16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ĞUSTOS 1991 »••» _ _ UGÜN | KADIKÖYKİTAP SENLÎĞİ KENTKAŞAM CUMHURÎYET/15 TELEFONLAR• lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettûı Sözen, bugün saat 17.00'de Heybeliada lskele Kahvesi'nde, SHP Adalar ilçe örgütünün düzenlediği "Halkla Sohbet" toplantısma katılacak. 1MEKTUP Otobüs saatleri • tETT otobüslerinin hareket saatlerinde bir belirsizlik yaşandığmı sanıyorum. Hareket saatleri İETT yetkilileri tarafından biliniyorsa bile, bizlerin de göreceği bir yerde ilan edilmesinin pratikte çok yararlı olacağını düşünüyorum. Geliş- gidişlerimizi buna göre ayarlayarak zamandan kazanım elde edilebilir. Şeyda Gıiven Iiseli Aynur: Gül gibi etkinlik ENİS ONAT 16.30'da Eminönü'nden kalkan Kadıköy vapuru eski iskeleye yolculannı boşaltıyor. Iskeleden sonra sağa kıvnlıp çiçekçüere doğru yavaş yavaş yürümeye başbyoruz. Va- purdan inenlerden yaklaşık elli kişilik bir grup da bizimle aynı yolu izliyor. Bu insan- lann nereye gittiğine bakıyoruz. Bazılan çi- çekçilere takıbyor. Bir kısmı da dolmuş du- raklarına doğru gidiyor. Gruptan 15-20 ki- şi çiçeklerin sonuna doğru sağa sola pek al- dırmadan ilerliyorlar. Bunlara dolmuşlara doğru giderken çiçekçilerin sonundaki ka- labalığı görup yonünü değiştirenler de ka- tıüyor. Burada "kitap" var. Cumhuriyet Ki- tap Külübü'yle Kadıköy Belediyesi'nin işbiı- liğiyle gerçekleşen "Kadıköy Kitap Şenliği- 'nin ikincisi burada düzenleniyor. Şenliğe gelen insanlann düşüncelerini al- mak istiyoruz. Kiminle konuşahm diye ba- kınırken, standda görevli arkadaş yaşlı bir kadını gösteriyor ve geçen yü da devamlı geldiğini belirtiyor. Kadıköy Kitap Şenliği'nin müdavimi bu hanımın adı Hayriye Tolbas. Yaşının 70'i geçtiğini söylüyor. Kitap okumayı çok sev digini anlatıyor. Kitabın insanın ayağına ge- lişinin çok iyi bir hizmet olduğunu vurgu- luyor. Okuduğu kitapların çoğunu ise De- niz Lisesi'ne verdiğini söylüyor. Mustafa Kemal Özdemir ise Almanya- da Türkçe öğretmeni. EUerindeki dolu tor- balar ve koltuğunun altındaki 10'a yakın ki- tapla standlan adeta talan etmişe benziyor. Ismarlayıp almak zor olduğu için böyle bir fırsatı kaçırmak istemediğini anlatıyor. Şen- liği gazetelerden öğrenmiş. Aldığı kitapları bırakmak için izin istiyor. Kendisini on da- kika sonra gene standların başında görüyo- ruz. Kitaplann arasında uzun boyu ile dikkati çeken bir kız var. Demet Yoruç. Manken- lik yaptığını söyluyor. Bu yıl universite sı- navını kazanabilen şanslı öğrencilerden bi- ri. Bir arkadaşınm tavsiyesiyle başladığı ki- tap okumanın vazgeçilmez bir alışkanhğa dönüştüğünu anlatıyor Aynur Şahan ve Caner Özkanlı gelecek yıl üniversite sınavma girecek iki arkadaş. Aynur böyle bir etkinliğin Kadıköy için ge- rekli olduğu görüşunde. Yalnızfiyatlannpa- halıhğından şikâyetçi. Elinde tuttuğu kita- bın etiketini gösteriyor. 22 bin lira. "Mese- la bu kitabı almak beni aşıyor, arna her sey bir yana bu etkinlik bir siirii çirkinliğin or- tasmda bir gül gibi." Caner ise kitap oku- maya yeni başlamış. Bu tür yerlere kendisi- ni daha çok Aynur'un götürdüğünü anlatı- yor. Şenlik için duşüncesini, "Buradaki ki- taplan gördükten sonra insan kitap alıp okumak istiyor. Kitap piyasasını takip et- meyen ya da edemeyen insanlar böyle etkin- liklerde kolayca kitaplara ulaşabiliyorlar. Kitaplaıia tanış oluyorlar" diyerek dile ge- tirivor. Şenlik için ortak kanı daha sık yapılıp da- ha uzun sürmesi. Gelenlerin çoğu yoldan geçerken standlan görüp gelmiş insanlar. 18 ağustosta sona erecek şenlikte bugün 16.00-20.00 arası Füsun Erbulak, Mehmed Kemal, Yusuf Ziya Babadınlı ve Muzaffer Buyrukçu, 17.00-20.00 arası Müjdat Gezen, Özdemir tnce, yann ise 16.00-20.00 arası Miıştak Erenus, Ömer Nida, Güngör Gen- çay, İsmet Kemal Karadayı, Ruşen Hakkı, Füruzan Toprak ve Bedrettin Aykın kitap- lannı imzalayıp okurlarla soyleşecekler. Kitap Şenliği'nde Rıfat Dgaz'ı yalnız bırakmayanlardan biri de torunu Zeynep'ti. (Fotograf: ENİS ONAT) M b W t t 055 • hfaip: 000 • JaatonM: 056 • Zafeıta MHirtiji: 527 57 00 • mmımm ***<**: 172 13 73 -74-75 ve 088 • t«l «ua: 068 • ttfeJK: »OH/U*077 Sathk MMiıiİH: 511 89 18 Cmkpaşa T*: 588 48 00 Çjpa T*: 534 00 00 (100 hat) H M M Tl»: 340 01 00 MayfenMfa Wmmm: 345 46 80 Ş*N EtM: 131 22 09 TakdM kkrarta: 152 43 00 SSK SaMtyı: 588 44 00 SSK tkmtfitm: 121 77 77 SSK Uctapr 358 67 60 • TMFfc: TnflkŞrtelH.: 176 24 14(lst) 356 04 85-86 (Kadıkây) BMfe Traflk: 377 22 07 (E-5) 366 04 86 [Şehıriçi), 314 36 (B Çekmece) 573 13 31. ır 574 73 00 (25 hat), 574 73 00. R*arvasy«ı: 574 82 00 (45Jıat) • DDT: Stafctd Pı«fi: 527 00 50 H.to« nwi|»r 336 20 63 H.P*a SMrinl 348 80 20 HABERLERIN DEVAMI OLAYLARIN ARDINDAKİGERÇEK Seçim için pazarlık (Baftarafı 1. Sayfada) min yandaşlan ANAP'tan kop- tular; SHP, DYP, MÇP ve RP'de toplanmaya başladılar. ANAP tabamnda erinte önlene- miyordu. Bununla birlikte ara- dan beş yıl geçmesine karşın 1982'de 12 Eylül askeri yöneti- mince siyasal liderlere konan ya- saklar sürüyordu. Yurt çapmda muhalefetin yo- ği \laşması Uzerine, iktidar par- tisı referanduma başvurmak zo- runda kaldı. 12 Eylül'ün askeri lideri Evren, 1987'de cumhur- başkanı idi Bu koşullarda yapı- lan referandumda siyasal yasak- lar kalktı. Dört lider de (Demı- rel, Ecevit, Tiirkeş, Erbakan) partilerinin başına geçtiler. Ancak ANAP iküdarı muha- lefeti gafîl avlamak için derhal genel seçimlere gitme kararım verdi Referandum 1987 eylülün- de yapılmıştı; alelacele çıkanlan yeni seçim yasasıyla kasımda ge- nel seçimlere gidildi. ANAP li- deri Ozal'ın neden acele ettiği ve seçim yasasını neden değiştirdı- ği sonuçlardan anlaşılıyordu. 1983 genel seçimlerinde ANAP yüzde 45 oy alarak 211 milletvekili çtkarırken, 1987 er- ken seçiminde yüzde 36 oyla 300 milletvekili çıkarıyordu. Bu so- nuç, Batı demokrasilerinin hiç- birinde görülemeyecek bir ters- liği içeriyordu; ama "merkez partisi" tasanmı artık iflas et- mişti. Bu iflasrn ikinci göstergesi 1989'da yapılan yerel seçimler- de ortaya çıktı. İktidar partisi ANAP yüzde 22 oranında oy alabilmisti; halkın yaklaşık yüz- de P A J iktidar partisinin karşı- sın&a görünüyordu. Buna karşın yine 1989 yılın- da yapılan cumhurbaşkanlığı se- çiminde ANAP Genel Başkanı özal, yalnız partisinin oylarına dayanarak Çankaya'ya çıktı; ANAP Meclis Grubu'na daya- narak Türkiye'yi tek elden yö- netme deneyimine girdi. Ne var ki muhalefetin yaygın- laşması ve yoğunlaşması karşı- smda bir şeyler yapmak gereği de duvuluvordu. •k Başbakan Mesut Yılmaz'm parlamentoda grupları bulunan parti liderlerine götürduğu er- ken seçim önerisi, ANAP ikti- darının ikinci erken seçim iste- ğini ya da zorunluğunu vurgu- lamaktadır; 82 Anayasası'na gö- re beş yıl olarak saptanan seçim dönemieri, bu biçimde fiilen dörder yıla mmiş gibidir. Sayın Yılmaz, bir bakıma en olumlu ve geçerliyolu yeğlemiş- tir. Türkiye'nm bugünkü sorun- larıyla bu parlamentonun ve bu hükumetin sürekli bir bunalım kaynağı olarak devamı, yalnız ulke değil, ANAP için de yarar- sız ve sakıncalı sayılıyordu; her şeyin yerli yerine oturması için gerçekten bir genel seçimden geçme ihüyacı büyüktür ve ive- didir. Başbakamn girişimi bu ba- kımdan yerindedir. Herkesin ortaklaşa söyiediği- ne göre ekonomik koşullar açı- sından da ANAP'ın 1992 yerı- ne bu yıl seçim yapması yararı- nadır. Daha da önemlisi, Özal ailesinin seçimde iktidar parti- sinin sırtında bir kambur oluş- turacağına inanılması; Mesut Yılmaz'ın görüntüsüyle seçime katılmamn daha avantajlı olaca- ğı kantsı yaygınlaşmıştır. Gerekçeleri ne olursa olsun; dengeli, demokratik, adaletli bir ortamda yapılabilirse, erken ge- nel seçimin ülkedeki "anormal" havayı dağıtabileceğini düşünü- yoruz. Bir bakıma ANAP da ancak bu seçimden sonra doğal bir siyasal parti olmak dönüşu- mü içine girebilır; "12 EyiülHin son partisi" diye tanımlanan ANAP'ın devlet desteği olma- dan da yaşayabiieceğini kanııla- ması gerekiyor. Çok değil, yakın bir süre ön- cesinin "uhematifsiz iktidan" bugün hayaf memat savaşı ver- mektedir. * * * (Baştarafı 1. Sayfada) olabildiğince kârlı çıkmak dii- şüncesindedir. • Anayasa değişikliği konu- sunda biz seçmen yaşı kadar se- çilme yaşının da düşürulmesin- de ısrarlıyız. Yine parlamento- nun yapısı ve işlevi, onu oluştu- ran milletvekili sayısının değiş- mesinden daha önemüdir. 500 milletvekili uygun rakamdır. Halk, daha çok milletvekili de- ğil, daha etkin bir parlamento istiyor. Bu nedenle parlamento- nun içerde ve dışarda etkin bir biçimde çalışması, milletvekili sayısının arttınlması ya da azal- Ulmasından daha önemlidir. Bu konuda ANAP'a karşı da ısraıiı olunması gereklidir. • Seçim yasasının temel çer- çevesi de belli olmalıdır. Anaya- sa değişiklikleri için ANAP'ın muhalefete ihtiyacı vardır. Ama anayasa değişikliklerini yaptık- tan sonra, yine işine geldiği gi- bi bir seçim yasası çıkaracaksa, bu kabul edilemez. ANAP ön- ce hangi seçim yasasıyla gelece- ğini ortaya koymalı, anayasa değişiklikleri ise bundan sonra görüşiilmelidir. • Şu anki duyumlar doğruy- sa ANAP, illeri küçük bölgele- re ayırarak yeni bir sistem getir- meyi düşünmektedir. Bu sisıem- de baraj olrnasa bile fiili olarak bugünkünden daha yiiksek bir baraj ortaya çıkacaktır. Ortada esas olarak iiç parti kalacaktır. Bu, SHP'nin de işine gelebilir, ama ANAP kendini kurtarmak için bu tür seçim oyunlanyla ha- reket edecekse buna destek çık- mak mumkün değildir. Seçim yasası kalıcı olmalıdır, bütün partilerin katkılanyla ve katıl- malanyla ortaya çıkmalıdır. • Seçim yasası için parlamen- todaki partilerin katılacağı ko- misyon loplantılannda da SHP, bu gönışleri savunacak ve adil, nispi temsile dayalı bir seçim ya- sası için çaba göstermek zoron- dadır." SHP yetkiüleri, ANAP'ın ko- VELİEFENDİ Kara tablo seçim getirdi HİPODROMU^NDAN FÎKRET DAĞUOĞLU 1. KOŞU: F: Esenyel (2), P: Osmancık (6), PP: Toros (7), S: Ersoy (4). 2. KOŞU: F: Bellaluna (4), P: Paco (2), S: Roro (5). 3. KOŞU: F: Erdeniz (1), P: Roza (3), S: Aldırmagönül (2). 4. KOŞU: F: Didar (6), P: Serhad (5), PP: Erturan (3), S: Aral (2). 5. KOŞU: F: Lala (4), P: Lymço (5), PP: Bahadır (2), S: Alp (1). 6. KOŞU: F: Devir (4), P: Car* lid (2), PP: Souther Dan- cer (7), S: Abbas (10). 7. KOŞU: F: Apricot (1), P: Runner (2), PP: Patron (5), S: Blackhuncane. 8. KOŞU: F: Aktolgalı (3), P: Heybetli (2), PP: Tayga (4), S: BŞ (Baştarafı 1. Sayfada) da erken seçim dışında bir üçun- cü seçenek bulunmadığı" orta- ya çıktı. Ekonomideki olumsuzlukla- nn, Türkiye'nin dış kredi değer- liliğıni etkilemesi de kaçınılmaz görülüyor. Ekonomi kurmayla- rını, ekim ayında yıllık olağan konsültasyon için Ankara'ya gelecek olan IMF'nin soracağı olası sorular da şimdiden kay- gılandırmaya başladı. IMF'nin vereceği olumsuz bir rapor, uluslararası mali piyasalardan yapüabilen rahat borçlanma olanaklarımn da sonu olacak. Başbakan Yılmaz'ın önüne konulan ekonomik tablo, ana hatları ile şoyle özetleniyor: 1. Büyüme hızı: Büyüme hı- zının bu yıl, geçen yılki gibi yüz- de 10'lar düzeyine çıkarılabil- mesi olanaksız. Ancak yılın bi- rinci çeyreğinde yüzde 1.3 ora- nında gerileyen ekonomik büyü- menin ikinci ve üçuncü çeyrek- te bir ölçüde toparlanacağı ve yıllık büyüme hızının yüzde 4-5 düzeyine çıkabileceği tahmin Beş dakika ve işin içindesiniz. ediliyor. 2. Enflasyon: Yıhn ilk yan- sında ayhk enflasyon oranları geçen yılın üstünde se>Tetti. An- cak ağustos ayından itibaren bu oranlar geçen yılki düzeyin al- tına inebilir. Çünkü geçen yıl Körfez krizi nedeniyle ağustos, eylül, ekim ve kasım aylarında çok ytiksek fiyat artışlan olmuş- tu. Bu yıl söz konusu aylarda enflasyonda göreli olarak azal- ma olabilir. Ancak zamanında- onlem ahnamazsa, aralık ayın- dan itibaren yeniden hızlı bir enflasyon ortamma girilmesi kaçınılmaz olur ve 1992'de hi- perenflasyon tehlikesi ciddi bi- çimde gündeme gelebilir. 3. Kamu finansmanı: Ekono- mideki sorunlar temelde kamu finansman açıklarında düğüm- leniyor. 1990 yılında yaklaşık 33 trilyon lira ile GSMH'nın ^ z - de 11.4'üne ulaşan kamu kesi- mi borçlanma gereği, kullanılan hibe ve dış yardıma karşın bu yıl da düşürülemedi. Bu yılki açı- ğın 48-50 trilyon lira düzeyinde gerçekleşebileceği tahmin edili- yor. Bütçe açığı 25-26 trilyon li- ra, KlT'lerin açığı 17.5 trilyon lira (KİT ürünleri için öngörü- len asgari fiyat ayarlamalan da yapılamazsa bu rakam 23-25 trilyona çıkabilir), fon sistemi- nin açığı da 5-6 trilyon lira dü- zeyinde gerçekleşeceği hesapla- nıyor. Körfez hibeleri olmasay- dı, bu açık rakamı en az 10 tril- yon lira daha fazla olacaktı. 1992'de böyle bir kaynak olma- yacağı için hiçbir vergi önlemi ahnmazsa, bütçe açığı 70-80 tril- yonu, KİT açıkları da 40-50 tril- yonu bulabilir. 4. tç borçlar: Kamu açıkları büyüdükçe Hazine'nin borçlan- ma talebi de artıyor ve bu da fa- izlerin aşırı yükselmesine neden oluyor. Hazine, bugünku du- rumda Merkez Bankası'ndaki kısa vadeli avans limitini sonu- na kadar kullansa bile maaş ve iç borç ödemelerini yerine getir- mek için her ay en az 2-3 trilyon lira da piyasadan borçlanmak zorunda. Hazine'nin aylık iç borç geri odemeleri, ekim ayın- dan itibaren 6.5-7 trilyon lira düzeyine yükselecek. misyon toplantılannda kendine uygun bir seçim yasası getirmek istemesi halinde buna karşı çı- kacaklannı vurgularken, yarın- ki MYK-grup ortak toplantısın- dan sonra büyük olasılıkla cu- martesi günü toplanacak Parti Meclisi'nde de konuyu ele ala- caklar. PM toplantısında da SHP'nin ANAP'a ve DYP'ye sunacağı formülasyonlar netle- şecek. Aynca, seçime yönelik son hazırlıklar aynntılarıyla or- taya konulacak. SHP genel sek- reter yardımcıları ise bugünden itibaren PM'nin toplanacağı cu- martesi gününe kadar Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde incele- melerde bulunacaklar. "Yeni Sol" hareketin içinde yer alan Denizli Milletvekili Ad- nan Keskin, SHP Genel Sekre- teri Hikraet Çetin'e bir yazı gondererek, erken seçim hazır- lıklanna ve güney sınınmızda- ki operasyonlara, Kıbns'taki ge- lişmelere dikkat çekerek PM'nin bir an evvel toplanma- sını istedi. Keskin, "Kunıltay- dan yeni çıkmış PM'nin temel görevi, süratle toplanarak yeni stratejiler oluşturmak ve örgü- tü bu yönde raotrve edecek ça- lışraalan başlatmak olmalıdır düşüncesindeyiz" dedı. ANAP'ta durum Kasımda erken seçime gitme düşüncesi, ANAP'ta huzursuz- luklara yol actı. Başbakan Me- şut Yılmaz, önceki gün görüş- tüğü ANAP grup başkanvekil- lerine, bu yıhn sonbahar ayla- rında yapılacak seçim için gru- bun ikna edilmesi talimaünı ver- di. Mesut Yılmaz, ANAP seçim islerinden sorumlu Başkan Yar- dıması Ersin Taranoğlu ve Ge- nel Sayman Şadan Tuzcu ve es- ki Yuksek Seçim Kurulu Başka- nı Finız Çilingiroğlu ile birlikte Abant'a gitti. Burada gazetecilerin soruları- nı yanıtlayan Başbakan, muha- lefet partilerinin kendilerine destek olmalan halinde anaya- sa değişikliğini ekime kadar ta- mamlayabileceklerini söyledi ve "Eylülde hazırianz. TBMM'ye sunanz. Ekime kadar tamamla- nz, kasımda da seçimi bitiririz" dedi. Önümüzdeki günlerde, mu- halefet partilerinin erken seçim konusunu yokuşa sürebilecekle- rini belirten Yılmaz, "Umanm bu endişem gerçekleşmez. Türkiye'de artık, seçimlerden sonra üzerinde tartışılmayan bir siyasi iktidann orta>a çıkması- na meydan verecek bir uzlaşma- ya vanz" şeklinde konuştu. Yıl- maz, bu endişesinin nereden kaynaklandığı yolundaki bir so- ruya da şu yanıtı verdi: "Muhalefet partileri kendileri de biliyorlar ki aslında vehmet- tikleri desteğe sahip degiller. ANAP da onlann ifade ettikk- ri anlamda gücünu yitirmiş de- ğildir." Yılmaz'ın, çevresindekilere erken seçimin kasım ayının 17'sinde ya da 24'ünde yapıla- bileceğini, takvimin iklim koşul- larına göre belirlenebileceğini söylediği öğrenildi. Yılmaz'ın Teşkilat Başkanı Fahrettin Kurt'a da seçim için gerekli hazırlıkların yapılması, parti teşkilatlan ile Meclis gru- bunun seçime hazır hale getiril- mesi talimatını verdiği öğrenil- di. Yılmaz, Abant'ta partinin seçime hazırlanması ve seçim bütçesinin çıkanlması ile ilgili çalışmalarını sürdürecek. Bu arada Antalya'da sektör bazında ihracat sorunlan ve An- talya serbest bölgesi toplantısı- na katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Pakde- mirli, seçimin kasım ayından da önce yapılması gefeittiğınfsavu- narak gerekçesini şöyle açıkla- dı: "Ekonomimiz sürekli olarak seçim atmosferinde kalıyor ve bu da belli bir yük getiriyor." Genel ve yerel seçimlerin bir arada yapılması gerektiğini de vurgulayan Pakdemirli, "Tiirk- iye seçim atmosferinden mutla- ka kurtanlmalı" dedi. Eski Başbakan Akbulüt'un, çevresinde toplanan parti içi muhalefet, erken seçime karşı çıkmamakla birlikte, parti için- de tasfiye ve yeniden seçileme- me endişesi taşıyor. Akbulut'un yamnda yer alan eski tçişleri Ba- kanı Abdülkadir Aksu, Cumhu- riyet muhabirinin sorusu üzeri- ne, "Seçim ne kadar erken ya- pılırsa ANAP'ın o kadar men- faatinedir. Çünkü yeni bazı ön- lemler alındı. Yeni genel başkan ve parti >öneüminin kamuoyun- da bii>ük desteği var. Yeni yo- netim yıpranmadan ve kamuo- yundaki bu destek kaybolma- dao seçime gidilirse ANAP ka- zançlı çıkar" değerlendirmesini yaptı. DYP Başkanhk Divanı, geç- tiğimiz hafta yapuğı ve erken se- çim konusunu ele aldığı son top- lantısında, tüm görüşmeleri yiı- rütme konusunda Genel Başkan Süleyman Demirel'e yetki verdi. Ortak komisyon ANAP, SHP ve DYP, gerek erken seçim, gerekse anayasa ve yasalarda değişiklikle ilgili kesin göruşlerini belirledikten sonra, partiler arasında ortak bir ko- misyon oluşturulacak. Bu ortak komisyona ANAP'tan Genel Başkan Yardımcısı Erşin Tara- noğlu, Adalet Bakanı -jakir Se- ker, DYP'den Genel Başkan Yardımcısı Hüsamettin Cindo- ruk, Grup Başkanvekili Vefa Tanır'ın katılması bekleniyor. SHP'den komisyona katılaak isimler ise henüz belirlenmedi. Müfettiş Muavinleri Alınacaktır 1- tmtihana katılabilmek için: a) T.C. vatandaşı ve erkek olması, b) Hukuk, lktisat, Işletme, Siyasal Bilgiler, tktisadi ve ldari Bilimler Fakülteleri ile bu fakültelere denkliği yetkili makamlarca kabul edilmiş, öğrenim süresi en az 4 yıl olan yurt içi ve yurt dı- şındaki fakülte ve>a yüksek okullann birinden mezun olmak, c) îmühan tarihi olan 8.9.1991 günune kadar 30 yaşım dol- durmamış bulunmak,(8.9.1961 tarihinden önceki doğuralular imti- hana kabul edilmeyecekür.) d) Askerlik görevini yapmış olmak, (Herhangi bir nedenle askerlik hizmet dışı bırakılmış olanlar imtihana kabul edilmez.) e) Baska bir kuruma karşı mecburi çalışma taahhüdu bu- lunmamak, f) Sağlık durumunun Türkiye'nin her yerinde çalışmaya ve seyahate elverişli bulunması, g) Daha önce Bankamız Mûfetüş Muavinliği imtihanına bir defadan fazla gjrmemiş olması, şartlan aranmaktadır. 2- Yabancı Dil Imtihanı (Ingilizce-Fransızca veya Almanca) 8.9.1991 Pazar gunü saat 9.00' da lstanbul, Ankara ve İzmir'de ya- pılacak, başan gösterenler 21.9.1991-22.9.1991 (Cumartesi-Pazar) gunleri aynı yer ve saatte mesleki konulardan yazılı imtihana tabi tutulacak, soz konusu ımühan neticesinde uygun görülen adaylar Istanbul'a mulâkata çağnlacaklardır. 3- tmtihana katılmak istiyenler 29.8.1991 günu saat 18.00'e ka- dar Istanbul'da Umum Mudürlüğumuz Teftiş Heyeti Reısliğinde bu- lunacak şekılde, imtihana gireceklerı yer ve yabancı dili belirtir bir yazı ile müracaat ederek istenilen belgeleri vermeleri veya posta ile gondermeleri gerekmektedir. 4- Imtihan konulan, istenilen belgeler ile ucret, yevmiye, lisan tazmınatı, sosyal yardım ve emeklîlik haklarını belirten açıklama vaası, Istanbul'da Umum Müdurluğumuz Teftiş Heyeti Reisliği'nden veya Ankara. lzrmr, Adana, Bursa, Kayserı, Edırne, Eskışehir, Trab- zon. Erzurum ve Dıyarbakır Şube Mudürlüklerimızden sağlanabilir. TURK TICARET BANKASI TURKBANK"İkinci Adresiniz" Seçim (Baştarafı l. Sayfada) Piyasada tedavüldeki kâğıt para miktan Kuıban Bayramı'n- da 20.3 trilyon lira ile en yük- sek düzeyine çıktı. Bu miktar Merkez Bankası'nın interbank ve açık piyasa işlemleri meka- nizmalannı işleterek uyguladığı para çekme operasyonlanyla za- man zaman 17 trilyon liraya ka- dar duşüyor. Ancak Hazine odemelerinin yoğunlaştığı gün- lerde yeniden 20 trilyona çıkı- yor. Merkez Bankası'nın uygu- ladığı "temiz para" politikası ile de piyasadaki banknotlar kısa aralıklarla değiştiriliyor. Kirlen- miş, vıpranmış banknotlar piya- sadan çekilip imha edilerek ye- nileriyle değiştiriliyor. Böylelik- le halkın cebindeki paralann sa- tın alma değeri düşse bile en azmdan temiz kalması sağlan- maya çahşılıyor. Seçim ekono- misine para yeter mi, yetmez mi tartışmaları da son günlerin il- ginç tartışmalarından birini oluşturuyor. "Banknot matba- ası anza yaparsa ya da kapasi- tesi yetersiz kalırsa maaşlar na- sıl ödenecek?" Ancak Merkez Bankası'nın yedek para depola- rına bakınca bu kaygıların yer- siz olduğu ortaya çıkıyor. Bu- gün piyasada 18 trilyon lira kâ- ğıt para varsa, yedek depolarda da yaklaşık 12-13 trilyon lira ha- zır bekliyor. Ozal'a (Baştarafı 1. Sayfada) Dalaman'a geleceği ve buradan Marmaris'e giderek Özal ile gö- rüştükten sonra aynı gün İsra- il'e döneceği bildirüiyor. Peres'i Muğla Valisi Lale Aytaman'm karşılayacağı öğrenildi. Görüşmede Ortadoğu soru- nunun çözümü ile ilgili ulusla- rarası konferansa ilişkin geliş- melerin yam su"a tsrail'in Güney Lübnan'da oluşturduğu tampon bölge ve Türkiye'nin Irak smı- rında düzenlediği operasyon ve oluşan tampon bölge arasında- ki benzerliklerin ele alınması olasılığından da söz ediliyor. (ICV71 .EM UĞUR MUMCU (Baştarafı I. Sayfada) zer ve Sahir Erman'ın adları yazılıdır. Ceza yargılaması hukukunda bilirkişi nasıl seçilir? Yasanın 66. maddesine göre bilirkişi yargıç kararı ile be- lirlenir. Yüksek Adalet Divanı'nın böyle bir kararı var mıdır? Var- sa, bu karar Dönmezer-Erman ve öteki profesörlere ne yolla ve nasıl teblığ edilmiştir? Yasaya göre bilirkişi incelemesine sanık avukatlarınm da çağrılması gerekir. Böyle bir çağrı yapılmış mıdır? Yapıtmamışsa, bu anlı- şanlı ceza hukuku hocalan "avukatlar nerede?" diye sor- muşlar mıdır? Bu 53 sayfalık raporu veren profesörlerden Sahir Erman, DP milletvekillerini ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı suçla- yan metinleri yazan komisyonda da yer aldığına göre "ben bu konuda oyı/mu belli ettim, tarafsız olamam" diye düşün- müş, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 69. maddesini bir an olsun anımsamış mıdır? Bu rapor, savunmalar yapıldıktan ve sanıkların son söz- leri de alındıktan sonra hazırlanmıştır. Yüksek Adalet Divanı, duruşmalarda bilirkişi atanması için bir karar almadığına göre bu bilırkişilik nasıl oluşmuştur? Ve sayın ceza hukuku profesörleri, hazırladıkları bu 53 sayfalık metni neden noter kanalıyla yollamışlardır? Ceza yargılaması hukukunda, mahkeme kararı ile atanan bilirkişilerin raporlannı noter kanalıyla bildireceklerini dü- zenleyen bir madde mi bulunmaktadır? Sayın Dönmezer: Celal Bayar'ın ölüm cezasına çarptırıl- masını sağlayan madde değişikliğini niçin yaptıklarını "fe- villi ikrar" yoluyla açıklarken şu gerekçeyi kullanıyor: — Bu hüküm geçmezse Yassıada'da genç subaylar Ba- yar dahil elli kişiyi öldüreceMerdi.. Kimdir bu "genç subaylar?" Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Vassıada İrtibat Komutanlığı'nda çalışıyordu. Torumtay mıydı Bayar ve arkadaşlannı öldürmeye karar veren? Hayır. Menderes'in infaz tutanaklannda imzası bulunan o gün- kü rütbesi ile üsteğmen, bugünkü rütbesi ile Korgeneral MİT Müsteşan Teoman Koman mıydı? Hayır. İnfaz tutanaklannda^ imzası bulunan bir başka üsteğmen, bu gün Genelkurmay üst yönetiminde görevli Korgeneral Akay Sakman mıydı? Hayır. Silahlı Kuvvetler Birliği adlı cuntanın üyelerinden Kurmay Yarbay Talat Turhan, 8 Mayıs 1967 günlü Dünya gazetesin- de yayımlanan açıklamasında, Yüksek Adalet Divanı tara- fından verilen kararların infaz edilmemesi halinde meyda- na gelebilecek olaylan önlemek üzere Kurmay Albay Emin Arat, Kurmay Albay Ahmet Önde ve kendisinden oluşan bir kurulun Yassıada irtibat bürosunagönderildiklerini, görev- lerinin infaz sonuna kadar Yassıada'da kalmak ve olaylan kontrol etmek olduğunu, ancak Genelkurmay Başkanı Su- nay'ın Deniz Kuvvetleri Komutanı Necdet Uran'ı Yassıada'ya gönderdiğinı, Oramiral Uran'ın infazlann sonuna kadar Yas- sıada'da kaldığını bildirmişti. Öyleyse kim Bayar ve elli kişiyi öldürmek isteyenler? Aralarında Prof. Sahir Erman'ın da bulunduğu komisyon üyeleri, Celal Bayar'ın Ceza Yasası'nın 125, 141/3, 149 ve 146. maddelerinden yargılanması gerektiği konusunda bir rapor vermişler ve rapor Milli Birlik Komitesi kararı olarak ilan edilmişti. Prof. Dönmezer, Celal Bayar'ın ölüm cezasına çarptırıl- masını sağlayan 56. maddeyi değiştiren metni hazırlarken, devrik cumhurbaşkanının 125,146 ve 149. maddeler gere- ğince ölüm cezasına çarptırılacağını bilmiyor muydu? Bu iki sayın profesör Dönmezer ve Erman, yıllarca dü- şünceyi açıklama suçlarında hep bilirkişi olarak görev yap- 1ılar. Basın davalarında hep bu iki profesör bilırkişilik yaptı- lar. Ceza hukukunu, ceza yargılaması hukukunu öğrencile- rine böyle mi öğrettiler? Ve böyle mi öğretiyorlar? • • * Geçen salı günü yayımlanan yazıda, DP bakanlarından Abdullah Aker'in hatıra defterinde, Fatin Rüştü Zorlu'nun "CHP'yi kapatıp, bûtün muhalefet milletvekillerinin tutuklan- malannı" istediğinin yazıldığı belirtilmişti. Merhum Aker'in oğlu Avukat Önder Aker, bu konuda şu acıklamayı gönderdi: — Abdullah Aker, 29.11.1956/4.9.1958 tarihlerinde Tica- ret Bakanı, 5.9.1958-10.12.1959 tarihlerinde Devlet Bakanı, 11.12.1959/27.5.1960 tarihlerinde ise Koordinasyon Bakanı idi. Abdullah Aker, hatıra defteri tutmamıştır. Yazıda değinilen notlar, 25.5.7960 tarihinde Bakanlar Kurulu'na başkanlık et- tiği sırada, başbakana sunulmak üzere tuttuğu ve gündem- deki çok çeşitli konulan içeren notlardır. Notlar, ilgililere Ab- dullah Aker tarafından verilmiş de değildir. 27.5.1960 sonra- sında Koordinasyon Bakanhğı masasında bulunmuş; ilgili- lerce delil olarak mahkemeye sunulmuştur. Vargılama sıra- sında imkân bulunabildiği ölçüde notların nitelik ve içeriği aydınlatılmaya çalışılmıştır. TekePin gece zammı (Baştarafı 1. Sayfada) yerli ve yabancı mamullerde 5 Şubat 1991'de, sadece yabancı si- garalarda ise 8 Mayıs 1991 tari- hinde yapıldığına işaret edılen açıklamada, zammın gerekçesi de şöyle belirtildi: "Aradan geçen zaman içinde ilk madde, ara madde, işçilik iicretleri ve diğer girdi fiyatlan ile taşıma fiyatJarında meydana gelen artışlar. döviz kurlannda meydana gelen artışlar, yerli ve yabancı mamııl fi>atlarının ye- niden ayarlanma.sı zanıretini or- taya çıkarmıştır." Tekel Genel Müdurluğü'nün zam konusunda açıklama yap- makta gecikmesi, satış bayile- rinde fiyat konusunda karışık- lık yarattı. Bazı bayilerde tum etiket fiyatından saulması gere- ken Tekel ürunleri yeni fıyatlar- dan satıldı. Tekel Genel Müdür- lüğü yetkilileri, 'Genel müdür- lük açıklama metnini yeni çıka- nyor. Bayiler de o nedenle te- reddüte düştü' diye konuştular. Yetkililer, bu şekilde satış yapan bayilerin ihbar edilmesi halinde ruhsatlannm iptal edilebileceği- ni de sözlerine eklediler. Zamma tepkiler SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, paket, önlem, istikrar, deyince ANAP'ın bildiği tek se- yin zam yapmak olduğunu be- lirterek "ANAP'm değişmeyen ozelliğinin, fiitursuzca zam yap- mak olduğunu" söyledi. Çetin, dün Ankara'da düzen- lediği basın toplantısında önce- ki gün Tekel urünlerine ve elek- triğe yapılan zamlan eleştirdi. Elektriğe yapılan zammın bir süre sonra tüm ürunlere zincir- leme olarak yansıyacağını vur- gulayan Çetin, sekiz yıllık ANAP iktidarları döneminde halkın en buyük sorununun zam ve pahablık olduğunu bil- dirdi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfede'rasyonu (TÎSK) Genel Sekreteri Kubilay Atasever, er- ken seçim nedeniyle elektrik zammmın erkene alındığım söy- ledi. Atasever şunları söyledi: "Sanayici, kamudan aldığı girdileri kontrol edemiyor. Sa- nayici, üç ay sonrası için şimdi- den sipariş alıp fiyat verirken' girdilerinde yapılan büyük aroş- ' lar hesaplannı altüst ediyor ve sanayiciyi zor durumda bırakı- yor." Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Muzaffer Arıcı, TEK'- in özelleştirileceğini de açıkladı. Arıcı, tesislerin TEK'te kalma- sı koşuluyla kurumun özelleşti- rilmesine önümüzdeki aylarda Ankara'nın batısı, Trakya ve . Ege'de başlanacağını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle