki ülke, Türkiye
ve Yunanistan arasındaki re-
kabet aıtıyor. Bosna-Hersek
savaşıyla yeniden alevlenen düş-
manlıklan bugüne kadar hiç görül-
memiş derecede silahlanmayla de-
vam ediyor. Bosna-Hersek soru-
nunda Yunanistan Sırplan destek-
lerken Türkiye Müslümanlardan
yana olduğunu açıkça ortaya ko-
yuyor.
ABD ve Batılı mütefiklerce des-
teklenen Türkiye ve Yunanistan ge-
niş çaplı bir silahlanma yanşına gir-
di. Bu yanşın hızını değerlendiren
bazı araştırmacılar. geleneksel uyuş-
mazlıklannın ve belki de eski Yu-
goslavya'dakine benzer bir çaü-
şmarun ortaya çıkmasından cekini-
yor. Geçmişte Kıbns'ın ve Ege deni-
zi'nin kontrolü için çaüşan NATO
üyesi bu iki devlet, geçtiğimiz yıl
dünyanın en büyûk askeri donanım
alıcılan olarak ortaya çıktı. Her ikisi
de güçler dengesini koruyarak ordu-
lannı yenilemeye ağılık veriyor.
1990'da imzalanan Avrupa Kon-
vansiyonel Güçler Antlaşması'na
uygun olarak ABD'den ve Alman-
ya'dan, NATO'nun Güney kanadı-
ndaki ülkelere uygulanan yüzlerce
adetlik tank. helikopter ve top
transferinden yararlanan bu iki ülke
ayru anda ağır saldın silahlanna
para odemeden sahip olmayı ba-
şardı. Sırplar ve Yunanlar arasında-
ki geleneksel dostluğa ve Bosna
Müslümanlanyla Türklen birleşti-
ren sıkı bağlara karşın, iki ülke bu-
güne kadar. kendilerini aamasız et-
nik çatışmalara sokacak girişimler-
den kaçındı. Ama Batılı arastırma-
cılar soğuk savaş sonrasının yeni bir
ikileminin ortaya çıkmasından en-
dişelenmeye başladı: Gittikçe öne-
mini ve gücünü ürttıran Yunanistan
ve Türkiye taraftndan yapılan aske-
ri donanım NATO'nun ileri sürdü-
T
A. ürkiyeve
Yunanistan 1992
yılında dünyanın en
önemli silah alıcılan
oldu. NATO, bu iki
ülkenin giriştiği
korkutucu
boyutlardaki
silahlanma yanşına
göz yumuyor.
ğü gibi bölgesel ıstikran mı destekli-
yor? Yoksa iki ülkeden birinin ulu-
sal çıkarlannın tehlikede olduğunu
hissetmesi ve bir Balkan Savaşı'na
gjrmesi durumunda, olaylann şid-
detlenme olasıhğı mı var? İki yıl
önce Yugoslavya'nın dağılma-
sından bugüne kadar NATO için
olabilecek en kötü senaryo bölgede-
ki çatışmanın Türkiye ve Yunanis-
tan'ın karşı cephelerde yer almak
zorunda kalmalanna kadar yayı-
lması.
Balkanlann etnik ve dini birleş-
mesınin açmazı içinde. Ortodoks
Yunanistan ve Müslüman Türkiye
arasındaki rekabetlerin yelpazesi
sonsuz gibi görünüyor. Batılı araştı-
rmacılar Arnavutluk"un durumun-
da da endişeleniyor. Arnavutluk
Türk-Y'unan ilişkilerini kopartacak
son olayı oluşturabilir. Yunanistan,
bu yaz. Yuhan asıllı bir Ortodoks
papazm sırurdışı edılmesıne karşılık
olarak binlerce Arnavut göçmeni
sırurdışı etti. Bugün Müslüman Ar-
navutlar intikam almak için yanıp
tutuşuyor. Bu arada Müslüman Ar-
navutlann Bosna'daki dindaşlan
gerilla taktiklerini kullanarak Orto-
doks Sırplara karşı verilen savaşın
şiddetini artunrmayı düşündü. Bu-
radaki amaç kendı yanlannda olan
Türkiye'nin ve diğer Müslüman ül-
kelerin dış müdahalesine neden ol-
maktı.
Eğer bu iki yanh gerilim düşseydi.
Türkiye ve Yunanistan, Ege De-
nizi'ndeki kıta sahanlığı. Kuzey
Kıbns'taki Türk işgali ve Trakya'-
daki Türk aanlığın sıvil haklan
konulanndaki uyuşmazlıklannda
bugünkü bekleme durumunda ol-
mazdı.
Herşeye karşın bu gergin durum
Batılı hükümetlerin büyük miktar-
lardaki modern silahlannbu ülkele-
re verilmesini önlemedı. İçinde bu-
lunduklan ekonomik zorluklanna
karşın silah alımı için geçen yıl
Yunanistan 2 milyar dolar, Türki-
ye'yse l .5 milyon dolar harcadı. Her
iki ülke de ordusunu venilerken ve
yeni silah alırken Avrupa Konvan-
siyonel Güçler Antlaşması'ndan ya-
rarlandı. "Çağlayan" adıyla bilinen
bu antlaşma. merkezi operasyon
alanından. yani Almanya'dan uzak-
taki müttefık ülkelere tank, top ve
helikopter transferine izin veriyor.
Antlaşmaya göre. bu transferden ya-
rarlanan ülkeler her yeni silah alımı-
nda. donanımlanndan eskimiş
olanlannı, aynı oranda. yok etmek-
le yükümlü. Ama bu sistem Türki-
ye'de ve Yunanistan"da değişime
uğrayarak ağır silah stoklannın art-
masına dönüştü.
Türkiye'nin ve Yunanistan'nın
donanım stoklannın şaştrtıa bir şe-
kilde artüğını belirten Londra Stra-
tejik İncelemeler Uluslararası Ensti-
»üsü'nde Avrupa'da silahlanma uz-
manı AJbay Mike Dewar, iki ülke-
deki yeni silahlann yüzde 75'inin
Çağlayan Programı çevçevesinde te-
min edildiğini tahmin ediyor. NA-
TO'nun araştırmacılan. Çağlayan
Programı'nın her iki ülkenin de ken-
dı güvenlik sorunlanru çözümkye-
cek modern ve yeterli donanıma sa-
hip olmasını garanti altına alarak,
bölgesel istikran güçlendinmek için
tasarlandığını belirtiyor. Türkiye'yi
çevreleyen Ermenistan, Azerbay-
can, Irak gibi ülkeler ya savaş halin-
de yada birbirlerine düşmanlar. Bu
durumda Türkiye NATO'dan bü-
yük ölçüde yardım alıyor. Buna
karşılık NATO, iki ülke arasındaki
güçler dengesini ve birük içindeki si-
- yasi banşı bozmamak için Yunanis-
tan'a da eşit ölçüde yardım ediyor.
1992 yıhnda Yunanistan 59O'ı
Amerikan M-60 ve 170'i Alman Le-
opar tankı olmak üzere 760 tank,
203 mm.'lik 70 adet Amerikan mah
top ve 3 adet Adams destroyeri aldı.
Aynca F-104 avcı uçaklanndan
oluşan iki fılotillanın yerine Fran-
sa'dan alınan Mirage 2000'ler kon-
du. Türkiye'yse I992'de 700 adet
M-60 tankı. 72 Amerikan topu ve 15
yeni Cobra saldın helikopteri aldı.
Aynca uçak filosuna, McDonnell-
Douglas lisansıyla ürettiği F-16 sa-
vaş uçaklanndan oluşan 6 filotilia
ekledı.
Bağımsız bir örgüt olan İngiliz-
Amerikan Güvenlik Haberalma
Konseyi raporuna göre NATO, son
üç yıl içinde Türkiye'ye ve Yunanis-
tan'a 25 fırkateyn, 130 saldın heli-
kopteri, 2500 tank ve yaklaşık 1000
ağır top parçası verdi. Rapor bu
yardımlann, Eski Yugoslavya'daki
anlaşmazlığın artması riskini önle-
meyi amaçlayan ve Türk-Yunan ge-
rilimini arttıran Batı siyasetini
yıktığı belirtilerek sona eriyor. Bir
başka endişe vericı nokta da bu do-
nanımın bir kısmmın Yunanistan'ın
veya Türkiye'nin ilişki içinde bulun-
duğu kişilerin eline geçmesi. Bu du-
rumda Batı tarafından eski Yugos-
lavya'ya konan silah ambargosu-
nun işlerliği ortadan kalkacak.
Bölgeyi kanştıran dini ve etnik
"kin"e karşın bazı savunma uzman-
lan, Türkiye'nin ve Yunanistan'ın
tutumlannın gelecekte bir Balkan
Savaşına neden olmayacağı görü-
şünde. NATO'nun planma eski so-
rumlulanndan Simoü Lunn bir tek
tarafın silahlanmasırun daha tehli-
keli olacağını belirtiyor: "önemli
olan dengedir. Bir ülke ancak çıkar-
ları tehlikede olduğu zaman savaşa
girer. Bugün için hiçbirinin askeri bir
girişimdcn çıkan yok. Ayrıca ne Tir-
kiye'nin ne de Yunanistan'ın savaşma
isteği var."
Vietnam'da 4
Bucüst keşiş
hapiste
D
ört muhalif keşiş Vietnam
Savaşı'ndan beri yapılan en
büyük tophj gösteriyi kışkı-
rtmakla suçlandılar ve üçle dört
arasında değişen hapis cezalanna
mahkûm edildiler.
Hanoi hükümetini Budistlere
baskı uygulamakla suçlayan keşiş-
ler. mayısta yapılan gösteriye sah-
ne olan Hue kentinde yapılan du-
ruşmadan sonra hüküm giydiler.
Tanıklar gösteri sırasında kentin
merkezi bır kesiminde toplanan
binlerce kişinin, Vietnam'ın ana
kuzey-güne> yolunda trafiği saat-
lerce tıkadıklannı söylediler. Ola>
sırasında. küçük bir grup. hüküme-
te ait bir aracı ters çevirmişler ve
araç alev alarak yanmıştı. Bu, Viet-
nam'da oldukça az rastlanan bir
hükümet karşıtı eylemdi.
Gösteri, sözü edilen kesimde
başkeşişleri olan Thich Tri Tuu'-
nun tutuklandığından kuşkulanan
keşişlerin oturma eylemiyle baş-
ladı. Tanıklann beÛrttiğine göre
keşişlerin çevresini saran geniş bir
kalabauk da protestoya katıldı.
O sırada aslında tutuklanmamış
olan başkeşiş 24 mayıs gösterisini
kışkırtması nedeniyle göz altına
alındı. Yargılama sonucu 4 yıl ha-
pis cezası aldı. Keşişlerden biri
Thich Hai Tang da dört yıl hapse
mahkum edildi. Diğer iki keşiş,
Thich Hai Thinh ve Thich Hai
Chanh de üç yıllık hapis cezasına
çarpunldılar.
Muhalif keşişler çeşitli insan
haklan gruplan ve ABD Kongre
üyelerinden geniş bir kamuoyu
desteği aldılar. Senatörler keşişlere
yapılan rnuamelenin Vietnam ile
ABD arasındaki diplomatik ve ti-
cari ilişkilerin düzelmesine yol aça-
cağını söylediler.
Senatör Bill Bradley. Dışişleri
Bakaru VVarren Cristopher'a geçen
hafta gönderdiği mektupta, keşiş-
lerin "şiddete başvurroaksızm yalnn
zca dinsel inançlaımı dile getirdikle-
rini" beürttı. "ABD ve Vietnam iliş-
küerim normalleştirmeye doğru gi-
derkea, insan haklarına saygı ABD-
Vietnam diyalogunun vazgeçilmez
bir parçası olmalıdır" dedı.
I20 yıldır hükümet karşıtı
ilk gösteri
Hue'deki 24 mayıs gösterisi.
daha önce halk hükümet karşıtı
buna benzer başka hiçbir eylem
yapmadığından Hanoi'deki dip-
lomatlar arasında yoğun spekülas-
yonlara yol açtı.
Pazartesi günü yargılanmalan
tamamlanan keşişler. hükümetin
bütün etkileme çabalanna karşı
uzun bir zamandırdirenen muhalif
bir mezhep olan Birleşik Budist
Kilisesi'ne mensup.Bu kilise Ku-
zey Vietnam'ın 1975'te güneyi isti-
la etmesiyle kurulmuştu.
24 mayıs gösterisine kadar geli-
şen tepkiler, olaydan birkaç gün
önce Vietnam'ın en kutsal sayılan
Budist tapınaklanndan Linh Mu
Pagoda'da birinin kendisini kur-
ban etmesiyle başlamıştı. Bu inti-
hann nedenleri şu an hâlâ belirsiz.
The New York Times ı
Amerika'da din çok, amaTannbir
T
oplumbilimcilerin uzun
araştırma ve incelemelerinin
sonucunda ABD'nin, sana-
yileşmiş; Baü toprünılan içerisinde
en dihdâr' ülke öldüğu ortaya
çıktı. Amerikahlann yüzde doksanı
Tann'ya inandığını belirtirken, yansı
günde en az bir kez dua ettiğini öne
sürüyor; yüzde 4O'ı haftada bir dini
törenlere katıldığıru kaydediyor.
Tüm bu dinsel etkinliklerin dışanya
karşı laik bir görünüm sergileyen bir
toplumda geçiyor olması bilima-
damlannın ilgısini çekiyor.
Bu olguyu uzmanlar nasıl değer-
lendiriyor? Newsweek Dergisi'nin
son sayısında çıkan bir yazı, Ameri-
kahlann dini eğilimleri üzerine yapı-
lan son kamuoyu araştırmasımn so-
nuçlannı açıkiıyor.
Bilimadamlan "kiliselerin ayn-
Imasf'nı başlangıç noktası olarak
kabul edip, ibadet özgürlüğunün or-
taya çıkmasıyla l ,500 den fazla mez-
hebin mantar gibi bittiğini belirti-
yor. Son günlerde bu konuda yürü-
tülen araştırmalar, ABD'nin gele-
neksel laik görünümünün gerçek
>oizünü gözler önüne seriyor. Eskiye
oranla daha yeni yöntem ve daha
gerçekçi sorularla yürütülen araştı-
rmalar, ABD'de çok küçük bir
aanlığın dini ciddiye aldığını göste-
riyor.
Sömürge döneminde pek çok
Amerikalı kiliseye gidiyordu. Bu-
gün ıse kiliseye gittiğini iddia eden
çok kişinin doğruyu söylemediği or-
taya çikıyor. Galiup Araştırma Şir-
keti'nin belirttığine göre. Amerikalı
Protestanlann yüzde 45'i ve Kato-
liklerin ise yüzde 51 "i haftada bir ki-
liseye gjttiklerini öne sürüyor. Ne
var ki, Amerikan Sosyoloji Dergisi'-
nin aralık sayısında yayınlanan bir
araştırma, pazar günü kiliseye git-
tiklenni söyleyen kişilerin yansınm
doğruyu söylemediğini ortaya
çıkanu. İsa Birleşik Kilisesi'nden
DİN COĞRAFYASI
Eyaletlerde dini gruplâr DİNSEL İNANÇLAR
Oregon:
%17
dinsiz
Minnesota,
Kuzey ve
Güney Dakota: J
Oçtebiri
~ .utherya
Califomia
Çoğunluk
protestan
Dallas'ın yansı
Baptist, yansı
Metodist
Metodistler
ülkenin her
yanına
dağılmış en
yoğun
olduklan bölge
Delaware
Yahudiler New
York, Florida ve
Massachusetts'de
ya^ıyor
BUNLARIBİLİYOR MUSUNUZ?
Kokj mezunlan kolejeğitimi
almayanlara oranla daha
dindar.
YoksuUar dindarlara oranla daha
a: ibadet ediyor.
Arap-Amerikahlann tümü
Müslüman olmadığıgibi
Amerikalı Müslümanların
çoğunluğu da A rap değil.
İrlandahlar Protestan dinini
tercih ediyor. Katolik İrlandahlar
daha a:.
Afrikah-Amerikahlann çoğu
Katolik.
Siyah Katolikler beyaz Katolikler
gibikolej mezunu.
KoreB Amerikahlann çoğu
Presbiteryen.
Amerikah Yahudilerin dörtte biri
dinsiz.
İspanyoUar A merikan
Katoliklerininyüzde 14 ünü
ojusturuyor.
L'ruteryanlar arasında bosanma
oranı çokyüksek.
Doğu Ortodokslan arasında
boşannıa oranı çok düşük.
Yahudiler ve KatoSklerfarkh dine
bağlı kişilerle evlendikleri zaman
dinleri
değiştirmeye pek
yanasmıvor.
San Frandsco 'dakiBatı
Körfezi Bölgesînde Hrisüyan
nüfusun ioplam nüfusa oranı çok
düşük.
C.Kirk Hadanav 'ın yönetiminde
toplumbilimcilerin yürüttüğü bir
araştırma, Protestanlann yüzde 20"-
sinin ve Katoliklenn yüzde 28'inin
pazar sabahlan kiliseye gittiğini or-
taya çıkartıyor. Bu yüzdeler kiliseye
gelen kişilerin tek tek sayımı sonun-
da elde edildi. Araşürmada görev
alan Mark Chaves kiliselerde bu ka-
dar az kişinin boy göstermesini şöy-
le açıklıyor:"KUiseye gitmek dinsel
yönden olumlu bir darranış olarak
değeriendiğinden, insanlar gerçekten
ghmeseler de kiliselerdeki dini tören-
leri izleme>i arzu ediyorlar."
ABD'de bugüne kadar medya ta-
raftndan yürütülen kamuoyu yokla-
malan, bilimsel bir temele dayanmı-
yordu. Genelde telefon araahğı ile
sorulan sorulara baştan savma
yanıtlar veriliyordu. Dine gerçekten
inananlar ile sözde inananlar arası-
nda kesin bir ayınm yapılamıyordu.
Amerikan Katolik Kilisesi Başkanı
Piskopos VVilliam H. Keeler, dinsel
konularda yürütülen kamuoyu
yoklamalannda alınan yanıtlann
enine boyuna aynntılı bir şekilde de-
ğerlendirilmesi gerekliliğini işaret
ediyor. Tannnın Birleşrirdiği tlus
adını verdıkleri kitapta, Barry A.
Kosmin ve Seyroour P. Lachman.
113 bin kişinin dinsel konulardaki
Fıkirlerini derleyip yayunladı. Söz
konusu kitapta Amerika'nın dini
haritasım çıkartan bilimadamlan,
her eyaletin farklı dinsel eğilimler
sergilediğini ortaya koyuyor. Kato-
likler. New England bölgesindeki üç
eyalette yoğun olarak bulunurken,
Baptistler güneyde çoğunluğu oluş-
turuyor. Amerikahlann yüzde 6O'ı
Protestan; geri kalanlann çoğu Bap-
tist ve Katoliklerlerden oluşuyor.
Utah ve Idaho Mormon bölgesi ola-
rak tanınıyor. Lutheryanlar ise Or-
tabatı'da toplanıyor. Yüzde 8.2
oranındaki dinsizler, Pasifik Okya-
nusu'nun kuzeybatı kıyılannda, yu-
kan New England ve Güneybaü'-
daki çöllerde yaşıyor. Diğer taraflan
Batı'daki küçük toplumlar yerleşik
bir kiliseden yoksunlar. Yüzde 43'ü
Katolik olan New York, Hıristiyan
olmayanlann en yoğun olduğu böl-
ge. Tannrun Birleştirdiği Ulus adh
çakşmanın önemi. Amerika'daki
azırtlık dinJerine ve etnik ilişkilere
ilişkin şimdiye dek bilinmeyen pek
çok gerçeği ortaya çıkarmasından
kaynaklanıyor. Orneğin 8 bin dola-
yında Amerikahnm cadılara
inandığı, Asyalı-Amerikaülann
üçte birinin Hıristiyan olduğu ileri
sürülüyor. Kiliseye giden siyahlann
yüzde 70'inin kadınlardan oluştuğu;
değişik dinlerden kişilerin evlen-
mesine karşın, Amerikan aılelennin
yüzde 78'inin tek dine bağh olduğu
ortaya çikıyor. Araştırmanın açıga
çıkardığı gerçeklerden biri de iyi eği-
tim almış Amerikahlann dinsel yön-
den liberal olmalan. Katolikler ge-
nel olarak gelir düzeyi yüksek ke-
simden geliyor.
Dört binden fazla Amerikahnm
katıldığı başka bir çalışma şu carp«cı
sonuçlan ortaya koyuyor: 18 yaşı-
ndan büyük Amerikalılann üçte bir
dinsel yönden laik bir yaklaşım ser-
giliyor; yüzde 22 ise "orta derece"
dindar; y^zde 29 kağıt üzerindc bir
dine bağh görünüyor. Kısaca 36
milyon yetişkiri Amerikalının yamı-
zca yüzde 19'u gerçek anlamda din-
dar.
Tüm bu çalışmalar ABD'de laik
Amerikalılar ile dindarlar arasında
bir kültür çatışmasının söz konusu
olduğunu gösteriyor. Üçte iki ço-
ğunlukta olan laikler grubu, örgüt-
lenmedikleri için inançlı Amerikalı-
lar kadar etkin olamıyorlar.
Fransa Amerikan kültürünün istilası altında
D
inolar, kültürlerinin yok ol-
masmdan endişelenen
Fransızlar için bardağı taşı-
ran son damla oldu. Fransızlann
caddelerdeki ilan tahtalannda ve ül-
kedeki 279 McDonald's şubesinde
sürekli burun buruna geldiği"Jaras-
sic Park" dinozorlan Fransız kültü-
rel, ü'cari ve stratejik dayanaklannın
artjk gevşediği inancını doğurmaya
başladı.
Endişelerin ardmda de Gaulle'-
ün"belli bir Fransa düşüncesi" şek-
linde ifade ettiği. sınırlan belirsiz an-
cak belirsizliğjne rağmen her yerde
kendini hissettiren bir kavram var.
Bu belli düşüncenin Fransız ulusu-
na özgü bir üstünlük duygusunun
yanı sıra düşünce ve sanat dünyasın-
da önemli bir yere sahip olma arzu-
suyla büyük ilgisi var.
Le Figaro'nun edebiyat eleştir-
menliğini yapan yazarJean-Marie
Rouart. "Fransa'nın büyûk bir proje-
ye gereksinimi var. Herşeyin üstünde
yer alıp. herkesi saracak bir misyon.
Napolyon, bizi Avrupa'nm bir ucıın-
dan diğerine götürdü. De Gaulle hize
dfişler verdi. Bugün ise hiçbir şeyimiz
yok. Ya da daha doğrusu günümüz
dünyasmm tek yasası hah'ne gelen
Amerikan tnad-
deciliği ve ticari
gelenekleri var"
diyor.
"Jurassic
Park" bu genel
yasayı tamam-
layan unsurlar-
dan biri olarak
görüldüğü için
geçen ay gösteri-
me girdiğinde
Fransa'da büyük
bir tepkiye yo-
laçtı. Filmdeki
dinozorlar, Fransız kültürünü yiyip
yutmaya niyetli canavarlar olarak
görüldü.
I GATT'tan Fransa
I için ayncalık talebi
Kültür Bakanı Jacques Toubon.
fılmin yeni Gümrük Tarifeleri ve Ti-
caret Antlaşması'nda (GATT) ne-
den Fransa'ya "kültürel bir ayn-
cahk" tanınması gerektiğini gözler
önüne serdiğini belirtti. Ayncabk,
Fransız sinemasına hükümet tarafı-
• Fransa, Amerikan dinozorlannm,
kültürünü yutacağından kaygılı.
• Fransızlar Jurassic Park ve
Eurodisney'in yerine kendi kültürel
değerlerini yerleştirmek ve dünyaya
tanıtmak istiyorlar.
ndan para yardımı yapılmaya de-
vam edilmesine ve ülkedeki televiz-
yon kanallannda gösterilen Ameri-
kan programlannı sınırb tutmalan-
na izin verecek. Bakan, aksi takdir-
de Amerikan yapımlannın Fransız
kültürünü tamamen ezebileceğini
scyledi.
Fransa'daki Uluslararası İlişkiler
Ensitütü'sü Başkan Vekili Domini-
que Moisi. " Fransa. dışanda ismini
gitgidc daha az duyururken. dış etki-
ler korkunç bir hızla Fransa'da ken-
dini göstermeye başladı. Bu, dinozor-
lar da olabilir,
Kuzey Afrikalı
göcmenJer de.
Hepsi aynı hu-
zursuzluğu ya-
ratıyor."
GATT görüş-
melerini bozan
tüm o buğday
ihracatı ve tan-
msal konularla
ilgili tartışma-
lann ardmda
yine. kaybol-
makta olan bir
kültür. yitik bir ulusal kimlik ve
amaçsızhğın doğurduğu kaygı yaü-
yordu.
Fransızlara göre serbest ticaretin
ezici gücü, "paysan" yani köylüyü
ve beraberinde ülkenin tüm kırsal
geleneğini tehdit ediyor.
Ancak bugün Fransa"yı gezen biri
serbest ticaretin ve dünyanın en bü-
yük dördüncü dışsatımcısı olmanın
aşın derecede zenginleştirdiği bir
ülke görür. Fransızlann bugünkü
umutsuzluğu ve tarlalannın verim-
liliğinden kentlerinin zarafetine ka-
dar ülkede görülen zenginliğin
arasında korkunç bir uçurum var.
IDünya egemenliğine
adaylar
Fransızlann üzüntüsü, onlann
maddi değerleri küçümsemelerin-
den kaynaklanıyor. Bir düşünceyi
temsil etmek istiyorlar. Ülkenin
varhk sebebi (raison d'etre) bu. Bu
düşünce, bugün Hollywood'un ya
da Miki Mouse'un olduğu gibi ulus-
lararası boyutlarda olmalı. Ancak
aynı anda aklaksal acıdan Jurassic
Park fılminin simgelediklerinin tam
tersi olmalı.
Bu heyecan verici düşüncenin ne
olduğunu şimdilik bilmeyen Fransı-
zlar, önümüzdeki bin yılın yaklaş-
masını beklerken gelecekten yana
fazla ümhlı değiller.
Roger Cohen
Rustipiseçim
Rusya'da 12 aralık tayapılacak
parlamento seçimleri için
propaganda kampanyası bugün
resmen başlarken, Rus seçmenier
komünizmin çöküşünden sonraki
ilk parlamento seçimleri için
"şaraplı bir kampanya" izlemeye
başladılar. AA'nın bildirdiğine
göre seçime katılacak partilerin
adaylannın sırayla televizyon
ekranlanndan halka seslenmeye
başladıklan kampanyanm ilk
gününde, ülkenin sanayi lobisinın
önde gelen isimlerini biraraya
getiren, Arkady Volsky'nin
önderliğindeki"Yurttaş Birliği"
partisinin adaylan, yanm saatlik
süre boyunca görüşlerini
açıkladıktan sonra "'secmenlerin
sağlığına" kamera önünde kadeh
kaldırdılar. Yurttaş Birliği'nin
adaylanndan sonra ekrana gelen
Rusya Federasyonu Komünist
Partisi Genel Başkanı Gennady
Zyuganov, Yeltsin reformlannı
sert biçimde eleştirerek, ülkede
suçluluğun anarşi düzeyine
ulaştığını belirterek kapitalist
anlayışın ülkeyi çöküntünün
eşiğine getirdiğini söyledi.