24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER hâkimlerden oluşan o zamanki "Yüksek Hâkimler Kurulu"nun lağvını kolayhkla sağlayarak o gün bugündür, Türkiye'de "yargı bağımsızhğı" ve "hâkim teminatı" diye bir şeyin kalmamasına neden olmuş ve daha sonra da o dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in çok yakınlarda "Milliyet Gazetesi"nde yayımlanan anılannda da açıkladığı üzere, bakanlık icraatı, askeri yönetimce de hatalı kabul edilerek cezaevlerinin güya îçişleri Bakanlığı'na bağlanacağı söylentileri bahanesi ile "istifaya" zorlanarak adı gecen bakanlıktan uzaklaştırılmış ve bu türlü davramşları ile de o bakan "Yüksek Hâkimler Kurulu"nu lağvettiren ve bu suretle de Türkiye'de hâkim güvencesine ve yargı bağımsızlığına son verdiren "Adalet Bakanı" olarak adli tarihteki o müstesna (!?) yerini almış ise şimdi de "istinaf" mahkemelerinin kurulmasına karşı çıkan ve bunu engelleyen kişiler de aynı şekilde, adli tarihteki yerlerini alacaklar ve bunun vebalinden kendilerini kurturamayacaklardır. Yargıdaki 'olumsuzluk' ve 'çöküntüden' kurtulmanın tek yolu, 'istinaf mahkemelerinin kurulmasıdır. Başka bir 'çıkış' yolu yoktur. rekçesi ile Yargıtay'dakı hukuk ve ceza dairelerinden en çok iki ya da üç daire hariç, "tam heyet" halinde dosya inceleyip karar veren daire kalmamış ve maalesef iki ya da üç kişiden oluşan eksik heyetlerle karar verilmekte ve öbürleri, müzakeresine katılmadığı ve bu nedenle de içeriğini hiç bilmediği dava dosyasma ait karara"açıktan imza atmak" suretiyle, o kanunsuz kararı şeklen "meşru karar" haline dönüştürmeye yardımcı olmakta, bir başka deyişle, bu suç teşicil eden davranışı "olağan görev" sayılır hale getirmiş bulunmaktadırlar. Bu çok acı ve tümden kanunsuz uygulamadan kurtulmanın tek çıkar yolu, "istinaf" mahkemeleri ile ilgili tasarının bir an önce yasalaşmasını sağlamaktır. Yukarıda da değindiğimiz üzere, Türkiye'deki yedi hukuk fakültesinden mezun olan gençlerin mevcudu karşısında artık hiç kimse eleman yokluğunu ileri süremez ve bu bahanenin arkasına gizlenemez. Kanaatımca, ilk etapta 1015 yerde ve daha sonra da bütün yurtta kademeli olarak "istinaf mahkemeleri kurmaktan başka yargıda bir "çıkış yolu" kalmamıştır. Bugün'cü adli ortam içerisinde sade vatandaş artık, "şeriatın kestiği parmak acımaz!.." şeklindeki atasözünü tekrarlayamaz duruma gelmiş ve adalet denen kutsal kavramın gerçekleşmesinden de umudunu kesmiş bulunmaktadır. Ne yapılmak isteniyor? Yargıtay'a eklenmesi öngörülen bu yeni beş daire ile birlikte Yargıtay'daki daire sayısı 25'ten 30'a çıkmaktadır. Dünyadaki hiçbir ülkede bu kadar çok dairesi ve 235240'a yaklaşan başkan ve üyesi bulunan bir ikinci "YargıtayYüksek Mahkeme" yoktur ve şimdiki 202 kişilik kadro dahi "şişkin" ve "rekor" düzeye çıkmış bir kadrodur. Bırakınız, yasalanmızın çoğunu aldığımız "Isviçre Federal Mahkemesi"ni, Fransa, Almanya, Belçika ve öbür ülkelerdeki Yargıtay'larda daire sayısı 46'yı geçmemektedir. Komşumuz Yunanistan dahil, hepsinde de "istinaf" mahkemeleri olduğu için o memleketlerin yüksek mahkemeleri gerçek anlamda, doyurucu ve gerekçeli "içtihat" yaratmakta ve bu suretle de ilk derece mahkemeleri ile istinaf mahkemelerine yol gösterici "emsal" kararlar vermektedirler. Yargıtay'a Yeni Daireler! Yargıdaki 'olumsuzluk' ve 'çöküntüden' kurtulmanın tek yolu, 'istinaf mahkemelerinin kurulmasıdır. Başka bir 'çıkış' yolu yoktur. PENCERE Lider!.. 21 MAYIS 199 İSMAİL DOĞANAY Yargıtayll. Haberlere göre Yargıtay'a, dördü hukuk biri de ceza olmak üzere yeniden beş daire daha eklenerek mevcut daire sayısının 30'a (bu arada şu anda 202 kişi olan başkan ve Uye kadrosunun da en az 237 kişiye) çıkarılmasıyla ilgili yasa tasansının "Plan ve Bütçe Komisyonu'nca kabul edildiği anlaşılmaktadır. Böylece Yargıtay'a yeni beş daire daha eklenmesi sonucu "Beşinci Beş Yılhk Kalkınma Planı"nda yer alan ve "Yargıtay'ın ağır iş yükünün hafıfletilmesi ve içtihat mahkemesi olarak görev yapmasını sağlamak amacı ile ilgili yasalarda değişiklik yapılarak üst mahkemelerin kurulması gerçekleştirilecektir" "gerekçesi" ile kurulması 1983 yıhndan itibaren öngörülen "istinafara mahkeme"ler kurulmasmdan vaz geçildiği ve bu suretle de "çıkmaz sokak"tan kurtulmak istenmediği iyice anlaşılmaktadır. Istinaf mahkemelerinden neden vazgeçilmişti?.. Bilindiği Uzere Balkan Savaşı iki yıl, Birinci Dünya Savaşı tam dört yıl, hemen onu takiben Kurtuluş Savaşı da aşağı yukarı üç yıl sürdü. Her üç savaşta da o zamanki hâkimler "yedek subay" olarak en ön cephelerde yurdun kurtuluşu için savaşıp şehit düştüler. Bu üç savaş sonunda Türkiye'de neredeyse hiç hâkim kalmadı. Cephelerde şehit düşen bu yurtsever hâkimlerimizin yerine, o günlerin olanaksızlıkları içerisinde hemen hâkim yetiştirmek mümkün değildi. Her ne kadar 1925 yıhnda, söz konusu hâkim ve savcı açığını bir an önce kapatabilmek amacı ile "Ankara Hukuk Mektebi" açılmış ise de bu okulun ilk mezoniannı verebilmesi için aradan en az üç yıhn geçmesı gerekiyordu ve esasen hâkim ve savcı açığı o kadar çoktu ki, yukarıda değin HukukDairesiEskiBaşkanı diğimiz savaşlardan önceki kadro durumuna ulaşabilmek için daha yıllarca beklemek gerekiyordu. Işte, "istinaf mahkemeleri" sırf bu elemansızlık nedeniyle 1924 yılında kaldırıldı. Aradan yıllar geçti. Halen, Istanbul'da birisi Marmara Üniversitesi'ne bağlı iki, Ankara, îzmir, Konya, Diyarbakır ve Erzincan'da olmak üzere tam yedi hukuk fakültesi bulunmaktadır. Geçenlerde Istanbul Barosu Başkanı'nın da dediği gibi, şu anda memleketimizde "hukukçu enflasyonu" bulunmasma ve hatta rahmetli Halil özyörük'ten başlamak üzere bugüne kadar, şimdiki başkan hariçistisnasız gelmiş geçmiş bütün Yargıtay birinci başkanları tarafından "Adalet Yılı Açış Konuşmalan"nda "istinaf" mahkemelerinin yeniden ve bir an önce kurulması gereği üzerinde ısrarla durmuş olmalanna ve aynca 1983 yılında da Adalet Bakanlığı'nca "istinaf mahkemeleri" yasa tasansı hazırlamp Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuş olmasına ve bu arada Yargıtay daire başkanları ile üyelerinin büyük çoğunluğunca Yargıtay'da yapılan bir toplantıdaki oylamaya göre şu anda dahi daire eklenmesine karşı çıkmalarına karşm, şimdiki Yargıtay Birinci Başkanı'nın istinaf mahkemelerinin kurulmasını istemeyip mevcut daire adedinin 30'a çıkarılması yolundaki ısrar ve hatta bu konuda yetkili siyasal kişilerle sık sık temas ve bu yoldaki çabasının gerçek nedenini anlamak bizce mümkün bulunmamaktadır. Nasıl ki, yargı mensupları arasmda 12 Eylül darbesi döneminin ilk Adalet Bakanı olan Cevdet Menteş, o günlerin koşulları içerisinde gayet kolayhkla ve son derece bir gizülik içerisinde bünyesinde hiçbir siyasal kişinin buiunmadığı ve tamamen Lider sözcüğü İngiltere'de doğdu. Sözcük, daha çok siyasette kullanılır; ama, toplumsal y; şamın her alanında geçerlidir. Mafya babası lider değil mi? Bıyığı, saçı, giyimi kuşamı ve attığı nutuklarla ortalığı bi birine katan Adolf Hitler, milyonlarca Almanı peşinden sOrül ledi, dünyayı kasıp kavurdu... Tam bir liderdi. • İnönü bütün sosyal demokratların lideri değil.. SHP lideri... Ecevit'in adı üstünde: Karaoğlan!.. Alpaslan Türkeş isc 'Başbuğ' değil mi? Necmertin Erbakan, evelallah İslamcı lideri.. Almanya'da ki Cemalettin Hoca, kara sesiyle şeriatçı lider!.. DYP Gene Başkanı Süleyman Bey, maratoncu lider; miting meydanla rına çıktığında kalabalık dalgalanmıyor mu? YaTÛ? Turgut Bey, ANAP'ın "doğal lideri'dlr; gerçi partiye bir ge nel başkan aranıyor; ama, öyle bir 'başkan' ki kişiliğini sile cek, özal'ın karşısında el pençe durup buyruk bekleyecek adaylar arasmda en hımhımmı seçmek için çalışmalar sürüNazar değmesin Özal da lider... Lider çok... Lider çokluğu içinde bir de yokluk yaşanıyor; kimisine göre İnönü'de iş yok... ' Neden? Yaterli değil... Asıl göreve eksikli kararlar Bilindiği üzere, Yargıtay'ın asli ve ilk görevi, yerel mahkemeler tarafından verilen kararların yasalara uygun olarak verilip verilmediğini "enineboyuna" inceleyen bir "içtihat mahkemesi" olması halidir. Başka bir deyişle, Yargıtay'ın en önemli görevi "içtihat yaratmak" suretiyle ülke düzeyinde "içtihat birliğini" sağlamaktır. Hiç kuşkusuz ki Yargıtay bu belirtilen içtihat yaratma görevini yerine getirirken "Bir başkan ve dört üyenin katılması" yani beş kişilik yüksek hâmi'nin bir araya gelerek "tam bir heyet" oluşturması suretiyle toplanmış bulunması ve dava dosyasının da keza bu beş kişi ile birlikte müzakere edilerek ancak ondan sonra bir karara vanlması gerekir. Bu toplantı ve karar çoğunluğu, Yargıtay yasasının amir ve bir hükmüdür ve bu hükme aykın bir şekilde Yargıtay'ın bugünkü "eksik heyetle karar "eksik" heyetle karar vermek en azından "gö çıkarma" durumu sürdüğü sürece, dairelerden, revi ihmaî" suçunu oluşturur. Fakat ne hazin "gerekçeli" ve "istikrarh" bir karar beklemek dir ki son 67 yıldanberi, iş yükünün arttiğı ge oîanaklı değildir. Süleyman? HESAPLAŞMA BUBHAN ARPAD FATİH 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 991/182 Karar No: 991/237 Hâkim: M. Feridım Celayiroğhı 14862 Y.lş.Müd.. Ali Orta SAN1K. Oktay Sayar. Mehmet oglu Elife'den olma 1940 D.'lu Kastamonu, Taşköprü, Tabakhane mah. nüfusunda kayıth oiup, Ist. Er«nköy, Çobanysldjzı Sofc. No: 24/5'te mukim. Yukarıda kimliği yazıh sanık hakkmda mahkememizin 1.4.1991 tarih ve 991/182 Es. 991/237 karar sayıh ilamı ile vergj kaçakçılığı suçu sabit olduğundan 213 sayıiı vergi usul K.'nun 359. maddesı gereğince 3 ay hapsine ve bu kadar süre ticaret, sanat ve meslek icrasmdan mahrumiyetine, cezalar: 647/6. raaddesi gereğince enelenmiştir. îlan olunur. 2.5.991. * ' .> Basm: 26695 DENİZLt 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1990/439 Esas Davacı Denizli Beledıye Başkaıüıjı vekilleri tarafından davalı (dahili davalı) ve 10 davah aleyhine mahkememizde açüan ış bu davaıun yapümakta olan açık yargıiaması Sirasında: Dahili davali Hüseyin Saygın'm bütün aramalara rağmen adresi bulunamadığısıdan tebligat yapıEamamış, kendisine ilanen tebtigat yapslmasma karar verümiştir. Bu nedenle dunışma günü olan 12.6.1991 günü saat 09.40'ta mahkememizde yapılacak duruşmaya geimeniz veya kendinizi bir vekiüe temsil ef tirmeniz, aksi halde duruşmanın yokiuğunuzda devamla hukum verileceği, dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği yerine geçerti olmak üzere tebligat yasasının 28., 29. maddelerine göre ilanen tebtiğ olunur. 4.2.1991 Baan: 47220 Para.. Para.. Parra!... Yok editen İstanbul'u kim koruyacak? Binlerce yıhn güzel istanbul'unun tarih geçmtşini kimler koruyacak? Gerçek anlamtyla kapitalist bile olamamış saldırganlan kimler durduracak? Üç yanı denizle çevrili İstanbul'da kıyı kalmayacak bu gidişte. Kıyı sözünün ne demek olduğunu anlamak ıçın 'sözfük'iere başvurmamtz mı gerekecek? Para.. Para.. ve Parrai Ne pian dinliyorlar, ne nazım plan diyorlar! Plan sözünü duyunca 'Pılan değıl pılav' diyorlar! Ne şehtrcilik enstitüsü, ne Prost! Ne Högt Istanbul şehrini tükettileri Şehri dağlara taşlara yaydılar, yetmedi! Doymadılar, şimdi de dünya şehirler literatüründe 'Prens adalart diye adı geçen adalann varlığını, bundan böyle sözlüklerden öğrenebileceğiz, sanırım! "Ada Dosttart Oerneği Başkanı Pro*. Asım Mutlu, bu ko(Arkası 19. Sayfada) ' • < < . • • • Erbakan? Erbakan'ı hemen geç, Türkeş hiç olmaz, Ecevit birleştirici değil, yine en iyisiOzal... Yapmal.. Serbest piyasaya inanıyor, iş bitihci, Bush'la telefon konuşması yapıyor... işadamı Ozal'ı tutmak istiyor, Amerika TÖ'yü daha bırakmadı; ah, ANAP'ın oyları yüzde 20'den aşağı kaymasaydı, yüzde 10'larda dolaşmasaydı... Özal için sart ışık yandı. Vaşington, sarı ışık yandı mı el attından seçeneğini araştırır; ama ortalığa tellai mı çtkarsın: Ey umrmti Muhammet!.. Duyduk duymadık demeyin. Beyaz Saray size yeni bir lider anyor. Serbest piyasaya inanmış, liberai ekonomiye bağh, Bush'un bir dediğini iki etmeyen, cuma namazını kaçırmayan, İngilizce biten, dişleri porselen, bıyıktarı sünneti serife üzerine kırpık, yüzönde yara izi buiunmayan, Amerika'nın Ortadoğu'da taşeronluğunu yapacak kadar iş tecrübesi olan v& işadamlanna güven vBrebiiecek nitelikte kişiterin iyi hal kâğıdt, sabıka kaydı, askerlik şubesinden terh/s belgesi, kimlik cuzdanı, özyaşamöyküsü ve iki adet fotoğrafla birlikte ABD'nin Ankara'daki büyükelçiliğlne başvurarak sıra numarast aimalan... Az getişmişliğtn en çarpıcı göstergesi, iider adayının üike dışında saptanmasıdır. İnönü'de iş yokmuş... • ' Demirel yıpranmış... ' '. • Geçin bunları... Geçmişte 'umut ticareti'nöen gözü yılmış haik kitleteri, bu! kez yemiyor; biliyor ki kimsenin eiinde sihirli değnek yok;' 'kurtarıcı' beklemiyor; ama, kararını vermistir. ' Haik, özal yönetimini kuşatmış, ANAP'ı azınlık iktidarına' dönüştürmüştür. Yüzde 8090 düzeyine ulaşan ulusal muhalefetin hiç mi anlamı yoktur? Bu kez gerçek lider haik olacak; 12 Eylül mirasçısımn def^ terini dürecek... Yıprandı... İSTANBUL SANAYÎ ODASI EĞtTtM SEMİNERİ "1992 Avrupa tek pazanmn üye olmayan Olkeler üzerindeki etkiien: Türk sanayıı 1992 AT tek pazanna nasıl haarlanmalı?" Avrupa Tophıluğu Komisyonu'ndan üst düzey uzman ve yönetıcilerin vereceği seminer 2731 Mayıs 1991 tarihleri arasmda Marmara Üniversıtesı Rektörlüğü Konferans Salonu Sullanahmet adresmde gerçekleştirilecektir Ayrıntılı bilgi için müracaat: Selim Oğuz İSO Ihracat Müdürü Telefon: »4549 37 152 2960(248); Fax: 149 3963 • "Basın: 26552 J * İN*...,«<J Sayı: 1990/371 Davacı T.E.K. vekili tarafından aleyhinize açdan alacak davasının duru?raası 4.6.1991 günü saat 09.00'dadır. Bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğmiz belgelen duruşma gününe kadar göndermeniz veya duruşmaya gelmemz gerektiği, duruşmaya gelmediğinız takdırde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği davalı, Adapazarı Serdıvan, Beşköprü Mah. No: 46'da mukim Ahmet Kelej'e tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 47222 SAKARYA ASLtYE 2. HUKUK \> , MAHKEMESİ ıirl AYLARDAN 1991 YILININ İLKÜÇ AYINDA GARANTİ (Karşılaştırmalı) (MılyarTL) 1991 1.111,3 770,4 493,3 3.060,1 Ocak, Şubat, Mart 1991: Ekonominin "sıcak" günlerinde... ANTI Lütfen, dikkatle inceleyin. Olağanüstü dönemlerde de olağan hizmetlerini sürdüren bankayla henüz tanışmadıysanız, bekliyoruz. I İ BANKASI ÖZET Özet KârZarar BİLANÇOSU (Karşılaştırmalı) (MilyarTL) Dünya ekonomisi ve bankacılık sektörü, kış aylarından başlayarak 1991 yılının ilk üç ayında da "sıcak" günler yaşadı. Garanti Bankası, bu olağanüstü dönemde de olağan gelişmesini sürdürerek, bilançosunun bütün kalemlerinde hedeflerine ulaştı. Sonuçları, "açıklık" politikasının gereği olarak kamuoyunun görüşlerine sunuyor. Bilanço 31 Ana Kalemleri 31.3.1990 3.1991 31.3.1991 31.3.1990 AKTİF KASAVEBANKALAR MENKULDEGERLER MEVDUAT MUNZAM KARŞIUKLARI KREDİLER TAKIPTEKİ ALACAKLAR (NET) İŞTİRAKLER VE KURULUŞLAR SABITK1YMETLER(NET) 1990 571.4 452,5 445,0 1.911,9 3,4 FAİZGELİRLERİ FA1ZG1DERLER1 NETFAIZGEÜRİ FAİZDIŞIGEÜRLER FA1ZD1Ş1G1DERLER KARŞIUKLAR VERGI0NCES1KÂR VERGİ KARŞILIĞI 1991 455,5 245,6 209,9 239,0 368,6 7,0 73,3 8,8 64,5 1990 248,7 168,2 80,5 61,2 103,0 3,0 35,7 3,5 32,2 241,8 331,0 198,7 201,4 PASİF MEVDUAT KULLANIUN KREDİLER OZKAYNAKLAR MENKUL K1YMETİŞLEM HACMİ (Tnlyon 71) DIŞİŞLEM HACMİ (Milyar$) 3.929,0 953,7 2.698,0 486,6 350,9 2,6 1,1 NETDONEMKÂRI GARANTİ BANKACIL1KTA 527,5 10,4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle