Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 11 MART1992 ÇARŞAMBA
14 GÖRÜŞLER
rl BELKI
MURAT BELGE
MilllGüyenlikKurulu
ve Meclis
O
lağanustu hal"ın uzatılmasının, öncelıkle
SHP grubu ıçınde cıddı sıkıntı yarattığı
anlaşılıyor Bu normal, şımdıye kadar bu
uygulamaya karşı oy veren SHP'nın şımdı
hükumette olduğu ıçın bunu desteklemek gereğmı duyması
kolay açıklanır bır şey değıl
Öncelıkle bu sorunun arkasmda yatan bır ıbşkıye değın-
mek ıstıyorum Güvenlık Kurulu - hukumet - Meclis ılışkısı
bu. Yönetım Sistemımızı belırlemekte olan 1982 Anayasası
hazırlanırken Güvenlık Kurulu ıle hukumetın ılışkısı tuhaf
bır bıçımde tanımlanmıştı Hukumet, kurulun "tavsıyelen'-
'ne "uymak zorunda" ıdı O zaman da buna "tavsıye" de-
menın anlamı kalmıvordu
O sıralar yapılan eleşünlerle bu hükum yumuşaüldı
Ama sorunun ardında yatan mantık, daha doğrusu guç ve
ıktıdar ılışkısı değışmedı Dolayısıyla Güvenlık Kurulu "tav-
sıye" edınce, hukumet "uymak zorunda', teondedeğılsede
fulen
SHP muhalıfken ozgurdu, olağanustu hale karşı olabıh-
yordu Şımdı hükumette, dolayısıyla ozgür değıl Uymak
zorunda olduğu tavsı-
Devlethükümete,
hükümet Meclis'e,
Meclis de halka karşı
sorumludur. Demokratik
olmayan Türkiye'de bu
ilişki tersinedir: Temel
kararları devlet verir.
yeler var Sıkıntının
gerçek yapısal nedenı
bu
Anayasaya bu ılışkı-
yı boyle yerleştıren zıh-
nıyet, seksenlı yıllar
boyunca "polıtıkacı"
ustüne yargılar ver-
mıştı Çok sık ışlenen
bır tema, "oy almak
ıçın halka tavrzler ve- ••
ren sorumsuz polıtikacının )aptığı kotulukJer"dı Bu yargı
olağanustu çarpık bır felsefe ıçermektedır
Polıtıkacı halkı temsıl etmekle yukumludur başka türlü
bır '•polıtıkacı' duşunulemez "Halkın ısteklenne tavız ver-
me"nın karşıtı nedır
9
"Halkın ısteklenne kulak vermeyen
sorumlu pohtıkacı" kımdır, nasıl bu- yaratıktır
0
Halk suçlu
mudur ya da gen zekâlı mıdır ya da nedır kı onun ıstekJennı
yansıtan polıtıkacı kotu bır kışı olmaktadır
9
Şımdı SHP'de olağanustu halın kalkmasını ısteyen mıl-
letvekıllennın bır kısrru Guneydoğulu (hepsı de HEP'h ol-
maksızın), bır kısmı da başka bolgelerden Bırleştıklen nok-
ta, olağanustu hal uygulamasından halkın hoşnutsuz ol-
ması Onlar da halkın seçtığı temsılcıler olarak halkın bu
eğılımı doğrultusunda davranıyorlar Boylece 12 E>lul re-
tonğının "sorumsuz polıtıkaa" tanımının sınırlanna gın-
yorlar
Temel yapısal sorun da burada Türkıye'nın bu tanhı
aşamada çozmesı gereken sorun Demokrasılerde halk
temsılolennı secer, onlar hukumetlennı kurar Hukumet,
halka sunduğu programı gerçekleştırmek ûzere devlet me-
kanızmasını çalıştınr Böylece devlet hukumete, hukumet
Mechs e, Mechs de halka karşı sorumludur Demokratik
olmayan Türkıve'de bu ılışkı tersinedir Temel kararlan
devlet venr örneğın Mıllı Güvenlık Kurulu kanahyla hu-
kumete "tavsıye eder " Hukumet, Meclis'e bu kararlan oy-
latır Halk, sonuçlara katlanmakla yukumludur
SHP'nın muhalıf mılletvekıllen olağanustu halın uzatıl-
masına karşı çıkarken aynı zamanda bu ılışkj bıçımıne karşı
çıkıyorlar Bu sorun, cıddı sorun Boyle mı gıdecek bu dü-
zen"
7
60-30 YIL ÖNCE CUMHURIYET
1932:İşkanunu
M Meclısınesevkedılenış
kanunu lâyıhaM vakında
muzakere olunacakür
Lâyıhav a gore kadın ve çocuklan
geceçaüştırrnak vasaktır Işcının
parası muay>cn muddetlerde
nakıt olarak venlecektır İşten
çıkanlacaklara 15 gun evvelınden
habervermek mecbundır Işmuddetı gundesekız saatur
Fakat b.r amele haftada 48 saatten fazla çalıştınlmıyacakür
Kanunun tatbıkatını kontrol ıçın mesaı mufetuşlıklen ıhdası
düşunülmektedır
Lâyıhanın esbabı mucıbesınde mıllî ıknsadıyaumızın gunden
gune ınkışafı netıcesı olarak bılhassa buyük ^ehırlerde
mütemerkız bır sanayı ve tıcaret ha\ atı teessus etmekte
olduğu bununyanındakucüksermayeılealışvenşe'ien •
esnafın bulunduğu, yuksek sermayeıleışgoren muesseselenn
tüccar ve esnafla münasebetlenrun tanzımı lâzım geldıgı, ış
saatlennın tayınınde şımdıve kadar ışçı ve sermayedann
serbest mukaveleye tâbi olduklan, şımdıden sonrası ıçın bu
hususta da lâyıhaja ahkâm konulduğu bıldınlmekte lâyıhanın
luzum ve faydalan anlatılmaktadır
1962: Evian'da görüşmeler
Cezayır ın kendı mukadderaiına »ahıp olmasmdan sonra
ortaya çıkacak asken meselelenn yânı orada kalacak olan
Fransız Kuvvetlenyle bunlann haız olabıleceğı yetkıler
meselesı gorunuşe gore dun Evıan da oncekı gunlere nazaran
daha çctın tartışmalara scbep olmuştur Lzun \e yorucu bır
muzakere gunünden sonra Cezayır çevrelennden edınılen
ıntıba bu merkezdedır
i 1639 'OAhJ BE/e/ OSMANU
. I. OUMyA SAVA-
MEZG>/°O7XM-
Ş GEME&U. ST-Afi/LEY MAUPE
i pEv&tt-Mtşrl. /ajı/veris&A// YE-
M/PEM PÜZENtErEfit MAUOEj SOHUMPA,
BAĞO/tr'f tŞGAL ETMErt GÇ
KaradenizveDemokrasi
AYDEV AYAS Yeşiller Partisi Genel Sözcüsü
I
len teknolojı kullanan ulkelerde,
1972 yıhnda "Gelışmenın
Sınırlan" adlı bır rapor yayım
landı Sözu edılen raporu haar-
layanlar Nüfus, endüstnleşme, kırlı-
bk, besın uretım ve kaynak kullanımına
ılışkjn gunûmuz eğıbmlen değışmeksı-
zın sürecek olursa, önümuzdekj yûzyıJ
ıçensınde gezegenımız gebşmenın sınır-
lanna varmış olacakür" uyansını yapıyor-
du
Ilen teknolojı kullanan endustnleşmış
ulkelerde bırcok sanatçı, ınsan merkezlı
yaşamı sorgulamaya başladı Uluslara-
rası une sahıp yazarlar ve aydınlann
önemlı bır bolumu, ınsanhğın gozle go-
rulen tehlıkelerden, geçıa teknolojık ça-
reler, yetersız polıtık manıfestolarla kur-
tulamayacağını acıkhyordu Sıstemlenn
çaresızlığmı, bıreyler butun platformlar-
da tartışıyorlardı
Üçuncu Dunya'da gûnde bır dolar-
dan az bır parayla yaşayan bır mılyar
ınsanın olduğu en fakır bolgelerde, dık-
tatörler kaynaklan mırasyedı gıbı har-
camaya devam edıyorlardı Dıktatorle-
nn koruyucusu teknokratlar, bdımın,
sermayenın ve teknolojının yardımıyla
merkea bır ıktıdar yaratmanın kendıle-
nne göre hakh nedenlennın heyecanını
yaşıyorlardı
"Gtltymeııin Sııııpları" »llı rapor
Ulkemızde Gelışmenın Sınırlan"
adlı rapor, taşıdığı ağırlık oranında cıd-
dıye ahnmadı
Aydınlanmız sağ-sol çatışmasının or-
tasında, kendılennı bulma çabasınday-
dı Polıtıkacılar askerlerden kurtulma-
ya, ışadamlanmız DPTden teşvıkler,
duşük faızh kredıler almaya, burokrası
de asken destekleyerek ıktıdann nımet-
lennden yararlanmaya çalışıyordu
80'lı yıllarda Orta ve Kuzey Avrupa'-
da çevrecı hareketler partıleşıp parla-
mentoya ve yerel yönetımlere gırerken
butün İcurumlann sorgulanması taleple-
nru de gundemde tutmaya çahşıyorlar-
dı Devlet, sendıkalar, doğayı msafsızca
somuren yanhşhğı gormezden gelen
merkezıleşmış mültınasyonal tekeller,
IM F v e Dunya Bankası da eleştınlerden
nasıbıru hakettığı kadarabyordu
Toplumun butun kesımlen ıletışım
araçlanndan sansursüz yararlamrken
çevrenın ıhmal edıldığı tartışmasız ka-
bul göruyordu Sıyası görüşlen farklı
olan partıler, kendı çevre polıtıkalanru
sorgulayıp gözden gecırmeye, doğa ko-
rumacı dernekler saflannı sıklaşürma-
ya, sıvü kurumlar çevreden yana tavır
koymaya başlamışlardı
O sıralarda otuz beş senedır demokra-
ükleşmeye çahşan ulkemızde, ıktıdan
beş general gaspedıyor, tartışılamayan
bır anayasayla bıreyın var olan butün
özgûrluklennı kısarken basına, TVye
ınanılmaz sansürler getınyordu Butun
sıvıl kurumlar. tek taraflı olarak suçla-
nıyor, ınanılmaz ınsan haklan ıhlallen
yaşanıyordu
Karadeniz'i en az kirleten
Türkiye, ama üzülerek
söyleyelim ki en büyük
zaran biz çekeceğiz.
Artık yaşadığımız sokağa, şehnmıze,
sınırsız ımkânlanndan yararlanma şan-
sına sahıp olduğumuz gûzel deruzlenmı-
ze, ınanılmaz nımetlerle bıze yaşam se-
vına veren toprağımıza, ormanımıza.
kırlenen atmosfenmıze, debndığı ıçın
şımdıden Guney Amenka'da tavşanla-
nn kor olmasına neden olan ozon taba-
kasımn duzeltılmesı çabasına, Afnka'da
açlıktan, dıktatorlenn şıddetınden ka-
çanlara, ozgürlüklen, yaşam alanlan
kısıtlanan butün canlılara daha duyarlı
olabılecek mıyız9
KaratfMb M lupumda?
Yeşiller Partısı, bıbnçlı olarak Kara-
deniz'i kurtarma kampanyası başlat-
mıştır Hedef, 2000 çeşıt denız organız-
ması, 163 çeşıt bahğın yaşadığı Karade-
niz'i Brezılya'dakı 1992 toplantısına
taşımak ve Bırleşmış Mılletler örgutün-
den denızı kırletenlere yaptınm uygula-
ması ıstemektır Bu nedenle Karadeniz
ekolojısının son durumuna bır goz ata-
lım
Anchovıs (Hamsı) Karadenız'ın ku-
zeybatısında nısan ayı sonrasında ure-
mek ıçın toplanır Bu boîgede yapılan
ölçümlerde kıymın tamamı (%80) oksı-
jensızdır Bunun nedenı Rusya'nın ıçle-
nnden gelen akarsulann kırlılığıdır
Türkıye'nın Karadeniz kıyısında tutu-
lan hamsının yılhk değen, 200 mılyon
dolardır ve bu üretım duşmektedır Nı-
tekım 1989-1991 arasuıda avlanan mık-
tar 300 000'den 20 000 tona duşmuştur
Mnemıopsıs Leıdıy 1982 yılında ılk
defa Kınm'da göruldu Geçen zaman
ıçınde Kuzey Karadenız'ın tamamını ıs-
tıla ettı Bu denızanalan yumruk buyük-
luğunde, yuvarlak, saydam oluyor ve
bır metrekup suda dort kılo kadan ban-
nabıbyor Başka canlının, tek hucrelı de
olsa yaşamasına müsaade etmıyor
Mnemıopsıs'ın Kuzey Amenka'dan
gelmış olabıleceğı duşunuluyor Kara-
denız'ın bütün beslenme halkasını kır-
ması zaman meselesı halıne gelmış bulu-
nuyor
Tna'ria rHyasy#n «ıın
Tuna'ya gelınce. Karadeniz'i sulayan
nehırlenn toplamının yansı kadar taze
su taşıması gerekırken şu an 1 200 000
ton ağu" metal boşaltır durumdadır Ço-
zülmuş fosfat son 30 yilda 5 5 mıslı, nıt-
rat mıktan 25 mıslı artmıştır Hıdrojen-
sülfûr, dalgalı havalarda yüzeyde göru-
Iebılıyor, en onembsı, radyasyop sının-
na gelınmış bulunulmaktadır Önceden
tavır alınmaması, bıbmsel açıklama-
lann yapılmaması, unıversıtelenn de-
ğerb oğretım görevlılennın acıklama ya-
pabılme ozgurluklennın kısıtlan-
masının yanında, eskı ıktıdarlann çevre
konusuna gereklı duyarhbğı göstereme-
mış olması bız Karadenızblen cıddı so-
runlarla karşı karşıya bırakacaktır
Yeşiller Partısı, Karadenız'ı kurtar-
mak ıçın dünyanın bütun çevrealenyle
temasa geçmıştır Yeşıllenn, TV ve Ka-
radeniz ınsanının desteğıne ıhtıyacı var-
dır Karademz'ı en az kirleten Turkıye,
ama uzulerek soyleyebm kı en buyuk za-
ran bız çekeceğiz
SEMtHBALCIOĞLU
Daru'l-elhan'dan Bîr Tahliye Davasına
GÖNÜL PAÇACIİÜDK Türk Müziği Sanatçı Öğretim Elemanı ve Arşiv Tasnif Kımdu üyesi
S
anatta kurumlaşmanın korun-
ması, devamlıbğın guvencesı an-
lamına da gelır kı toplumun kul-
türel kımbğını behrleyıa, bırey-
lenn duşunsel gebşımını sağlayıcı moral
vedısıplın şartlarancak bu devamlılıkta
elde edılebıhr
Ulkemızde bu şansı elınde bulundu-
ran sanat kurumlanndan bınsı, şu anda
İstanbul Unıversıtesı bunyesınde yer al-
makta olan ılk adıyla Daru'l-elhan
(Nağmeler Evı), ıkına adıyla istanbul
Beledıye Konsen atuvan'dır Mutlu bır
rastlantıyla ülkemızın en eskı muzık
okulu olan bu konservatuvar yıne en
eskı bıbm yuvası olan İstanbul Ünıversı-
tesı ıçınde yer almış, nostaljık bır söyle-
şıyle Daru'l-elhan Darulfîınun'la buluş-
muştur
Kuruluşunu Şehremını CemıJ Topuz-
lu donemındekı (1914) Daru'lbedayT-
run müzık bölumüne dek goturebılece-
ğımız Daru'l-elhan 19 yûzyıhn sonlann-
dan ıübaren muzık ve sanat ortamında
oluşan boşluklann ısabetle teşhıs edıl-
mesı sonucunda kurubnuştur Ulkemız-
dekı sosyal ve sıyasal yapılarunarun de-
ğışıme uğradığı, dunya dengelennm al-
tust olduğu ve cumhunyete doğru olu-
şan sıyası yonebmın hazırlanışında
onemb yen olan 2 Meşrutıyet donemın-
de kurulan Daru'l-elhan'ın, gıderek
farklılaşan ve çatışmaya başlayan farkb
kultür değerlennın bılımsel bır yakla-
şımla ele ahnması açısından özel bır ko-
numu vardır Sultan Mehmet Reşat'ın
ırade-ı senıyyesı ve Sadrazam Mehmet
Saıt Paşa ıle Enver, Talat, Ahmet Şukru
paşalar gıbı bakanlardan oluşan "Mec-
bs-ı Vukela"nın karan ıle (l) tam yetmış
beş yıl once başlayan bu seruven yakın
muzık tanhımızın onemb bır bolumunu
kuşaür
Evet, bu konservatuvann 1916'da Şeh-
zadebaşı Fevzıye Caddesı Letafet
Apartmanı'nda ve sonra aynı sokaktakı
ıkı ahşap konakta başlayarak Cağaloğ-
lu Hımaye-ı Etfal SokağYnda kâgır bır
bınada, Tepebaşı'nda, Beşıktaş Çırağan
Sarayı'nın ahjrdan bozma bır muştemı-
latında, Meadıyekoy, Osmanbey, Çem-
berlıtaş gıbı semtlerde bolünerek devam
eden kıraalık hayatı 75 yıldır surerek
gunumuzde de devam etmektedır
Konservatuvar, kurulduğundan
ıtıbaren ıdarecılerden her turlu ılgı ve
jakınlığı gorerek gelışmış, Galatasaray
Lısesı, Unıon Françoıse ve Tepebaşı Tı-
yatrosu'nda devlet ılen gelenlennın de
ızledığı (Kâzım Karabekır, Fethı Paşa,
Şükru Naıl Paşa gıbı) bırçok konserler
venbnışür
Konservatuvann, süresi
belirli bir yerel yönetimin
aldırdığı tahliye davasına
konu olmayı aşan tarihi bir
misyonu olduğunu
hatırlatmakta fayda
görmekteyiz.
Kuruma Zıya Paşa'dan sonra müdür
olarak atanan Musa Sureyya Bey'ın
aşağıdakı sozlen bu desteğı ıfade etmek-
tedır " Daru'l-elhan her turlu asn ve
ınsanı terakkıyı takdır ve telakkıye mu-
saıt bır şekl-ı hukumetın mevludu olan
ve muduran-ı hukümetten lutf-u neza-
hırat gormekle muftehır bulunan bır
müessese olduğu ıçın halkımızın es'ad-ı
zevk ve manevıyaüna mumkun mertebe
genış bır sahada hızmet etmeyı sevgılı
mılletıne ve cumhunyetıne karşı muaz-
zez bır vazıfe addetmektedır "(2)
Başlangıçtan ıtıbaren Haydar Bey
(Yuluğ), Muhıttın Üstundağ, Lütfı
Kırdar gıbı valı ve beledıye başkan-
lannın, Osman Şevkı Uludağ ve Abdul-
kadır Karamursel gıbı yonetıcılenn
onemb desteklennı goren bu kurum,
80'b yıllara gelındığınde beledıyece artık
"taşınması güç bır yuk, kâr getırmeyen
yan kunıluş" olarak nıtelendınlerek
1985 yıbnda da Beledıye Başkanı Bed-
rettın Dalan donemınde istanbul Unı-
versıtesı'ne dev redılmıştır Asbnda bu
devır, muzığın akademık duzeyde ele
alınması ve dığer konservatuvarlann
elde ettığı olanaklara bu en eskı korser-
vatuvann da kavuşması acılanndan son
derece ısabetbdır
Konservatuvann şu anda ıçınde faalı-
yet gosterdığı istanbul Beledıyesı'ne aıt
olan Kadıkoy'dekı bınada son bır ol-
guyla karşı karşıya gebnmış ve bınanın
terk edıbnesı ıçın beledıyece konserva-
tuvara karşı açılan tahbye davası sonu-
cunda bınanm boşaltıbnası ıstemı gun-
deme gelmıştır
Sanata olan sağlıklı yaklaşımlanndan
ve konservatuvann herhangı bır faalı-
yetını zevkle ızleyeceklennden emın ol-
duğumuz yerel yonetıcıler, elbette bu
konuyu bız kurumun mensubu olma
onurunu taşıyanlar kadar duygusal de-
ğerlendırmeyebıbr Ancak boyle koklu
bır geçmışı olan, ülkenın sanat hayaüna
onemb katkılarda bulunan bır kuru-
mun rum ulusun ortak mab olduğunu
unutmamak gerekır
Bu açıdan konservatuvann, suresı be-
lırlı bır yerel yönetimin aldırdığı tahbye
davasına konu olmayı aşan tanhı bır
misyonu olduğunu hatırlatmakta fayda
görmekteyiz.
Konservatuvara göstenlecek olan an-
layış, "yakın tanhe ve sanatımızın gebşı-
mıne" göstenlecek anlayışla eşdeğerde
olacaktır
Bu konuda taraf obna durumunda
kalan başta Sayın Sozen obnak uzere
hıçbır yerel yonetıcının boyle bır ozen-
sızhk ve anlayışsızlığı sahıpleneceğıne
ıhtımal vermıyoruz
(1) 2 Kanun-ı sanı 1332 tanhlı ve 2764 numaralı
Takvım-ı Vekayı de yayımlanmıştır
(2) Daru l-elhan Mecmuası Sayı 1 1 Şubat
1340 (Mukaddıme)
ETYEN MAHCUPYAN
Laik Olmak Yeterli mi?
B
ıbnem duvdı-nuz mu9
Cezayır'e demokrasi gel-
mış. sonra da bır anda yok olup gıtmış Turkıye'-
dekı kamuoyu bu konuyu pek sevdı Cezayır'dekı
seçım ve darbe olayının ortaya koyduğu 'çelışkı',
hem laık hem de Islamı çevrelerde 'entelektüel' damarlan-
mızm kabarmasına yol açtı Bıldığınız gıbı çelışkı 'demok-
rası'ye sahıp çıkan partının secımlerde hezımete uğraması,
buna karşıîık seçımlen kazandığı takdırde 'demokrasi'yı
ortadan kaldıracağını soyleyen partının ıse seçımlen kazan-
masıydı
Belkı de çehşkı, 'demokrası'yı 'demokraf olmaktan ba-
ğımsız ayn bır kavram gıbı ele almaktan kaynaklanıyor.
Gorulduğu kadanyla bırkaç ıstısna dışmda hem İslamı hem
de laık kesım, analızlennde demokrasi kavramını kullanır-
ken demokratlık kavramını es geçebıbyor
Cezayır'ın son 25-30 yıbna baktığımızda demokratik bır
kurumsallaşma ve demokratik bır kultur bınkımı oluştur-
mamış bır toplum gorüyoruz FLN admdakı eskı devnmci
partının yonetımı altında geçen bu surenın ozelbkle son 10
yıbnda ıse eğıtım olanaklan azalırken ışsızbk, konut soru-
nu, yolsuzluklar yozlaşma artmış öte yandan İslamı ke-
sım eğıtıme, gunlük yaşamı kolaylaştırmaya ve adıl tıcarete
yonelık çabalar gostermış
Şımdı bır an durup duşunebm Bır yandan halkı yıllarca
ezmış, becenksızce uygulamalar yapmış ve "Demokrasi ıyı-
dır" demekte olan bır partı var Öbur tarafta ıse guncel pob-
tıkalanyla taraftar kazanmış ve "Demokrasi kotudur" dı-
yen bır partı
Laikliğin demokrasiyi
dışlamıyor olması, laik
kesimleri kendiliğinden
demokrat yapmıyor.
Demokrat olmak bir tavır
meselesi, ne yaptığımız
kadar,nasd
yaptığımızın da tarifidir.
Düşunuyorum da
eğer bu ıkı seçenek
arasmda kabnmış ıse
sıradan Cezayırlı va-
tandaşın FIS'ı seçmış
olması bana hıç de ce-
bşkıb gelmıyor So-
mut yaşananlar açısı-
ndan FlŞ'ın FLN'ye
ustünluğü bır yana,
FlS'ın "demokrasiyi
kaldırma" vaadı ozel-
bkle oy toplayıcı bır unsur bıle olabıbr Çunku demokraa,
'kotu'nun bır gun yenıden seçılebılme ıhtımalmı açık tutu-
yor Dolayısıyla 'demokrası'run ortadan kalkması, belkı de
Cezavırlı vatandaş ıçın gecmışe yenıden donmemenın bır
garantısı
1
Gorülüyor kı demokrat olma ıle bağlannı ko-
parmış soyut bır 'demokrasi' kavramı, kuramsal olarak çok
kolayhkla yozlaşünlabıleceğı gıbı pratıkte de rahatbkla gen
tepebılmektedır
Demokrasi ancak demokrathğın bır yaşam btçımı halıne
geünlmesıyle gerçeklık kazanabıbr Buna karşıbk demok-
rasi sddece bır yontem olarak görulür ve vaaz edılır, yanı bır
'araç'a donüşür ıse bırçok ınsan 'amaç'a bakarak 'tehbkeb
araç'lann elımıne edılmesme "evet" dıyebıhr
Laık kesımın onemb bır bolumu, gabba bu noktayı anla-
makta zorluk çekıyor fslamıyet demokrasi ıle çelıştığme,
kendılen de laık olduklanna gore kendılennı otomatıkman
demokrat sayıyoriar O> sa devletın islamı kurallara tabı ol-
maması, devletın demokrat olması ıçın gerekh olsa da yeter-
b bır onkoşul değıl Laıkbğın farkı (veya ustunluğu) dın ıle
devlet ışlennı ayırmaktan gelen bır çoğulculuk mantığma
dayanmasıdır
Ancak laıkbğın demokrasiyi dışlamıyor olması, laık ke-
sımlen maalesef kendiliğinden demokrat yapmıyor Çünkü
demokrat obna bır tavır meselesı, ne yaptığımız İcadar, nasıl
yaptığımızın da tanfıdır
OKURLARDAN
Saym Bumin'e Açık Mektup
Ne tesaduf, oncekı gun de
Bulcnt Tanor e yazmışum
Bugun ıse yazınız ıçın sıze
vazıyorum Bana gore
Anayasa Mahkemesı
Başkanı nın iazla bulduğum
tev azuu ve hoşgörusu
>aizunden Sızecevabıo
vennelıvdı Cıddıye
almamak, gulup gecmek
yelmıyor \ma belkı bır
yerdesoyleyecektır Bunu
onun yenne emeklı bır
mesleİttaşı olarak ben
yapıyorum ve böyle
yapmasının doğnı olduğunu
bılmesı ıçın bır surelını de
ona gondenyorum
1 Edebıyaü herhalde Yekta
Be> kadar bılmıyorsunuz
Çünkuyapmaya
kalkışüğınızeleşün bu
yonuyleza>ıf Yekta Bey on
beş yıl bu dersın hocabğını
yapmış bır ınsandır
2 Hukukuhıç
bılmıyorsunuz Nedenı de
çok açık Oncehukukçu
değılsınız Sonra ılgjh
metınlenn ve olaylann
djşındasmız Mahkemeye
uğrayınca sızın Hak-Iş
panelındekı konuşmanızdan
dasozedıldı Nevazık Eskı
Marksıstler, Kurtçuler ve
şenatçılargıbı
saldınvorsunuz Sız Yekta
Bey'ın veya onun
mahkemesının 12 Eylül
öncesı, sonrası neler yaptığını
ve vazdığını, pobtıkavla
butun ısrarlara rağmen ıbşkı
kurmadan herkesı aydınbğa
çıkarmak ıçın
fedakârbklarda
bulunduklannı bıhyor
musunuz
7
Gencay Şa> lan da
tebnktensozetmış Oyleşey
olmadıkı Aksıne generaller
Anayasa Mahkemesı'nın
onunde demokrasıye geçış
ıçın söz venp ant ıçtıler
Yekta Bey avukatlığa
geçseydı hıç değılse yazlık bır
penceresı, bınecek bır ozel
arabası olurdu
Gelelımışınasbna 12 9 1980
gûnlu ve 1 no'lu bıldın> le
feshedılen parlamento ve
hukumeü27 10 1980gunlü
2324 sayılı kanunun 1
maddesıyle kımı ıstısnalar
dışında 1961 Anayasası yla
değışıklıklennın yûrürlükte
olduğu vurgulandı Anayasa
yürürlukten kalkmadı kı
Aksıne yenı anayasa kabul
edılıp yururluğe gınnceye
kadar 1961 Anayasası "nın
sonrakı beş maddede
belırülen ıstısnalar dışında
yürurlukte olduğu yazıldı
Neden anayasa ve
mahkemesı feshedılmış
olsun
9
Neden gorevden
kaçıp askerlere bıraksınlar
9
Son 12 yılı duşunun, bu
mahkemenın olması ıyı mı
kotu mu, zararlı mı oldu
yararb mP
Lutfen bıldığınız ve yetkılı
olduğunuz konularda yazı
> aan da yararlanalım
Yekta Bey, fcdakârlık yapıp
gorevde kabnayı secen
ınsanlardan bın ve İ979'da
senatonun beş grubunun
oyuyla seçılen bır uyedır
Mahkeme kapaubp
dağıtılmadiğı ıçın de en eskı
üyesı Yılmaz Bey ondan bır
oylama sonra seçıldı Şımdı
ıkısınden başka seçımle gelen
dekaimadı Mahkemeyı
yıpratmayınız Yazık
Orduya, pobse, basına,
adalete saldın fark etmez
Guvenecek bır şey kalmasuı
mı9
Pekı, Anayasa
Mahkemesı'ne çatıyorsunuz.
Kararlan ortada Nıye
Yargıtay, Danıştay, başka
kuruluşlar durdu9
Şız nıye
unı versıtedesınız
9
Önce
kendınıze donunuz ve
kendınıze hesap sorunuz Bır
unıversıte mensubuna
yakışan da budur
Daha da > ureğımz yetıyorsa
Yekta Bey 'e yazıp sorunuz
Izmır'egebp
konuştuklannda soru
sorsaydmız ya AJacağınız
cevaba razı ısenız ona da
yazınız da ben bunlan
yazmayayım, o cevabmı
versın
Bılmem kısaca anlatabıldım
mı'' Değerlere saygı
gostermezsek hıçbırşeye
dayanamayız
Sıze yıne de başan dıbyonom
A.ERDOGAN
Emeklı Hâkun-Ankara
TRT Haber Merkezi'ne
Yenı yayın donemının
başlamasıvla bırbkte
TVl'dekı20 00anahaber
bultenının okunduğu
studyoda ^pıkerlenn
arkasında bulunan dunya
hantasında nedense Yenı
Zclanda>cralmıyor TRT
dekoratorlcnrun ya coğrafva
bılgılen vetersız ya da çok
unulkanolsalargeıek
Ancak altmış mılyona
seslenen ve egıtıcı ışlevı olan
bır kurumun bu tur hatalar
yapmaması gerekır
rürkıye'nın Welbngton'da
ılk kcz buvukelçılık açuğı bır
donemde Yenı Zelandab
dostlanmıa kıımayalım
ESENTÜRAY
istanbul