22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 PAZAR KONUĞU 11 AĞUSTOS 1991 PIRELLIİMPARATORLUĞU'NUN VÂRİSÎ, TÜRK-PIRELH'NİN GENEL MÜDÜRÜ ALBEKID PIRELLI: Pirelli'deki Türk mafyasıyızGiovanni Pirelli adında genç bir girişimci, günümüzden tam 101 yıl önce İtalya'nın Milano kentinde kablo üretmek üzere küçük Dir şirket kurmuştu. Yıllar geçtikçe bu şirket de büyüdükçe büyüdü, kablonun yanı sıra otomobil ve motosiklet lastiği de üretmeye başladı. Giovanni Pirelli, yaşlanınca, işi oğlu Alberto Pirelli'ye bıraktı. Alberto Pirelli kendini "emekliye" ayırdığında ise Leopold Pirelli 3. kuşak olarak işin başına geçti. Leopold Pirelli 67 yaşına geldi ve Pirelli İmparatorluğu'nun direksiyonunu 37 yaşındaki oğlu Alberto Pirelli'ye devretmeye hazırlanıyor. Ekonomi Servisı Şefimiz Meral Tamer, son 3 yılını Türk-Pirelli'de genel müdür olarak geçirdikten sonra önümüzdeki günlerde İtalya'daki merkeze, tüm Pirelli Topluluğu'na Başkan Yardımcısı olarak dönmeye hazırlanan Alberto Pirelli ile görüştü. SOYLESI MERAL TAMER ISayın Pirelli, siz 4. kuşak Pirelli ola- rak son 3 yıldır Türk-Pirelli'nin başında, fıi- len murahhas aza olarak görev yaptımz. Tür- kiye'ye gelmek nereden aklımza geldı? Türkiye'ye gelinceye kadar Pirelli Gnıbu ile ilişkilerim çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeligi düzeyindeydi. 3 yıl önce Pirelli'de pro- fesyonel yönetici olarak çalışmaya karar ver- diğimde ttalya dışında çalışmam gtindeme gel- di. Babam bana 4 seçenek sundu: Ispanya, ln- giltere, Brezilya ya da Türkiye! Eşimle birlik- te düşündük. îspanya ve Ingiltere'ye her an gi- debilirdik. Latin Amerika da uzak olmakla birlikte kültür açısından digerlerinden çok farklı değildi. Bu 4 ülke içinde en "özgiu" yer Türkiye'ydi. Bu fırsatı kuUanmazsak, belki de hiçbir zaman Tûrkiye'yi ve Türkleri tanıma olanağı bulamayacaktık. O güne kadar lstan- bul bizim ailenin olağan "tatil ve gezi gizergihı" üzerinde yer almıyordu. Bu yüz- den eşimle birlikte 'Türkiye" dedik. Burada yaşadıkça eşim ve ben de kararımızın ne ka- dar "isabetli" olduğunu her geçen gün daha çok gördük... tKMKKMSaym Pirelli, iletişim danışmanmız Mehmet Ural'dan öğrendiğime göre eşiniz Tûrkiye'yi o kadar sevmiş kı çevresine "Tür- kiye benim birincı vatanım " diyormuş. Hatta şu sıralar Istanbul hakkında bir kitap kaleme ahyormuş. Anlaşılan Türkiye'de de çok seya- hat ettiniz... Türkiye'de değişik kültürleri bir arada ya- kaJayabiliyorsunuz. Italya'da olsaruz bunları kâğıt uzerinde görebilir, kitaplarda okur, araş- tırmalannı yapabilirsiniz. Ama Türkiye'de so- kakta yaşamanız, canlı olarak görebilmeniz raümkün... Biz eşimle Izmir'den Adana'ya, 1 Van'dan Hopa'ya Rus sınırından Trabzon- Samsun'a Türkiye'nin hemen her yerini gör- dük. Her yerde değişik duygular, heyecanlar tattık. 3 yıldır Türkiye'deyiz. Bu süre içinde umut ettiklerimizi fazlasıyla bulduk. Buradan aynlmayı eşim de ben de istemiyoruz. Eğer 3 yıl öncesine dönmek elimizde olsaydı, Türki- ye'ye gelip her şeye yeniden başlamayı çok is- terdik... •••••O zaman biraz daha kalın, neden gi- diyorsunuz? Pirelli olarak 31 yıldır buradayız. Türk ışçisinden hiçbir dönemde şikâyetimiz olmadı. Türkiye'de işçi verimliliğinin genelde düşük olduğu bir gerçek. Ama bunun nedeni işçi değil, işletmelerdeki teknolojik gerilik. Siz onu babama söyleyin. Ben babamı ikna edemiyorum. îtalya'ya dönüp kendisinin ya- nında Başkan Yardımcısı olarak göreve baş- lama zamammın geldiğine inanıyor. •^••7urAr/>e profesyonel açıdan Pirelli Grubu için ne önetn taşıyor? Türkiye bizim için her zaman önemli olmuş- tur. 31 yıldır buradayız. Pirelli'nin 13 ülkede- ki lastik fabrikalan arasında Türkiye üçüncü büyük fabrikamız. Aynca Türkiye gerek Or- tadoğu, gerekse Sovyetler Birliği'ne yakınlığı nedeniyle bir köprü durumunda. Dolayısıyla çok önemli bir pazar. Pirelli olarak biz Tür- kiye'de kazandığımızı hep buraya yaürdık. Son 2.5 yılda 45 milyon dolarhk yatırım yap- ük. Biz Pirelli olarak bir ülkeye yatınm yapar- sak, o ülkede bazı sorumlulukları da yüklen- diğimize inaruyoruz. Bu bağlamda 7 yıl kadar önce tzmit'te bir ilkokul actık. Geçen yıl da okulun öfrenci kapasitesüü iki kauna çıkart- tık. Gittiğimiz ülkede toplumun bir parçası ol- mak istiyoruz. Bir ülkeye gelen yabancı serma- yenin sadece o ülkede İcâr edip, bu kân dışarı transfer etmesi zihniyetine kesinlikle karşıyız. UKKKMAnlayabildiğim kadanyla sizpek çok konuda gerek yabancı, gerekse Türk işadam- lanndan farklı düşünüyorsunuz. Fabrikanız- da çalışan Türk işçileriyle ilgili görüşleriniz nedir? Biz 31 yıldır buradayız. Türk işçisinden hiç- bir dönemde şikâyetimiz olmadı. Ne dendiği- ni kolay anhyorlar ve uyguluyorlar. Değişim- lere çabuk ayak uyduruyorlar. Türkiye'de iş- çi verimliliğinin genelde düşük olduğu bir ger- çek. Ama bence bunun nedeni işçi değil, işlet- melerdeki teknolojilerin geriliğidir. Çünkü es- kiden işçilik çok ucuzdu ve bu ucuz işçilik ile- ri teknolojiyi gerektirmiyordu. Hal böyle olun- ca da Avrupa'da rekabet şansı bulunmayan ge- ri teknolojiler Türkiye'ye getirüdi ve fabrika- Iar 'geri-tekaoloji, ucuz-işçUikle' çalışmaya başladı. Son dönemdeki toplusözkşmelerin ar- dından ucuz işçiliğin getirdiği avantajlar sona ermiş oldu. Bu noktadan sonra Türkiye'ye yeni tekno- lojilerin gebnesi zorunludur. Ama zamana ih- tiyaç var... Daha doğrusu hem zamana, hem de paraya ihtiyaç var. Yeni teknolojiler geldik- ten sonra da işçilerin eğitilmesi gerek. Bütün bunlar yapıldığında Türk isçisinin dünyanın en verimli işçileri arasında yer alabildiğini göre- ceksiniz. Aynca şunu kabul etmek gerekir ki son 2 yıl- dır Türkiye'de bu yönde çok önemli gelişme- ler var. Ama sanayinin büyük bir bölümü de modern teknolojinin gerisinde bulunuyor. Re- kabet gücünüzü arttırmak istiyorsaruz, çok hızlı hareket etmek zorundasınız. Hem yöne- timde hem de teknolojide değişimlere süratle uyum sağlamak gerek. • • • • Sayın Pirelli, "ileri teknolojiyi getirir, işçiye de gerekli eğitimi verirseniz, Türk işçi- sinden çokyüksek verim alabilirsiniz"derken çtkış noktamz Türk Pirelli'deki işçilerin verim- liliği mi?Eğer öyleyse onlan kimlerle karşılaş- tmyorsunuz? Bu sonuca nasıl varıyorsunuz? Tabii ki çıkış noktam Pirelli. Bizim işçileri- mizle çok iyi ilişkilerimiz var. 6-7 yıl önce Ja- pon sendikacılığını örnek alarak işçilerimizle aramızdaki duvarlan yıktık. Aynca fabrika- lanmızda teknolojinin yeni olmasına ve işçi- mizin surekli eğitimine çok önem veriyoruz. Türk işçisi ise bu eğitimler sonucunda en iyi neticeyi aldığımız işçilerin başında yer alıyor. Bu karşılaştırmayı yapmak hiç de zor değil. Çünkü değişik ülkelerdeki 13 fabrikamızın tü- münde işçi eğitimini aynı ekip veriyor ve so- nuçlan da yine aynı ekip değerlendiriyor. Bu değerlendirmede Türk işçileri en üst sıralarda yer alıyor. Hatta Almanya'daki Türk işçilerin- den bile önde geliyor. WKBRkTtirkiye'yle ilgili olarak genellikle "gri" hatta "siyah" tablolar çizilirken sizin bakış açınızı duydukça iyimserlik duygusuna kapûıyorum. Ben sadece Türk işçisi konusunda değil, Türk insanı konusunda da çok olumlu düşü- nüyorum. Dilerseniz Latin Amerika ülkeleri- nin insaruyla sizinkini karşılaştıralım. Çoğu Latin Amerika ülkesine gitseniz, zengin kesi- Otomobil Lâstiklerinirt Sahıdtr M-r»«l Otpmu hUnt H«m«mJH»»J<t»t Hnı Pirelli'nin 1929'da gazetemizde çıkan ilanı. PAZAR KONUĞU A L B E R T O P İ R E L L İ 1954 'te Milano 'da doğdu. Yuksek Oğrenimini ABD'de Seatle Washington Üniversitesi'nde su bilimleri ve balık bilimi branşmda tamamladı. tş hayatma tatlı su balık üretim tesisleri projeîendirme ve işletme konusunda kurduğu bir şirketle başladı. Ofisboyundan genel müdürüne tüm işlen kendisinin üstlendiği bu "tek kişitik şirket", sonrakı yıllarda Italya'da kendı dalımn "/ numarası" oldu. 1989'dan itibaren Türk- Pirelli'de fülen Genel Müdur ve Murahhas Aza olarak çalışan Alberto Pirelli, gelecek ay tüm Pirelli Topluluğu'nun Yönetim Kurulu Başkanvekili sı/atıyla îtalya'ya donuyor. aynca yardımcı olmaktan çok memnun görü- nüyordu. Bunu Avrupa'nın bir başka yerinde bulabilmeniz olanaksız. WBMMHazırsöz ralliye gelmişken dilerseniz konuyu biraz değiştırelim. Sayın Pirelli, sizin otomobil rallilerine katıldığımzı biliyoruz. Bize ralli merakmızın nasıl başladığını anlatır mısınız? Otomobil rallilerine katılmaya Türkiye'ye geldikten sonra merak sardım. 16-17 yaşlann- dayken motosiklet rallilerine katılırdım. Ama sonra bırakmıştım. Türkiye'ye geldikten son- ra Sandoz firmasından burada taruşıp arkadaş olduğum Tiziano Furlan, "Bu da bir çesit rekabettir" diyerek rallilere katılmak konusun- da beni ikna etti. Daha sonra ikimiz birlikte eş olarak çeşitli rallilere katıldık. WK^EMMesela hangilerine? Tiziano Furlan'la birlikte geçen yıl Pirelli'- nin düzenlediği uluslararası bir ralliye katıldık. Pirelli Klasik Maraton adlı bu ralli Londra'- da başlayıp Itaiya'nın Cortina kentinde biti- yordu. Yanşcılar 1966'dan daha eski model arabaJarla yanşmak zorundaydılar. Bizim ara- bamız 1965 model Ingiliz yapımı bir MGB idi. Ralliye katılanlar arasında Formula-1 şampi- yonlan gibi çok ünlü otomobil yanşçılan var- dı. 140 kişinin arasında 9. olduk. Gerçekten çok zevkli ve heyecanlı bir yarıştı. Bu yanşa arkadaşımla birlikte kişisel olarak katıldık. Daha sonraki yarışta ise bir ekip oluşturduk. Eşimle birlikte 3 yıldır Türkiye'deyiz. Bu süre içinde umut ettiklerimizden fazlasını bulduk. Buradan aynlmayı eşim de ben de istemiyoruz. Keşke 3 yıl öncesine dönmek ve ner şeye yeniden başlamak mümkün olsa. lEkip oluşturunca îtalya adına mı ya- rıştınız? Hayır Türkiye adına yarıştık. Bu yıl yapı- lan uluslararası ralli için 3 otomobillik bir ekip oluşturduk. Ben ve Tiziano Furlan bir otomo- bilde, müteahhit Ofuz Gürsel ve Ardıç Gür- sel bir başka otomobilde, Vitsan Sigorm'nın sahiplerinden llkay Bilgişin ve Stefano Kas- lowski bir diğerinde yarıştık. iyi bir Türk eki- bi kurmuştuk. Yanşa da çok iyi başladık. Üçüncü günün sonunda bir önceki rallinin dünya şampiyonundan sadece 5 saniye geridey- dik. Ama maaJesef önce bizim araba bir kaza geçirdi ve parçalandı. Ardından tlkay beyle- rin arabası da kaza geçerdi. Oğuz Gürsel ya- nşı tamamladı, ama dereceye giremedik. •••BSayın Pirelli, artıkÎtalya'yadönüyor- sunuz. ttalya'da da rallilere katılmaya devam edecek misiniz? Tabii, aynı ekiple katılacağız... • ^ • ^ m a herhalde gelecek yıl Îtalya adı- na katılacaksınız... Türkiye'nin bemen bemen her yerini gönnüş oian Alberto Pirelli, İtalya'daki yeni görevine ragmen her a> ülkemize gelecek. (Fotoğraf: Bülent Kızanhk) min yanı sıra yolda-sokakta yoksulluğu hisse- dersiniz. Yoksulluk vardır kuşkusuz, ama in- sanJar sanki bu yoksulluklannı sergilemek is- terler. Sokaklara dökülmüş bu yoksulluk tu- rist olarak bile gitseniz, orada sizi rahatsız eder. Üstünüze üstünüze gelir. Türkiye'de ise tam tersine... Türk insanının geçim sorunu ol- duğunu, burada da yoksulluğun var olduğu- nu biliyoruz. Ama insanlar bunu sergilemiyor- lar. Aksine sergilemekten titizlikle kaçınıyor- Iar. Latin Amerika ülkeleriyle Türkiye arasın- da benim çok dikkat çekici bulduğum bir fark da orada çok sayıda dilenen insan olması. Tür- kiye'de ise dilenen insana pek sık rastJamak mümkün değil. Türk insanı vakur. Size bu konuda küçük ama çok önemli bulduğum bir gözlemimi an- latmak istiyorum. Arkadaşlarla Kalkan'dan Kapadokya'ya gidiyorduk. Toplam 10 kişiy- dik. 4 saat boyunca yolda kimseye rastlama- dık. Doğru yolda olup olmadığımızdan kuş- kuya düşmüştük. Yolun kenarında küçük bir kulübe görünce sevindik, yolu sormak için ka- pıyı çaldık. Koyunlanna bakan bir kadın bah- çeden çıktı ve yolu tarif ettikten sonra bizi ıs- rarla öğle yemeğine davet etti. Çok sınırlı büt- çesi olduğu her halinden belüydi. 10 kişiye ye- mek vermek eminim onun için çok zordu. Ama kapısını çalan misafîre içten ve samimi olarak böyle davranıyordu. Belki bu anlattığım bü- yük kentler için geçerli değil, ama kırsal ke- sim insanı için doğal bir davranış. Yine ralli sırasında küçük bir köyden geçi- yorduk ve orada herkes bize yardımcı oluyor, Hayır, Milano'ya dönmem bir şeyi değiştir- miyor. Gelecek yıl da Turk ekibi olarak yarı- şacağız... MKKBMBu gidişle Italyanlar sizin pasaportu- nuzu geri alacaklar... Şaka bir yana rallilere hangi marka araba ve hangi marka lastiklerle katılıyorsunuz? ttalyan Fiat ailesinden Lancia ile yarışıyo- rum. Lastiklerimiz ise tabii ki Pirelli. Biz Pi- relli topluluğu olarak 60-70 yıldır raliilerin için- deyiz. PireUi adına yıllardır ralliler düzenlenir. Bu ralliler lastik konusunda yeni teknolojiler geliştirmemizde bize çok yardıma oluyor. Ral- lilerde denediğimiz yeni teknolojileri sonradan seri üretimde kullanıyoruz. IPirelli Imparatorluğu 'nun başına geç- meye hazırlanan bir kişisiniz. Çok özel birso- ru ama, babanız sizde yeni oluşan bu ralli me- rakını nasıl karşılıyor? Ralliciliğin çok güvenilir bir spor olduğu söylenemez herhalde... Onun için her baba gibi o da bu işi pek olumlu karşüamadı. Bana he- men ralli sporunun tehlikelerinden, ailemden, çocuklanmdan ve sorumluluklanmdan söz et- meye başladı. Artık 16 yaşında olmadığunı söyledi, "Bu çılguüıkür" dedi. Banagolf yap- mamı önerdi. Ben ise ona golf sponınu 60'h yaşlarıma bıraktrğımı, o yaşlarda da beni çe- kebilecek yeni meraklanm olması gerektiğini söyledim, yanşüğım otomobillerin fotoğrafla- nnı gösterdim. İkna oldu sonunda... Aslında babam arabalan çok sever. Ama yine de gele- cek ydki ralli biraz tehlikede galiba... Çünkü Italya'da yaşayacağım için hep onun gözü önünde olacağım. •^••LSaym Pirelli, hazır babanızın kulak- larını çınlatmaya başlamışken devam edelim mi? Sizin Türkiye'ye olan sevginiz ve ilginiz, babamzı Türkiye'ye getirebildi mi? Siz bura- da olduğunuz süre içinde babanız hiç Türki- ye'ye geldi mi? Tabii, hem de 2 kez. Son 2 yıldır tatil için yatla Türkiye'ye geliyor ve kalıyor. Ben artık dönüyorum, ama sanmm o da benim gibi Türkiye'ye gelmeye devam edecek. emek siz ttalya'ya dönmenize rag- men, Türkiye ile ilişkinizi kesmeyeceksiniz- Tabii... llişkimi kesmemek için elimden ge- leni yapıyorum. Burada bana ne kadar ihtiyaç olduğunu belirtip Türk-Pirelli'nin yönetim ku- rulunda kalacağım. Böylelikle her ay Türkiye'- ye gelebilme imkânım olacak. Zaten benden önce Türkiye'ye gelen Ludano Mattioü de aynı yöntemi uyguladı. Matdoli şimdi Îtalya'da merkezde görevli. Pirelli'nin dünya çapında- ki lastik işlerinin koordinatörlüğünü yapıyor. Ancak bu arada son 3 yıldır bizim yönetim ku- rulu toplantıJan için sık sık Türkiye'ye geliyor. ^KtKKUAnlaşılan Türkiye'ye gelen Pirelliyö- neticileri bir daha ayrılamıyor. Bunun nedeni acaba Pirelli grubunda geliştirilmiş ortak bir kültür olabilir mi? Acaba Pirelli Topluluğu'- nun Milano 'daki merkezinde güçlü bir Türk lobisi mi oluşuyor? Bu iş lobiyi falan geçti. Bizi artık Pirelli'- deki Türk mafyası olarak niteleyebilirsiniz. Türkiye'ye 13 yıl önce gelmiş ve 8 yıl önce ay- nlmış olan seleflerimden biri de hâlâ her fır- satta Türkiye'ye gelmeye can atar. Sık sık Türkiye'deki dostlannı telefonla arar. İşin pro- fesyonel yanı da var bu arada... Biz Îtalya'ya döndükten sonra burada yönetim kuruJunda kalarak yönetimin sürekliüğini sağlayacağımı- za inanıyomz. I B B ^ ı / ı Pirelli, PireUi Topluluğu'nda aktif görevde çalışmak için neden 34 yaşınıza kadar beklediniz, üniversiteyıllannın ardından ne yaptımz? Türkiye'de kazandığımızı hep Türkiye'ye yatırdık. Son 25 yılda 45 milyon dolarhk yatınm yaptık. Gittiğimiz ülkede toplumun bir parçası olmak istıyoruz. Yabancı sermayenin, sadece o ülkede kâr edip, bu kârı dışarı transfer etmesine kesinlikle karşıyız. Ben Türkiye'deki en garip genel müdürüm. Çunkü zoolojistim. Zoolojist olmayı ailemden bağımsız olmak, kendimi karutlamak için seç- miştim. Gençlik yıllannda PireUi ismi beni ra- hatsız ediyordu. Çünkü karşınızdaki herkes si- zi ailenizden miras aldığımz bu isimle değer- lendiriyor, o yüzden kabul ediyor, el üstünde tutuyor zannediyorsunuz. Inanın bu çok zor bir duygu. Ben bu duyguyu o yıllarda çok güç- lü olarak yaşadım ve sonuçta ailemden bağım- sız olarak bir seyler yapmaya karar verdim. Evlendim, Amerika'da su ürünleri mühendis- h'ği konusundaki eğitimimi tamamladım. Ar- dından da Îtalya'ya dönerek su ürünleri ko- nusunda bir şirket kurdum. Şirketi ilk kurdu- ğumda ofisboyu da daktilosu da genel müdü- rü de bendim. Tam anlamıyla tek kişilik bir şirketti. Daha sonra işimi geliştirdim ve 1984-85'e geldiğimizde şirket ttalya'da kendi alanında bir numara olmuştu. Ben de böylelikle kendimi kamtlamıştım. Artık geleneksel aile mesleği- ne dönebilirdim. Böylece Pirelli'nin bazı şir- ketlerinde yönetim kurulu üyelikleriyle ise baş- ladun ve aile mesleğinin ilk aktif görevini 3 yıl önce üstlenirken bu vesileyle Tûrkiye'yi de ta- mmış oldum. BBBKKMSon bir soru Sayın Pirelli, önümüzde- ki günlerde Pirelli Topluluğu 'nun 2 numaralı koltuğuna oturacaksınız. Veliahtlık ne kadar sürecek? Babanız istediğı için Îtalya'ya döne- ceğinizi söylüyorsunuz. Babanızın koltuğuna ne zaman oturacaksınız? Buna babam karar verecek. Yıllardır kendi yürüttüğü sorumlulukları benim üstleneceği- me ikna olduğu zaroan o da kendini "emekliye" ayıracak. I Sayın Pirelli, bize ayırdığınız zaman için size çok teşekkür ediyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle