04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24NİSAN1992CUMA * * * • CUMHURİYET SAYFA 17 | Geniç Mussolini mecliste Diktatör Benito Mussotini'nin torunu Akssandra Mussolini, yeni yasamayılınadün başlayanîtalya parlamentosunda, tüm milletvekilleri içinde ilgiyi en çok çeken kişi oldu. Neofaşist İtaly an Sosy al Hareketi(MSI)üyesi30 l yaşındaki torun Mussolini, * 5-6 nisan seçimlerinde beklenenden çok o> alarak # milletvekili seçilmeyi başarmıştı. (Fotoğraf: L- REUTER) Yaşlılarda tüberküloz İZMİR (AA) - Tüberküloz enfeksiyonunun sinsice seyret- tiği yaşhlar. bu hastalık karşı- sındaki en önemli risk grubunu oluşturuyor. Ege Üniversitesi öğretim üyeİerinden Prof. İlhan Yidinel. Türkiye'de yıllardan beri yapı- lan etkin mücadeleden sonra hastalığın artık yalnızca belirli nsk gruplannda görülür hale geldiğini söyledi. Vidinelşöylededi: "Yaşlılık, risk gruplarının en önde gelenidir. Yaşhlar, enfeksi- yonu, tüberkülozun çok daha yaygın olduğu bir dönemde, yani gençlikierinde almışlardır. Yaş- lanmayla paralel olarak artan çeşitli bünyesel bozukluklar, gençlikte kazanümış olan tüber- küloz lezyonlarının aktif hale gelmesine neden olmaktadır." n l l k mftOl Çekoslovakya ile Almanya futbol takımlan arasında önceki gün * " « * ı ı ı a v 1 Prag'da bir dostluk maçı vardı. Ne var ki Prag'ı Almanya'dan ge- len hooliganlar doldurmuştu. Hooliganlar maç öncesinde Venceslav Meydanı'nda olay çıkarma- ya kalkışınca Çekoslovak polisinin cobuyla karşı karşıya kalddar. (Fotoğraf: REUTER) Ikhudi baskını Hamburg'da 350 yıllık bir mezarlık alanına büyiik bir alışveriş merkezi yapımının planları tamamlandı ve inşaata başlandı. Ancak yörede oturan bazı tutucu Yahudiler mezaıiık alanına inşaat yapılmasını protesto ettiler. Protestolarını kimseye dinletemeyince de önceki gün inşaatı bastılar. Yahudiler, mezariık alanına inşaat yapümasının ölülere saygısızlık olduğunu bildirdiler. HABERLERIN DEVAMI OLAyLARIN Yılmaz, Köşk'le ters düştü ARDENDAKl GERCEK Hııkukcular:Yasalar yoruıııa açık • Baştarafi I. Sayfada sıkıştırmak için mi böyle bir gi- rişime geçmiştir? Dünkü Cumhuriyet'te bu so- ruyayanıt verebilecek ilginç bir şey söylememe gerek yok • Baitarafı I. Sayfada Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İnönü, Kürtçe ya- yın konusundaki tartışmalarla ilgili suskunluğunu dün de sür- dürdü. İnönü, AA muhabirinin konuyla ilgili sorusunu, "Konu- yu karıştıran Sayın Cumhurbaş- kanı. Konu açıktır. Benim bir diye haberyayımtandu Sayın özal ik- tidan elinin altında tuttuğu 1990 yılında Kürtçe yayına karşı çık- mıştır. Cumhurbaşkam, iktidar elinin altındayken karşı çıktığı TRT'de Kürtçe yayın konusunu Sayın Demirel'in basbakanlığm- yanıtladı. Kadın sorunlanyla rlgili Devlet Bakanı Türkân Akyol, Çocuk Haklan Sözleşmesine, "Kürtçe egitim ve yayın" konusunda ko- nulan çekinceyı savunarak, Kürtçe konusunda tam bir öz- da sorumsuz bir girışimle orta- gürlük sağlandığını söyledi. ya attığı için içtenliklisayılamaz. Akyol, dün duzenledıği basın 1990'lar Türkiyesi'nde sorununu Başbakanı köşeye sı- kıştırmak için kullanan bir Cum- hurbaşkanı'nın Çankaya'da oturması talınsizlik değil midir? Sorumsuzluğun bu kadarına sıradan yurttaş kesiminde bile az raslanır; ama, en duyarlı alan- da en duyarsız ve sorumsuz çı- kışları yapan özal, DYP-SHP koalisyon hükümetinin çağdas anayasa girişimi karşısında ne tavır alacak? Merakla bekliyoruz. • * * toplanüsında, Türkiye'nin Ço- K u r t cuk Haklan Sözleşmesi'ni, "et- nik azınlık veya yerli abaliye mensup çocuklann kendi dille- riyle eğitim görmelerini ve kitle iletişim araçlannda bu dilkrin kuUamlmasuu" öngören mad- delerine çekince koyarak onay- lamasına ilişkin bir soruyu ya- nıtlarken şöyle dedi: "Sözleşmeye konulan çekin- ce, reddetmek anlamına gelmi- yor. Yasal dfizenlemeleri ve temel, yaptsal özellikleri nede- niyle uygûlamanın mümkün ol- madığı hallerde ülkeler, ulusla- rarası bildirgelere çekince Kürt TV'si hükümeti • Baştarafi 1. Sayfada metten çıkacak izni beklemeye başladı. Kuruluşun Genel Mü- dürü Halit Tunç, korsan yayın yapmak istemediklerini belirte- rek, GAP kanalının kendilerine kiralanmasım önerdi. Kürtçe TV çalışmalanyla il- gili olarak Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlayan AMİD Gaze- tecilik ve Yayıncılık Genel Müdürü Tunç, ABD'deki bir kuruluşa fizibilite raporu hazır- lattıklannı söyledi. Fizibilite raporuna göre. özel televizyon kanalının 400 milyar liraya mal olacağını belirten Tunç, yerleri belirlenmiş dört verici istasyo- nundan Güneydoğu'daki 19 il ile Suriye, Irak ve Iran'a yöne- lik yayın yapmayı planladıkla- nnı söyledi. Türkçe, Arapça ve Kürtçe yayın yapacaklannı ifa- de eden Tunç, Kürtçe yayının günde 5-6 saat olacağını bildir- di. Kesinlikle Starl ya da Shovv TV gibi korsan yayın yapmayı düşünmediklerini, hükümetten gelecek izni beklediklerini belir- ten Tunç. böyle bir iznin çıkma- sı halinde, hemen yayına başla- yabilecek sermayeye sahip olduklannı söyledi. Üygun gö- rülmesi halinde. öncelikle GAP kanalını kiralamayı düşündük- lerini kaydeden Tunç, aksi hal- de özel istasyonu da hemen kurabilecek gerekli sermayeye sahip olduklannı bildirdi. AMİD Gazetecilik ve Matbaa- cılık Şirketi'ne bağlı turizm ve inşaatla ilgili yedi şirketin özel televizyon için sermayeyi rahat- lıkia ortaya koyabileceğini vur- gulayan Tunç, halen Diyarba- kır'da çıkardıklan Söz gazete- sinde olduğu gibi televizyonda da tarafsız bir yayıncılık politi- kası izleyeceklerini bildirdi. Tunç, şöyle konuştu: "Şu yanlış anlaşUmasın. Biz sadece Kürt kimliği ve Kürt TV '- si diye ortaya çıkmıyoruz. Hü- kümet. GAP TV'yi bize satsın veya özel kanal kurmamıza izin versin. Yapacağımız yayın da, hükümetin denetiminde olsun. Kürtçe yayın olur mu olmaz mı tartışması da, artık bitsin. Kürt- çe yayını devletin yapmasına da gerek yok, işte biz talibiz. Zaten devlet, Kürtçe program yapacak personel de bulamaz. Biz ise, ra- hatlıkla ekibimizi kurarız. Biz, bu ülkede yaşayan bütün insan- ların, etnik kimliğine bakılmak- aım birarada veeşH yaşamasuıı istiyoruz. Amacımız, Türk ve Kürt halkları arasında bir köprü oluşturmaktır." Kuracaklan kanalın en fazla Kürt milliyetçiliğinin karşısın- da olacağını belirten Tunç. "Kürtçe televizyon, PKK'ya da vurulacak en büyük darbe ola- caktır. Onların silah taşuna ge- rekçelerini etinden alıyorsun. Asıl darbe, böyle vurulur. Kimse korkmasm, Kürtçe TV ülkeyi bölmez, aksine birleşririr. Tıpkı Kürtçe kaset serbest bırakıldı- ğında nasıl gürültü koptu ve şim- di bu gürültü geçtiyse, Kürtçe televizyon yayınında da benzer gürültü kopacaktır. Ama bu üç ay sürer, ondan sonra geçer."- di\e konuştu. Istanbul'daki Kürt Ensti- tüsü'nün kurulmasına öncülük eden ve bünyesinde Kürtçe kurslar düzenleyen Yukan Me- zopotamya Kültür Merkezi Genel Sekreteri İbrahim Gür- büz de, Kürtçe televizyon yayı- nın projeleri arasında yer aldı- ğını, ancak şu anda sermaye bulamadıklannı ifadeetti. Gür- büz. Diyarbakır'daki Kürtçe televizyona ilişkin çahşmalara sıcak bakmadıklannı belirte- rek. "Onlar başka güçlerin ve devletin desteginde calışıyorlar" dedi. koyarlar. Bizim koyduğumuz çekincenin de, iki temel nedeni var. Bir tanesi Lozan Anlaşması. Bu anlaşma Türkiye'de, Müslü- man azınlığı kabul etmiyor. tkinci neden, yasal düzenleme- ler. Tevhid-i tedrisat (Öğreti- tnin Birliği) Yasası, taa Cumhu- riyet Türkiyesi'nden günümüze hiç değişmeden devam eden bir yasadır. Ama yasa amacına uy- gun olarak kullanılıyor mu? Tam tersine bir iddiam var be- nim. Başımıza ne geldiyse bu yasayı deldiğimiz için geldi. Öğ- retimin birliğini ortadan kaldır- dık." Lozan anlaşmasına göre Türkiye'de Müslüman azuılık olmamasına karşın Hıristiyan azınlık olduğuna dikkat çeken Akyol, "tstanbul'da Ermeni okulu, Rum kilisesi vardır. Er- meni-Ortodoks kilisesi vardır. Din, dil, eğitim özgürlükleri, bu azınlıklara tanınmtştır. Ama Lozan'ın temel ilkesine göre, ka- bul ettiği ilke doğrultusunda uy- gulama sakıncası çıkıyorsa, o maddeye çekince konur. Dün (önceki gün) göriişülebilseydi, Meclis'ten de böyle geçecekti" diye konuştu. Akyol, Cumhurbaş- kanı Turgut özal'ın, GAP Te- levizyonu'nda Kürtçe yayın yapılması yönünde başlattığı tartışmaya ilişkin değerlendir- mesinin sorulması üzenne de şunlan söyledi: "Çok üst düzeyde bir tartışma o. Açıklığa da kavuştu. Bu fikir- lere saygı duyuyorum. Zaten birçok tabu da kalmadı artık. Yani, anadiliyle konuşmak, ana- dilini öğrenmek, kültürünü bil- mek ve devam ettirmek, son derece doğal bir insan hakkıdır. Bunlar Türkiye'de yasallaştınl- mıştır. Birkaç yıl öncesine kadar tabu gibi görünen konular, artık tam bir özgürlük kazanmıştır. Bu konudaki üst düzey tartışma hakkında konuşmak istemiyo- rum." Komiser muaviııi öldürüldüİstanbul Haber Servia - Sirkeci Gar Karakolu'nda görevK bir ko- miser muavini, dün akşam Çağla- yan'da uğradığı alahh saldın sonu- cu öldürüldü. Ahmet Acar(40) adlı komiser muavini dün akşam saat 21.00 sı- ralannda Çağjayan, Keçideresi mevkiine bağb Hürriyet Mahalle- si. Tekir Sokak'taki evine gitmek üzereyken biri kız süahlı üç kişi ta- rafindan çapraz ateşe tutuidu. Sal- dırganlar daha sonra pohs memu- nınun silahını gasp ederek hızla olay yerinden uzaklaştı. Çevrede- kilerin yardımıyla ağır yaralı ola- rak SSK Okmeydanı Hastanesi'ne kaldınlan Ahmet Acar tüm müda- halelere rağmen kurtanlamadı. PoKs olayın meydana geldiği böl- gede yoğun arama çahşmalan baş- latü. Evine yüz metre uzakhkta uğra- dığı süahlı saldın sonucu ölen Ahmet Acar'ın alü ay önce görev yaptığı Çevik Kuvvet bınmınden Sirkeci Gar Karakolu'na komiser muavini olarak tayin olduğu öğre- nikü. • Baştarafi l. Sayfada madığı" yönündeki görüşüne kdiıldığını söyledi. Günda>. anayasanm 3. maddesinde "resmi dilin Türkçe olduğu" nun belirtildiğini \urgula>arak. "Resmi dilin Türkçe olması de- mek, Türkiye'de yazışmalarda, eğitim-öğretimde Türkçe kulla- nılacağı anlaşılır. Buna karşın, herhangi bir dilde yayın yapıl- nıayacak diye bir hüküm yok- tur" diye konuştu. Anayasanın birtakım eylem- lcre izin veren değil, temel hak \c özgürlükleri düzenleyen bir metin olduğuna değinen Gün- Bir Anlayışsızlığın Önlenişi... -i • Baştarafi 2. Sayfada ~\ Başkanı Org. Kenan Evren başkanhk ediyor. ~J Katılanlar da bir eksiği ile, Konsey üyeleri: Org. I Nurettin Ersin, Org. Tahsin Şahinkaya ve öneri ' sahibi Org. Sedat Celasun. • "İhtisas Komisyonu Başkanı Tuğgeneral Cumhur Evcil gündem konuşmasının bir yerin- "" de: "(•••) Bu anlamlı günde kutlama törenlerinin " amaana uygun ve görkemli yapılabilmesi için ""• 23 Nisan gününün genel tatil günlerine dahil "- edilmesi gerekli ve yararlı görülerek hazırlanan kanun teklifi, Danışma Meclisi'nde kabul edil- miş ve şimdi yüksek onaya sunulmaktadır, arz " ederim" diyor. ! l Bundan sonra Konsey Başkanı Org. Kenan "; Evren şöyle konuşuyor: "Esasında yine görkemli olarak kutlanıyor, • görkemliymiş mörkemliymiş yok. Bu, bir çocuk "' baynumdır, vilayetlerde. kazalarda vali ve kay- makamların nezareri altında toplanılır, bir geçit " resni yapılır. Görkemlisinden falan değil, velilele- ' rin katılması da değil; maksat memur velilerin " katılmasıdır. (...) Bu, sırf memur olanların, kamu 1 sektöründe çalışanlann isteğinden neset etmistir. Biz de pekı buna uyaıım demışızaır. \ oksa zaten çocuk bayramıdır (...) Efendim, tümü üzerinde başka söz almak isteyen var mı? Yok." Başka söz alan olmadığı için. maddelere geçi- lip yasa tasansı kabul ediliyor ve böylece "'ba\ - ram geri geliyor" diyor Velidedeoğlu. aynca şunu da ekliyor: "M.G.K. Başkanı Evren, 23 Ni- san 1921'de kabul edilmiş olan l lusal Egemenlik BayTamı'nı sadece bir çocuk bayramı sanmakta- dır. (...) Sayın Evren ya ulusal egemenliğin önemi- ni bUmiyordu ya da ulusal egemenliği önemsemi- yordu. (..) Oysa kendisi ulusal egemenlik sayesin- de yapılan seçitnlerle cumhurbaşkanlığı koltuğu- na örurmuştur! (11 Haziran 1989) Birkaç >ıldır Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay- ramı uluslararası boyutlarda kutlanıyor. Pek çok ülkenın çocuklan bu kutlamalara katılıyor. Ama bizler bu ba> ramın gerçek anlamının to- humlannı çocuklanmızın bilincine salmazsak. yaşamını bu yola adamış bir Velidedeoğlu, ço- cukluğundan başlayarak bu bilinçle yoğrulmu^ bir Soysal, bir Cebeci artık yetişmeyebilir ve on- lann göğüsleyerek ortadan kaldırdıklan bu gibi yanılgılar kalıa olur. dahası. bunlara başkalan da eklenebilir... day, konunun bu kadar önem kazanmasının siyasal yönünün öneminden kaynaklandığını bildirdi. Başbakan Demirerin "siyasi boyutu" nedeniyle. "Kürtçe yayına sıcak bakntadı- ğını" tahmin ettiğini sövleyen Günday. "Ben Türkiye'nin bö- lünmez bütünlüğüne gönülden inanıyorum. Bütünlüğüne yöne- lik her türlü hareketin de karşı- sında yer alırım. Ancak bir dili yasaklamakla, ülkenin bütünlü- ğü güvence altına alınmaz. Kürt- çe yayının üniter devlet yapısını zedeleyeceğini zannetmiyorum" dedi. ' TRT'nin İngilizce, Fransızca yaytn yaptığını belirten Gün- day, Kürtçe konusunun da aynı çerçevede değerlendirihnesi ge- rektiğini söyledi. Prof. Dr. Anıl Çeçen de, rad- yo televizyondan Türkçeden başka dilde yayın yapılabilmesi • için anayasa değişikliği yapıl- ması gerektiğini söyledi. Çeccn, "Ya anayasanın 3. maddesinde- ki, 'Devletin resmi dili Türkçe- dir' hükmü kaldırılacak ve o zaman başka dillerde yayın yap- mak serbest olacaktır. Ya da yine bir anayasa değişikliği y apı- îarak radyo ve televizyon yayı- kalbinizin sağlığı için atmanız gereken adımlardan biri stresi önlemektir şimdi de... becelgeliyor nında devlet tekeli kalkacak ve özel televizyonlar, yeni yapıla- cak yayınla ilgili hukuk düzeni içinde Türkçeden başka dillerde yayın yapabileceklerdir" dedi. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu öğretim üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alem- dar, Kürtçe yayın konusunun "Anayasa sonınu olmaktan çok, böyle bir yayını istey ip istememe sonınu olduğunu" söyledi. İn- sanlara ulaşmada dilin en önemli iletişim aracı olduğunu vurgulayan Alemdar. "Eğer o insanlara ulaşmak, iletişim sağ- lamak, kendi dillerinde yayını gerektiriyorsa, böylece ulaşıla- cağına inaıulıyorsa, Kürtçe ya- yın çözüm olabilir" dedi. Tür- kiye'de Ermenice. Rumca gazeteler çıktığına dikkat çeken Alemdar. halka ulaşmada deği- şik bir teknolojı kullanılması- nın. hiçbir sakıncası olmadığını söyledi. Televizyon yayınının, okuma-vazma düzeyi ve kültü- rel düzeyinin düşük olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi ınsanıyla iletişim kurmada etki- li bir araç olabileceğinı belirtti. Prof. Dr. Bakır Çağlar isc, anayasanın yani sıra. bir de Anayasa Mahkemesi kararla- nyla kurulan bir yazısız anaya- sa bulunduğuna dikkati çeke- rek,»"Oanayasada bu problem kesinlikle engellenmiştir" dedi. Anayasa Mahkemesi kararlan- na aöre kürtçe yayının olanaklı olmadığını savunan Bakır Çağ- lar. yazılı anayasa metnine göre ise bu konuda farklı yorumlar yapılabileceğini söyledi. Prof. Çağlar konuyla ilgili olarak şu açıklamada bulundu: "Anayasayı, bir yazılı pozitif normlar, kurallar olarak, bir de Anayasa Mahkemesi'nin koy- duğu yazısız kurallar olarak iki- ye ayırmak gerekir. Birinci anayasada tartışma konusu ya- püabilir. Ama Anayasa Mahke- mesi'nin bu konudaki tavrı çok açık. Böyle bir yayın Anayasa Mahkemesi'ne göre yani yazısız anayasa hukukuna göre imkân- sızdır. Anayasa farklı yorumla- nabilir. Ama Anayasa Mahke- mesi kararları açık." dedi. Doç.Dr. İbrahim Kabaoğlu da konunun anayasal açının yani sıra ulusal üstü hukuk açı- sından değerlendirilmesi gerek- tiğine dikkat çekerek. anayasal açıdan Kürtçe yayının yapılabi- leceğini söyledi. Kürtçe yayın konusunda anayasada açık bir engel olmadığını belirten Ka- baoğlu. "Anayasa acısından olanaklı mı. olanaksız mı diye baktığımızda -daha çok bu doğrultuda bir tartışma görülü- yor- açık bir engel bulunduğu- nu öne sürmek güç. Yani ana- yasal bir engel bulunmadığı söylenebilir. Çünkü bu yayının gerçekleştirilmcsi devlet dilinin Türkçe olma özelliğini ortadan kaldırmaz" diye konuştu. Eğitim paketi bugün I Baştarafi I. Sayfada na sunulmasından yana oldu- ğunu ifadeetti. Milli Eğitim Bakanı Top- tan'ın hazırladığı \e kamuo- yundaki tartışmalann sonu- cunda son şeklini alacak YÖK Yasa taslağı. YÖK'ün yetkilerinin budanarak. bir koordinasyon ve denetleme kuruluna dönüştürülmesini öngörüyor. Taslak, anayasa gercği olarak cumhurbaşkam larafından atanan rektörler ile dekanlann seçiminde öğre- tim üyelerinin de devreye so- kulmasını hedefliyor. Buna göre. rektör ve dekan adayla- n, üniversite ve fakülte bazın- da öğretim görevlilerin kendi aralanndan seçeceği öğretim üyelennden oluşan bir kurul tarafından belirlenecek. YÖK yasa taslağı, her üni- versite bazında bütün öğren- çilerin zorunlu üye olacağı Öğrencı Konseyleri'nin oluş- turulmasını da öngörüyor. Öğrencilerin seçeceği konsey başkanı da, üniversite senato- şunda sandalye sahibi olacak. Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) gelirlerinin, sosyal ve kültürel harcamalar için üniversitelere aktanlma- sını öngören düzenlemenin de yer aldığı taslak, yükseköğre- tim kurumlannda, kamu fi- nansmanmm yani sıra öğren- cilerin de katılımını sağlaya- cak yeni bir mali sistem öngörüyor. Aynca. yükse- köğretim kurumlanna verilen kaynaklann daha etkin kulla- nımı için, üniversitelerde ma- liyet muhasebesi sistemine geçilmesi de planlanıyor. Demirerin üniversite refor- muyla başlatacağı eğitim tar- tışmasını, Milli Eğitim Ba- kanlığınca hazırlanan ilköğre- Sendikalar • Baştarafi I. Sayfada Cumhuriyet Güney illeri Bü- rosu'nun haberine göre Mer- sın'de de Likat-İş, Kristal-lş, Belediye-İş, Petrol-iş, Tursan- İş ve Sağlık-İş sendikalannın şubeleri 1 Mayıs miting başvu- rusunda bulundular. Sendika şubeleri yaptıklan açıklamada "Çalışanlann önünde engel ya- salann kalkması, işten aülma- lara, pahalılığa, zulme ve işken- ceye karşı olduğumuzu haykır- mak, Nevruz'u kana bulayan- lan protesto etmek, yargısız infaza girişenleri lanetlemek için alanlardayız" dediler. Öte yandan Sosyalist Parti'- nın Istanbul'da I Mayıs'ı Gazi- osmanpaşa Meydanı, Ankara"- da da Etlik Kasalar Mevkıi'nde kutlamak üzere miting başvu- tim ve ortaöğretime ilişkin yeni düzenlemeleri içeren eği- tım paketi izleyecek. önü- müzdeki günlerde. aşamalı olarak yürürlüğe sokulacak eğitim paketinde, öğreünenle- rin ekonomik ve sosyal düze- yini iyileştiren düzenlemeler yer alîyor. Bu düzenlemeler, şöyle: • Eğitim ve Öğretim Hiz- metleri sınıfına 15 temmuz 1992'den itibaren lojman taz- minatı ödenmesi. Kira yardı- mının. yaşam pahahlığına göre illerin üç ayn kategoride sınıflanarak, 200, 400 ve 600 bin lira olarak ödenmesi plan- lanıyor. • Eğitim ve öğretim hiz- metleri tazminatı oranının yüzde 30"dan yüzde 40'a yük- seltilmesi. Bu tazminatın ola- ğanüstü hal kapsamına giren illerde yüzde 10 daha fazla ödenmesi. • Okul ve kurumlarda gö- revli müdür, müdür yardıma- sı ve danışman öğretmenlere ödenmekte olan eğitim ve öğ- retim hizmeti tazminatının yüzde lOarttınlması. • Ek ders ücretlerinin kat- sayıya bağlanması. Böylece öğretmenlerin ayhklannda 700 bin liraya kadar varan ar- tış sağlanması. Bu konudaki yasal, düzenleme TBMM'de bekliyor. • Öğretmenlerin kademe terfıleri gibi derece terfılerinin de illere devredilmesi. • Öğretmen akademileri kurularak. öğYetmen lisesi mezunlannın dikey geçişle sı- navsız olarak bu akademilere alınması. • Öğretmenlerin sendika hakkı için anayasada değışik- lik yapılması yönündeki çahş- malann başlatılması. rulannda bulundu. Sosyalist Parti'nin Ankara'da 1 Mayıs bildirilerini dağjtan Hüseyin Şakacı, Talat Hastürk, Nurten Önuş, Hicran Erzurumlu ve Doğan Duyar'ın gözaltma alın- dığı bildirildi. Sosyalist Parti'- den yapılan açıklamada gözaltı olayı protesto edildi. İzmir Büromuzun haberine göre Izmir'de Belediye-lş Sen- dikası'nın beş şubesi ile Petrol- lş, Yql-lş. Tümtis, Deri-lş, Se- lüloz-İş ve Hava-İş sendikalan bugün 1 Mayıs'ı Konak Alanf- nda kutlamak üzere miting baş- vurusunda bulunacaklar. Sen- dika şube yöneticileri Türk-İş, DİSK ve Hak-İş konfederas- yonlannın salon toplantısı yak- laşımını eleştirerek "1 Mayıs mücadele gününün simgesidir. Bu simgesel günde işçiler salon- lara kapatılamaz" dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle