15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şırketi adına Bcrin Nsdi % Murahhas Uye: EmİM Uşaklıgil # Yazı lşleri Müduru: Okay Göaeosin % Yazı lşleri Mudur Yardımeıları: Salim Alpaslu, Kerem Çalış- km», Necdet Dogu, Lütfn Tısç 0 Sayfa Düzenı Yönetmenı: Ali Acar 0 Ankara T'm'nlcısı: Ahmet T»n tç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi: Mcral Taraer, Kültür: Mürşil Balabanlılar, tstanbul Haberleri: Muhittin Sirer, Spor: Abdülkadir Yöcelman, Makaleler: Şahin Alpay, Duzeltme: Abdallah Yancı 0 Koordınatör: Ahmet Korulsan 0 Mali tşler: Erol Erkut 0 Mıihasebe: Bıilent Yener 0 Butçe- Planlama: Scvgi Osmanbeşeogln 0 Reklam: Ayşe Torun 0 ldare: Huseyin Giırer # Işletme: Ömdcr Çelik • Bügi-tşlem: Nail tnal • Personel: Sevgi Bostancıoglo Basan ve Yaymı: Cıunhurijrt Mubucılılı vt GajMcalik T.A.Ş. TUrkocatı Cad. 39/4 f t 34334 Ut PK. 246 tsunbul. Ttl 512 05 05 (20 hal), Tdaı 22246, Fu' (1) 526 60 72 0 Bamlar Ajdun: Zıya Gökalp Blv Inkılıp S No: 19/4, T(*433 11 41-47. TeloL 42344, Fax (4) 133 05 65 0 Umir. H. Zıyı Blv. 1352 S. 2/3, Td: 13 12 30, TUn. 52359. Fu: (51) 19 53 60 # 1 J ıım InOno Cad. 119 S. No: 1 Kal 1, TcJ 19 37 52 (4 hau. Td« 62155. Fu (71) 19 25 78 TAKVtM:14MART1992 Imsak: 4.47 Güneş: 6 11 Öğle: 12.18 İkindi: 15.37 Akşam: 18.15 Yatsı: 19.35 HpBajTanıı'sağhksız'kutlanıjDr Bülent Jtikmener Haber Odülü • ANKA (İstanbul) - Gazeteci Bülent Dikmener'in aJiısını yaşatmak ve Türk gazeteciliğine olan katkılannı manevi yönder. sürdürmek amacıyla konulan "Bülent Dikmener Haber Odülü" yanşması bu yıl da sürdürülüyor. Bülent Dikmener Haber ödülü'ne aday olacak haberlerin 1 Nisan 1991 ile 31 Mart 1992 tarihleri arasında günlük gazeteler ya da sürekli yayınlardan birinde yayımlanmış olması gerekiyor. Odüle aday olmak isteyenlerin süreli yayınlann 10 Nisan 1992 gününe kadar gönderilmesi gerekirken, seçici kurulun değerlendirmesi sonunda "haber ödülü"nü kazanan gazeteciye 1 milyon lira para ödîllü ve bir plaket verilecek. Aynca seçici kurul, "Jüri özel ödülü" ve "Genç Gazetecileri özendirme ödülü" verecek- İstanbul'daki Sıvaslılar • UBA (Istanbul/Sıvas) - tstanbul'u Sıvaslıların işgal ettiği ve kentte yaşayan her yedi kişiden birinin Sıvas kökenli olduğu belirlendi. Devlet tstatistik Enstitüsü, Eylül 1991 Türkiye Ekonomisi tstatistik ve Yorumlar kitabından edindiği bilgiye göre tstanbul'da en fazla hemşeri barındıran il 1 milyonu aşan nüfusuyla Sıvas oldu. 1980*1! yıllarda başlayan ve giderek yoğunlaşan göç nedeniyle Sıvas'tan İstanbul'a bir milyondan fazla Sıvaslı geldi. Sıvashlann tstanbul'un ekonomik hayatına uyum sağladığı da belirlendi. Hâlâ Sıvas köylerinde 1960*lı ylllann başında oldugu gibi tstanbul için, "Taşı toprağı altın" sözünü inanıhyor. Bu nedenle de Sıvas'tan göç devam ediyor. öte yandan Sıvas'tan yıllar önce İstanbul'a yerleşen Sıvashlann bahkçılık, kahvehane, işportacılık, simitçilik, çöpçülük gibi mesleklerde çalıştığı, burada iş âlemi ile yerel yönetimlerde de etkili oldugu belirlendi. ip toplama rllvyll • AA (Istanbul) - Sarıyer Belediye Başkanı Ihsan Yalçın, çöp toplama hizmetini özel sektöre ihale ettiklerini bildirdi. Başkan Yalçın, çöp toplama hizmetinin belediyeye ayda 700 milyon liraya mal olduğuna dikkati çekerek bu hizmeti ucuza karşılamak amacıyla özel sektöre devrettiklerini kaydetti. Yalçın, "Yarmdan itibaren devreye girecek çöp toplama şirketi, 20 mahallenin çöpünü ayda 350 milyon liraya toplayacak. Belediye, çöp kamyonlan konusunda şirkete yardımcı olacak. Diğer hizmetlerin hepsini bu şirket karştlayacak" dedi. Başkan Yalçın, Sanyer Belediyesi'nde toplanan günlük çöp miktanrun 354 ton olduğunu belirtti. Suser işçileri • AA (Istanbul) - Suser'de çalışan bir grup işçi, üyesi bulunduklan Tes- Iş Sendikası'nın 4 no'lu şubesinin kendileriyle ilgiü bir karannın iptali ve şubenin pazar günü yapılacak genel kurul toplantısının ertelenmesi için mahkemeye başvurdu. îstanbul 4 fş Mahkemesi'ne başvuran işçiler, 4 no'lu şubeye üye olduklarını ve şubenin 15 mart 1992 pazar günü yapılacak genel kurulunda oy kullanmamalan için 2 no'lu şubeye aktanldıklarını belirttiler. Rusça kursları • CUMHURİYET (Samsun) - Ondokuz Mayıs Üniversitesi, halka açık Rusça ve Ingilizce kurslan başlatıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sağlam, 20 nisan tarihinde başlatılacak lisan kurslanna eğitim ve yaş düzeyine bakılmaksızın herkesin katılabileceğuıi söyledi. 20 mart-18 nisan tarihleri arasında Eğitim Fakültesinde yapılacak önkayıtlar sonrası sımflar ve gnıplar belirlenecek. Kurslar için ayhk 200 bin lira Ucret alınacak. Özel okul sınavlan • CUMHURTYET (Istanbul) - özel okullar için müracaat süresi 18 mart çarşamba gününe kadar uzatıldı. Çok sayıda öğrenci velisinin başvuru evrağını hazırlamakta güçlük çektikleri için lstanbul İl Sınav Yürütme Kurulu'na başvurusu üzerine alınan bu karar, İl Sınav Yürütme Kurulu Başkanı Fahamettin Akgüç tarafından bir basm bülteni ile duyuruldu. Haber Merkezi - 1827 yılında ilk modern tıp okulu "Tıbhane-î Cerrahiyeyi Amirane"nin açıldığı gün olan 14 mart, bir kez daha Tıp Bayramı olarak kut- lanıyor. Ancak ülkede süregiden ve yıllardır çözüle- meyen sağlık sorunları nedeniyle hafta, bu yıl da he- kimler ve sağhk yetkililerinin, "Ülke sağlıksızlığının" envanterini çıkardıkları bir platforma dönüşüyor. Sağlık tedavi ücretini ödeyemediği için ölmeye mahkûm kadınlar, çocuklar; asan- sörler bozulduğu için sırtlarda taşınan kı- rık çıkıkh hastalar; 5 antibiyotiğin asgari ücreti aştığı reçeteler; gece gündüz, tatil bayram demeden çalışmalarına karşın al- dıkları düşük ücretler nedeniyle yüksek enflasyon karşısında ezilen hekimler, hem- şireler, sağlık memurları... Tıp Bayramı, diğer bir deyişle 14 Mart'- ta başlayan Sağlık Haftası, Ulkemiz için bu yıl da bir bayram olmaktan çok uzak. Has- tanelerde sağlık personelı yorgun ve sus- kun; meslek odaları, üniversite ve hasta- nelerce düzenlenen tüm toplantılar, yeni koalisyon hükümetinin gündemine büyük faturalara karşılık gelen önerilerle sonuç- lanmakta, yoksul kesimin sevinçle karşı- ladığı "yeşil kart" uygulaması ise hekim- lerin kaygı ve sıkıntılarını hafıfletmek bir yana, daha da arttırmakta. Tıp Bayramı'n- da bilim adamlan, ısrarla yeşil kart uy- gulamasının sağlık sorunlanna çözüm ge- tirmeyeceğini savunuyorlar. Denizli Tabip Odası'nca düzenlenen "Ulusal Sağlık Politikası" konulu panel- de konuşan 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyesı Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu, dev- letin sağlık hizmetlerinde üzerine düsen gö- revi yerine getirmediğini belirtiyor ve "Bu açıdan yoksul insanlara dağıtılacak kart çözüm değildir. Sadece tıkanma noktası- na gelen sağlık sistemi için geçici bir önlemdir" diyor. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürhan Fişek de, genel sağlık sigor- tası tasansını hazırlayan Sağhk Bakanhğı yetkililerine seslenerek "Artık erkekçe bu olayı kabul edin. 1961 yılından bu yana budamaya devam ettiğimiz sosyal sağlık sistemini ilk şekbyle uygulamaya geçirin. Sağlık personeli eziyetten ancak böyle kur- tulur. Unutmayın ki, günlük politikalarla sağlık sorunlan çözülmez" diye konuşu- yor. Bu arada meslek odaları, üniversite ve hastanelerdeki sağlıkçılar hafta ortasında başlattıkları toplantı, sergi ve törenlerini gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Istanbul'da SSK Okmeydanı Hastane- si'nde, Istanbu! Büyükşehir Belediyesi Baş- kanı Nurettin Sözen, II Sağlık Bölge ve SSK Bölge Müdürlüğü yetkililer ile Tabip Odası temsilcilerinin yanısıra 200 dokto- run katıhmıyla başlayan kutlamaları ser- giler, müzik dinletileri ve yine toplantılar izliyor. Ülkemizde her yıl 0-5 yaş arasmdaki bin çocuktan 78'i çeşitli nedenlerle ölüyor Sağlıkta Türkiye, Afrîka ülkeleriyle yarışıyorHÜRRÎYET LTMAZ (İstanbul) - Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ra- porlanna göre Türkiye, bütçeden sağlığa ayırdığı pay ile AT ülkele- rinin standartlanna ulaşmak şöy- le dursun Dominik Cumhuriye- ti ve Uganda, Zambiya, Zimbab- we gibi Afrika ülkelerinin bile gerisinde. Buna bağh olarak anne ve bebek ölümleri ile aşılanma oranlan açısmdan da yine birçok Afrika ülkesiyle yanşır durumda. Bu arada 'yeşil kart' uygulaması, sağlık güvencesi olrnayan 25 milyon kişiye ücret- sİ2 sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyor. Ül- kedeki SSK ve devlet hastaneleri, "güven- ce altına abnmış' kişilere bile nitelıkli hizmet vermekten aciz durumda. Sabah saat 04.00-05.OO'lerde poliklinik kapılannda yığılmaya başlayan hastalara muayene edilmeden yazılan reçeteler. doktor açığını kapatabilmek için günde 100-150 hastaya bakmak yetmiyormuş gi- bi ayda en az 5-10 gece nöbete kalmak zorunda olan doktorlar, 3-5 meslektaşının işini tek başma yapmaya çalışan sağlık personeli ve hemşireler. kan, serum, ilaç. alet, cihaz yetersizliği nedeniyle hastalan- nın ölümüne tanık olan doktorlar, yanlış sağlık politikalan nedeniyle dispanserler atıllaştınlırken her sokağın başında man- tar gibi bitiveren özel sağhk merkezleri ve poliklinikler, ücretini ödeyemediği için re- hin tutulan insanlar. asgari ücreti aşan re- çeteler, kısacası hastalarda ve sağlık hiz- meti sunanlarda yıllardır bitip tükenmek bilmeyen yakınmalar, hoşnutsuzluklar... İflas noktası Hekimlere göre her gelen hükümetin sağlığın öneminden dem vurduğu Tür- kiye'de, finansman sorunu ve kamu kuru- luşlannın yıllardır kötü yönetilmeleri ve ellerindeki imkânlan iyi kullanamamalan nedeniyle sağlıkta gelinen yer, tam bir iflas noktası. Hekimler. "'Bütçeden sağlığa ay- nlan pay yüzde 13'lere çıkanlmadıkca sağlık sisteminin herhangi bir yöntemle düzeltilmesi mümkün değildir" diyorlar. Ve sağlığa aynlan o son derece yetersiz pa- ym da bugüne kadar amacı dışında kulla- nıldığını ekliyorlar. WHO, bir ülkenin sağlığa verdiği önem ve hizmet kalitesini değerlendirirken GSMH'den sağlığa aynlan payı esas alı- yor. Örgüt. asgari bir hizmet verilebilmesi içinse bu oranın en az yüzde 5 olması ge- rektiğini vurguluyor. Buna göre Japonya, ABD ve Avrupa ülkelerinde yüzde 40'lan aşan, ama yüksek enflasyon karşısında sü- rekli gerileyen refah düzeyine bağlı olarak Türkiye'nin, ülkemizde yüzde 3.5'lerde sa- yan GSMH'den sağlık harcamalanna a>- nlan payı en az 3 kat arttırmayı başanması gerekıyor. Bu mümkün değilse en azından bütçeden sağlığa ayırdığı payı bu oranda yükseitmesi gerekiyor. Yetersiz Dütçe Ancak istatistiklere bakıldığında Tür- kiye'nin bu payı arttırmak şöyle dursun. yeni koalisyon hükümetine kadar sürekli düşürdüğü, üstelik o yetersiz bütçeyi de amacı dışında kullandığı görülüyor. 1988 yılı verilerine göre de yüzde 2.73'lük bütçe payı ile bütçesinin yüzde 12'sini sağlığa ayıran Dominik Cumhuriyeti'nin, yüzde 10'unu ayıran Papua Yeni Gine'nin. yüz- de 8'ini ayıran Zimbabvve'nin, yüzde 5'ini ayıran Zambiya'nın gerisinde sayıyor. Meclis'te bütçe görüşmeleri sırasında Baş- bakan Demirel'in ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı üganda başbakanına Türkiye'de topl am 25 tıp fakültesi bulunuyor. \*e bu fakülteler her yıljaklaşık alrı bin yeni mezıın >eriyor. Bunlardan ancak > üzde sekizi uzmanlık smavını kazanabiliyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYUZ) YETERSİZ SAĞLIK HİZMETİ Ülkemizde sağlık hizmeti açısmdan bölgelerarasındaki uçurum giderek büyüyor. Kişi başınadüşen sağhk personeli yönünden Ankara, Kastamonu gibi illerin bulunduğu sağlık bölgeleri; Muş. Van. Hakkâri gibi illerden 3 kat fazla kapasiteyle çalışıyor. Sağlık hizrnetinin son derece yetersiz olduğu bu illere "kalkınmada öncelik" veriliyor, ama bu uygulamada işlemiyor. İstatistikler, kalkınmada öncelik verilen bu illere yeterli sayıda ebe bile verilemediğini gösteriyor. Bu bölgelerde kişi başma düşen ebe sayısı Batı illerine göre en az dört kat daha geride. Kalkınmada birinci derece öncelikli iller Kalkınmada ikinci derece öncelikli iller benzetmesi ise Yılmaz'ın da yönetimde bulunduğu bu dönemde Türkiye'nin, 2. 73'lük sağ'ık payıyia tüm geri kalmışhğına rağmen bütçesinin 4.2'sini sağlığa ayıran Uganda'dan bile geri kaldığını ortaya çı- kanyor. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nüvit Duraker'ın ifadesiyle "gelişmek- te olan ülkelerden geri, gelişmiş ülkelerden ise çok çok daha geri' olan sağhğımızın hastahklı yapısının bedeli ise yıllardır ge- niş halk kesimlerine, ülkenin dört bir ya- nında en ağır şekilde ödetiliyor. Bu bedeli en ağır biçimde ödeyenlerin başında ise çocuklar ve kadınlar geliyor. Ülkemizde her yıl 0-5 yaş arasındaki bin çocuktan 78'i çeşitli nedenlerle ölüyor. Gerektiği biçim- de sağlık hizmeti götürülmediği için de gebelik. düşük ve doğuma bağlı nedenler- den dolayı her yüz bin kadından 150- 200'ü yaşamını yitiriyor. Bu ölüm hızmın ne kadar büyük olduğunu kavramak için İngiltere ve fsveç gibi ulusal sağlık hizme- tini oluşturmuş ülkelere bakmak yeterli. İngjltere'de 7 olan anne ölüm oranı İsveç"- te 4"e düşüyor. Bu iki ülkede çocuk ölüm oranı 6 ile 9 arasında değişiyor. Genel sağlık sigortası. sağlıkta özelleş- tırme, devletleştirme tartışmalan ve yeni koalisyon hükümetinin 'Yeşil kartını gös- ter, ücretsiz tedavi ol' sloganıyla ulusal sağlık sisteminin oluşturulması yolundaki girişimlerinin tek hedefi, nüfusun tamamı- nı sağlık açısmdan sosyal güvence altına alabilmek. Zira bugün SSK. Emekli San- dığı ve Bağ-Kur çatısı altında sosyal gü- venceye sahip kesim, nüfusun yalnızca yüzde 55.2'sıni oluşturuyor. Yaklaşık 25 milyon kişi ise sağlık güvencesinden tama- men yoksun bulunuyor. Yeni hükümet de bu konuda oldukça kararlı görünüyor. Ancak doktorlar, ge- nel sağhk sigortasını bir ülkede yaygınlaş- tırabilmenin samldığı kadar kolay olma- dığım belirtiyor ve umutsuzluklannı şöyle dile getiriyorlar: "Sağlık güvencesinden yoksun yaklaşık 25 milyon kişi var ki Türkiye'de bunlann en az 10-15 milyonunun hiçbir şekilde prim ödeme gücü bulunmuyor. Gelir da- ğılımının en altında yüzde 4"lük grubu oluşturan işsiz. yan işsiz ve az toprakh köylülerden oluşan bu kesim, pnmleri devlet tarafından sübvanse edihnedikçe sosyal güvence altına alınamaz. Bu prim- leri'devlet nasıl öder? 1989 yılında SSK, Emekli Sandığj'nın kişi başına yaptığı or- talama 50 bin lirahk sağlık harcamasının karşıhğı enflasyon nedeniyle bugün asgari 250 bin lira. Durum böyle olunca devlet. en azından 10 milyon kişiyi sağlık hizmeti kapsamına almayı düşünüyorsa 5 trilyo- nu, 15 milyon kişiyi düşünüyorsa da 7.5 trilyonu bir kenara koymak zorunda. Biz henüz bu konuda maliyet hesabı yapıldı- ğıru bile duymuş değiliz. Bu para nereden bulunacak? Bakanlık bütçesi zaten nere- deyse o kadar. SSK. Emekli Sandığı. Bağ- Kur deseniz, onlar primlerini bile doğru düzgün toplayamıyorlar. üstelik yeni hü- kümetin affıyla bu alacaklardan tümüylç vazgeçmiş durumdalar. Sorarlar adama, genel sağlık sigortası diyorsun, ama halkı- mn gelir düzeyi ve mevcut hastanelerin ne ve sen bu parayı nereden bulacaksın di- ye." Sağlığa aynlan pay • : Hekımlenn bu kaygılannı 1992 mali yılı bütçesinden Sağlık Bakanlığı'na aynlan payın da doğruladığı görülüyor. Önceki yıllara göre bu yıl yüzde 4.9'luk bir payla bakanlık bütçesi 9 trilyon 780 milyar 5 milyon lira, bu payın genel sağlık sigortası sorununu bile çözmede yetersiz kalacağı ortaya çıkıyor. Kaldı ki bugüne kadar ba- kanük bütçelerinin yüzde 74'ü personel giderlerine harcanmış ve bu nedenle yatın- ma ve temel sağlık hizmetlerine yalnızca v'üzde 10 gibi bir pay ayırabilmiş. Gerek personel gerekse alet. cihaz gibi teknoloji yetersizliği nedeniyle birçok SSK ve devlet hastanesi özel ya da üniversite hastaneleri- ne hasta sevk eder duruma gelmiş. Telefon sistemimiz, AT standartlann- da, ya sağlığımız? . 1990 yılı verilerine göre Türkiye'de bir hekime 1112, bir hemşireye 1252, birebe- ye 1857 ve bir sağlık personeline ise 2552 hasta düşüyor. Ancak bu ortalama raka- mın sağlık hizmeti açısmdan bölgeler ara- sındaki uçurumlar nedeniyle nasıl değişe- bileceğini eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın döneminde İngiliz Price Waterhouse An- kan Danışmanlık Hizmetleri şirketine DPT tarafından yaptınlan master plan etüdü açıklık getiriyor. Ülke sağlığımn ka- ra tablosunun çıkanlışı bu üç ciltlik "SSK'nın 3700 sigortahsı için birdoktoru. 780 sigortahsı içinse bir hastane yatağı bu- lunuyor. Fakat SSK kurumlan nüfusu nispeten fazla ve endüstrileşmiş Batı ille- rinde yoğunlaşmıştır. İzmir'de 365 sigor- talıya bir doktor düşerken bu oran Ha- tay'da 7800'eçıkar. Diğer yandan 141 bin sigortahnın yaşadığı 15 büyük şehirde hiç- bir SSK hastanesi yoktur ve buralarda yaşayan sigortalılar Sağlık Bakanhğı has- tanelerinden yakınmaktadırlar" saptama- lan yer alıyor. Yetersiz personel Sonuçta. mevcut sağhk hizmeti kapsa- mındaki 25 bin 184 uzman, 25 bin 700 pratisyen hekim, 15 bin 93 hemşire. 30 bin .408 ebe ile 20 bin 973 sağlık memuru yur- dun dört bir yanında 60 milyon kişiye kı- sıtlı olanaklarla hizmet vermeye çalışıyor. WHO. sağhklı bir tanı ve tedavi için bir doktorun günde sadece 20 hasta bakması gerektiğine işaret ederken Türkiye'deki kamu kuruluşlannda doktorlar günde 100-150 hastaya birkaç dakikada, şikâyet- lerini dinleyerek reçete yazmak zorunda bırablıyor. Bu doktorlar, birçok kez tek-. nik donanım yetersizliğı nedeniyle kurta- nlabilecek hastalannı kurtaramıyor. ^man zaman hastalarca dövülüyor ve sağlık sisteminin bozukluğunu hastalarla birhkte omuzlannda taşımaya mahkûm ediliyorlar. Genç bir doktor, sağlık hiz- metlerünizi değerlendirirken "Telefon sis- temimizin AT standartlanna ulaşmış olmasıyla artık övünebiliriz. ama sağhğı- mız için o ülkelere öykünmeye kalkışmak çok komik olur. Biz 72 yıldır sağhk politi- kamızı bile oluşturabilmiş değiliz" diyor. AT ülkelerinde sağlık hizmeti nasıl veriliyor? Her İngilizücretsiztedavi olabilir Tam üyelik için başvurduğumuz AT'nin 12 ülkesinde sağ- lık, standart bir yapı göstermese de farkh şekillerde çözül- müş durumda. Belçika, Almanya, Fransa, Lüksemburg, Hollanda ve İtalya. sigorta sistemiyle sağhk hizmetini yürü- tüyor. İngiltere ve İrlanda ise hizmetlerini genel bütçeden fınanse ediyor. Danimarka, İspanya ve Portekiz ise her iki yöntemi karıştırarak uyguluyor. İster özel, ister devleı tarafından yü- rütülsün bu ülkelerde devletin sağlık harcamalanndaki payı yine de yüzde 75-80"lerin altına düşmüyor. Kamu payı yüzde 93'lere ulaşan ve ulusal sağlık hizmeti ile nitelikli hizmet ve- ren İngiltere'de sağlık hizmeti şöyle: "Ülke nüfusunun tamamı ücretsiz tedavi oluyor. 16 vaşın üzerindekı her İngiliz vatandaşı. istediği dokto- ra, 16 yaşın altındakiler ise ebevevn- lerinin belırledığı özel doktoruna sıra beklemeden muavene oluyor. Eğer gerekli\se hastaneye sevk edilı>or. Hasta, tıbbi giderlere, hastane ve sa- natoryumlara yattığında hiçbir şekil- de para ödemiyor. Görme testleri ücretsiz. protez, işitme aleti takıldı- ğında da ücret ahnmıvor. Düşük ge- lirli. 16 >aşın altındaki kişilerin yanı sıra 16 yaşın üzenndeki öğrenim gö- ren kışiler ise gözlük için hiç para ödemiyor. Farmasötik ürünler için her İngiliz, her kalem başına 2.20 sterlin ödüyor. Ancak 16 yaşın altındaki çocuklar, 65 yaşın üstündeki erkekler, 60 yaşın üstündeki kadınlar, gebeler. 1 yaşın altında çocuğu olan anneler. gaziler ve düşük gelirli kişilerle. kronik has- tahğı olanlar bunu da ödemiyor. Diş tedavisi için ödenen maksimum ücret 17 sterlin. Bebek bekleyen \e yeni doğum yapmış annelerden. dü- şük gelirhlerden ve 19 yaşına kadar eğitim görenlerden bu da alınmıyor. Ülkedeki doktor ve diğer sağlık per- soneline bu hizmetleri karşıhğında ulusal sağhk hizmeti tarafından ücret ödeniyor. İrlanda'da nüfusun tamamı sağlık güvencesinden yararlanır. Smırsız olarak sağlık haklannı kullanır. Böl- gelerindeki pratisyen hekimierden herhangi binni seçme haklan vardır. Bu hekimlere. Bölgesel Sağlık İdare Heyeti tarafından ücret ödenir. Düşük gelirli kişiler tıbbi giderlere katkıda bulunmaz. Diğer kişiler ise ciddi kronik hastalıklar ve sakatlık- lar olmadığı sürece ücretlerin tama- mını öderler. De\let hastanelerinde özel servis- lerdışında ücret alınmaz. Özel hasta- nelerde ve hekımevierinde tüm ücret- lerden kişi sorumludur. Sadece bazı bakımevlerinin masraflanna destek verilir. Enfeksıyon hastalıklarının te- da\ısi herkes için ücretsızdır. Düşük gelirli kişiler, 6 >aşın altın- daki çocuklar ile ılkokul öğrencilcn ücretsiz dış teda\ısi olurlar. Tarot Sıradan bir fal değil... İnsanlığın tanıdığı e eski kehari yönte ATA NİR sizi Tarot' kehanetleri tanıştırıyor. Arayın. 900 900 150
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle