Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
XX A.KJ İVİ J. 1UMMU6 1991 Başbakan Cumhuriyefin sorularını yanıtladı îâlmaz: Gtivenoyu endişem yok Zaman içinde uzlasma olabilir Başbakan Mesut Yılmaz, Cumhuriyet'in Kıbns konusundaki sorulannı da yanıtladı. Kıbrıs konusunun çözüme yönelik mecraya oturtulmasından sonra TürkiyeYunanistan ilişkilerinde zaman içerisinde belli uzlaşmaya varılabileceğini söyledi. Yılmaz'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: Kıbns dörtlü zirvesi mutlaka olacak mı? YILMAZ Dörtlü zirvenin olup olmaması, diinkü Meclis konuşmamda da söyledim, Kıbns Rum ve Yunan tarafının tutumuna bağb. En azından Türkiye'nin KKTC ile bir istişare yaptığı, bu önerinin BM Genel Sekreteri ve Amerikan hükümeti tarafından olumlu karşılandığı söyienebilir. Ama, olup olmayacağını tayin edecek olan.fcum ve Yunan tarafıdır. Dörtlü zirve için Rum ve Yunan tarafının siyasal eşitlik ve garanti konusunda açık bir tavır ortaya koyması mı gerekiyor? YILMAZ Şimdi tabii, dörtlü topIantı bunlardan ayrı bir konu. Dörtlü toplantı için Kıbns ve Rum tarafının eşit statüde temsili, bizim için olmazsa olmaz koşuludur. Rum tarafının burada değişik önerileri vardır. Onlar Kıbrıs Rum tarafının devlet statüsünde, Kıbns Türk tarafırun toplum lideri statüsünde dörtlü zirveye katılmasını kabul ediyor görünüyorlar. Bunu da resmen deklare etmiş değiller ama, yaklaşımlanndan bizim okuduğumuz budur. man bu mutlaka bizim aleyhimize sonuç verecek bir adım olur. Turgut Özal, başbakanhğına başlarken tek taraflı bir jest yapmıştı ve Yunanistan'a dönük vizeyi kaldırmıştı... YILMAZ Ben daha başlamadan yaptım. Başbakan Mitsotakis'i Türkiye'ye davet ettiniz. Mitsotakis Türkiye'ye gelişini, Kıbns'ta ilerleme önkoşuluna bağlarsa, tavnnız ne olur? YILMAZ Ben Sayın Mitsotakis'le bundan önce en az beş defa görüştüm, değişik statülerde görüştüm. O anamuhalefet lideriydi, ben Dışişleri Bakanıydım, sonra Avrupa Demokrasi Birliği'nde, o Yeni Demokrasi Partisi'nin, ben Anavatan Partisi'nin temsilcisi olarak katılmıştım. Bütün görüşmelerimde, Sayın Mitsotakis hep aynı yaklaşımla meseleye eğildi. Kıbns meselesini âdeta TürkYunan ilişkilerinin iyileştirilmesi için bir önşart olarak ortaya koydu. Ben de her defasında bu iki meselenin bir arada mütalaa edilmesinin her iki meselenin de çözümüne yardımcı olmayacağını, tersine güçleştireceğini söyledim. Çünkü Kıbrıs meselesi, çok kendine özgü bir meseledir. Ada'da yaşayan iki toplumun karşılıklı nzalanyla çözümlenmesi gereken bir meseledir. Türkiye ile Yunanistan bu meselede kendi çıkarları dolayısıyla methaldar olabilirler. Bu meselede, katkıları istenebilir, ama neticede bu çö AHMET TAN ANKARA Güvenoyu almamış bir başbakana sorulacak en son soru, herhalde "beride nasıl bir Başbakan olarak anılmak istersiniz?" sorusudur. Biz de öyle yaptık. Mesut Yümaz, uzun bir sessizlikten sonra tane tane yanıtladı: ANAP felsefesini topluma kabul ettirmiş, demokrasiyi tum kunımlan ile yerleştinniş, Türkiye'yi Avrupa Topluluğu'nun tam üyesi yapmış bir başbakan olarak... Elbette ilk soruyu da ihmal etmedik: "Güvenoylaması konusunda endişeniz var mı?" Yılmaz, ağızhkh sigarasından çok derin bir nefes çekerek, "Az sayıda katdmayan arkadaş olabilir" dedi. Sonra da program görüşmelerindeki tutumunu sorduk: "Çok ölçülü başlayıp, sonradan niçin sertleştiniz? Suçlayıcı oldunuz?" Yanıtladı: "Çok ağır iislupta laf atmalar oldu. Maalesef kiifür ölçüsünde ağır sözkr söylendi. Ben de elimde olmadan ölçöyii sertleştirdim." Başbakanlık makamındayız. Ama, Yılmaz makam masasında değil. Herhalde güvenoylamasını bekliyor. Yuvarlak, "spor bir masa"da oturuyor. Arkasında tarihteki 16 Türk devletinin küçük bayrakları. Makamın eski sahibi, 16 Türk devleti arasına KKTC'yi de katmış. lyi de etmiş herhalde. Çünkü, Yılmaz Meclis'teki program görüşmelerinde "Kıbns'ın Tiirkiye'nin namusu" olduğunu ilan etmişti. 17. Türk devleti, makamın yeni sahibinin bu cesaretli açıklamasına uygun düşüyor. Makam odasından Özel Kalem Müdurü Şiikrü Tufan'ın odasına ve koridorlara taşan bir telaş var. Cumhurbaşkaru Turgut Ozal Marmafis'ten bekleniyor. Başbakan'ın ve bazı bakanların kendisini karşılaması gerek. Ama makamın içi dışı görüşmecilerle dolu. Örneğin, ANAP Adana tl Başkam, kalabalık bir heyetle dördüncü delege gücünü elde tutmanın sefasını sürüyor. Başbakan'la çay sohbetini uzattıkça uzatıyorlar. Adı bizde saklı "Akbulutçu" iki miUetvekili, makamı henüz terk etmiş. Odada Devlet Bakanı Hükümet Sözcüsü Imren Aykut var. Bu sırada Başbakan'a benzeyen biri içeri giriyor. Yılmaz ayağa kalkıyor, "Gel bakalım Turgut" diyerek boynuna sanlıyor. Gelen kardeşi. Yılmaz, ağabeyini ilk kez makamında kutluyor. îçişleri Bakanı Mustafa Kalemli biz konuşurken hızla içeri giriyor, "Vakit daraldı" diyor. Daralan vakitte sorulan sıralıyoruz. Yılmaz, güvenoyu öncesinin ve işin çok başı olmasının belirsizliği içinde. Ama olabildiğince net yanıtlar vermeye çalışıyor. tşte bazı ları: İşçiye ve memura enflasyonun iizeriade zam. Parti içi huzursuzluk başbakan olmanın ilk sıkıntısı. ' Kıbrıs için dörtlii zirvede Rum ve Türk tarafının eşitliği "Olmazsa olmaz" koşuludur. TürkYunan ilişkilerinde yapıcı diyalog için Atina, Kıbrıs önkoşulundan vazgeçmelidir. Çevik güç konusunda ABD ile göriişmeler yapıldı. Aramızda ortak anlayış var. (Nitekim, Yılmaz'ın bu konuşmasından 3 saat sonra Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin uluslararası güce bir labur askerie katılacagını açıkladı.) Ara seçim anayasal zorunluluk değil. Seçim sistemi üzerinde çalışıp muhalefetin uzlaşmasına sunacagız. Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi konusunu bir referandum konusu yapmayı doğru bulmam. Mesut Yılmaz, bekleneceği gibi dış politikaya ilişkin sorulara rahat ve kapsamlı yanıtlar verirken, iç politika ile ilgili olanlarda, daha genel bir çerçevede kalmayı yeğliyor. Başbakan'a Cumhuriyet'in yönelttiği sorular ve yanıtları şöyle: Yannki güvenoylamasında rahat mısınız? YILMAZ Gayet rahatım, hiçbir endişem yok. Ne kadar fire olur? YILMAZ Az sayıda katılmayan arkadaş olabilir. Bir kısmının haklı mazeretleri var, bir kısmı bilinçli katılmayabilir ama, rakamın çok fazla olacağını sanmıyorum. 1520'yi geçer mi? YILMAZ Bir tahmin yapamıyorum, ama az olur. Güvenoylamasını aldıktan sonra bir sıralama yaparsanız, hangi sonınları öncelikie ele alacaksınız? YILMAZ Birincisi, bizden önce çözümlenmesi gereken, ama siyasi gelişmeler nedeniyle ertelenmiş olan sorunlar var. Bu ertelenmiş sorunlann ivedi bir biçimde çözümlenmesi lazım. Ondan sonra da gündemde bizim inisiyatifımizle çözüm yoluna girmesi gereken bazı meseleler var. Onların üzerine eğilmemiz lazım. Onların başında da seçim meselesi geliyor. Dün Meclis'te de söyledim. Seçim konusunda, evvela kendi kurullanmızda, sonra Bakanlar Kurulu'nda, ondan sonra Meclis gru KIBRIS SORUNU Kıbrıs Rum tarafı şu anda BM'de sahip olduğu statüden fedakârlık etmek durumundadır. Bizim için eşit statüden kesinlikle vazgeçilmez. Dörtlü zirvenin gerçekleşmesi, iki toplumun eşit statüde bu toplantıda temsiline bağlıdır. Sayın Mitçotakis'le Kıbrıs meselesine ilişkin bir yöntem, bir yaklaşım farklılığımız söz konusudur. Burada bizim için, dediğimiz gibi alternatif söz konusu değildir. İki taraf da ya devlet başkam statüsüyle veya toplum lideri statüsüyle dörtlü zirveye katılabilirler, bizim için ikisi de fark etmez. Ama, daha mantıklı olan çözüm yolu, her iki tarafın da toplum lideri statüsüyle katılmalarıdır. Yani Kıbrıs Rum tarafı şu anda BM'de sahip olduğu statüden fedakârlık etmek durumundadır. Çünkü BM Genel Sekreteri'nin gözetiminde yapılan müzakereler, her iki tarafın da toplum lideri statüsüyle katıldığı müzakerelerdir. Bizim için, bu eşit statüden kesinlikle vazgeçilemez. Zaten 649 sayılı karar ve ona esas teşkil eden Cuellar'ın raponında da iki toplumun siyasi eşitliği vurgulanmıştır. Farklı statü, ona da ters düşer. Dolayısıyla dörtlü zirvenin gerçekleşmesi, iki toplumun eşit statüde bu toplantıda temsiline bağlıdır. Sizin söylediğiniz husus, yine bizim bu müzakerelerde vazgeçmeyi düşünmediğimiz bir husustur. O da meselenin bir bütün olarak tartışılması meselesidir. Aksi, bizi salam taktiğine götürür ki, Kıbns meselesinin başlangıcından beri, başlangıcı derken, 1963 sonunu kastediyorum, 24 seneden beri üzerinde duyarlılık gösterdiğimiz bir konudur, Kıbns meselesi ancak bir bütün olarak müzakere edilebilir. Yoksa toprak meselesinin veya yerinden olmuş insanlar meselesini bütünden ayınp da müzakere konusu yaptığımız zazümü yaşayacak olan Ada'daki iki toplumdur. Bunun için mutlaka, o iki toplumun içine sindirebilerfeği, birlikte yaşayabilecekleri bir çözümün ortaya çıkarılması lazım. Bizim Türkiye ve Yunanistan olarak yani Kıbns meselesindeki herikianavatan olarak asıl fonksiyonumuz, asıl çözüme katkımız, oradaki iki toplumu bu yönde teşvik etmek, yönlendirmek olmalıdır. Onlann yerine geçip bir çözüme ulaşmak ve o çözümü o toplumlara empoze etmek doğru bir yol değildir. Burada Sayın Mitsotakis'le Kıbrıs meselesine ilişkin bir yöntem, bir yaklaşım farklılığımız söz konusudur. Bir de bu meselenin TürkYunan ilişkileri ile mütalaa edilmesinden doğan bir farklılığımız söz konusudur. Bu farklılık diyaloğu etkiler mi? YILMAZ Bu farklüığm diyaloğu engellememesi için eğer gerçekçi konuşmak icap ederse, Kıbns meselesinin ayn bir platforma, en azından çözüme yönelik bir mecraya sokulması lazım. Eğer, şu arida Kıbrıs meselesindeki hareketlenme 649 sayılı karar bazında bir mecraya girerse, bu şekilde rayına oturtulursa, o zaman TürkYunan ilişkileri, ondan bağımsız olarak ele alınma imkânına kavuşur ve ümit ediyorum ki orada her iki ülkenin de çıkanna olan bazı öncelikli konulardan başlamak üzere zaman içerisinde belli uzlaşmalara varılabilir. bir yerde kontrollü bir üslupla girdiğinizi söylediniz. Fakat sonra konuşmayı da bence sert bagladıruz. Neden sona doğru o kadar sertleştiniz? YILMAZ Çok yadırgadığım ve beklemediğim bazı müdahalelerle karşılaştım. Malum, muhalefet liderlerinden... Sataşmalar... YILMAZ Sataşmalarla karşılaştım. Bu sataşmalar, benim konuşmamın insicamını bozmamn ötesinde âdeta konuşmamı engellemeye yönelik sataşmalardı. Bunları muhalefetin Meclis çalışmaları konusundaki yakmmalan ile çelişkili gördüm. Yani hükümetin denetimine yeterli imkân sağlanmadığı, Meclis'in bir tartışma zemini olma özelliğini kaybettiği, Sayın Demirel'in de konuşmasında değindiği bazı yakınmalarla, hükümetin orada eleştirileri cevaplandırma konusundaki söz hakkını engellemeye yönelik bu sataşmalan çelişkili olarak gördüm. ttiraf edeyim ki bunlar kısmen de başanlı oldular. Beklemediğim için biraz da bunlann etkisinde kaldım. Aslında belki yadırganan aşırı pole YILMAZ: SATAŞTILAR 'Sataşmalarla karşdaştım. Bu sataşmalar, benim konnşmamın insicamını bozmanın ötesine taşan, âdeta konuşmamı engellemeye yönelik sataşmalardı. ttiraf edeyim ki bunlar kısmen de başanlı oldular. Bekkmedigim için biraz da bunlann etkisinde kaldun. Aslında belki yadırganan aşırı polemikçi üslubumda bu aataşmalann önemli rolü oldu.' (Fotograf: Rıza Ezer) bumuzda olgunlaştıracağımız bir seçim tarihi ve seçim tarihine bağlı bazı yasa düzenlemelerine ilişkin önerilerimiz olacak. Cumhurbaşkam'nın halk tarafından seçilmesi de var mı anayasa değişikliğinde? Böyle bir teklif getirebilir misiniz? YILMAZ Şimdi biliyorsunuz ki, bu bir anayasa değişikliği konusudur. Bu konuda muhalefetle yapacağımız müzakerelerde bunu tekrar ele alacağız. Ama şu anda gorünen odur ki, muhalefet bu konuda bir uzlaşmaya razı değil. Muhalefet 'hayır' derse, referandumu göze alır mısınız? YILMAZ Böyle bir konunun referandumla çözülmesini doğru bulmam. Dün de söyledim, mümkün olduğu kadar, partiler arası uzlaşma yoluyla, anayasal değişikliklerin çözüme kavuşturulması gerektiği görüşündeyim. Seçim önerimize bağlı olarak, seçim kanununda yapılacak değişiklikler... Sonuç olarak seçim kanununda öngördügünüz neler var? YILMAZ Bunları şu anda net olarak belirlemş değiliz. Yapacağımız çalışmaların amacı bir yerde bunları da belirlemek olacak. Daha önce grupta da açıkladım, Meclis'teki Anayasa ve Adalet Komisyonları başkanlarımızın bakanlarımız arasında bu işle ilgili olan birkaç tanesinin katılacağı bir komisyon oluşturacağız, o komisyon bunları belirleyecek. Daha önce, zaten gündeme gelmiş olan konular var, seçmen yaşının indirilmesi, belki seçilme yaşının da indirilmesi, miUetvekili adedinin yeniden düzenlenmesi gibi... MiUetvekili sayısının 600'e çıkanlması? YILMAZ Evet. Seçim sisteminde kontenjan sisteminin, seçim bölgeleri bazında değil de Türkiye genelinde düzenlenmesi, tüm bu değişiklikleri komisyonda değerlendireceğiz. Olabilirliklerini tartışacağız, ondan sonra bunları kendi kurullarımızdan geçirip, Meclis grubumuzda da onaylattıktan sonra, muhalefetin uzlaşmasına sunacagız. Orada eğer bir uzlaşma sağlayabilirsek, Genel Kurul'a getireceğiz. Peki. memur maaşında yüzde 20'nin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Siyasi kulislerde Mesut Yılmaz'ın hükümet programı görüşmeleri sırasında yaptı& konuşmamn yankıları sürüyor. TV önünde ilk sınavmı veren Yümaz'm muhalefete önce diyalog çağnsı yapması, ardından da "cirkin muhalefet" suçlaması çeşitli değerlendirmelere neden oldu. Kulislerde Yılmaz'ın "muhalefet sıralanndan yogun laf atmalardan fazlaca etkilendigi" görüşü hâkimdi. Mesut Yılmaz'ın zaman zaman konuşmasını kesmesine neden olan laf atmalann yıldızı DYP Isparta MiUetvekili tbrahim Gürdal oldu. Meclis tutanaklanna göre, muhalefet milletvekillerinin Yılmaz'ın ülmaz'ı kürsüde serdeştîren sataşmalar konuşmasına müdahalelerinin bir bölümü şöyle: YILMAZ Evet, biz ANAP hükümetlerinin devamıjız. NECCAR TÜRKCAN (SHP) En son ANAP hükümetisiniz. tBRAHİM GÜRDAL (DYP) Semra istedi de sen oldun. YILMAZ ... Eğer beni konuşturmazsanız, sonra Meclis'in çalışmamasından yakınamazsımz. TÜRKCAN Ağzına bant mı vurduk; ne demek konuşturmamak? KAYA ERDEM Lütfen dinleyin arkadaşlar... YILMAZ Bizim ANAP felsefesinden taviz vermeye de hiç niyetimiz yoktur. (ANAP sıralanndan alkışlar) GÜRDAL Yansı alkışlamadı, demek ki, hepsi kabullenmiyor. YILMAZ SHP'nin yadrrgadığımız tutumu son günlerde DYP yöneticilerine de hâkim olmaya başladı. Onlann da şimdi sihirU bir vergi politikası önerileri var, sır gibi sakhyorlar. Aslında... GÜRDAL Gel sana gösterelim, gel. ÖMER ÇtFTÇt (SHP) Akbulut'u arattın, arattın... HASAN NAMAL (DYP) Sen niye bakanhktan istifa ettin? GÜRDAL Sayın Başbakan müneccim oldu. YILMAZ Kıbns'ta iki tarafın da benimseyebileceği bir çözümün bulunabileceği bizim samimi inancımızdır... ALAATTtN KURT (DYP) Davos ruhu devam ediyor mu? ORHAN ŞENDAG (DYP) Bush ne istemeye geliyor? YILMAZ Sayın özal'la ANAP hükümetleri arasındaki Uişki, ANAP hükümetinin başında kim olursa olsun, kendine özgü bir ilişkidir. Bu ih'şkiyi sizin kolay kolay anlayamayacağınızı kabul ediyorum. GÜRDAL Bu Uişki gizli bir ilişki mi? Bizim görmediğimiz bir yerde mi oluyor? ERDEM Lütfen müdahale etrheyelim. Sayın milletvekilleri, çalışma düzenini bozuyorsunuz, lütfen... GÜRDAL Sayın Başbakan diyalog istedi de... ERDEM Susun, dinleyin, lütfen.. (Gülüşmeler, gürultüler) NAMAL Sayın Yılmaz, fazla su içme, Elmalı ve köylerinde vatandaş içmeye su bulamıyor. YILMAZ Terör konusunda 19841991 yıllan arasında yaklaşık 2 bin kişinin terör olaylannda hayatım kaybettiği doğmdur. Bunu yülara vurursamz, yılda yaklaşık 300 kişilik bir rakamdır. FERTT BORA (DYP) Az mı göruyorsunuz? Daha mı çok olması lazım? YILMAZ Hayır, az görmüyorum. NAMAL Herkes destek verdi, niye durduramadınız? üzerine çıkabilecek misiniz? YILMAZ Şu anda arkadaşlanmız. Pakdemirli'nin başkanlığında üzerinde çalışıyorlar. Zaten bir haftadan beri, gecegünduz çalışıyorlar. Sadece bu konuda değil, bunun dışında yapılacak olan bütün düzenlemeler konusunda da çalışıyorlar. Söylediğimiz şudur, yani mutlaka yapacağımız şudur; enflasyonun üzerinde bir gelir artışı sağlayacağız. Memurlara ve işçilere... Öyle mi? YILMAZ Evet ama, bunun oranlan konusunda net bir şey söyleyebilecek durumda değilim. Çevik güç, çok uluslu güç konusunda hükümetin karan bekleniyor, Uı konuda bir ipucu verebilir misiniz? YILMAZ Bu konuda Amerikan Savunma Bakanlığı Müsteşan ile, geçen hafta görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde bir ortak anlayışın ortaya çıktığını söyleyebilirim. Ama henüz kamuoyuna bir açıklama yapacak aşamaya gelmedik. Dünkü program konuşmamza dönersek, sohbetimize başlarken, konuşmamza mikçi üslubumda bu sataşmalann önemli rolü oldu. Bir de ara seçim konusu var. Bu ara seçim normal olarak nasıl yani eylül ayında bir seçim tarihinin açıklanması gerekmiyor mu? Eger ara seçim yapılmayacaksa... YILMAZ Şimdi ara seçim konusunda bizim yorumumuz, ara seçimin bir anayasa zonınluluğu olmadığıdır. Orada muhalefetle aramızda bir yaklaşım farklılığı var. Ara seçim konusunu anayasamız Meclis'in inisiyatifine bırakmıştır. Anayasa ara seçim yapılamayacak halleri ve süreleri belirlemiştir. Fakat ara seçim yapıIacağına ilişkin bir zorunluluk ifade etmemiştir. Anayasanın lafı da, ruhu da, anayasanın ilgili maddesini gerekçe teşkil eden komisyon zabıtlan da bunu ortaya koymaktadır. Anayasamız ara seçim yapılabileceğini düzenlemiş, hangi hallerde yapılamayacağım düzenlemiş, fakat ara seçim yapılması mecburiyetini ortaya koymamıştır. Ara seçimin zorunlu olduğu bir tek hal vardır ki o da belli sayıda sandalyenin boşalması halinde geçerlilik kazanan bir durumdur. Sandalyelerin yüzde 5'inin boşalması halinde böyle bir zorunluluk doğmaktadır. Ashnda bu zorunluluktan yararlanarak ara seçim yaptırabilmek, muhalefetin inisiyatifinde olan bir konuydu, bu yolu tercih etmemişler, kullanmamışlardır. Eğer belli sayıda miUetvekili istifa etseydi, ara seçim Meclis karanna bağlı olmaksızın, Meclis'in takdirinde olmaksızın bir anayasa zorunluluğu haline gelebilirdi. Ama bu yola gidilmemiştir. Şimdi ara seçim yapma zorunluluğu olmaksızın biz ülke şartlannı değerlendirip, seçim sisteminde ve belki anayasada öngörülecek değişikliklerle beraber en uygun tarihte genel seçimlerin yapılması konusundaki önerimizi, bu dediğim prosedür içerisinde kendi organlanmızdan geçirdikten sonra Meclis'e sunacagız. Bir kısa soru. Çok genç yaşta başbakan oldunuz. Başbakan oluşunuzun ilk sıkıntısı nedir, ne tür bir sıkıntı yaşadınız? YILMAZ O bir sır değil. Türkiye'de ilk defa bir parti kongresi sonucunda başbakan oldum. Bunun partimizde kongre öncesi yanşmadan atta kalan bazı sıkıntılannı halen yaşıyoruz. Bunları en kısa sürede aşacağımıza inanıyonım. Zaten son gunlerdeki gelişmeler de bu yöndedir. Dolayısıyla karşılaştığım ilk güçlük, ilk sıkıntı parti kongremizin uzantısı olan bu sorunlar oldu. Yani parti içi birlik ve bütünlüğün sağlanması, ilk sıkıntı ve ilk aşılması gereken hedef midir? YILMAZ Evet. Ama bunu aştığımız anda partinin geleceği açısından da önemli bir aşamayı geride bırakmış olacağımıza inamyorum. Yani bir yerde parti içerisinde bu tartışmalann partinin ilerideki birliğinin güçlenmesine yardımcı olacak olumlu gelişmelere. dönüşeceğini ümit ediyorum. beride nasıl bir başbakan olarak anılmak istersiniz? YILMAZ Felsefı bir soru... Felsefi degil. Türkiye CumhuriyetTnin 48. hükümet başkam veya başbakanı olarak tarihte nasd anılmak istiyorsunuz? YILMAZ Buna biraz geniş cevap vermek zorundayım. Dün Meclis konuşmamda da söyledim, bugün karşı karşıya olduğumuz güçlüklere, bugün yaşamakta olduğumuz bazı sıkıntılara rağmen, ben Anavatan felsefesini Türkiye'nin orta ve uzun vadeli geleceği açısından tek geçerli felsefe olduğuna inamyorum. Buna çok yürekten inamyorum. Yani 2000'li yıllar için de öyle mi? YILMAZ Tabii, tabii, özellikle 2000'li yıllar açısından. Türkiye'de maalesef şimdiye kadar poh'tikada hep günlük endişeler hâkim oldu. Türkiye'de politik gelişmeleri de hep bu, günlük endişeler belirledi. Biz ilk defa olarak Türkiye'de siyasi konjonktürün bize sağladığı bazı fırsatları da değerlendirerek veya ban imkânlardan yararlanarak Türkiye'de günlük endişeleri aşan, Türkiye'nin geleceğini ön plana alan politikalan izleme imkânına sahip olduk ve buna rağmen de Türkiye'de iki seçim kazanma şansını elde ettik. Şimdi bizim için asıl kritik imtihan, üçüncü seçimdir. Bu üçüncü seçimin Anavatan Partisi için güçlüklerinin bilincindeyim, ama eğer bu önemh' engeli aşabilirsek, Türkiye'nin geleceği açısından da çok önemli bir aşama sağlayacağıma inamyorum. Dolayısıyla siyasi kariyerimde en önemli noktayı önümüzdeki genel seçimlerde Anavatan düşüncesini tekrar başanlı kılmak olacağına inamyorum. Eğer bunu başaramazsak, muhalefetin bugünden beni tanımladığı gibi sadece geçiş döneminin başbakanı olarak anılınm. Eğer bunu başanrsam, Türkiye'de yeni bir siyasi anlayışın da önemli kişilerinden birisi olabilirim. Şunu söyleyebilir miyim, demokrasivi tam anlamıyla oturtmuş ve Avrupa Topluluğu'na tam üye olmuş, Türkiye'nin önünde böyle bir yolu açmış bir başbakan olarak geçmeye ne dersiniz Türk siyasi tarihine? YILMAZ Tabii bu söylediğim hedefin içerisinde o da vardır. Yani bu genel hedefin içerisinde önemli bir bölümü de sizin söylediğiniz hususlardır. Çok teşekkür ederiz. YTLMAZ Sayın Erdal tnönü'nün kişi başına gübre kullanımına Uişkin... (ANAP sıralanndan "Dekar başına" sesleri... SHP ve DYP sıralanndan gülüşmeler...) Veya, dekar başma gübre kullanımına ilişkin yaptığı karşılaştırmanın fazla bir anlamı yoktur. ÖNER MtSKt (SHP) Suriye büe daha fazla gübre kullanıyor. GÜRDAL Gübreden geldi Yüdınm, daha iyiydi; halden geldi, daha iyi biliyordu hiç olmazsa... YILMAZ Sayın milletvekilleri, böj* le bir muhalefete, hırçın, kavgacı, çirkin, demagojik bir muhalefete, milletLmiz razı değildir. ŞENDAG Çirkin sensin.