18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER yedek üyelik kaldırılmalıdır. Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay genel kurulları, doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne üye seçmelidirler. Üniversitelerarası Kurul ve Türkiye Barolar Birliği'nin mahkeme için göstereceği adaylar arasından cumhurbaşkanı seçim yapmahdır. Mahkemenin toplantılarına katılmada kıdem sırası gözetilmelidir. Yasaların biçimsel yönden denetimini âdeta olanaksızlaştıran sınırlamaların yeni anayasada yeri yoktur. Son seçimde belli oranda oy alan siyasal partiler, TBMM'de grubu olan partiler; varlık ve görevlerini ilgilendiren konularda Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, üniversiteler ve Türkiye Barolar Birliği, yasa ve yasa gücünde kararnamelere karşı Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açabilmelidirler. îptal kararlaruıın uygulamada geciktirilmesi ya da aym içerikte yeni bir yasa ya da yasa gücünde kararname ile mahkemece verilmiş iptal karannın anlamsız hale getirilmesi mutlaka önlenmelidir. Bunun için de: Anayasa Mahkemesi kararlarının 'sonuç' (kısa karar) kısmı, hemen Resmi Gazete"de yayımlanmalı ve yayımlandığı gün iptal olunan hüküm yürürlükten kalkmaüdır. Bundan başka, iptal edilen hüküm yerine bunu etkisiz bırakacak yeni bir yasa ya da yasa gücünde kararname çıkarılmışsa ya da Anayasa Mahkemesi yeni düzenlemenin uygulamasının ileride giderilmesi güç zararlar doğuracağı kanısına varmışsa önlem olarak esas hakkındaki karara kadar 'uygulamarun durdurulması' kararı verebilmelidir. yönetim organlarını ya da üyelerini 'görevden uzaklaştırma' yetkisinin hizmet gereklerine göre değil, siyasal nedenlerle kullaruldığının 1983 yılından bu yana birçok olumsuz örnekleri yaşandı. Seçmenlerin oylanyla gerçekleşen bir yönetsel ve hukuksal durumu yok sayan ve anRadyo ve televızyon yayını bir kamu hizmetidir. Her türlü yayın, cak siyasal nedenlerle kullanılan böyle bir yet'tarafsızhk' ilkesi gözetilerek yapılmahdır. Devlet, radyo ve televizyon ki, bakanlığa verilmemelidir. Koşulları varsa hizmetini yürütecek 'özerk* bir kamu tüzel kişiliği kurmalıdır. Çağın yargı yerinin bu önlemi alması doğal olduğu teknik gelişmelerine uyarak özeltüzel kişiler ve kamu kuruluşları da kadar, demokratik ilkelere ve hukuka da uygun olarudır. aym ilkelere bağlı radyo ve televizyon istasyonları kurabilmelidirler. Bugünkü anayasa, memurlara verilecek 'uyarma ve kmama' cezalarını yargı denetimi KÂZIM YENİCE Hukukçu dışında tutmuştur. Ağırbğına ve sonuçlarına 4 haziran günlü Cumhuriyet gazetesinde da toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güven bakılarak bir disiplin cezası yargı denetimi dı'Yeni Anayasa Beklentisi' başlığı altında gö lik Kurulu'nun da görüşünü alarak karar" ve şında bırakılamaz. Keyfiliğe açık ve gelecekrüşlerimi kısmen açıklamıştım. Yeni anayasa rebilmelidir. lerine etkisi kuşkusuz olan düzenlemelerle meda, organlann ve kurumların alacağı biçim ve TBMM'nin 'toplantı yetersayısı' ile 'ka murlar tedirgin edilmemelidir. üstlenecekleri işlev üzerinde biraz daha dur rar yetersayısı' arasında vazgeçilemez amaç Üniversiteler devlet eliyle ve yasayla kumak yararlı olur. Anayasalarda öngörülen sı sal bir bağ vardır. Ilki gerçekleşiyorsa, ikinci rulur. Vakıflann yükseköğretim kurumlarına ralamaya göre kısaca bu konulara değinece si hukuksal değer kazanır. Cumhurbaşkaru se destek sağlama olanağı varken, doğrudan üniğim. çimi için de bu kural geçerlidir. Cumhurbaş versite kurmalarına kapı aralamadan bekle Bugünkü anayasada görüldüğü biçimde, karu seçiminde oylamaya geçebilmek için top nen sosyal yaran anlamak güçtür. YÖK, dömilletvekilinin başka paniye girmesi, Bakan lantı yetersayısırun üçte ikiden az olmaması nemini çoktan tamamlamıştır. Üniversiteler, lar Kurulu'nda görev alması, kapatılan parti gerekir. Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk ulu içlerinden seçtikleri organlar eliyle yönetilmeüyesi olması milletvekilliğini yitirme nedeni sunun birliğini temsil edeceği için parti farkı lidir. sayılamaz. Ote yandan istifa, kesin hükiim gözetmeksizin, büyük çoğunluğun güvenini özerklik ve güven olmadan bilim ve öğregiyme, kısıtlanma, milletvekilliğiyle bağdaş taşıması gereken cumhurbaşkanı seçiminde, tim olmaz. Yükseköğretim organları ve üyemayan hizmet kabulü, kendiliğinden hukuk üçte iki toplantı yetersayısı aramadan, salt bir leri, üniversite dışından makamlarca görevlesal sonuçlarını doğuran, Meclis karannı ge formaliteymiş gibi geçiştirilerek daha az bir rinden uzaklaştınlamamalıdır. Kovuşturma ve rektirmeyen olgulardır. Bu haller için aynca mevcutla oylamaya gidilmesi, anayasanın sö soruşturmalarda, bilimsel ve yönetsel özerkMeclis'ten karar almanın, kişisel istençle ve züne olduğu kadar bu seçimle güdülen ama lik esasları gözetilmelidir. hukuksal düzenle bağdaşmazlığı yanında, si ca da açık bir aykırılık olur. Yeni anayasada Radyo ve televizyon yayını bir kamu hizyasal keyfiliklere kapı aralayacağı da açıktır. bu konu, herhangi bir kuşkuya yer bırakma metidir. Her türlü yayın, tarafsızlık' ilkesi göYeni anayasa, temel hukuk kurallannı gözet yacak açıklıkla anlatılmalıdır. zetilerek yapılmalıdır. Devlet, radyo ve televizmelidir. Seçim için gerekli çoğunluk, anayasada be yon hizmetini yürütecek 'özerk' bir kamu tü Ülkede yasa gücünde kararname uygu lirli süre içinde gerçekleştirilemezse Meclis'in zel kişiliği kurmalıdır. Çağın teknik gelişmelamasının, yasama yetkisinin âdeta yurütme görevi kendiliğinden sona ermeli; TBMM se lerine uyarak özeltüzel kişiler ve kamu kuruye devri niteliği aldığı görülmektedir. Amaç çimi derhal yenilenmelidir. luşları da aynı ilkelere bağlı radyo ve televizsal açıdan yasa gücünde kararname, ancak yon istasyonları kurabilmelidirler. 'ivedi bir düzenleminin zorunlu', hatta kaçıRadyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'na etnılmaz olduğu hallerde çıkarılabilir. Olağan Hukuk rejimi kin bir nitelik kazandırmak kaçınılmaz bir geya da olağanüstü dönem aynmına gidilmeden Olağanüstü hal ve sıkıyönetim belli öl reksinmedir. Bu kurul, cumhurbaşkanı, Yartemel haklar, kişi haklan ve siyasal haklar yasa çülere bağh hukuk rejimidir. Ancak olağanüs gıtay, Danıştay genel kurulları, Üniversitelegücünde kararnameye konu edilmemelidir. tü bir rejimin işleme biçimi ve süresi rarası Kurul, basınyayın meslek kuruluşları, Yetki yasası olmadan hiçbir halde yasa gücün TBMM'de, bugün olandan daha kısa zaman iktidar ve ana muhalefet partilerinin seçecekde kararname çıkarılmasına izin verilmeme dilimleri içinde ele almmalı; görüşülerek uzat leri, belli nitelikleri olan kişilerden oluşturulidir. Ayrım yapılmadan, her dönemin yasa ma veya kaldırma kararı verilmelidir. Daha labilir. Üyelerin bu dönemde geldikleri kunım gücünde kararnamesine karşı Anayasa Mah önce değindiğimiz gibi bu dönemde çıkarılan veya partiyle ilişkileri kesilmeli, aynca hizmet kemesi'ne başvurulabilmelidir. kararnamelerin de dayandığı bir yetki yasası kesintisiz sürdürülmelidir. Kurul üyelerine hizBu kararaamelerle yönetilen ülke olmaktan olmalı ve hiçbir yasa gücünde kararname, yar mete yakışır bir ücret ödenmeli; dönem sonunda ya da daha önce ayrılmaları halinde, eski kurtulmak için anayasada belirtilecek süre gı denetimi dışında tutulmamalıdır. içinde Meclis'te görüşülmeyen yasa gücünde 'İdarenin hiçbir eylem ve işleminin' yar görevlerine ve saklı tutulan kadrolarına, bir kararnameler kendiliğinden yürürlükten kalk gı mercilerinin denetiminden kaçırılamaması, işleme gerek olmadan kendiliğinden dönebilmış sayümalı, yerini aynı içerikli bir yenisi ala hukuk devleti inancının ve bireyler lehine güç melidirler. mamalıdır. ler arası dengeyi oluşturmanın önemli bir ko Adli makamlara bağlı kolluğun oluştu TBMM'nin tatilde veya ara vermede ol şuludur. Yürütmenin durdurulması ve iptal rulması ve anayasal güvenceye bağlanması geduğu dönemlerde Türk Silahh Kuvvetleri'nin kararları bekletilmeden yerine getirilmeli; ge rekir. Bu yöntem, adli hizmetin daha düzenkullanılmasına, sorumluluğu olmayan cum cikmelerde kişisel kusuru olan görevliler, do li, güvenli ve iyi çalışmasını sağlar. Adli hatahurbaşkanının doğrudan karar verebilmesi ğan zarardan ügililere karşı doğrudan sorumlu lar azalır. Işkence iddialarının geniş oranda yanlıştır. Sorumluluk hükümetindir. O halde tutulabilmelidirler. önüne geçilmiş olur. bu konuda "Cumhurbaşkanının başkanlığın tçişleri Bakanı'run, seçimle gelmiş yerel Anayasa Mahkemesi için bir sorun olan Yeni Anayasada OrganlarKunımlar PENCERE 16 TEMMUZ 1991 "Gaflet,Da(aletwe Hatta..." Kendimizi kandırmayalım Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yürütmenin etki alarundan çıkarılarak bu suretle mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesi sağlanmalıdır. Kurulun asil ve yedek üyelerinin çoğunluğu önceleri olduğu gibi Yargıtay ve Damştay genel kurulunca doğrudan seçilen üyelerden oluşmalı, kurula Üniversitelerarası Kurul'un ve Türkiye Barolar Birliği'nin belli nitelikli hukukçular arasından seçecekleri üyeler de katılmalıdır. Kendimizi kandırmayalım; bugüne kadar yaşanandan farklı biçimde devrim yasalarına uyulacak ve hükümleri uygulanacaksa, o zaman bu kurallar anayasaca korunmalıdır. Ağır tarihsel vebal'den ve ciddi bir hukuk saptınnası'ndan kurtulmak için Atatürkün Vasiyetnamesi'ne uygun Dil ve Tarih Kurtımlan yeniden oluşturulmaL, kendilerine eski mal varlıkları iade edilerek çalışmalan yeniden sağlanmalıdır. Söylenecek daha çok şey olduğu bilinciyle, bu yaşamsal konuya eğileceklere başarılar diliyorum. HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD halaylarımız sürüyor, sürecek, bu yürekler hiç susmayacak Demirkırat Öyküsü II. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 19231945 arası yaptıklartndan hoşlanmayan seçmenler, Türkiye'nin polrtika yapısına yeni bir düzen getireceğini ileri süren Demirkıratlılara koşar adım katılmışlardı. Oysa, Demokrat görüntünün kalın perdesi altında demokrasi toplumundan gayri her şey vardı. Büyük toprak ağaları başı çekiyordu. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllannda karaborsacılıkla yüklü varlığa ulaşmış yeni variıklı çevreler de bu yeni gidişten yana görünüyorlardı. Sözün kısası, her kafadan bir ses çıkıyordu. İnönü'nün politikacı kişiliği, yürürlükte olanı incitmeden, aşırı sarsmadan, kimi önemsiz düzenlemelerle bir şeyler yapabilmekti! Ne var ki, bir yandan olumlu girişimler başarıyor, fakat en ufak bir engel karşısında gerileyiveriyordu. Köy Enstitüleri gibi çok ilginç bir girişime sağ çevreler karşı çıkınca geriliyor ve kısa sürede bu olağanüstü kuruluşları kendi eliyle yok ediyordu. Dünya klasiklerınin önsözünü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel'le imzaladığını unutmuş görünüyordu. Dış ilişkilerle dünyanın gidişine ayak uydurmuş görünürken Türkiye'nin toplum yapısıyla ilgili durumlarda sağa kayıyordu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin sağ kanadı olan Anadolucu'laria işbirliği yapıyordu. 1950 seçimlerini ağır bir yenilgiyle yitirmiş olmasının nedenini nasıl yorumladığı belli değildi. Tuttuğu yolun kendisi için olduğu kadar partisi için de olumsuz sonuçlar getireceğini kavramamışa benziyordu. Tutarsız ve olumsuz bocalamayla dopdolu bir gidişti CHP'nin 19451955 durumu. Bu dönemde partinin gidişini açıklamak için başvurulan kimi sloganlar bu görüşü destekler: Çok partili demokrasiye geçiş (demokrasinin tek partilisi olurmuş gibi!), ortadirek, ortanın solu benzeri laflar... Fakat bu bocalama uzun sürmedi. 1952 sonbaharında izmir'de başlayıp Balıkesir'e girmeden son bulmuş olan Ege gezisi, İnönü'nün politikacı kişiliğini ortaya koydu. İzmir'de başlayıp Balıkesir'e yirmi kilometre kala yarıda kalan bu gezi, İnönü'nün politikacı kişiliği açısından ilginçtir. Manisa'da CHP il başkanının akşam yemeğinde başlayan ve Balıkesir'e yirmi kilometre kala kopuveren Ege gezisi! İnönü'nün sağında Manisa CHP il başkanı oturuyordu. Bir ara CHP Balıkesir il başkan yardımcısı Paşa'ya yaklaştı ve usul sesle bir şeyler söyledi. Balıkesir'de durumun çok gergi.ı olduğunu, Balıkesir'e geldiğinde olaylar çıkabiieceğini ve 1 bu geziden vazgeçmesini usui sesle rica ediyordu. Inönü nün sesi birden yükseldi. Öfkelenmişti: "Ne olmuş! . Üç beş baldırıçıplak var diye yolumuzdan mı döneceğiz? Biz Kuvayı Milliye görmüş insanlarız. Balıkesir'e geleceğiz!" Bu sözleri, kırk bu kadar yıldır arada bir duyar gibi olurum. İnönü'nün derinden derine ve etkileyici sesiyle... Balıkesir'e yirmi kilometre kala, Mandıra denilen yerde İnönü birden değişti ve "Gazeteci arkadaşlar Balıkesir'e gidip durumu yakından görsünler!" dedi. Gittik ve gördük. Dehşet verici bir görüntüydü. Her yer yıkılmış, CHP bayrakiarı parçalanmış ve bir komiser öldürülmüştü. Mandıra'ya döndük. Gördüklerimizi anlatmak gerekmedi. Biz yoldayken Balıkesir valisi gelmiş ve "Paşam durum çok gergin, sorumluluğu ben üstüme alamam!" diye uyarmıştı. Dün gece "Kuvayı Milliye'yi yaşamış insanlarız. Uç beş baldınçıplak var diye yolumuzdan mı döneceğiz" diye kükremiş olan Ismet İnönü, Balıkesir'e gitmekten vazgeçmişti. Devlet adamı İnönü'nün, bürokratasker işbirliğine dayalı politikası ağır basmıştı. Kurulu düzenin savunucusu olan valinin otoritesi sarsılmamalıydı. Canımız Kızımız, Ablamız, EDAmız Öldürüldü. Gülmüyor, Konuşmuyor şimdi! t M l l meydanlarda ve coşku dolu halaylarda dillerden düşmeyecek en son kaseti: "BİZE ÖLÜM YOK 1 lüm kasetçiUrde. ADA YAYINCILIK v e MÜZİK TİCARET LTD. ŞTİ. Seçkın yapımkmn ünuosı Merkn Şubt I M Ç 5 B t * No 5322 Unkapanı İSTANBUI Tel 513 X S 4 ZatoÇarşısNo 27 Yen^eKr• *NMRA Tel 13150 63 19'uncu yüzyıl boyunca "Şark Meselesi" (Doğu Sorunu) Batı'yı uğraştırdı. Gerçekte "Şark Meselesi" emperyalist ülkelerin sorunuydu; Balkanlar'dan Basra'ya kadar uzanan imparatortuğun toprakları üzerinde paylaşım kavgasıydı. Osmanlı Devleti, 19'uncu yüzyılda, Batı'nın dayatmasıyla liberal ekonomiyi benimsedi; ama Avrupa'ya yaranamadı; Düveli Muazzama, Osmanlı sınırları içinde yaşayan etnik grupların haklarını savunmayı da üstlenmişti; demokrasi ve özgürlükler alanında sürekli baskı altındaydık; gırtlağımıza kadar borçlandırıimıştık. "Şark Meselesi" nasıl noktalandı? İki dönüm noktası var: 1917 Devrimi dünya dengelerini değiştirdi... 1923 noktayı koydu. Lozan'da, hesaplaşmanın hukuk yanı çözümlendi; savaş ve devrimle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, meşru sınırlarını saptamıştı; Batı'nın hırslı emperyalistleri, Ortadoğu'da Osmanlıdan artakalan topraklara el koydular. • 1917'nin İkinci Dünya Savaşı'yla yayılması ve 1989'da cözülmesiyle dünya dengelerinde oluşan gelgitler, bu köşeye sığacak boyutlarda değildir; ama sonuçta bugün "Şark Meselesi" yerine "Ortadoğu Sorunu" yine gündemin birinci maddesini oluşturuyor ve gezegenimizin en sıcak bölgesinde yaşıyoruz. Batı (Avrupa ve Amerika) Türkiye'yi Ortadoğu sorunu içine itmekte yarışıyorlar. Osmanh'da Batı'nın eli Anadolu'nun içindeydi, bugün de içindedir; etnik sorunlar Avrupa'nın gündemindeydi, bugün de gündemin ilk sıralarındadır; Ermenistan ve Kürdistan üzerine varsayımlarla siyaset oluşturuluyor. Tarih elbette yinelenmez, yenilenir; 19'uncu yüzyılın koşullarıyla bugünküler arasında benzerlik kadar ayrım da vardır. Bununla birlikte 21'inci yüzyıla doğru Türkiye'nin ekonomisi sözde liberal; ama siyasal rejimi değil. Batı, bizi insan haklan ve özgüriükler sorununda sanık sandalyesine oturtuyor; etnik sorunlarımızı da suç dosyasına ekleyerek... Yeniden "Hasta Adam" mı olduk? 50 milyar dolarlık dış borcu da sırtımıza kambur gibi vurursanız, Türkiye'nin pek sağlıklı bir görüntü vermediği ortaya çıkar. istanbul'a gömülen Osmanlı Ankara'da hortlamış, Batı'nın karsısında el pençe divan durmuştur. • Gizli ya da açık tartışılıyor: "Lozan'dan vaz mı geçeceğiz? Sevr, daha çağdaş bir antlaşma değil miydi? öyie ya, halklara özgüriük veriyordu. Türk, suçludur; Ermeniyi kırmıştır; Kürtü baskı altına almıştır. Anadolu, yeniden paylaşılmalıdır. Nereye kadar Ermenistan? Nereye kadar Kürdistan? Haa.. Yunanı Rumu da unutmayml.. Doğusu bir yana, Anadolu'nun batısı da bizim değil. Hepsi kurtlar sofrasında bölüşülecek. Ermeni de Kürt de büyük müttefikimiz Amerika'ya bel bağlamış görünüyor. Ortadoğu haritası yeniden çizilmeyecek mi? 20'nci yüzyılın ilk çeyreğinde kurulan Atatürk Cumhuriyeti'nin sonu 21'inci yüzyıla ya çıkar, ya çıkmaz..." Hiç kimse kendi kendisini aldatmasın!.. Bütün bunlar dışarıda ve içeride dile getiriliyor; lafta da kalmıyor; eylemde epey yol almış sayılıyor. • Ya biz ne yapıyoruz? Adı üstünde: "Olağanüstü Hal Bölgesi!.." Sen kendi ülkende doğru dürüst sahip çıkıp denetleyemediğin yurt toprağında ne akılla yabancı askeri gücü konuşlandırıyorsun? Sınırdaş komşu ülkenin iç işine müdahale için bir "süper devlet"e atlama tahtası konumuna nasıl geçersin? "Olağanüstü Hal Bölgesi"nde ABD'ye nasıl "olağanüstü" yetkiler tanırsın? Ortadoğu sorunu "Şark Meselesi"ne mi dönüştü? "Osmanlı hamakatı" Ankara'da ağır mı basıyor?' Bir büyük devlete dayanarak Türkiye'de iktidar koltuğunu koruyabilmek oyununu göze alanlar, nasıl bir gaflet, dalalet ve hatta ihanet içine düşeceklerini biliyorlar mı? EDA ZEYNEP BERK (1964) Ailesi UGUR MUMCU Berk, Erdoğdu, Say KÜRT İSLAM AYAKLANMASI 19191925 Sevgili hocamız, değerli bilim adamı DOĞAL HAYATI KORUMA DERNEĞİ VVANTS to empioy a OFFICE MANAGER DHKD is one of the largest and most dynamic conservation organisations in Turkey, active in the field of bird conservation, wetland projects, coastal management and education. For the DHKD OFICE in ülus, with 12 fulltime staff, DHKD is looking for an Office Manager. Ideal candidate vvould be a Turkish citizen with a good vvorking knovvledge of English, be a univerity graduate, 2840 years old, and preferably live in the European part of İstanbul. Please send your c.v. to Melda Karahan, DHKD, PK 18, 80810 Bebekİstanbul, or by fax 179 55 44. For more information Melda Karahan 179 01 39/40. FEHM YAVUZ'u kaybettik. Ailesinin, tüm Mulkiyelilerin ve dostlarının başı sağolsun. MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ GENEL MERKEZİ Karanbk güçlerce katledilen Vedat AYDIN ve cenaze törenine giderken yitirdiğimiz IHD Adana Şube Başkanı ELtF TUNCER ,şube üyeleri HASAN ÜZÜM ve YUSUF ÜZÜM, TÜMBEl^SEN üyeleri tMAM TURAN ve CELAL ÖLÇMEZ'i saygıyla anıyoruz. Anıları Mücadelemizde Yaşayacaktır. TÜMBELSEN Ankara Temsilciliği Yeni açılan otelimizin tanıtımı amacıvla Şimdi Tatil Yapın isteme adresi TEKİN YAYEVEVİ CağalogluİSTANBUL Bedava 2. Tatil Kazanın! Üstelik isminizde bulunan PEDASA daki her harf için siirpriz indirimle. Olağanüstü manzaralı bahçeli veya suit odalarda. sabahak^am açık büfe 7 gece ki^i ba^ına 590 bin TL. 18 yakından küçükler ucretsizdir Eski meslektaşımız, Halkın Emek Partisi Diyarbakır İl Başkanı MERZİFON ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1990/322 Davacı Rıza Aslan tarafından davalılar H. Hüseyin Taciroğullan, Şevket Çağlayan ve Ziya Bal aleyhine açılmış bulunan 20.000.000 TL'lik alacak davasımn duruşmasında: Davalı ZİYA BAL (Yavuzselim Mah. Civar Sokak No: 6 Çubuk/ANKARA) adresine çıkartılan davetiye bila tebliğ iade edilmiş olup C. Savcılığı'nca da yaptırılan araştırmada adresi tespit edilemediğinden davah Ziya Bal adına duruşma gününü bildirir davetiyenin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Karar gereğince davalı Ziya Bal'ın mahkememize ait 1990/322 esas sayılı dosyasında duruşma gunü bulunan 27.9.1991 günü saat 09.00'da davalı olarak duruşmada hazır bulunması davetiye yerine kaim olmak uzere ilan olunur. VEDAT AYDIN'ın ve onun cenazesinde diğer yurttaşlarımızın öldürülüşünü nefretle kınıyoruz. Diyarbakır'da öldürülenlerin ve cenazeye giderken trafik anarşisine kurban giden Insan Haklan Derneği Adana Şubesi Başkanı ve arkadaşlannın yakınlanna ve Insan Haklan Derneği'ne başsağlığı diliyoruz. Herkesi, en temel hak olan yaşama hakkını savunmaya çağınyoruz. EĞİTÎMİŞ SENDİKASI GENEL MERKEZİ U lnıb.ıl 157 60 87 T.C KEŞAN ASLİYE İKİNCİ HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1990/326 Karar No: 1991/86 Davaa Keşan Belediye Başkanhğı Vekili Av. Şakir Öner tarafından davalüar Nuriye Tuıkân Oğan vs. aleyhlerine açılan kamulaştırma nedeniyle tescil davasımn yapılan açık yargılaması sonunda: Dava konusu edilen Keşan ilçesi, Yenicami mahallesi, 501 ada 4 parselin 7/16 hisse Mustafa oğlu Halil Ünlu, 7/16 hisse Bekir Sıtkı ve 2/16 hisse Zihniye adlarına kayıtlı tapu kaydının kamulaştırma Yasası'mn 17. maddesi gereğince iptali ile Keşan Belediye Başkanlığı adına tapuya tesciline karar verilmiş olup, mahkeme kararı davalılardan Bekir Sıtkı ile Zihniye'ye tebliğ edilemediği, >apılan zabıta araştırmasına rağmen de adresleri tespit edilemediğinden iş bu ilanın davalılar Bekir Sıtkı ile Zihniye'ye karar tebliği yerine kaim olmak ttzere ilanen tebliğ olunur. 13.5.1991 Basın: 48247 Niltur Klmadağ 146 < 2(V21/2223 Kadıkoy 337 3006337 401)6 Ankara II1W h m i r : i 87 1321 «5 86 Bursa 21 Ifl W21 M ) t r T.C HINIS KADASTRO MAHKEMESİ 1981/176 Davacı Karaçoban İlcesi Hazinesi'nin davalılar Molladavut köyunden Zeliha Kaya ve moşterekleri aleyhine ikame ettiği 78, 79, 183, 186 nolu parseller hakkındaki komisyon karannın iptali davasın'a ilişkin dava dilekçesi Zeliha Kaya varislerinden Reis Kaya'ya tebliğ edilemediğinden, adına ilanen tebliğat yapılmasına karar verilmiş olmakla Reis Kaya'nın duruşmamn atılı bulunduğu 9.8.1991 günü saat 9.30'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde yargılamanın gıyabında devam edeceği hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Jl.5.1991 Basın: 48284 AaKAYBEVHZ Belediyemiz çalışanlarından ÇAYELİ SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN DOSYA NO: 990/59 Gundüzleyin bina dahilinde hırsızlık suçundan sanık Ümit Demirdağ hakkında açılan davanın yapılan yargılaması sonunda: Sanık Çukurluhoca köyü nüfusuna kayıtlı Salim oğlu 1973 doğumlu ÜMİT DEMİRDAC'ın tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden kararın ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukarıda adı geçen sanığa mahkememizce verilen 5.11.1990 gün ve 990/59 Esas, 990/73 Karar sayılı hükmü ile 500.000 TL ağır para cezası verilmesine karar verilmiştir. tlan tarihinden itibaren 7 gün içinde temyiz edilmediği takdirde kararın kesinleşmiş sayılacağı karar yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. VEYSEL SAMANUOĞLU 14.07.1991 tarihinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun ailesine başsağlığı dileriz. ŞİŞLİ BELEDtYE BAŞKANI FATMA GİRİK ve BELEDtYE ÇALIŞANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle