Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TEMMUZ 1991 Hitler, Papa'yı kaçırmak istemiş • ROMA (AA) Adolf Hitler, Ikinci Dünya Savaşı'nın en kızgın zamanlannda Vatikan'ı basarak Papa Pius XII ve kardinallerini ele geçirmek istemiş. Hitler'in Roma Büyükelçisi Rudolf Rahn, Katolik E>ergisi 30 Giorni'de dün yayımlanan demecinde, kendisi ve plandan kendisini haberdar eden Alman General Karl VVolfFun, Hitler'i bu fıkrinden caydırmayı başardıklarını söyledi. Rahn, 1943'ün sonlannda Almanya'ya giderek Hitler'le yaptıkları toplantıda, Hitler'in Dışişleri Bakanı Joachim Von Ribbentrop ve SS Şefi Heinrich Himmler'in de bulunduğunu söyledi. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/9 Irak lideri halka seslenerek "çokpartiliyeni dönemi birlikte kuralım" dedi Saddam Hüseyin, BAAS iktidarının 23. yıldönümünde yaptığı konuşmada "Irak'ın yeniden inşasını sürdürmek için elbirliği ile çalışalım" dedi. Irak lideri, konuşmasmda nükleer araştırmalar ve BM'nin baskılarından söz etmedi. BAĞDAT (Ajanslar) Irak Devlet Başkanı Saddam Httseyin, dört aydan bu yana yaptığı ilk radyo televizyon konuşmasmda, halktan "çok partili yeni döneme geçiş için" destek istedi. Saddam dün BAAS Partisi iktidarının 23. yıldönümünde yaptığı konuşmada, "Yurtseverliğin, ulusçuluğun, yüce ilkeleri dogrultusunda demokrasi çatısı ve ulusal biriik altında büyük, müreffeh Irak'ın yeniden inşasını sürdünnek için elbirliği ile çalışalım" dedi. AA'nın haberine göre beyaz gömlek ve kravat giydiği dikkati çeken ve zengin bir çiçek dekorasyonu içinde Iraklılara hitap eden Saddam Hüseyin, çok partili sistem için hazırlanan yasanın ulusal meclisten geçtiğini, Devrim Komuta Konseyi'nin onayı ile Irak halkının önünde yeni bir dönemin açılacağmı belirtti. Saddam Hüseyin, bu sözlerinin, "çeşitli siyasi egilimleri, değişik idealleri paylaşan tüm yurtsever Iraklılar'a yönelik olduğunu" söyledi. Saddam destek istedî tü'nün baskılanna değinmedi. Irak lideri, ülkesinin ABD liderliğindeki müttefik devletlere karşı vermiş olduğu savaşın "kötü ile iyinin savaşı" olduğunu ve saldırganlann Irak halkının özveriyle meydana getirdiği 23 yıllık eseri yıktıklannı söyledi. Irak Devlet Başkanı, savaş sonra yıkıyarak sağlam temele yerleştir mın onanmmı önemle vurguladımek için çalıştığını kaydetti. ğı konuşmasmda, halkın gece Irak'a karşı olanlardan söz gündüz çalıştığını söyledi. ederken ABD'nin ismini vermeyen ve yalruzca "düşmanlar" sö Araplar, Çevik Güç'e zünü kullanan Saddam, Irak'ın karşı nükleer araştırmaları ve bu koÖte yandan Arap ulkelerinin, nudaki Birleşmiş Milletler Örgü İsrail'in Filistin sorunu konusundaki uzlaşmaz tutumuna karşı Turkiye'den daha etkin bir destek bekledikleri bildirildi. Arap Birliği Örgütu Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Umran, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, Türkiye'nin bugüne kadar Filistin davasını "Olumlu bir tarafsızlık politikası çerçevesinde desteklediğini ve bunu takdirle karşıladıklarını" söyledi. Umran, ancak bölgede çok onemli bir ülke olan ve Ortadoğu'da barış sağlanması ile yakından ilgilenen Türkiye'nin, BM kararlarını uygulaması için ERGUN BALQ POLTITKADA SORUTVLAR İsrail üzerinde yoğunlaşmaya başlayan diplomatik baskıya katılmasını beklediklerini söyledi. Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Umran, örgütün Irak'taki Kürtlerin korunması için Türkiye'nin güneyine Batılı ülkelerce bir kuvvet yerleştirilmesine karşı olduklarını da söyledi. Bunu Irak'ın egemenliğine yönelik bir tehdit olarak gördüklerini ifade eden Umran, "Böyle bir giicii neden Filistinlileri korumak için kullanmadıklarını gerçekten merak ediyoru/" dedi. Çevik Güç Sorunu Başbakan Sayın Mesut Yılmaz göreve gelmesinin hemen ardından yaptığı açıklamada "Olaylar, Körfez krizinde izlenen politikanın doğruluğunu göstermiştir" demişti. Biz bu açıklamayı biraz yadırgamıştık. Mesut Yılmaz'la Dışişleri Bakanı iken birkaç kez bir arada bulunmuştuk. Edindiğimiz izlenim, son derece dikkatli ve temkinli konuşan, her sözünü tartarak söyleyen bir politikacı olduğu yolunda idi. Diyeceksiniz ki "Mesut Yılmaz, ANAP'lı bir politikacı. Başbakan olduktan sonra kalkıp, kendi partisinin politikasını eleştirecek değil ya! Doğal olarak savunacak." Doğru. Biz de Sayın Yılmaz'ın, "Körfez krizinde izlenen politikada hatalar yapıldı" demesini beklemiyorduk. Ama en azından yeni Başbakan olarak Sayın Turgut Özal'ın şekillendirdiği bu politika ile arasına biraz mesafe koyabiiirdi. Çünkü Türkiye'nin Körfez polrtikası Sayın Yılmaz'ın savunduğu gibi toz pembe değildir. Bu politikada hatalar yapılmıştır ve yapılmaktadır. Hatalar, Saddam karşıtı kampta yer almak, boru hattını hemen kapatmak, BM yaptırımlarını eksiksiz ve dikkatli biçimde uygulamak değildi. Bunlar Özal'ın şekillenmesinde başrolü oynadığı politikanın doğru yanları idi. Türkiye saldırganlığın karşısında yer almış, BM'nin kararlanna dikkatli biçimde uymuş, boru hattını hemen kapatarak Fırat'ın suları konusunda kendisine karşı açıkça düşmanca bir tutum içine giren Bağdat'a gerekli karşılığı vermişti. Hatalar, bu politikada ABD'ye yaranabilmek için "kraldan fazla kralcı" bir tutuma girilmesi, kamuoyunda bu politika sonucu, sanki Türkiye'nin Kıbns'tan AT'ye, ekonomik yardımdan silah sanayiinin modernleşmesine kadar tüm sorunlarının çözüleceği izleniminin yaratılması ya da yaratılmaya çalışılması, "Özal, Başkan Bush'a akıl veriyor" propagandalannın ardında "kahve dövücüsünün hık deyicisi" örneği, Türkiye'nin Amerikan politikasının tam olarak dümen suyuna sokulması, bağımsız manevra yeteneğinin ortadan kaldırılması idi. Sayın Mesut Yılmaz, "Olaylar Körfez krizinde izlenen politikanın doğruluğunu göstermiştir" dediği sırada Türkiye Ortadoğu'da ABD'nin malzeme deposu olmayı kabul etmiş durumda idi. Hâlâ ne idüğü belirsiz Çevik Güç'ün Silopi'ye konuşlandırılması konusu da kamuoyunda ateşli biçimde tartışılıyordu. Çevik Güç projesi gerçi Mesut Yılmaz iktidara gelmeden önce kotarılmıştı. Ama bu gücün Türkiye'de "geçici olarak" konuşlandırılmasına izin verildiğini açıklamak Yılmaz hükümetine düşmüştür. Böylece Sayın Özal'ın şekillendirdiği Körfez politikasındaki en vahim hata gerçekleştirilmekiedir. Daha önce de yazdık, proje nereden bakarsanız bakın sakattır. Çevik Güç'ün amacının Saddam Hüseyin'in Kürtlere karşı yeni bir baskı politikasını engellemek olduğu belirtiliyor. Pekiyi Saddam'ın bu politikaya ne zaman başvuracağı biliniyor mu? Ya Saddam dünya kamuoyunu ayağa kaldırmamak için Kürtlere karşı uzun süre bir harekete geçmezse? O zaman Çevik Güç de uzun süre Türkiye'de mi bekleyecek? Ankara, Çevik Güç'ün "geçici olarak" konuşlandırılmasına izin vermiş durumda. "Geçici" tümcesi, iki hafta anlamına da gelebilir, iki ay da... İki yıl da... Üstelik Çevik Güç'ün asıl amacının Irak'ı gözetlemenin ötesinde bu ülkeye karşı yeni bir operasyon düzenlemek olduğu yolundaki iddialar yoğunlaşmaktadır. Saddam'ın gizli nükleer çalışmalarından kaygılanan bölge ülkeleri bu aşamada belki de Turkiye'den düzenlenecek bir operasyon a fazla ses çıkarmazlar. Ama uzun vadede böyle bir eylem Türkiye'nin sadece bölgede değil tüm Arap ve Müslüman ülkeler arasında itıbarının çok ağır bir darbe yemesine yol açar. Komşu ülkeye saldırı düzenlenmesi için yabancı bir ülkenin birliklerine topraklarını açan bir ülke, hiçbir zaman saygı ve güven uyandırmaz. Yabancı bir ülkeye, komşu ülkenin iç işlerine müdahale etme yetkisini tanıdınız mı, o ülke ya da ülkeler ileride sizin iç işlerinize de müdahale etme hakkını kendilerinde göremezler mi? Sorun son derece ciddidir. Atılacak yanlış bir adım, Sayın Yılmaz'ı ve hükümetini ağır bir vebal altında bırakacaktır. Lübnan'da bombardıman • RAŞAYA (AA) İsrail uçaklanmn dun sabah Lübnan'daki Iran yanhsı Müslüman gerillaların kamplarını bombaladığı bildirildi. Güvenlik kaynaklannın verdiği bilgiye göre savaş uçakları, Israil'in tek taraflı olarak ilan ettiği güvenlik kuşağının 5 km. kuzeyinde Jabbour ve Ebu Raşid tepelerindeki Hizbullah'ın da aralarında bulunduğu örgütlerin oluşturduğu Islarni Direniş adlı koalisyonun İcamplarını bombaladı. Bombardımanda ölen ya da yaralanan olup olmadığı konusunda henüz bilgi alınamadı. Hindistan'da 9 polis öldürüldü • YENİ DELHİ (AA) Hindistan'ın Madya Pradeş eyaletindeki bir polis merkezine Maocu gerillalar tarafından düzenlenen bombalı saldında, 9 polis hayatını kaydetti. 'Halkın Savaşı Grubu' tarafından düzenlenen saldında, 13 kişinin de yaralandığı bildirildi. Naksalitler olarak bilinen Hindistan'daki Maocuların geçen ay aynı eyalette düzenledikleri benzer bir saldırıda 8 kişi hayatını kaybetmişti. Saddam, "ulusun kazançlan dogrultusunda, Irak yurttaşını, ihtiyatlı, sorumluluk taşıyan, etkin, dürüst bir çalışmayla kendisinin yeni deneyimini paylaşmaya" çağırırken hükümetinin, Kürt özerkligini, Irak'ın güvenliği, istikrarı ve refahıyla uyum içinde yaşayacak çizgilere bağla Hazır Çekiç operasyonu çerçevesinde Kuzey Irak'ı terk eden müttefik askerleri, şimdi Silopi'de üslenecekler. (Fotoğraf: AP) Incirlik'te yoğun faaliyet Irak'a bir saldırı olasılığı üzerine gözler yine încirlik'e çevrildi. Üsse inen ve kalkan ABD uçaklarının sayısı artarken bazı Amerikalı görevlilerin izinleri kaldırıldı. mal keşif uçuşu" olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundular. Irak'ın nükleer gücünü saptamak üzerc bu üflcede araştırma yapan Birleşmiş Milletler gorevİilerine ateş açılması ve Saddam Hüseyin yönetiminin Kürtlere yönelik olası bir saldırısı düşünülerek "Çekiç Güç" (Hammer Force) oluşturulması, tncirlik 1 in ön plana çıkmasına neden oldu. Silopi yakınlarında konuşlanacağı belirtilen "Çekiç Güç^1 ün yönetim merkezinin tncirlik olabileceği bildirildi. ABD, Fransa ve tngiltere'den Başkan, Başbakan ve Dışişleri Bakanı düzeyindeki yetkililerin Irak'ın bombalanabüeceği yolunda an arda yaptığı açıklamalardan hemen sonra lncirlik Üssü'ndeki bazı birimlerde izinler geçici bir süreyle kaldmldı. "Göre\' emri" nin pilotları ve uçuşta görevli personeii kapsadığı öğrenildi. Son bir haftadır dikkati çeken ölçüde artan hava trafiği ise Irak'a yönelik ilk operasyonun lncirlik Üssü'nacıî gerçekleştirilebileceği yolundaki görüşleri kuvvetlendirdi. Son birkaç gündür ilki sabah 06.00'da olmak üzere gece yarısına dek üsten günde 34 kez Irak semalarına doğru "keşir' uçuşu yapıbyor. F serisinden 56 savaş uçağının aynı anda başlattığı uçuşa 1, bazen 2 A10 keşif uçağı da eşlik ediyor. tncirlik'teki başka bir hareketlenme de üsse gelip giden Amerikan askerlerinin neden olduğu trafik nedeniyle yaşanıyor. Amerikan kaynaklanndan edinilen bilgilere göre son birkaç hafta içinde üsten ABD"ye ve Avrupa'daki ABD üslerine 5 bine yakın asker gönderildi. Giden askerlerin tamamının Körfez savaşı sırasında bölgede bulunan askerlerle Kuzey Iraklı Kürtlere sağlanan yardımda görev yapan kişiler olduğu belirtildi. lncirlik Üssü'nde gözle görülür biçimde hissedilen savaş uçağı trafiğiyle ilgili olarak Cumhurivet'in sorularını yanıtlayan UFUK TEKİN ADANA Müttefik güçlerin nükleer gücünü açıklamadığı takdirde Irak'a yeni bir saldında bulunacağını açıklaması, Körfez savaşında olduğu gibi gözlerin yeniden tncirlik Üssüne çevrilmesine yol açtı. Üsten kalkan ABD savaş ve keşif uçağı sayısındaki artış dikkati çekerken Incirlik'te görevli bazı askerlerin izninin de kaldınldığı bildirildi. Üsteki Amerikan kaynaklan, tncirlik'teki hareketliliğin "nor Pinatubo yine patladı • MANtLA (AA) Filipinler'de, Pinatubo yanardağımn yeniden patlaması üzerine küller altında kalan Manila Havaalanı hava trafiğine kapatıldı. DUn sabah TSt 06.30'da meydana gelen patlama sonucu püsküren küllerin 14 bin metre yüksekliğe kadar çıktığı bildirildi. Amerikalı Binbaşı John Curd, "Uçuşlarda herhangi olağan dışı bir artış yoktur" dedi. Curd, uçuşların nereye kadar olduğu, üste kaç savaş uçağı bulunduğu yolundaki sorulan "Bilgim yok" diye karşılarken "Üssün yakınlannda oturanlar bile hava traFığini hissediyorlar" dememiz üzerine, "Önceleri ne kadar uçuş oluyorsa şimdi de o kadar" diye konuştu. ABD Hava Kuvvetleri adına görüş bildiren John Curd, "Çekiç Güç"ün yönetim merkezinin tncirlik mi olacağı yolundaki bir soruya da şu karşılığı verdi: "Tiirkiye ve koalisyon giıçleri göriişmelerini sürdiirüyorlar. Şu anda bir karar yok." Ankara, Mitsotakis'in silahlardan arındınlmış bölge önerisine ilgi duymuyor Sofya valisine dayak ıınanistarfa soğıık ıııesaj timinin onayını alan, TürkiyeBulgaristanYunanistan arasındaki sınır bölgesinin saldırı amaçlı silahlardan arındırılması önerisi konusunda Ankara'nın resmi görüşü ilk kez dün dile getirildi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Murat Sungar haftahk basın toplantısında Mitsotakis'in önerisinin tüm yönleriyle inceleneceğini vurgulayarak şöyle dedi: "Yunan önerisine konu olan Tiirk ve Yunan birlikleri, ortak giivenlik amacıyla ve Yunanistan'ın da üye olduğu NATO planlan uyannca konuşlu bulundukları ve ayrıca Bulgar birlikleri gibi çok yakın bir geçmişte beliıienen AKKA kurallarına tabidirler. Dolayısıyla yöredeki Tıirk, Yunan, Bulgar birliklerinin iilkelerimiz arasında giiven ortamının kurulmasını olumsuz yönde etkilediklerinden söz etmek güçtii". Sungar, Ege'nin Türkiye ve Yunanistan arasında bir barış ve işbirliği denizine dönüştürülememesinin güven ortamının oluşturulmasını engellediğini söyledi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Çelem ile Bulgaristan Dışişleri Birinci Bakan Yardımcısı Garvaiov başkanlığındaki heyetler arasında 15 temmuzda Sofya'da yapılan siyasi istişare görüşmeleri, iki üİke arasında yeni bir dönemin açılacağı 'müjdesini' verdi. ITALYA • SOFYA (AA) Bulgaristan'da siyasi gerginliğe paralel olarak sinirler gerilmeye başladı. Sofya Valisi Alexsandr Karakaçanov gösteri izni alamayan bir grup sağcı gösterici tarafından başkentin merkezinde dovuldu. Aynı zamanda Yeşiller Partisi'nin de başkanı olan Karakaçanov ile birlikte söz konusu partinin sözcüsü Ivan Gorinov da göstericiler tarafından sert bir şekilde tartaklandı. Televizyon idaresinin istifasını isteyen bir grup, gosteri için belediyeden izin alamayınca bu sefer toplu şekilde valiliğe yürüdü. Olaydan habersiz olan Karakaçanov korumasız biçimde valilikten çıkınca bu grubun saldırısma uğradı. Ankara ile Sofya arasında ise bir dostluk ve işbirliği anlaşmasına yönelik ilk somut adımlar atıldı... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atina'nın Trakya'nın silahsızlandırılması önerisine fazla sıcak yaklaşmayan Ankara, Sofya ile en ust düzeyde bir dostluk anlaşması imzalamak için kolları sıvadı. Bir süre önce Scvyetler Birliği ile Türkiye arasında imzalanan dostluk, iyi komşuluk ve işbirliği anlaşmasına benzer nitelik taşıması beklenen bir siyasi belgenin hazırlık çalışmalarına eylül ayında başlanacağı açıklandı. Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in 12 temmuzda ortaya attığı ve kısa süre sonra Bulgaristan yöne Giüıiüı konusu: 6 Rock savaşı' ttalya'da diskoteklerin erken kapanmasını isteyen analarla, diskotek sahipleri arasında amansız bir savaş yaşanıyor. NİLGÜN CERRAHOĞLU dar açık kalabilecek. Ama disROMA Dunya, Irak yeniden bombalanacak mı, bombalanmayacak mı gibi ciddi sorunlarla uğraşırken, Italyan kamuoyu şu sıcak yaz günlerinde "rocksavaşı" adını alan daha "yaşamsal" bir konuyla meşgul. Bu savaşta iki cephe karşılaşıyor. Bir yanda "mammas antirock" ("rock karşıtı analar") var. Diğer yanda da dans etmek isteyen gençler ve milyonlar kazanan diskotek sahipleri. "Mammas antirock", eve şafak vakti sarhoş dönen çocuklanna söz geçiremedikleri için diskoteklerin erken kapanmasını istiyor. İtalya'da gözardı edilmeyecek bir oy tabanı oluşturan analar, disko dönüşü sabaha karşı direksiyonun başına geçen gençlerin sarhoş kafa ile yaptığı kazalardan korkuyorlar. Gerçekten de İtalyan otoyollarındaki 130 km.'lik hız haddini takmayan gençlerden 34'ü her hafta sonu diskotek donüşü yollarda öluyor. Buna İtalya'da "cumartesi gecesi katliamı" deniyor. kotekler çeşitli belediye başkanları tarafından söz konusu karar resmen tebliğ edilene dek bu saat sınırlamasından etkilenmeyecekler. İlk raundu kazandılar Mitsotakis Önerisine ret ABD, DISPOLİTİKASINITAFTISIYOR1 Washington, dünyadan parasını çekecek YASEMİN ÇONGAR \VASHINGTON ABD, dış politikasını tartışıyor. Washington bürokrasisinden New York ve Chicago'nun giderek devleşen kent sorunlannı çözmeye çalışan belediyelerine, ekonomik daralmadan payını en çok alan Boston'un beş yıldızlı üniversitelerine kadar her yerde "soğuk savaş sonrası yeni bir dış politika arayışı" var. Bu dört kentte görüştuğümüz politikacı, diplomat, akademisyen ve gazereciler hep aynı sorularda birleşiyorlar: "ABD, dünyanın bekçisi gibi hissetmeyi sürdurecek mi? Pasifik'ten Körfez'e. Orta Amerikadan Doğu Avrupa'ya kadar her yerde ekonomik gücümüzü harcamamızın bize yararı ne? Komünizm yenildigine göre artık evimize dönup belimizi doğrullmaya çalışsak daha iyi olmaz mı?" Soruların basit dili sokaktaki Amerikalının psikolojisini ele veriyor. ABD buvuk krizden bu yana en onemli ekonomik gerileme surecini yaşıvor. Iflas eden şirketler, kapanan bankalar, aıtan işsizlik. Soğuk sa\aşın ardıncian askerı \.e siyası açıdan ABD kutuplu bir dünya kurulurken ekonomik düzeyde Japonya ve Almanya'nın daha baskın çıktığı üç kutuplu yapı, Washington'u düşündürüyor. Kronik|eşen dev bütçe açığı, müdahalecı dış politikanm artık Amerikan ulusal kaynaklarıyla finanse edilemeyeceğini gösteriyor. Körfez savaşını siyasi ve askeri komutasında yürüten ABD'nin, harcamaları bölge ülkelerine yaptırttığı biliniyor. Ama bu böyle sürebiIir mi? yanmadığı kanısında: "1971'de NL\on'u İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası para sistemini değiştirmeye yönelten nedenler bugün de gündemde. Amerika, dış politika yükümlülükleriyle iç politika gerekierini aynı anda karşüayamayacak durumda. Körfez'de ve Sovyetler'e karşı kazanılan zaferlerin Amerikan halkının günlıik sonınlarının çözümüne hiçbir katkısı olmadı." Son elli yılın Amerikan dış da'run işgali ve Kürtlere yardım gibi "ulusal çıkarlardan çok, genel bazı isteklere hizmet ettiğini savunduğu" girişimlere karşı çıkarken hammaddeleri onemli yatırım pazarlarının ve stratejik üslerin korunması durumunda mudaheleciliği destekliyor. "Eğer kamuoyu bir başka ülkede isyanın desteklenmesini. gelişmekte olan ülkelerdeki yoksullukla mücadeleyi ya da Doğu Avrupa ve Latin Amerikadaki yeni demokrasilere yardımı na askeri güç olma" psikolojisinin maceracıhğa ve felaketlere yol açabileceğini belirtiyor. Chomsky'e göre ABD, ekonomik üstünlüğü Japonya ve Almanya'ya kaptırdıktan sonra dünya üzerinde sadece askeri alanda karşılaştırmalı üstünlük sahibi bir ulke durumuna düştu. Körfez krizinde diplomatik çözüm yollarının yeterince denenmediğini düşünen Chomsky, "Güvenlik piyasasındaki tekelimizi Batı Avrupa ve Japonyadan ekonomik tavizler kopartmak için kullandık. Ve bu eğilim devam edeceğe benzer. Bush yönetimi her fırsatta askeri çözümlere yönelerek para harcamadan güç gösterisi yapacak" diyor. ABD halkı, politikacıların gozlerini biraz da iç sorunlara çevırmelerini ıstiyor. Bu istek 1992 başkanlık seçimleri oncesinde karşılığını bulacak gibi. Ancak VV'ashingıon'un dunyadan elini eteğini, silahını değil, sadece parasını çekmesi soz konusu. 30 milyon Afrikalı aç • NAİROBİ (AA) BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 30 milyon Afrikalının açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. FAO, Afrika ile ilgili olarak yayımladığı son raporda Etiyopya'nın acil olarak daha fazla yardıma ihtiyaç duyduğunu, Sudan'da kötu beslenmenin çok yaygın olduğunu ve sivil savaş nedeniyle Somali'ye yeterince gıda yardımı yapılamadığını bildirdi. Raporda, ayrıca, birçok Afrika ülkesinde 2 yıldır kurakhk yaşandığı, iç savaşlar ve politik karışıklıkların gıda yardımının yeterli derecede ulaştırılmasıru engellediği, Zimbabwe gibi ülkelerde bile ürün veriminin düştuğu ve yüzbinlerce kişinin mülteci kamplannda çok kotu koşullarda yaşamak zorunda bırakıldığı kaydedildı ABD'yi, Japonya ve Almanya'nın daha baskın çıktığı üç kutuplu yapı düşündürüyor. Kronikleşen dev bütçe açığı, müdahalecı dış politikanın artık finanse edilemeyeceğini ortaya koydu. VVashington Ekonomik Stratejı Enstitüsü \raştırma Dairesı Başkanı Alan Tonelson 'Hayır' di\or. Tonelson'a göre ABD. ikinci Dunya Sa^aş^ndan sonra ilk kez güvenliği \e refahı için izlemesi gereken dış politikayı yeniden tanımlamak zorunda. Soğuk savaşın bitimi \e Korieı krizinın ABD dış politikası > urutenleri bir zafer sarhoşluğuna suruklediğini savunan İbnelson, bunun haklı nedenlere dapolitıkasını "enternasyonalisf olarak nitelendiren Tonelson, bugun tam bir izolasyoniznK geri donulemeyeceğini, ancak "ulusal çıkara dayalı bir çizgiye kayılması gerektiğini" belirtışor. Bu çizginin, ulusal refahın ihracı sonucunu \eren her turlü yatırım, dış borç verme, yardım \e istihdamı dışlamasını istiyor. Boyle bir çızgide, ittifakların \e çok taraflı kurumların oneminı yitireceğını savunuyor. Grenaya da ortak kültürel miras nedeniyle dünyanın belli bölgelerinin korunmasını öngönıyorsa. o zaman bu politikaların finansmanı için daha çok vergi odemeyi kabul etmek zorunda" diyor. ABD solunun onde gelen adlarından, Massachusetts Enstitusu profesörü Noan Chomsk>, soğuk savaş sonrası uluslararası sistemin en buyuk dengesizlıği olarak tanımladığı "uç kutuplu ekonomik düzende tek ba>ı Yann: Körfez hvsaplaşması İtalya'da bürokrasinin çok yavaş çalışması nedeniyle diskotek sahipleri ilk raundu kazanmış bulunuyorlar. Diskoteğin bulunduğu yörenin belediye başkanından tebliğ gelene dek bu yaz zaten geçmiş olacak. Belediye başkanları arasında karan anayasal bulmayıp karşı çıkanlar; diskotekçilerin işini kolaylaştırıyor. Fakat bu arada soruna daha pragmatik bir çözümle yaklaşan Torino kentinin başlattığı "diskoteklere tren seferleri" deneyimi tüm ülkede ilgi uyandırıyor. Torino, soruna büyük bir sanayi metropolunun esnekliği ile yaklaşıyor. Bu hafta başından beri yalnız gençleri taşımak üzere kentten, Adriyatik sahillerindeki megadisicoteklere özel trenler kalkıyor. 300 genç alan 10 vagonlu trenlerde, 8 normal vagon, bir disko vagonu ve bir Popüler tatil beldesi Rimini'de restoran bulunuyor. nin yaz aylarında iyi iş yapan diskotek sahipleri ile gençler sevecen anaların bu aşırı muha Dansa başlıyorlar fazakârlığına karşı koyuyorlar. Havaya girmek için sabırsızDiskoteklerin erken kapanması lanan gençler trene ayak basar için bir yıldan beri imza topla basmaz bangır bangır bağıran yan analara karşı gençler. Ri disko müziğinin ritmıne uyumini'de yıllık cirosu 600 milyar yorlar ve dans etmeye başlıyorlirayı bulan diskotek sahipleriy lar. Akşamustu 18'de kalkan Ie birleşiyorlar. Arada kalan tren, Milano'lu rocknüfusunu İtalyan mahkemeleri ise tam da toplamak uzere burada da İtalyan usulü uzlaşmacı bir ara duruyor. Ve saat 23.00'te çılçozum bulmuş durumda. Ana gın kalabalığı Riccione istasyoların baskısıyla alınan karara nuna bırakıyor. Kısacık daragöre sahil kasabaları ve turis cık etekler, bele kadar açık detik yerler hariç. Italya'nın her kolteler, transparan giysiler, tarafından diskotekler saat punklar, uzayvari kılıklar için2'de kapanacak. Turizmın yo de ozel trenden inen yolcular, ğun olduğu yazlık yerlerde ise istasyona gerçek bir film seti diskotekler sabah saat 4'e ka havası veriyorlar.