19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Yann piyasada Sabıbı Cumhunyet MatbaacılıV ve Gazetecılık Tvlrk Anomm Şırketı adına Nadır Nadı £ Gcntl Yayın Muduru H » » n Ctmıl, Muessese Müdüru Emıne Uşılthgil, Yazı Işkıı Mudüru Okay Gonmsın, 9 Habet M w k « ı Muduru Yalçııt Bayer, Sayfa Duzenı Yönetmenı All Acar Q Temsıkıler ANkAR,\ AhmtlTan, IZMİR Hıkmel Çelinkaya, ADANA ÇelİB Ylgenogiu l ( Polıuka ( d«l B ^ l u i K . Dıs Habtrltr t r t ı u Balcı. tkonoım Ctaılı Tıuku. ti SendıU ŞıUtnn Kctacl. kıllıur Cclal L.crt. İManbul Haberlerı K*mal KııçUk, Eğııım Gtmny Şaylu, Yun Habcrlcn NtcdM Dotan, Spoı Oanrçmarıı AMıllkadir Yucclroan. Dııı Yuılar ktreın Ç>l«Ua. Arasıırma Ş«M» Alp.,. Duzdımc AMallaa Viiıeı 0 Koordınalör Mna« Kon»ls>n Q M a " l>ltT trol tfkut 0 Muhasebe Bııkıtl Ym«r Q Buıçe Planlama S«v|l OiMaabetcotlu 0 Reklam Ayfc Torua 0 EV YavınlaT Hiâl>ı Vkvul 0 tdat< H«M>ln Gunc A l(l«m« '>•"" W « # Bılgı Islem Nall Iml 0 Pmoncl S«vjı Boıtancıo|la Yayın Kurulu Ba;kan Nadir Nadl Oklay Akbal. YaKın Baycr. Hasan < tm«l, Hlkmcl Çellakaya, Okay Goı»<uM, lj«ur Mumcn. llhan Sefcnk, \ll Simtn. Aknel Tan Sajon »f Yann Cu7r.hunytt Malbaaulık ve Guctecıbk TA Ş TUrkoçajı Cad 38/41 Cajal. 34334 Isı PK 246 Istanbnl Ttl 512 05 05 (20 hal). Teltx XIV*,, Fax (I) İ26 60 72 Burolar Aakam Zıya Göltalp Blv InlcılapSNo 15/4, Tel 133 II 4147, Tclcx 42344, Fax (4) 05 «5 ^ lımlr H Zıya Blv 1352 S 2/3, Til 13 12 30, Tttoı 52359, Fax 151) » 53 £ Adana Inönü Cad 119 S No 1 Kat I, Tti 19 37 52 (4 hal). Telex 62155, Fa* <71) 19 2 ' TAKVİM: 9 MAYIS 1991 tmsak: 4.03 Güneş: 5.46 Öğle: 13.03 Ikindi: 16.59 Akşam: 20.15 Yatsı: 21.50 Yeni mizah cfeıgisî: Nankör MERT ALİ BAŞARIR Herkül fıtık mı oldu? Engel çabası Alt kısmı Anıalya Müzesi'nde bulunan, üst kısmı 1980'de Türkiye'den kaçırıldıktan sonra 1990'da New York Metropolitan Müzesi'nde özel bir sergide görülen Herkül heykelinin iki kısmınm birbirine ait olup olmadığı dünya basını ve arkeoloji çevrelerinde tartışma başlattı. çevreler Herkül heykelinde "fıtık" görüldüğü, "iki göbek olduğu" gibi iddialarla, heykelin Türkiye'ye verilmesini önlemeye çalışıyorlar. Türk hükümeti avukatları ise Ankara'dan gelecek tanık ifadeleri geciktiği için zor durumda kalıyorlar. lardan ithal ettik ve kâgıtlanmız gttvenilir" diyordu. Turkiye'ye yönelik eski eser kaçakçılarına bilimsel danışmanlık yapan ve uluslararası antika tüccarlannı bu konuda eğiten ve kataloglarına bilimsel ön yazılarla fetva veren Vermule sık sık Türkiye'ye gelip gider. Rahmetli Prof. Dr. Kenan Erim'in önceki yüki girişimiyle Dışişleri Bakanhğı'nca "Persona non gratotstenmeyen adam" ilan edilebileceği Amerikan Büyükelçiliği'ne hakkında resmi bir uyarı yazısı yazılmış bir kişiydi. Türk hükümetini ABD'de temsil eden avukatlar Harry Rand ve Lawrence Kaye heykeli geri isteme amacıyla Levyler ve Boston Müzesi'ne nezaket kuralları çerçevesinde başvuruyu yaptı. Bu başvurudan sonra New York Times'm ünlü yazarı Grace Glueck tekrar kullandığı aynı fotoğrafla birlikte "Boston Miizesi Savunuyor: Herkül'de Nasıl Fıtık Olur?" başlıklı ikınci yazısında yeni gelişmelere yer verdi. Antalya Müzesi'nin hazırladığı alçı kalıbı Türk hükümetinin avukatları, Prof. Erim'in yerine Afrodisias'ta kazıların sorumluluğunu yüklenecek Prof.Dr. R.R.R. Smith ile önemli konservasyon uzmanı, heykeltıraş John Horn'u da yanlanna alarak müzede sergilenen heykelin üst bölümü üzerinde bir ön değerlendirme yaptı. Bu incetemeden sonra Avukat Kaye, gerek New York Times'ın sorusuna ve gerek ayrıca bana telefonda %u yamtı v«riyor: "Yasal durum nedeniyle şu anda fazla açıklama yapamayacagım. Ancak biz iki parcanın birbirine uyduğuna kani olduk. Sonuç bizim için tatmin edicidir. Bir dava açmayı ummuyorduk. Ancak karşı tarafm yaklaşım biçüni bizim, Türk hükümeti adına dava açmamıza neden olacak..." Buna karşılık Vermule gazeteye "Parçalar bir yanda S, öte yanda 2.S santim farklı boyutlarda çıktı... Alt böliimde ayrıca fıtık gibi bir çıkıntı var ki Levy'nin parçasında böyle bir şey yok. Bu işte garip olan bir şey var. Nasıl oluyor da bir heykelde iki göbek bulunuyor?" diyerek görüşünü alaycı bir dille aktarıyordu. Bu sözleri ilettiğim Antalya MUzesi Müdürü Kayhan Dörtlük ise "Herhalde Sayın Vermule'nin gözlerinde çift görüşe neden olan bir hastalık var. Bizim parçamızda göbek yok. Kamuoyunu yanıltmak için söylenmiş bir söz olsa gerek' dedi. Türk hükümetinin avukatları şu sıralarda Ankara'dan gelecek bazı belgeleri dört gözle bekliyor. Antalya Müze Müdürlüğü, heykelin 1980 yılında Siileyman Çoban ve arkadaşlarınca kaçınldığını ortaya koyan bazı gizli ihbar belgelerini Nevv York'a gönderdi. Ancak ne var ki Türkiye'nin avukatlannın arahktan bu yana beş aydır Ankara'dan beklediği bazı tanık ifadeleri Nevv York'a hâlâ iletilmiş değil. 1980 yılında olayı gören iki görgü tamğına Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce hâlâ yeterli güvence verilmediği bildiriliyor. Tamkların "başlanna yasal bir sorumluluk gelmesinden ürktükleri için 11 yıl önce yaptıklan sözlü ihban bu kez yazıya dökmekten çekindikleri" bildiriliyor. Türkiye'nin tarihsel ve kültUrel mirasını konıması, sahip çıkması gereken genel müdürlüğün beş aydır kıknı dahi kıpırdatmayışuun ardındaki neden şu ana kadar belirlenmiş de Üst kısmı Türkiye'den çahnan ve New York'ta sergilenen Herkül heykeli inceleniyor Kediler sokaği çıkamayacak • MELBOURNE (AA) Avustralya'nın Melbourne kenti yaİcınlarındaki Sherbrooke ormanında vahşi hayatı korumak için Sherbrooke kasaba konseyi kedilerin gece sokağa bırakılmasına yasak getirdi Kasaba konseyinde 3'e karş 9 oyla alınan karar üzerine kedi sahipleri kararı "tıslayarak" protesto ettiler Ferantree Gully Ulusal Parkı içinde yer alan Snerbrooke ormanında bulunan ender türde bir kuşun'geceleri, köpekler, tilkiler ve kediler tarafmdar avlanmasını önlemek amacıyla bu yola başvurulduğu bildiriliyor. Kedilerini akşam saat 8'den sabah 6'ya evlerinde tutmayı başarmayanlar 78 dolar ceza ödemek zorunda kalıyorlar. Ankara'mn ilunali Amerika'da bazı tletişim Yaymları tarafmdan çıkarılan yeni mizah dergisinin kadrosunu Limon'dan atılan bir grup karikatürcü ile yazıya ağırlık veren mizahçılar oluşturuyor. Ön arka kapak ve ortası renkli basüacak derginin diğer sayfaları siyahbeyaz. Fiyatı 1500 lira olan dergi logosunda 'anamuhalefet' sözcüğünü taşıyor. bir derginin adını çağnştıracak şekilde konuluyor. Neden Yann yayın hayatına başla 'Nankör'? Daha doğnısu kiyacak Nankör'le birlikte piya min nanköıiüğtt? sadaki mizah dergilerinin sayısı LACtVERTSiyasal iktion üçü buluyor. tletişim Yayın dara gönderme yapılması gibi lan'ndan çıkan Nankör'ün doğrudan bir anlatım düşünkadrosunu 27 şubatta Limon medik. Fakat derginin yapısıdergisinden atılan karikatür na da karşı düşen bir isim bu. cü ve mizah yazarlannın yanı Dergide yapılacak şey, herkes sıra 'Makamlar ve Rakamlan'y ailesine, okuluna, milletine la Arslan Başer Kafaoglu, kendisini yetiştiren bütün kuTarkanya Cumhuriyeti Tarihi rumlara nankörlük edecek, o ile Ümit Kıvanç oluşturuyor. açıdan bir karşılığı olacak. Derginin mutfağında Gani Limon'daki radikal çizginiz Müjde, Can Barslan, Metin devam mı edecek? Yoksa yeni Üstündağ, Alp Tamer, Zafer bir çerçeve mi söz konusu. LACtVERTLimon'daki Temoçin, Nihat Genç, Kemal Kenan, Tuncer Erdem, Derya çizgi aslında o dergide başlaSayın gibi imzalar yer alıyor. madı. Limon'da bu hareketi Limon'daki köşelerden Ne götüren insanlar, daha önce de tekim, Orası, Boy Aynası, Pey çahştıklan Gırgır'da o derginin nir Gemisi, Hayat Bilgisi, Er sınırları içinde aynı şeyleri yaciiment Menemen, Derya Ku pıyorlardı. Limon'da bir açıhm zulan, Hain Evlat ökkeş de sağlandı. Yani radikal çizgi aynen devam edecek. Hatta daha yetkin hale getirilecek. Ele alıııan konulaı daha araştınlarak ille de mizah yapalım diye düşunülmeden, habercilik yanı da olan bir çizgi sürdürülecek. Mizah dergilerinde bir dönemler yerini karikatüre bırakan yazıya son ydlarda tekrar ağırlık verilmesini gerçekleştiren etkenler neier? LACİVERTBir kere insanlar eski Gırgır'da 'espriciçizgici' diye bölünmüştü. Esprici olursan kendini gösterebilmen sadece yazarak mümkün, yanı adın bir karikatürde iki imzalı 'AliVeli' diye çıkıyor ve ne kimse seni tanıyor ne sen yaptığınla tatmin oluyorsun. Artı bir şeyler hissettiklerini ortaya koymanın tek yolu yazmak. Çünkü çizgin elinden alınmış ya da yeteneğin yok. Limon örneğinde birdenbire espricilerin elindeki bağlar çözüldü. tnsanlar kimi bilinçli olarak kimi de işte bir boş yeri doldurmak kaygısıyla yavaş yavaş yazmaya başladılar. Mizah yazılan, Limon'da diğer dergilere nazaran çok daha fazla yayımlanmaya başlandı. Bunun da mizahın bir dalı oldugunu insanlar fark ettiler. Mizah yalnızca çizgi demek değil, kabul edildi. Piyasada Oguz Aral'ın düsturu 'Çizgi yazıdan üstündür' anlayışı vardı. Bu, Limon'da aşıldı, Nankör'de daha da ileri götUrülecek. O korku atıldı. Biz artık yazıyı ve çizgiyi eşit göreceğiz. Yani ikisi birbirinden üstün değildir. Mizahta yazı da çizgi de vardır. ÖZGEN ACAR ANKARA/NEW YORK "Sanat degeri yüksek antik bir mermer heykelde fıtık olabilir mi? Antik bir heykelde iki göbek bulunur mu? Yoksa bir heykelin iki parçasında iki ayn göbek ve fıtık çıkıntısı gören, Amerikalı müzecflerde çift görme hastalıgı mı var?" Şimdi dünya basını ve arkeologlar ile heykelüraşlar Türkiye'den kaçırılrruş bir Herkül heykeli ile ilgili olarak bu sorulara yanıt arıyor. New York Metropolitan Sanat Müzesi'ndeki bir özel sergide gördüğüm Bayan Shelby White ile eşi milyarder Leon Levy'ye ait koleksiyonda yer alan ve belden aşağısı bulunma yan "Yorgun Herkül" adlı normal bir insan boyundaki mermer heykel 1980 yılında Antalya Perge'den kaçırılrmştı. Heykelin alt bölümünün Antalya Müzesi'ndeki fotoğrafını arşivimden bulup iki parçayı fotomontajla birleştirmiştim. Bu öykü önce Cumhuriyet'te yayımlandı. Herkül'ün özlemi birleşmek. iilkede (Amerika) bu heykeli görmeniz için bu son fırsat olacak" sözlerini eklemişti. Yazı uluslararası sanat dünyasında oldukça ilgi uyandırdı. Derginin aralık sayısı daha piyasaya çıkmadan önce Nevv York Times gazetesi gerek bu haberi ve gerek benim iki parçayı bir arada girinti ve çıkıntıları ile Aralık 1990'da Amerikan gösterircesine yaptırdığım monConnolsser dergisinde "Yorgnn taj fotoğrafı da sanat sayfasınHerküTün kaçınlma öyküsünü da manşetten yayımladı. kısaca anlatmıştım. Daha önce "Metropolitan sergisindeki müzenin mUdürlUğünü yaprmş heykelin çalıntı olduğu söyleniolan derginin Genel Yayın Mü yor" başlıklı yazıda heykele Bay dürü Thomas Hoving ise yazı ve Bayan Levy'den başka Boston nın sonuna bu heykelin Türki Guzel Sanatlar MUzesi'nin de ye'ye geri gidebilecegini Ameri ortak olduğuna dikkat çekildi. kahlara anlatmak amacıyla Müzenin deneyimli sorumlusu "...Her şeye karşın yine de gidin Cornelius C. Vermule III. her ve bn sergiyi görim. Bdki de bu nedense panik içinde "Yasal yol Sigaraya ağır cezalar • ROMALEFKOŞA (AA) îtalya'da, bundan boyle, kapah ortamlarda sigara içerek oteki insanlann sağlığına zarar verenler mahkemeye verilebilecek. Anayasa Mahkemesi, bir lokantada, sigara içen müşterilerin dumanından rahatsız olduğu için dava açan kişiye hak verdi. Mahkemenin karanna göre, sigara tiryakilerinin dumanından zarar görenler, gördükleri zararı kanıtlarlarsa tazminat davası da açabilecekler. Öte yanda, îran Parlamentosu sigara kullanan kişilerin devlet dairelerinde çahştırılmasını yasaklayan kanunu kabul etti. Muğla'da sese karşı savaş • MUĞLA (AA) Muğla'da turizm sezonu Sılresince "ses kirliliği" ile mücadele edilecek. Muğla Valisi Erol Çakır tarafından yayımlanan genelgede, sürekli olarak "sonometre" cihazıyla ölçümler yapılacağı, aşırı gurültüye neden olanlann cezalandırılacağı belirtildi. fc. vamederken Cevlz Ali Hududi, Ahmet Lacivert, Oflu Hoca, Halt Cemayiresi gibi yeni tipler yer alacak. Yirmi dört sayfa çıkacak olan derginin büyük bölümü siyahbeyaz basıhrken kapak, arka sayfa ve göbek renkli olacak, 1500 liraya satılacak. Nankör, logosunun yanında ana muhalefet dergisi yazıyor. Nankör'ün Yazı Işleri Müdüril Tan Cemal Genç hedeflerini şöyle açıklıyor: "Bizim okuyucu, yani tiraj kaybetme korkumuz yok. Yani okuyucunun bin beUriemesini istemiyoraz. Bu dergide 90'lann mizahını oluşturmak, okuyucuyu aktifleştirmek istiyonız." Yayın Yönetmeni Ahmet Lacivert ise Nankör'ün başına lngiltere'den getirildiğini iddia ediyor. Sanki ben onu 1213 yıldır bir yerlerden tanıyor gibiyim. Ahmet Lacivert, yeni dergisine ilişkin soruları yanıtladı: Genelde mizah dergilerinin adları siyasal iktidara bir gönderme yapacak ya da kapatdan konferans • Kültür Servisi Islam Tarih, Sanat ve Kültürü Araştırma Merkezi IRCICA'da bugün iki konferans gerçekleşiyor. Harward Universitesi'nden Prof. Dr. Richard N. Frye saat 16.00'da IRCICA'nın Yıldız Sarayı Çit Kasn'ndaki merkezinde "ABD'deki Şarkiyat Etütleri" başlıklı bir konferans veriyor. Bu konferansın hemen ardından yine aynı üniversiteden Dr. Eden Naby de "Ortadoğu'nun Laik ve Dini Kimliği"ni anlatıyor. ANKARA TIP FAKÜLTESİ Iğne ile çabıık kanser teşhisi ANKARA (AA) Ankara Üniversitesi Tip Fakültesi Sitoloji Bilim dalında, üç dakikada iğneyle kanser teşhisi yapılıyor. Sitoloji bilim dalından Prof. Dr. Cemil Ekinci, "tgne aspirasyonu" adı verilen yöntem ile vücuttaki şişliklere, bezelere iğne ile girildiğini ve buradan alınan materyalin mikroskop altında incelenerek kanserli olup olmadığının anlaşıldığını bildirdi. Ekinci yaptığı acıklamada yöntemin ilk kez Ankara Üniversitesi Tlp Fakültesi'nde uygulandığım belirterek diğer üniversite hastanelerinde bu yönteme geçişin çok yeni olduğunu kaydetti. Yöntemi uygulayan Doc. Dr. Bülent Mızrak da iğne aspirasyonunun sadece kanser teşhisinde değil, vücuttaki diğer şişliklerde de kullanıldığım söyledi. Doc. Dr. Bülent Mızrak, özellikle göğüs kanserinde, kadınlann elle yapılan muayenelerde ştşlikleri fark edebildiğine dikkati çekerek kendisinden şüphe eden herkesin, Ankara Ünversitesi 1\p Fakültesi Sitoloji Bilim dalına başvurarak bu yöntemle kanser olup olmadıklanru öğrenebüeceklerini söyledi. UNESCO'nun korumaya almaya cauştığı bir Suleymaniye evinde kundura tamiratı yapılıyor. (Fotoğraf: Kayıhan Güven) Sakatlar Haftası • ANKARA (ANKA) Sakatlar Haftası bugün SSK Genel Müdürlüğü konferans salonunda yapılacak olan açılış töreniyle başlayacak. Toplantıda Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Kaya Erdem, Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. tmren Aykut, Ankara Valisi Saffet Arıkan Bedük, UNICEF Türkiye Temsilcisi Dr. Claudio Sepulveda ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Doç. Dr. Turgut Göksoy birer konuşma yapacaklar. TBMM Başkanı Kaya Erdem, Sakatlar Haftası dolayısıyla ayrıca Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. İmren Aykut başkanlığında sakat öğrencilerden oluşan bir grubu da makamında kabul edecek. Süleymaniyefnin sahipsiz evleri Haber Merkezi 1980'U yıUarın başında, UNESCO'nun da önayak olduğu bir kampanyayla Istanbul'daki bazı tarihi eserleri kapsayan bir koruma programı öngörühnüştü. Programa göre Suleymaniye Camii çevresindeki evler bir kurtarma operasyonuyla hayata döndürülecekti. Osmanh geleneksel mimarisinin seçkin örneklerini sergileyen bu evlerin kurtarılması için yerli, yabancı uananların hazırladıklan projeler öyle görülüyor ki hayata gecirilemedi, çünkü şimdilerde evlerin kimisi boş, yıkılmış ve her türlü tehlikeye açık durumda. Terk edilmiş, her nasılsa ayakta kalmayı başarmış bu evin girişine tezgâhını kurmuş olan ayakkabı tamircisi, Süleymaniye'de benzeri evlerde iş kurmuş insanlann ve esnafın ayakkabüannı onarıyor. Faslı şairden Nâzıın HSkmet'e övgü Kültür Servisi Istanbul Büyukşehir Belediyesi'nin düzenlediği 1. Uluslararası Şiir Forumu'nda gözler şiir okurlannı aradı. Yerli ve yabancı 41 şairin davetli olduğu Poesium'un ikinci gününde, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda yaklaşık 130 kişi vardı. Bu 130 kişiden dördu belediye görevlisi, uçü çevirmen, ikisi kameraman, dördü gazeteci, 20 kadarı davetli şair, 25 kadarı Robert Kolej ve diğer liselerden öğrenciler, 10 kadarı organizasyon ve salon görevlisiydi. Salonda davetli olmayıp da Poesium'u merak ettiği için gelen dort Turk şairi de bulundu. Salonun onda birinin bile dolmaması, ikinci oturumda bildiri sunan yerli ve yabancı şairleri de üzdü. Faslı şair Abdellatif Laabi "Maalesef aramızda şiir seven insanlann az olmasına üzülüyorum" dedi ve şöyle devam etti: "İstanbul'un şürin başkenti olduğunu hayal etmek istiyorum ve bir dahaki sefere Nâzım Hikmet'in onuruna toplantı yapılmasını arzu ediyorum. Ölümünden sonra bile sürgunde olan Nâzım Hikmet'in artık kendi topraklanna dönmesini istiyorum." Poesium'a Irlanda'dan katılanRichard Murphy de boş koltuklara konuşmanın uzüntusunü dile getirdi: "Boş koitukların bulunması, burada bulunanlara getirilen bir eleştiri değil. Bu, aşk yaparken aklın bir başka yerde olmasına benziyor. Biz şairler, bu gibi konferanslara çağrılır ve ait olmadığımız platformlara çıkartıhrız. Bir Japon şair 'Şiir yazmak son derece yalnız yapılan bir iştir' demişti... Konser dinlemek üzere gittiğiniz yerde müzisyenlerin 'Muzik nedir?' konusunda konferans çekmesini bekleyemezsiniz. Aslında çağımızın vebası soyutlamanın ta kendisidir." Oturum başkanhğını Cevat Çapan ile Çekoslovakyah şair Miroslav Holub'un yaptığı Şiir Forumu'nun ikinci gününde Ataoi Behramoglu, Salâh Birsel, Maurizio Cucchi (İtalya), Arif Damar, Gavin Ewart (îngiltere), Talat Sait Halman. Egito Gonçalvez (Portekiz), Fazıl Hüsnü Dağlarca, Clara Janes (Ispanya), Şükran Kurdakul, Abdellatif Laabi, Richard Murphy, JeanClaude Renard (Fransa) ve Spiros Tsakniyas (Yunanistan) bildiriler sundular ve konuşmalar yaptılar. Talat Sait Halman'ın bildirisi ise salonda tartışmalara neden oldu. Halman'ın bildirisinde özetle "toplumcu şürin işlevini yitirdiğini" belirtmesi uzerine dinleyiciler arasında bulunan Fazıl Husnu Dağlarca tepki gösterdi. Dağlarca, "Eğer ayaklarım sağlam olsaydı bu konuşmayı dinlemeyip salondan çıkmak isterdim" diyerek her şürin ve her şahrin ayn bir tanımının olabileceğini belirtti ve "Şürin toplum için olduğu apaçıktır... Toplumcu şiire inanmamak, kendine ve halka inanmamaktır" dedi. Bu arada kendi şiirleri yerine Poesium'a davet almayan İsmet Özel ve Ece Ayhan'ın şiirlerini Poesium'un birinci günunde okuyan İlhan Berk, "Ben onlarsız Türk şiirindeki yerimi yadırgarım" dedi. Berk şu açıklamada bulundu: "Ben yerimi iki özgtin şaire bırakıyorum: Ece Ayhan, İsmet Özel. Ben onlarsız çağdaş Türk şiirindeki yerimi yadırgamakla kalmam. kusku da duyarım." 1. Ulnslamrası Şiir Forumu'nda gözler şür okurlanru aradı Mengi toprağa verildi • İSTANBUL (AA) Sabah Gazetesi Başyazan Gungor Mengi'nin eşi Gulsen Mengi'nin (49) cenazesi, Levent Camisi'nd kılınan öğle namazdan sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Cenaze torenine, Mengi ailesi, Devlet Bakanı lşın Çelebi, DYP Genel Başka Suleyman Demirel, DMP Genel Başkanı Bedrettin Dalan, Istanbul Valisi Ca Bayar, lstanbul Buyukşet1 Belediye Başkam Nurettiı Sozen ile çok sayıda işadamı, sanatçı ve gazei katıldı. GÜVENÜ BÖLGE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle