Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 TEMMUZ 1991 HABERLER ALJSİRMEN CUMHURİYET/3 MSÜŞehir ve BölgePlanlama Bölümü Başkanı Prof. Çubuk, kentin 'plansızhğını' değerlendirdi: DUNY4DABIJGIIN Istanbul her geçen gün plansız bir şekilde şişmeye devam ediyor. Kent nüfusuna her yıl 400 bin kişi ekleniyor. Bilim adamlarının kent planlamasına ilişkin önerileri politik ve maddi çıkarlar uğruna ya hiç hayata geçirilmiyor ya da çarpıtılarak devreye sokuluyor. Prof. Çubuk, kesin çözümün GAP'ın devreye sokulmasıyla elde edileceğini, bu durumda İstanbul'a gelmiş olanların bile geri döneceklerini söylüyor. REMZİ GÖKDAĞ İstanbuPu GAP kurtaracak lstanbul nüfusunun her dakika 1 kişi arttığj bir dönemde, çozüm bekleyen kent sorunlan artarak büyuyor. Uzmanlar, her yıl kente göç eden 400 bin kişi ile büyüyen Istanbul'da çözum bekleyen "kronik sonınlar" karşısında yerel yönetimlerin yetersiz kaldığını belirtiyor. tstanbul'un sorunlan ile yaklaşık 30 yıldır ilgilenen Mimar Sinan Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çubuk, kent planlamasında büyük bır potansiyel olan şehir planlamacılanndan daha iyi bir biçimde yarar'anılması gerektiğini belirtiyor. Istanbul'un çözum bekleyen sorunlan ve geleceği ile ilgili olarak görüştuğumuz Prof. Dr. Çubuk, sorulanmızı şöyle yanıtladı: tstanbul'da iiç iiniversite şehir planlama konusunda egitim veriyor. Turkiye'nin en büyük kentinde üç üniversiteain Bu görüntüye alıştık mı? Belediye literaturunde ve resmi ifadelerde 'Büyukşehir' sıfatına layık görulen lstanbul, giderek 'Buyükkö}' gorünumunü kazanıyor. Bilim adamlan Istanbul'un 'uluslararası bir kent' olması gerektiğini tekrarlayadursunlar kent, geleneksel kozmopolit özelliğini artık bütunuyle ulusal çerçoede geliştiriyor. Başta Sıvas olmak uzere çeşitli 'memleket'lerden gelen vatandaşlanmu, tstanbul'un hem mekânsal hem insani çehresini değiştiriyorlar. tstanbul'un tstanbul olduğunu gosteren fotoğraflar arşivlerde artık... (Fotoğraf: Erdoğan Köseoglu) kent planlama konusunda egitim vermesine, bu konuda eleman yetiştirmesine karşın İstanbul her gecen gun plansız bir şekilde buyumeye devam ediyor. Prof. Dr. ÇUBUK tstanbul'da bu konu için kendilerini kent planlamasına adamış 150'ye yakın bilim adamı var. Yalnız tstanbul'da üç üniversitede bu konuda uzman yetiştirüiyor. Böylesine önemli bir gücü, böylesine önemli bir kadroyu tstanbul neden kullanamaz ben şaşınr dururum. Bu profesörler bazen birbirleriyle yarış içersindedir. Bir grup diğerini benimsemez. Bu eğitim kurumlan arasında bulunması gereken birliğin olmaması nedeniyle verilen eğitim bir etkinlik kazanmaz. Istanbul'un tüm sorunlannın başında 'goç'iin yattığı bilim adamlannın kabul ettigi bir gercek. Bu konuda çozum önerileri ne olabilir? Kente gelenleri bir trene bindirip geri gondermek mumkun olmadığına gore gerçekçi çözum yoUan neierdir? Prof. Dr. ÇUBUK Son derece hızlı gelişen ve gelişme sırasında korunması söz konusu olan önemli varlıklara sahip bir kenttir lstanbul. Bizans döneminde bir odak noktası oluşturan kent, zaman içinde böyle bir odak olmaktan çıkmıştır. Istanbul'un uluslararası bir kent olması özelligini gelişmeler engellemiştir. İstanbul'a uluslararası bir kent kimliği kazandırmak gerekiyor. Temeldeki sıkıntılan yaratan göçtt engellemek için lstanbul 1 un çekiciliğini ortadan kaldıracak birtakım önlemlerin alınması gerekiyor. Her şeyden önce bir ülke duzenlemesi yapılması gerekiyor. Ülkenin kaynaklan bulunmalı ve bu kaynaklarla insanlar arasındaki bağ kurulmalı, insanlara kendi yörelerinde iş imkânı sağlanmalı. Şu anda Turkiye bunun çok güzel bir örneğini sergüiyor. Dünyada sayılı benzeri olan GAP projesi, çok çeşitli iş imkânlannın doğmasına ve bölgede bir refahın oluşmasına yol açacak. GAP, tstanbul'u kurtaracak bir projedir. Proje gerçekleştiğinde oradaki insanın kalkıp istanbul'a ış aramaya gelmesi beklenemez. O bölgede tsviçre kadar büyuk bir bölgede düzenleme yapıldığı takdirde tstanbul'a gelenler de geri dönecektir. Çukurova'dan çeşitli nedenlerle ayrüanlann Adana'nın gelişmesiyle tekrar bölgelerine dönmesinde olduğu gibi bu insanlar da kendi dcğduklan topraklara geri dönecektir. Kente göç böylece duracaktır. GAP tstanbul'u kurtaracak. tstanbul'un kentsel gelişimindeki rahatsızlık nedir? Prof. Dr. ÇUBUK lstanbul, Gebze'den Silivri'ye 120 kilometre boyunca denize paralel olarak uzanmıştır. Bu mesafede Istanbul'un kesin olarak yeniden duzenlenmesi gerektiğine inanı» yorum. Kentin gelişmesi kuzeye doğru kaydınlmalıdır. Kuzeydeki yeşil alan iyi bir biçimde değerlendirilmelidir. Bana göre aşırı nüfus yığılması, bu nüfusun kendi başının çaresine bakması ve dalh budaklı şekilde sağa sola yayılmasından dolayı lstanbul bugün bitişik kent konumundadır. Tekirdağ'dan başlayıp Sakarya'ya ulaşan bir megalopolis, istenen bir durum değildir. Böylesine büyük bir süper kentin sakıncaları vardır. Istanbul'un anormal büyümesine engel olmak için Londra ve Paris'teki modele ihtiyaç vardır. Kuzeyden güneye uzanan yeşil kesit bölgede rahatlama olacaktır. Doğubatı devamlılığını artık kesmemiz gerekiyor. Buralarda rahat mekânlar oluşturulabilir. Kentin gelişiminin kuzeygttney dogrultusunda yayılmasının dışında kentin ozu dedifcimiz bölgelerde nasıi bir gelişme stratejisi izlenmeli? Prof. Dr. ÇUBUK Bana göre kentin özü sayılabilecek üç önemli StT bölgesi var. Haliç, Boğaz ve Suriçi. Boğaz bir su kanalı, dünyada eşi olmayan çok önemli bir doğa harikası. Burada çok önemli standartlann uygulanması gerekiyor. Orada bizim standartlanmızı uygulamak doğru değil. Bugün Boğaz için yapılan planlar gerçek bir koruma planı değil. Bugün Boğaz alabildiğine yapılanmaya açıldı ve Boğaz artık Boğaz'da oturanlann oldu. Halbuki Boğaz'dan herkesin yararlanması lazım. Bu, Boğaz'da iskân kalksın anlamına gelmemeli. Ancak belirli ölçüler konulmahydı. Suriçi yine önemli bir merkez. Bu bölgenin planlan her zaman tartışma konusu olmuştur. Suriçi bölgesi vakit kaybedilmeden StT bölgesi ilan edilmelidir. Yeni planlarda StT bölgeleri arttınldı deniyor. Oysa Suriçi'nin bir kanşı bile SİT alanı dışında bırakıhnamalıdır. Haliç'i de bu bölgelerin dışında düşünmemek gerekiyor. Danıştay kararı: Sözen'in yargdanmasına gerek yok tstanbul Haber Servisi Danıştay'ın, hakkında tstanbul tl ldare Kurulu'nun verdiği "lüzumu muhakeme" kararını onaylamasından sonra tstanbul Büyukşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözcn ve 4 belediye görevlisinin yargılanmasına dün başlandı. Bu arada Danıştay, Maltepe Dragos sahil şeridinin dolgu işlemi sırasında görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle hakkında soruşturaıa açılması istenen ve ll tdare Kurulu'nca yargılanmasına karar verilen Sözen'in yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. tstanbul Adliyesi 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki Süzer Oteli duruşmasına Marmara Belediyeler Birliği toplantısına katılmak üzere Çanakkale'ye giden Nurettin Sözen ve rahatsız olan tmar Daire Başkanı Mehmet Yıldiz katılmadı. Bu arada AA'nın Ankara kaynakh haberine göre Sözen ve bazı belediye çalışanlan hakkında açılan MaltepeDragos sahil yolu davasına Danıştay, "yargüamaya gerek olmadığı" kararı verdi. Danıştay 2. Daire Başkanı Orhan Erdem'den alman bilgiye göre Danıştay, Nazım Planı ölçeğinin büyütülmesi işlemi nedeniyle verilen meni muhakeme karanyla ilgili olarak, "suç unsuru bulunmadıgı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı" hükmune vardı. Danıştay 2. Dairesi, Maliye ve Gümrük Bakanhğı'nın izni olmadan dolgu inşaatı başlatmaktan, TCK'nın, görevi ihmal suçunu düzenleyen 230. maddesine göre verilen "lüzumu muhakeme" karannı ise yeterli kanıt bulunmadıgı gerekçesiyle bozdu. Danıştay, "meni muhakeme" karan verdi. Danıştay, valilik emrini uygulamamaktan dolayı, TCK'nın gorevi kotuye kullanma fiilini düzenleyen 240. maddesi uyarınca verilen "lüzumu muhakeme" kararını da yeterli kanıt elde edilemediği gerekçesiyle "meni muhakeme"ye çevirdi. Başkan Bush'un gezisi ile ilgili garip haberler yayımlantyor gazetelerde. Bir habere göre Mesut Yılmaz, ABD Başkanı'na Türkiye'de patronun kendisi olduğunu, yetkilerin kendi elinde olduğunu anlatacakmış. İnsan bu haberi okuyunca elinde olmadan gülüyor ve "Sıkıyorsa Sayın Yılmaz bunu Özal'a anlatsın" diyor. Zaten, Bush'un Turgut ve Mesut Beyler'e ayırdığı zaman dilimleri de Beyaz Saray'ın kimi patron olarak kabul ettiğini gösteriyor. Turgut Bey'e bir saat 45 dakika, Mesut Bey'e ise 15 dakika süre ayrılmış bulunuyor. Mesut Bey bu on beş dakikada, tercüman aracılığıyla asıl patronun kendisi olduğunu nasıl anlatacak? Bush'un kimi isteklerini geri çevirerek mi? Acaba Bush isteklerini, Mesut Bey'e mi yoksa Turgut Bey'e mi iletecek? Acaba Bush'un kimi istekleri daha önceden Turgut Bey'e iletilmedi mi hatta bunların bir bölümünün onayı bile alınmadı mı? Bush'un gezisinin iki önemli konusu var. Bunlardan birincisi, en önemlisi olmasa bile Kıbrıs. Kıbrıs'ta Türk toplumunu ikınci plana iten bir çözüm Bush için kabul edilebılır. Bush'un bu tutumu Denktaş'ı ciddi olarak kaygılandırıyor. Daha doğrusu Bush'un istekleri karşısında Turgut Bey'in yeterli tepkiyi gösterememesi olasılığı Denktaş'ı öylesine kaygılandırıyor kı KKTC Cumhurbaşkanı ilk kez istifa tehdidini ortaya sürüp kamuoyu yaratmaya çalışıyor. Daha önce, Çankaya'nın yağdanlıklannın Kıbrıs'taki ödünler konusunda yazdıklan ve onların sütunlannda ileri sürdükjerinin gerçekte kimin görüşleri olduğu, kimin adına kamuoyu oluşturmaya çalıştıkları göz önünde bulundurulunca, Denktaş'ın kaygısının nedenini anlamak da kolaylaşıyor. Bush'un gezisi sırasında asıl uzerinde duracağı nokta ise 'Çekiç Güç'. Gerçı bu gücün Türkiye'de konuşlandırılması ve de bizim de asker vermemiz konusunda mutabakat verildi. Ancak henüz gücun statusü ve hedefleri tam olarak belirlenmedi. Bunlan belirleyecek metin hazır değil. Bush, bu konuda Özal'dan bazı ısteklerde bulunabilir. Gerçekte, olayların gelışmesine baktığımızda oldukça ürkütücü bir tablo ile karşılaşıyoruz. Saddam'ı elinde olanak olduğu halde devirmemiş bulunan ABD, birden Irak diktatörünün nükleer silah yapabilecek ölçüde ağırlaştırılmış uranyuma sahip olduğunu, aynı zamanda Kürtlerin korunması zorunluluğunu ıleri sürerek bölgede hem havayı gerginleştiriyor hem de Türkiye'de komutası Amerikalılarda olacağı kesin olan bir uluslararası güç bulundurmaya karar verip onay alıyor. Tam bu sırada Güneydoğu'da olaylar, ayaklanma diye nitelenmesi bile mümkün bir düzeye erişiyor. Başbakan, kışkırtıcılardan söz ediyor, HEP'in ayrılıkçılık yüzünden kapatılabıleceğı soylentılerı yayılmaya baştanıyor. Ayrılıkçılık eğer, devietin egemenliğini ülkenin bir bölümünde ortadan kaldırmaksa o kadar uzağa gıtmeye gerek yok. Zaten çokuluslu gücün varlığı ve buraya elını kolunu sallayarak girip çıkmalar, gidip gelmeler, devletin ülkenin bir bölümünde hükümranlığının bulunup bulunmadıgı sorusunu gündeme getiriyor. Bu çok tehlikeli ortamda, Bush'un baskılarına karşı Ûzalın direnme gücünün olmadığını herkes görüyor. Mesut Yılmaz'ın, ANAP'a getirdiği ve çabuk döküleceği anlaşılan makyajın etkısı geçmeden baskın erken seçım ile durumu, görece de olsa kurtarmayı kuruyor Turgut Bey. Ne var ki ekonomi iktidarı sıkıştırıyor. Hazine neredeyse iflas bayrağını çekmış durumda. Turgut Bey, sonucu ortada olan ekonomi dehasıyla, daha fazla para basıp, enflasyonu kontrol altına alma düşüncesini ortaya atıyor. Oysa yerli yabancı tüm gözlemcıler, bunun bir çıkmaz olduğunu biliyorlar. Ancak Turgut Bey'in elinde ekonomiyi bataktan çıkaracak başka olanak yok. Daha doğrusu Turgut Bey'in ıç olanakları kısıtlı. Ama birden dışardan malı destek bulunursa, o zaman seçim ekonomisini uygulamaya koyma olanagı doğacak. Turgut Bey'in Bush ile konuşurken bunları düşüneceği kesin. Para ABD'den mi gelir, petrol ülkelerinden mi önemli değil, yeter ki gelsin ve seçim ekonomisi olanağı doğsun. Turgut Bey'in durumu bu da Mesut Bey'inki değişik mi? Yoo! Turgut Bey gibi Mesut Bey de aynı olasılığa umut bağlamış bulunuyor. Durum böyle oyunca Bush'un istekleri ister Turgut, ister Mesut Bey'e ıletılmiş olsun, ne fark eder ki? İşte işin aslı budur ve verilecek ödünler karşısında asıl sorulacak soru ise "Ne karşılığında, kaça verildi" sorusudur. Belkı bir soru daha sorulabilir. O da şudur: "Bush, her şeye karşın ANAP'ın iktidarı yitireceği bir erken seçime yol açacak parayı neden versin? Nasıl olsa şimdiki iktidar, her isteneni yapmaya hazır, bu konuda çok daha katı yeni bir iktidarın oluşumunu kolaylaştırmaktansa, şimdikinin ömrünü uzatmak daha akıllıca değil midir?" Butün bu olasılıklar gerçekleştiği zaman, Bush'a kızmayın. Çünkü o, haklı olarak artık yeryüzünün tek süper gücü olan kendi ülkesinin çıkarlarını koruyor. Siz de olsaydınız öyle yapmaz mıydınız? "Peki Bush'a kızmayalım da kıme kızalım" dersenız. Bunun yanıtı, "Bu kadar açık bir durumda kime kızacağınızı bilmiyorsanız, bu konuyu hiç kafanıza takmayınız" olacaktır. İşin Aslı... KISA KISA • ABD Başkanı George Bush'un Ankara'yı ziyareti nedeniyle Cumhurbaşkam Turgut özal'ın isteği üzerine ertelenen metro kazısı 21 temmuz akşamı başlayacak. Ankara Büyukşehir Belediyesi'nden alman bilgiye göre metro ve hafıf raylı sistem için iki kazı aynı tarihte yapılacak ve kaa çalışmalan yaklaşık 11 ay surecek. • Milli Eğitim Bakanhğı'mn bu yıl eğitime açtığı ve yaklaşık 105 bin öğrenciye eğitim verdiği lise mezunlarını meslek edindirme projesinde yeni yıl hazırhkları başladı. Yeni eğitim ve öğretim yılında LİMME kapsamında açılan kurslar ve öğrenci sayısı azaltılacak. • Geçen pazar günü Devrek Gökçebey ve Eğerci'de meydana gelen selde zarar tespit çalışmaları sonuçlandı. Devrek llçe Tanm Müdürü Adil Örenli'den alınan bilgiye göre 938 ailenin 249 dekar tarım alanı zarar gordü. Maddi zarann 2 milyar 200 milyon lira olduğu bildirildi. • Aydın, Gaziantep, Konya ve Zonguldak'ta dun sabah meydana gelen trafık kazalannda Erol Biçici, Abdullah içek, Ali Sütçü, Hamza Kaya, Şerife Can, Mehmet zcan ve Kemal Satılmış hayatlannı kaybettiler. • Zonguldak'ta kaçak olduğu belirlenen 6 Mercedes ve 4 Opel marka otomobüle bir karavan ele geçirildi. Emniyet müdürluğunden yapılan açıklamaya göre 1989 ve 1990 yıllannda yurda kaçak olarak sokulan otomobillerin motor ve şase numaralannın değiştirildiğinin anlaşıldığı ve olayla ilgili olarak Mehmet Sinan, Gungor Sinan ve Meriç Sinan'ın gözaltına alındığı bildirildi. • Yugoslavya'daki olayların yatışmasından sonra yıllık izinelrinı geçirmek için Turkiye'ye gelen Turk işçilerinin, Kapıkule gumrük kapısından geçişleri de hızlandı. Temmuz ayı içinde 30 bin araçla 110 bin 645 Turk işçisinin Kapıkule'den giriş yaptığı bildirildi. Hafta sonunda gurbetçi akınına uğrayan Kapıkule'den, 25 bin gurbetçinin 7 bin araçla Turkiye'ye geldiği belirtildi. Turk işçilerinin yanı sıra Kapıkule'den temmuz ayı içinde 67 bin 416 yabancı yolcu, 2 bin 477 otobus ve 4 bin.411 adet TIR da Türkiye'ye giriş yaptı. • İzmir'de tarihi değeri bulunan bir kilise çanını polise satmaya kalkan 3 kişi yakalandı. Büyukşehir Belediyesi Mezbahası'nda bekçi olarak çalışan Bayram Yavuz, 2 yıl önce binanın tadilatı sırasında duvardan sokulerek hurdalığa atıtan 60 kilo ağırlığındaki çanı Mehmet Avşar adlı seyyar hurdacıya sattı. Şukru Kaya adlı başka hurdacı ise, Mehmet Avşar'dan satın aldığı çanı, alıcı gibi davranan polise satmak isterken yakalandı. Yetkililer, sarı turunden bir madenden yapılmış ve uzerinde 18 havari ile çeşitli kabartma figürlerin bulunduğu kilise çanının "yasa kapsamında korunması gereken taşınabilir kultur varlıkları"ndan olduğunu belırttıler. İstanbul, iıava kaıaıuıca guzel giınduzu terk edip huzunlu bir akşamustünu daha yaşıjor. Marülar en yükseğe uçmaya çabalayıp bulutlan aşma telaşında. Yalnızca akşamustleri ve geceleri duyumsanan bu guzellikler estetik bir tabloyu andınyor. tnsanlar tum bunlan ve yaşadıklan kenti ancak gece saatlerinde seyredebiliyoriar. Çok değil, bir kaç saat sonra ışıklar azalacak, yerini koyu bir karanlığa bırakacak. Ardından gunun ilk ışıklanyla kent, bilinen gorüntüsünü alacak. Huzunlu bir akşamüstü, yerini 'gunduz'e bırakacak, giıneşe 'elveda' deyip 'günbatınuyla' merhabalaşan insanlar, bu guzel "maskeyi' çıkarmak zorunda kalan İstanbul kentinde yine 'aynı' koşuştunnacayla baş başa. Ta ki saatler sonra yaşanacak geceye kadar... (Fotoğraf: Muharrem Aydın) 8 Kervansaray dekorlu ipekyolu projesi Turistler için düşünülen dekorlu ve kostümlü projeyle eski günler yaşatılmaya çalışılacak. Kervansaraylar onarılacak, tarihi kıyafetler içindeki garsonlar turistlere bazlama ve ayran ikram edecek. tDİL GÜRSEL ANKARA tpekyolunda tarihe yolculuk yapılacak. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdurlüğu'nce hazırlanan projeye göre ipekyolunda bulunan bazı kervansaray ve hanlar restore edilerek turistlere açılacak. Konaklama yerlerinin dekoru ve çahşanların kostümleriyle "ipekyolu günleri" turistlere yaşatılmaya çalışılacak. Türkiye'de Edirne'den başlayacak olan ipekyolu İzmır, Denizli, Isparta, Antalya, Konya, Sıvas ve Erzincan'la surecek. tpekyolu, Azerbaycan, Turkistan ve Moğolistan'la devam edecek. İzmir'den Konya'ya kadar olan yol guzergâhı uzerindeki kervansaraylan saptayan Kultur Bakanlığı, şu gunlerde kervansaraylann "kullanılabiliriik" du nizli: Akhan, Çardakhan, Burrumuyla ilgili çalışmalarını sur dur: Susuzhan, Isparta: Eğridirhan, Alanya: Şarafsahan, Konduruyor. ya: Rüstempaşa, Karapınar, SıKultür Bakanlığı Anıtlar ve vas: Taşhan, Subaşıhan, ErzinMüzeler Genel Müdüru Meh can: Mamahatun. met Akif Işık, Anadolu içindeIşık, Selçuk donemine ait ki belli başh kervansarayları ele aldıklannı, projenin kaç liraya olan Çardakhan'ın ve Akhanmal olacağının henuz belirlen ın onanlabilecek durumda oldumediğini soyledi. Kultür Bakan ğunu, yine Selçuklu donemine lığı, DŞt ve TEK gibi kuruluş ait Eğridirhan'ın çok harap bularla ilişk>ye geçip kervansaray lunduğunu soyledi. Alanya'daki ların altyapı hizmetleri için yar Şarafsahan'ın diskotek olarak dım isteyecek. Bakanlığın ipek kullaruldığmı anlatan Işık, Erzincan'da bulunan Selçuklu doyolu uzerinde saptadığı keı \an nemine ait kervansarayın belesaraylar şunlar: diye deposu yapıldığını kaydetti. tzmir: Mirkelamoğluhan, DeBunlardan Mirkelamoğluhan (Osmanlı), Taşhan (Osmanlı), Subaşıhan (Osmanlı) ve Şarafsahan'ın (Selçuklu) projede kullanılabileceği belirtildi. Işık, ipekyolu güzergâhında bulunan bu kervansaraylarda turistlere baştan bazlama ve ayran olmak üzere yöreye özgü yiyecek ve içecekler ikram edileceğini soyledi.