15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sal Cumhuriyetı- Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türlt Anonım Şirketi adına Bwin Nadi Istanbul Haberleri: Şen»y Kalku. Dış Haberler: Ergun Balcı. tş-Ekonomi: Şükraıı Ketend, Basım ve Yayım: Cumhuriyet Matbaacüık ve Gazetecilik T-A.Ş. T0rkoca|ı Cmd. • Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar • Genel Yayın Koordinaıöru: Hikmel Çetinkıy» Yurt Haberleri: Mehmel Sareç, Kulıür: Olal Üster. Makaleler: Sami Karaörea, Spor: Abdülkadir 39/41 Cağaloğlu 34334 tst. PK: 246 Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 bat), 1elex: Yazı Işleri Mudürlerı: Füsun Özbilgtn (Sorumlu), Cel«l Başlaıtgıç (Haber) • Gorsel Yiicelman. Duzeltme. AbduUah Vaacı • Muessese Mudur V: Erol Erkul • Koordinator: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar Ankan: Z. Gökalp Blv. Inkılap S. No: Yönetmen: AU Acar • Duzenleme: Mustafa Sağlamer • Ankara Temsilcisi: Cuneyl Ahmel Korulsan • Muhasebe: Bulent Yeoer • Idare: Huseyin Garer • İşletme: Önder 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Izmir H. Ziya Blv. Arcmiirek, Haber Müdürleri: Mustafa Balbaj, Işık Kansu, İzmir Temsılci V.: Serdar Çriik • Bılgı-lşlem: Nail İnal, Bılgısayar Sısıem: Mıinıvet ÇBer • Personel: Sevgi Bostancıoglu 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adua: lnönü krak, Adana Tems.lcs.: Çrtin YİH.04İU • Reklam: Reha Ifitman Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 59 37J2 (4 hat), Telex: 62155, Fa* (71) 59 25 78 TAKVİM.29EYLÜL 1992 Irasak:4.23 Güneş: 6.48 Öğle: 12.00 fkindı: 15.20 Akşam: 18 00 Ydtsı: 20.20 okumayı sevmiyop • İZMİR(AA)- Öğretmenlerin yüzde 60'ından fazlasının okumayı sevmedikleri saptandı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nce gerçekleştirilen bir araştırmada "Okuldaki öğretmenlerimizin yüzde 60'ından fazlasının okumadığı görülmüştür. Böyle birortamda böyle bir sistemde çocuğa okuma zevki vermek oldukça güçlcşiyor" denildi. Prof. Dr. Şefik Uysal. Türk loplumunun. kimlik kazanmasında çocuğa kolaylık sağlamadığı gibi aksinegüçlüklerçıkardığını bildirdi. AIDS'ten korunma • İZMlR(AA)-AIDSten korunmanın tek yolunun eğitim olduğu belirtildi. AIDS'ten korunma yollannın okullarda ders olarak verilmesi, polis ve askerlerin deeeitilmesi gerektiği bildirildi. AIDSile Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. MelahatOkuyan, günümüzde giderek yayılan hastalığın önlenmesinin, toplumdaki herkesin bulaşma yollannı öğrenip tedbiralması ile mümkün olabileceğini ifade etıı. Prof. Dr. Okuyan şunlan söyledi: "Sağlık personeline, genel eğitimle birlikte, branşlanna göre hastalığın bulaşma yollan ve korunma için alınması gerekentedbirlerde öğretilmeli." Her şeyi dert ediyoruz • ANKARA (ANKA)- İnsanlanndışa vuramadıklan ve çözemedikleri ruhsal sorunlann fızikse! rahatsızhklarla su yüzüne çıktığı bildirildi. Genellikle dahiliye doktorlanna başvurarak başağnsı, mide bulantısı ve sırt ağnsından yakınanlann bu rahatsızlıklannın, çeşitli ruhsal sorunlan nedeni ile butürbelirtiler gösterdikleri belirlendi. Erkeklere ffakir eş • ANKARA (ANK A) - Üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştııma, kızlann evlenirken "zengin erkek" aradığını. erkeklerin de 'ekonomik durumu kendisinden kötü' olan kızlan tercih ettiğini ortaya çıkardı. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesiöğretim üyelerinden Prof. Dr. Ethem Özguven tarafından Haçettepe, Ankara Gazi ve Bilkent ürıiversitelerinde yapılan'Üniversite öğrencilerinin evlilik ve eş seçirnine ilişkin değer yargılan" konulu araştırma her iki cinsin de evlilik dışı ilişkiyc karşı olduğunu belirledi. Knopp'dan kakaolu tatlı • tstanbul Haber Servisi- Knorr üreticisi Besan, tatlı serisine bir ürün daha ekledi. Soğuk sütle kolayca hazırlanabilen toz kakaolu pratik bir tatlı olan Chocolate Mousse aynı zamanda pasta yapımında da kullanılabiliyor. Knorr yetkilileri tatlı serisine yeni ürünlerin ekleneceğini belirttiler. Emniyet yetkilileri oto hırsızlan için İstanburun bir galeri olduğunu söylüyorlar Yaz bitti, hırsızlartatildendöndü• Her gün 7-8 aracın çahndığı İstanbul'da oto hır- sızlan şebeke halinde çahşıyorlar. Aracı çalan ve sahte evrakı hazırlayan kişiler farklı. Çalıntı aracı satanlar çoğunlukla temiz giyimli ve güvenverici oluyorlar. bul'da ikinci el ve oto açık pa- zarlannda satılan araçlann ço- ğunun güvenli olmadığını belir- tivorlar. Vatandaşlann çalıntı oto alarak, zarar etmemeleri için alacaklan araçlan, oto hır- sızhk masalanna başvurarak TAYFUNGÖNÜLLÜ Otolannıza dikkat! Oto hırsızlan, çaldıklan araçlan "döner sermaye" olarak kulla- nıyorlar. Emniyet yetkilileri, İstan- durumlannı kontrol ettirebile- cekleri bildirildi. Oto hırsızlık masalan, bilgisayar sistemiyle çalıştıklan için çalıntı aracı öğ- renmek çok basit. Hergün 7-8 aracın çahndığı îstanbul'da oto hırsızlan şebe- ke halinde çahşıyorlar. Aracı çalan, sahte evraklan düzenle- yen, satışını yapan kişiler farklı elemanlar. örneğin, s^tıcılar; temiz giyimli, güven veren ve ikna yeteneği yüksek kişilerden oluşuyor. Şebekeler, araçlan çalarken, sahte evrak düzenler- ken ve satarken binbir çeşit yöntem deniyorlar. Bunlardan biri de Remzi Ay- han adındaki bir oto sahibinin başına geldi. 2 ay önce tanıdığı bir arkadaşından 1990 model, klimalı Renault Flash marka otomobil saün aldı. Ama bir- gün sabah kalktığında otosunu evinin önünde bulamadı. Ay- han, otosunun çalındığını kara- kola bildirdi. Polis Radyosu'- ndan anonsu yapıldı. Ayhan, otosu bulunacak di- ye beklerken, bir gün Kısıklı Karakolu'na çağnldı. Burada- ki bir şahıs, neredeyse kendisini dolandıncıhkla suçluyordu. Kendisini bir oto hırsızhİc şebe- kesinin elemanı gibi gösteriyor- du. Hem çok şaşırdı, hem de çok sinirlendi. Meğer, Ayhan"- ın Flash, karakolda kendisini suçlayan kişiye 14 bin mark karşıhğında satılmış. Adam arabayı "Doğrusu iyi pazarlık yaptım, iyi paraya kapattım" diye düşünüyormuş. Otoyu al- dığı kişiye 2 milyon da verme- miş. Ruhsat ve diğer belgeler geldiği zaman verecekmiş. Bir anlamda kendisini garantiye al- mış! Ama hiç de düşündüğü gibi olmamış. Çünkü hırsızlar sattıklan adamdan aracı tekrar çalmışlar. Adam da şikâyetçi. Ama sonuç yok. Vaarmland İsveç'in en güzel doğasına sahip "Alfred Nobel'in kentinehoş geldiniz' GÜRHAN UÇKAN "Bu bölgede, 20.000 ren geyiği, 2 genel müdür, 959 mühen- dis, 8 kurt, 1 başrahip, 709 ekonomist ve 15 profesör yaşıyor." Elimizdeki broşür böyle başlıyor. Stockhohn bölgesini bırakmış, Norveç'e doğru yol ahyoruz. Gezeceğimiz bölge, orta İsveç'in Vaarmland bölgesi. Kimine göre îsveç'in en güzel doğasına sahip. Bazılan da başta Sehna Lagerlöf olmak üzere, birçok ünlü yazan yetiştirdiği için burayı yazarlar beldesi ola- rak tanımhyorlar. En azından, doğudan, Stockholm yönünden bölgeye girildiginde ilk karşınıza çıkan kent olan Karlskoga, aynı görüşte değil. f1 sınınndaki levhada, "Alfred Nobel'in ken- tine hoşgeldiniz" yazıyor. Dinamitin bulucusu ve kralı Alfred Nobel, bu kentte doğmuştu. Bundan sonraki kent Kristine- hamn da sizi başka bir mesajla bekliyor: "Picasso burayı tercih etü. Sizde hoşgeldiniz." Picasso'nun anıt heykellerinden en bü- yüğüne sahip olan Kristinehamnlılar, ünlü ressamı ağırlamış olmakla övünüyorlar. Doğa, gerçekten çok güzel. Her kare, kartpostallık. Yeşiün sonu yok. Göller, göller, göller. Incesi, genişi, yuvarlaği, uzunu; her şekilde göller. Ülkenin en büyük gölü olan Vânern de bu- rada zaten. Bir zamanlar buz deniziyken jeolojik olaylar so- nucu tath su gölüne dönüşen bu gölde balıkçılığa büyük önem veriliyor. Başta som balığı ohnak üzere çeşitli tatlı su balıklan bir yandan avlanıyor, bir yandan da nesilleri tükenmesin diye yetiştirihyor. Yazlan, dörder kişilik gruplar halinde son derece modern teknelerle balığa çıkan turistler, adam başı 500 kron (650 bin lira) veriyor dört saat süreyle bahk avlamak için. Tek- neler, Amerikan Savunma Bakanlığı'na ait bir satelit ara- cılığıyla yönlerini buluyor. Göl olaylı olduğu için değil, balıkla- nn bazılannın bulunduklan dinlenme yerlerine girmemek için! Doğayı sevmekle korumanın birbirinden aynlmayan birer öğe olduğunu bi- liyorlar çün- kü. Yol boyu bütün kulü- belerin, tipik kırmızı kulü- beler ol- duğunu gö- rüyoruz. Sanki Berg- man'ın ilk fılmlerinden sahneler izler gibiyiz. Bir iki kulübelık yerleşim yer- lerinde son derece besili büyükbaş hayvanlar dikkatimizı çekiyor. Ev- lerin çoğunun, büyük kentlilerin yazhğı olmadığını buradan anhyoruz. İsveç nüfusunun onda birinden azını banndıran bu bölgedeki sessizlik, akıl alır pbi değil. Vaarmland'ın yüreğinde, İsveç halkının yüreğinde yaşamını sürdürmekte olan bir kadın yazann evi var: Marbacka'da, Sel- ma Lagerlöf, bundan 52 yıl önce dünyadan göç etmiş olmasına karşın yine de yaşıyor: Yapıtlanyla ve örnek kişihğiyle. 1858- 1940 arasında yaşayan, İsveç Akademisi'ne giren ilk kadın ya- zar olan Selma Lagerlöf, 1909'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştı. Marbacka'daki iki kath ev, şimdi bir müze. Ba- basının iflas etmesinden sonra satılan evi Lagerlöf. alnının te- riyle kazandıği parayla geri ahnayı başarmış. "Gösta Berling'in Masab" ve "Nils Holgersson'un Fevkalade Seyahati" yaklaşık 50 yabancı dile kazandınlmış. Bu yaz evin hemen yanındaki salonda "Gösta Berling'in Masalf'nın 3.5 saatlik tiyatrosu oy- nuyordu. İsveç'in dört bir yarundan otobüslerle buraya geh- yorlar. Yazann adına konmuş bir fondan, bu mesleğin başı- ndaki gençlere olanak saglanıyor. Selma Lagerlöf ü Rusçaya çeviren İrina, nemlenen gözlerini bizden saklamaya çalışıyor evi gezerken. Lagerlöf ün Fin- Rus savaşı sırasında Fin halkına eritihp satılsın diye gönderaıek is- tedi^ Nobel madalyasını halk alıkoymuş ve onun tutan kadar parayı aralannda toplayarak Finlilere göndermiş. Selma, evin üst katmdaki aydınhk odada son nefesini verirken sormuş: "Sa- vaş bitti mi?" Selma Lagerlöf. bu yıl resmi olarak da onurlandınldı: 20 kronluk banknotlara onun resmi kondu. Paranın öteki yüzün- de de Nils Holgersson'un dev bir kazın üzerinde İsveç'i uçarak gezerkenki resmi var. Krallann, komutanlann ve devlet baş- kanlannın tekelinde olan paralardan, birinin olsun, böyle bir kültür emekçisine aynlmış ohnası ne kadar güzel bir şey... Lagerlöf-fsveç Akademisinin ilk kadın yazan Aral'ın"\Var, In A Dangerous Light" (Tehlikeh* lşıkta Savaş) kitabı ABD'de Donovan Yayıncılık'ınserisinde yayımlanacak. Türk gazeteci Coşkun Aral, sonbaharda birçok ülkenin kitap stantlannda Ölümiineyokuluklann öykiisü FL AT KOZLUKLU NENV YORK - ••Yeleğindcn çıkarttığı küçük dcftcrc bombardıman altındaki Bc\rut'u va7ivordu. Birkaç dakika not dü'jtü. Ardından fotoğraf makinesine sa- rıldı. Çok uzağında patlayan bombalann gcnde bıraktığı yıkımı görüntülemeye başladı. Gözüne. hamile bir genç kadın ilıştı. Kadın kaçma>a çabalıvordu. Ale\ bulutlannın önünden kaçışan onlarca in- sıından biriydi bu kadın. Deklanşöre bir- kaç kcz basiı. Göğü kaplayan toz bulutlu arasından >üzünü yalayan bir sıvının sı- caklığıyla irkildi. İki canlı bedeni param- parça olmuş genç kadının kanıydı bu... Görüntiilemcyi sürdürdü. Gecevi. bir- çokları gibi sığınakta geçirdi. Bunaltıcı sıcakla. kulupta gibi hissediyordu. Ken- dini soğuk lcrler dökerken eli veleğinin ccbindcki not defterine uzandı ve mek- tuplanndan birini daha \azdı..." Dün>aca ünlü savaş muhabırlerinden Türk gazeteci Coşkun Aral. sonbahann son günlerinde birçok ülkenin kitap standlannda olacak. Şimdiden tanıtımı yapılan kitabının orjinal adı: "War; In A Dangerous Light." İlk kurbanı merhamet olan, kurşunun adres sormadığı "tehlikeli ışık savaş"m içinde geçirilmiş 15 yıla yakın bir süreç. Kimseciklere gönderilmemiş mektuplar ve bugüne dek hiçbir yerde yayımlanma- mışfotoğraflar... Merkezi California'da bulunan Dono^- van Ya\ıncılığın. "Bu kitaplar cevher nı- teliğınde" dediği. özel lüks baskılı kitap- lar serisinde Coşkun Aral'ın kitabı ikinci • sırada yeralıvor. Fiyatı ABD standartla- nnda dahi pahalı: 150 dolar! Kıtabın ya- nında aynca özel digital ses kaseti de yer alıyor. Kasette. Aral'ın tanıklık ettiği sa- vaşlar sırasında kaydettiği sesler ve ko- nuşmalar bulunuyor. Yayınevi avnı zamanda Spielberg'in "Zorro" ve "Yo- ung Indiana Jones" dizilerini de kitaplaş- tınyor. Aral'ın kitabıyla aynı anda satışa sunulacaklar. Yayınevi, Coşkun Aral'ın ikinci kitabının hazırlıklannın başladığı- nı da belirtiyor. Kaleme alınmış. Coşkun Aral anlat- mış, Jean-Loup Roy yazmış. On binlerce kare arasında seçim yapmak 2 aylannı al- mış. Tüm masraflannı yayıncvi tarafın- dan karşılanan Paris-California seyahat- leri ve özel bir dinlenme evinde sürdürü- lentitizçalışmanın ardından ortaya çıkan kitabın alınmış olan siparişi şu anda 12 bin. • Nüfus kağıdında Mehmet Coşkun diye geçiyor. Basın- dünyası ise Aral olarak tanı- yor. Orta boylu, sanşm ve daima güleç. Bu adam Siirt do- ğumlu. 36 yaşında. Mesleğe Î970'lerin sonlannda başlıyor. Kitapla ilgili tanıtım afış ve broşürleri- nin bir bölümünde şöyle deniyor; "Yıl 1980... Coşkun Aral, genç bir Türk fotoğrafçısı. Türk Hava Yollan uçağı ile seyahat ederken hava korsanlan tarafından uçak kaçınlır. Aral. bu tarihi olayın önemini anlar ve tanıklık ettiği du- rumu fotoğraflamak ister. Hava korsan- lanna sorar. Aldığı izin ile uçaktaki çarpı- a tabloyu gözler önüne serer." "Zorla götürülen. savaştınlan. kaçın- lan insanlan. öncesi ve sonrasıyla görün- tülemiş. en kanlı tanhi savaşlara tanıklık etmiş. insanlıktan uzak. merhametsiz ki- şilerin arasında geçen yıllar." "Onun mektuplan. açık yürcklilikle yazılmış. gü\enilirlilik ve onur sembolu. Fotoğraflan ise akıldan gkmayacak tü- müyle özel. benzerini görcmcyeceğimız biraçıdan..." Aile'de Ali diye çağınhyor. Nüfus kay- dında Mehmet Coşkun diye geçiyor. Ba- sın dünvası ise Aral olarak tanıyor. Orta boylu sanşın ve daima gülcç bu adam Si- irt doğumlu. 36 yaşında. Mesleğe başla- ması 1970'lerin sonlanna raştlıyor. O zaman amatör bir fotoğrafçı. Üniversite yaşamını sürdürmeye çalışırken dönemin mizah dergilerinden birinin tanıtma kar- tıyla da polisiye olaylann peşinden koş- turmuş. Kurşun yağmuru altında geçirdi- ği kış günlerinin gecesini. külüstür bir arabada yaşamış. Birarkadaşıyla birlikte radyodan telsizleştırdikleri aleti kulağın- dan ayırmamış. Dönem. yine bugünkü gibi terörlü günlerin Türkiyesi. Ola> yeri- ne çoğu zaman emniyet görevlilerinden önce ulaşma... Çekilen fılmlerin banyosu için eve koşturmaca. Ardından basılan fotoğraflan gazetelere dağıtma. Adeta ajansgibi... Arabada yatıp kalkıp. sabahçı kahve- lerinde Kürt böreği ile karnını doyurarak meslekte bugünlerinin temelıni atmış Aral. Kanh Taksim 1 Mavıs 1977'dcn. türkülerinde "Burada kedi. fareden kor- kar" diye Nikaragua'daki Sandino geril- lalannın kampına. Afgan Mücahitleriyle Kabil'i çevreleyen çıplak dağlardan, İran-lrak savaşının cephelerine. Çad çöl- lerinden Lübnan cehennemıne. Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığı için mücadele eden IRA'nm en kanlı ev lemlerinden Marcos"lu Filipinler'e. Kamboçya can- gıllanndan Çavuşeskusuz Romanya ça- Tışmalanna. vahşet tohumu ekip biçen Sırplann cehenneminden Azerbaycan'a ve daha birçoklanna "ölümüne yolculuk- lar." Bu ülkclerdeki savaş tablolan içinde yaşadıklan. hissettikleri ve hesaplaşmala- nnı anlatan Coşkun Aral'ın söylemek is- tediği fazla bir şey yok gibi. Şebeke, otoyu "döner serma- ye ' olarak kullandığı için bu kez başka bir kişiye satmak amacıyla, Ankara'ya götür- müş. Şebeke, Istanbul trafiğine kayıth aracı, sahte evraklarla Ankara trafiğine tescil ettirmiş. Ve yaklaşık 80 milyon liraya dâ başka bir şahsa satmış. Şebeke ortadan yok ohnuş. Aracı son alan kişi trafıkte üstüne geçir- meye çahşırken, motor ve şase numarasından çalıntı olduğu anlaşılmış. Otomobil İstanbul'a gönde- rilerek Remzi Ayhan'a teslim ediuniş. Bu arada Ayhan çok sıkınüh günler geçirmiş. Çünkü sigorta şirketi kendisini olduk- ça uğraşürmış. Yasal bekleme süresi olan 45 gün sonunda bile sigorta şirketi yükümlülüğünü yerine getirmemiş. Aracı alanlar hâlâ kazıklan- dıklanna inanamıyorlarmış. Çünkü şebeke, araa iki kez sa- tıp 160- 170 milyon lirahk kâr elde etmiş. Aynı şebeke kimbilir kaç arabayı birden bu yöntemle pazarlayıp, kânna, kâr kattı. Araç bulundu ama şebeke he- nüz yok. Emniyet yetkilileri, oto hır- sızlan için İstanbul'un bir galeri olduğunu söylüyorlar. Üstelik oldukça zeki kişiler. İçlerinde eğitimli, ODTÜ mezunu ele- manlar bile var. Hırsızlar her zaman polislerden önde. İstan- bul'da geceleri 5 bin güvenlik memuru görev yapıyor. İstan- bul'daki araç sayısı ise 800-850 bindolayında. "Oto sahipleri hırsızlara kar- şı ne gibi önlem almalı?" soru- suna ise emniyet yetkilileri,' "Her aracın başına bir pohs di- kilemeyeceğine göre, otoparkla- nn da olmadığı düşünüldüğün- de, oto sahiplerinin her şeyden önce kendi önlemlerirü almalan gerekiyor." yanıünı veriyorlar. "Ne tür güvenlik sistenıi?" sorusuna ise şu yanıt veriliyon "En iyisi baston kilit." Arkeolojikbuluntu Beşbin yıllıkkent İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Baü Anadolu'da ta- rih öncesi (Prehistorik) döne- me ait Troya'dan sonra en eski yerleşim yeri ortaya çıkanldı. Urla'da Liman Tepe mevki- inde yapılan kazılarda gü- nümüzden 5 bin yıl önceye ta-. rihlenen bir sur ve duvar kalıntılan bulduklannı behrten arkeologlar, kentin, Troya'nın en eski katmanıyla kıyas- landığında daha gelişmiş bir merkez görünümünde olduğu- nu söylediler. Uzmanlar, kazıda elde edi- len buluntularla arkeoloji dün- yasında bugüne kadar Troya'- ya göre düzenlenen teorilerin tümden değişebileceğini savun- dular. Kazı başkanı Ankara Üni- versitesi Dıl Tarih Coğrafya Fakültesi'nden Prof.Dr. Hayat Erkanal kazıda şu ana kadar ortaya çıkanlan mimari bulun- tulann I.Ö. 3 bin yıh başlanna ait olduğunu, açığa çıkannadı- klan buluntulann ise gü- nümüzden 6 bin yıl yıl öncesine kadar gıdeceğini söyledi. Ege Dünyası'nın klasik çağ öncesi yapısı hakkında hiç bir bilgileri olmadığını anımsatan Prof.Dr. Erkanal, "Batı Ana- dolu artık konuşmaya başh- yor"dedi. Prof. Dr. Erkanal şu bilgileri' verdi: "Kazdığımız yer, ilk kez Tro^ ya dışında, gerçekten büyük boyutlarda bir merkez olma özelliğini taşıyor. Bu günkü de- niz seviyesinin 2 metre altında kültür tabakalan bulduk." Onlar geceyi katran kokusuyla vasıvorlar ÜMİTOTAN İZMİR - Geceyansı. Havada katran kokusu. Kent uyuyor. Onlar zifiri karanlıklarda yaşıyorlar geceleri. Günışığma hasretler, o saatlerde uyuyorlar. önce katrarun kendine has kokusu sanyor or- tahğı, sonra sıcaklık. Karanhkta insanlann koş- turması "fulû". İşler karanhkta elyordamıylaya- pıhyor. Ama hiçbir aksakhk göremiyorsunuz. Akşam evlerine dönerken çukurlara girip çı- kmaktan "gına" getirenler, sabah işlerine gider- ken "yağ gibi" asfaltta kaymanın hem keyfini hem de şaşkınlığmı yaşıyorlar. Bir gecede onca işin başanhnasına akıl crdirmek mümkün değil. Ama geceyi onlarla geçırince her şeyin zor olsa da ne kadar planlı yürüdüğünü görebiliyorsu- nuz. Onlann yaşamı kara. Onlar zifiri karanlıklar- da katran, asfalt ve simsiyah yollarda yaşıyorlar geceyi. Sabaha karşı saat üç. Asfalt yüklü dam- perli kamyon asfalt yayma makinesine yanaşı- yor. Aradaki boşlukta biraz sohbet, bir sigara içimi ara. önceleri tedirgin oluyorlar. Gecenin bu saa- 1 îTBE Kent uyuyor onlar zifiri karanlıklarda çakşıyor. • Akşam evlerine dönerken çukurlara girip çıkmaktan bıkanlar, sabah işlerine giderken yağ gibi asfaltta kaymanın hem keyfini hem de şaşkınlığını yaşıyorlar. Kimse karanlık gecelerde katran kokusuyla boğuşarak ömür geçiren o insanlan tanımıyor. tinde 'bu da neyin nesi' dercesine bakışıyorlar. yor. Kirada oturuyor ve üç çocuk okutuyor. Sonra ısınıyoruz. İbrahim Sakızlı 6 yıldır ka- Işlerinin'çok zor olduğunu, ancak eskiye göre ranhklarda çalışıyor. Ayda 1.5 milyon lira alı- daha iyi koşullarda çalıştıklannı söylüyor. ıkiden züTile analt malzemesini kanştınp hazırlamak işi de onlann sırtındaymış. Sonralan asfalt fabrikalan bu işi çözümlemeye başlayınca' rahatlamışlar. îşe yeni başlayanlar daha da ürkek. Haşim Soykan asgari üçretle çalışıyor. İki çocuğunu ayda aldığı 900 bin lira ile büyütmeye çalışıyor/ Maaşının artacağı günü bekliyor. Herkeste son toplusözleşmeyle ceplerine net olarak girecek paranın ne kadar olduğunun me-" rakı var. Hesaplar yapıhyor. Sonuçta gazetelerde çıkan rakamlara bir türlü vanlamıyor. Beklenen rakam 2.5 milyon ile 3 milyon arasında değişiyor. Bir aksilik çıkmazsa bu ay paralannı alabileceklerini umuyorlar. "Şu sıcak da olmasa" diyor özkan Çakaloğlu. 10 yıldır arahksız asfalt, yol işçihği yapıyormuş. Gecenin karanlığına yayıhyor yağh asfalt. Orta- lığı buhar kaplıyor. Silindirler gelip ezerken, on- lar hızlı devinimlerle küreklere yapışıyorlar. Bi- raz önce ezilen asfaltın üzerinde yürüyoruz.. Ayaklanmız önce ısınmaya sonra kavrulmaya başlıyor, kaçıyoruz. Onlar lastik ayakkabılanyla vurdumduymaz, "biz alışığız" diyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle