Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET/4 *KHK'lar iptal edilmeli' • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Anayasa Mahkemesi Başİcanı Yekta Güngör Özden, kanun hükmünde kararnameler konusunda, "Yürütme organmın düzenlemelerindeki aykınlık ve sakıncalan hoşgörüyle karşılamak yasama organını, gözardı etmektir" dedi. Özden, yasama organının yürütme organının etkinliğine bırakılmayacağını da bildirdi. Özden, iptal edilen yetki yasasına dayanılarak çıkarılan kanun hükmündeki lcararnamelerin "dayanaktan yoksun kalmaları nedeniyle iptal edilmesi" gerektiğini söyledi. HABERLER 18 TEMMUZ 1991 Çıkışımızda özeleştiri kaygısı var ÜMİT ASLANBAY ANKARA SHP'nin "olası genel başkan adayı" eski Genel Sekreter Deniz Baykal, içinde bulunduğu "Yeni Sol" hareket adına Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken "Yeni Sol olarak çıkış noktamızda bir özeleştiri kaygısı vardır" dedi. Baykal, Yeni Sol'un yenileşme anlayışının bir "yenilik fetişizmi olmadıgını" vurguladı. Baykal'a yazılı olarak yönelttiğimiz sorular ve yazılı olarak aldığımız yanıtları şöyle: Yeni Sol'un öne siirdiigii çagnlar, lider dışındaki öteki organlarda "Yenilikçiler" ve "Yeni Sol" arasında bir üye paylaşımını getirmiyor mu? Bu dunımda parti yeniden iki başlı duruma dönmeyecek mi? BAYKAL Olayları bu mantığın, bu terminolojinin dışında görmek gerekiyor. "Üye paylaşmak", "iki başlılık" ve benzeri yaklaşımlar, partimizin ne sorunlarına işaret eder ne de çözümlerine... Parti örgütlerimize ve kamuoyuna yönelik çağrüarırruz, partinin büyümesi ve bütünleşmesi doğrultusundadır. Bir paylaşım şablonu değil, büyümek ve bütünleşmek stratejisidir. Olaya "üye paylaşımı" bağlamında bakmak "şu senin delegen, bu benim delegem" hesaplarına girmek son derece sakmcalıdır. Partinin içinde bulunduğu vahim durumu kavrayamamak anlamındadır. Kaldı ki tüm kurultay delegeleri hepimizindir, partinindir. Umarım yenileşmenin, değişimin yönünde düşünecek, değerlendirecek, tavır alacaktır. Sizin kesiminizden gelen çagnlar, "Inönü'siiz bir uzlaşmaya yönelik" degeriendinnelerine yol açıyor. Oysa siz genel başkanlıga adayhğınızı 'resmen' açıklamayı bazılanna göre 'geciktirdiniz.' Bu gorüşlere göre tutumunuz 'kurultaya yönelik bir taktik ve İnönüyii kuşatma planı...' Sizin bu noktada göriişleriniz nelerdir? BAYKAL Bu sorunuz tümüyle yorumlarınızdan oluşuyor. Saygıyla karşılıyorum, ama hiçbirine katılmıyorum. Bizim, yaklaşan kurultaya bakış açımız nettir: a) SHP'nin köklü bir değişime ihtiyacı olduğu, toplumun ve demokrasinin SHP'de değişime ihtiyaç duyduğu inancındayız. 'Değişim' SHP'nin liderliğinde, yönetiminde, yönetim anlayışlarında, siyaset üslubunda köklü bir yenileşmedir. Partinin ataletten kurtulması, dinamizm kazanmasıdır. Değişim ihtiyacının ilk gerekçesi, mevcut lider ve yönetimin partiyi küçültmekte olmasıdır. SHP'nin son kurultayında delegelere 'partiyi büyüteceğiz' sözünü verenler yanlışlarıyla ve eksikleriyle bu sozu tutmamıştır. Değişik anketler, gözlemler, yorumlar... Aslında bunlara ihtiyaç bile yok. Gören göz kılavuz istemiyor. İkinci gerekçe şudur: Inönü yönetimi, partilinin bir bölümünü arkasına almaya çaîışıp, partilinin diğer bölümüne savaş açmıştır. Kongreler süresince en ağır hakaretler, en sorumsuz iftiralar parti içi muhalefete, hatta kişiliklerimize yöneltildi. SHP'nin bu düşmanhklardan kurtarılması, her üyenin eşit şekilde var olabihnesi, birlikte çahşmarun sevgi ve onur bağlarına yeniden kavuşması için, partinin bütünleşmesi için değişim şarttır. b) Kurultaya yaklaşımımızın ikinci temel kısına ve katılımına ihtiyaç olduğunu belirt" diyede, belediye başkanlığı SHP tarafından tik. Demokrasi çoğulculuk, laiklik, çağdaşhk kazamlmıştır. Benim kendi sorumluluk dönegibi temel tercihleri bizimle paylaşma koşu mime ilişkin partililerime verdiğim bu hesap luyla, tüm çağdaş birikimlerin bize oy verip açıktır, nettir. 1990 eylül kurultayından sonvermemeleri ölçüsünden bağımsız olarak ra, yani görevden aynldığımız dönemde ise Türkiye'yi yenileştirme amacında beraberliği tüm yerel seçimlerde SHP başansız kalmıştır. ni, işlevselliğini savunduk. Doğal yakınlığımız Göğsümüzü kabartacak bir zaferi yaşayamaolan sol birikimlere bu çagnmızda öncelik ver dık. Elimizdeki belediyeler kaybedildi, Ordu dik. Kurultaya dönük çalışmalarımızda, uz Ulubey, Konya Güneysınır, Nevşehir Hacıbeklaşma amacını her şeyin önüne koyduk. Par taş gibi... Bu arada sorunuzun öteki boyututi örgütleriyle ve tek tek partililerle konuşa na açıklık getirmek istiyorum: Yeni Sol olarak, onlara danışarak, onları ikna etmeye ça rak çıkış noktamızda bir özeleştiri kaygısı varlışarak, onlarla uzlaşarak, bu kurultaya git dır. Geçen kurultayda bizlere belli eleştiriler mekteyiz. Gösteriye gürultüye değil, anlaşma geldi. Çok özet olarak 'hizipçilik, dar kadroya ve uzlaşmaya dönük yöntemleri tercih et culuk, isim bazında siyaset yapmak' gibi. Biz tık. Siyasette ideolojiyi ve düşünceyi öne çıkardık. Sözlü siyasetin yerine yazıh siyaseti özendirdik. Siyasete kalite kazandırmaya çalıştık. Bütün bunlar SHP çerçevesinde önemli ve olumlu değişimlerdi. tnönii, sizin parti genel merkezinden ayn çalışarak partiyi zaafa ugrattıgınızı öne sttriiyor. Sizin yönetimde yer aldığınız dönemde parti içi muhalefeti oluşturan 'Yenilikçiler' de benzer sözlerle arkadaşlannız tarafından eleştirilmişti. Hatta siz daha sonra genel sekreter olarak çıkacagımz bir kurultayda 'Yenilikçflik ne demek? Bugün yeni olan yann eskir...' demiştiniz. Oysa bugün 'Yeni Sol' olarak ortaya çıkıyorsunuz. O giinden bugüne dek SHP'de degişen nedir? Sizce partide, tüm kesimlerin katılacagı bir özeleştiriye gerek var mı? BAYKAL Sayın İnönü'nün kullandıklarına benzer sözlerle geçmişte parti içi muhalefeti eleştirdiğim iddianız doğru değildir. Ben hiçbir partilimiz için 'komik' demedim. Hiçbir parti üyemiz için 'hastahklı' tanımını kullanmadım. Kimse için böyle düşünmedim. 'Bugün yeni olanın, yann eskiyeceği' görüşümün doğruluğuna inanıyorum. Bundan doğal bir şey olamaz. Bundan güzel bir şey de olamaz. Elbette insanlar, düşünceler eskiyecek, onlann yerini daha yeni olanlar, daha güzel olanlar, daha ileri olanlar alacaktır. Yeni 1 Sol'un 'yenileşme anlayışına gelince: Sırf 'yenileşmiş' olmak için yenileşme değil elbette. 'Yeni' sözcüğünün tılsımına kapılmış bir yenilik fetişizmi de değil. Sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri ve Türkiye'nin gerçekleri doğrultusunda bir yenileşme iddiasındayız. Özeleştiri konusuna yaklaşımımı bir önceki cevabımda belirttim. Birkaç söz daha eklenebilir. Bizim açımızdan önemli olan, kimseyi dışlamaksızın, kimse bir kenara itilmeksizin partinin bütün güçlerini seferber edebilmesidir. Buna ihtiyacımız var ve bu rahatça yapılabilir. SHP'liler olarak bu ortak noktaya hep birlikte gelebilmemiz için belki bazı olayları yaşamamız gerekiyordu. Böyle bir bütünleşmenin ideolojik temelleri artık vardır. Belki bir süre önce yoktu. Belki sosyal demokrasinin niteliği ile ilgili birbirleriyle uzlaştırılması güç anlayışlardan kaynaklanan bir karşıtlık vardı. Ama artık öyle değil. Bu sevindirici, umutlandırıcı bir gelişmedir. Ayrıca geçmişte, birbirini anlayan insanlann bile bir araya gelmesini engelleyen bir ortam vardı. Yeni Sol'un HderiDeniz Baykal Cumhuriyet7« sorulannı yanıtladı: Pir Sultan mahkemelik • ISPARTA (AA) Erol Toy'un yazdığı ve Zeki Göker'in yönettiği Ankara 'Birlik Tiyatrosu tarafından 'oynanan "Pir Sultan Abdal" adlı oyun, Isparta Valiliği'nce yasaklandı. Valiliğin yasaklama kararı üzerine Antalya Idare 'Mahkemesi'ne başvuran t>yun yazarı Erol Toy, mahkemeden "Pir Sultan AbdaT'ın Isparta'da oynatılması kararını çıkarttı. Biz parti üyesini, eleştirisini ve talebini ciddiye aldık, gereğini yaptık. Söylediklerimizin, yazdıklarımızın ve önerdiklerimizin, her şeyin en doğrusu olduğunu iddia etmiyoruz, ama ciddi bir çabaya girdik. İnönü'nün kullandıklarına benzer sözlerle geçmişte, parti içi muhalefeti eleştirdiğim doğru değil. Ben hiçbir partilimiz için "komik" demedim. Hiçbir parti üyemiz için "hastahklı" tanımını kullanmadım. Kimse için böyle düşünmedim. unsuru 'kararlılıktır! Yeni Sol olarak bu değişimi gerçekleştirmek kararlıhğındayız. Tüm partililerin anlayış beraberliğiyle, elbirliği ve gönül birliği ile değişimi başaracağız. c) Üçüncu unsur 'uzlaşma'dır. Parti içine ve genel kamuoyuna dönük iki barış çağrısı yaptık: Tüm partilileri Yeni Sol'un değişim önerileri ekseninde beraberliğe, bu önerileri tartışmaya, katkı ve katılıma çağırdık. önerileri benimsemeyenlerin en az bizler kadar partili olduğunu, partinin kararlannda, yönetim birimlerinde, çalışmalarında büyük sentezlerinde var olma hakkını savunduk. Topluma yönelik çagnmızda Türkiye"yi yenileştirme projelerine tüm çağdaş birikimlerin katmiş olmamız bundandır. Partide uzun zaman sorumlu görevler aldınız. En son olarak da genel sekreterlik görevinde bulundunuz. Bu göreviniz sırasında Ba>rampaşa seçimleri gibi kayıplar, kimi yerlerde de kazançlar soz konusuydu. Bu kazanç ve yitmelerde, iniş ve çıkışlarda, İnönü'nün kişiligi dışında bir itibar kaybı söz konusu ise bunda sizin de payınız yok mu? BAYKAL Parti içinde herkesin, parti hiyerarşisindeki yeri ölçüsünde sorumluluk payı vardır. Hem başarıda hem başarısızlıkta. Birkaç noktaya değinmek istiyorum: Benim genel sekreter olarak görev yaptığım donemde, 39 il merkezinde ve 650 dolayındaki bele İHD'nin 6. yılı • Haber Merkezi Jnsan Hakları Derneği lstanbul Şubesi'nden yapılan açıklamada, derneğin 6. kuruluş yılı nedeniyle dün yapılması planlanan etkinliklerin, "yaşanan korkunç hak ıhlallerinin yarattığı toplumsal açıdan dolayı 'ertelendiği" bildirildi. İHD Şube Başkanı Ercan Kanar, sadece lstanbul şubesi için 13 soruşturma açıldığına dikkat çekerek "6. yıla girerken insan hakları mücadelesi geleneğinin biraz daha toplumsal köklere filiz saldığını görüyoruz. Onun içindir ki umutluyuz" dedi. bu eleştirileri göz ardı etmedik. 'Bizi kendilerine rakip görenlerden geliyor, kimbilir hangi art niyetle bunlar söyleniyor' demedik. Tam aksine, bunları çok ciddiye aldık. Eleştirilerdeki haklılık payını bulup çıkanmaya uğraştık. Ve kendimizi geliştirmeye çalıştık. Kendimizi daha doğru bir konuma getirdik. Yeni Sol'un başarılı olmasında çok önemli bir faktör budur. Biz parti üyesini, eleştirisini ve talebini ciddiye aldık, gereğini yaptık. Söylediklerimizin, yaidıklarımızın ve önerdiklerimizin her şeyin en doğrusu olduğunu iddia etmiyoruz. Ama ciddi bir çabaya girdik. SHP için, sol için çok yararlı bir sureci başlattık; yeni anlayışlar, öneriler, çözüm yaklaşımları üret SÜRECEK Yılmaz'ın Genel Merkez çalışmalan, Özal'ın seçim öncesine benziyor HEP'e soruşturma Şeriatçılığa uyan • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Atatürkçü Düşünce Derneği, hükümeti tarikatçüık ve şeriatçıhk uygulamalarına karşı duyarlı olmaya çağırdı. Dernek tarafından yapılan açıklamada, Atatürk ve Atatürkçü düşünceye zaman zaman devlet olanaklarından yararlamlarak saldırılarda bulunulduğu öne sürüldü. Açıklamada, Kültür Bakanhğı'nın sipariş verdiği senaryolar ile Atatürk ile ilgisi olmayan filmlerin çekilmesinin üzüntü ile karşılandığı belirtildi. seçiıne endeksli şisel görüşum, bunun için yeterli zaman önümüzdeki yıl mayıshaîoran aylandır. Ama seçim tarihi eylülde kesinleşecek. Bana göre propaganda bir butundür. Seçime 12 ay kala yapılmaz. Bir seçimden hemen sonra gelecek seçim için çalışma başlar" diyen Şıvgın, seçim yasasında yapılacak düzenlemede afiş boylannın da ele alınması gerektiğini söyledi. Şıvgın, yasa değişikliğiyle billboard büyuklüğünde afişler kullanımına da izin verilmesinden yana olduğunu söyledi. Şıvgın, "Stratejimiz 1983 seçimlerinde aldığımız yüzde 45 oy veren kitleye ulaşmaktır" diyerek geniş kapsamlı bir çalışma yürüteceklerini, hazırhklann sürdüğünü ifade etti. Şıvgın, radyo ve televizyonda yapılan propaganda konuşmaİarının, milletvekili sayısına göre belirlenmesinin iktidar partisinin "eşitsizlik yaptığı eleştirilerine yol açtığını" savundu. Şıvgın, "Zaten bu konuşmaların uzunluğu ya da gazetelere çok ilan verilmesi önemli değil, önemli olan bu çalışmaların ne kadar etkili olduğu, geçen dönemlerdeki bu çalışmaların etkileri üzerine araştırmalar yapıyoruz" dedi. Yılmaz'ın il örgütleriyle düzenlediği tanışma toplantılannın genel merkezi hareketlendirmesi üzerine, binanın önünü simit ve meşrubat satan seyyar satıcılar işgal etti. Genel merkez lokantasının yetersizliği nedeniyle seyyar satıcılar ile çevre lokantalar bol miktarda yiyecek içecek sattılar. Başbakan'm konuşmasından önce söz alan il başkanlanna sorunlarını kısaca aktarmalan talimatı da sonuç vermedi. İl başkanlan Yılmaz'ın zamanının yetersizliğini göz önüne almadan konuşmalannı uzun tuttular. Sadece eski Genel Başkan Yıldırım Akbulut yanlısı Erzincan İl Başkanı Recai Alptekin, protesto havasında kısa bir konuşma yaptı. Alptekin iki cümlelik konuşmasmda önce Başbakan'ı, partilileri ve basın mensuplarıHj selamladı, ardından Başbakan'a ve yeni yönetime çalışmalannda başanlar dileyerek kürsüden indi. Bunun üzerine Yılmaz da kongre yanşının Ustüne "sünger çekilmesi" gerektiğini, seçimin çantada keklik olarak görülemeyeceğini ve seçimden başarı ile çıkmanın koşulunun, "Herkesin ayrı havada çalmaması, birlikte çalışılması olduğunu" söyledi. Başbakan'ın konuşmalannda en çok alkış alan bölümler, "Teşkilatlar halkın sesini bize duyurmazsa etrafımızı dalkavuklar sarar, onlann sesini halkın sesi sanarız" ile "Gayreı bizden, destek sizden, takdir Allah'tan" sözleri oldu. Hükümetin gündemiterör Bakanlar Kurulu, dün 6 saat süren toplantıda terör olaylarını görüştü. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Diyarbakır'daki olaylarla ilgili olduğu savıyla HEP hakkında soruşturma başlattığı bildirildi. İçişleri Bakanlığı daUJtı.iJllulud savcıbğa bu konuda bir dosya sundu. . .^.a A!VKAKA (Cumhuriyet Burosu) Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır'daki olaylarla ilgili olduğu savıyla Halkın Emek Partisi hakkında soruşturma başlattı. içişleri Bakanlığı'nın da bu yönde bir raporu, başsavcılığa verdiği oğrenildi. Bakanlar Kurulu'nun dunku toplantısında konu goruşulurken bilgi veren Olağanustu Hai Bolge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, HEP İl Başkanı Vedat Aydın'ın cenaze töreni sırasında HEP otobusunün içinde mermiler bulunduğunu, olay sırasında ateş açılan karakolun duvarlarından çıkarılan mermilerin, bu mermiler olduğunu one sürdu. Bakanlar Kurulu'nun dunku toplantısında İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli'nn teror olaylarına ilişkin olarak verdiği kısa bir bilgiden sonra Olağanustu Hal Bolge Valisi Hayri Kozaltçooglu, Jandarma Kurma> Başkanı Tumgeneral Erdinç Aygün, Teror Harekât ve Mucadele Daire Başkanı Nihat Camada ile bir MİT yetkilisi, Guneydoğu Anadolu Bolgesi'nde yaşanan olayların tarihçesine ilişkin bir bilgi verdiler. Daha sonra HEP II Başkanı Vedat Aydın'ın oldurulmesi ve cenazesi sırasmda çıkan olaylara değinildi. Guvenlik birimleri konuyla ilgili soruşturmanın devam ettiğini, ellerinde çeşitli ipuçları bulunduğunu soylediler. ruşturmaya bölgede toplanan deliller ile îçişleri Bakanhğı'nca hazırlanan raporun katkıda bulunması için savcılığa iletilmesi gerektiğini söyledi. Diğer bakanların da benimsediği bu gorüş üzerine HEP'in soruşturma sonucunda kapatılabileceği de bakanlarca ifade edildi. Guvenlik bırimleri yetkilileri, bölgedeki bolucu orgut faaliyetleri ile ilgili bilgi verdikten sonra Adalet Bakanı Şeker, Türk sınırlarının ötesinde resmen açıklanmasa da fiilen bir Kurt devletinin oluşturulmaya çalışıldığını, buna Türkiye'nin gereken tepkiyi gostermesi gerektiğini ifade etti. Sınır otesinden destekli bolucu orgüt militanlannın Turkiye'ye sızdığının belirtilmesi üzerine Başbakan Yılmaz, devletin bu gibi olaylarda taviz vermesinin mumkun olmayacağını, üniter devlet yapısının korunacağını ifade ederek "Kimse hayal dahi olamayacak meçhullerin peşine düşmesin. Bizim kimseye verilecek bir karış toprağımız yok. Devlet olarak eşkıyaya taviz vermeyiz, ama halkımızı ondan avırır, koruruz" diye konuştu. Bakanlar Kurulu, Guneydoğu için tahsis edilen 90 bin kadronun kullanılmasını kararlaştırdı. FARUK BİLDÎRİCt ANKARA ANAP Genel Merkezi'nde tüm çalışmaların ağırhk noktasını "seçim" konusu oluşturuyor. Parti yöneticileri ağız birliği etmişçesine genel seçimin gelecek yıl mayıs ile haziran aylarında yapılacağını söylerken genel merkezde yapılan çahşmalar, daha kısa surede yapılacak bir seçime hazırlık yapıldığı görüntüsü veriyor. Başbakan Mesut Yılmaz'ın parti çalışmalan Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın seçim dönemlerindeki çahşmalarına benziyor. Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın seçimlerde hedeflerinin yüzde 45 oy olduğunu söyledi. Başbakan Mesut Yılmaz, hemen her gün seçim konusuna değinerek bazen seçimin yaklaşık bir yıl içinde yapılacağını, bazen de seçime bir yıldan az bir zaman kaldığını vurguluyor. Seçim tarihinin eylül ayında belli olacağını söyleyen Yılmaz, partililerin seçime hazır olmaları gerektiğine sık sık dikkat çekiyor. ANAP Genel Merkezi'nde son günlerde yoğun bir trafik yaşanıyor. Genel Merkez'de yapılan çalışmalar şu noktalarda toplanıyor: • Gençlik ve kadın komisyonlan kunılması: ANAP'ın gençlik ve kadın kesimleriyle ilişkilerinin daha dinamik hale getirilmesi için komisyonlar kurulması benimsendi. Seçmenin yüzde 65'ini, 45 yaşına kadar olan genç kesimin oluşturduğunu vurgulayan parti yöneticileri, her iki komisyonun oluşturulması hazırlıklanna giriştiler. • Reklam şirketleriyle ilişkiler: Seçimin gelecek yıl olduğu ve kasım ayına yetişemeyeceği yolunda ifadeler kullanılmasına rağmen seçim kampanyasını yürütmeleri için reklam şirketleriyle ilişkiler kuruldu. Bir yandan Fransız reklamcı Jacques Seguela ile temas kurulurken bir yandan da yerli fırmalarla görüşmeler yapılıyor. Ayrıca Mesut Yılmaz'ın genel başkanlık kampanyasını yürutmede önemli rol oynayan ve kongre sonrasında genel başkan danışmanlığına getirilen Yaşar Okuyan da kendisine bağlı bir grupla kampanya profili ve sloganlar, afişler konusunda çalışıyor. • Her ile bir bakan: Yılmaz, illeri bakanlara paylaştırarak her ilin sorunlarının çozumunden sorumlu bakanları belirledi. Ayrıea genel merkez yoneticilerinin de sorumluluklanna düşen iller saptandı. • ANAP köylereçıktı: Teşkilat Başkanı Fahrettin Kurt'un onensı uzerine geçen hatta ANAP ilçe orgütlerinden 5'er kişilik gruplar civar köylere gi Özal Ankara'da • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Cumhurbaşkanı 1\ırgut Özal, 17 gün suren tatilini tamamlayarak Ankara'ya döndü. Marmaris Okluk Koyu'ndaki Cumhurbaşkanlığı Dinlenme Tesisi'nde tatil yapan Özal ve eşi dun saat 19.00'da "Ana' adlı ozel uçakla Ankara'ya geldiler. ANAP Geoel Merkezi'nin önünii seyyar satıcılar doldurdu. (Fotograf: Banş Bil) derek vatandaşların sorunlarını dinlediler. 6 bini aşkın köyun gezilmesini sağlayan bu uygulamada, genel merkez yöneticileri köylerle telefon bağlantısı ria kurarak, sorunlara çözüm vaatlerinde bulundular. Parti örgütleri, köylerde saptadıkları sorunları genel merkeze birer rapor halinde ilettiler. • Yılmaz'ın il örgütleriyle tanışma toplantısı: Yılmaz, 11 temmuzdan bu yana il örgütleriyle tanışma toplantılan düzenliyor. Özal'ın seçim dönemlerinde il örgütlerini Ankara'ya çağırarak yaptığı görüşmeleri andıran bu toplantılarda Yılmaz, illerin sorunlarını saptıyor. • Eylülde teşkilat toplantısı: Yılmaz, parti örgütleriyle yapılan toplantıların 2 ayda bir yineleneceğini soylüyor. Buna göre eylul ayında il ve ilçe yöneticileriyle bölgenin milletvekilleri ve bakanlarının katılacagı toplantılar yapılacak. Bu toplantılarda, daha önce saptanan yöresel sorunların çözümü konusundaki gelişmeler değerlendirilecek. Öte yandan eylul ayında Meclis'in açılmasından itibaren muhalefetin görüşüne açılacak olan anayasa ve seçim yasası değişikliklerıne başlanması konusunda da acele edilmiyor. Bu konudaki çalışmaların ağustos ayında başlayacağı ifade ediliyor. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın, Başbakan Mesut Yılmaz'ın 2 ağustosta Bartın'a giderek burada yapılacak seçim öncesinde halka hitap edeceğini söyledi. ANAP'ta gençlik, kadın, işçi ve esnaf komisyonlarını, ilçeler ve mahalleler düzeyinde kurma çahşmalannı yürüttüklerini belirten Şıvgın, "Ana yapı seçimdir. Seçimde başanlı olmak için zamana ihtiyacımız var. Ki HEFinsoru önergesi * ANKARA (ANKA) Halkın Emek Partisi Kars Milletvekili Mahmut Alınak, TBMM Başkam Kaya Erdem'e, Diyarbakır'da milletvekillerinin dövülerek hastanelik edilmesine kayıtsız kaldığını ileri sürerek bunun nedenini sordu. Alınak, TBMM Başkanı Kaya Erdem tarafından yazılı olarak yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, Diyarbakır olaylarıyla kamuoyunda korku ve bir askeri darbenin psikolojik koşullannın hazırlandığını ileri sürdü. 'Şov yapmıyoruz' Devlet Bakanı ve Hükümet Sozcüsü İmren Aykut, 15.00'te başlayan Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken 19.30 sıralarında gazetecilere bir açıklama yaptı. Aykut, Diyarbakır'daki olaylarla ilgili soruşturmanın tamamlandığını, olayları yerinde incelemek uzere dört ANAP milletvekilinden oluşan bir heyetin bölgeye gönderildiğini söyledi. Aykut, İçişleri Bakanının neden bölgeye gitmediğinin sorulması üzerine, "Bir bakanın gidip gelmesi, eğer konu çok sıkı tutulmuyorsa bir şe> ifade etmez. Biz konuyu çok Mkı tutuyoruz. Gösterişe, şova gerek yok" dedi. "Eski içişleri bakanlan şov mu yapıyordu?" sorusuna da Aykut, "Olabilir yeya öyle uygun görmüş olabilir. Bu her hükümetin üslubu ve tercihidir" yanıtını verdi. Bakanlar Kurulu toplantısı 21.30'da sona erdi. Bu arada bölgeye gönderilen 4 milletvekiinıin, HEP ile Diyarbakır olayları arasında iddia edilen ilişki kcnusunda bilgi toplamakla gore\lendirildiği oğrenildi. ANAP, Diyarbakır Milletvekili Nurettin Dilek, Balıkesir Milletvekili İsmail Dayı, Siirt Milletvekili Kemal Birlik ve Muş Milletvekili Alattin Fırattan oluşan heyeti, dün incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'a gönderdi. KAMUOYUNA AÇIK MEKTUP VE İLGİLİLERE ÇAGRI Ulkemizin tüm önde gelen hukukçulan AntiTerör Yasası'na karşı çıktı ve anayasaya aykırı olduğunu açıkladı. Tüm durust, sağduyu sahibi insanlar, yazarlar, sanatçılar, aydınlar, bu yasanın şartlı salıvermedeki eşitsizliğine karşı çıktılar. Hatta 12 Eylul'den kalma 3 sıkıyönetim askeri mahkemesi, yasanın eşitsizlik yönünden bozulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Bütün bunlara rağmen, hatta yasayı çıkaranlar bile açıkça savunamadığı halde 11 yıldır 12 Eylül'un zulmüne işkencelere uğramış çocuklarımız hâlâ içeride tutuluyor. Oysa bütün sağcı tutuklular, kahve otobus tarayıp 1520 kişi öldürmüş de olsalar salıverildiler. Hatta AntiTerör Yasası ile beşon tanesi çıkamaz diye alel acele Meclis'ten yeni bir ek yasa çıkararak onları da sessizce dışarı çıkardılar. Herkes bu adaletsizliğe karşı çıktığı halde bu haksızlık neden düzeltilmiyor? iNeden bizlerin içerideki evlatlarımızla, onlann butün aileleri \e yakınlarıyla birlikte çektiğimiz zulüm ve acılara son verilmiyor? üimsenin açıkça sa\unamauığı bu haksızlık, iktidarların haksız, hukuk dışı uygulamalarını denetlemekten sorumlu organlarca neden, vakit geçirmeden giderilmiyor? Bizler, Anayasası Mahkemesi'nin, görüşunu, bir an önce açıklamasını bekliyoruz. Başkan kazada öldti • ZONGULDAK (AA) Çaycuma ilçesi Saltukova beldesi Belediye Başkanı Basri Çelebi (32), geçirdiği trafik kazası sonucu öldü. DYP'li Belediye Başkanı Çelebi, kullandığı 67 EL 510 plakalı özel otomobiliyle Bartın'dan Safranbolu'ya giderken Yukandanacı köyti yakınlannda aşırı hız nedeniyle virajı alamayarak şarampole yuvarlandı. Kazada, otomobilde yalnız olan Basri Çelebi hayatmı kaybetti. Devrimci Yol Davaları tutuklu ve hiikümlü aileleri ve yakınları adına Nurşen MERİNÇ Brifıng veren yetkililerin, bakanlann sorusu üzerine, "Vedat Aydın'ı polis öldürseydi cesedi kolav bulunabilecek bir yere bırakılmazdı. Ceset yok edilirdi, bulunamazdı" görüşünü dile getirdikleri öğrenildi. Bakanların sorusu uzerine, HEP II Başkanı'nın öldurülmesi olayıyla hiçbir guvenlik biriminin ilgisi bulunmadığının kesinlik kazandığını anlatan Olağanüstü Hal Bölge Valisi Kozakçıoğlu, olayın büyük bir olasılıkla, "örgütler arası fraksiyon çatışmasından kaynaklandığım" ileri sürdü. HEP milletvekillerini de olayların gelişmesinde sorumlu olarak gosteren Kozakçıoğlu, bu konuda ellerinde bulgular olduğunu ifade etti ve bunları sıraladı. Kozakçıoğlu, cenaze töreni sırasında HEP otobüsu içinde mermiler bulunduğunu, bunlarla olay sırasında ateş açılan karakolun duvanndan çıkarılan 18 merminin aynı olduğunun saptandığını dile getirdi. Bunun üzerine bakanlar, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HEPle ilgili bir soruşturma başlatmasını istediler. Adalet Bakanı Şakir Şeker de Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olayla ilgili haberleri ihbar kabul ederek bir soruşturma başlattığını, bu so