Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ltART1992SALI CUMHURÎYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11
CNnton ve marihuana
m\A (New York) - ABD seçimlerinde
bajkmlık yanşında George Bush'un
ratib BillClinton, üniversite yıllannda
biıkaç kez marihuana kullandıgını
açıkkdı. CBS felevizyonu'na bir
demeç veren Clinlon, Oxford'da
öğrercilik yıllannda birkaç kez
marihuana kullandığını, ancak hoşuna
gıtmedığını söyledi. 'İngiltere'deyken,
tnarihuanayı denetniştim, ama hiç
hoşuına gitmedi. Daha sonra da bir
daha kullanmadım" diyen Chnton,
daha önce hiç uyuşturucu kullanıp
kullanmadığı konusundakı bir soruya
"hayır" yanıtını venrişti.
Barzani Ankara'da
• AA (Ankara) -1 rak Kürdistan
Dcmokrat Partısi lideri Mesut Barzani,
Nevruz kutlamalannda Güneydoğu'da
meydana gelen olaylardan üzüntü
duyduğunu belirterek "Sorunlar şiddetle
çözülmez" dedi. Mesut Barzani, baa
Avrupa ülkelerinde hükümet
yetkılılenyle yaptığı görüşmelerden
sonra Ankara'ya geldi. Barzani,
Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin
sorulannı yanıtlarken Güneydoğu'daki
şiddet ola> lanndan duyduğu üzüntüyü
dile getirerek sorunlann şiddetle değil,
karşılıklı anlayış ve dostça ortamlarda
çözülebilcccğini söyledi.
Ortadoğu göröşmelepi
• AA (Washington) - ABD'nin tsrail ve
Arap devletlennı, Ortadoğu Banş
Konferansı çerçevesinde
gerçekleştirilen ikili görüşmelerin yeni
aşaması için 27 nisanda Washington'a
davet ettiği doğrulandı. Üst dûzey bir
ABD yetkılisi, ABD Dışişleri Bakanı
James Bakerın görüşmelere ilişjcin
davetiyeleri geçen hafta İsrail, Urdün,
Suriye, Lübnan ve işgal altındaki
topraklarda yaşayan Filistinlilere
gönderdiğini kaydetti.
Rum kesiminde haşhaş
• AA (Lefkoşa) - Rum polisinin,
Hiopetri köyü sahilinde 22 kilo haşhaş ek
geçirdiği ve olayla ilgili olarak "Husein"
adîı Lübnan bandıralı geminin kaptanı
Abdulrahman El Bitar'ı (31) tutukladığı
bildirildi. Tutuklu kaptan polise verdiği
ifadede, uyuşturucu maddenin bir balıkçı
teknesiyle Güney Kıbns'a getirildiğini
söyledi.
Bonn ile varolan krize yumuşak bir çözüm bulmaya çalışan hükümet, ABD ile ortak girişimlerde bulunacak
Ankara, Almanya'yakarşıdestek anyorSEMİH İDİz (Ankara) - Güneydoğu'daki gelişmeler üzerine Almanya
ile patlak veren kriz devam ederken Türkiye konuya ilişkin çok yönlü
girişimlerini sürdürüyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi Öz-
dem Sanberk dün ABD Büyükelçisi Richard Barkley ile görüştü.
Sanberk ile Barkley arasında yapılan bu Büyükelçi Sanberk'in yann vereceği bir
görüşme sonrasında Ankara ile V/ashing- ""' *--
J
-
J
- *
T
>-------'-•-<---:- --
ton'un konu ile ilgılı olarak önümüzdeki
günlerde ortak girişımleri olacağını belir-
ten Dışişleri yetkilileri, buna karşın şu anda
aynnlıya girmediler.
Büyükelçi Sanberk dün aynca Avrupa
Topluluğu içinde "Troyka' diye bilinen ül-
kelerin büy ükelçileri ile de bir araya geldi.
Troyka. şu anda topluluğun şimdiki dö-
nem başkanı Portekiz, bir önceki dönem
başkanı Hollanda ve bir sonraki dönem
başkanı Ingiltere'den oluşuyor. Troyka'
nın böyle bir dönemde bu üç ülkeden oluş-
ması ise Ankara açısından bir avantaj ola-
rak görülüyor.
öğle yemeğınde de AT büyükelçilerinin tü-
müyle bir araya gelip kendilerine Güney-
doğu'daki gelişmelerle ilgili aynntılı bilgi-
ler vereceği belirtılıyor. Sanberk'in bu
cerçevede 7 nisanda AT'den çıkabileceği
bildirilen karan yumuşatmaya çalışacağı
kaydediliyor. Aynı şekilde EFTA büyükeî-
çilenyle de bir araya gelineceği ifade edili-
yor.
Türkiye'nin bu görüşmelerde savunaca-
ğı temel tezi özetleyen yetkililer, şu görüşle-
reyervcriyorlar:
"Nevruz ile ilgili olarak beklenen geliş-
meiere rağmen Güneydoğu genelindeki
halkın, PKK'nın ayaklanma çağnlanna
fazla itibar etmediği ortaya çıkü. Yerli ve
yabancı basm ve yayın kuruluşlannın geniş
biçimde sunduklan olaylar, aslında bölge-
nin genel nüfusu çerçevesinde küçük çaplı
sayılabilir. Bu da PKK için fıili bir darbey-
di. Ancak Almanya'nın bu şekilde ortaya
çıkması, PKK'nın yelkenine taze rüzgâr
getirdi."
Dışişleri yetkilileri, diplomasi açısından
gereken girişimlerin yapılacağını belirtir-
lerken bunlann yine de 'anlamJı' kılınabil-
mesi için, hükümetin özellikle koalisyon
protokolünde vaat ettiği insan haklan pa-
ketinin hızla devreye sokulmasının önemi-
ni de hissettiriyor.
Geçen hafta Ankara'da bulunan Tür-
kiye'nin Bonn Büyükelçisi OnurÖymen'in
görevinin başına döndüğünü de hatırlatan
yetkililer, "Büyükelçinin yapacağı hasar
tespitinden sonra Almanya ile şu anda ü-
kanmış bulunan komüniİcasyon kanallan-
nı açmaya çalışacağız" diye konuştular.
Öte yandan Almanya'nın AT ve AGIK'i
de Türkiye aleyhinde seferber etmeye çalış-
tığına işaret eden yetkililer, Türkiye'nin de
bu konu ile ilgili olarak sadece Almanya'yı
muhatap almak yerine diplomatik girişim-
lerini çok yönlü olarak gerçekleşüreceğini
kaydediyorlar. Bu önümüzdeki dönemde
de yoğun bir şekilde sürdürülecek olan bu
gjrişimlenn sadece Avrupa nezdinde değil,
daha geniş bir ülkeler grubu nezdinde ger-
çekleştirileceğini ifade ediyorlar.
JUmuya'duMdNtiltr
Bu arada Türkiye'nin Almanya'dan te-
mel beklenüsi değişmiş değil. Almanya'nın
"PKK'yı yasaklarsam yeraltına gider"
şeklinde ifadesini bulan argümanını huku-
ken yanlış bulan Ankara, Bonn'un PKK'yı
"net ve anlaşılır biçimde kınamasını" isti-
yor.
Almanya'nın Kürtlere self-determinas-
yon istemesinin aslında esas mesele oldu-
ğunu ifade eden yetkililer, buna rağmen
Almanya'nın Türkiye'yi parçalamak iste-
diğine inanmadıklannı da belirtiyorlar.
Bonn'un "'self-determinasyon" argümanı-
nın altına Almanya'da yaşayan ve etkin bir
lobi oluşturan Kürtlerden, Almanya'nın
birleşmeden sonra süper güç olmaya so-
yunmasına kadar uzanan geniş yelpazeyi
kapsayan açıklamalar getiriyorlar.
öte yandan bir ilginç yorum da Cum-
hurbaşkanı Özal'ın Körfez knzd sırasında
Almanya'yı 'güvenilmez müttefik' olarak
ilan etmesiyle ilgili olarak getınliyor. Buna
yoruma göre Özal'ın bu sözleri o anda bir-
leşmenin kritik bir aşamasında olan Al-
manya'yı dış dünyaya karşı zor durumda
bırakmış ve özellikle Dışişleri Bakanı
Genscher'in Türkiye'ye zaten var olan an-
üpatisini arttırmış.
Bonn'un önerisi, AT toplantısında görüşülecek
Kınama olasdığı arttıSABETAY VAROL (Brüksel) - Almanya'nın, Güneydoğu'daki olaylar
nedeniyle Türkiye'nin kınanması için AT ülkelerine götürdüğü ta-
lep, yann Lizbon'da yapılacak dışişleri bakanlan müsteşarlan
toplantısının gündemine alındı.
Hindistan ile Pakistan arasında gerginlik yaratan Keşmir sonınu canlılığıaı konıyor. Hint yönetiminin, Keşmir ve çevresinde
toplu >ürü>üş ve gösteri yapılmasını yasakiayan son karan kentte yaşayanlarca protesto edildi. Kcntin ana alanında toplanan
yüzlerce Kesmirli, yönetimin karannı kınayan sioganlar attüar. Göstericilcr, Keşmir halkını Hindistan'dan ayrılma vanlılannca
düzenlenecek ikinci sınırı delme girişimini desteklemeye çağrdılar. Anımsanacağı gibi Hindistan-Pakistan sınırını geçerek Pakis-
tan'a girmeye yönelik ilk girişim, Hintli gmenlik güçlerince kanlı biçimde önknmişti. (Fotoğraf: AP)
AT üyesi ülkelerin Türkiye'deki büyü-
kelçilerinden beklenen raporlann bir bö-
lumtt henüz ilgili başkentlere ulaşmadı.
Alman hükümetinin. hafta sonu ve dün
diğer ortaklar üzerinde ağırhğım hisset-
tirmeye devam ettiği gözlendi.
Alman önerisine en ciddi muhalefetin,
çıkacak bildirinin Bask ve Kuzey İrlan-
da'daki' terörizm sorunlannda emsal
oluşturabileceği kaygısı yüzünden Ingil-
tere ve Ispanya'dan geldiği ifade edildi.
Topluluk çevrelerine yakın ve adının açık-
lanmasını istemeyen bir kaynak, çar-
şamba günü Lizbon'da uzlaşma sağlan-
masının Londra ile Madrid'in bu sıkıntı-
lanna cevap veren bir ara formül bulun-
ması ile mümkün olacağını bildırdi.
Avrupa P'arlamentosu eski Başkanı İs-
panyol Sosyalist Enrique Baron Crespo,
Almanya'nın AT nezdinde yaptığı Tür-
kiye'yi kınama girişimininin muüaka so-
nuçlandınlmasını isteyerek, "PKK terö-
rizmine Avrupa Parlamentosu olarak
başından beri karşı çıktık. Ancak bu ge-
rekçeyle Türkiye'nin sivil halka baskı uy-
gulaması mazur gösterilemez" diye ko-
nustu.
Öte yandan, Belçika'da hükümet koa-
lısyonunun en büyük ort^ğı olan Flaman
Hınsuyan Demokratlan bir açıklama
yaparak, Belçika'nın Türkiye'ye yaplığı
silah satışına son vermesini istedi. Hol-
landa'nın ise Türkiye'yi kınamaya eskisi
kadar karşı olmadığı vurgulandı.
Geçen yılın sonunda yapılan Maast-
richt doruğunda, AT ülkelerinin ortak
dış politika saptaması öngörülmekle bir-
likte, bu konuda birlik anlaşmasına geti-
nlen yeni hükümler henüz yüriirlüğe gir-
medi. Bu nedenle, topluluk, 'politik' Işbir-
liği' adı verilen ve olanaklan son derece
kısıtlı eski bir ortak dış politika mekaniz-
masına göre hareket ediyor. Buna göre,
uluslararası siyaseti ilgilendiren bir ko-
nuda, ortak tutum belirlenmesi için tüm
ülkelerin olumlu görüş btldirmesi gereki-
yor.
Geçen perşembe günü diğer AT baş-
kentlerine başvuran Bonn, Türkiye'nin
kınaması için 'politik işbirliğf sürecini
harekete geçirmiş, ancak ilk anda bazı
başka ülkelerin muhalefetiyle karşı-
laşmıştı.
Buna karşıhk, Türkiye'yle ilişkilerin-
den ziyade kendi özel durumlannı dikka-
te alan ve kınama bildirisinin emsal teşkil
edeceğinden kaygılanan İngiltere ve
Ispanya dırençlerini düne kadar sürdür-
dü. Hatırlanacağı gibi, iç terörizmlerin-
den dolayı Ispanya ve İngiltere, Yugos-
lavya konusunda da Almanya ile karşı
karşıya gelmişler, ancak Almanya so-
ı'ıunda istediklenni bu ülkelere kabul et-
tirmişti. Bakanlık müsteşarlanndan olu-
şan siyasi komıtenin Lizbon'da çarşam-
ba günü yapacağı toplantısında ko-
nunun resmen gündeme alınması, Al-
manya'nın ATden ortak kınama bildiri-
sî çıkarma niyetinden vazgeçmediğini
ortaya koydu. Ancak dönem başkanı
Portekiz'in Ankara nezdindeki büyük el-
çisinin dışiskrine giderek sözlü bir kınama
mesajı vermesi veya hiçbir karar alınma-
ması gibi olasılıklar geçerliliğini konıyor.
Hitier rejimi benzetmesi Almanya'yı en zayıf noktasından vurdu
Türkiye BM'ye de şikâyetedilecek
DtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berlin) • tktidardaki muhafazakâr Hıristiyan
Demokrat Parti (CDU) milletvekili Herbert Scharrenbroich, Tür-
kiye'nin Birleşmiş Milletler'e (BM) şikâyet edilmesini istedi. Mu-
halefetteki Sosyal Demokrat Parti (SDP) ise, "Türkiye'nin sivil
Kürtlere karşı giriştiği operasyonlanrun" bu hafta meclisin özel
bir oturumunda ele alınmasını istiyor.
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın "Hit- kasım ayında "yardımı durdurma** kara-
ler rejimi" benzetmesi, Almanya'yı
İstanbul İçin
Somut Bir Adım
İstanbul Dergisi, İstanbul
ve Istanbullu için
Istanbul'un ve Istanbul'da
yaşamanın güzelliğine sahip
çıkmak ve bunu bilinçli bir
tutum kıbnak için
yayuılanıyor.
İstanbul Dergisi bu
ciddiyetin bilinciyle çıkıyor.
Derginin Yazı Kurulu;
Prof. Filiz Ali, Prof. Dr.
Metin And, Doç. Dr. Tülay
Artan, Prof. Dr. Afîfe Batur,
Cengiz Bektaş, Prof. Dr.
Mustafa Cezar, Prof. Dr.
Kriton Curi, Prof. Dr. Sencer
Divitçioğlu, Atilla Dorsay, Prof
Dr. Semavi Eyice, Prof. Dr.
Mehmet (îenç, Çelik Gülersoy,
Prof. Dr. Halil înalcık, Prof.
Dr. Haydar Kazgan, Prof Dr.
Mübeccel Kıray, Orhan
Koloğlu, Doç. Dr. Sema Köksal,
Prof. Dr. Dogan Kuban,
BMneiSayuun
Yazarlan
Adalet Agaoğiu
Bılgı Attınok
Metın And
Celal Başlangıç
Cengiz Bektaş
Murat Belge
Umur Coşkun
Edhem Eldem
Nazlı Eray
Yurdagüt Erkoca
Semavi Eyıce
Alan Duben
Çelık Gülersoy
Serpıl Gündüz
Cahıt Kayra
Şükran Ketenc:
Mübeccel Kıray
Orhan Kologiu
Sema Köksal
Doğan Kuban
Pınar Kür
llber Ortaylı
Femunde özbay
Füsun özbılgen
Levent Poyrazoglu
Samıh Rıfat
Latıfe Tekin
Zafer Toprak
Mete Tunçay
Birinci Sayının
Sanatçılan
Latıf Demırcı
Abıdın Dino
Mengu Ertel
Seiahattın Gız
Ara Guler
Ismaıl Gulgeç
Tan Oral
Semıh Poroy
Turhan Selçuk
en
zayıf noktasından vurdu ve büyük tepki-
lere yol açû. Başbakan Helmut Kohî'un
partisi CDU'nun milletvekili Scharrenb-
roich "Türkiye'nin Almanya'yı Nazi reji-
mine benzetmesi, Kürtlerle ilgili yapılan
en kötü tahminlerin haklı olduğunu
gösteriyor" dedi.
"Tank skandajı"nın gizli tutanaklan
ortaya çıktıkça, Bonn'un Türkiye politi-
kasındaki büyük çelişkiler de gözler önü-
ne seriliyor. Tutanaklara göre, Alman Dı-
şişleri Bakanlığı, bütçe komisyonunu
n almadan önce uyardı ve "Türkiye'ye
askeri yardımın askıya alınması Anka-
ra'ya karşı çok yanlış bir sinyal verecek-
tir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Siyasi Işler MUdürü
Dieter Chrobog'un da savunma bakanlı-
ğına yolladığı mesajda "yardım durduru-
lursa Türk-Alman ilişkileri bundan zarar
görecektir" dediği ortaya çıkü. Bütçe ko-
misyonu ise yardımı askıya alma karan-
na gerekçe olarak "Kürt azınlığa yapılan
baskılan" göstermişti.
Alman Dışişleri Bakanlığı'nın beş ay
içinde yüz seksen derece dönerek Tûr-
kiye'de koşullar değişmediği, hatta iç
banş aleyhinde sertleşüğı bir dönemde
tam ters bir tavra gırmesi siyasi gözlemci-
ler tarafından "kaba diplomasi örneği"
olarak nitelendi.
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın deme-
ci köşe yazarlannın sütunlannda şiddetk
kınanırken, "Hitier ve Nazi dönemi"
benzetmeleri Almanya'da en üst siyasi
düzeyden sokaktaki adama kadar büyük
rahatsızlık yaratu.
Dışişleri bakanı Hans-Dietrich Gensc-
her'in Türkiye ziyaretini iptal ettiği yo-
lundaki haberlerin yanlış olduğu, ba-
kanlık müsteşan Jürgen Chroborg ta-
rafından yinelendi. Chroborg, ziyaretin
"Henüz bir tarih saçtanamadığîndan erte-
lenmesi söz konusu değildir" şeklindeki
açıklamanın basın organlannca yanlış
değerlendınldiğini belirtti.
Burhan Oğuz, Prof. Dr. Über
Ortaylı, Dr. Nazan Ölçer, Prof.
Dr. Ferhunde Özbay, Prof. Dr.
Jale Parla, Prof. Dr. Metin
Sözen, Prof. Dr. Mete Tapan,
Doç. Dr. Mete Tunçay, Prof.
Dr. Erol Tümertekin ve Prof.
Dr. Stefanos Yerasimos'dan
oluşuyor.
Yayın Kurulu'nda ise;
Doç. Dr. Murat Belge, Uğur
Büke, Doç. Dr. Edhem Eldem,
Cahit Kayra, Prof. Dr. Zafer
Toprak, Hilmi Yavuz ve Yayın
Yönetmeni olarak Zeynep Avcı
yeralıyor. Derginin Yayın
Koordinatörlüğünü Orhan
Silier üstleniyor.
îstanbul Dergisi'nin sahibi.
Türkiye
Tarih
Kurumu
adına Prof.
Dr. Ühan
Tekeli.
Leninist Kürt devletirıi kinı istiyor?
TARİH VAKFI
Dr. Gûlru Necipoğlu, Dr. Nevra Necipoğlu, Bilgi için: 243 3127 - 264 66 90
İLK SAYI NİSANDA BAYİLERDE
BRÜKSEL - İcışlen Bakanı Ismet Sez-
gin, Baulı devletlerin Türkiye'yi bölmek
ve zayıf düşürmek amaayla PKK'ya des-
tek verdiklerini, bununla asıl hedefledik-
leri şeyin Güneydoğu'da 'Marksist Leni-
nist' bir devlet kurmak olduğunu Cum-
huriyet'le yaptığı bir söyleşide dile getir-
di...
Bu konuşmasında 'Batılı devletler' ge-
nellemesıyle yetinen Bakan, ülke adı
açıklamadı. Ama daha sonra ortaya çıkü
ki, Türkiye topraklan üzerinde 'Mark-
sist Leninist Kürt devleü' kurmak isteyen
ülkelerin başında, Almanya geliyormuş.
'Azınlık haklan' için AGIK'e başvuran
Avusturya da son anda kendini ele verdi.
Alman spyundan gelme bu iki ülke, as-
len bir 'Hint Avrupa' kavmi olan Kürt-
ler'in 'ırk temeline dayalı' milliyetçiliği-
nin romanuzmine mi kendilerini
kapürdılar? Yoksa Kohl ve Genscher,
Alman asıllı Karl Marx ve Engels'in ku-
rucusu olduklan Komünist Enternasyo-
nal'in cocukluk hastalığına mı yaka-
landılar?
ABD hükümeti son günlerde Türkiye'-
yi destekleyen bir tutum aldı. Ama yakın
geçmişte, p da, 'mide bulandıran' bir dizi
faaliyet göstermişti. Amerikalılann, bir-
kaç hafta öncesine kadar, Marksist Leni-
nist bir devlet kurma niyeti içinde olduk-
lan, son kanlı olaylarla birlıkte gerçeği
görüp akıllandıklan düşünülebiür ya da
nihai hedeflerini gizlemek için Marksist
Leninist devlete karşı çıkıyormuş gibi gö-
rünmek istiyor olabilirler. En iyisi, CIA
eski Başkanı George Bush'un, McCarhty
Komisyonu'nda dosyası olup olmadığı-
na bakmak.
Kürt lobilerinin cirit attığı, 'Kürdistan
Komiteleri'nin, 'Kürt Enstitüleri'nin pıt-
BRÜKSEL
SABETAY
VAROL
rak gibi bittiği Fransa, İngiltere, Isveç,
Danimarka gibi dost ve müttefiklerimiz,
son olayda nispeten sessiz duruyorlar.
Ama Fransa'da yöresel seçimler yeni
bitti, önümüzdeki günlerde Mitterrand'-
ın Türkiye gezisi başlayacak. Aynca
Fransızlar Türkiye'ye mal satmaya
calışıyorlar. Avrupa'da son zamanlarda
kol gezen 'nüfuz alanlannı paylaşma' sa-
vaşımı, Paris'in, Marksist Leninist devlet
kurma konusundaki dayanılmaz şehevi
arzulannı bir süre için frenlemesine ne-
den oluyor. Ancak her an, onun da nefsi-
ne hâkim olamayıp 1848 ihtilal barikat-
lanna .geri dönmesi beklenebilir.
İngiltere'de ise Başbakan John Major
tekrar seçılme derdinde. Gercekte İngiliz
Dışişleri Bakanlığı, Marksist Leninist
Kürt militanlan tarafından, üpkı grav-
yer peyniri gibi içinden kemirilip delik
deşik edilmiş durumda. Hiç kuşkunuz ol-
masın kı, ufak tefek seçimsel engeller ber-
taraf edilir edilmez, onlar da öbür ülke-
lerde Marksist Leninist devlet kuruluşu-
nu teşvik etme ahşkanlıklanna hızla geri
döneceklerdir. Her türden, casus Lau-
rence kompleksine de yenik düşmeleri
kimseyi şaşırtmamahdır.
Kısacası, uzak yakın ne kadar dost
sandığımız, komşu diye bağnmıza
bastığunız ülke varsa, hepsi tek bir hedef-
te birleşiyor: Güneydoğu'da Marksist
Leninist Kürt devleü kurmak.
Şaka bir yana, Saym Bakan'ın, Güney-
doğu'daki olaylann temeünde yatan ne-
denlerle ilgili bu analizini, denn bir samj-
mıyetle yapüğına hiç kuşku yoktur. Çün-
kü. ne yazik ki günümüzde bu sözlerin en
ufak bir propaganda değeri kalmamış-
ür... Ama asıl kötü clanı da budur.
Bir başbakanın, bir içişleri bakanının,
'psikolojik harp' kapsamında, kendisini
gerçekten de Marksist Leninist ilan eden
PKK. gibi bir örgütü, yabancı ülkeler
tarafından beslenip üzerimize salınan,
salt dış kaynakh bir örgüt gibi tanıtmak
istemesi çok kolay anlaşılır bir tavırdır.
Nitekim, birçok başka ülkenin iç güven-
likten sorumlu yetkilileri de benzer du-
rumlarda benzer suçlamalar (Batıhlann
Marksist Leninist devlet kurmak isteme-
leri hariç) yapmaktan kaçınmamışlardır.
O halde, kımine göre "örtülü', kimine
göre 'açık' savaş halinde olduğunuz bir
örgütün, bu arada genel olarak teroriz-
min, gerçek mantıksal mekaniklerini ve
ilişkilerini bizzat kendiniz kavramakta
büyük güçlük çekiyorsunuz demektır.
Düşmanın ilişkileri hakkında derin
yanılgı içindesiniz. Duygusalhğınız
akılalığınıza ağır basıyor, bu duygu-
sallığınız yüzünden, aslında istemediği-
niz yör.tem olan 'zor kullanma' dışında,
bu savaşı akıla ve bilimsel yollardan ka-
zanma şansınız azdır.
Almanya, İngiltere, Fransa ve hatta
ABD'nin Marksist Leninist devlet kur-
ma girişimi içinde olduklan tarihte gö-
rülmüş müdür? Lütfen tek bir başka ör-
nek verin ve bu ülkelerin akıüannı peynir
ekmekle yiyip yemediklerini söyleyin.