Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN1992 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bir Söyieşiya da
4 m
2
Istanbul
TANSUBELE
» Burası Istanbul ve ben şu anda kentın en devı-
nımJı semüennden bın olan Beşıktaş'ta, bir
apartmanın dördüncü katında oturmuş bu sa-
ürlan yazıyorum Bulunduğum daırerun arka
balkonu, apartmanlararası oldukça genış bir
aralığa bakıyor Guzel ve bakımlı bir araiık bu,
büyük, uzun, temız, ağaçbkh ve yan yana bahçe-
lenn sıralandığı dört yanı kapalı bir yeşılhk ve
hava boşluğu On caddenın trafiğını ve kargaşa-
sını yadsımak, gıtgıde yoğunlaşan kara havası-
nın basıncını yırtmak ısteroesıne korumaya özen
göstenlen bir tadımlık guzellık
Benım arka balkona hemen hemen denk du-
şen karşı apartmanlardan bınnın balkonunda
bir küçücük köpek Duz ak tüylü, sıvn burnu,
bir kulağı ve bir gozünün çevresı kara, odlek ba-
kışh, şaşkınbırhayvancık Bellıkıans Onuılk
gördüğum gün, sımsıkı kapab balkon kapısırun
önunde burnunu dıkmış, kapıyı kokluyordu
Sabahü, hava buz gıbıydı, mart ayındaydık -Is-
tanbul'un mart soğuğunu bılen bıür- ve balko-
nun taş doşemesı ustunde ütnyordu llkın, sa-
bah tuvaletıru yapması ıçın efendısımn onu
dışan çıkardığını sandım "Bırazdan alır ıçen"
dıye dûşündum Oysa öğlende yıne baküğımda,
köpek yavrusunun -şımdı bırazak da olsa buyu-
dü- aynı yerde yatüğını gordum Kulaklan duş-
müş, başını paülenne gommuştü Poposu tıtn-
yor, kıvınp üstune yattığı kuyruğu gözukmu-
yordu Kapalı balkonumun camjndan ona
bakarken. ansızın o balkonun kapısı açıldı Yaş-
lı bir adam, çatık kaşlı, sert yüzüyle kapıda belır-
dj Elınde bir sopa vardı ve onu görunce sevınçle
havaya sjçrayan kopeğı bununla ıttı -hayır, vur-
madı, zaten vurmuyor- Zıplayıp hoplayan.
adamın paçalanna sanlarak ellenne uzanmaya
çalışan kopecık ınıldeyerek koşedekı üstu kapalı
karton kutuya jpttı, ıçıne gırdı O zaman bir ya-
tağı olduğunu anladım' Sonra yıne çıkıp adama
yaklay
nayı denedı Adam yıne sertlıkle ve bağı-
rarak onu savurdu, elıne aldığı bir süpürgeyle
sove söylene, köpeğın yaptığı 'haltlan' başına
kakarak, hayvanı da ıtekleyıp kovarak balkonu
supurdü Bir tas ıçınde yere bir şey koydu, üpkı
bır mahkûma yemek nıyetıne pıs bir bulamacı
venr gıbı sonra da kapıyı kapatıp gıttı Kope-
cık bır sure kapıyı dınledı. bekledı, ınledı, ağladı
ve gıdıp karton kutuya gırdı Yemeğını de yeme-
dı
Bu sahne gûnlerce surdu Hâlâ süruyor, kö-
pek olene dek de surecek sanınm Efendısımn
-ya da sahjbının, gerçekte gardıyanırun- kapıyı
açıp gelmesını 24 saat gece gündıız kapalı kapıya
yapışarak taş ustunde bekleyen köpek, hâlâ, ıkı
buçuk aydır kapının her açılışında buyuk bır
umutla ıhtıyann elıne ayağına sanlıp ona yal-
taklanmayı surdürûyor Sırf onunla ılgılensın
dıye ayağından kapuğı terhğı, başına küt-küt ın-
dıren, "pıs henf dıyerek kovan, yaptığj kakalara
bumunu surduren efendısımn, 'dunyayla ara-
sında kurabıJeceğı tek köpru" olduğunu bılıyor
çunku Onu ısırmaması da sanınm bu yuzden
Onu dunyadan ayıran kapıyı, adama bır açtıra-
bılse An ona kendmı bır sevdırebılse
1
Eve gır-
mek tek umudu Kapı kapalıyken ağlıyor, yal-
vanyor, çırpımyor Bekhyor, bekbyor Karşı
balkonlardan ona el sallayan çocuklardan, uçan
kuşlardan. balkon kıyısına konan sıneklerden,
boceklerden -bedenını de sardı son gunlerde bu
bocekler- ve ona bakıp duran benden medet
umarak, yardım bekleyerek Gozlen huzün
dolu >akıcı bır ateşle kor gıbı yanıp tutuşarak
Dayanamadım Evımde, butün gereksınımle-
nnı karşıladığım bır kopeğım var benım de ve
kuçuğum bızım aramızda yaramaz, mutlu bır
çocuk gıbı Evet, dayanamadım ve bu durum
ıçın bır şeyler yapmam gerektığıne karar verdım
Ama ne
9
Düşundum, taşındım, kızuna da daruş-
tım, acaba beledıyeye mı haber versek, dedım
Kızım, Hayvanlan Koruma Cemıyetı'ne söyle-
yelım dedı Iyı ama şıkâyetımızı nasıl yapacak-
tık
9
'Efendım, komşumuz falanca, kopeğıne
eayet edıyor' desek, gebp bakanlar ortada 'da-
yak' olmadığıru, ustelık de hayvanın yemeğı,
suyu, kalacak yen olduğunu görecekler O za-
man ne dıyecekler
7
OnJara, günde bır kez onüne
bır tas yemek artıgı koymakla hayvana 'bakılı-
yor' denebılır mı desek, bıze dudak bukmezler
mı
9
Pekı ya sevgı, onu ne yapabm desek Gul-
meiler mı
9
Gel de anlat hayvanın durumunu
Adama soz söylesek, 'Ben kopeğımı sevmesem
ona bakar mıyım
9
Sıze de ne oluyor' Herkes ko-
peğıne ıstedığı gıbı bakar, hem ben onu terbıye
edıyorum" dıye erkekçe laflar edecek Ya kom-
şular
9
'Sıze ne elâlemın kopeğınden
9
Sız kendı
kopeğıruzı el bebek-gul bebek başınıza çıkanp
bu pahalılıkta beslıyorsunuz maşallah Sokak-
larda bır suru aç, kımsesız çocuk surunuyor
Onlan gormezsmız de hıçbır ışe yaramaz, aptal
kopeklerle uğraşırsıruz' dıye ustümuze gelırler
de busbutun sınırlenmı oynatırlar Ya beledıye
9
'Harumefendı, sız kendı ışıruze bakın, dert etme-
yın lutfen Olayı gereğmden fazla buyutmüşsü-
nuz Herhangı bır ezıyete maruz kalsa bız gere-
kenı yapanz zaten ' dıyerek -delı yatışünr gıbı-
benı yatıştırmaya kalkarlar Artık Hayvanlan
Koruma Cemıyetı'nı de hıç kanşürmayayım
tyı ama gel gor kı ben artık gerçekten dayana-
mıyorum Hayvanı her gun ağlar gordukçe -bu
aralar ıyıce zayıfladı da- ruyalanma gınyor Üs-
tehk onunla bırlıkte neler neler gınyor ruyalan-
ma Ezılen, horlanan, eve kapatılan kadınlar.
ıtılıp kakılan, sevılmeyen çocuklar, ışkence go-
ren, oldurulen ınsanlar Dahası, her gun bınbır
ceşıt yolla talan edılen. ıçıne edılen, yok edılen
doğa' Kızım da 'Anne, gece balkona ıp atıp
kurtaralım koleyı' demeye başladı Ne yapsam
9
Insan bılınanın uyanabılmesı ıçın Spartaküs'un
ılle de kurban edılmesı mı gerek, efendılenn mer-
hamete gelmesı ıçın Falan dıye ışı buyütüp
dururken, bugun ansızın aklıma 'YAZMAK
adında bıreylemın olduğu' duşüncesı geldı Tek
ve dunyamızda hâlâ en FLAŞ yol olarak, YAZ-
MAK, evet 'Bunu Cumhunyet'e yazayım' de-
dım, 'Basılsa da basılmasa da kopecık zaten
olecek, daha ne kadar dayanır kı ama basılırsa,
hıç değılse bırkaç kışı onun neden -sevgısızlık-
ten- öldüğünu okuyacaklar, onun gıbıler ustüne
duşunmeye başlayacaklar
Aklımda, Saıt Faıkın *Bırkadının bırkedıyı
bılmem kaçıncı kattan sokağa attığı bu kentte,
yaşamanın çok guç olduğunu' arılatan oyküsü
ve ıçımde, Tevfik Başer'ın '40m Almanya' fıl-
mının sızlayan kadın duyarhhğıyla sanhyorum
yazmaya
Ama bunca ınsan hakkının -erkekçe duygu-
larla- çığnendığı bır dunyada köpek haklanaın
sozu mu olur, demeden Bıüyorum kı hayvan
ya da doğa -çevre- sevmeyen, ınsan da sevmez
Bütun yaşamsal haklar da doğanın temelı olan
sevgının, koruma-korunma, beğenme-beğerul-
me, saygı. sorumluluk, ozgurluk gıbı temel hak-
Ianndan doğar
Sonuç olarak. çoban ya da kurtköpeğının bıle
taş ustunde yatınlarak 'Isparta bıçımj terbıye'ye
zorlanmayacağı koşullara, bır SUS köpeğının
hıç dayanamayacağını, boyle bır variığı kendı
doğasına uygun bıçımde bakmasını bılmıyorsak
ya da bunu ona çok gorup onu kendı usullenmı-
ze gore ADAM ETMEYE kalkışıyorsak, bu-
nun gerçekten de çok yanlış olduğunu vurgula-
mak amacıyla bu satırlan yazdığımı açıklamak
ıstenm Saygılanmla
ARADABIR
Prof. Dr. TOKTAMIŞ ATEŞ
Bıktım Bu YÖK'ten!
Gerçekten bıktım YÖK hakkında yazmaktan Emınım
okuyanlar da okumaktan bıkmışlardır Bundan yaklaşık on
yıl önce "Nıçın YÖK DeğıP " başlıklı bır kıtapçık yazmış-
tım (Sureç Yayınları, 1983) Kâhın değılım ama, orada tah-
mın ettıklerımden çoğu gerçekleştı Yuksek oğretımın nıte-
lığı duştu, oğretım uyelerı, kurumlarmdan soğudular,
oğrencıler ulke sorunlarının uzağına duştuler kıtaplıklar
kurudu, araştırmalar azaldı ve tum bunların bırbırını ata-
yan bır avuç yonetıcıden başka kımseye yararı dokunma-
dı Taşra unıversıtelerı, hâlâ hocasız, unıversıte kapılarına
dayananlardan buyuk bır çoğunluğu (açıkoğretım komedı-
sıne karşın) hâlâ açıkta kalıyor, toplumda YÖK tartışması
hâlâ bıtmedı
Koca koca adamların uç kuruşluk "mevkıler ıçın nasıl
taklalar attığını gorduğum zaman şaşırmıyorum artık
Resmı arabasının onune mavı sıren koydurup bağırta-
çağırta okula gelen yuksel okul mudurlerıne de kızmıyo-
rum Unıversıtelerı babalarının çıftlığı gıbı goren ve ışın
ılgıncı, bu goruşlerıne yasal olanak bulan yonetıcıler de sı-
nırlenmı bozmuyor Ama bu YÖK tartışmalarından bıktım
artık
Bır zamanlar "Unıversıtelerı meslek okulu durumuna
soktular' dıye yakınıyorduk Baktık, her koşe başına bır
meslek okulu açtılar
1
Sankı unıversıtelerın ışlevlerı arasın-
daymış gıbı "ara eleman ' yetıştırme ışıne gırıştıler
Bır zamanlar "unıversıtelerı arpalık gıbı kullanıyorsu-
nuz' dıye ıtırazlarımız oluyordu Baktık, her fakulteye bır-
kaç vakıf kurdular ve unıversıte olanaklarını bu vakıflara
devrettıler Sonra da yağma Hasan ın boreğı' "Yahu,
ayıptırbu yaptığınız deyınce Yasada yen var dedıler
Baktık kı, doğru
Bıktım artık bu YÖK'ten Adamlar sırtlarını dayadıkları
çıkar mafyalarına hoş görunmek ıçın bu mafyaların ışlerı
aksamasın dıye ' hocalar kendı kendılerını yonetemez'
fetvasmı verıyor, demokrasımızın yaralannı sarmaktan
söz ederek yola çıkan koalısyon ortaklarından çıt yok Sa-
yın Erbakan Alparslan Turkeş'le koalısyon yapsa bunlar-
danfarklı olmazdı
Turkıye dekı yuksekoğretımden sorumlu kışı herhalde
bu ışlerı duzeltebıleceğınden umudunu çoktan kesmıştı kı
ozel unıversıte açtı Ancak ozel olmayan unıversıtelerde
luks bulunan her turlu ozgurluk ve hak orada var (Hoca
seçımı harıç elbette) Devlet olanakları vakfa aktarılıyor,
vakıf bazı varlıklarını bu vakfın kurucusuna sunuyor bu
vakfın kurucusu bunları aynı vakfa vakfedıyor' Kargalar
guler buna Ama 12 Eylul un yaralannı sarmak ıçın kuru-
lan hukumetın sozcusu gorduklerıne hayran olmuş Tele-
vızyon kameraları karşısında kucaklaşmalar, şapur-şupur
opuşmeler
Devlet butçesınden bır de yardım sağlanıyor bu özel unı-
versıteye (Yasada yerı var) Zıra bunlar devletın yapması
gereken bır ışı yapıyorlarmış Pekı devlet neden Kultur
Kolejı'ne, ya da Esenış Lısesı ne yapmıyor aynı yardımı'
Bunlar da aynı hızmetı goruyor Kaldı kı bu mantıkla pekâ-
lâ Pamukkale Turızm, ya da Gazanfer Bıige, taşıdıkları
yolcu başına devletten pnm ısteyebılırler öyle ya, ınsan-
ları eğer onlar taşımasa, devlet taşımak zorunda'
Yıllardır yazıyoruz Asıstanlık kurumu tum guvencele-
rıyle yenıden oluşturulmalı, doçentlık ve profesorluk tak-
dım tezı yenıden konulmalı dıye Kım dınler' Zaten eğer
bu tur duzenlemeler yapılsa atanmış yonetıcılerın kapıla-
rında susta duranlara ıkbalden pay verılebılır mı' Çeteler
buyutulebılır mı'
Yalan soylemek (ama yuzu kızarmadan) marıfetler ara-
sına gırdı Sevgılı Rona Aybay, unıversıte ıle ılgısını kesen
yazının altındakı ımzayı televızyonda herkesın gozune
soktu Hâlâ, 1402lıklerleılgımızyoktur denılıyor Vallahı
bıktım bu YÖK'ten, bıllahı bıktım
Her yerde, herkes ıçın farklı standartlar uygulanıyor
öğretım uyelerı "ayrıcalıklı-ayrıcalıksız " olarak bırbırın-
den ayrıldıkları gıbı, aynı ayrım oğrencıler ıçın de var
Geçenlerde okula gelırken arkamda bır koma sesı Don-
dum baktım, zıbıdının bırı kafayı uzatmış 'kenara çekıl"
dıye bağırıyor Hak ettığı yanıtı verdım, baktım arabadan
ındı bır yandan uzerıme gelıyor, bır yandan da "sen benım
kım olduğumu bılıyor musun'" dıye efelenıyor Anlaşıldı
kı Fakultesı nın sekreterının şoforuymuş Adamı elım-
den zor aldılar Ve bu kez yıvışa, yıvışa ozur surecı başla-
dı Kustahlık ve terbıyesızlık belırlı bır hıyerarşı ıçınde
yukarıdan aşağıya doğru yaygınlaşıyor Bıktım bu YÖK'-
ten
Aslında şaka bır yana, yapılması gereken şey oylesıne
basıtkı
a) Yuksek öğretım Kurumu'nun ayrıntılara değgın yetkı-
lerını ıptal ederek saltplanlama, eşgudum vedenetım yet-
kılerı eldetutulur
b) Fakultelere tuzel kışılıklerı gerı verılır
c) Tum bırımlerde yonetıcılerın seçımle belırleneceklerı
bırsıstem oluşturulur
ç) Akademık yaşamın her aşamasına tez zorunluluğu
yenıden konur Bır oğretım uyesı 67 yaşına gelınce "artık
ışe yaramaz dıye yaş haddınden emeklı yapılıyor Ama
eğer rektorluğe, ya da YÖK uyelığıne atanırsa yaş haddı
sınırlaması ortadan kalkıyor Bu "ışe yaramaz adamları
bu gorevlere neden atarlar acaba
7
TARTIŞMA
Oda ve Birlik
Müktesep haklanmızın venlmesı, azınlığın çoğunluğu yönettığı
seçım sıstemınin kaldınlarak, mesleksel eşıtlığın sağlanmasını
ıstıyoruz.
3568 Sayılı Serbest Muhasebecı. Serbest
Muhasebecı Malı Müşavır ve Yemınb
Mab Muşavırbk Yasası ıle "muhasebea"-
lık mesleğı uçe bölunmüştür Soz konusu
yasa kapsamında mesleksel orgutlenme ıse
tek bırlık çatısı altmda toplanan Serbest
Muhasebecı Malı MuşavırOdalan ve Ye-
mınb Mab Müşavırler Odalan olmak uze-
re ıkıye aynlmıştır Serbest muhasebecıler-
den, yûzde 30'u serbest muhasebecı malı
muşavırlerden oluşmaktadır
Adı geçen yasa ıle belırlenen beş kışıden
oluşan ıl Oda Yonetım Kurullan'nın uç
uyesı serbest muhasebecı mab muşavır ve
ıkı uyesı serbest muhasebecıler arasından
seçılmektedır Bırlığımızın dokuz kışıden
oluşan Yöneüm Kurulu'nda ıse beş yemın-
lı malı müşavır, ıkı uye serbest muhasebecı
mab muşavır ve ıkı üye de serbest muhase-
becıler arasından seçılmektedır
Soz konusu dağılımla anayasanruzdakı
eşıt temsıl ılkesıne aykın bır şekılde azınlı-
ğın yonetımde doğrudan egemen olduğu
bır mesleksel orgutlenme ortaya çıkmakta-
dır Bu nedenle, bır yıldır gerçekİeştınbne-
sıne çabştığım "muhasebecf'lenn mükte-
sep haklannın venlmesı konusu, oda ve
bırlık secımlen yapıldığı donemlerde sayı-
ca çoğunlukta olan serbest muhasebecıle-
nn oylannı almak üzere maalesef seçım
arenasında slogan habne geünlmıştır
Adaylardan "muşavır"ler grubu sankı ser-
best muhasebealenn müktesep haklannın
venlmesı ıçın gerekb gayrct ıçınde oldukla-
nnı göstermeye çabşarak seçılmelen halın-
de ıse bu haksızlığın gıdenlmesı konusun-
da çeşıtlı vaat ve telkınlerde bulunmuşlar-
dır
Boylesme bır temsıl dağıhmı ıle meslekte
nasıl serbest muhasebealenn lehıne karar
alınabıhr
9
Çunku Oda Yonetım Kurul-
lan'nda 3 '5 oranındakı karar nısabı ıle ser-
best muhasebecı malı müşavırler lehıne her
turlü karar abnabılmektedır örneğın yö-
netım kurulu başkanlığını sureklı ellennde
bulundunnaktadırlar Serbest muhasebe-
aler lehıne abnabılecek kararlarda ıse sayı-
ca çoğunlukta bulunan bu grubu temsıl
eden yonetım kurulu uyelen hangı gonîş
ya da duşuncede olursa olsun azınlıkta kal-
dıklanndan çaresız duruma sokulmuşlar-
dır
Bu durumun en belırgın orneklennden
bın de Bırbk Yöneüm Kurulu'nda yaşan-
mıştır Şoyle kı, 18 Mayıs 1991 tanh ve
04579 sayıb muracaatımla bırlığımızden
Anadolu Ünıversıtesı Açıkoğretım Fakul-
tesı bunyesınde serbest muhasebecılere de
on lısans ve lısans tamamlama olanağının
venlmesı konusunda ılgılı fakülte ıle ışbırb-
ğı yapılması talebınde bulunulmuştur Nı-
tekım meslek lısesı çıkışlı ılkokul öğret-
menlenne Mılh Eğıum Bakanbğının
başvurusu ıle sınavsız olarak, hemşırelere
ıse Sağlık Bakanbğı'nın başvurusu ve
YÖK'ün 25 Hazıran 1990 tanhb Yurütme
Kurulu karanyla ÖSYM tarafmdan ÖSS
benzen ayn bır sınav yapılarak Açıkoğre-
üm Fakultesı bunyesınde ön bsans ve b-
sans tamamlama olanaklan venlmışür
Yukanda bahsedılen konular hakkında
serbest muhasebecılenn 1 3 1989 tanhın-
den oncekı müktesep haklan da göz önün-
de bulundunılarak butun ıl odalanna ve
bırbk başkanbğına bılgı venlmışür Bunun
uzenne once Gazıantep Odası, daha sonra
da Ankara Odası YÖK'e başvurarak ser-
best muhasebealenn de benzer uygulama-
lardan yararlandınlmasını talep eünışler-
dır Gen kalan 64 ıl odası konuya ılgı
gostermedıklen gıbı meslektaşlanmıza da-
hı duyurmamışlardır Bırbğınıızı temalen
başkarumız Prof Dr Kâmıl Büyukmırza
da kendınce bazı nedenlerle ılgısız kalmış-
ür Ancak bugune kadar serbest muhase-
bealenn bıreysel muracaatlan ıle kamuo-
yu oluşturubüaya çalışılmışür Bu çabaJa-
nn sonucunda müktesep haklanmızın
venbnesı, azınbğın çoğunluğu yönettığı se-
çım sıstemınin kaldınlarak, mesleksel eşıt-
lığın sağlanmasını ıstıyoruz
NABİYAVUZ ŞENTLRAN
Serbest Muhasebecı Ankara
PENCERE
"Universite Istepiz!.."
1950 lerın Turkıyesı nde kasketlı, poturlu, mıntanlı kalaba-
lıklar, zamanın Başbakanı Adnan Menderes'ı tren ıstasyonla-
rında karşılarken elltrınde dövızler taşırlardı
'Fabrıka ıstıyoruz
1
Demokrat Partı, hukumet programına "serbest pıyasa eko-
nomısı ve KIT lerın özelleştırılmesı nı koymuştu, ama, Ana-
dolu halkı ışını bılıyordu KİT'lerı ozelleştırmek ne demek,
lıberal ekonomıye gönül veren Adnan Bey, sıkı devletçılık
yaptı, Suleyman Bey de 196O')arda aynı yolda yurumek zo-
runda kaldı Bugun ortalıkta dolaşan lafı guzafa bakmayın,
KJT'lerın ışievı suruyor, ozelleştırılrnelerı de sanıldığınca ko-
laydeğıldır
Halkın 'fabrıka ıstıyoruz' demesı "ış ve ekmek ıstıyoruz"
ıçerığındedır Sanayıleşmek ıstıyoruz anlamını taşır Fabrı-
kayı ozel sektor yapamıyorsa
• Gelsın devlet
Sermaye bırıkımının eksıklığını dengelemek zorundakı bır
ulkede yaşanan kaçınılmaz olgu
•
Halk eskıden fabrıka ısterdı
Bugun ne ıstıyor
1
?
Unıversıtei
Koalısyon hukumetı, 19 yenı unıversıte, 1 yuksek teknolojı
enstıtusu ıle 89 yenı fakulte ve meslek yuksek okulu kurulma-
sı onerısıyle Meclıs komısyonuna gelmış, mılletvekıllerı bas-
brmışlar, sayılaryukselmış, sonuçta bugun 31 olan unıversıte
sayısı, ıkısı yuksek teknolojı enstıtusu olmak uzere 54e çıka-
rılmış, 212 fakultemız ve meslek okulumuz varmış, 406'ya
yukseltılmış YÖK Başkanvekılı Prof Akınturk, ılahıyat fakul-
tesı ısteyen mılletvekıllerını eleştırmış
- Ilahıyat başta olmak uzere tıp, zıraat, vetenner ve hukuk
fakultelerıne oğretım uyesı bulmakta çok guçluk çekıyoruz
Van a tıp fakultesı kurulması yolundakı onerı başlangıçta
reddedılmış, ama akan suları durduracak bır gerekçeyle so-
run çözulmyş,
- Baba Van a geldığı zaman yaptığı bır konuşmada tıp fa-
kultesı temelının yıl sonuna kadar atılacağını soyledı'
Devlet Bakanı Mehmet Batallı
- Gazıantep te demış bır yuksek okul kurulsun, pamuk ıplı-
ğı, tekstıl, borsacılık eğıtımı yapsın
Prof Akınturk
- Dunyada boyle bır okul yok
1
Üç ayn branşta eğıtım yapa-
cak çok onıınal bır okul olacak bu, ama mufredatı nasıl hazır-
layacaksınız? Olmaz boyle şey
Pazarlık başlamış
- Hocam branşlardan bırını çıkarsak olmaz mı'
Gurultu patırtı arasmda onerge oylanarak onaylanmış, Mıl-
lı Eğıtım Bakanı Koksal Toptan ışın çığrından çıktığmı görun-
ce
- Haydı, demış, bunlar ıçın parayı bır şekılde buldunuz, oğ-
retım uyesı nasıl bulacaksınız?
•
Bır ulkede unıversıte yoksa orada yaşayan toplum çağdaş
değıldır beyınsel guçten yoksundur
"Gerçek unıversıte 'den soz açıyorum
Nıcelık değıl nıtelık önemlıdır
Adını evrensel alanda duyurabılmış unıversıtemız var mı'
Bılım adamlarıyla, kadrolarıyla, uretımıyle, yayınlarıyla, go-
reneklerıyle bır unıversıte oylesıne kurumlaşıp kımlık kaza-
nacak kı adı duyulduğunda herkes saygı duyacak
Turkıye nın onurunu yuceltıp yukseltecek unıversıteleşme-
nın olçüsu budur
Ulkemızde gerçek ünıversıtenın kurulması ıçın yeterlı bırı-
kımın sağlandığını duşunuyorum
Ancak YÖK çufukle bu ışın ustesınden gelınebılır mı' önce
bılım ozgurluğu ortamını butün ulkede yaratmakla olanaklar
sağlanabılır Çıkar peşınde koşmakla bılım uretmek arasın-
dakı çızgıyı çekmek zorunluğu kaçınılmazdır
•
Halkın -fabrıka ıster gıbı- unıversıte ıstemesı, çağdaşlaşma
eğılımının tabandan yansıyan ıtıcı gucu gıbı yorumlanabılır
Ne var kı konuyu ıkıye ayırmak gerekıyor, yuksek okullann
yerı başkadır, elbet meslek oğretımıne gerek var, ama kapısı-
na unıversıte' tabelasım asmakla bır yuksek okulu unıversıte
yapamazsın
Babalarda"birtane"dir!
Babalar Günü hediyeleri YKM'de %15 indirimli î
Anneler gibi babalar da "bir tane"dir.
Haziran'ın üçüncü Pazar günü de onların günü.
Hediyelerimizle onlan hatırlayalım, ellerini öpelim,
sevgimizi sunalım. Annemize sunduğumuz gibi.
Babalar Günü'nü Türkiye'de YKM yaygınlaştırdı,
onlara en şık hediyeleri bu yıl da YKM hazırladı.
Üstelik bu yıl YKM'de 15-21 Haziran tarihleri
arasında babanız için yapacağınız alışverişler
%15 indirimli!*
YKM'ye gelin, babanız için
çeşitlerden çeşit. markalardan
marka begenin. Ister kravat,
kalem, gömlek...Ister saat,
los>on, ceket...Ve onların da
"bir tane'oldugunu anlatacak
nice hediyeler. YENI
KARAMÜRSL
Eldivenden merdivene...
*Ht klrıklı
ISTANBUL ŞpTel 24X4121 SmUukmtmt Tel »6H2 5O UyfrTrl ' 5 ( 7 6 0 6 TMAT,I f>5»V Knhkiv W <J6'X/ı Iskudlr Trl İHfUI P n A C ' >46>7 Banıkrrkntrr 1,1 M ' ^ ' AmlırM MObii ¥<nr Untt (T^UO P u n İ H U t Ttt 2792916 ADANA Trl IV M 7? * N K A H Kmfa» Trl 4172012
Dte7W i l l i i n İZMtll Trl ' J ^ « 7 tonmTrl 74TKI6 Bl'KSA Trl VDU) AOAPAZARI Trl 41450 IZMn" Trl I4S4I) VffRSIN Trl I1
<W>3 ISKENDERIN Trl I ' % 4NTAMA Trl W«l k\T\\ YA Trl l l % r K4IUDENIZ ERECU Tr Ift SAMSIN Tr 15215 TRAIIZON Trl l<#42
MALATYA Trl I5T ELAZIC Trl I797H KONYA Trl llyt>XI KARAMAIS Trl 119 54 BALIKESIR Trl 4!4>n AVVAIIK Trl 11)41 EDREMIT Tr 4 GEBZE Trl / ' V9