06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13EKİM1992SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Vançin: Julie'yi kaçırmadım • İSTANBUL (AA) - Miili Birlik Komitesi üyelerinden Orhan Erkanh'nın gelini Catherine Julie Erkanh'nın ortadan kayboldukıan sonra Yunanistan'da ortaya çıkması olayı. esrannı koruyor. İstanbul Asayiş Şube Müdürü Bahattin Zengin, daha önce kaybolduğu gerekçesiyle polise başvurulan Julie Erkanlı'nın ortaya çıkmasından sonra. polise kaçınlma iddiasıyla bir şikayette bulunulmadığmı 9 söyledi. Yunanistan'da Julie Erkanlı ile yakalanan Osman Vançin, biröğrenciyi soymak suçundan Dedeağaç Emniyet Müdürlüğü'nde tutuklu bulunuyor. Vançin, AA muhabirine "Julie'yi silah zoruyla kaçırdığım söyleniyor. Benım silahım yok ki. Otelde herkes gördü. İuliegayet neşeliydi. Sonra ben onu niye kaçırayım? İki buçuk senedir gizlice sevışiyoruz. O bensiz yaşayamaz" dedi. Acıbadem'deki operasyon İstanbul Haber Servisi- Acıbadem'de Devrimci Sol örgi'tüne ait olduğu savıyla goçen cumartesi günü düzenlenen operasyonda öldürülen kadının Sultan Cenik olduğu bildirildi. Dün, avukat Fuat Erdoğan'la birlikte, cesedin otopsi için getirildiği Adli Tıp Morgu'na gelen Hasan Cenik. kıa Sultan Cenik'i teşhisetti. Acıbadem Muhitin Üstündağ Caddesi'nde bir apartmanın üçüncü katındaki eve cumartesi gecesi düzenlenen operasyonda, Sultan Cenik polisle çatışmaya girdiği ileri sürülerek öldürülmüştü. Motosiklet kazası: 2 ölö • İSTANBUL(AA)- Zeytinburnu"nda bir motosikletin trafık ışık direğine çarpması sonucu meydana gelen kazada 2 kişi öldü. Kennedy Caddesi'nde saat 04.00 sıraîannda meydana gelen kazada, 34 MAL 24plakah motosiklet. Kazlıçeşme ka\ şagındaki trafik ışıklannın bulunduğu direğeçarptı. Motosiklette bülunan Mehmet İşitmez (24) İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde, Deniz İnaç da (22) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlırken yolda hayatmı kaybetti. NATOgemiteri ziyarete açıldı • İSTANBIL(AA)- NATO'nun sonbaharplanlı tatbikatlanndan olan 'KararlılıkGösterisi-92' (Display Determination-92) , Tatbikatı'na katılan müttefık ülkelerine ait savaşgemileri, İstanbul'da vatandaşlann ziyaretine açıldı. Dolmabahçe açıklannda demirleyen 14 savaş gemisinden Gatineau (Kanada). Piet Heyn (Hollanda). Emden (Almanya) ve Victoria (İtalya) adlı savaş gemileri. bugün öğleden sonra1 vatândaşlar tarafından gezildı. Bilkent'te yeni öğretim yılı . • ANKARA(Cumhuriyet t Bürosu) - Türkiye'nin ıfk özel ; üniversitesi olan Bilkent İ Üniversitesi'nde yeni öğretim : . yılı bugün düzenlenecek bir jtörenlebaşlayacak. Bilkent '{Ü niversitesi'nde yeni öğretim ; yılının başlaması nedeniyle \ düzenlenecek törende Devlet .- Bakanı Ekrem Ceyhun ve ;. Milli Eğıüm Bakanı Köksal •1 Toptan birer konuşma >yapacaklar. ' Gcçcnyıl 700öğrencinin 1 lisans. lısansüstüveönlisans ', programlarından mezun ; olduğu Bilkent , Üniversitesinde 1992-93 ; öğretim yılındayaklaşık 8 \ bin 500 öğrenci öğrenim i görecek. Bilkent ! Üniversitesi'nebağlı7 ; fakülteve 7enstitü bulunuyor. Öfkeli gelin orman yaktı l •ML'ĞLA(AA)- ! Muğla'nınUlailçesinde, \ zorla evlendirilen bir genç1 kız, gelin gittiği köyün ormanını yaktı. Ahnan bilgiye göre istemediği biriyle \ zorla evlendirilerek, Ula'nın \ Portakalbk köyünden Elmalı ; köyüne gönülsüz olarak ; gelin giden Sevda Madan (17) adlı genç kız, bu olaya ' çok kızdığı için ormanın ! yakınındakıçalılıklan ! tutuşturdu. Ateşin kısa ' ormana saçramasıyla köyün çevresindeki Kızılçam ; ormanını n 15 dekarlık • bölümü tahrip oldu. Bilimadamlan ve yönetidler, Kilyos- Karaburun bölgesinde 50 yıldır tahrip edilen doğayı kurtarmayı tartıştılar Madenlerormanı yok• . ı __ı • • _ • _ _ <~< _ • • * M ı _ *i ! _." *ı 't ._ı ı._l 1.1. i ;ı *ı r * . ı J : —• ; _ *r_ .1 11 y~- ı_ ı _ _ 1 ^^^^ _ 1 * . . _ _ _ _ _ _ı • _ _ J _ I _ " •_* İstanbul Haber Servisi- Madencilerin son 50 v ıldan bu yana hiçbir önlem almaksızm linyit, kil ve taş elde etmek için İstanbul'un Kilyos-Karaburun bölgesindeki ormanlar vesahil şeridi üzerindeyaptıklan tahribatı gjdermenin yollan aranıyor. Madencilerin, bugüne kadar 5 bin hektarlık orman alanını yok ettikleri, üretimleri sırasında çıkan tonlarcatoprağıdenizedöktüklerive4-5yıl daha sürecek olan faaliyetleri sırasında da 20 bin hektar orman alanını tahrip edecekleri bildirildi. Alman Kültür Merkezi ile İTÜ Maden Fakültesi'nin ortaklaşa düzenlediği "Üretimi Bitmiş Maden Ocaklannın Sıhhileştirilmesi ve Yeniden Doğaya Kazandınlması" konulu toplantıda biraraya gelen bilimadamlan, yerel yöneticiler ve bakafrılık temsilcileri. madencilerin Kilyon- Karaburun arasındaki bölgede doğaya verdikleri zaran tartıştılar. Çevre Bakanı Âkyürek. top- lantıda yaptığı konuşmada doğa üzerinde bu türyaralann açılmışolmasının. Çevre Kanunu'nda öngörülmesine karşın, bugüne kadar Çevresel Etki Değerlendirme(ÇED) Yönetmeliği'nin çıkanlmamış olmasından kaynaklandığmı belirterek. 8 yıldır çıkanl- mayan yönetmeliği kendilennin 8 aydaha- zırlayıp tartışmaya açtıklannı anlattı. Creti- mi bitmiş maden ocaklannın rehabilitasyo- nu yönünde bir çalışmaya gjrmenin zamanı- nın geldiğini. hatta geçmek üzere olduğunu belirten Akyürek, bu uygulamalan denetie- yecek mercilerin başında da yerel yönetimle- rin geldiğini söyledi. Çevre kanunlannı belediyelere uygulatmakta kararlı olduklannı kaydeden Akyürek, buarada önümüzdeki aydan itibaren çevreye ilişkin katılma paylannın belediyeler tarafından toplanması yönünde bazı düzenlemeler yapacaklannı açıkladı. Bu uygulama ile. belediyelerin Emlak vergisi topladığı dönemlerde. bu katılım paylannın da sağlık- lı birşekildetoplanabileceğini belirten Ak- yürek, "Bu katılım paylannın yüzde 50'sini hatta daha fazlasını toplayanlara bırakaca- ğız. Büyükşehir belediyelerinin dışında ilçe belediyelerin de bu paydan yararlanmasını sağlayacağız. Bu parayı mutlak surette çevre için kullandırtacağız. Bu arada.işçilennin maaşlannı ödeyemeyen belediyeler bu pay- lan maaşa kapatmasın diye de bir sistem koyacağız" dedi. Sempozyuma katılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sözen ise. son 50 yıldan beri sürdürdükleri faaliyet sonucu sözkonusu bölgede harap bir doğa bıraktıklannı söyledi. Bugüne kadar 5 bin hektarlık bir arazinin tahrip olduğunu belirten Sözen." Eğer başka bir önlem ahnmazsa bu 25 bin hektara kadar büyümüşolacak"dedı. Bölgedeki madencilerin kükürtoranı sonderece yüksek ve kül oranı da yüzde 35'lerle ifade edilen düşük kaliteli linyitleri hiçbir antıma tabi tutmadan taşı, toprağıyla piyasaya sürmelerinin kentte hava kirliliği yarattığını belirten Sözen. linyit üreticileri kömürleri antarak piyasaya sürmeleri halinde memnun olacaklannı belirtti. Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığı Müs- teşar Yardımcısı Sıtkı Sancar da, sempoz- yumda yaptığı konuşmada, bakanlığınca bugüne kadar temiz birçevre için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü önesürdü. Sancar, bugüne kadar Türkiye kömür İşletmeleri'- nce linyit çıkarmak için yok edilen ormanla- nn yerine ağaçlandırma yaptıklannı, termik santrallerde de hava kirliliğini önleme yö- nünde bacagazı desülfürizasyon tesisi yapıl- ması doğrultusunda çalışmalar yaptıklannı açıkladı. Üretimi bitmiş maden ocaklannın rehabilitasyonu ve yeniden doğaya kazandı- nlması konusunda Türkiye ve Almanya'dan soruna ilişkin görüşlerin aktanldığı sempoz- yum bu akşam sona eriyor. Sırtlandıklan ağır yükle araştırma görevlileri bilimsel çalışma yapamıyor Üniversiteninastsubayları• Yükseköğretim 1 *Yükseköğreti kurumlannda görev yapan araştırma görevlileri dert küpü. Yüklendikleri görevle aldıklan ücret birbirine paralel değil. Zaman zaman kürsü başkanlanyla düştükleri görüşaynhkları kariyerlerini olumsuz etkiliyor. İkili öğretimin akşam saatlerini de alıp götürmesinden kaygı duyuyorlar. FİGEN ATALAY Araştırma görevlileri sessiz çığlıklar atıyor. Aldıklan ücret- lerle üstlendikleri sorumluluk- lar birbirine paralel değil Omuzlanndaki ağır yükle bi- limsel çalışmaya zaman bula- mıyorlar. Zaman zaman kürsü başkanlanyla aynı görüşte ol- mamak kariyerlerini olumsuz yönde etkiliyor. Araştırma gö- revlisi değil asistan olarak anıl- mak istiyorlar. İkili öğretimin. bilimsel çalışmalar için ayırdık- lan akşam saatlerini de alıp gö- türmesinden kaygı duyuyorlar. İstanbul'daki üniversitelerde görev yapan araştırma görevli- leri, yükseköğretimin içinde bu- lunduğu sorunlara sahip çık- mak, yükseköğretim sisteminin bünyesinde gözlenen olumsuz- luklann giderilmesi çalışmalan- na doğrudan etki edebilen bir baskı grubu oluşturmak ve ara- lannda iletişım sağlamak gibi amaçlarla bir süre önce dernek kurdular. Derneğin başkanı Ozan Erözden, yönetim kurulu üye- leri Reşat Saraoğlu. Ahmet Ko- yun, Saime Suna ve Cevahir Kayam'la araştırma görevlile- rinin sorunlan. istekleri. ikili öğretim ve yeni yükseköğretim yasa tasansı üzerine konuştuk. Maaşlannın 2 milyon 700 binden başladığını ve daha son- raki yıllarda da çok fazla artış olmadığını anlatan araştırma y Ç o C l l k G Ü n Ü Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, "DûnvaÇocuk Günü" dolavısıvla bir grup anao- kulu öğrencisini makamında kabul etti. Daha sonra da Zübevda Hanıın Anaokulu"nda düzenlenen törene katıldı. Toptan, burada yaptığı konuşmada. ilk. orta ve yüksek ögreninıdeki başarısızlığın en önemli nedenlerinden birinin okul öncesi eğiti- mi ihmal etmek olduğunu kaydederek şunları söyledi: '"Türkiye'de bugüne kadar okul öncesi ve özel eğitim olmak üzere iki alanda da yanlış anlayış ve okullaşma eksikliği yaşandı. Biz okul öncesi eğitim veren okullarımızı eğitim yuvası olarak de- ğil, çalışan annelerin çocuklannı bıraktığı bir çocuk bakınıevi gibi gördük." (Fotoğrat: AA) göreviilerinin en bü\ük sorun- lanndan biri ağır iş yükü. Peki. derslere girmek, smav kağıdı okumak gibi uğraşlardan sonra bilimsel çalışmaya zaman ayı- rabiliyorlar mı? Araştırma gö- revlileri, bu soruyu şöyle yanıt- lıyorlar: "Lisans öğrenimini birinri- lile ikıncilik gibi derecelerle bi- tiren bu insanlann kapasitelen kullanılmıyor. Araştırmaya za- man a>ırmak genellikle öğre- tim üyelerinin insafına kalmış. Hoca insaflı ise araştırma yapı- labiliyor, insafsızsa zaman kal- mıyor. Gecelerden, haftaso- nundan özveride bulunarak bi- limsel çalışma yapabiliyoruz. Üniversitedeki bütün yük bi- zim sırtımızda. Güvenliğin sağ- lanması konusunda bile görev- ler veriliyor. Araştırma için za- man olsa bile gerekli ait binkim ve olanaklar yeterli değil. Kü- tüphaneler fakir. dış yayınlan izleyemiyoruz. Araştırmalara maddi ve manevi destek yok. Özellikle sosyoloji alanında, eğer yapılan araştırma hocanın görüşleri doğrultusunda degilse yayımlanması zor." Görüştüğümüz araştırma görevlileri, ikili ya da gece öğre- timin kendilerine çok ağır bir ders yükü getireceğini belirti- yorlar. Dernek Başkanı Ozan Erözden. "İkili öğretim. öğre- tim üyelerine ciddi bir ek gelir getirecek. Bizimse ders yükü- müz ikiye katlanacak. Diplo- malı işsiz sayısı artacak. Işsiz gezen insanlan bir süre daha öğrenci statüsünde gösterecek. Üniversitenin asli işlevi eğjtım değil bilimsel üretimdir. Bilim- sel çalışma hiç yapılamaz hale gelecek" diyor. Cevahir Kayam ise "Öğretim üyelerinin boş vakti var deniliyor. Bilimsel ça- lışma boş vakit demekse biz daha çok boş vakit istiyoruz" dıye konuşuyor. Araştırma gö- revlileri, altyapı olmadan, ön hazırlık yapılmadan başlatıla- cak ikili öğretimin. üniversitele- n bilimsel üreıimdeOnoktasına vaklaştıracağın söylüyorlar. Yasa tasansı olumlu Yükseköğretimle ilgili yeni vasa tasansını "genel olarak olumlu" diye nitelendiren Ozan Erözden. bu konudaki görüşle- rini şöyleaçıklıyor: "Ünıversite- ler geniş çapta demokratik kaülıma açılıyor. YÖK'ün >et- kileri büyük oranda üniversite kurullanna kaydınlıyor. An- cak, araşUrma görevlileri ku- rullarda yeterli düzeyde temsil edilmiyor. 1-2 göstermelik tem- silci var. Yalnızca temsılcilik düzeyinde tutulmak da yeterli değil." Araştırma görevlisi yerine asistan olarak anılmayı tercih ettiklerini de kaydeden Eröz- den. "Asisıan kelimesinin. YÖK'ten önceki statüyü hatır- latması açısından mane\a bir yönü var. Asistanhğı öğretim üyeliğinin aslı kaynağı olarak görüyoruz" diyor. İstanbul'da yaklaşık 3.500 araştırma görev- lisi bulunduğunu belirten Ozan Erözden. dernek olarak geniş bir araştırma görevlisi yelpaze- sıne seslenmek istediklennı \ ur- guluyor. Çeşitli etkinlikler ger- çekleştirmeyi amaçlayan İstan- bul Araştırma Görevlileri Der- neği. önümüzdeki günlerde "254?- sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda Bazı Değişiklikler Yapılması Hakkındaki Kanun Tasansı" ile ikili öğretim konu- lannı tartışmaya açmak üzere sempozyum düzenJeyecek. 34 saatte Amerika'yı keşfedin!• Amerika'nın keşfedilişinin 500. yılı törenleri kutlanı- yor. Sesten hızlı uçan Concord'la 50 Amerikalı turist 23 bin 500 dolar(180 milyon lira)ödeyerek doğudan baü- ya 34 saatte dünyanın çevresini dolaşacaklar. Haber Merkezi- Amerika kı- tasının Kristof Kolomb tara- fından keşfedilişinin 500. yıl- dönümü nedeniyle dünyanın çeşitli merkezlerinde ilginç et- kinlikler düzenlendi. Etkinlik- ler kapsamında, sesten hızlı uçan bir "Concorde" uçağı. yaklaşık 34 saatte dünyanın çevresini dolaşacak. Kişi başı- na 180 milyon lira ücrel ödene- rek yapılacak uçuşta güneş hiç batmayacak. ABDdeki Kristof Kolomb günü dolayısıyla dün Lizbon'- dan havalanan ve dünyada sesten hızlı uçan tek yolcu uça- ğı olan Concorde, doğudan 'batıya olan rotası üzerinde, Domınik Cumhuriyeti, Aca- pulco. Honolulu. Guam, Bangkok ve Bahreyn'e gidecek ardından Lizbon'a geri döne- cek. 25 bin millik yolu katede- cek olan uçak sadece indiği yerlerde 1.5 saat mola verecek. 24 saat 55 dakika havada kala- cak olan Concorde ucağı bu- gün saat 17.55'te turunu ta- mamlamış olacak. Fransız Hava Yollan'na ait olan Concord uçağı ile seyahat eden 50 kişilik ABD'li turist grubu bu tur için kişi başına 23 bin 800 dolar (yaklaşık 180 milyon Türk lirası) ödeyecek. Yolcular, her vanş noktasında törenlerle ağırlanacaklar. Bu arada, söz konıjsu uçak, bu özel tur sayesinde doğudan ba- tıya ticari uçuş rekorunu da kırmış olacak. Öte yandan. Amerika'nın keşfınin 500. yıldönümü ile il- gili bir etkinlik de İstanbul'da düzenlendi. İstanbul Üniversi- tesi Edebiyat Fakültesi Sosyo- loji Bölümü'nün organize etti- ği toplantıda. Amerika'nın 1492de keşfiyle birlikte ortaya çıkan dünyadaki siyasi, eko- nomik ve kültürel gelişmeler tartışılıyor. Sözonusu toplantı- lar yann sona erecek. 7 bin lurkıogrencı Ankara9 da ANKARA (Cumnuriyet Bü- rosu) - Özbekistan. Azerbay- can. Kazakistan, Türkmenis- tan ve Kırgızistan'dan Türk üniversitelerinde öğrenim gö- recek öğrencilerden ilk grap, dün Türkiye'ye geldi. hk'gfup- ta 305'i yükseköğrtrti«ı;'40'da ortaöğrenim çagında toplam 345 Ozbek öğrenci bulunuyor. Toplam 7 bin üniversite öğren- cisinin Türkiye'ye gelme ve yerleştirme işlemleri ay sonuna değin tamamlanacak. Oğrencileri Türkiye'ye geliş- te. YÖK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam ve Milli Eği- tim Bakaniığı yetkilileri karşı- ladı. Ûğrenciler için Esenboğa Havaalanı'nda düzenlenen tö- rende de folklor gösterileri yapıldı. Türkiye ile bu cumhuriyetler arasında yapılan anlaşma ge- reğince burslu okuyacak olan öğrenciler, Ankara, Eskişehir, Kayseri, Konya, Samsun, Trabzon, İstanbul, Bursa, Edirne ve İzmir'deki üniversi- telere yerleştirilecekler. 'Alo- Yardım mı? Kocaiîi dövüyor' İstanbul Haber Servisi- Sos- yal hizmetler ve kadın işlerin- den sorumlu Devlel Bakanı Prof. Dr. Türkan Akyol. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'na sığmma evinin onanmında kul- lanılmak üzere bağışta bulun- du. 300 milyon lira tutanndaki bağış çekini vakıf adına Yaprak Zihni- veren Akvol, oğlu'na Bakan kadının statüsü- nün göriilür hale gelmesine çahştıklannı söyledi. Kadın BakanlığYnın oluşumundan sonra her ilde müdürlük ve bu müdürlüklere bağb kadın danışma ve sığınma merkez- lerinin açıla- cağını bildiren Bakan Akyol, yine bakanlığa bağlı olarak "Alo-Yardım" hattının kurulacağmı açıkladı. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nda dün bağış çekinin teslimi nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Bakan Akyol, kadmlann yüzde 80'i aşkın bölümünün koca da- yağını "Kocamdır döver" anla- yışıyla değerlendirdiğini, yüzde 20'sinin gazete, yüzde birinin de dergi okuduğunu anımsattı. Bu veriler doğrultusunda kadınla- ra öncelikîe dayağın sevgi gös- lergesi olmadığının, insan hay- siyetiyle bağdaşmadığının an- latılması gerektiğini vurgula- yan Bakan Akyol, kadını cinsel obje olarak gösteren reklamlan ve medyayı eleştirdi. Kadınlan çıplâk ve seks aracı olarak gös- teren renkli basına sınırlama getirilmesini önerdi. Bilbord- larda iki gündür yer alan ve bir kadının elinde bir paket pi- rinçle"Beni ye- meye devam edin" sözleriyle gösteren rek- lamın protesto edilmesi gerek- tiğini de vurgu- layan Bakan Akyoi. "Dünya- da tüketimi arttırmak için reklam. rek- lamlan etkili hale getirmek için de kadın kullanılıyor. Buna artık bü- tün dünya karşı çıkıyor" dedi. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı yöneticilerince kendisine armağanedilenveüzerinde"da- yağa hayır" yazan tişörtü gö- rünce gözleri yaşaran Devlet Bakanı Türkan Akyol, dileği- nin bir gün böyle tişörtlere ge- rek kalmaması ve sığmma evle- rinin dans salonlanna dönüş- mesi olduğunu söyledi. Bu ara- da basın toplantısından haber- siz olarak kocasırun dayağı- ndan kaçarak vakıfa başvuran bir kadın da Bakan Akyol'la görüştürüldü. •Devlet Bakanı Türkan Akyol, Mor Çatı Kadın Sığmağı'na 300 milyoniuk bağışta bulundu. Bakan Akyol, kadınlann yüzde 80'nİn 'kocamdır döver' düşüncesinde olduğunu söyledi. Bakan Akyol, "Dünyada tüketimi arttırmak için reklam, rek,lamlan etkili hale getirmek için de kadm kullanılıyor. Buna artık bütün dünya karşı çıkıyor" dedi. Cem Karaca, Cahit Berkay ve Uğur Dikmen yeni kasetlerini Sultanahmet köftecbinde tanıtti.(Foto: İBRAHİM GÜNEL) 'Rock'ınbabalanköftecidebıduştıı Kültür Servisi- Türk rock müziğinin 3 büyük ismi Cem Karaca. Cahit Berkay ve Uğur Dikmen,"Nerde Kalmıştık?" diye soruyorlar son çıkan kasetlerinde. Yanıt ise kasetın kendisi: 1960 başı- ndan bu yana Moğollar ve Haramiler'de etno-rock müzikle Türkçe verdiler mesaj- lannı. Yıllar sonra tekrar biraraya gele- rek "Yeyin Efendiler" adlı kasetı yaptı- lar. Bugün kaldıklan yerden, hiç bir ödün vermeden, yine çok güzel mesajlar veren ama espri dolu sözlerle devam ediyorlar. Kasetin tanıtımı tarihi Sultanahmet Köftecisi'nde. köfte yiyerek yapıldı. Bu- nun nedeni kasette yeralan "Niyazi Köfteler" adlı parça. Cem Karaca amaç- lannın fast-food'a karşı olmak değil, köf- temizi hamburgere karşı korumak oldu- ğunu söyleyerek"Dünyanın en güzel köf- telerini yapıyoruz. İnegöl, İzmir, Sulta- nahmet gıbı pek çok ünlü köfte çeşidimiz var, hamburgerin yanında köftemiz de yaşasın" dedi. Parçanın sözlerini yazıp, köftemizin hamburgere ezilmemesini diliyoruz... "Üzgünüm dedi/1 am sorryıDuck Do- nald'm hamburger işi köftesi/Oh yeah. Pazar payı, Bundan sonra/İf youeat, yer- şen yani/Oh yeah., Fifty fıfty okey mi?/ İnegöl işi/Ve SultanahmetVe Rumeli ya- ni yerli malı köfteler/Vah vah.' İşler ke- sat'Örgütlenmeli/Yola düşüp Ankara'ya gitmeli/Ekonomi liberal/Hay Allah. Hamburger go home/Yaşasın köfteler/ Bütün köftecileri Türkiye'nin, Birleşsin, Yallah./İyi olur inşallah/Netice hatice/ Köfteler niyazi/Yani ne şehit ne de gazi Eyvallah/Buraer olan köfteler/Maşal- lah. Satranc Ustaların 18. oyunu berabere Kültür Servisi - Belgrad'da oynanan "Yüzyılın Rövanş Maçı'nın on sekîzinci oyunun- da Amerikalı Büyükusta, eski dünya satranç şampiyonu Bobby Fischer ile Rus asıllı Fransız Büyükusta Boris Spassky berabere kaldılar. Boris Spassky'nin Beyazlarla oynadığı ve dört saat on beş da- kika süren on sekizinci oyunun otuz alüncı hamleleri tamam- landıktan sonra taraflar bera- berlikte anlaştılar. On galibiyet alan tarafın ga- lip sayılacağı 5 milyon dolar ödüllü. özel karşılaşmada Bobby Fischer 7-3 önde bulu- nuyor. Karadağ'a bağlı sayfıye mer- kezi Sveti Stefan adasında baş- layan ve Belgrad'da devam eden karşılaşmaya katılan Fisc- her ile Spassky'nin böylelikle, İç Savaş dolayısıyla Yugoslav- ya'ya ambargo uygulayan Bir- leşmiş Milletler'in karanru çiğ- nedikleri öne sürülüyor. Oyun sonunda taşlarn konumu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle