18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER C.Savcılıklanrun memurların sendika kurmasının ve sendikalara üye olmasının suç oluşturmadığına ilişkin kararlarından sonra yönetsel yargı yerleri de İstanbul Valiliği'nin hukuksal dayanaktan yoksun işlemlerinin iptali istemiyle açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı vermiş ve valilik itirazını reddetmişlerdir. Babkesir 1. Sulh Ceza Mahkemesi de 2821 sayılı Sendikalar Yasası'na 'muhalefet etmek suretiyle kanunen sendika hakkı ve yetkisi olmayan kimselerin sendikc kurması, temsilcilik etmesi, üye kaydı yapması, üye aidatı toplaması ve kendilerini de üye kaydettirmesi' suçu işlediği gerekçesiyle açılan davada, Eğitimİş üyesi 123 öğretmenin beraatine karar vermiştir. Dolayısıyla insan haklarına saygılı sosyal hukuk devleti yöneticileri olarak, hükümet üyelerinin ve yönetsel yetkililerin gerçek dışı açıklama ve geçerliliğiru yitirmiş gerekçeler ile sivil toplumun ergin yurttaşlan olarak uluslararası hukukun güvenceye aldığı sendikal haklarını kullanan memurlann önüne çıkmaması gerekir. Yargı yerlerimiz, anayasa gereğince ulusal hukukumuzun doğrudan ve kendiliğinden uygulanabilir bir parçasma dönüşen onaylanmış uluslararası sözleşmeleri de göz önünde bulundurarak verecekleri kararlarla, memur sendikalaşmasının önüne çıkarılan dayanaksız yönetsel engellerin aşılmasını ve ülkemizin Avrupa'da memurlan sendikal haklardan yoksun tek Ulke olma utancından kurtarılmasını sağlayacaktır. 1 Cumhuriyet, 4.7.1991 2 Adnan Kahveci, 'Personel Rejiminde Reform mu?', Milliyet, 23.6.1991, Milliyet, 16.6.1991 3 Mesut Gülmez, Memuriar ve Sendikal Haklar (Türkiye'de ve Dünya'da), Imge Yayınevi, 1990, s. 162163 ve 189. parlamento erki ile sendikaların erki bağdaştınlmış; daha doğrusu parlamentolar, memurlann ücret ve çalışma koşullannı düzenleme yetkisinden sendikalar yaranna vazgeçmişlerdir. Kuşkusuz ülkelerin bu alanda benimsediği , sistemler değişiktir. Ancak memurlann sendikal hakları konusunda dünyadaki gelişmeYargı yerlerimiz, anayasa gereğince ulusal hukukumuzun nin doğrultusu ve vardığı nokta, ücret ve çadoğrudan ve kendiliğinden uygulanabilir bir parçasma dönüşen lışma koşullannın belirlenmesine ilişkin karar ayrıcalığının paylaşılması, memurların sendionaylanmış uluslararası sözleşmeleri de göz önünde kaları aracılığıyla bu süreçlere katılmasıdır. bulundurarak verecekleri kararlarla, memur sendikalaşmasının Üstelik bu gelişmeler, yasaları önceleyerek uygulamada 'fiilen' ortaya çıkmış ve devletin tek önüne çıkanlan dayanaksız yönetsel engellerin aşılmasını ve ülkemizin Avrupa'da mcmurları sendikal haklardan yoksun tek yanh düzenleme yetkisi, sendikaların giderek artan gücüne ve etkinliğine koşut olarak kısıtlanmıştır. ülke olma utancından kurtarılmasını sağlayacaktır. Sayın Kahveci'nin Avrupa'da kamu çalışanlannın sendikalaşması konusunda aktardığı Prof. Dr. MESUT GÜLMEZ TODAİE Öğretim Üyesi bilgiler de gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü Ülkemizi katı bir 'mevzuatçı' anlayışla yö'Memurlann sendikalaşmasıru gündeme ge kimi kısıtlamalar öngörmekle birlikte Avusnetenler ve hukuk düzenini salt ulusal yasa tiren ilk Maliye Bakanı' olduğunu söyleyen Sa turya, Birleşik Krallık, Danimarka, F.Almanlarla sımrlı görenler, memurlann 1987'de baş yın Kahveci ise geçerliliğini çoktan yitirmiş bir ya, Finlandiya, tsveç, Lüksemburg ve Norveç, layan ve 1990 ortalarında somutlaşarak süren gerekçeyle memur sendikacılığına karşı çık mesleksel çıkarlarını savunmaları amacıyla sionurlu sendikalaşma istem ve girişimlerine maktadır. Ücret konusunda 'sendikanın erki lahlı kuvvetlere örgütlenme hakkı tammış olan karşı çıkmaktan, olur olmaz gerekçeler yara ile Meclis'in erkinin devamlı çatışacağını1, bu Avrupa ülkeleridir. Bu ülkeler yanı sıra Beltarak engeller çıkarmaktan ve kafaları karış durumda 'tüm ülkeyi temsil eden Meclis er çika, Fransa, Hollanda, İrlanda ve Izlanda da tırmaktan geri kalmıyorlar. k i n i n d a h a y u k s e k o l m a s ı g e r e k l i ğ i n r s a v u n a n polise örgütlenme hakkı tanıyan Batılı ülkeYenı hükümetın yeni Çalışma ve Sosyal Gü sayın bakana göre söz konusu açmazın çözüm lerdir. Öte yandan grev hakkını kamu görevvenlık Bakanı Sayın Emiroğlu, memurlann yolu kendisinin benimsemediği, ancak fazla lilerine yasayla tanıyan Avrupa ülkeleri de şunsendika hakkı konusunda 'anayasal engeller olduğunu belirttiği memur sayısının eritilme lardır: Finlandiya, Fransa, Ispanya, îsveç, İtalbulunduğunu' ileri sürmüş ve ilk anayasa de sidir.2 Oysa sendikal hakların memurlarca ya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz ve Yunağişikliğinde bu konudaki engellerin kaldınl kullanılmasına karşı öne sürülen, devlet ile nistan.3 Dolayısıyla memur sendikalaşmasımasının gündeme gelebileceğini belirtmiştir.' memur arasındaki çalışma ilişkisinin tek yan na, ne parlamentonun erkiyle çatışacağı ne de Oysa anayasanın bu konuyu düzenlememiş ol lılığı ve otoriterliği anlayışından esinlenen ve 'Avrupa'da gerçek anlamda memur sendikamasının hakkın kullanılması için bir engel özünde de devletin biricik üstün ve egemen laşması yapabilen ülke hemen hemen yoktur' oluşturmadığı, salt 'anayasal güvence'den yok güç olduğu görüşüne dayanan gerekçeler ge gibi gerekçelerle karşı çıkılması olanaklıdır. sun kalması sonucunu doğurduğu açıktır. Sa çerliliğini çoktan yitirmiştir. Yitirdiği içindir Memur sayısının çokluğu savı ise, gerçekte yın Emıroğlu'na, selefi Sayın Aykut ile Milli ki memurlara sendika hakkını yasaklayan Bo sendikalaşmayı erteleme amacı taşımaktadır. Eğitim Bakanı Sayın Akyol'un başlangıçta sa livya, Çad, Ekvador, Liberya, Nikaragua Tayöte yandan memur sendikacılığının önünvundukları bu yanhş görüşten vazgeçtiklerini land ve Yemen gibi ülkeler dışında, demokra de hiçbir yasal engel bulunmadığı, yargı yerde aynca anımsatmakta yarar vardır. tik ve insan haklarına saygılı tüm ülkelerde lerinin kararlanvla da onavlanmaktadır. Memur Sendikacüığıııa İlişkin Yanlış Görüsler... PENCERE 11 TEMMUZ 1991 EVET/HAYIR OKTflYAKBAL "Slovenya'da bir buçuk milyon insan yaşıyor. Yugoslavya: nın en aydın bölgesi. Anlattıklarına göre bu bir buçuk milyon insanın hemen hepsi okuryazar. Okuma yazma bilmeyenlerin nispeti yüzde yarım! İnanılmayacak bir şey, ama gerçek böyle. Slovenya arazi bakımından Sırbistan'ın dokuzda biri kadar. Sırbistan 14 milyon, Slovenya bir buçuk milyon. Hırvatistan'ın ise hem arazi hem de nüfus bakımından yarısından daha küçük. Böyleyken kültür alanında hepsini geri bırakıyor. İşte size birkaç sayı: 14 milyonluk Sırbistan'da 71 müze, 16 tiyatro, 589 sinema var. Bir buçuk milyonluk Slovenya'da 31 müze, 6 tiyatro, 246 sinema bulunuyor. 140 bin nüfuslu başkent Ljubljana'da çıkan gündelik 'Delo' gazetesinin tirajı 83 bin." Bu satırları 1961'de yazmıştım. Beş kişilik bir gazeteci kuruluyla Yugoslavya'da yaptığımız on beş günlük bir geziden dönüşümde... "Hiroşimalar Olmasın"ın Çağdaş Yayınlar'daki ilk basımında "Yugoslavya'da On Beş Gün" adlı bölümde Slovenya izlenimlerini okuyorum. Beni Yugoslavya'da en çok etkileyen cumhuriyet Slovenya olmuş. Üç milyar dinarlık devlet bütçesinin üçte birini kültür çalışmalarına ayıran bir toplum kişiyi etkılemez mi? Bakın daha neler yazmışım? "Slovenlerin kişisel hayatları da günden güne refaha gidiyor. 140 bin nüfuslu Ljubljana'da eskkjen 3800 özel taşıt varmış, şimdi bu sayı 14 bine çıkmış. Şehir dümdüz olduğu için bisiklet de çok tutuluyor. Sokaklarda sıra sıra bisikletliler. Genci ihtiyarı, çocuğu kadını bisiklet üzerinde. Sinema kapılannda bisikletter üst üste yığılmış duruyor. Bu kadar bisiklet arasında herkes kendi bisikletini nasıl buluyor? Şaşılacak şey! Kentte ve yakınlarında yaşayan 400 bin kişinin 180 bin bisikleti varmış. Yugoslavya'nın en ileri bölgesi. Aylıklar son bir yılda yüzde 60 artmış. Belediye Başkanı Mikos Borıs'in anlattığına göre Slovenya'nın 19551970 yılı için hazırlanan programını 1961'de gerçekleştirmiş. Yani 9 yıl önceden!" Uluslararası gravür sergisi açılmıştı o günlerde. Dört Türk sanatçısının da yapıtları vardı. Galeri yirmi salondan oluşmuştu. 140 bin nüfuslu Ljubljana'da bu denli görkemli bir sergievini gezerken İstanbul'daki biricik Belediye Sanat Galerisini anımsamıştım. Türkiye'de televizyonun sözü bile geçmezken Ljubljana'da bir TV istasyonunun bulunması da az şaşırtıcı değildi. Dediğim gibi temmuz 1961'deydik. Tam otuz yıl önce... Bugün Slovenya'nın hangi uygarlık aşamasına ulaştığını düşünmek kolay! O günlerde Slovenya konusunda şu bilgileri vermişim: "Slovenya'da halkın yüzde 93'ünün sağlık sigortası var. işçiler, köylüler, memuriar hep sigortalı. Hekimler sağlık sigortasının aylıklı görevlileri. Slovenya'da doğum kontrolü diye bir şey yok. Nüfus ne kadar artarsa memnun oluyorlar. Çocuk ölümleri nispeti 1955'te binde 11 iken 1960'ta binde beşe düşmüş. Çocuk ölümlerinin azalmasına sebep kadınların doğum öncesi ve sonrasında itinalı bakımı. Bir buçuk milyon nüfuslu ülkede 5 sanatoryum, üç hastane, bir klinik, bir kemik veremi hastanesi var. Doktor sayısı da çok. Yirmi hastaya bir doktor düşüyor. Nüfus başına ise 1200 kişiye bir hekim. Her yıl bin doktor fakülteden mezun oluyor." Slovenler, uzun süre AvusturyaMacaristan İmparatorluğu1 nun bir parçası olarak yaşamışlar. Ancak 1918'den sonra Yugoslavya ile birleşmişler. Yine de Slovenlerin bir bölümü italya'da, bir bölümü Avusturya'da kalmış. Birtürlü Yugoslavya1 nın yaşamına ayak uyduramamışlar. Bunun başlıca nedenlerinden biri Slovenlerin Katolikliği benimsemiş olmaları, Avusturya'ya bağlı olarak yaşamaları. Sırplarla hiçbir yakınlıkları bulunmaması... Bir Sloven yazarı bize gerçeği şöyle belirtmişti: "Burası Yugoslavya'dır, ama aynı zamanda Slovenya Cumhuriyeti'dir. Biz Yugoslav olduğumuz kadar da Sloveniz. Bunu unutmayın. Ljubljana bir kültür merkezidir. Mesela CallasBelgrad'agelipbirkonser verse muhakkak Ljubljana'ya da gelir.Covent Garden,Belgrad'da birkonser verse, haftaya buradadır." Jaka Stular adlı yazar bize şu bilgileri vermişti: "Türkler Slovenya'da fazla kalmamışlar, gelmiş geçmişler. Kaldıkları az zamanda önemli işler yapmışlar. Slovenya'nın ilk kadastro defterleri Türklerin zamanında hazırlanmış." Bugünlerde Sloven halkı ağır bir sınavdan geçmekte. Bir türlü alışamadıkları, benimseyemedikleri Yugoslavya Federasyonu'ndan ayrılmak, kendi başlarına bağımsız yaşamak istiyorlar. Önemli gelirlerinin büyük bölümünü Yugoslavya için harcamaktan bıkmışlar. Her açıdan ayn ülkülere sahip uygar bir topluluğun özlemlerine kim 'hayır' diyebilir? Slovenya Anıları: 1961 Fazla söze gerek yok. %434 VakıfBank, Haziran 1990Haziran 1991 döneminin karşılaştırmalı kar/zarar tablosunu sunuyor. Gururla. u .• • "Türkiye'de işkence yaygın ve sistemli olarak yıllardır sürmektedir. Terörle Mücadele Kanunu'ndan sonra polis gözetimindeyken işkenceye uğradıklannı söyteyenlerin iddialannı soruşturmak, suçlular hakkında kovusturma yapmak ve dava açmak daha güçleşmiştir. Türkiye'de halen binlerce siyasal tutuklu bulunmaktadır. Yüzlercesi uluslararası ölçütle adil sayılamayacak yargılamalar sonucu hapis ya da ölüm cezasına çarptırılmışlardır. (Cumhuriyet 10 Temmuz 1991)" • "Türkiye ç a ğ atladı..." Değil mi? Yalan, hiçbir zaman b u g ü n k ü kadar utanmaz, arsız, küstah, rezil olmamıştı... Doğtv'nun kimseye bakacak yüzü yok!.. >» • >• • Uyanık olun... Bir geceyarısı evinizin kapısı çalınabilir. Eşikte üç dört adam... Ne istiyorsunuz? Polis... Ne yapacaksınız? Emir var, evinizi arayacağız, sizi de gör&vli makama teslim edeceğiz. İsterseniz yüreklenip kimlik belgelerini sorun. Gösterebilirter. İçinizden bir kuşku geçer: Sahte mi, gerçek mi? Peki, kapınızı çalanlar gerçek polislerse, gönlünüzde bir güven duygusu oluşur mu? Yok canım. Sizi nereye götürecekleh belli değil ki!.. Kimi zaman kapınıza dayanan sıradan polistir. Emir kulu, sizi alıp görevli gruba havale edecek. Memuriar 'yüksek yerden' gelen buyrukları uygularlar. Kimi zaman da gelenler 'özel ekip'tir; sizi evden alıp arabaya attıkları anda şenlik başlar. Ne o? inanmıyor musunuz? İnşallah başınıza gelmez; ama geldiğinde iş işten geçmiştir. • Geçenlerde gazeteci arkadaşımız Deniz Teztel'i sabaha karşı evinden alıp götürdüler. Nereye? Sorguya götürdüler elbet. Ne var ki bu gibi durumiarda gözaltına alınan kişinin dünya ile ilişkisi kesiliyor; herkeste bir korku başlıyor; kuşkular tohumlanıyor; toplum ürkütülmüştür; kişi kurmaya başlıyor: Elbette bir şey yapmıştır canım!.. Ya bir gizli örgütie ilişkisi varsa? En iyisi ben geride durayım; işin aslını astarını öğrenmeden konuşmayayım; yazı da yazmayayım; sonra ben d okkanın altına gidebilirim; her koyun kendi bacağından asılır; etiiye sütlüye karışmadan yaşamak en iyisi; sesimi çıkanrsam beni de götürebilirler. Birini evinden alıp götürdüler mi, çoğu insan harnam böceği gibi olduğu yerde kıvrılıyor. HEP (Halkın Emek Partisi) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ı 5 temmuz geceyarısı evinden alıp götürdüler. Başkanın ölüsü bir köprü altında bulundu. Kim yaptı bu işi? Eşkıya mı? Polis mi? Geceyarısı kapıya dayananlar polis olduklarını söylemişler; ama kuşkulu... Kimine göre de devletin içine yuvalanmış çekirdek örgütün elemanları bu işi yapmış. İşin kötüsü kimsede devlet güçlerine güven kalmadığından, herkes 'olur mu olur' diyor... HEP Gaziantep İl Başkanı Abdülselam Sadık da önceki gece evinin kapısına dayanan polislere kapıyı açmamış. HEP İl Başkanı diyor ki: 'Gelenlerin elinde telsiz vardı, kapıyı üç dörtkere zoriadh lar. Diyarbakır'da yaşanan olayın benim başıma da geleceğini düşünerek kapıyı açmadım." • Peki, bu gidişin sonucu ne? Sonuç Uluslararası Af Örgütü (Amnesty Internationaf) 1991 raporunda yazılı: Dikkat, DikkatL 30.06.1990 Net Faiz Gelirleri Vergi Öncesi Kar Vergi Karşıhğı Net Kar Rakamlar mılyon TL olarak verılmıştır. 30.06.1991 520.100 252.500 30.000 222.500 244.542 79.208 28.000 51.208 Sevgili ve değerli arkadaşlarunız İHD Adana Şube Başkanı Av. ELİF TUNCER İHD Adana Yönetim Kurulu Üyesi VakıfBank'ın net karı 222,5 milyar TL. Artış %434. Sizce büyük sözlere gerek var mı? HASANÜZÜM İHD Adana Yönetim Kurulu Üyesi CELALÖLÇMEZ Üyelerimiz YUSUFÜZÜM MıfBönk TürkiyeVakıflarBankası ve İMAMTURAJV'ı karanlık odaklar tarafından öldürülen 21. Yüzyıl Bankacıhğı VEDAT AYDIN'ın cenaze törenine giderken geçirdikleri trafik kazasmda yitirdik. Acıhyız Acıhyız Acıhyız TERÖR YASASI İŞLEMEYE OEVAM EDİYOR Soruyoruz: Şimdi Sıra Kimde? Ankara'da VeH GELEŞ, İstanbul: Hasanpaşa'da Hatlca DİLEK, İsmail ORAL Kanarya'da Murtaza KAYA Sultançiftlıği'nde Nilgün ODA Beşıktaşta Perihan DEMİREL Avcılar'da All ALPDOĞAN, Kemal KARATAY Katledıldıler Diyarbakır: İHD şubesı, Ûzgur Halk ve Medya Güneşi dergilerinin bürolan. HEP eski il başkanı Av. Mu*tafa ÖZER'ın arabası bombalandı. Şırnak Uludere ilçesı Hılal kasabası Belediye Başkanı Yakup KARA ve 4 arkadaşı ölduruldü. Batman İHD şube yönetıcısi M. Sıddık TAN'ın arabasına bomba koyuldu, Van Gurbulak'ta İsmail EFE öldüruldu VE ŞİMDİ HEP Diyarbakır il Başkanı ölum mangaları tarafından katledıldi. Sessız kalmak. katliamlara taraf olmaktır Uygulanan terörü kınıyor. tum duyarlı insanları katliamlara karşı çıkmaya davet edıyoruz DERGİLER PLATFORMU; DENGDEVRİMCİ MÜCADELEEMEKEMEĞİN BAYRAĞIGELENEKHALK DEMOKflASİSİHAZİRANHEDEFİŞÇİLERİN SESİİŞÇİLER VE POÜTİKAKOMUNMEDYA GUNEŞİNEVVROZODAKÖZGÜR HALKSOSYALİZMYENİ DEMOKRASİ tNSAN HAKLARI DERNEĞİ GENEL MERKEZt TÜRKİYE tNSAN HAKLARI VAKFI tNSAN HAKLARI DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ 1972Çorum 1991 Yürekle Direnişi ve fedakârlığıyla mücadelemizde Bayraklaşan VEEAT VE TEŞEKKÜR Sevgili annemiz TURKIYE YAZARLAR SENDİKASI'NDAN DUYURU ADRES DEĞİŞİKLİĞİ Sendika genel merkezimiz Kabataş. Setüstü, Ömer Avni Mh. İnebolu Sk. No: 67 İstanbul adresine taşınmıştır. Yeni telefon numaramız 152 19 30'dur Üyelerimize ve ilgililere duyurulur PERİHAN DEMİRER Yoldaşı unutmadık, unutmayacağız Günler ağır, Günler ölüm haberleriyle geliyor. En güzel dünyalan yaktık ellerimizle. ve kaybettik gözümüzde ağlamayı, bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp üıttı gözyaşlanmız ve bundan dolayı biz unuttuk bağışlamayı MİHRİ KARAMAN'ın vefatı nedeniyle her türlü ilgi ve yardımlannı esirgemeyen tüm dostlanmıza, akrabalarımıza, arkadaşlanmıza, cenazesine katılan, çelenk gönderen ve başsağlığı dileklerini iletenlere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. VEDAT AYDIN ÇOCUKLARI MARMARAADASI A.ENÖN Tatil Köyü DENİZ OTEL • • 346Z34434733Z2337 3152 ÖZGÜRDER iVuruoıı i\vtf^si flfiıtıA Hatun Polat ve Arkadaşlan TYS YÖNETÎM KURULU ERDİZ Yayıncılık, Macıntosh dızgı bılen eleman a Tel: 512 93 40 512 87 02 24 saat scak su, balkonlu baiydu aUa, 1tası.1 gun (Y P' 45JW0 55X00 TL. :J Çocuğunun E Ğ İ T İ M İ N E önem veren alelere İNGİLİZ & TÜRK Mürebbiyeler Tel 135 15 99 Fax: 155 61 39 DOĞAN AUPAIR ACENTASI Şehıtmuhlar C 37/7 TaksımİST. FAX'I KİRALAYIN "almayın' Gayreltepe'de Bakırköy'de K.dıköy'de Taksim'de : 166 31 561 21 337 93 135 15 29 52 07 99 Fono FAX servisi Dersane deneyimli bayan öğretmenden bütünlenelilere Fizik ve Fen dersi verilir. 3806862Kadıköy BÜTÜNLEMELİLER Büyükada ud Soytaş 115 Ağustos Devresi KİRALIKTIR 525 27 60 34 JYT 29 plakah aracın ruhsatını kaybettim. Hükümsüzdür. SELAHATTİN KAHRAMAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle