22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahjbı Cumhunye* Matbaacılık ve Gazeıecıhk Turk Anomm Şırketı adına Nldir Nadl • Gencl Yayin Mudurj Hasaa Cemal. Müessesc Müduru Eminc Ijaklıgil, Yazı Islerı Müduri) Okn GoBtıuin, % Hat*r Mcrkezı Mudüru YaJçın Bayrr, Savfa Duzem \öne:menı Ali Acar 0 Ternsıiater ANKARA AknctTan, IZMİR H i m « Çtllnk»»». \DASA <, etjn \ ıgcnoglu [, Potıuka CHal la^aaııç. Istmbuı Habnlen. Şeaa) Kafcaa E.on;.~ Menl Tınrr Oı< Hab*-lcr trjm laki, 1; Scndıka Şakraa bttad. Kulıur Cdal isMt. EHtım Gocay Şa>laa Yurt Hatakn ><C4>I Dotıa. Spor Darı;mını AMdbıdlr Yactlınaa Dı;ı \a*ılaj %*nm Çıhşkaa. \ra$tınna Şahıa *Jpa> Du/el me «.Malak Yaaeı f Koordınaıor Vkmel 0 Ma l}!e- Erol Efkttl £ Mmasebi Bııicat VeMr 0 Bulçe Planlama Sogl Chraıabcşeof^n 0 Rcklam Tonıo £ Idare HBKÎIB C»m Q I>kt^c Oader Ç«tık 0 B gı U cm Saıi lajü 0 Pcrso hıvut Kunıfu Basnajî Nadır Nadl Oklaı W a l . Vmkııı Ba)er Haaa Cemal. Hıkael Çrljakaya. Oka> C Ö M H U Lt«f MuoKn. Iftaan Sricuk. Alı S«m»., «kacı Tın Scia^ı ^ tevff^ Cumhumct Matbaacılık *« Garetecılık TA Ş. Turkocaiı Cad 39/41 Cajaiojlu *4"<14 Uı Pk 246 Istanbui Te! M2 05 05 (20 hao, Tele* 2224«, Fuı (1) 526 60 72 £ Burolar \akan Zı>a Goke p Btv Inkıl&p S No 19 4 Tcl !?3 îl 41-4">. Tdex 42344, Fuı (4) 133 05 6' 9 lıajr H Zıva Blv 1352 5 : 1 T« 13 12 30. Tttaı 52359, Faa (51) 19 5J 60 !-0nu Cad 1İ9 S. Nr I kjl I Td 19 3 ' 52 (4 hat), Tdet. 62155. Fa*. (Tlj 19 25 7» TAKVİM: 11 AĞUSTOS 1991 lmsak: 4.22 Güneş: 6.02 ögle: 13.14 Ikindi: 17.05 Akşam: 20.16 Yatsı: 21.49 Givenchy, podyumlardaki 40. yılını kutluyor Değişime açık 'klasik şıklık'1951 yılından bu yana podyumlarda hiç teklemedi Givenchy. Mevsimler, yıllar, onu hep alkışlar arasında, hep başanlı buldu. NECLÂ SEYHUN PARİS — Kırk yıl geçmiş aradan. Neredeyse bir yarım yüzyıl!.. Givenchy, moda dünyasında kırkıncı yıhm kutluyor bu sonbahar. Ekimde, tam da yaz defilelerinin sonunda... Onun kırkıncı yılı onuruna bir sergi açılacak müze Galliera'da. Onun için daha bir heyecanlı. Onun için sığmıyor içi içine. Bu seferki defilesinde basına bir broşur dağıttı: "Çabucak geçti bu 40 yıl" diyor broşüründe ünlü modacı. "Göz açıp kapayana dek. Gençlik, tutku ve mutluluklaria dolu... Bıitiın bu yıllar boyunca olaylan yakından iziedim. Çünkü raodada çağı yaşamak, değişmeleri gormek, onlara uymak gerek... Kumaşlarla haşır neşir geçen bir 40 yıl... Her mevsim. dün oldugu gibi bugün de yuregimi aynı beyecanla çarplınyor!" Modanın bu ünlü sanatçısı 1927 yıhnda doğdu. Mesleği en buyük ustaların yanında öğrendi. Piguet, Lelong, Scbiaparelli... Kendi adına modaevini 1951 yılında, dostlarının desteği ile açtı. llk defilesinin tum kıyafetleri pek ucuz bir kumaştan yapılmıştı. Ama bu ucuz kumaştan giysiler, gazetecilere ve alıcılara bir buyük modacının doğuşunu müjdeliyordu. O gün bugündür podyumlarda hiç teklemedi Givenchy. Hep başanlı koleksiyonlar sundu. Mevsimler, yıllar onu podyumlarda, hep alkışlar arasında, hep başarılı, hep utangaç buldu. Sırtında beyaz ketenden iş gömieği, defüelerin sonunda hep öyle acele, bir solukta, kaçmak istercesine selamladı konuklarını Givenchy. Audrey Hepburn'un terzisi ve büytik dostu, 91—92 kışı içinde gene 'klasik şıklık' yanı ağır basan bir gıizelim koleksiyon sundu. Insana güven verir onun modelleri. Serüvenlere süruklemez. Bu kuraldan hiç şaşmaz Givenchy. Kış modasının özelliklerini uç noktada özetliyor: —Biraz daha dar omuzlar, —Biraz daha uzun bir boy —Biraz daha geniş etekler... Bu çerçevede redingot stili mantolan, çift yuzlü kumaşlardan uzun, bol mantoları, klasik tayyörlerini, jarse elbiseleri izliyor. Öyle elbiseler ki, iş çıkışı bir kokteylde ya da bir tiyatroda hiç aksamasın. Günden geceye geçmek... Öylesine... Fay, muare, işlenmiş gipur, broşe modeller gecelerın yıldızı. Biraz tul, biraz işleme, biraz payet... Gece için uzun furolar, aynı kumaştan kaplar ya da uzun mantolar... Geniş etekli gece elbiseleri... Gri maviler, canlı kırmızılar, şarap tonları, badem yeşilleri, kastaneler ve siyahlar. Böyle görüyor 91-92 kışıru Givenchy. Bakalım 92 yazını nasıl, ne açıdan görecek iki ay sonra?.. Nasıl görurse görsun, alkışlarla biteceği kesin gene defilesinin. Sağlam temellerinin, zamana ayak uyduran klasik şıklığının odüki bu... Evet, 40 yıldır podyıımlarda Givenchy. Upuzun boyu, çocuksu, utangaç gulüşu ile. Saçları şimdi bembeyaz... Ama ilk günler gibi genç, ilk gunler gibi tutkulu, heyecanlı. Yıllar onu hep podyumlarda, hep alkışlar arasında buluyor. Eh, Givenchy bu saçları değirmende ağartmadı.!.. Üniversiteli 9 dalgıç, Kaçkarlar'da 3412metre tırmanıp, 28 metre budu suya dalişyaptı Yüksek irtifada dalış rekoru Boğaziçi Üniversitesi Sualtı Kulübü'nden 9 dalgıç ve İstanbul Üniversitesi Deniz Sualtı Hekimliği'nden iki uzman doktordan oluşan ekip, vurgun riskinin çok fazla olduğu yüksek irtifada, 0 derece suya dalma başarısını gösterdi. AYŞE CEREN ULKEN Türkiye irtifa dalış rekoru Ri- ze Kaçkarlar'ın 3412 m yuksek- likteki Deniz Gölü'nde Boğazi- çi Üniversitesi Sualtı Sporları Kulübü'nden (BÜSAS) 9 dalgıç ve İstanbul Üniversitesi Deniz ve Sualtı Hekimliği'nden iki uzman doktor tarafından gerçekleştirü- di. Su ısısının 0°C olduğu ve yer yer 1 metreyi bulan bir buz ta- bakasının altında gerçekleştiri- len dalışiarda, soğuğa karşı özei tip 'kuru' dalış elbiseleri ve di- yafram tipi regulatorler kullanıl- dı. İstanbul Üniversitesi Deniz ve Sualtı Hekimliği ile işbirliği yapan BÜSAS'lı dalgıçlar, dalış fizyolojisi ve dalış tabloları hak- kında ortak incelemeler jTirüt- tüler. Ayrıca irtifa dahşlarında kullanılmak uzere grup üyelerin- den Murat Egi'nin hazırladığı ve 3400 m irtifaya uyarladığı ken- dilerine ait dalış (dekompres- yon) tablolarını da denediler. Amerikan Donanması'nın (US Navy) irtifa dalış tablolannı ve hatta piyasada "dalış kompülüriı" olarak satılan ve çok kullanılan ünlü bir marka- yı da dalışlar sırasında kullanıp deneyen dalgıçlar en güvenilir tablonun kendi 'M3' tabloları olduğunu saptadılar. 14 temmuzda başlayan ve 8 gün süren dalış gezisi sırasında sualtı ve suustünde fotoğraf ve video çekimleri yapan grup üye- lerinin Deniz Golü'nün derinlik- lerinde karşılaştıklan tek yaşam küçuk kurtçuklar olmuş. Ger- çekleştirilen en derin dalış "28 raetreye 18 dakika" olduğu hal- de gölün derinliğinin 50-60 met- re arasında olduğunu belirten dalgıçların dibe kadar inmeme- lerinin nedeni aşın soğuk. 30 da- kıkadan daha uzun kaimanın "kuru" elbiselere rağmen mum- kün olmadığı 0°C'deki göl su- yunda, ne "dekompresyon" ne de su içinde vurgun tedavisı ya- pılabiliyor. BÜSAŞ'tan Sertaç Kanan, Ahmet Özman, Umur Özkal, Murat Egi, Mete Uz, Aydın Kandemir, Nihat Gunnen, Mu- rat Aydın, Baki Vokeş ve tü De- niz ve Sualtı Hekimliği'nden uz- man doktorlar Salih Aydın ve Samil Aktas'tan oluşan dalış ekibine Denizbank maddi ola- rak, STFA Tuzla Deniz tnşaat AŞ teknik malzeme vererek, Qu- iksilver ise giyim ihtiyaçlannı karşılayarak destek oldu. İrtifa dalışının zorunluğu, da- lış sonrasında çıkılacak olan or- tamın basıncının normalden az olması sonucu vurgun riskinin artmasından kaynaklanıyor. Bu nedenle dabşların önemi derin- likten değil, irtifadan kaynakla- nıyor. Vurgun hastalığı, çıkış sı- rasında "dekompresyon tablolarında" belirtilen derinlik- lerde belirlı süreler beklenerek önleniyor. Ancak irtifa dalışla- rında kullanılan tablolar yük- sekliğe göre değişiyor. Avrupa- daki dağ göüerinin en fazla 2600 metrede olması nedeniyle, Kaç- karlar'a giden ekibin elinde da- ha onceden denenmiş ve "güve- nilirligi kamtlanmıs" bir "deko lablosu" bulunmuyordu. Dünya irtifa dalış rekorunun kırıldığı Emma Gölü'nde de (3842 m), ondan önce bu reko- ru uzun süre elinde tutan Cous- teau'nun Titikaka Gölü (3810 m) dalışında da, her ekip kendi dalış tablosunu hazırlayıp kul- lanmış. Bu nedenle Kaçkarlar'a giden dalgıçlar da grup üyelerin- den Murat Egi'nin hazırladığı ve ilk olarak 1990 temmuzunda Uludağ dahşlarında denedikle- ri "deko tablolannı" kuilanmış- lar. 16 temmuz salı, saat 07.00 Artvin Yusufeli'nden sabaha karşı saat 03.00'te yola çıkan grup dört saat suren bir yolcu- luktan sonra 2200 metre irtifa- daki Olgunlar'a vanyor. İrtifa daha yolun başında et- kisini gosteriyor. Yola fazlasıy- la ahşık olan katırlar ve katırcı- lar "kaptınp giderken", konvoy- da kopmalar başlıyor. 2800 met- re irtifadaki Dilberdüzu'ne ulaş- tıktan sonra sıra "asıl tırmanış"a geldiğinde "artık tükenmişler". Grup üyelerinden Mete Uz, "Ar- tık hiç yiirüyemeyecekmişsin gi- bi bir his geliyor insana" diyor. Tırmanışın başlarında çarşak (dökuntü taş) zemınin uzennden yüruyorlar. Bu sırada eriyen kar sulannın bastıklan kayalann al- tından gurul gurul aktığı duyu- luyor. 3000 metre>e gelındiğin- Yunanistan'la turizm dostluğuTÜRSAB'ın dayetlisi olarak İstanbul'a gelen Yunanlı turizmciler, iki ülke arasındaki charter seferlerinin arttırılmasını istediler ve "Türkiye'yle bundan sonra da dost kalacağız. Turizm barış ve sevgiyle gelişir" dediler. Buzla kaplı Deniz Gölü'nde 28 mctreye kadar inen dalgıçlar, aşırı soğuğa rağmen 18 dakika su- yun içinde kaldılar. (Fotoğraf: METE UZ) de kar kulvan başlıyor. Normal- de kara kadar taşıyan katırlar, yuk çok fazla olduğu için 3300 metreye kadar devam etmişler. Yuklerin elde taşındığı son 50 metre ters kar sapanı basılıp "çapraz buzul geçişiyle" aşılmış. İşte bu son 50 metre azabından sonra son kayayı aşınca büyüle- yici bir manzarayla karşılaşıyor- lar. Buzla kaplı Deniz Gölü. Yeme, içme için 0°C'lik göl suyu kullanıhyor. Su geç kaynı- yor, yemekler pişmiyor. ilk ak- şam yemeği hava karardıktan sonra yeniyor. Güneş çekildiğin- de ortalık buz kestiği için lafı uzatmayıp hepsi uykuya çekili- yorlar. "Lyandım sabah ilen..." Umur'un sesınden dinlenen "kalk borusuyla" çadırlardan çıkıhyor. Zaten güneş çıkınca çadırlarda daha fazla kalmak mumkun değil, içerisi kaynıyor. "Sabah kalktığımızda suyun donmamış kısımları da don- rnuştu. Geceleri ısı -5°C'i bulu- jordu" diyor Nıhat. Ancak kı- yıdaki 4-5 mm'lik buz, guneşle beraber kayboluyor. Kahvaltı- dan sonra dalış planı yapılıyor. ilk günku dalışların soğuğa ve ortama uyum sağlamaya yone- lik olmasına karar veriliyor. İlk dalışı 13 metreye 8 dakika olarak Sertaç ve Umur yapıyor- lar. Tahminlerinin aksine gölu çok berrak, çok derin ve çok da soğuk buluyorlar. Soğuk ilk gunkü dalışlann tumunu etkili- yor. 1990 temmuzunda Uludağ Kara Göl'de yaptıklan dalışiar- da "kuru elbise"nin içine giydik- leri tek kat kazak ve eşofman al- tı burada yetersiz kalıyor. "Ka- zaklar ve eşofmanlar" gerekiyor. Yüzleri suyla direkt temas halin- de olduğu için 20 dakika sonra tüm hissini yitiriyor. Regülatör- lere hâkim olmak zorlaşıyor. Bunun yanı sıra soğuk rahat dü- şunmeyi de engellıyor. Yine soğuk nedeniyle ilk gun sonunda tum ekip tarafından su içinde vurgun tedavisi yapılma- masına karar veriliyor. Dalış so- nunda sudan gerçek anlamda 'donmuş' olarak çıkan dalgıçla- cın, dipte tedavi için geçirmele- ri gerekecek süre sonunda sağ çıkmaları ihtimali (soğuk nede- niyle) çok düşuk. "Hipotermi- den gidersin" diyor doktor Sa- lih. Bunun için başta hedefleri 50-60 m'ye kadar devam eden dibe ınmezken daha sonra orta derinüği kullanıp (20-30 m) tab- lolan bu metrelerde deniyorlar. Ikinci gun dalışlarında Ame- rikan Donanması'nın (US Navy) tablosunu 28 m'ye 18 dakika yaptıklan dalışta deneyen Mu- rat Aydın ve Umur Özkal'ın Doppler testinde vurgun başlan- gıcı saptanıyor. Bu aynca yap- tıklan en derin dalış oluyor. Gerçek bir vurgun vakası değil ama bir saat saf oksijen solu- yup, bir de kortizon iğnesi olu- yorlar. Turkıye'nin, Balkanlar'ın ve hatta Avrupa'nın irtifa dalış re- korunu elde etmiş olan 11 kişi- lik Kaçkarlar dalış grubu, dört gün içinde rengârenk çiçeklerle ve bin bir çeşit börtu bocekle dolup taşmış olan yaylalardan geri donüş yoluna geçıyorlar. İstanbul Haber Servisi — Körfez krizi, yanan Yunan oto- büsü ve Balkanlar'da son dö- nemde yaşanan olaylar, Türk \t Yunan seyahat acentelerini bu sorunlann aşılması yönünde bir araya getirdi. TÜRSAB'ın da- vetlisi olarak İstanbul'a gelen Yunan Seyahat Acenteleri Bir- liği (HATTA) yoneticileri, kom- şu iki ülkenin turizm sektörün- de yaşanan krizin, ortak çalış- mayla aşılabileceğini belirterek Turkiye ile Ortadoğu'ya yöne- lik paket turizm programlan hazırlamak istediklerini söyle- diler. Turk-Yunan turizmirün yeni- den canlanabilmesi için Yuna- nistan'ın Türklere vize uygula- masını, Türkiye'nin ise toplu konut fonu uygulamalarını kal- dırması gerektiğini vurgulayan Yunanh acente yetkilileri, "Biz, Türkiye ile ber zaman dosttuk ve bundan böyle de dost kal- mak istiyoruz" dediler. The Marmara Oteli'nde dün duzenlenen toplantıya katılan Turizm Bakanı Biilent Akarcalı ise Türk-Yunan dostluğunu ge- liştirmek için iktidarlannın so- mut adımlar attığını, ancak bunların yeterli olmadığını be- lirtti. iki ülkenin karşılıklı ola- rak daha çok şey yapması ge- rektiğini kaydeden Akarcalı, in- sanlar arasındaki dostlukların yan yana, beraber olunca sağ- lanacağını, bunu ise en etkin bi- çimde turizmcilerin gerçekleş- tirebileceğini söyledi. Toplantıya katılan seyahat acenteleri yetkilileri, basın ve TV mensuplarıyla Yunanlı tu- ristlere, "Yunanistan'dan gele- cek her Yunanlı ruristin Türki- ye'deki hamisiyiz ve karşılaşa- caklan en ufak güçlükte, haf- tanın 7 günü kendilerine hizme- te hazınz" şeklinde bir mesaj da gönderen Akarcalı, acente- ler yoluyla komşu ülkelere gi- denlerden Toplu Konut Fonu'- nun ya hiç alınmaması ya da cüzi miktarda ödenmesi için hukumete oneri getıreceğini, ayrıca turizm enformasyon bu- rolanna Yunanca bilen eleman- ların yerleştirileceğini söyledi. Yunan Seyahat Acenteleri Birliği (HATTA) Başkanı Li- sandros Tsilidis ise bugüne ka- dar daha çok Yunanlı turistle- rın Turkıye'yi ziyaret ettıkleri- nı, ancak aynı akışın Türkiye 1 den Yunanistan'a söz konusu olmadığını söyledi. Yunanis- tan'ın vize, Türkiye'nin ise ko- nut fonu uygulamalarını kaldır- masının iki ulke arasındaki tu- rizmi canlandıracağını da sa\aı- nan Tsilidis, turizmin anarşiden etkilendiğinı de belirterek "Ma- alesef, bizde de sizde de anarşi var. Oysa turizm, banş, kardeş- lik ve sevginin olduğu yerde ge- lişir, güçlenir. Bu nedenle pa- zarlamamızı ona göre ayarla- mamız gerekir" dedi. Hu arada Atina'da bu saba- ha karşı bir Türk otobusünun kundaklanması haberi, Türk ve Yunanlı turizmciler arasında büytik üzüntü yarattı. Sovyet- ler Birliği'nin Ankara Buyükel- çilifi'nde gorevli diplomat ve ailelerinden oluşan bir grubu Yunanistan'a gotüren Ulusoy şirketine ait otobus, saat 5 sı- ralannda arka sol penceresi kı- rılarak yanıcı bir sıvı ile ateşe verildi. Kısa sürede bûyüyen yangında, otobüsün arka ve motor bolümünde büyük hasar meydana gelirken, Yunan poli- si henüz saldırıyı üstlenen bir grubun olmadığını açıkladı. Izıııir Fuan'nda 28 ülke var • İZMİR (Cumhuriyet D - Bürosu) — Uluslararası Izmir Fuan, bu yıl kapılanm 60. kez açmaya hazırlanıyor. 26 Ağustos- 10 Eylül 1991 tarihleri arasında açık kalacak fuara 28 ülkenin katıiımının kesinleştiği belirtiliyor. Uluslararası Izmir Fuarı, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Büyükşehir Belediyesi katılımı olan Izmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat Etkinlikleri Ticaret AŞ İZFAŞ tarafından duzenleniyor. İZFAŞ Genel Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre 60. Uluslararası Izmir Fuan'na 514 yerli ve 248 yabancı kuruluşla 2 uluslararası kuruluş NATO ve UNICEF katılıyor. İZFAŞ Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre bu yılki fuara 28 ülkenin katılması kesinleşti. Erdek'e yerli tıırist akını • FRDEK(AA) — Turizmde son haftalarda belli ölçude canlanma görulurken, Marmara'nın en temiz bölgelerinden Erdek'te âdeta "yerli turi '. patlaması" yaşanıyor. Temmuz ayı başlannda Erdek'teki turistık işletmelerde yuzde 20-30 dolayında olan doluluk oranı son iki hafta içinde yuzde 80'lerin üzerine çıktı. Kapıdağ Yarunadası uzerinde bulunan Erdek, Marmara'daki akıntının özelliği gereği, Boğaz ve Izmit körfezinde yoğunlaşan kirlilikten etkilenmiyor. Yarımadanın, Marmara'nın en temiz kalan bölgesi olduğunu belirten turistık otel yetkilileri, yöreye gelen turistlerin buyük bölümünü "ortadirek" olarak tanımladılar. Erdek'e İngiliz ve Alman turistlerin yanı sıra bu yıl ilk kez kalabalık gruplar halinde Yugoslav turistler de gelmeye başladı. THY'den yeni hizmet • ANTALYA (AA) — Türk Hava Yollan (THY), hizmetlenne bir yenisini daha ekleyerek "Business Clas" adıyla özellikle işadamlarına yönelik uçuş hizmeti başlattı. Antalya'da Sheraton Otel'de duzenlenen bir toplantıda, yeni hizmetlerini turizmcilere ve basına tanıtan THY Genel Mudüru Cem Kozlu, her zaman yolcularına en iyi hizmeti sunma arayışı içinde olduklannı belirtti. Business Class Servisi'ni "uçuş öncesi" ve "uçuş esnasında" verüen hizmetler olarak iki gruba ayıran Cem Kozlu, son 12 dakikada gelen yolcuyu uçağa bindirecek hızda hizmet sunduklarını söyledi. ceza • İSTANBUL (AA) — Adalar'da, yerlere çöp atan veya çevreyi kirletenler, belediye tarafından teşhir edilecek. Adalar Belediye Başkanı Recep Koç, Adalar'da oturan bayanlann teklifi üzerire, her adada ayn ayrı bayanlardan oluşan komiteler kurulmasına karar verdiklerini belirtti. Koç, "Kurulacak komiteler, çöpleri yere atanları veya çevre kirliliğine neden olan İcişileri belirleyerek belediyeye bildirecek. Belediye de bu kişileri kamuoyuna teşhir edecek, para cezası uygulayacak" şeklinde konuştu. r ı n ı z eB i r i k i m I e sizin kadar önem veren bir bankayla çalışmanın avantajlannı yaşıyor musunuz İşte vadeli mevduat faiz oranları (T L) Siire Faiı Birksik Faizle yıllık getieisi % 57 % 74.50 % 67 % 85.75 DEMIRBANK "İyi günler diler"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle