15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet | Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Tttrk Anonım Şirketi adına Bcria N»d! • Genel Yayin Yöncımeni: Özgeo Acar # Genel Yayın Koordınaıörı): Hikm«( Çeünkayı • Yan lşleri Mudurlen: F î s u özbilgen (Sorumlu), CeJaJ Bajingıç • Yazj Ijleri Müdür Yardımcısı: SaUm Alpnsltn Sayfa Düzeni Yönetmeni: AJİ Acmr • Adana Temsiicisi: Çrtia )ç PoJitika: Mebmet Tezkaa, /stanbul Haberleri: Şenty Kalkan, D15 Haberler: Ergun Bala, Kttltür: Mürşit Bftlsbanlılar. Makaleler: Sami Karaorta, Spor: Abdiılkıdir Yücdman, Düzeltme: AbduIUb Yaacı • Koordınatör: Ahmet Korulsan • Mali lşler: Erol Erkut • Muhasebe: Bülent Vener • Bütçe-Planlama: Sevgi Osmanbeşeogla • ldare: Hüseyin Gürer • Işletme: Önder Çdik • Bilgi-lşlem: Nail lnal • Personel: Sevgi Bostancıoglu Soton t Ycyan: Cumhanycl M«tbuolık ve G«wan!ik T.A.Ş. TOrkocatı Cd. 39/41 C*|aloj J4334 Isl PK 24« tıuuıbul TH- 512 05 05 (20 hM). Ttlot 222«, Fı* (1) 526 60 72 • Bıutti AabfK Zin GOUIp Blv Inkıiap S. No: 19/4. Ttl: 433 II 11-47,THec 42344, Fu: (4) 433 05 • Inair H Ziya Blv 1352 S. 2/3, TU: 83 12 30, Tfctaı: 5235», Fu. (51) 89 53 «0 • U n InOnO Cad. 119 & No: I Kal I, Tfel 19 37 52 (4 hıl). IUBL- 62155, F « (71) 19 25 TAKVfM:20HAZfRAN 1992 Imsak: 3.23 Güneş: 5.24 öğle: 13.10 tkindi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37 Koç'tandestek • ANKARA (ANKA) - Koç Grubu, Tofaş \ araohğıyla, İtalyanJann Pamukkale'de başlatacaklan "Hierapolis' kazılanna 800 milyon liralık fmansman desteği sağladı. Kutsal kent anlamına gelen "Hierapolis" kaalanyla, Pamukkale'yi Kurtarma Projesi'nin bir arada sürdürülmesi planlanıyor. Hierapolis kazılannın başlama tarihi önce 5 ağustos olarak belirlenirken PamukkaJe'yi Kurtarma Projesi'nin haziran ayı sonunda uygulamaya sokulması karan ahnınca kazırun da öne çekilmesi, Italyanlardan taiep edildi. Kültür BakanJığı yetkilileri arkeolojik kaalara özel sektörûn destek vermesini takdirle karşıladıklannı belirttiler. Atatûpkçü Düşünce Derneği • Haber Merkezi -Atalürkçü Düşünce Derneğfnin 2. olağan genel kurulunda seçilen merkez yönetim kuruJu üyeleri görev bölümü^aptılar. Buna göre Prof. Dr. Özer Ozankaya genel başkanlığa getirilirken, Mehmet Aldan ve Doç. Dr. Ünsal Yavuz genel başkan yardıması oldular. Genel sekreterliğe M.Kemal Oğuzhanoğlu, genel sekreter yardımcılıklanna da Şerafettın Canpolat ve Türkan Aytuna seçildiler. Genei saymanlığa da Hasan Satır getirildi. 'Kardeş Hastane'yeteplti • Istanbul Haber Servisi -Istanbul Tabip Odası, Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaya koyduğu "Kardeş Hastane" uygulamasını antidemokratik olarak niteJeyerek, rotasyon ve zorakı tayinlerin durdurulmasını isledi. Sağlık Bakanlığı'nın Doğu Anadolu ıllennde uzman hekim açığını, tstanbul, Izmir ve Ankara'daki eğitim hastanelerindegörevli başasistanlan bölgeye göndererek çözme girişimi hekimler arasında büyük tepkiyarattı. 'Baba'ya ceza indiPimi • ZÜRİH(Cumhuriyet)- Isviçre'de, Adalet Bakanı Elisabeth Kopp'un istifasına neden olah uyuşturucu kaçakçılığı operasyonunda yakalanarak 17 yıla mahkûm edilen Türk mafyasının önemli ismi Hacı Mirza'nın cezası indirildi. Avukatlannın itirazmı değerlendiren temyiz mahkemesi, Mirza'nın 17 yıllık cezasıru fazla bularak 13 yıl olarak t ycniden belirledi. Mirza'nın Italyan işortağı Nicola Giullietti'nin cezası 9 yıldan 10 yıla, iki Türk şoförünün 6 yıllık cezaian da 7 yıl 3 aya çıkanldı. Çocukmfizesi açılıyor • ANKARA (ANKA)- Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Antalya'dan sonra Ankara ve İstanbul'da çocuk müzesi açma karan aldı. Ankara Çocuk Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin tstanbul Çocuk Müzesi de Arkeoloji Müzesi'nin bir bölümünde açılacak. Anıtlar ve Müzeier Genel Müdürü Engin Özgen, Anka'ya yaptığı açıklamada çocuklara kültür bilincini sevimli bir üslupla vermeyi amaçladıklannı beürterek, "Halkı müzeleresokmalc lazım. Bu da küçük yaşta, başlayacak egiümle mûmkün "dedi. TÛPktfoktorun başamı • Haber Merkea-14-18 haziran 1992 tarihleri arasında Madrid'de yapılan 14. Dünya Hipertansiyon Kongresi'ndeyeralan Bügisayarh Bilgi Yanşmasını Türk Doktor Yavuz Eryılmaz kazandı. Yaklaşık 6000hekimin katıldığı kongrede düzenlenen yanşmada Göztepe SSK Hastanesi DahiliyeKJiniğiŞefıDr. Yavuz Eryılmaz 835 puanla birinciüği eldeetti. 14. Dünya Hipertansiyon Kongresi'ne 50'den fazla Türk hekimi katıldı ve düzenJenen ubbi bilgi vanşmalannda ülkemizi başanyla terası) etti. Nostradamus'un kehanetleri gerçekleşirse... ItalyaVı bu yaz zor gıinler beklîyorJ J .. .V. O V• 16. yüzyılda yaşayan kahin Nostradamus'un îtalya'da olimpiyatlar sonrası bir felaketi öngörmesi ne derece gerçekleşecek? Felaketlerle il- gili kehanetleri tutan Nostradamus'un İtalya için söyledikleri, ülkede yaşanan krizlerin üst üste gel- mesiyle Çizme'de hayli ciddiye alınıyor. CUMHUR CANBAZOĞLU "Birdenbire bir fırtına Hie- ron'da (Roma) / Bir ihtilal ki sı- çrayacak her yere / Ve olimpi- yat oyunlanndan sonra da / Et- rürya (Toscana bölgesi) girecek o hayhuy içine". 16. yûzyılda yaşayan kahin Nostradamus'- un İtalya üzerine bu kehaneti bugünlerde Itaiya'da en çok konuşulan konulardan biri. Genelükle felaketlerle ilgili ke- hanetleri tutan Nostradamus'- un İtalya için düştüğü bu not- lar, ülkede yaşanan krizlerin üst üste gelmesiyle Çizme'de hayli ciddiye alınıyor. Napolyonju, Hitkr'i, Humeyni'yi, Saddam'ı yüzyıllar önceden haber veren Nostradamus'un kehanetini rafine zevklere seslenen endüst- risinin yanında robotlann, yük- sek teknolojinin sivrilmeye baş- ladığı ftalya'da insanlar şimdi özel sektörûn çok gerisinde ka- lan devlet sisteminin sanalannı yaşıyor. italya'nın ortasına düşen başkent Roma'nın güneyinde yaşayanlan 'Afrikah' diye ad- landuan ve tembellikle suçla- yan kuzeyliler, mafyarun yuva- landığı bu bölgenin kendilerine yük olduğunu açjkça söylüyor- lar. Gayrisaü milli hasılanın büyük bölümünü üreten Ce- nova-Milano-Torino üçgenin- yorumlayanlar, ülkeyi bu yaz de yaşayanlann desteklediği zor günlerin beklediğini belirti- Lombardiya Birliği (Lega yorlar. Lombarda) adlı parti son par- 80'li yıllann ortalanna doğru lamento secimJerinde resmen Ingiltere'yi geçip dünyarun 5. bölgeciük yaptı. Ülkenin bö- ekonomiİc gücü haline gelen, lünmesini istemediklerini, an- cak daha fazla vergi verdikle- rinden daha çok hızmet talep ettiklerini açıklayan Lombardi- ya Birliği sandıkta umduğun- dan fazla oy buldu. Lombardiya Birliği'nin bu aynma politikası Italya'yı de- rinden sarsarken, gençler ara- sında yabanalara karşı gelişen ırkçı hareketler hümanist dü- şünceleriyle gurur duyan Ital- yaniara ağır darbe indırdi. Ekonomik aJanda da rezalet- ler art arda geldi. önce ülkenin en varlıklı adamlanndan De Benedetti yolsuzluktan suçlu bulunarak 6.5 yıl hapis cezasına çarpünldı. Ardından ülkenin her yanında devletten alınan kredilerin başka işlerde kulla- nıldığıyla ilgili olaylar patlak verdi. Halk, parlamentonun inan- dıncdığmı, güvenirü'ğirıi de sor- guluyordu. Bir önceki yasama döneminde parlamentoya ünJü futbolculan, şarkıalan ve por- no yıldızı Ciccioüna'yı sokan partilerin bu kez titiz davran- malan da aradaki sogukluğu gideremedi. Hükümeti oluşturan beş par- ti bu kez yeterli çoğunluğu sağ- layamayınca ülke bir de hükü- met sorunu yaşamaya başladı. Aynj günlerde Cumhurbaşkanı Cossiga'nın görev süresi dol- madan istifa etmesi yeni bir po- litik krize neden oldu. Cossiga giderken Italyan jandarmalan Carabinieri'lere özel teşekkür- lerini sundu. Gladio'yu savu- nan eski cumhurbaşkarunın bu hareketi yeni bir polemiğin baş- langıaydı. İtalyan politikaa nazik bir dönem yaşarken, gecen gün- lerde mafyaya karşı yürü- tüJen operasyonun başmdaki savcı Giovanni Falcone'nin öl- dürülmesi bardağı taşıran son damla oldu. Falcone devletin mafyaya karşı verdiği savaşın simgesiydi. Falcone bu işe so- yunduktan sonra dünyada en fazla ölüm tehdidi altında yaşa- yan ilk 10 adam arasına girmiş- ti. Falcone mafyayia savaşının ancak öjünce biteceğini söylü- yordu. Ünlü sava gizlice gittiği Palermo şehrinde yola yerleşti- rilen 150 kiloluk mayının uzak- tan kumandayla patlaulması sonucu yaşammı yitirdi. Fako- ne'yle beraber kansı ve dört in- san daha öldü. Falcone'nin öldürülmesiyle îtalyan parlamentosunun yaşa- dığı knzın çakışması anlamlıy- Bulutlarla sarmaş dolaş, gölle dans • Cesur bir pilotla Van Gölü üzerinde alçaktan uçmak heyecan verici. Gökkuşağının altından geçmek, bulutlardan göle merhaba demek, kar tepelerinin altından göle akan sulan izlemek insana tannsal bir duygu veriyor. MUSTAFA BALBAY VAN - Nemrut Gölü adını hiç de çağnştınnıyor. Üç bin metre yüksek- likte yanm ay görüntüsüyle yüzünü asmak bir yana gülümsüyor. Hele gö- lün üzerinde.yere yakın uçmayı, iniş çıkışlan seven bir helikopter pilotu ile uçunca tannsal bir duygu kaplıyor in- sanın içini. Nemrut, Van Gölü semalanna yak- laştığımızın işaretini veriyor. Ülkemiz- de Homurtusunu en son kesmiş volka- nik dağ olan Nemrut'un zirvesindeki iki gölden biri mavi diğeri yeşil. İki gö- lün icine uzandıgı tepenin doruklan da karla kaph. Gölün üzerine 30 metre kadar inip kar tepelerinin altından gö- le akan sulan izledik. Sonra sağa doğ- ru kavis çizip dağı aştık ve Van Gölü'- ne merhaba dedik. önümüzde acık mavi göl,Tatvan sağımızda, Doğa Purnu karşımızda...Başladık gölle dansa. Kıyının çıkmtılanna teğet, bulutlar- la sarmaş dolaş. Htamız saatte 300 ki- lometre.Yüksekte bunu hissetmek zor ama alcaldıkça sanki süratimiz artı- yor. Merakla beklediğimiz Akdamar Adası'na daha çok var. O zaman iste- diğimiz kadar alçalabiliriz. Pilotumuz takılıyon Akdamar Kilisesi ve Van Gölü... Alçaktan uçunca suyun rengi kıymaı yapısına göre değişiyor. -Sıftr metreye ineceğim, kürek ta- kunlannızı aldınız mı ? Içimizde bir tedirginlik var ama ya- nıtımız hazır: -Dalgıç takımlanmız, sualtı fotoğ- raf makinemiz bile var. Akdeniz bitki örtüsünü andıran bo- dur ağaçlarla kaph Badem Burnu'nu geçince ,hafiften burun üstü ilerlemeye başladık. Ve üç metreye kadar indik. Uçmakla, suyun yüzeyinde ilerlemek arasında bir duygudayız. Kayahklar birkaç yüz metre sağı- mızda.Suyun rengi kıyının yapısına göre değişiyor. Adım adım yükselir- ken ani bir yağmur başladı.Yanımın- dan ince çizgiler halinde geçen yağmur birkaç dakika sonra geçti. Yerini gök- kuşağına bıraktı. Kısa aralıklarla ya- şadığımız hava değişikliklerinin şaş- kınlıgını yaşarken pilotumuz uyardı, Akdamar Adası'na yaklaşıyoruz. Ün- lü Akdamar fCilisesi'nin üzerinden. uçacağız. Söylenceye göre, bir zaman- lar bu kJisede oturan papazın güzel bir kızı varmış. Papaz kızını değme zen- ginlere vermemiş. Zamanla Tamara adlı genç kız adanın tam karşısında hayvanlannı otlatan bir çobana aşık olmuş. Genç kız her gece adanın bir köşesine ateş yakar,çoban da o ateşe doğru yüzer Tamara ile buluşurmuş. Bunu anlayan papaz bir gece tam ço- ban yüzerken ateşi söndürmüş. Yönü- nü kaybeden çoban Van Gölü'nün so- dalı sulannda, "Ahh Tamara, ahh Ta- mara" diye bağıra bağıra boğulup git- miş. O günden buyana ada Akdamar diye anümaya başlamış. Adanın doğusundaki kilisenin üze- nnde 100-150 metre yükseklikten üç kez uçtuk. KJiseyi ziyaret eden turistle- re el sallayıp oval daireler çtadik. Tu- ristler için sürpriz oldu ama üzeri acık tuvaletlerde ihtiyacını giderenler için biraz rah^tsız edici olduk. Akdamar Adası'nı geçtikten sonra Dikkaya üzerinden ,Edremit'i sağı- mızda bırakıp Van'a ulaştık. Akda- mar'dan hemen önce gökkuşağının alündan geçmiştik. Ama inişte, heli- kopterde bulunanlar arasında cinsiyet değişikliğineuğrayanımızyoktu. Baa- lanmıza göre gökkuşağının altından geçmemiştik ama pilotumuz geçtiği- mizde ısrarhydı. Van gölü üzerinde programlı bir helikopter turu yok. Ama gölü ve Akdamar adasını gör- mek ısterseniz Van Tatvan arasındaki feribot seferlerinden ve sadece Akda- mar Adası'na Van'dan düzenlenen turlardan yararlanabilirsiniz. dı. Hükümet kurulamıyordt cumhurbaşkanı seciminde üte nıklık yaşanıyordu. Ortam esl başbakanlardan AJdo Moro nun kaçınbp öldürüldüğü gün lere benziyordu. İlk yorumlarda Falcone'niı katiü mafyaydı. Îtalya'da iste diği zaman istediği kışiyi öldü rebileceği mesajını veriyordı mafya. Devletten gûçlü olduğu nu vurguluyqrdu. Bu cinaye diğerlerine benzemiyordu Mafya babalannı sıkıştırar savcı Falcone Îtalya'da dürüst- lüğüyle, ciddiyetiyle insanlanr büyük sevgisini kazanmıştı. Halk, parlamentonun ne işe yaradığıru tartışmaya başladı. Savanın Palermo'daki cenaze törenine katılan parlamenterle- n bozuk para yağmuruna tutan insanlar bir taraftan ıslıkla pro testolannı sürdürüyor, dığer yandan politikaalann cenazeyi bırakıp Roma'ya dönmelerini istiyordu. Bir grup insan da mafyanın parlarnentoyu par- mağında oynattığmı haykın- yordu. Ünlü sinema yönetmeni Zef- firelli televizyona verdiği de- mecte oldukça sertti: "Bu tür suçlar için ölüm cezası yıne gündeme gelmeli. Parlamento- da akh fazla işlemeyen ve bu ül- kenin çocuklannı korumaktan aciz bir politikacılar sınıfı doğ- du." Cinayeti soruşturmakla gö- revlendirilenJer ise mafyarun bu derece kanşık saldınlarla uğ- raşmadığını, kendi yöntemJeri- ne devam etmekten vazgeçme- diğini, cinayetin kesinlikle poli- tik ağırhğının bulunduğunu be- lirttiler. Cinayetten iki gün son- ra Oscar Luigi Scalfaro'nun bü- yük çoğunlukla cumhurbaş- kanlığına seçilmesi kafalardaki soru işaretlerini çoğalttı. 70'ü yıllarda terörle yaşadık- tan sonra 80'lerin başında tüm güçlerini ekonomik kalkınma- ya kanalize eden ltalyanlar bu yeni geüşmeler karşısında şaş- kınlar. Yıllarca Batı ülkelerine işçi ihraç eden ülke şimdi 3. Dûnya'nın işsizlerinin tehdidi altında, yanıbaşlannda kayna- yan Arnavutluk ve Yugoslav- ya'da yüzbinlerce insan Italya'- ya gitme arzusuyla yaşıyor. Nostradamus'un îtalya'da olimpiyatlar sonrası bir felaketi anlatması ne derece gerçekleşe- cek? Barcelona Olimpiyatlan'- nın bu döneme rastlaması. ül- kede askerlerin huzursuzluğu çogu ltalyanı rahatsız ediyor. Nostradamus yüzyıllar sonra bile tarihin akışma yol göstere- cek kehanetiyle güncelliğini ko- ruyor. Türkiye'ye Doğu'dan 2. beyin göçü ANKARA (AA) - Doğu Blo- ku ülkelerinin dağılmasından sonra Türkiye'ye yönelik 'ikinci bir beyin göçü' yaşanmaya baş- landı. Doğu Bloku'ndan gelen 16 bilim adamı, Türk üniversi- telerinde çalışmaya başladı. 26 bilim adamı da eylül ayına ka- dar gelecek. Doğu Bloku ülkelerindeld kanşıkJıklardan sonra Tür- kiye'ye yönelik böyle bir beyin göçü olacağının tahmın edil- mesi üzerine, TÜBİTAK bün- yesinde 2 milyar lirahk bir fon oluşturuldu. Türkiye'ye gelen yabancı bilim adamlan, ken- dılenru isteyen üniversitelenn kadrolanna geçmek için yasal prosedürü tamamlayana kadar TÜBİTAK tarafından finanse ediliyorlar. TÜBİTAK Başkan Yar- dıması Prof. Dr. Aybar Erte- pınar, bugüne kadar Azerbay- can, Rusya, Ukrayna, Bulga- ristan, Polonya ve Çekoslovak- ya'dan 42 bilim adamının Tür- kiye'ye gelmek için başvunıda bulunduğunu, şu anda İTÜ'de 7, OTÜ'de 6, Bilkent'te 3 bilim adamınm görev yaptığını, eylü- le kadar gelecek olanlardan da l'inin 9 Eylül Üniversitesi, F- inin 19 Mayıs Üniversitesi, 2'- sinin Hacettepe Üniversitesi, 4'ünün ODTÜ,. 5'inin Bilkent, l'inin Istanbul Üniversitesi, 6'- sının İTÜ, l'inin Ege Üniversi- tesi, 2'sinin Gazi Üniversitesi ve 3'ünün de Karadeniz Teknik cak. Biz, bu bilim adamlannın ülkemizde süreküliklerinin sağ- lanmaandan yanayız. Alman- ya'dan gelenler gibi ülkemizi köprü olarak kullansınlar arzu- sunda değiliz. Tabii onlann sü- rekli kalmalan için üniversitele- rimizin çabalan gerekli. Onlara sağlayacağımız maddi ve ma- nevi ortamlar önemli. Kısa kalışlann etkisi o kadar çok bü- adamlannın gecmişte yoğun bi- limsel faaliyetleri olan kişiler ol- duklannı, her birinin alanlan- nda en az 35-40 civannda yayı- nlan bulunduğunu ifade ederek "önemli olan, bu bilim adam- lannın bize bilimsel bir katkı sağlayıp sağlayamayacaklan. Yayınlanndan görüyoruz ki çağdaş bir katkı sağlayacaldar" dedi. • Doğu Bloku ülkelerindeki kanşıkJıklardan sonra Türkiye'ye yönelik böyle bir beyin göçü olacağının tahmin edilmesi üzerine, TÜBÎTAK bün- yesinde 2 milyar liralık bir fon oluşturuldu. Türkiye'ye gelen yabancı bilim adamlan, kendilerini isteyen üniversitelenn kadrolanna geçmek için yasal prosedürü tamamlayana kadar TÜBÎTAK tarafından finanse ediliyorlar. 16 bîlim adamı çeşitli üniversitelerde çalışmaya başladı. Üniversitesi'nde göreve başla- yacaklannı söyledi. Prof. Dr. Ertepınar, temel bi- limler uzmanı olan bilim adam- lan konusunda şu değerlendir- meyi yaptı. "Hitler zulmünden kaçan bi- lim adamlan gibi şimdi gelenler de bilime büyük katkı sağlaya- yük olmayabilir kanaatinde- yim. Üst düzey bilim adam- lannın burada uzun süreli kala- bilmelerini sağlamak çok önemli." ODTÜ Rektör Yardımcısı Muharrem Timuçin de üniver- sitelerinde göreve başlayan eski Doğu Bloku kökenli bilim önümüzdeki öğretim yılında Doğu Bloku'ndan gelecek 26 bilim adamı ile birlikte üniversi- telerde görev yapan yabancı öğretim görevli sayıa 510'a çı- kacak. ODTÜ, Türkiye'de en fazla yabancı öğretim elemanına sa- hip üniversite durumunda. 135 yabana öğretim elemanına sa- hip olan ODTÜ'yü 123 ya- bana öğretim elemanı ile Bil- kent Üniversitesi izliyor. Türkiye'deki 29 üniversite- den 24'ünde toplam 484 ya- bana öğretim elemanı bulu- nuyor. ODTÜ ve Bilkent'i 43 kişi ile Marmara Üniversitesi izliyor. Diğer üniversitelerde bulunan yabana öğretim gö- revlisi sayısı.şöyJe: Ankara Üniversitesi 30 kişi, Akdeniz Üniversitesi 3 kişi, Anadolu Üniversitesi 9 kişi, Atatürk Üniversitesi 2 kişi, Bo- ğaziçipniversitesi 13, Cumhu- riyet Üniversitesi 2 kişi, Çuku- rova Üniversitesi 20 kişi, Dicle Üniversitesi 1 kişi, Fırat Üni- versitesi 3 kişi, Gazi Üniversite- si 6 kişi, Gaziantep Üniversitesi 3 kişi, Hacettepe Üniversitesi 24 kişi, lnönü Üniversitesi 1 kişi, IstanbuJ Üniversitesi 16 kişi, İstanbul Teknik Üniversi- tesi 17 kişi, Mimar Sinan Üni- versitesi 1 kişi, Selçuk Üniversi- tesi 1 kişi, Uludağ Üniversitesi 6 ve Yıldız Üniversitesi 3 kişi 'Köylerimizi siyanürle zehirlemeyin9 HÜRRİYETUYMAZ BERGAMA- Avustralya ve Alman ortakJı Eurogold Madencilik şirketinin, yakmda siyanür kullanarak altın cıkar- maya başlayacağı Bergama'nın Ovaak köyü'ne düzenlediği ba- suı gezisi, yöre köylülerinin tep- kilerini dile getirdiği bir platfor- ma dönüştü. "Köylerimizi ze- hirleyemezsiniz" diyen Ber- gamalılar adına konuşan Ber- gama Belediye Başkanı Sefa Taşkın " Burası, ülkemizin dört bir yanında altın arayan yaban- cı şirketler için bk eşiktir, sıçra- ma taşıdır. Burada altın çıkar- maya başlandığında, çekirge gibi başka bölgelere de sıçraya- caklar ve geriye siyanür çukur- lan bırakarak ülkelerine döne- cekler" dedi. Eurogold Madencilik şirketi, önceki gün Bergama'nm Ova- cık köyü'nde kuracaklan tesis konusunda gazetecileri bilgi- lendirmek üzere bir gezi düzen- ledi. Ancak, yaklaşık 20 gazete- ci ile birlikte Bergama'ya yola çıkan şirket yetkililerini taşıyan otobüsü, ellerinde " Altın değil, yaşamak istiyoruz", "Yaşama evet, zehirli altına hayır" yazılı döviz ve pankartlar taşıyan 200 köylü ile Bergama Belediye Başkaru Sefa Taşkın karşıladı. Basın gezisini öğrendiklerinde, seslerini duyurabilmek için köy girişinde toplandıklannı belir- ten Taşkın, köylüleri göstere- rek, "Bu insanlar tedirgin, lüks otellerde paneller, geziler dü- zenleyecek, Türkiye'nin en ta- nınmış Halkla İlişkiler uzman- lanyla seslerini duyuracak pa- ralan yok. Gazeteci arkadaşlar, bizim sesımiz olun. Bu insanlar, köylerinde siyanürün açıkta de- polanacağı bir altın madeni is- temiyorlar.İçme suyu kaynak- lannın zehirlenmesini, çocuk- lannın ölmesini istemiyorlar" dedi. Sık sık köylülerin "Narlı- ca'yı zehirlediniz", "Referan- dum yapılsm","Bir gram alün için mezarlanmızı yok ettiniz", "Bizi zehirleyemezsiniz" bağı- rmalanyla kesilen konuşmasını Taşkın şöyle sürdürdü:" Biz si- yanür kullanılarak altın çıkan- lmasına karşı değiliz, madenin işlenmesi sırasında çıkacak olan zehirli çamurun üç köyün ortasmda bir açık arazide üzeri acık şekilde depolanmasına karşıyız. Çevre Etki değerlen- dimıeraporunda,siyanürün 80 yıl orada etkisini sürdüreceği belirtiliyor. Eurogold, 8 yıl son- ra yılda bir trilyon gelir kazana- rak bu ülkeyi bırakıp gidecek, ama siyanür 80 yıl burada bu köyler için tehlike olacak. Icrne sulanna, havasına kanşarak in- sanlar zehirlenecek. ÇED rapo- runu hazırlayan Prof. Dr. Or- han Uslu'nun bile artık sahip gkmadığı eksik, yetersiz bir ra- porla burada maden işletmesi kurulmaya çalışıhyor. Burada insanlann çoğu asga- ri ücretle çalışırken, 6-7 milyon lira iş vaatleri verilen bazı kişi- ler, bu şirketin fedailiğini yapı- yor. Buradaki insanlan zehirle- meye kimsenin hakkı yoktur. Bu yatınm, 1978 yılında imza- ladığımız Bergen Protokolü'ne aykmdır.Protokol, çevreyi kir- letecek yatınmlarda, yöre halkının oyu, onayı alınmalıdır diyor. Böyle tehlikeli bir yatın- ma Ankara'da oturan bir iki bürokrat ve 200 milyona ÇED raporu hazırlayan Prof. Dr. Or- han Uslu karar vermemelidir." Eurogold madencilik şirketi- nin tdari İşler müdürü Ahmet Gürel, Ovacık, Çamköy ve Narlıdere köyleri arasında ya- pılacak olan 160 bin metrekare- İik atık deposunun Bergama'- nm içme suyu kaynaklanru kir- letmeyeceğini savunarak, depo- nun o kaynaklardan 500 metre değil, 15 kilometre uzakJıkta ol- duğunu söyledi. Köylülerin ev, arazi ve mezarlannın kandınla- rak ellerinden alınmadığını da belirten Gürel, kendilerine karşı olanlann pastadan pay alamayanlar olduğunu öne sür- dü. Proje Müdürü Erkan Köksal da, köylülerin dediği gibi siya- nürden madende çahşanlann da yörede oturanJann da zehir- lenmeyeceğini ileri sürdü. nasıl etkiliyor, biliyor musunuz? -ATANİRUN mı cevaplıyor. ARAYIN, KENDİNİZİVE YAŞAMINIZ1 DAHAİYİ AÇJKLAYIN... K B O O İ K İ Y A B T A Y O K B E S A El K A Ğ O A Ç Ğ A ZLER NGEÇ LAN ŞAK RAZİ REP Y LAK V A LIK 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 900 1 01 1 02 103 104 105 106 1 07 108 1 09 110 111 116 ûrtm»'nm her y ı 1 daUkMi 5833 TU Ğr. türtm 34 d«Uı«ctr. Alp Bigı PK. 18 Tm*t>f/)m.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle