18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Noyan'a suç duyurusu • AN1ALYA (AA) SHP Antalya ll Başkanı Yusuf Öztop, Antbirlik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Murat Noyan hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. öztop, dün düzenlediği basın toplantısında, Murat Noyan'ın, Antbirlik Yönetim Kurulu adına yaptığı açıklamalarda siyasi polemiğe girdiğini söyledi. Antbirlik Yönetim Kunılu'nu kamu görevlilerinin oluşturduğunu, kamu görevlilerinin ise yasalara göre siyasi partiler hakkında açıklamalarda bulunamayacaklarını büdiren Öztop, "Noyan, yönetim kurulu adına açıklamalarda bulunarak yasalara aykırı davranmıştır. Bu nedenle hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" dedi. Antbirlik'in açıklanan zararının sorumlusunun işçiler olmadığını, sorumlunun ise birliği kendi çiftlikleri gibi yönetenlerin yönetim anlayışları olduğunu söyleyen Öztop, işten çıkarmaların, Antbirlik ile TezKoop arasında yapılan toplusözleşmeye de aykın olduğunu bildirdi. Vedat Aydın, 4 gün önce "Bizpolisiz" diyen kişilerce Diyarbakır'daki evinden götürülmüştü HEPII Başkanı'nın kuşkıılu ölümü Vedat Aydın, DiyarbakırMadenyolu üzerinde ölü bulundu. Aydın'ın vücudunda kurşun delikleri ve işkence izleri olduğu bildirildi HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar bugün Diyarbakır'a gidiyor. Işıklar, Aydın'ı öldürenler bulunmazsa sorumluluğun hükümete ait olacağım söyledi. DİYARBAKIR/ANKARA (Cumhuriyet) HEP Diyarbakır tl Başkanı Vedat Aydın, dün DiyarbakırMadenyolu üzerinde ölü bulundu. Içişleri Bakanlığı "Aydın'ı evinden alanlann devlet güvenlik görevlisi olmadığı anlaşılmıştır" derken Olağanüstu Hal Bölge Valiliği "olayı nefretle karşıladıgını" açıkladı. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, cinayeti işleyenler bulunmadığı ve yargılanmadığı takdirde sorumluluğun hükümete ait olacağını belirtti. Vedat Aydın'ın gözaltına alındıktan sonra ölü olarak bulunması tepkiyle karşılandı. Olaya Maden Cumhuriyet Savcıhğı el koydu. 5 temmuzda evine gelen ve polis olduklarını söyleyen sivil giyimli, silahh dört kişi tarafından götürülen HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın, dün Ergani Elazığ il sınırını oluşturan köprunün altında ölü olarak bulundu. Aydın'ın kafasının arka kısmında darp nedeniyle çökme, vücudunda kurşun yaralan ve işkence izleri olduğu belirtildi. Üzerinde kimlik bulunmayan Vedat Aydın'ın cesedi olay yerine giden eşi Şiikran Aydın ve arkadaşlan tarafından teşhis edildi. Şükran Aydın, önceki gün Cumhuriyet muhabirine eşinin götürülmesini şöyle anlatmıştı: ADANA (Cumhuriyet Giiney tllerî Biirosu) Doğu ve Giineydoğu Anadolu'daki çeşitli yerleşim birimJerinde son giinlerde cinayet ve bombalamalar giderek yogunlaştı. İnsan Haklan Dernegi ve diğer bazı kitle örgütlerinin kontrgerillanın gerçekleştirdiğini öne sürdüğü bazı eylemler şöyle: • "İHD Diyarbakır Şubesi ile Özgiir Halk Dergisi Diyarbakır Biirosu'nun bombalanması. • Eski HEP Diyarbakır tl "Gece kapm çalan 4 kişi polis olduklarını söylediler. Ellerinde uzun namlulu silahlar vardı. Benim durumumu gören elinde telsiz bulunan biri 'Bacı korkma ifadesine başvurup yarın bırakacağız' dedi. Vedat polisleri tanıyordu. Yoksa gitmezdi." Aydın'ın evinden götürülmesiyle ilgili bir soru üzerine Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü yetkilileri Aydın'ı gözaltına almadıklarım açıklamışlardı. Vedat Aydın'ın ölü olarak bulunmasının ardından yayımlanan Içişleri Bakanlığı bildirisinde şu görüşlere yer verildi: "Diyarbakır il merkezinde 5.1.1991 cuma günü gece saat 24.00 sıralannda kendilerine polis süsü veren dört kişi tarafından ikametgâhından alınıp götürülen Diyarbakır HEP İl Başkanı Vedat A)dın öldürülerek EJazıg ili Maden ilçesi hudutlan içerisinde kırsal kesimde yol kenarına bırakılmıştır. Yapılan araştırma ve bölge yetkililerinden alınan bilgilere göre Vedat Aydın'ı evinden alan kişilerin devlet güvenlik görevlisi olmadıkları anlaşılmıştır. Terörle miicadeleyi ilk görevleri arasın Güneydoğu'da kuşkulu olaylar zinciri Başkanı avukat Mustafa Özer'in arabasının bombayla havaya uçurulması. • 2000'e Doğru dergisinin Diyarbakır Biirosu çalışanlannın ölümle tehdit edilmesi. • Diyarbakır'da sol içerikli dergiler de satan bir gazete bayisim'n kundaklanması. • Şırnak'ın Uludere ilçesi Hilal kasabası Belediye Başkanı Yakup Kara ile dört arkadaşının taksiden indirilerek kurşuna dizilmesi ve cesetlerinin yakılması. • Şırnak'ın Dağkonak köyünde Mehmet Kılıc adlı bir köylü ile misafirinin evinden gerilla kılığında kişiler tarafından alınarak öldiirülmesi. Daba sonra TV'den 'teröristler öldürüldü' diye açıklama yapılması. • IHD Batman şube yöneticilerinden M.Sıddık Tan'ın, arabasına konan bombanın patlaması sonucu ağır yaralanması. Aynı olayda arabada bulunan oğlu Asaf Tan ile Cengiz Tek'in de yaralanması. • Mardin'in Kızıltepe ilçesinde kepenk kapama olaylanndan sonra Uçedeki dükkânlann gece de açık tutulmaya zorlanması. • HEP Lice tlçe Başkanı Hafız Uzun'un gözaltına alındıktan sonra hakkında hiçbir açıklama yapılmaması. • Van'ın Gürbulak ilçesinden Dogubeyazıt'a gidcn bir taksinin taranması sonucu İsmail Efe adb kişinin ölmesi." bir Güney Amerika ülkesi olmayacak. Abdülkadir Ateş (SHP Genel Sekreter Yardımcısı) Siyasi parti üyeleri ve yönetici kadroİarı bir ülkede çalışamayacak düzeye geldiyse, can güvenliği ortadan kaldınldıysa bu demokrasi açısından esef verici bir gelişmedir. Bu olay ve bundan önceki cinayetlerin failleri bir an önce ortaya çıkanlmalıdır. Vatandaşın hükümete güveni kalmamıştır, bu olaylarla devlete de güven giderek sarsılmaktadır. Doğu Perinçek (SP Genel Başkanı) Son 15 gün içinde Güneydoğu'da 10 yere bomba atıldı, 18 insan öldürüldü, kurşuna dizildi. Çekiç harekâtı başladı. Bu, Amerika'nın harekâtıdır. Türkiye'ye de bu çekicin sapı olma rolü verilmiştir. Türk Gladiosu, yani kontrgerilla marifetiyle bu işler yapılıyor. lleride hesap sorulmayacak bir rejime güvenerek. Bütün demokrasi kuvvetleri ve parlamenter kuvvetler bu uygulamalara kesin tavır almahdırlar. Hasan Yalçın (SP Genei Sekreteri) Vedat Aydın'ı devlet içindeki illegal kuvvetlerin kaçı SP'de görev d l • ANKARA (ANKA) Sosyalist Parti'nin sona eren ikinci büyük kongresinde parti üst yönetimi ile 2000'e Doğru Dergisi'nin yöneticileri yer değiştirdiler. 2000'e Doğru'nun Genel Yönetmeni Doğu Perinçek SP Genel Başkanlığı'na seçilirken Eski Genel Başkan Ferit llsever de Perinçek'den boşalan 2000'e Doğru Dergisi'nin genel yönetmenliğine getirildi. Bu arada aynı derginin Ankara temsilcisi Hasan Yalçın da partinin genel sekreteri oldu. Derginin genel yönetmen yardımcısı M. Bedri Gültekin Sosyalist Parti Genel Başkan Yardımcısı olurken dergide işçisendika sorumlusu olarak görev yapan Ruhsar Senoğlu da SP Merkez karar kurulu Uyesi olarak görev yapacak. Sosyalist Parti Başkanlık Kurulu uyeliklerine Adü Aslan, Ağıt Ergun ve Yalçın Büyükdağlı, Genel Başkan Yardımcılıklarına Hıdır Hokka, M. Bedri Gültekin ve Tayfun Tabakoğlu, Genel Saymanlığa da Turan özlü seçildiler. da kabul eden bakanlığımızca bu tür olayları lanetlerken gerçek suç faillerinin tespiti ve yakalanması konusunda tüm imkânların kullanılacagından ve ber tiirlii araştırma ve sonışturmanın noksansız yerine getirikceginden hiç kimsenin şüpbesi olmamaiıdır." Olağanustü Hal Böige Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada da şöyle denildi: "Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır tl Başkanı Vedat Aydın'ın evine 5 Temmuz 1991 cuma gecesi saat 24.00 sıralannda kendilerini polis gibi gösteren 3 veya 4 kişi gelmiştir. Bu meçhul kişilerce evinden alınarak bilinmeyen bir yere götüriılen Vedat Aydın'ın cesedi, Elazığ Ui Maden ilçesi yakınlannda bulunmuştur. Bu olav nefretle karşılanmıştır. Faillerinin mutlaka bulunması için ber tiirlii gayret sarfedilmekte, çok yönlii araştırmalar sürdüriilmektedir." Vedat Aydın'ın kuşkulu ölümü siyasi parti ve kitle örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Bugün Diyarbakır'a gidecek olan HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar yaptığı yazılı açıkla mada, Türkiye'nin Arjantin'e çevrilmek istendiğine, insanlann evlerinden alınarak hunharca katledildiklerine dikkat çekerek şunları söyledi: "Yasal bir partinin il başkanı olan Vedat Aydın'ın şahsında bölgede en güçlü parti haline gelen HEP'e ve daha da önemlisi bölge halkına saldırılmıştır. Bu durumu ile Türkiye, Giiney Afrika'yı da geride bırakacaktır. Hükümet bu cinayeün sorumlulannı bulmak ve yargı önüne çıkarmak zorundadır. Aksi halde cinayeün sorumluluğu hükümete ait olacaktır. Ne pahasına olursa olsun insan haklan, özgürlükler ve demokrasi için verdigimiz mücadele yiikselerek devam edecek ve bu ugurda yaşamını yitiren yurttaşlanmızın kanı yerde bırakılmayacaktır.." Tepkiler Erdal tnönn (SHP Genel Başkanı) Faili meçhul cinayetlerin siyasette de görulmesi, Türkiye'de demokrasi havasıru darma duman edecek, herkesi kaygılandıracak bir olay. Hükümet, failleri bir an önce bulmalıdır. Hikmet Çetin (SHP Genel Sekreteri) Hükümet, içinde bulunduğu vurdum duymazlığı bırakıp bu ve bundan önceki cinayetlerin faillerini bir an önce bulup ortaya çıkarmalıdır. Halkımızın hükümete artık kalmayan güveni bu ve benzeri cinayetler aydınlatılmadığı için devlete karşı güvensizliğe dönüşme yolundadır. En büyük tehlike de budur. M. Şerif Felekoğlu (SBP Genel Başkan Yardımcısı) Vedat Aydın'ın katilteri en kısa zamanda bulunmalı ve adaletin önüne çıkarılmalıdır. Doğu ve Güneydoğu'da olağan duruma geçilmeli, yasa tanımayan güçler engellenmelidir. Olaylann bu tarzda urmandırılmasından çıkar umanlar teşhir edilmelidir. Adnan Ekmen (HEP Mardin Milletvekili) Doğu'da ipler, görünmeyen devletin elinde. Bölgede demokratım diyen herkes bombalanma tehdidi altında. Ciddi olaylar meydana geliyor, demokrat insanlar hedef aünıyor. Bunlar karanlık güçlerin oyunudur. Cörünmeyen devlet artık görünen devletin kontrolünden çıkmıştır. Herkes akünı başına toplasın. Türkiye rıp katlettikleri açıktır. Bu karanlık güçler son 20 gündür bölgede bombalama faaliyetleri yürütüyorlar. Bir darbe hazırhğının ipuçları ortaükta dolaşıyor. Nevzat Helvacı (İHD Genel Başkanı) Bölgede karanhk olaylar yaşanıyor. Vedat Aydm cinayeti, olaylardan sadece biridir. Bu çirkin cinayeti şiddetle kınıyoruz. Hiçbir gerekçe bu çirkinliği örtemeyecektir. Ercan Kanar (İHD İstanbul Şube Başkanı) Son günlerde yaşanan bir dizi katliamm son halkası olan bu olay devlet terörünün, insan haklan savunuculannı kendisine hedef aldığıru göstermektedir. Ne var ki haklar ve özgürlükler mücadelesini bu tür insanlık dışı cinayetler engelleyemeyecektir. Kemal Okutan (HEP Adana 11 Başkanı) Vedat Aydın'ın cesedi üzerinde her türlü işkencenin uygulandığına dair izler vardır. Cinayeti kontrgerilla işIemiştir. Kendilerine polis süsü vererek Aydın'ı gözaltına alanlar derhal bulunmalıdır. Başbakanlık'ta zirve Başbakan Mesut Yılmaz, dün Istanbul'dan döndükten sonra ANAP Başkanlık Divanı toplantısına kaolmak üzere ANAP Genel Merkezi'ne geçti. Burada Nazilli'den gelen partililerle görüştükten sonra Başkanlık Divanı toplantısını bugüne erteleyen Yılmaz, Başbakanlık binasına gitti. Yılmaz, burada Güneydoğu'daki son gelişmelerle ilgili olarak Olağanustü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoglu, fçişleri Bakanı Mustafa Kalemli, Başbakanlık Müsteşarlığı'na vekâlet eden Sabahattin Çakmakoğlu ve Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan'ın da bulunduğu bir toplantı yaptı. Kalemli, yaklaşık bir saat süren toplantıdan sonra Başbakanlık'tan ayrılırken Yılmaz ile Güneydoğu'daki gelişmeleri değerlendirdiklerini söyledi. 'Anaağlatan iktidarı' İDRİS AKYÜZ EDİRNE TEKİRDAĞ DYP Genel Başkanı SüleyO ^ B ^ ^ ^ H • ° ^ ^ ^ K ^ man Demirel, **^^Z^ yeni hükümeti eleştirirken "Bundan öncekiler ne yaptıysa, bunlar da onu yapacak. Babası ne yaptıysa onu yapacak. Bunun da babası Çankaya'dır" dedi. Demirel, iktidarı Anavatan iktidarı değil, "anaağlatan iktidan" olduğunu söyledi. DYP lideri, Yılmaz hükümetini halkın hükümeti olmadığı için tebrik etmeyeceğisözlerini dün de yineledi. DYP lideri Demirel, nisan ayında başladığı "milletin sesi" mitinglerini dün Trakya'da sürdürdü. Demirel; Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'da, halka hitapetti. Konuşmalarında daha çok, köylü ve çiftçinin sorunlanna değinen Demirel, birçok köyde traktörlerin haczedildiğini söyledi. Başbakan Mesut Yılmaz'ın, bahçe traktörüyle, tarla traktörünü karıştırdığını söyleyen Demirel şöyle dedi: "Bugün Türkiye'de gübrenin insan başına mı dönüm başına mı olduğunu bilmeyen bir hükümet var. Başbakan, 60 ton buğdayla bir traktör aundığını söylüyor. Bu bahçe traktörii için geçeriidir. Köylü ancak 100 ton ağlatan hükümetidir' bunlar, halkın hükümeti degildir." Miting alanlarında dikkati çeken, "Hodri, bodri dediler, kıspeti giymeden tüydüler", "Milyara avize, dügün; sandık hepsine çözüm", "tktidar yapmak bizden, kör kunışun hesabını soraıak sizden" yazılı pankartları tek tek okuyan Demirel, "Sandık geliyor. Bir kunışun besabını sormak onu yiyenlere kusturmak bizim görevimizdir. Bu çirldnlikler ve israflarla dolu devri kapflyacağu. Yeni aydınlık bir devir açacağız. Bu devirde siz olacaksınız. Bunlar Türkiye'ye çok çektirdiler. Bunlara güvenmek yeniden zaman kaybetmektir" diye konuştu. Demirel, hükümeti halkın beklentilerini karşılamaya da çağardığı konuşmalannda, "Bu insanlann hakkını verin, eğer bunlan yapamayacaksanız, ne otunıyorsunuz orada" diye sordu. Konuşmasında Mesut Yılmaz hükümetini neden kutlamadığı eleştirilerine de yanıt veren DYP lideri şunları söyledi: "Bu hükümetin arkasında millet yok. Çankaya'nın arkasında halk yok. Milletin adam yerine konmadığı yerde, milletin vekili olarak benim hükümeti tebrik etmem doğru olur mu? Arkasında milletin olduğu hükümete şapka çıkannm. Gelin, sandığı milletin önüne koyalım." irely Trakya'da da hükümete eleştirilerini sürdürdü İÇİŞLERİ SÖZCÜSÜ ERDOĞAN Polis, Faruk Taşar'ı bulmaya çalışıyor I ç i ş l e r i Bakanlığı'nda da Dışişleri'nde olduğu gibi haftalık basın toplantıları ,,,,. ,.başladı. Bakanhk Sözcüsü Kamuran • • •» < *' Erdoğan siyasi suikastlann çözülmesi için çalışıldığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) tçişleri Bakanlığı Sözcüsü Kamuran Erdoğan, Devlet Bakanı ve ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar'ın "banka dolandıncılığı"ndan aranan kardeşi Faruk Taşar'ın yakalanmasına çakşıldığını söyledi. Erdoğan, polisin Taşar'ın yakalanmaması yönünde yönİendirilmesinin ya da tazyik yapılmasırun kesinlikle söz konusu olmadığını kaydetti. Siyasi suikastlann aydınlatılması için çalışmalann aralıksız sürdüğünü belirten Erdoğan, "Polis ne zaman güçlense, işkence ve poliste görüş aynlığı olduğu iddialan gündeme geliyor" dedi „ . Içili lçişleri Bakanı Mustafa Kalemli tarafından oluşturulan bakanhk sözcülüğü, ilk basın brifıngini dün verdi. Polisin mali sorunlarının giderilmesi için çalışma yapıldığım da kaydeden Erdoğan, son dönemde polislerin işlediği cinayetler ve intiharları ile ilgili bilgi verirken de bu olaylann genel içinde önemli boyutlarda bulunmadığım söyledi. Polisin psikolojik durumunun mesleğe girişinden itibaren izlendiğini de kaydeden Erdoğan, geçen yıl 6 polisin intihar ettiğini açıkladı. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi'nin işlenen siyasi suikastlan çözmek amacıyla aralıksız çalıştığını, bu yöndeki soruşturmalann sürdüğünü kaydeden Erdoğan, emekli korgeneraller tsmail Selen ve Hulusi Sayın ile Tuğgeneral Temel Cingöz'ün öldürülmesi olayıyla ilgili çok sayıda kişinin yakalandığını kaydetti. Erdoğan, bir soru üzerine, "Şu cinayeti işleyen şudur diye bir şey söylemek d u r u m u n d a degiliz" dedi. Erdoğan, Selen suikastıyla ilgili yakalandıklan açıklananlann daha sonra bu nedenle değil, örgüt üyesi olduklan gerekçesiyle tutuklandıklarımn anımsatılması üzerine de "Devlet yanlış bilgi vermez. Yapılan açıklama doğrudur. Ancak ülkede kuvvetler aynlığı ilkesi geçerlidir. Yargının egemenliğine, yargıcın takdirine ilişkin herhangi bir yorumda bulunamayız" dedi. Erdoğan, çokuluslu gücün Güneydoğu'da operasyon yaptığına ilişkin kendilerine herhangi bir bilgi ulaşmadığını da söyledi. Çorlu'da miting • ÇORLU (Cumhuriyet) Temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla bir grubun oluşturduğu tertip komitesi, Çorlu'da 14 temmuz pazar günü saat 13.OO'te "Temel Hak ve özgürlükler Mitingi" düzenleme kararı aldı. Kaymakamhğa izin için başvuran komitenin bildirisinde "Terörle Mücadele Yasası'yla işçi sınıfının meşru eylemlerinin terörist eylemler sayıldığı, sendikaların kapatıldığı, mallarına el konulabildiği, insanlann sorgusuz sualsiz katledildiği, Kürt ulusu üzerihdeki baskıların arttığı, memurların sendikalaşmasımn engellendiği" belirtilerek herkes pazar günkii mitinge çağırıldı. Demirel, Genel Başkan Yardımcısı Tansu Çiller'le Tekirdağ'da miting alanına geliyor. (AA) buğday satarsa tarla traktörii alabiliyor. Sayın Başbakan bunu söylerken eline tutuşturulan kâgıdın altını okumanuş anlaşılan." Konuşmalan, ak sık "Başbakan Demirel" sloganlanyla kepilen DYP lideri, iktidarın meydanlara çıkmaya yüzü kalmadığını belirtirken de "Bizim meydanlara çıkmamızdan rahatsız olanlar var. Bu ülkeyi idare edenler sanıyor ki bu insanlann üzerine ne koyarsanız kaldınr, ses çıkarmazlar. Ülkeyi idare edenlerin kafası budur. Bu kafa ne yapar? 45 defa zam yapar. Bu kafa ekmeği bin liraya çıkarır da buğdayın parasını ödemez" dedi. Hükümet değişikliğine de değinen DYP lideri Demirel, dünyanın hiçbir ülkesinde halkın yüzde 80'inin reddettiği bir iktidar olamayacağı görüşünü yineledi. Demirel, bu konuda şöyle konuştu: "Hükümet degişti de ne oldu? Ağaç elma agacı iken armut ağacı mı oldu? Bu hükümet ANAP hükümeti değil mi? Bu hükümet o kuruyan ağacın bir dalı. Geçen hükümet de kurumuştu. O ne yaptı? Babası ne dediyse onu yaptı. Bu da onu yapacak, bunun da babası Çankaya'dır. Aslında bu hükümet Anavatan hükümeti değil, 'ana DGM'ye girişte fişleme • ANKARA (UBA) Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) "tepki çeken" önlemlerini bina dışında da sürdürüyor. DGM girişindeki polis noktasında fışleme devam ederken duruşma, iş takibi veya ziyaret amacıyla DGM'ye giren sanık yakınlarıyla gazeteciler, avukatlar, izleyiciler de kayıttan kurtulamıyor. Bu notlardan zaman zaman siyasi polisin yararlandığı bÛindiği için duruşma izlemek ya da yakınlannın durumunu takıp için gelen aileler "Bizleri fişliyorlar. Yaptığımız suçmuş gibi. Daha sonra da herhangi bir operasyonda potansiyel suçlu olarak görülüyor ve gözaltına alımyoruz" diye yakındılar. DGM'nin önündeki güvenlik önlemleri de kalabalık sanıkh davalarda bir kat daha arttırılırken sanık yakını ya da gazetecilerin mahkeme önünde beklemeleri engelleniyor. DGM Başsavcısı Nusret Demiral, bu durumdan yakınan gazetecilere "Konunun benimle ilgisi yok. Güvenlikle ilgili, gerekli görülen önlemleri alıyorlar" dedi. Başbakan Yılmaz'dan anne Yılmaz'a tembik Hiçbir gazeteciyle görüşme diyor. Mesut Yılmaz, 1947'de dünyaya gehniş, sonra Turgut, sonra da Nilüfer. Güzide Hanım, Çapa Kız Sanat Enstitüsü mezunu olduğunu söylüyor. Şirinyah, Hereke'yi geçtikten sonra yazhkların yazlık olduğu dönemlerde isim yapan şirin bir tatil yöresi. Yılmazlar'ın yazlıkları denize tepeden bakan, bahçe içinde bağımsız bir ev. Önünden demiryolu geciyor. Demir parmaklıklarla çevrili bahçe güllerle bezenmiş. Iki katlı evin dört bir yanında kapısı var. Bahçede elinde telsizle sivil bir koruma pıları birbirine açılan evleri göstererek "Bu bahçelerdeki çiçeklerin hepsini ben diktim" diyor. Mesut Yılmaz'ı çok seviyor ve onun için "Politika>a girmesini ailesi istemiyordu, Özal çok ısrar etti. Ciddi göriinümü altında cok sevecendir, ama kendisine gülmeyi öğretemedik" diye konuşuyor. Oğuz'a göre Yılmaz, şoförüne bile saygılı davranır, çalışma arkadaşlarını çok iyi seçermiş. Kardeşlerin önce iş hayatı, sonra da Mesut Yılmaz'ın politikacılığı, kendilerini Şırinyaiı'dan yazları uzaklaştırmış. zım, oğlumun uyansını dikkate almak zorundayım. Ağzımı tutmam lazım" diye de gülerek ekliyor. "Oglunuzu anlatın" diyoruz, söyledikleri şunlar: "Hiçbir anne düşünemiyorum ki oglu için kötü bir şey düşünsün. Mesut, gerçekten ciddiyetli. Küçükten beri siyasete düşkünlügü olan bir çocuktu. Çok okur, çok düşünür. Dürüsttür, verdiği her sözü tutar. Bunlar her annenin oglu için söyleyeceği sözler, ama Mesut başbakan olduktan sonra birden bütün gözler onun üzerine kaydı." Her anne gibi kıandan ve gelininden de söz ediyor. Kızı Nilüfer, damadı Yiğit tkiz ve gelini Berna Yılmaz, Boğaziçi Üniversitesi mezunuymuş. "Üçü de arkadaştılar. Kızımın mesleği işletmeci, ama kendisi çalışmıyor, yalnız kocasımn yanında onun işlerine yardımcı oluyor. Şimdi, kocasımn bir işi için Londra'ya gitti. Çocuklan da bana bıraktılar" diyor. Güzide Hanım son olarak, üç kardeşin Suadiye'deki bir apartmanda ayn dairelerde oturduklannı, "sık sık onlan, çocuklanmn da kendilerini ziyaret ettiğini" anlatıyor. Artık kendisi için de "korumalı" tempolu bir hayata giren Güzide Hanım, romatizmalarına iyi geleceğini düşünerek Marmaris'te tatil yapmak istiyor. Arada da oğlu için Başbakanlık Konutu'nda "konuk" olacak. AYŞE YILDIRIM "Mesut mu, çok dürüsttür ve verdiği her sözü tutar." Başbakan Mesut Yılmaz'ın annesi Güzide Yılmaz'ın, oğlu ile ilgili değerlendirmeleri böyle. Güzide Hanım, kışlan Istanbu' Gümüşsuyu'nda, yazları da Hereke Şirinyah'daki yazlıkîarında oturuyor. Kendisiyle görüşüp oğlunun başbakanlığı hakkındaki duygularını öğrenmek istiyoruz. Randevu almadan ziyarete gittiğimiz saatlerde, kendisi oğlunu görmeye Istanbul'a gelmiş. Yedi saat süreyle komşulanyla görüşüp 'çevre' bilgisi aldıktan sonra not bırakarak döndük. Anne Yıhnaz, daha sonra bizi telefonla arayarak sabırlı bekleyişimiz için bizden nazikçe "özür" diledi. Anne Yıhnaz, sorulanmızı yetersiz de olsa bu kez telefonda yanıtladı. Yılmazlar, anne tarafından Balkanlı. Anne Güzide Yılmaz, sorularımıza kısa yanıtlar veriyor: "Büyük harp zamanmda annemin annesi ve babası Yugoslavya'nın Saraybosnası'ndan göç etmişler. Karamürsel'e gelmişler. Annem Karamürsel'de doğmuş, ama sonra Istanbul'a gelip yerieşmiş." Güzide hanımlar uç kardeş. Karadenizli olan eşi Hasan Vilmaz'la İstanbulda tanışmış ve 1946 yılında evlenmişler. GÜZÎDE YILMAZ Mesut, küçükten beri siyasete düşkündü. "Hasan, ağabeyimin arkadaşıydı zaten" Mesut Yılmaz, başbakan olduktan sonra annesine sıkı sıkı tembihlemiş: "Polemik yaratmamak için hiçbir gazeteciyle görüşme lütfen!' Telefonda bunları bize anlatırken "Kusura bakma kızım ağzımı tutmam lazım" diyordu. geziniyor. Mesut Yılmaz başbakan olunca annesi de korumaya alınmış. Yazhğın komşulan da Yılmazlar'ın akrabalan. Bir tarafında Güzide Hanım'ın ablasının, diğer tarafında da teyzesinin oğlu eski CHP Senatörü Nazmi Oğuz'un yazlıkları bulunuyor. İlk kadın vali olarak geçen günlerde Muğla'ya atanan Lale Aytaman'ın babası, eski Senatör Dr. Abdullah Köseoğlu'nun yazlığı da bir ev ileride. Nazmi Oğuz, yan yana olan bahçe kaGüzide Yılmaz, "Eşim de ben de burasını çok severdik. Ama onu beş yıl önce burada kaybettim" diyor. Güzide Hanım'ın yaşı 60'ın üzerinde olmasına karşın otomobilini kendi kullanıyor. Otoyoldan Istanbul'a sık sık gidip geliyor. Mesut Yılmaz, başbakan olduktan sonra annesine sıkı sıkı tembihlemiş; "Polemik yaratmamak için hiçbir gazeteciyle görüşme lütfen." Telefonda bunları bize anlatırken "Kusura bakma kı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle