22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MAYIS 1991 HABERLER AIİStRMEN CUMHURÎYET/3 DUN^ADABl Geçen yılın ekim ayında Belgrad'da Ante Markoviç'in dünyanın dört bir yanından gelen bir avuç gazeteciye söylediği sözler hâlâ kulaklarımda. Federal Başbakan, düşüncesini ilginç bir şekilde dile getiriyordu: Amacımız, Avrupa'nın Balkanlaşması değil, Balkanlar'ın Avrupalaşmasıdır. Balkanlaşma deyiminin (Balcanisation) binbir parçaya bölünmek olduğunu bir kez daha belirteyim. Markoviç, Balkanlaşma'nın tehlikelerini vurgularken de şunları söylüyordu: Buradaki Balkanlaşma, bütün Avrupa'ya sıçrayabilir, çünkü her yerde benzer sorunlar var. Ne yazık ki Markoviç'in zamana karşı yarışı başarıyla sonuçlanmamıştır. Yugoslavya hızla Balkanlaşma'ya doğru gitmektedir. Nitekim, Slovenlerden sonra önceki gün Hırvatlar da bağımsızlık yönünde oy kullanmışlardır. Sırpların da bu eğilimi çok güçlü biçimde dile getirdiklerini anımsatmak isterim. İkinci Dünya Savaşı ertesinde, Naziler'e karşı verilen bir savaşın sonrasında, milliyetler ve etnik gruplar sorununa, en ideal çözümü getirmiş görünen cumhuriyet ile 2 özerk bölgeden oluşan Yugoslavya Federasyonu'nun çoğulcu birliği artık yok olmuştur. Gerçi Hırvatistan Devlet Başkanı Franjo Tudjman, referandum sonrasında yaptığı açıklamada "yeni bir Yugoslav cumhuriyetler birliği" oluşturmak istediklerini, lideri olduğu cumhuriyetin birlikten derhal ayrılmasını öngörmediğini" bildirmiştir. Ama bu açıklama bile federasyonun çatırdadığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Tudjman'ın sözlerinin en iyimser yorumu dahi gelecekteki Yugoslav birliğinin, eğer olabilirse tabii; federasyon değil, konfederasyon temeline oturacağını gösteriyor. Avrupa biriiğe doğru gider, iki blok olgusu sona erer, buniartn eski üyeieri arasında daha yakın iîişkiier kuruiurken, Yugosiavya'da pamuk ipîtğine bağls konfederasyon nasti yaşayacak, zoruniu birlik nastl sağianacakttr? Ustelik, her cumhurtyetin içinde kendı bağımsızlıkîan için savaştm veren ve befki de iieride siiaha sanlmaya hazsr olan, başka etnik gruplann vartığının da {örneğin Hırvatistan içindeki Sırplar gtbi) daha karmaşık bir sorunlar yumağı otuşturduğunu umutmamak gerek. Yugoslavya bu duruma neden geldi? İlhan Selçuk'un da belirttiği gibi, gecikmiş milliyetçilik ile iyi uygulanamayan erken sosyalizmin etkisini vurguiadıktan sonra Yugoslav gerçeğinden çıkaniacak olan birinci derstn altını çizmek gerek: Milliyetler ve etnik gruplar sorununa en esnek, en ideal görünen federal çözümleri getirmek dahi tek başına sorunun çözümünde yetersiz kahyor. Yetersizliğin nedeni ise her şeyden önce, Yugoslavya'nın gereğince çoğulcu ve demokratik bir yaptya kavuşamamış olmasıydt. Çeşitli sıyasal akimtarın gereğince temsil ediimedığı Yugosiavya'da tek egemen, komünıst partisi idi. Ne var ki parti, birliği temsil etmekten de uzaktı. Çünkü Yugosiavya'da ne kadar Cumhuriyet ve otonom bölge var ise o kadar da değişik parti var demekti. Başka bir deyişle, çoğulculuk tek parti içinde değişik etnik yapıdan kaynaklanıyordu. Her türiü politik, sosyai ve ekonomik istem bu kimiiğe dayanarak ileri sürülmekteydi. Bu ofgu da birliği sağiamak yerine aynhğın atttnı çizmekteydi. Yugosiavya'da eğer, her cumhuriyet ve özerk bölgede örgütlenmiş, siyasa! programlara dayanan tüm etnik kökenlert kapsayan partiler otsaydt, sıyasal görüş ve istemler, etnik kimiiğe gerek kalmadan ileri sürülebilecek bir yapı elde edilebilirdi. Başka bir deyişle, etnik ayrılıklar, siyasaf çoğufcutuk potasında eritiiebilirdi. Yugoslav gerçeğinden çıkaniacak üçüncü ders ise bir federasyon içinde etnik ayrılıkiarın iyice vurgulandığı bir ortamda, ekonomik ilişkilerin sağlıklı yürütülerek, bölgesel dengeşızliklerin ortadan kaldırılmasının güçlüğudür. Üniter devletlerin önemli bir bölümünde de görünen bu bölgesel dengesizliklerin, yine bu çerçeve içinde çözülmesinin çok daha kolay olduğunu yakın tarih, özellikle kimi AT ülkeleri örneğinde gözler önüne sermiş bulunuyor. Örneğin, bir zamanlar bölgesel dengesızlığın, sosyal bir hastaiık derecesine vardığı Italya'da bu sorun AET'nin de katkısıyia daha kolay çözülmüştür. Yugosiavya'da ise Kosova gibi yoksul bölgeler, kendi doğal kaynaklarının gelişmışlerce kullamlmasından, Slovenya gibi varlıklı cumrjuriyetler ise kendi üretimlerinden elde edilen kaynağın yoksul bölgelere aktarılmasından yakınmaktaydılar. Bu yakınmaların en önemli nedeni ise ulusal kimliğin etnik kimliğin yanında ikinci planda kalmasıydı. Yugosiavya'da sorun her şeye kadir devlet ile aşılıyor, merkezi otorite yakınmalara kulak asmadan kendi yaptığı plan gereği, kaynak transferinı gerçekleştiriyordu. Ama daha az otoriter, daha özgürlükçü, her şeye kadir olmayan bir devlet çatısı altında piyasa ekonomisi kuralları içinde, sağlam bir ulusal kimlik olmayınca acaba aynı çözüm nasıl geçerli olabilecek? Özetlemek gerekirse salt federal yapı, saklanan bir şovenizmin karşısında yeterli olamıyor, çözüme yönelmek yerine parçalanmaya giden yol haline dönüşüyor. Bu durumu engellemenin tek yolu ise bir yandan bölgeler arasındaki kaynak transferini engelleyecek, şovenizmi dızginleyecek ulusal kimliği pekıştırmek, ote yandan da etnik farklılığı siyasal çoğ ılculuk içinde pekiştirmektir. Yugoslay Gerçeğinin Gösterdikleri MUTLULUĞUN FOTOĞRAFI "Veronlka'nın Çifte Yapunı" iie En lyi Kadın OyancD seçUen Irene Jacob, tttm tahminleri tdtüst ederek ttç dalda ödttl getirtn "Barton Fink"in yaraücdan Joel ve Ethan Coen fle yine aynı filmde En lyi Erkek Oyuncu ödtilii'nü kazanan John Torturra (solda), ödttl töreninden sonra mutluluk fotografı cektirdl. AsılttniineRambo dlye bi lioen Sylvester StaUone'den miiyaıiarca lira nafaka karşıhgı boşandıktan sonra kavuşan Danimarkalı yüdız Brigitte Nieisen,Cannes'ın koouklan arasındaydı. (Fotograflar: AFP ve Retıter) 3 dalda Altın Palmiye kazanan "Barton Fink"fılmi ödüllerin paylaştırılması ilkesini bileyıktı Hollywood rakîp tanımıyor Cannes'da yönetmen ödülünü de o aldı). 'Barton Fink', 1941 yıiinın Holîywoodu'nda, stüdyolann stüdyo ve patronlann patron olduğu dönemde geçiyor. Kahramanımız, bir oyunuyla Broadvvay'de büyük başarı kazandıktan sonra paranm çekiciliğine kapılarak sinemanın kâbesine kapağı atan genç, ama içine dönük, tutuk ve tedirgin bir yazar... Kaldığı otel odasında komşusu iriyarı, gürültücü ve dışa dönük bir adamla, bir sigortacıyla ahbap ohıyor yazarımız... Bu arada, eski Hollywood patronlannın tam bir karikatürü olan Capitoi Films şirketinin sahibinden de senaryo yazarhğı konusunda pratik dersler ahyor. Ama bir türlü gerekli 'esini' bulamıyor. Ancak birgece, yanıbaşmda yatan bir kadın sesiyle uyandıktan (bir gecelik sevgilisidir bu) ve oda komşusunun gerçek kimliğini keşfettikten sonra, hayatı tam bir karabasana dönüşecek, ama kahramanımız bu kargaşa içinde sonunda beklediği esini bulacaktır. 'Barton Fink', son derece zekice hazırlanmış incelikli bir fiim... Filmin asıl özeiliği, bir yandan 'Tttr sîneması' denen şeye tam bir saygj duruşunda bulunurken öte yandan çeşitli türlerle dalgasını geçmesi. Diğer bir deyimle film, sırasıyla sosyal dram, güldürü, korku fılmi, polisiye vb türlere doğru kayar gibi oluyor. Ama sürekli yön (ve de tür) degiştirmek suretiyle, seyircisini sürprizden sürprize atıyor. Tüm bu şaşırtıcı inişçıkışlann ve değişik yönlere yelken açmanm gerısinde ise tüm fiime egemen olan, oldukça kişisel ve farklı 'karamizah' duygusu var. Coen kardeşlerin bu filmle ve de genel olarak sinemalarıyla ilişkili amaçve kaygılan da böylece ortaya çıkıyor sanıyorum: Hoüywood'un parlak dönemi Altın Palmiye: Barton ni oluşturan tür sinemasma ve Fink (Joel ve Ethan değişik türlerdeki fîlmlere belli Coen) bir hayranlık, giderek saygı... Ancak bu türleri bir eldiven gi Çannes 1991 Büyük bi çevirip farklı biçimde kullan Ödiiiü: Güzel Ceviz Toplayıcısı (Jacques mak, zaman zaman karıştırmak Rivette) ve değişik bireşimler denemek çabasıyla da tümüyle farklı ve En tyi Kadın Oyuncu: kişiselbir tat yaratmak... 'Bar Irene Jacob (Veronique'in ton Fink', bu çabanuı görkem Çifte Yaşamı) li bir örneği. Yakında ülkemiz En tyi Erkek Oyuncu: de de göreceğimizi umduğumuz John Torturro (Barton bu film, Cannes'da en iyi erkek Fink) oyuncu seçilen bir aktöru de ~ En tyi Senaryo: Joel bizlere tamttı: ttalyan kökenli Coen (Barton Fink) John Torturro... Robert de Ni Jüri Ödüiü: Europa (Lars ro ile Jerry Lewis karışımı bu von Trier) ve Yaşamın son kerte yetenekli aktör, sanı Dışmda (Maroun rım ileride kendinden çok söz Bagdadi) ettirecek, parlak bir geleceğe En tyi Yardtmcı Oyuncu: aday... Coen kardeşlerin yolu Samule Jackson (Jungle da görebildiğımizce çok açık... Fever) Cannes'da birinci olan "Barton Fink"in yönetmeni Joel ve Ethan Coen, ABD'dcki 1000'i aşkın sinema okulunda. çok iyi cğitim görüp sağlam bir sinema kültürüyle beslenen ve Hollywood'da yetenekleriyle orantıh biçimde sermaye bulmakta pek zorlanmayan partak ve o öiçUde de talihii genç sinemacüar kuşağmdan. nemasının harika çocukları diATİLLÂ DORSAY } ye adlandırılan Joel ve Ethan ODULLER CANNES Sinemada Ameı Coen'in imzasmı taşıyor. 35 yarikalılarla başa çıkmak kolay ul şındaki Joel ve 32 yaşındaki Etmuyor. Bizim favorimiz olan han, ABD'dcki 1000'i aşkın siKieslowski'nin, Angelopoulos' nema okulunda çok iyi bir eğiun, Lars Von Trier'in (hepsı tim görüp sağlam bir sinema Avrupah sinemacılar) karşısma kültürüyle beslenen ve Hollywoson günde çıkan bir Amerikan od'da yetenekleriyle orantıh bifilmi, tıpkı geçen yıl David çimde sermaye bulmakta pek Lynch'in 'Vahşi Dujgular'ı gi zorlanmayan parlak ve o ölçübi, beklenmedik bir sürpriz yap de de talihii genç sinemacılar tı. Cannes'm geleneksel 'ödül kuşağmdan... Daha önceki 3 terin olabildiğince paylaştırıl filmlerinden ikisi bizde de gös'KansızBlood ması" ilkesini bile yıkarak, en terilmişti: iyi filmın yaru sıra en iyi yönet Simple' ve ' Arizona Junior'. tki men ve baş erkek oyuncu ödül kardeş projelerini birlikte hazırhyorlar. Ama yönetmen olarak lerini de topladı. 'Barton Fink\ Amerikan si genelde Joel'in adı var (Nitekim Cumhuriyet Kitap Kuliibü Türkiye'nin en modern alışveriş merkezinde MMM MİGROS CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ CÜMHURtYET KİTAP KULÜBÜ BEYOĞLU BELEDİYESİ B E Y 0 Ü L II işDirlığı ROMANDANŞİÎRE, BESTSELLER'DENMÎZAH'A BAŞVURUKÎTABINDANGÜNCEL YAPITLARA İOO'ÜAŞKIN YA YINEVÎNİN BİNLERCE KİTABI D ÜYELERE VE MİGROS ZİYARETÇİLERİNE , ÖZEL İNDİRİM • Hergün: 09.00, ^Pazar: 09.0020.00 CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ, Migros Atrium, Ataköy 9. Kısım Tel: 560 61 37 KİTAP GUNLERI Ü 1531 MAYIS Mis Sokak'ta tNfZA GÜNLERt B G N • 22 mavıs çaışamba, 15.0019.00 U Ü GÜLTEN DAYIOĞLU KlSA KISA • Mllll Eğitim Bakanhğı'nca ortaokul, lise ve dengi okul öğrencileri arasında düzenlenen "Atatürk" konulu şiir, kompozisyon ve resim yarışması sonuçlandı. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre birincilikleri, şiir yarışmasında Aydın Cumhuriyet Lisesi'nden özlem özcan, resim yarışmasında Bursa Orhangazi Atatürk Lisesi'nden Erkan Demiroğlu, kompozisyon yarışmasında da Afyon Cumhuriyet Lisesi'nden Devrim Demir kazandılar. Dereceye giren öğrenciler, ödüllerini 24 mayısta düzenlenecek törenle alacaklar. • Kültür Bakanlığı'nm merkez ve taşra birimlerindeki personeli denetleyecek elemanların çalışmalarını düzenleyen Bakanlık Teftiş Kurulu Yönetmeliği dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürluğe girdi. Yeni yönetmelikle 1981'de çıkarılan ve müfettiş yardımcılığı giriş, müfettişlik yeterlik smavı yürürlükten kaldırıldı. • İstanbul'da dün gece Fatih, Zeytinburnu, Eyüp ve Kadıköy'de dört ayn yer bombalandı. Gece saat 21.30 sıralarında meydana gelen patlamalardan sonra gazetemizi arayan bir kişi olayı yasadışı bir örgüt adma üstlendi. Fatih Kıztaşı Yeşilteke Sokak'taki ll Ozel Idaresi lojmanındaki patlamanın ardından Eyüp Kaymakamlığı, Kadıköy Nüfus Müdürlüğü ve Zeytinburnu Adliyesi'nde de patlamalar oldu. • özgür Halk Dergisi'nin 7'inci sayısımn tstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce toplatıldığı bildirildi. Dergi sahibi Rıza Erdoğan, yaptığı açıklamada, derginin bir röportajdan ötürü toplatıldığını belirtti. Bilgisayarla veya Yabancıdille DAKTİLO veynMUHASEBE bilenlere İŞSİZLJK SORUNU YOK!.. ierçekten işsizsENiz GELİN KANITLAYALIM !.. sahasında DÜNYA ŞAMPİYONU olan YALVAÇ URAL AMPİYON OZEL OAKTİLÛ SEKRETER VE BİLfliSAYAR KURSLAHI MEVZUATIN İZİN VERDİĞİ ÜCRETLERLE; FATİH ERDOĞAN mm Hiçbir bağiavıcı ödeme zoruniuğu oimaksızın BONOSUZ + TAAHHÜTSÜZ veya ÖNCE ÖÖREN; SONRA ÖDE usulüyle ya da ÖNCE ÖÇREN; ŞONRA ÇALIŞ; daha sonra da ÜCRETİ TAKSİTLE ÖDE AİLENE YÜK OLMA, KENDİ KAZANCINLA ÖCREN . Beyazıt, Mıthat Paşa Cad. 14/1 Tel : 817 92 57 • Altıyol, Kuşdili Caddesi, 6/8 Tel : 338 O8 42 . Çırağan. Asarıye Cad. 7/23 Tel : 158 24 97 • Abidei Hürriyet C. Hasat Sok. 15 Tel : 130 90 37 . Hüsrevıye S. 18/4 (Migros sırası) Tel : 571 31 31 517 336 158 175 561 92 11 24 43 29 seçenekleri + her türlü ödeme kolaylıkları ile SİZLERİ BEKLİYOR. Merkezı Kadıkrty Beşıktaş Şişli Bakırköy 58 30 98 14 06 K ^ Üyelere indirim • Her türden binlerce yapıt fi: 8AH* H TEŞEKKÜR Başarılı bir operasyonla yeniden sağhğıma kavuşmamda emeği geçen, Prof. Dr. Burhan Uslu Dr. Akil Tayyareci, Dr. Muzaffer Elki, Anestezi Dr. Mehmet Zafer, Dr. Oktay Akbulut ile Alman Hastanesi Cerrahi Servisi hemşireleri ve personeline teşekkür ederim. SUAT SEKMEN HERGÜN 10.3020130 tSTİKLAl CADDESİ MİS SOKAK (BEYMEN YANI) Dıkkat Bu 5 adresten başka ŞAMPIYON adıyla çalışan hıçbır Oaktılo Sekreler ve Bılgısayar kursu şubemız deflildır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle