15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 11 MART1992 ÇARŞAMBA 14 GÖRÜŞLER rl BELKI MURAT BELGE MilllGüyenlikKurulu ve Meclis O lağanustu hal"ın uzatılmasının, öncelıkle SHP grubu ıçınde cıddı sıkıntı yarattığı anlaşılıyor Bu normal, şımdıye kadar bu uygulamaya karşı oy veren SHP'nın şımdı hükumette olduğu ıçın bunu desteklemek gereğmı duyması kolay açıklanır bır şey değıl Öncelıkle bu sorunun arkasmda yatan bır ıbşkıye değın- mek ıstıyorum Güvenlık Kurulu - hukumet - Meclis ılışkısı bu. Yönetım Sistemımızı belırlemekte olan 1982 Anayasası hazırlanırken Güvenlık Kurulu ıle hukumetın ılışkısı tuhaf bır bıçımde tanımlanmıştı Hukumet, kurulun "tavsıyelen'- 'ne "uymak zorunda" ıdı O zaman da buna "tavsıye" de- menın anlamı kalmıvordu O sıralar yapılan eleşünlerle bu hükum yumuşaüldı Ama sorunun ardında yatan mantık, daha doğrusu guç ve ıktıdar ılışkısı değışmedı Dolayısıyla Güvenlık Kurulu "tav- sıye" edınce, hukumet "uymak zorunda', teondedeğılsede fulen SHP muhalıfken ozgurdu, olağanustu hale karşı olabıh- yordu Şımdı hükumette, dolayısıyla ozgür değıl Uymak zorunda olduğu tavsı- Devlethükümete, hükümet Meclis'e, Meclis de halka karşı sorumludur. Demokratik olmayan Türkiye'de bu ilişki tersinedir: Temel kararları devlet verir. yeler var Sıkıntının gerçek yapısal nedenı bu Anayasaya bu ılışkı- yı boyle yerleştıren zıh- nıyet, seksenlı yıllar boyunca "polıtıkacı" ustüne yargılar ver- mıştı Çok sık ışlenen bır tema, "oy almak ıçın halka tavrzler ve- •• ren sorumsuz polıtikacının )aptığı kotulukJer"dı Bu yargı olağanustu çarpık bır felsefe ıçermektedır Polıtıkacı halkı temsıl etmekle yukumludur başka türlü bır '•polıtıkacı' duşunulemez "Halkın ısteklenne tavız ver- me"nın karşıtı nedır 9 "Halkın ısteklenne kulak vermeyen sorumlu pohtıkacı" kımdır, nasıl bu- yaratıktır 0 Halk suçlu mudur ya da gen zekâlı mıdır ya da nedır kı onun ıstekJennı yansıtan polıtıkacı kotu bır kışı olmaktadır 9 Şımdı SHP'de olağanustu halın kalkmasını ısteyen mıl- letvekıllennın bır kısrru Guneydoğulu (hepsı de HEP'h ol- maksızın), bır kısmı da başka bolgelerden Bırleştıklen nok- ta, olağanustu hal uygulamasından halkın hoşnutsuz ol- ması Onlar da halkın seçtığı temsılcıler olarak halkın bu eğılımı doğrultusunda davranıyorlar Boylece 12 E>lul re- tonğının "sorumsuz polıtıkaa" tanımının sınırlanna gın- yorlar Temel yapısal sorun da burada Türkıye'nın bu tanhı aşamada çozmesı gereken sorun Demokrasılerde halk temsılolennı secer, onlar hukumetlennı kurar Hukumet, halka sunduğu programı gerçekleştırmek ûzere devlet me- kanızmasını çalıştınr Böylece devlet hukumete, hukumet Mechs e, Mechs de halka karşı sorumludur Demokratik olmayan Türkıve'de bu ılışkı tersinedir Temel kararlan devlet venr örneğın Mıllı Güvenlık Kurulu kanahyla hu- kumete "tavsıye eder " Hukumet, Meclis'e bu kararlan oy- latır Halk, sonuçlara katlanmakla yukumludur SHP'nın muhalıf mılletvekıllen olağanustu halın uzatıl- masına karşı çıkarken aynı zamanda bu ılışkj bıçımıne karşı çıkıyorlar Bu sorun, cıddı sorun Boyle mı gıdecek bu dü- zen" 7 60-30 YIL ÖNCE CUMHURIYET 1932:İşkanunu M Meclısınesevkedılenış kanunu lâyıhaM vakında muzakere olunacakür Lâyıhav a gore kadın ve çocuklan geceçaüştırrnak vasaktır Işcının parası muay>cn muddetlerde nakıt olarak venlecektır İşten çıkanlacaklara 15 gun evvelınden habervermek mecbundır Işmuddetı gundesekız saatur Fakat b.r amele haftada 48 saatten fazla çalıştınlmıyacakür Kanunun tatbıkatını kontrol ıçın mesaı mufetuşlıklen ıhdası düşunülmektedır Lâyıhanın esbabı mucıbesınde mıllî ıknsadıyaumızın gunden gune ınkışafı netıcesı olarak bılhassa buyük ^ehırlerde mütemerkız bır sanayı ve tıcaret ha\ atı teessus etmekte olduğu bununyanındakucüksermayeılealışvenşe'ien • esnafın bulunduğu, yuksek sermayeıleışgoren muesseselenn tüccar ve esnafla münasebetlenrun tanzımı lâzım geldıgı, ış saatlennın tayınınde şımdıve kadar ışçı ve sermayedann serbest mukaveleye tâbi olduklan, şımdıden sonrası ıçın bu hususta da lâyıhaja ahkâm konulduğu bıldınlmekte lâyıhanın luzum ve faydalan anlatılmaktadır 1962: Evian'da görüşmeler Cezayır ın kendı mukadderaiına »ahıp olmasmdan sonra ortaya çıkacak asken meselelenn yânı orada kalacak olan Fransız Kuvvetlenyle bunlann haız olabıleceğı yetkıler meselesı gorunuşe gore dun Evıan da oncekı gunlere nazaran daha çctın tartışmalara scbep olmuştur Lzun \e yorucu bır muzakere gunünden sonra Cezayır çevrelennden edınılen ıntıba bu merkezdedır i 1639 'OAhJ BE/e/ OSMANU . I. OUMyA SAVA- MEZG>/°O7XM- Ş GEME&U. ST-Afi/LEY MAUPE i pEv&tt-Mtşrl. /ajı/veris&A// YE- M/PEM PÜZENtErEfit MAUOEj SOHUMPA, BAĞO/tr'f tŞGAL ETMErt GÇ KaradenizveDemokrasi AYDEV AYAS Yeşiller Partisi Genel Sözcüsü I len teknolojı kullanan ulkelerde, 1972 yıhnda "Gelışmenın Sınırlan" adlı bır rapor yayım landı Sözu edılen raporu haar- layanlar Nüfus, endüstnleşme, kırlı- bk, besın uretım ve kaynak kullanımına ılışkjn gunûmuz eğıbmlen değışmeksı- zın sürecek olursa, önümuzdekj yûzyıJ ıçensınde gezegenımız gebşmenın sınır- lanna varmış olacakür" uyansını yapıyor- du Ilen teknolojı kullanan endustnleşmış ulkelerde bırcok sanatçı, ınsan merkezlı yaşamı sorgulamaya başladı Uluslara- rası une sahıp yazarlar ve aydınlann önemlı bır bolumu, ınsanhğın gozle go- rulen tehlıkelerden, geçıa teknolojık ça- reler, yetersız polıtık manıfestolarla kur- tulamayacağını acıkhyordu Sıstemlenn çaresızlığmı, bıreyler butun platformlar- da tartışıyorlardı Üçuncu Dunya'da gûnde bır dolar- dan az bır parayla yaşayan bır mılyar ınsanın olduğu en fakır bolgelerde, dık- tatörler kaynaklan mırasyedı gıbı har- camaya devam edıyorlardı Dıktatorle- nn koruyucusu teknokratlar, bdımın, sermayenın ve teknolojının yardımıyla merkea bır ıktıdar yaratmanın kendıle- nne göre hakh nedenlennın heyecanını yaşıyorlardı "Gtltymeııin Sııııpları" »llı rapor Ulkemızde Gelışmenın Sınırlan" adlı rapor, taşıdığı ağırlık oranında cıd- dıye ahnmadı Aydınlanmız sağ-sol çatışmasının or- tasında, kendılennı bulma çabasınday- dı Polıtıkacılar askerlerden kurtulma- ya, ışadamlanmız DPTden teşvıkler, duşük faızh kredıler almaya, burokrası de asken destekleyerek ıktıdann nımet- lennden yararlanmaya çalışıyordu 80'lı yıllarda Orta ve Kuzey Avrupa'- da çevrecı hareketler partıleşıp parla- mentoya ve yerel yönetımlere gırerken butün İcurumlann sorgulanması taleple- nru de gundemde tutmaya çahşıyorlar- dı Devlet, sendıkalar, doğayı msafsızca somuren yanhşhğı gormezden gelen merkezıleşmış mültınasyonal tekeller, IM F v e Dunya Bankası da eleştınlerden nasıbıru hakettığı kadarabyordu Toplumun butun kesımlen ıletışım araçlanndan sansursüz yararlamrken çevrenın ıhmal edıldığı tartışmasız ka- bul göruyordu Sıyası görüşlen farklı olan partıler, kendı çevre polıtıkalanru sorgulayıp gözden gecırmeye, doğa ko- rumacı dernekler saflannı sıklaşürma- ya, sıvü kurumlar çevreden yana tavır koymaya başlamışlardı O sıralarda otuz beş senedır demokra- ükleşmeye çahşan ulkemızde, ıktıdan beş general gaspedıyor, tartışılamayan bır anayasayla bıreyın var olan butün özgûrluklennı kısarken basına, TVye ınanılmaz sansürler getınyordu Butun sıvıl kurumlar. tek taraflı olarak suçla- nıyor, ınanılmaz ınsan haklan ıhlallen yaşanıyordu Karadeniz'i en az kirleten Türkiye, ama üzülerek söyleyelim ki en büyük zaran biz çekeceğiz. Artık yaşadığımız sokağa, şehnmıze, sınırsız ımkânlanndan yararlanma şan- sına sahıp olduğumuz gûzel deruzlenmı- ze, ınanılmaz nımetlerle bıze yaşam se- vına veren toprağımıza, ormanımıza. kırlenen atmosfenmıze, debndığı ıçın şımdıden Guney Amenka'da tavşanla- nn kor olmasına neden olan ozon taba- kasımn duzeltılmesı çabasına, Afnka'da açlıktan, dıktatorlenn şıddetınden ka- çanlara, ozgürlüklen, yaşam alanlan kısıtlanan butün canlılara daha duyarlı olabılecek mıyız9 KaratfMb M lupumda? Yeşiller Partısı, bıbnçlı olarak Kara- deniz'i kurtarma kampanyası başlat- mıştır Hedef, 2000 çeşıt denız organız- ması, 163 çeşıt bahğın yaşadığı Karade- niz'i Brezılya'dakı 1992 toplantısına taşımak ve Bırleşmış Mılletler örgutün- den denızı kırletenlere yaptınm uygula- ması ıstemektır Bu nedenle Karadeniz ekolojısının son durumuna bır goz ata- lım Anchovıs (Hamsı) Karadenız'ın ku- zeybatısında nısan ayı sonrasında ure- mek ıçın toplanır Bu boîgede yapılan ölçümlerde kıymın tamamı (%80) oksı- jensızdır Bunun nedenı Rusya'nın ıçle- nnden gelen akarsulann kırlılığıdır Türkıye'nın Karadeniz kıyısında tutu- lan hamsının yılhk değen, 200 mılyon dolardır ve bu üretım duşmektedır Nı- tekım 1989-1991 arasuıda avlanan mık- tar 300 000'den 20 000 tona duşmuştur Mnemıopsıs Leıdıy 1982 yılında ılk defa Kınm'da göruldu Geçen zaman ıçınde Kuzey Karadenız'ın tamamını ıs- tıla ettı Bu denızanalan yumruk buyük- luğunde, yuvarlak, saydam oluyor ve bır metrekup suda dort kılo kadan ban- nabıbyor Başka canlının, tek hucrelı de olsa yaşamasına müsaade etmıyor Mnemıopsıs'ın Kuzey Amenka'dan gelmış olabıleceğı duşunuluyor Kara- denız'ın bütün beslenme halkasını kır- ması zaman meselesı halıne gelmış bulu- nuyor Tna'ria rHyasy#n «ıın Tuna'ya gelınce. Karadeniz'i sulayan nehırlenn toplamının yansı kadar taze su taşıması gerekırken şu an 1 200 000 ton ağu" metal boşaltır durumdadır Ço- zülmuş fosfat son 30 yilda 5 5 mıslı, nıt- rat mıktan 25 mıslı artmıştır Hıdrojen- sülfûr, dalgalı havalarda yüzeyde göru- Iebılıyor, en onembsı, radyasyop sının- na gelınmış bulunulmaktadır Önceden tavır alınmaması, bıbmsel açıklama- lann yapılmaması, unıversıtelenn de- ğerb oğretım görevlılennın acıklama ya- pabılme ozgurluklennın kısıtlan- masının yanında, eskı ıktıdarlann çevre konusuna gereklı duyarhbğı göstereme- mış olması bız Karadenızblen cıddı so- runlarla karşı karşıya bırakacaktır Yeşiller Partısı, Karadenız'ı kurtar- mak ıçın dünyanın bütun çevrealenyle temasa geçmıştır Yeşıllenn, TV ve Ka- radeniz ınsanının desteğıne ıhtıyacı var- dır Karademz'ı en az kirleten Turkıye, ama uzulerek soyleyebm kı en buyuk za- ran bız çekeceğiz SEMtHBALCIOĞLU Daru'l-elhan'dan Bîr Tahliye Davasına GÖNÜL PAÇACIİÜDK Türk Müziği Sanatçı Öğretim Elemanı ve Arşiv Tasnif Kımdu üyesi S anatta kurumlaşmanın korun- ması, devamlıbğın guvencesı an- lamına da gelır kı toplumun kul- türel kımbğını behrleyıa, bırey- lenn duşunsel gebşımını sağlayıcı moral vedısıplın şartlarancak bu devamlılıkta elde edılebıhr Ulkemızde bu şansı elınde bulundu- ran sanat kurumlanndan bınsı, şu anda İstanbul Unıversıtesı bunyesınde yer al- makta olan ılk adıyla Daru'l-elhan (Nağmeler Evı), ıkına adıyla istanbul Beledıye Konsen atuvan'dır Mutlu bır rastlantıyla ülkemızın en eskı muzık okulu olan bu konservatuvar yıne en eskı bıbm yuvası olan İstanbul Ünıversı- tesı ıçınde yer almış, nostaljık bır söyle- şıyle Daru'l-elhan Darulfîınun'la buluş- muştur Kuruluşunu Şehremını CemıJ Topuz- lu donemındekı (1914) Daru'lbedayT- run müzık bölumüne dek goturebılece- ğımız Daru'l-elhan 19 yûzyıhn sonlann- dan ıübaren muzık ve sanat ortamında oluşan boşluklann ısabetle teşhıs edıl- mesı sonucunda kurubnuştur Ulkemız- dekı sosyal ve sıyasal yapılarunarun de- ğışıme uğradığı, dunya dengelennm al- tust olduğu ve cumhunyete doğru olu- şan sıyası yonebmın hazırlanışında onemb yen olan 2 Meşrutıyet donemın- de kurulan Daru'l-elhan'ın, gıderek farklılaşan ve çatışmaya başlayan farkb kultür değerlennın bılımsel bır yakla- şımla ele ahnması açısından özel bır ko- numu vardır Sultan Mehmet Reşat'ın ırade-ı senıyyesı ve Sadrazam Mehmet Saıt Paşa ıle Enver, Talat, Ahmet Şukru paşalar gıbı bakanlardan oluşan "Mec- bs-ı Vukela"nın karan ıle (l) tam yetmış beş yıl once başlayan bu seruven yakın muzık tanhımızın onemb bır bolumunu kuşaür Evet, bu konservatuvann 1916'da Şeh- zadebaşı Fevzıye Caddesı Letafet Apartmanı'nda ve sonra aynı sokaktakı ıkı ahşap konakta başlayarak Cağaloğ- lu Hımaye-ı Etfal SokağYnda kâgır bır bınada, Tepebaşı'nda, Beşıktaş Çırağan Sarayı'nın ahjrdan bozma bır muştemı- latında, Meadıyekoy, Osmanbey, Çem- berlıtaş gıbı semtlerde bolünerek devam eden kıraalık hayatı 75 yıldır surerek gunumuzde de devam etmektedır Konservatuvar, kurulduğundan ıtıbaren ıdarecılerden her turlu ılgı ve jakınlığı gorerek gelışmış, Galatasaray Lısesı, Unıon Françoıse ve Tepebaşı Tı- yatrosu'nda devlet ılen gelenlennın de ızledığı (Kâzım Karabekır, Fethı Paşa, Şükru Naıl Paşa gıbı) bırçok konserler venbnışür Konservatuvann, süresi belirli bir yerel yönetimin aldırdığı tahliye davasına konu olmayı aşan tarihi bir misyonu olduğunu hatırlatmakta fayda görmekteyiz. Kuruma Zıya Paşa'dan sonra müdür olarak atanan Musa Sureyya Bey'ın aşağıdakı sozlen bu desteğı ıfade etmek- tedır " Daru'l-elhan her turlu asn ve ınsanı terakkıyı takdır ve telakkıye mu- saıt bır şekl-ı hukumetın mevludu olan ve muduran-ı hukümetten lutf-u neza- hırat gormekle muftehır bulunan bır müessese olduğu ıçın halkımızın es'ad-ı zevk ve manevıyaüna mumkun mertebe genış bır sahada hızmet etmeyı sevgılı mılletıne ve cumhunyetıne karşı muaz- zez bır vazıfe addetmektedır "(2) Başlangıçtan ıtıbaren Haydar Bey (Yuluğ), Muhıttın Üstundağ, Lütfı Kırdar gıbı valı ve beledıye başkan- lannın, Osman Şevkı Uludağ ve Abdul- kadır Karamursel gıbı yonetıcılenn onemb desteklennı goren bu kurum, 80'b yıllara gelındığınde beledıyece artık "taşınması güç bır yuk, kâr getırmeyen yan kunıluş" olarak nıtelendınlerek 1985 yıbnda da Beledıye Başkanı Bed- rettın Dalan donemınde istanbul Unı- versıtesı'ne dev redılmıştır Asbnda bu devır, muzığın akademık duzeyde ele alınması ve dığer konservatuvarlann elde ettığı olanaklara bu en eskı korser- vatuvann da kavuşması acılanndan son derece ısabetbdır Konservatuvann şu anda ıçınde faalı- yet gosterdığı istanbul Beledıyesı'ne aıt olan Kadıkoy'dekı bınada son bır ol- guyla karşı karşıya gebnmış ve bınanın terk edıbnesı ıçın beledıyece konserva- tuvara karşı açılan tahbye davası sonu- cunda bınanm boşaltıbnası ıstemı gun- deme gelmıştır Sanata olan sağlıklı yaklaşımlanndan ve konservatuvann herhangı bır faalı- yetını zevkle ızleyeceklennden emın ol- duğumuz yerel yonetıcıler, elbette bu konuyu bız kurumun mensubu olma onurunu taşıyanlar kadar duygusal de- ğerlendırmeyebıbr Ancak boyle koklu bır geçmışı olan, ülkenın sanat hayaüna onemb katkılarda bulunan bır kuru- mun rum ulusun ortak mab olduğunu unutmamak gerekır Bu açıdan konservatuvann, suresı be- lırlı bır yerel yönetimin aldırdığı tahbye davasına konu olmayı aşan tanhı bır misyonu olduğunu hatırlatmakta fayda görmekteyiz. Konservatuvara göstenlecek olan an- layış, "yakın tanhe ve sanatımızın gebşı- mıne" göstenlecek anlayışla eşdeğerde olacaktır Bu konuda taraf obna durumunda kalan başta Sayın Sozen obnak uzere hıçbır yerel yonetıcının boyle bır ozen- sızhk ve anlayışsızlığı sahıpleneceğıne ıhtımal vermıyoruz (1) 2 Kanun-ı sanı 1332 tanhlı ve 2764 numaralı Takvım-ı Vekayı de yayımlanmıştır (2) Daru l-elhan Mecmuası Sayı 1 1 Şubat 1340 (Mukaddıme) ETYEN MAHCUPYAN Laik Olmak Yeterli mi? B ıbnem duvdı-nuz mu9 Cezayır'e demokrasi gel- mış. sonra da bır anda yok olup gıtmış Turkıye'- dekı kamuoyu bu konuyu pek sevdı Cezayır'dekı seçım ve darbe olayının ortaya koyduğu 'çelışkı', hem laık hem de Islamı çevrelerde 'entelektüel' damarlan- mızm kabarmasına yol açtı Bıldığınız gıbı çelışkı 'demok- rası'ye sahıp çıkan partının secımlerde hezımete uğraması, buna karşıîık seçımlen kazandığı takdırde 'demokrasi'yı ortadan kaldıracağını soyleyen partının ıse seçımlen kazan- masıydı Belkı de çehşkı, 'demokrası'yı 'demokraf olmaktan ba- ğımsız ayn bır kavram gıbı ele almaktan kaynaklanıyor. Gorulduğu kadanyla bırkaç ıstısna dışmda hem İslamı hem de laık kesım, analızlennde demokrasi kavramını kullanır- ken demokratlık kavramını es geçebıbyor Cezayır'ın son 25-30 yıbna baktığımızda demokratik bır kurumsallaşma ve demokratik bır kultur bınkımı oluştur- mamış bır toplum gorüyoruz FLN admdakı eskı devnmci partının yonetımı altında geçen bu surenın ozelbkle son 10 yıbnda ıse eğıtım olanaklan azalırken ışsızbk, konut soru- nu, yolsuzluklar yozlaşma artmış öte yandan İslamı ke- sım eğıtıme, gunlük yaşamı kolaylaştırmaya ve adıl tıcarete yonelık çabalar gostermış Şımdı bır an durup duşunebm Bır yandan halkı yıllarca ezmış, becenksızce uygulamalar yapmış ve "Demokrasi ıyı- dır" demekte olan bır partı var Öbur tarafta ıse guncel pob- tıkalanyla taraftar kazanmış ve "Demokrasi kotudur" dı- yen bır partı Laikliğin demokrasiyi dışlamıyor olması, laik kesimleri kendiliğinden demokrat yapmıyor. Demokrat olmak bir tavır meselesi, ne yaptığımız kadar,nasd yaptığımızın da tarifidir. Düşunuyorum da eğer bu ıkı seçenek arasmda kabnmış ıse sıradan Cezayırlı va- tandaşın FIS'ı seçmış olması bana hıç de ce- bşkıb gelmıyor So- mut yaşananlar açısı- ndan FlŞ'ın FLN'ye ustünluğü bır yana, FlS'ın "demokrasiyi kaldırma" vaadı ozel- bkle oy toplayıcı bır unsur bıle olabıbr Çunku demokraa, 'kotu'nun bır gun yenıden seçılebılme ıhtımalmı açık tutu- yor Dolayısıyla 'demokrası'run ortadan kalkması, belkı de Cezavırlı vatandaş ıçın gecmışe yenıden donmemenın bır garantısı 1 Gorülüyor kı demokrat olma ıle bağlannı ko- parmış soyut bır 'demokrasi' kavramı, kuramsal olarak çok kolayhkla yozlaşünlabıleceğı gıbı pratıkte de rahatbkla gen tepebılmektedır Demokrasi ancak demokrathğın bır yaşam btçımı halıne geünlmesıyle gerçeklık kazanabıbr Buna karşıbk demok- rasi sddece bır yontem olarak görulür ve vaaz edılır, yanı bır 'araç'a donüşür ıse bırçok ınsan 'amaç'a bakarak 'tehbkeb araç'lann elımıne edılmesme "evet" dıyebıhr Laık kesımın onemb bır bolumu, gabba bu noktayı anla- makta zorluk çekıyor fslamıyet demokrasi ıle çelıştığme, kendılen de laık olduklanna gore kendılennı otomatıkman demokrat sayıyoriar O> sa devletın islamı kurallara tabı ol- maması, devletın demokrat olması ıçın gerekh olsa da yeter- b bır onkoşul değıl Laıkbğın farkı (veya ustunluğu) dın ıle devlet ışlennı ayırmaktan gelen bır çoğulculuk mantığma dayanmasıdır Ancak laıkbğın demokrasiyi dışlamıyor olması, laık ke- sımlen maalesef kendiliğinden demokrat yapmıyor Çünkü demokrat obna bır tavır meselesı, ne yaptığımız İcadar, nasıl yaptığımızın da tanfıdır OKURLARDAN Saym Bumin'e Açık Mektup Ne tesaduf, oncekı gun de Bulcnt Tanor e yazmışum Bugun ıse yazınız ıçın sıze vazıyorum Bana gore Anayasa Mahkemesı Başkanı nın iazla bulduğum tev azuu ve hoşgörusu >aizunden Sızecevabıo vennelıvdı Cıddıye almamak, gulup gecmek yelmıyor \ma belkı bır yerdesoyleyecektır Bunu onun yenne emeklı bır mesleİttaşı olarak ben yapıyorum ve böyle yapmasının doğnı olduğunu bılmesı ıçın bır surelını de ona gondenyorum 1 Edebıyaü herhalde Yekta Be> kadar bılmıyorsunuz Çünkuyapmaya kalkışüğınızeleşün bu yonuyleza>ıf Yekta Bey on beş yıl bu dersın hocabğını yapmış bır ınsandır 2 Hukukuhıç bılmıyorsunuz Nedenı de çok açık Oncehukukçu değılsınız Sonra ılgjh metınlenn ve olaylann djşındasmız Mahkemeye uğrayınca sızın Hak-Iş panelındekı konuşmanızdan dasozedıldı Nevazık Eskı Marksıstler, Kurtçuler ve şenatçılargıbı saldınvorsunuz Sız Yekta Bey'ın veya onun mahkemesının 12 Eylül öncesı, sonrası neler yaptığını ve vazdığını, pobtıkavla butun ısrarlara rağmen ıbşkı kurmadan herkesı aydınbğa çıkarmak ıçın fedakârbklarda bulunduklannı bıhyor musunuz 7 Gencay Şa> lan da tebnktensozetmış Oyleşey olmadıkı Aksıne generaller Anayasa Mahkemesı'nın onunde demokrasıye geçış ıçın söz venp ant ıçtıler Yekta Bey avukatlığa geçseydı hıç değılse yazlık bır penceresı, bınecek bır ozel arabası olurdu Gelelımışınasbna 12 9 1980 gûnlu ve 1 no'lu bıldın> le feshedılen parlamento ve hukumeü27 10 1980gunlü 2324 sayılı kanunun 1 maddesıyle kımı ıstısnalar dışında 1961 Anayasası yla değışıklıklennın yûrürlükte olduğu vurgulandı Anayasa yürürlukten kalkmadı kı Aksıne yenı anayasa kabul edılıp yururluğe gınnceye kadar 1961 Anayasası "nın sonrakı beş maddede belırülen ıstısnalar dışında yürurlukte olduğu yazıldı Neden anayasa ve mahkemesı feshedılmış olsun 9 Neden gorevden kaçıp askerlere bıraksınlar 9 Son 12 yılı duşunun, bu mahkemenın olması ıyı mı kotu mu, zararlı mı oldu yararb mP Lutfen bıldığınız ve yetkılı olduğunuz konularda yazı > aan da yararlanalım Yekta Bey, fcdakârlık yapıp gorevde kabnayı secen ınsanlardan bın ve İ979'da senatonun beş grubunun oyuyla seçılen bır uyedır Mahkeme kapaubp dağıtılmadiğı ıçın de en eskı üyesı Yılmaz Bey ondan bır oylama sonra seçıldı Şımdı ıkısınden başka seçımle gelen dekaimadı Mahkemeyı yıpratmayınız Yazık Orduya, pobse, basına, adalete saldın fark etmez Guvenecek bır şey kalmasuı mı9 Pekı, Anayasa Mahkemesı'ne çatıyorsunuz. Kararlan ortada Nıye Yargıtay, Danıştay, başka kuruluşlar durdu9 Şız nıye unı versıtedesınız 9 Önce kendınıze donunuz ve kendınıze hesap sorunuz Bır unıversıte mensubuna yakışan da budur Daha da > ureğımz yetıyorsa Yekta Bey 'e yazıp sorunuz Izmır'egebp konuştuklannda soru sorsaydmız ya AJacağınız cevaba razı ısenız ona da yazınız da ben bunlan yazmayayım, o cevabmı versın Bılmem kısaca anlatabıldım mı'' Değerlere saygı gostermezsek hıçbırşeye dayanamayız Sıze yıne de başan dıbyonom A.ERDOGAN Emeklı Hâkun-Ankara TRT Haber Merkezi'ne Yenı yayın donemının başlamasıvla bırbkte TVl'dekı20 00anahaber bultenının okunduğu studyoda ^pıkerlenn arkasında bulunan dunya hantasında nedense Yenı Zclanda>cralmıyor TRT dekoratorlcnrun ya coğrafva bılgılen vetersız ya da çok unulkanolsalargeıek Ancak altmış mılyona seslenen ve egıtıcı ışlevı olan bır kurumun bu tur hatalar yapmaması gerekır rürkıye'nın Welbngton'da ılk kcz buvukelçılık açuğı bır donemde Yenı Zelandab dostlanmıa kıımayalım ESENTÜRAY istanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle