22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
l MAYIS 1991** HABERLERİN DEVAMI CUMHURtYET/19 diler. Divana yapılacak başvuruda, bu konularda itiraz yapılmayabileceği ifade edildi. Türkiye'nin Divan'a başvurmak için 3 aylık bir süresinin bulunduğu, bu sürenin raporun Turkiye'ye iletildiği 8 Nisan 1991 tarihinden itibaren işlemeye başladığı belirtildi. Soz konusu kaynakiar, hukumetin, Divan'a başvuru konusunda henüz net bir karar vermediğini de kaydettiler. Prof• Aybay: Yılların (Bditurafı I. Sayfada) dan bile kabul ediliyor" dendi. Cumhurbaşkanı Ozal'ın anayasa değişikliği önerisinin zamanlaması yorumlanırken iaştarafı 1. Sayfada) ının emrine verılmiştır, ama "ANAP bir seçim yenilgisine uğrarsa, Özal kendi siyasal beklenonuçta ışler busbutun karışmışÜlerinin de sonu olacağının >r. ANAP, partımn başında buınmayan bır kişı tarafından yo farkında" görüşü getirildi. Ana'etilıyor; Başbakan, Bakanlaryasa değişikliği ve cumhurbaşkanımn doğrudan halk tarafın(urulu, Meclis Grubu, partı yodan >etımı şaşkındır. Sayın Özal ne seçilmesi konusundaki yosterse yetkilıler ve kurullarcarumda şu görüşlere yer verildi: 'ururluğe konulmaktadır; tek "Parlamento gitgide bir kena:arar "mercıi" Cumhurbaskara itilirken Özal liberal kamuoıı 'dır. Ancak sonuçta bu modelın yuna doğrudan seslenerek eğer msarılı olamadığı ve ANAP'ın tamamı uygulanırsa Atatürk'ten talk tabanını busbutun yıtirdi bu yana gözlenecek en biiyttk değişikliği desteklemeleri çağnsı U ortaya çıkmıştır. bir bölttŞimdı ne yapılabılir? Vakıt yapıyor. Türklerin azdeğiştirme mii Ozal'ın anayasayı •ok geç midir? Zararın neresingirişimini desteklerken daha da ien donulurse kâr mıdır? az bir kısmı, alternatifin ne ola1516 hazıranda toplanacak bileceğini diişunmek bile istemi>enel kongresınde ANAP yeniyor." \>önetirnını seçecektir. Ancak bu ılanda da partı ne yapacağını "Financial Times"m 8 sayfabılmez bır hava ıçındedır. Butun ekinde iç siyasetteki gelişmehk %ozler Çankaya'ya dönuktür ve lere ve buna koşut olarak ekoCumhurbaşkam'mn işaretı bek nomik duruma ağırlık verildi. 'enmektedır. Kişıhğını bu kadar Aynntıiı makaielerde iç siyasevıtirmîş kadroların halk tabanı iiişkin tahmin ve yorum yapıte nı yitırmesıne şaşılmaz. ANAP hrken "ANAP, yolanu yitirmiş >n nartnsl bırpartıye domtşmegibi göriİBÜyor. Seçim yeailgisis içm kendi vapısmda bağımsız se dogru gitatekte oiaa bir azınbir yonelıme kavuşması ge iik hukiisneti goruntusu içinde. rekıyor. Bakssiar Kuruiu böiunmiüj du12 Eylul askers yoneümmm ntmda, ekonomi ve bir zansartçudumu altında kuruian ve ık iar ANAP'ın temei desiekçîsî tıdara geçen partımn ancak muoian barokrasi, morai bozukiuhakfete duştukten sonra normai ğu içinde. Partiyi ancak muhaışleyişıne kavuşması o/anağı iefetin, bu durumu kendi lehine vardır; ama o zamana kadar ış kttiianamaması kurtarabilir" ışten geçrnış olmayacak mıdır? dendi. Seçime en fazîa 18 ay kaANAP, 12 Eyîui'un son par ia "Kimse seçim sonucu hakkında bir tahminde buiunamıyor. fisidir. 1983 seçimlerine Mîlliyetçi Son kamuoyu yoklamaları, Demokrası Partut, Halkçı Par ANAP'ın dorduncu straya dtıştı ve Anavaian Parttsı katümış tttğiintt gösterdi. ANAP içinde ıı İlk ık'fsi kapandı, ANAP'ın onanimaz bir böiiinmeyi, ancak bugünkü durumu da parlak gö milletyekillerinin sandalyelerini kaybetme korkusu onieyebilir" rtinmuyor. görüsü savunuldu. • •* &ERÇEK >y°lunu Türkiye işkence suçltısu kalarak, "onyargılı" ve "taraflı" tutum takındığı gerekçesiyle, komisyonu, Avrupa İnsan Haklan Divanı'na şikâyet etmeye hazırlanıyor. Türkiye'nin yapacağı başvuruda, gözaitı süresi ve koşullarına iiişkin komisyonun saptamalarını kabul edeceği öğrenildi. Nihat Sargın ve Haydar Kutlu, löKasım 1987'deTürkiye'ye dönüşlerii)de, yargıç kararı Avrupa Insan Hakları Divaolmaksızın Ankara Emniyet nı'nın yetkilerini geçen yılın Müdürlüğü'nde 19 gün gözalsonlannda kabul eden Türkiye'tında tutuldukları ve bu sure nin, bu konuda bazı çekinceler içinde işkence gördükleri gerekkoyduğu anımsatıldı. Çekinceçesiyle Avrupa tnsan Hakları lerden en önemlisinin, Divan'Komisyonu'na kişisel başvuruın yetkilerinin tanındığı tarihten da bulunmuşlardı. Kişisel başönceki olaylar için Divan'a başvuruyu 3 yıla yakın sürede invuru hakkı tanınmaması olduceleyen komisyon, 12 Temmuz ğu belirtildi. Türkiye'nin, ko1990'da karannı verdi. Komis Tiirkiye, şikâyete misyonun karannı Divan'a göyon, 10 ayda da karannın getürebilmek için öncelikle bu çehazırlanıyor rekçesini hazırladı. Hazırlanan kinceyi kaldırması gerektiği vurHükümete yakın kaynakların gulandı. 100 sayfayı aşkın rapor 8 Nisan 1991'de Turk hükümetine iletil verdiği bilgilere göre Turkiye, mek uzere, Dışişleri Bakanlığı' Komisyon raporunu "çok Türkiye'nin konuyu Divan'a ağır" buldu. Özellikle, raporda götürmemesi halinde, Avrupa na gönderildi. ki işkence komisyonundaki ifa Komisyonu üyesi ülkelerin DıVe karar... delerin "önyargıh" ve "taraflı" şişleri Bakanlan'ndan oluşan Komisyon, 11 Mayıs 1989'da olduğu göruşune vardı. Rapo Bakanlar Komitesi, 3 aylık suStrasburg'da yaptığı duruşma run işkenceye iiişkin bölümleri renin sonunda raporu gündemidan sonra Sargm ve Kutlu'nun İÇİR "Ulusiararasî Af Orgutü' ne alarak göruşecek. Bu goruşbaşvuralarmm kabul edilebüir nun etkisi alünda kaîınarak, me sonunda da raporu kabui îtğine karar vermişti. Komisyo hazîrfanmış" olduğu biçisninde edip etmediğini belirtecek. nun 23 yargicmca hazırîanarak değerlendirmeier yapıidî. Türk Türk hükümetine de gönderiien hükümetmm, bu gerekçeier neTürksye'nin konuyu Divan'a karann gerekçesinde, Turkiye, deniyîe, raponı Avrupa însan göturmesj halinde, Divan'da gözalü ve işkence uygulamalan Hakîan Dîvanı'na götürebiJece Sargın ve Kutlu'nun savianm yönunden "suçlu" buîundu. ği ifade edildi. Yapılacak bu baş yeniden gözden geçirerek tarafCumhuriyet'in belîrlemeierine vuruda, komisyonurtun, Turki İann ortaya koyacaklan kanıtgöre kararda, Türkiye'deki göz ye'ye karşı "onyargılı" ve îan inceleyecek. Divan, bunun aiti uyguianjasınm, Avrupa İn "taraflı" davrandığı savu sonucunda da karara varacak. san Hakları Sözleşmesi'nin 5. nulacak. Bu karar da Komisyon raporu maddesindeki güvencelerle çtAyns kaynakiar, rapordaki iie birlikte Bakanlar Komitesi'liştiği saptandı. Sargın ve Kut gozaltı süresi ve gözaitı koşui ne sunuîacak. Komite, kendisilu'nun durumlanmn ayrıntıian lanna iiişkin saptamalann Türk ne ulaşan kararı ya onaylayarak iie değerlendirildiği kararda, hukumetince de haklı buluna buna resmiyet kazandıracak ya "yakalamanm bir yargı karan rak kabul ediîebileceğini söyle da geri çevirerek. na dayanmaması" (5/1), "kolluk kuvvetlerince yakalanan kişinin hemen yargıç önttne çıkartlmamasi" (5/3), "Özgürlüğunden yoksun kdınan kişiye bu BURHAJV ARPAD işlemin yasalara uygunluğunu araştırmak amacıyla en kısa sü(Baştarafı 2. Sayfada) rede bir mahkemeye başvurma nuda şunlan yazıyor: olanagının sağianmaması" Belediyece, Değirmen Ptajt arsalanna çevredeki kaçak (5/4) da Avrupa İnsan Haklan yüksek binalar emsat gösterilerek yüksek apartman biokları Sözleşmesi'ne aykırı bulundu. için izin verilmiştir. (Cumhuriyet, 6 Nisan 1991). Doğayı ve tarihi yıkmayı, yutmayı, yok etmeyi, öylesine olaKararda, Sargın ve Kutlu'nun kendilerine işkence yapıldığı yöğan saymaya başladık ki, buna karşt çtkanlar suçlanacak nernündeki savları da aynntıiı bir deyse! biçimde değerlendirildı. KararYine de kötümser otmamak gerekiyor. da, Sargm ve Kutlu'ya, AnkaYeşilter Partisi'nin Yeşii Piiot Bötge Şenliğt dolayıstyla yaptıği açtklamalar böyle düşünceiere yoi açabiiir mi? Şu anda kıyıda bulunan sanayi tesislerinin denizi kiriettiği saptanmıştır. Arıtma cihazı bulunan bazı tesisierin bunlart sadece göstermelik ve masraf olmasın diye cumartesi ve pazar günleri çahşttrdıkları söylertmektedir. Çevreyi yaşanmaz duruma getiren Çeliktaş tesisinin ve buinsan dışkısı yedirildiğini belirna benzer pek çok zehir saçan tesisin kirletmesi sürüp gitten Yeşilyurt köylülerinin, dini mektedir. Meclis'te buiunan son köy kanununun bir türlü geçbaskılar nedeniyle domuz çiftmemesi nedeniyle asırlık yerleşik alanları hiçbir hukuksal lığı kapatılan Yusuf Tavukçu'nun başvurylan bulunuyor. I^o dayanağı olmayan ınsantarın geleceğe kuşkuyla bakması ve umutsuzlaştıktafrapaçık ortadadm Doğayı iJÜyurrtelerleöozmisyon, 1402'lik bir öğretim mayı amaçlayan bir geteneği sürdürmeye çalışan köylülerin uyesinin başvurusunu, olayın dar gelirlerini destekleyecek küçük üretim ve el sanattarının Türkiye'nin komisyona başvuru hakkını tanıdığı tarihten ön geliştiriimesi gerekiidir. Oysa böyfe bir girişime rastlanmamıştır. ce meydana geldiği gerekçesiyle reddetmişti. Komisyon, yazar Yörede olup biten her şey, olup bitmeden önce, çevre inAziz Nesin'in kendisini "vatan sanlarına bildirilmetidir. Onlara da sorulması gerekiidir. hainliği" iie suçlayan eski CumŞile içinde ve kıyılarında çarpık yerleşmeler hemen durhurbaşkanı Kenan Evren hakdurulmalıdır." kındaki başvurusunu da ön inViyana kapılarına mehter adımları ve çalparalıdavulun müceleme aşamasında reddetmişti. ziğiyle varmış olan Oşmanlı İmparatorluğu bütünüyle bir üreTCK'nm 141. maddesinden iki tim toplumu değildir. İmparatorluk topraklannda yaşayan ve kez cezalandırılarak toplam 12 Türk asıllı olmayan insanlardan alınan Baç'lar, ekonomi yayıl hapis cezasına çarptırılan pısını ayakta tutmaya yetmedi. Atatürk'ün gerçekçi ve bilgili Yusuf Demirci'nin başvurusukafa yapısı gerçeği gördü ve sağlık durumu yettiği süre bunun da halen komisyonca ön inna bağlt kaldı. İstanbul'un yok edilmesi bu toplumcu açıdan celemeden geçirildiği kaydedilolasıdır. di. Para.. Parra.. Parra! (Baştarafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanı Ozal'ın, parlamentoyu, seçime bir yıl kala kendini feshederek erken seçime gitme kararı almaya ikna edebileceği, bu aşamada ANAP için en uygun çözümun, DYP iie bir koalisyon olabileceği öne süruldü. "Ancak Türkiye'nin karmaşık siyasal tarihi goz onune alındığında, ordu 30 yılda üç kez yönetime el koymuşken zayıf bir koalisyon, tercih nedeni değildir" dendi. Cumhurbaşkanı Ozal'ın, "liberalleştirme" siyasetine iiişkin yorumda, bunun ANAP'ın sağ kanadına "yeni bir darbe" olduğu savunuldu. Bu çerçevede, "tslamcı siyaset üzerindeki baskıların kaldınlması, radikal görüşltt ANAP taraftarlannın yeni Islamcı siyasal örgütlere kaymalarına yol açacaktır" tahmini yapıldı. Cumhurbaşkam'run, Semra Özal'ı desteklemesinin, "Islamcı kanadı kargaşaya ittiği" one sürüldü. Çeyrek sayfaya yayılan geniş değerlendirmede Semra Ozal'ın ANAP liderliğine seçilecek kişiyi ne ölçüde destekleyeceği sorularak "Milletvekiiliğine adayhğım koyaeak mı? ANAP kazaıursa bakan oîacak isi? Bu soruiarın yanftiarmı şu sirada Türkiye'de Özallar'dan başkasi bSmiyor" dendi. ANAP Hderlik yanşma katüan Mesut Yıimaz'dan ise "Seçüirse, sosyai demokratlar ve diğer partiierden oy çalabilir" şekîinde söz edildi. Ordunun laiklik başta oimak uzere tum bu geiişmeler karşısmdaki tutumunun önemine değîniîerek "Laik devletin muhafizlanni ikna etnıek ise işiü en zoriti yaaı" dendi. Ancak ordunun tutumuna iiişkin yorumda, "Kimse bir darbe bekiemiyor. Turk toplumu iie siyasetin gitgide sivüieştiği artık kabul ediliyor" dendi. Turkiye'deki iç siyaset çalkantılan iie ekonomi arasmdaki ilişkiye geniş yer ayrılan ekte, "Türkier için enflasyon, hükiimetin başansızlığının en açık göstergesi. Ekonominin başıboşluk içinde olduğu gitgide hissediliyor. tşçi sendikaları ise sendikal ozgurlukleri kısıtlayan yasaları zorlamaya kararlı. Özal, sendikalann taleplerinin, iilkeyi 10 yti geriye götureceğini uyanyor" dendi. ra Emniyet Müdürlüğü'nde kaldıkları sure içinde işkence yapıldığı sonucuna da varıldı. Bu uygulama da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, "işkence ve kötü davranışları" yasaklayan 3. maddesine aykırf bulundu. Raporun hazırlanış sürecinde ve sonrasında, taraflar arasında "dostane çözume" gidilmesi yönünde bazı girişimler oldu. Sargm ve Kutlu'nun uğradıkları maddi ve manevi zararların tazmin edilmesinin de içinde yer aldığı "dostane çözum" yolu, Sargın ve Kutlu tarafından benimsenmemesi üzerine kapandı. Bu yolun kapanması üzerine de hazırlanan rapor, Avrupa Ko"misyonu Bakanlar Komitesi iie birlikte Türk hükümetine iletil UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM HESAPLAŞMA yapmaktan kaçındılar. Prof. Kona Aybay da komisyon karannın Türkıye'nın dış ilişkileri ve Batı Avrupa iie bütünleşme çabası açısından "çok kötu sonuçlar doğurabileceğıne" dikkat çekti. Prof. Aybay şunian söyledi: "Sargın ve Kutlu, uluslararası diizeyde tanınmış kişiSerdir. Onlara işkence yapıldığmı saptayan bir karar, eger resmiyet kazamrsa uiuslararası platformda Tiirkiye aleyhine yılların siiemeyeceği bir leke oiuşturur. Turkiye, bu duruma duşmenıek için ion ana kadar komisyon iie uzlaşma çebasını siirdikmeJi. Ancak İnsan Hakları Divanı nezdinde yapılacak itirazın da pek şansı olacagını sanmıyorum." Prof. Aybay, Kutlu ve Sargm1 ın tnsan Hakları Komisyonu'na yaptıklan başvurunun, Turkler tarafından bu çerçevede yapılan ilk girişim olmadığını, ancak "Turkiye aleyhine" ilk başvuru niteliğini taşıdığmı vurguladı. Aybay, komisyon karannın metnini henüz görmemesi nedeniyle kararın anlamını ancak şöyle değerlendirebileceğini belirtti: "Karar, tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 3. maddesine aykırı bir durum saptaması yapmış ise bu. Turkiye'ye çok ağır bir darbe olur. Çunku bu madde, kimsenin işkence görmemesi gereküğini yalın biçimde ifade etmektedir. Sozleşmenin diger bazı maddelerine aykırt durumlaria her ülkede karşıiaşmak miımkundür. Ancak işkence uyguiamast saptanır ve birttlkebu uyguiamadan ötiirii 'suçlu' bulunursa, bunun altından kalkılamaz. 3. madde, sozleşmenin en can altcı maddelerindcn biridir." Türkıye'nin yalmzca işkence değıl, gözaltında tutulma süresi ve koşullan açısından da suçlandiğının ammsatılması üzerine Aybay, "Bu da hoş bir şey değıl, ama bunlar teknık maddeler. Oniann ihlali 3. maddeye oranla az tepki uyandıracak maddelerdir" diye konuştu. Prot. Aybay ayrıca Avrupa tnsan Haklan Komisyonu'nun bu tur başvuruları incelerken tarafları uzlaştırma eğilimi taşıdığını da vurgulayarak "Komisyon bir tarafı böylc ağır biçimde suçlayan bir karar aldıysa ya uzlaştıncı olmaya yeterince çalışmanuştır ya da Tiirk hükümetinden bu yönde iyi niyet görmemiştir" dedi. tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 3. maddesi aynen şöyle: "Hiç kimseye işkence ya da insanlık dışı ve onur kıncı bir davranış ve ceza uygulanamaz." rosu) Avrupa Jnsan Hakları Komisyonu'na Türkiye'den 200'un uzerinde kişisel başvuru yapıidî. Komisyona kişisel başvuru hatckırnn" "tanındîğı 1987'den bugüne değin yapılan girişimlerden yalnız TBKP hderleri Nihat Sargın ve Haydar Kutlu'nun başvuruları kabul edilebilir bulundu. Başvurulardan büyük bir bölumü komisyonun ön inceleme aşamasında reddedildi. Halen ön inceleme aşamasım geçerek komisyon tarafından kabul edilebilirlik yönunden incelenen başvuru sayısının 3040 kadar olduğu belirtildi. Bunlar arasında Ana DevYol davası sanıklannın, makul süreden fazla tutuklu kaldıklarını ileri suren Kutlu ve Sargın'ın, kendilerine Türkîyeden komisyona 200 başvuru ANKARA (Cumhuriyet Bü kaçakçılık dünyasının bilinen soyadlarından biridir (The Heroin Trail. Souvenir Press, 1973, Londra s: 37). Bu milletvekili hakkında Avusturya'da bir soruşturma başlamışsa, konu, 'adliyardımlaşma anlaşmaları'na göre Avusturya Adalet Bakanlığı'ndan Adalet Bakanlığımıza yansıtılır. Adalet Bakanlığı da gereken işlemleri yapar. Avusturya içişleri Bakanlığı herhalde konuyu İçişleri Bakanlığımıza bildirmiştir. 'Interpol' en ivedi yolla, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne olay iie ilgili bilgi de vermiştir. Viyana1 daki başkonsolosluğumuz da olay hakkında bilgi sahibidir. Böyle bir olayı kimse gizleyemez. Turkiye'ye bilgi ulaşmışsa, bu milletvekilinin kimliği açıklanır. İçişleri Bakanı ya da Adalet Bakanı 'Bilmiyorum, haber bana daha ulaşmadı' diyemez. Derse, bu milletvekilini korumuş olur. Hiçbir bakan da bunu göze alamaz. Bu gibi olaylara geçmişte de rastlanmıştı. Eski MHP Niğde Senatörü Kudret Bayhan, 1972 yılı mart ayında İtalyaFransa sınırındaki Menton'da 146 kilo bazmorfinle yakalanmıştı. Bayhan, MHP'ye CKMP'den gelmişti. Fransız polisi Kudret Bayhan'ın bazmorfini Nuri Bostan adına taşıdığmı saptamıştı. Olay iie ilgili olarak bir eski milletvekili adı daha belirlenmişti: Sami Binicioğlu... Eski CKMP Senatörü Binicioğlu da Türkiye'de tutuklanmıştı. Kudret Bayhan'ın şoförü Ibrahim İkizer Fransız polisine iki pariamenterın adını vermişti. Bu iki parlamenter hakkında bir soruşturma açılmadı. Bu partamenterierden biri bakan ofdu; sonra da adi bir yoisuzfuk olayına kanşîi. Kudret Bayhan uzun sure Fransa'da hapis yatti. Cszast bîttiğinde Türkiye'ye Vade' eöiim Bayhan aynı suçteın Türkiye'de de hapis yatti. Uyuşturucu madde kaçakçtitğına kanşan bir başka eski miiletvekiü de Hatit Kartraman'd!. Kahraman eski MSP Diyarbakır milietvekiîiydi. Kahraman, 1978 ytlı ekim aysnda Federai Aimanya'ntn Duisburg kentinde uyuşturucu madde i!e yakafandi. Kahrarrtan'ın yakaiandiği günlerde Federai Alman poiis yetkiiiierinden Erîch Straas şu açiklamayf yapti: Aşm sağct Türklerin uyuşturucu madde kaçakçttığma karıştıklarını kanıilayan beigeler elimizdedk 18 Ekim 1978 günü yayimianan ünfü Aiman dergisi Stern olayı şöyle duyurmuştu: Aşırı sağcı partilerin eroin tlcareti ite ilişkileri olduğuna iiişkin tahminler, 58 yaştndaki eroin tüccart Hatit Kahramarfm ekim 1978'de tutuklanması iie güç kazandı. Kahraman, Duisbug'da sorgusu yapılan işçi Nusrettin Gündüzhan'tn patronuydu. Nusretin Gündüzhan, Duisburg'da yargıfandığı mahkemede, çorabından bir jilet çıkararak damarlarını kesmek istemiş; görevliler Gündüzhan'ın bu intihar girişimine engel olmuşlardı. Yargıç sormuştu: Neden intihar etmek istedin? Gündüzhan 'açıklama yaparsa öldüruleceğini' söylemekle yetinmişti. Halit Kahraman, yedi yıl ağır hapis cezasına çarptınlmış, olay da öyie kapanmıştır. İsveç polisi 18 Eylül 1970 günü bir eski AP milletvekilinin 4.5 kifo uyuşturucu madde iie yakalandığını, ancak Zekeriya Kürşat ve arkadaşı Sedat Doğan Timur'un kaçtıkfarını, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bildiriyor, bu konu o günlerde basında da yer atıyordu. (Maya, Eytül 1980, sayı 23. s: 45) Doç. Bedrettin Cömert'i öldürmek suçundan aranan ülkücü eyiemci Rıfat Yıldırım, Frankfurt'ta uyuşturucu madde iie yakalandı; isviçre'nin Basel kenti savcıst aralannda İpekçi cinayeti santklarından Oral Çelik, Mehmet Şener iie UGD Genel Başkan Yardtmcısı Abdullah Çatlt haklarında uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptıklan savtyla dava açtı. Şener önce mahkum oldu, sonra aklandı. Bu gibi olayların ticari ilişkileri kadar siyasal özellikleri önemlidir. Kim bu milletvekili? T.C. BEYOĞLU 1 ASLİYE TİCARET MAHKEMESt Sayı: 1991/16 Esas Davacı A. Kemal Kuruhasanoğlu vekili Av. Mithat Çeker tarafından davalı Mapaş Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine mahkememize açılan iflas davasmın 7.5.1991 tarihli yargüamasında alınan ara kararı gereğince: Ekte gönderiien ilanın yurt düzeyinde tirajı en yüksek beş gazeteden birinde ilan edilerek ilgili gazete nttshasuun mahkememize gönderilmesi rica olunur. 13.05.1991 Basın: 5847
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle