Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24NİSAN1992CUMA * * * • CUMHURİYET SAYFA
17
| Geniç
Mussolini
mecliste
Diktatör Benito
Mussotini'nin torunu
Akssandra Mussolini, yeni
yasamayılınadün
başlayanîtalya
parlamentosunda, tüm
milletvekilleri içinde ilgiyi
en çok çeken kişi oldu.
Neofaşist İtaly an Sosy al
Hareketi(MSI)üyesi30
l yaşındaki torun Mussolini,
* 5-6 nisan seçimlerinde
beklenenden çok o> alarak
#
milletvekili seçilmeyi
başarmıştı. (Fotoğraf:
L- REUTER)
Yaşlılarda
tüberküloz
İZMİR (AA) - Tüberküloz
enfeksiyonunun sinsice seyret-
tiği yaşhlar. bu hastalık karşı-
sındaki en önemli risk grubunu
oluşturuyor.
Ege Üniversitesi öğretim
üyeİerinden Prof. İlhan Yidinel.
Türkiye'de yıllardan beri yapı-
lan etkin mücadeleden sonra
hastalığın artık yalnızca belirli
nsk gruplannda görülür hale
geldiğini söyledi.
Vidinelşöylededi:
"Yaşlılık, risk gruplarının en
önde gelenidir. Yaşhlar, enfeksi-
yonu, tüberkülozun çok daha
yaygın olduğu bir dönemde, yani
gençlikierinde almışlardır. Yaş-
lanmayla paralel olarak artan
çeşitli bünyesel bozukluklar,
gençlikte kazanümış olan tüber-
küloz lezyonlarının aktif hale
gelmesine neden olmaktadır."
n l l k mftOl Çekoslovakya ile Almanya futbol takımlan arasında önceki gün
* " « * ı ı ı a v 1
Prag'da bir dostluk maçı vardı. Ne var ki Prag'ı Almanya'dan ge-
len hooliganlar doldurmuştu. Hooliganlar maç öncesinde Venceslav Meydanı'nda olay çıkarma-
ya kalkışınca Çekoslovak polisinin cobuyla karşı karşıya kalddar. (Fotoğraf: REUTER)
Ikhudi
baskını
Hamburg'da 350
yıllık bir mezarlık
alanına büyiik bir
alışveriş merkezi
yapımının planları
tamamlandı ve
inşaata başlandı.
Ancak yörede
oturan bazı
tutucu Yahudiler
mezaıiık alanına
inşaat yapılmasını
protesto ettiler.
Protestolarını
kimseye
dinletemeyince de
önceki gün
inşaatı bastılar.
Yahudiler,
mezariık alanına
inşaat
yapümasının
ölülere saygısızlık
olduğunu
bildirdiler.
HABERLERIN DEVAMI
OLAyLARIN Yılmaz, Köşk'le ters düştü
ARDENDAKl
GERCEK
Hııkukcular:Yasalar yoruıııa açık
• Baştarafi I. Sayfada
sıkıştırmak için mi böyle bir gi-
rişime geçmiştir?
Dünkü Cumhuriyet'te bu so-
ruyayanıt verebilecek ilginç bir şey söylememe gerek yok
• Baitarafı I. Sayfada
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı İnönü, Kürtçe ya-
yın konusundaki tartışmalarla
ilgili suskunluğunu dün de sür-
dürdü. İnönü, AA muhabirinin
konuyla ilgili sorusunu, "Konu-
yu karıştıran Sayın Cumhurbaş-
kanı. Konu açıktır. Benim bir
diye
haberyayımtandu Sayın özal ik-
tidan elinin altında tuttuğu 1990
yılında Kürtçe yayına karşı çık-
mıştır. Cumhurbaşkam, iktidar
elinin altındayken karşı çıktığı
TRT'de Kürtçe yayın konusunu
Sayın Demirel'in basbakanlığm-
yanıtladı.
Kadın sorunlanyla rlgili Devlet
Bakanı Türkân Akyol, Çocuk
Haklan Sözleşmesine, "Kürtçe
egitim ve yayın" konusunda ko-
nulan çekinceyı savunarak,
Kürtçe konusunda tam bir öz-
da sorumsuz bir girışimle orta- gürlük sağlandığını söyledi.
ya attığı için içtenliklisayılamaz. Akyol, dün duzenledıği basın
1990'lar Türkiyesi'nde
sorununu Başbakanı köşeye sı-
kıştırmak için kullanan bir Cum-
hurbaşkanı'nın Çankaya'da
oturması talınsizlik değil midir?
Sorumsuzluğun bu kadarına
sıradan yurttaş kesiminde bile az
raslanır; ama, en duyarlı alan-
da en duyarsız ve sorumsuz çı-
kışları yapan özal, DYP-SHP
koalisyon hükümetinin çağdas
anayasa girişimi karşısında ne
tavır alacak?
Merakla bekliyoruz.
• * *
toplanüsında, Türkiye'nin Ço-
K u r t
cuk Haklan Sözleşmesi'ni, "et-
nik azınlık veya yerli abaliye
mensup çocuklann kendi dille-
riyle eğitim görmelerini ve kitle
iletişim araçlannda bu dilkrin
kuUamlmasuu" öngören mad-
delerine çekince koyarak onay-
lamasına ilişkin bir soruyu ya-
nıtlarken şöyle dedi:
"Sözleşmeye konulan çekin-
ce, reddetmek anlamına gelmi-
yor. Yasal dfizenlemeleri ve
temel, yaptsal özellikleri nede-
niyle uygûlamanın mümkün ol-
madığı hallerde ülkeler, ulusla-
rarası bildirgelere çekince
Kürt TV'si hükümeti
• Baştarafi 1. Sayfada
metten çıkacak izni beklemeye
başladı. Kuruluşun Genel Mü-
dürü Halit Tunç, korsan yayın
yapmak istemediklerini belirte-
rek, GAP kanalının kendilerine
kiralanmasım önerdi.
Kürtçe TV çalışmalanyla il-
gili olarak Cumhuriyet'in soru-
lannı yanıtlayan AMİD Gaze-
tecilik ve Yayıncılık Genel
Müdürü Tunç, ABD'deki bir
kuruluşa fizibilite raporu hazır-
lattıklannı söyledi. Fizibilite
raporuna göre. özel televizyon
kanalının 400 milyar liraya mal
olacağını belirten Tunç, yerleri
belirlenmiş dört verici istasyo-
nundan Güneydoğu'daki 19 il
ile Suriye, Irak ve Iran'a yöne-
lik yayın yapmayı planladıkla-
nnı söyledi. Türkçe, Arapça ve
Kürtçe yayın yapacaklannı ifa-
de eden Tunç, Kürtçe yayının
günde 5-6 saat olacağını bildir-
di.
Kesinlikle Starl ya da Shovv
TV gibi korsan yayın yapmayı
düşünmediklerini, hükümetten
gelecek izni beklediklerini belir-
ten Tunç. böyle bir iznin çıkma-
sı halinde, hemen yayına başla-
yabilecek sermayeye sahip
olduklannı söyledi. Üygun gö-
rülmesi halinde. öncelikle GAP
kanalını kiralamayı düşündük-
lerini kaydeden Tunç, aksi hal-
de özel istasyonu da hemen
kurabilecek gerekli sermayeye
sahip olduklannı bildirdi.
AMİD Gazetecilik ve Matbaa-
cılık Şirketi'ne bağlı turizm ve
inşaatla ilgili yedi şirketin özel
televizyon için sermayeyi rahat-
lıkia ortaya koyabileceğini vur-
gulayan Tunç, halen Diyarba-
kır'da çıkardıklan Söz gazete-
sinde olduğu gibi televizyonda
da tarafsız bir yayıncılık politi-
kası izleyeceklerini bildirdi.
Tunç, şöyle konuştu:
"Şu yanlış anlaşUmasın. Biz
sadece Kürt kimliği ve Kürt TV '-
si diye ortaya çıkmıyoruz. Hü-
kümet. GAP TV'yi bize satsın
veya özel kanal kurmamıza izin
versin. Yapacağımız yayın da,
hükümetin denetiminde olsun.
Kürtçe yayın olur mu olmaz mı
tartışması da, artık bitsin. Kürt-
çe yayını devletin yapmasına da
gerek yok, işte biz talibiz. Zaten
devlet, Kürtçe program yapacak
personel de bulamaz. Biz ise, ra-
hatlıkla ekibimizi kurarız. Biz,
bu ülkede yaşayan bütün insan-
ların, etnik kimliğine bakılmak-
aım birarada veeşH yaşamasuıı
istiyoruz. Amacımız, Türk ve
Kürt halkları arasında bir köprü
oluşturmaktır."
Kuracaklan kanalın en fazla
Kürt milliyetçiliğinin karşısın-
da olacağını belirten Tunç.
"Kürtçe televizyon, PKK'ya da
vurulacak en büyük darbe ola-
caktır. Onların silah taşuna ge-
rekçelerini etinden alıyorsun.
Asıl darbe, böyle vurulur. Kimse
korkmasm, Kürtçe TV ülkeyi
bölmez, aksine birleşririr. Tıpkı
Kürtçe kaset serbest bırakıldı-
ğında nasıl gürültü koptu ve şim-
di bu gürültü geçtiyse, Kürtçe
televizyon yayınında da benzer
gürültü kopacaktır. Ama bu üç
ay sürer, ondan sonra geçer."-
di\e konuştu.
Istanbul'daki Kürt Ensti-
tüsü'nün kurulmasına öncülük
eden ve bünyesinde Kürtçe
kurslar düzenleyen Yukan Me-
zopotamya Kültür Merkezi
Genel Sekreteri İbrahim Gür-
büz de, Kürtçe televizyon yayı-
nın projeleri arasında yer aldı-
ğını, ancak şu anda sermaye
bulamadıklannı ifadeetti. Gür-
büz. Diyarbakır'daki Kürtçe
televizyona ilişkin çahşmalara
sıcak bakmadıklannı belirte-
rek. "Onlar başka güçlerin ve
devletin desteginde calışıyorlar"
dedi.
koyarlar. Bizim koyduğumuz
çekincenin de, iki temel nedeni
var. Bir tanesi Lozan Anlaşması.
Bu anlaşma Türkiye'de, Müslü-
man azınlığı kabul etmiyor.
tkinci neden, yasal düzenleme-
ler. Tevhid-i tedrisat (Öğreti-
tnin Birliği) Yasası, taa Cumhu-
riyet Türkiyesi'nden günümüze
hiç değişmeden devam eden bir
yasadır. Ama yasa amacına uy-
gun olarak kullanılıyor mu?
Tam tersine bir iddiam var be-
nim. Başımıza ne geldiyse bu
yasayı deldiğimiz için geldi. Öğ-
retimin birliğini ortadan kaldır-
dık."
Lozan anlaşmasına göre
Türkiye'de Müslüman azuılık
olmamasına karşın Hıristiyan
azınlık olduğuna dikkat çeken
Akyol, "tstanbul'da Ermeni
okulu, Rum kilisesi vardır. Er-
meni-Ortodoks kilisesi vardır.
Din, dil, eğitim özgürlükleri, bu
azınlıklara tanınmtştır. Ama
Lozan'ın temel ilkesine göre, ka-
bul ettiği ilke doğrultusunda uy-
gulama sakıncası çıkıyorsa, o
maddeye çekince konur. Dün
(önceki gün) göriişülebilseydi,
Meclis'ten de böyle geçecekti"
diye konuştu.
Akyol, Cumhurbaş-
kanı Turgut özal'ın, GAP Te-
levizyonu'nda Kürtçe yayın
yapılması yönünde başlattığı
tartışmaya ilişkin değerlendir-
mesinin sorulması üzenne de
şunlan söyledi:
"Çok üst düzeyde bir tartışma
o. Açıklığa da kavuştu. Bu fikir-
lere saygı duyuyorum. Zaten
birçok tabu da kalmadı artık.
Yani, anadiliyle konuşmak, ana-
dilini öğrenmek, kültürünü bil-
mek ve devam ettirmek, son
derece doğal bir insan hakkıdır.
Bunlar Türkiye'de yasallaştınl-
mıştır. Birkaç yıl öncesine kadar
tabu gibi görünen konular, artık
tam bir özgürlük kazanmıştır.
Bu konudaki üst düzey tartışma
hakkında konuşmak istemiyo-
rum."
Komiser
muaviııi
öldürüldüİstanbul Haber Servia - Sirkeci
Gar Karakolu'nda görevK bir ko-
miser muavini, dün akşam Çağla-
yan'da uğradığı alahh saldın sonu-
cu öldürüldü.
Ahmet Acar(40) adlı komiser
muavini dün akşam saat 21.00 sı-
ralannda Çağjayan, Keçideresi
mevkiine bağb Hürriyet Mahalle-
si. Tekir Sokak'taki evine gitmek
üzereyken biri kız süahlı üç kişi ta-
rafindan çapraz ateşe tutuidu. Sal-
dırganlar daha sonra pohs memu-
nınun silahını gasp ederek hızla
olay yerinden uzaklaştı. Çevrede-
kilerin yardımıyla ağır yaralı ola-
rak SSK Okmeydanı Hastanesi'ne
kaldınlan Ahmet Acar tüm müda-
halelere rağmen kurtanlamadı.
PoKs olayın meydana geldiği böl-
gede yoğun arama çahşmalan baş-
latü.
Evine yüz metre uzakhkta uğra-
dığı süahlı saldın sonucu ölen
Ahmet Acar'ın alü ay önce görev
yaptığı Çevik Kuvvet bınmınden
Sirkeci Gar Karakolu'na komiser
muavini olarak tayin olduğu öğre-
nikü.
• Baştarafi l. Sayfada
madığı" yönündeki görüşüne
kdiıldığını söyledi. Günda>.
anayasanm 3. maddesinde
"resmi dilin Türkçe olduğu"
nun belirtildiğini \urgula>arak.
"Resmi dilin Türkçe olması de-
mek, Türkiye'de yazışmalarda,
eğitim-öğretimde Türkçe kulla-
nılacağı anlaşılır. Buna karşın,
herhangi bir dilde yayın yapıl-
nıayacak diye bir hüküm yok-
tur" diye konuştu.
Anayasanın birtakım eylem-
lcre izin veren değil, temel hak
\c özgürlükleri düzenleyen bir
metin olduğuna değinen Gün-
Bir Anlayışsızlığın Önlenişi...
-i • Baştarafi 2. Sayfada
~\ Başkanı Org. Kenan Evren başkanhk ediyor.
~J
Katılanlar da bir eksiği ile, Konsey üyeleri: Org.
I Nurettin Ersin, Org. Tahsin Şahinkaya ve öneri
' sahibi Org. Sedat Celasun.
• "İhtisas Komisyonu Başkanı Tuğgeneral
Cumhur Evcil gündem konuşmasının bir yerin-
"" de: "(•••) Bu anlamlı günde kutlama törenlerinin
" amaana uygun ve görkemli yapılabilmesi için
""• 23 Nisan gününün genel tatil günlerine dahil
"- edilmesi gerekli ve yararlı görülerek hazırlanan
kanun teklifi, Danışma Meclisi'nde kabul edil-
miş ve şimdi yüksek onaya sunulmaktadır, arz
" ederim" diyor.
! l
Bundan sonra Konsey Başkanı Org. Kenan
"; Evren şöyle konuşuyor:
"Esasında yine görkemli olarak kutlanıyor,
• görkemliymiş mörkemliymiş yok. Bu, bir çocuk
"' baynumdır, vilayetlerde. kazalarda vali ve kay-
makamların nezareri altında toplanılır, bir geçit
" resni yapılır. Görkemlisinden falan değil, velilele-
' rin katılması da değil; maksat memur velilerin
" katılmasıdır. (...) Bu, sırf memur olanların, kamu
1
sektöründe çalışanlann isteğinden neset etmistir.
Biz de pekı buna uyaıım demışızaır. \ oksa zaten
çocuk bayramıdır (...) Efendim, tümü üzerinde
başka söz almak isteyen var mı? Yok."
Başka söz alan olmadığı için. maddelere geçi-
lip yasa tasansı kabul ediliyor ve böylece "'ba\ -
ram geri geliyor" diyor Velidedeoğlu. aynca
şunu da ekliyor: "M.G.K. Başkanı Evren, 23 Ni-
san 1921'de kabul edilmiş olan l lusal Egemenlik
BayTamı'nı sadece bir çocuk bayramı sanmakta-
dır. (...) Sayın Evren ya ulusal egemenliğin önemi-
ni bUmiyordu ya da ulusal egemenliği önemsemi-
yordu. (..) Oysa kendisi ulusal egemenlik sayesin-
de yapılan seçitnlerle cumhurbaşkanlığı koltuğu-
na örurmuştur! (11 Haziran 1989)
Birkaç >ıldır Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay-
ramı uluslararası boyutlarda kutlanıyor. Pek
çok ülkenın çocuklan bu kutlamalara katılıyor.
Ama bizler bu ba> ramın gerçek anlamının to-
humlannı çocuklanmızın bilincine salmazsak.
yaşamını bu yola adamış bir Velidedeoğlu, ço-
cukluğundan başlayarak bu bilinçle yoğrulmu^
bir Soysal, bir Cebeci artık yetişmeyebilir ve on-
lann göğüsleyerek ortadan kaldırdıklan bu gibi
yanılgılar kalıa olur. dahası. bunlara başkalan
da eklenebilir...
day, konunun bu kadar önem
kazanmasının siyasal yönünün
öneminden kaynaklandığını
bildirdi. Başbakan Demirerin
"siyasi boyutu" nedeniyle.
"Kürtçe yayına sıcak bakntadı-
ğını" tahmin ettiğini sövleyen
Günday. "Ben Türkiye'nin bö-
lünmez bütünlüğüne gönülden
inanıyorum. Bütünlüğüne yöne-
lik her türlü hareketin de karşı-
sında yer alırım. Ancak bir dili
yasaklamakla, ülkenin bütünlü-
ğü güvence altına alınmaz. Kürt-
çe yayının üniter devlet yapısını
zedeleyeceğini zannetmiyorum"
dedi. '
TRT'nin İngilizce, Fransızca
yaytn yaptığını belirten Gün-
day, Kürtçe konusunun da aynı
çerçevede değerlendirihnesi ge-
rektiğini söyledi.
Prof. Dr. Anıl Çeçen de, rad-
yo televizyondan Türkçeden
başka dilde yayın yapılabilmesi •
için anayasa değişikliği yapıl-
ması gerektiğini söyledi. Çeccn,
"Ya anayasanın 3. maddesinde-
ki, 'Devletin resmi dili Türkçe-
dir' hükmü kaldırılacak ve o
zaman başka dillerde yayın yap-
mak serbest olacaktır. Ya da
yine bir anayasa değişikliği y apı-
îarak radyo ve televizyon yayı-
kalbinizin sağlığı için
atmanız gereken adımlardan biri
stresi önlemektir
şimdi de...
becelgeliyor
nında devlet tekeli kalkacak ve
özel televizyonlar, yeni yapıla-
cak yayınla ilgili hukuk düzeni
içinde Türkçeden başka dillerde
yayın yapabileceklerdir" dedi.
Ankara Üniversitesi Basın
Yayın Yüksekokulu öğretim
üyesi Prof. Dr. Korkmaz Alem-
dar, Kürtçe yayın konusunun
"Anayasa sonınu olmaktan çok,
böyle bir yayını istey ip istememe
sonınu olduğunu" söyledi. İn-
sanlara ulaşmada dilin en
önemli iletişim aracı olduğunu
vurgulayan Alemdar. "Eğer o
insanlara ulaşmak, iletişim sağ-
lamak, kendi dillerinde yayını
gerektiriyorsa, böylece ulaşıla-
cağına inaıulıyorsa, Kürtçe ya-
yın çözüm olabilir" dedi. Tür-
kiye'de Ermenice. Rumca
gazeteler çıktığına dikkat çeken
Alemdar. halka ulaşmada deği-
şik bir teknolojı kullanılması-
nın. hiçbir sakıncası olmadığını
söyledi. Televizyon yayınının,
okuma-vazma düzeyi ve kültü-
rel düzeyinin düşük olduğu
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
ınsanıyla iletişim kurmada etki-
li bir araç olabileceğinı belirtti.
Prof. Dr. Bakır Çağlar isc,
anayasanın yani sıra. bir de
Anayasa Mahkemesi kararla-
nyla kurulan bir yazısız anaya-
sa bulunduğuna dikkati çeke-
rek,»"Oanayasada bu problem
kesinlikle engellenmiştir" dedi.
Anayasa Mahkemesi kararlan-
na aöre kürtçe yayının olanaklı
olmadığını savunan Bakır Çağ-
lar. yazılı anayasa metnine göre
ise bu konuda farklı yorumlar
yapılabileceğini söyledi. Prof.
Çağlar konuyla ilgili olarak şu
açıklamada bulundu:
"Anayasayı, bir yazılı pozitif
normlar, kurallar olarak, bir de
Anayasa Mahkemesi'nin koy-
duğu yazısız kurallar olarak iki-
ye ayırmak gerekir. Birinci
anayasada tartışma konusu ya-
püabilir. Ama Anayasa Mahke-
mesi'nin bu konudaki tavrı çok
açık. Böyle bir yayın Anayasa
Mahkemesi'ne göre yani yazısız
anayasa hukukuna göre imkân-
sızdır. Anayasa farklı yorumla-
nabilir. Ama Anayasa Mahke-
mesi kararları açık." dedi.
Doç.Dr. İbrahim Kabaoğlu
da konunun anayasal açının
yani sıra ulusal üstü hukuk açı-
sından değerlendirilmesi gerek-
tiğine dikkat çekerek. anayasal
açıdan Kürtçe yayının yapılabi-
leceğini söyledi. Kürtçe yayın
konusunda anayasada açık bir
engel olmadığını belirten Ka-
baoğlu. "Anayasa acısından
olanaklı mı. olanaksız mı diye
baktığımızda -daha çok bu
doğrultuda bir tartışma görülü-
yor- açık bir engel bulunduğu-
nu öne sürmek güç. Yani ana-
yasal bir engel bulunmadığı
söylenebilir. Çünkü bu yayının
gerçekleştirilmcsi devlet dilinin
Türkçe olma özelliğini ortadan
kaldırmaz" diye konuştu.
Eğitim paketi bugün
I Baştarafi I. Sayfada
na sunulmasından yana oldu-
ğunu ifadeetti.
Milli Eğitim Bakanı Top-
tan'ın hazırladığı \e kamuo-
yundaki tartışmalann sonu-
cunda son şeklini alacak
YÖK Yasa taslağı. YÖK'ün
yetkilerinin budanarak. bir
koordinasyon ve denetleme
kuruluna dönüştürülmesini
öngörüyor. Taslak, anayasa
gercği olarak cumhurbaşkam
larafından atanan rektörler
ile dekanlann seçiminde öğre-
tim üyelerinin de devreye so-
kulmasını hedefliyor. Buna
göre. rektör ve dekan adayla-
n, üniversite ve fakülte bazın-
da öğretim görevlilerin kendi
aralanndan seçeceği öğretim
üyelennden oluşan bir kurul
tarafından belirlenecek.
YÖK yasa taslağı, her üni-
versite bazında bütün öğren-
çilerin zorunlu üye olacağı
Öğrencı Konseyleri'nin oluş-
turulmasını da öngörüyor.
Öğrencilerin seçeceği konsey
başkanı da, üniversite senato-
şunda sandalye sahibi olacak.
Öğrenci Seçme Yerleştirme
Merkezi (ÖSYM) gelirlerinin,
sosyal ve kültürel harcamalar
için üniversitelere aktanlma-
sını öngören düzenlemenin de
yer aldığı taslak, yükseköğre-
tim kurumlannda, kamu fi-
nansmanmm yani sıra öğren-
cilerin de katılımını sağlaya-
cak yeni bir mali sistem
öngörüyor. Aynca. yükse-
köğretim kurumlanna verilen
kaynaklann daha etkin kulla-
nımı için, üniversitelerde ma-
liyet muhasebesi sistemine
geçilmesi de planlanıyor.
Demirerin üniversite refor-
muyla başlatacağı eğitim tar-
tışmasını, Milli Eğitim Ba-
kanlığınca hazırlanan ilköğre-
Sendikalar
• Baştarafi I. Sayfada
Cumhuriyet Güney illeri Bü-
rosu'nun haberine göre Mer-
sın'de de Likat-İş, Kristal-lş,
Belediye-İş, Petrol-iş, Tursan-
İş ve Sağlık-İş sendikalannın
şubeleri 1 Mayıs miting başvu-
rusunda bulundular. Sendika
şubeleri yaptıklan açıklamada
"Çalışanlann önünde engel ya-
salann kalkması, işten aülma-
lara, pahalılığa, zulme ve işken-
ceye karşı olduğumuzu haykır-
mak, Nevruz'u kana bulayan-
lan protesto etmek, yargısız
infaza girişenleri lanetlemek
için alanlardayız" dediler.
Öte yandan Sosyalist Parti'-
nın Istanbul'da I Mayıs'ı Gazi-
osmanpaşa Meydanı, Ankara"-
da da Etlik Kasalar Mevkıi'nde
kutlamak üzere miting başvu-
tim ve ortaöğretime ilişkin
yeni düzenlemeleri içeren eği-
tım paketi izleyecek. önü-
müzdeki günlerde. aşamalı
olarak yürürlüğe sokulacak
eğitim paketinde, öğreünenle-
rin ekonomik ve sosyal düze-
yini iyileştiren düzenlemeler
yer alîyor. Bu düzenlemeler,
şöyle:
• Eğitim ve Öğretim Hiz-
metleri sınıfına 15 temmuz
1992'den itibaren lojman taz-
minatı ödenmesi. Kira yardı-
mının. yaşam pahahlığına
göre illerin üç ayn kategoride
sınıflanarak, 200, 400 ve 600
bin lira olarak ödenmesi plan-
lanıyor.
• Eğitim ve öğretim hiz-
metleri tazminatı oranının
yüzde 30"dan yüzde 40'a yük-
seltilmesi. Bu tazminatın ola-
ğanüstü hal kapsamına giren
illerde yüzde 10 daha fazla
ödenmesi.
• Okul ve kurumlarda gö-
revli müdür, müdür yardıma-
sı ve danışman öğretmenlere
ödenmekte olan eğitim ve öğ-
retim hizmeti tazminatının
yüzde lOarttınlması.
• Ek ders ücretlerinin kat-
sayıya bağlanması. Böylece
öğretmenlerin ayhklannda
700 bin liraya kadar varan ar-
tış sağlanması. Bu konudaki
yasal, düzenleme TBMM'de
bekliyor.
• Öğretmenlerin kademe
terfıleri gibi derece terfılerinin
de illere devredilmesi.
• Öğretmen akademileri
kurularak. öğYetmen lisesi
mezunlannın dikey geçişle sı-
navsız olarak bu akademilere
alınması.
• Öğretmenlerin sendika
hakkı için anayasada değışik-
lik yapılması yönündeki çahş-
malann başlatılması.
rulannda bulundu. Sosyalist
Parti'nin Ankara'da 1 Mayıs
bildirilerini dağjtan Hüseyin
Şakacı, Talat Hastürk, Nurten
Önuş, Hicran Erzurumlu ve
Doğan Duyar'ın gözaltma alın-
dığı bildirildi. Sosyalist Parti'-
den yapılan açıklamada gözaltı
olayı protesto edildi.
İzmir Büromuzun haberine
göre Izmir'de Belediye-lş Sen-
dikası'nın beş şubesi ile Petrol-
lş, Yql-lş. Tümtis, Deri-lş, Se-
lüloz-İş ve Hava-İş sendikalan
bugün 1 Mayıs'ı Konak Alanf-
nda kutlamak üzere miting baş-
vurusunda bulunacaklar. Sen-
dika şube yöneticileri Türk-İş,
DİSK ve Hak-İş konfederas-
yonlannın salon toplantısı yak-
laşımını eleştirerek "1 Mayıs
mücadele gününün simgesidir.
Bu simgesel günde işçiler salon-
lara kapatılamaz" dediler.