22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ŞUBAT 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/J1 Lübnan'daki rehineler • LONDRA (AA) — Ingiltere Iran'dan Lübnan'daki lngjliz lehinelerin serbest bırakılması için çabalannı arttınnasını ve casusluk suçundan lran tarafından hapsedilen Ingiliz işadamı Roger Cooper'in durumunu yeniden gözden geçirmesini istedi. Ingiltere bu isteklerini Dışişleri Bakan Yardımcısı Douglas Mogg ile tran maslahatgüzarı Şemseddin Karekani arasında dün Londra'da yapüan görüşme sırasında iletti. Dışişleri Bakanlığı, iki yetkili arasında yapılan göruşmeleri 'yararlı' olarak niteledi. Ertelenen grevler • WASHINGTON (Reuter) — ABD'de demiryolu işkolundaki işveren ve işçi sendikaları, ülke çapındaki demiryolu grevini Körfez savaşı nedeniyle 60 gün süre ile ertelediler. Her iki taraf ycni bir sözleşme için iki yıldan beri görüşmelerde bulunuyorlardı. Demiryolu Sendikası'nın lideri Richard Kilroy, "Bu karan Körfez krizinin bu kritik günlerinde demiryolu taşımacılığını engellememek için aldık" dedi. Amerikan demiryolu kaynaklarına göre ABD demiryolları ağustos ile ocak arasında on beş bin vagon askeri malzeme taşıdılaı. G.Afrika'da anlaşma • CAPE T0WN (AA) — Afrika Ulusal Kongresi (ANQ lideri Nelson Mandela ile Güney Afrika Devlet Başkanı arasında dün yapılan görüşmelerde, ANC'nin silahlı mücadelesi konusunda var olan görüş aynlıklarmın giderildiği açıklandı. Görüşmelerden sonra yayınlanan ortak bildiride, geçen ağustos ayında yönetimle ANC arasında yapılan ve ANC'nin, silahlı mücadeleden bazı şartlara karşıhk vazgeçmesini öngören anlaşmanın uygulanmasındaki aksaklıklann giderildiği belirtildi. Ortak bildiride, bu anlaşmanın en kısa süre içfnde -Güney Afrika Bakanlar Kunüu ve ANC Ulusal Yürütme Komitesi tarafından onaylanacağı kaydedildi. Dünkü toplantı, geçen ağustos ayında yönetimle ANC arasında yapılan anlaşmanın, silahlı mücadele ve buna "benzer" eylemler konusundaki hükümlerin yorumunda anlaşmazlık çıkması uzerine yapıldı. Paktın feshi gürprizdegil • ANKARA (ANKA) — Varşova Paktı'nm feshedileceği yolunda Moskova'da yapılan açıklama Ankara'da sürpriz yaratmadı. Dışişleri Bakanüğı Sözcüsü Murat Sungar, "Doğu-Batı ilişkililerinin bugünkü durumunda Varşova Paktı'nın geçerliliği kalmamıştı" dedi. Dışişleri Sözcüsü Murat Sungar, haftalık olağan basın toplantısında Varşova Paktı'nın dağıtılmasıyla NATO'nun rolünün değişip değişmeyeceğine ilişkin bır soru uzerine, NATO'nun kalması gerektiğini belirtti. Murat Sungar, şöyle dedi: "NATO esas itibarıyla Varşova Paktı'na karşı kurulmuş bir teşkilat. Fakat bununla birlikte çok önemli bir görev yapıyor. Müttefikler arasında bir istişare mekanizması olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye NATO'nun özellikle bir istişare mekanizması olarak devam etmesi gereğine inanmaktadır;' Ayin sırasuıda izdiham:35ölü • MEXIC0 CITY (AA) — Meksika'da binlerce kişinin ayin düzenlenen bir kiliseye aym anda girmeye kalkışması uzerine yaklaşık 35 kişinin ezilerek öldüğü bildirildi. Acil yardım servisi başkanı Doktor Rodolfo Bribiesca, başkentin 50 kilometre güneyindeki Chalma kilisesindeki faciada yaklaşık 30 kişinin de yaralandığını açıkladı. Doktor Bribiesca, olay sırasında 8-10 bin kişinin kiliseye girmek için birbirlerini ezdiklerini söyledi. Paskalya'ya kadar surecek olan 40 günluk oruç öncesinde her yıl Katolikler, Meksika'nın çeşitli bölgelerinden hareket ederek Chalma'da bir araya geüyorlar. Dışişleri Bakanı KurtcebeAlptemoçin, Körfez gezisinin ikinci durağı olan Kahire'de 'Bölge baruşına katkıya hazımz'Dışişleri Bakanı Alptemoçin, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek tarafından kabul edildi^ Alptemoçin, Mübarek'e Cumhurbaşkanı özal'ın sözlü bir "iyi niyet" mesajım iletti. KAHtRE (Cnmhuriyet) — Ortadoğu'ya yaptığı "aabu yoklama" tunınu sürdüren Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, Su- riye'deki temaslannı tamamlayarak dün Mı- sır'ın başkenti Kahire'ye geçti. Alptemoçin, Kahire'de Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mü- barek tarafından kabul edildi, ardından da Dışişleri Bakanı Ismet Abdümecit ile bir ara- ya geldi. Alptemoçin, Şam'dan aynlmadan önce ba- sına yaptığı kısa açıklamada, Suriye*deki te- maslannın son derece olumlu bir atmosfer içinde geçtiğini söyledi. Alptemoçin ayrıca Suriye Devlet Başkanı Haftz Esad'ı Cumhur- başkanı özal adına Türkiye'ye davet ettiğini açıkladı. Kendisinin de Suriye Dışişleri Ba- kanı Faruk Ei Sara'yı Türkiye'ye davet etti- ğini bildiren Alptemoçin, bu ziyaretlerin en kısa zamanda gerçekleştirılmesine çahşılaca- Sını söyledi. 10.30'da Kahire Havaalam'na inen Alptemoçin, burada evsahibi Dışişleri Bakanı lsmet Abdülmecit tarafından karşı- landı. Herhangi bir açıklamanın yapılmadı- ğı karşılamada Mısırlı yetkililer, Alptemoçin ile beraberindeki heyet üyelerinin ve Türk ga- zetecilerin Hüsnü Mubarek'in sarayına hare- ket etmek üzere bekleyen arabalara süratle binmelerini sağladılar. Alptemoçin ve beraberindekiler, pasaport işlemleri bile yapılmadan havaalanı çıkışma koşar adımlarla ilerlediler. Daha sonra Mı- sırlı yetkililerin bildirdiğine göre bu telaş, beklenmedik bir şekilde dün Kahire'ye gelen Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi- nin de Alptemoçin'i kabulünden hemen sonra Hüsnü Mübarek ile görüşecek olmasından kaynaklandı. Cumhurbaşkanhğı Sarayı'nda Alptemo- çin'i karşılayan Mübarek, burada kendisiyle gazetecilerin önünde bir sure sohbet etti. Su- riye Devlet Başkanı'nı kasteden Mübarek, "Kardeşim Hafız Esad nasıl" diye sordu. Alptemoçin'in Şam'da Esad ile yaptığı görüş- menin iki buçuk saat kadar sürdıiğünü be- lirtmesi uzerine Mübarek, esprili bir şekilde, "O bir şey değil, çok daha fazla koDuşabüirdi" dedi. Mübarek ile Alptemoçin arasında basına kapalı olarak yapılan görüşme bir saat sür- dü. Dışişleri Bakanı Abdülmecit de görüşme- de haar bulundu. Görüşme çıkışmda iki Dı- şişleri Bakanı gazetecilerin sorulanna kısa ya- nıtlar verdiler. Alptemoçin bir soru uzerine, Hüsnü Mübarek Ûe Körfez savaşındaki mev- cut durum, savaş sonrasında beklenen geliş- meler ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliş- tirilmesi konulannm ele alındığını bildirdi. Türkiye'nin savaş sonrasında oluşturulması planlanan bir güvenlik sisteminde Araplann yanında yer alıp almayacağma ilişkin bir so- ruyu da yanıtlayan Alptemoçin, "ileriye yö- nelik birçok senaryo üzerinde durulduğunu, ancak kesin bir şey söylemeden önce savaşın sonunu bekleyip görmek gerektiğini" belirt- ti. Alptemoçin buna rağmen "kendiâne ih- tiyaç duyulması durumunda Türkiye'nin böl- gede banş ve istikrann saglanmasını amaç- layan herhangi bir örgüte kaülmaya hazır olduğunu" kaydetti. Alptemoçin, Irak'tan Türkiye'ye bir saldı- nmn beklenip beklenmediğine ilişkin bir so- ruya ise "hayır" yanıtını vermekle yetindi. Mısır Dışişleri Bakanı Abdülmecit ise, "Bazı Arap ülkeleri, Irak'a karşı yürütülen operasyonun BM Güvenlik Konse>i'nin 678 saydı kararını aştığıtu bildiriyorlar. Mısır da aynı görüşte mi?" şekindeki bir soruyu ya- nıtlarken kendilerinin bu görüşte olmadıkla- nnı bildirdi. BM karannın gayet net olduğunu belirten Abdülmecit, operasyonun durdurulmasının sorumluluğunun Irak Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'in elinde olduğunu söyledi. Ab- dülmecit, Irak'm kayıtsız ve şartsız olarak Ku- veyt'ten çekihnesi ve Kuveyt'in meşru yöne- timinin dönmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Abdülmecit, bir başka soru uzerine, Kör- fez bölgesi için ileriye dönük olarak öngörü- KAHİRE NOTLARI Mısır kan ağlıyor Mısır için şubat ayı, turizm sezonunun donığu, turist ise başlıca ekmek kapısı. Ancak savaşın Avrupa'ya yaydığı korku nedeniyle Mısır bu yıl bomboş. SEMİH İDtZ KAHtRE — Bir başka olur Kahire şubatta. Yazın boğucu sıcağı geride kalmıştır; hava ne soğuk ne de sıcaktır. Yumuşak ruzgâr hafıften eserken, güneşin bu mevsimde yaydığı loş ışıkta Nil'i seyretmek, insanın içini fe- rahlatır. Lawrence DurreU ve Kavafi'den Nedp Mahfaz'a ka- dar bunca yazan bu ülkeye ce- ken romantik cazibeyi hemen anlarsınız. Şubat ayı, Mısır için turizm sezonunun donığu, turist ise bu ülke için başlıca ekmek kapısı, ama bu yıl mısır bomboş. Kör- fez savaşımn Avrupa'da yaydı- ğı korku, birçok uçak şirketinin bölgeye düzenlediği seferlerini iptal etmesiyle birleşince, geliri- ni bu kaynaktan sağlayan yüz binlerce kişiye, kan ağlamak kalrmş. Restoranlar ve kulüpler ke- penklerini çekmiş, oteller bom- boş. \Nİ1 Kraliçesf gibi binbir çağnşunı olan isimli, ışıklı ve canlı müzüüi 'Restoran Gemfle- ri% bu 'nehuienin anası'nın kı- yılarında hüzünlü hüzünlü bek- liyorlar. Piramitler ise, beş bin yühk görkemlerini hâlâ koru- yor. Ama ziyaretçi yok. O ka- dar ki girişteki kapıya zincir vu- nılmuş. Evet, Avrupahlann aksine, Kahire'yi yaz aylannda seven ve ülkelerinin işgal edilmesiyle Mı- sır'da mahsur kalan Kuveytliler, halen aynı beş yıldızh otellerde kahyorlar. Ülkelerine dönecek- leri gunü, 'Semiramis' Oteli'- ninki gibi ihtişamlı lobilerde bekliyorlar. Kahireliler, Kuveyt- liler ve yabana gazetecilerle baş- başa kalmışlar. Bu mutsuz durum tabii ters bir şekilde olsa bile Dışişleri Ba- kanı Alptemoçin'i Mısır'da iz- leyen biz gazetecilerin işine ge- liyor. Otel lobisinden girer gir- mez kral muamelesi görüyorsu- nuz. Lobideki kıza, "Bana han- gi o4ayı vereceksiaiz?" diye sorduğûnuzda da, Seç begen hepsi senin" gibi esprili yanıt- lar alıyorsunuz. Bavulunuz odanıza taşıyan şişman ve geleneksel giysileri içindeki 'Porter'a biraz sıkıla- rak, "Maalesef Mısır Iirası ala- madım daha. Dolar olur mu?" diye sorduğûnuzda da hemen "No proMem liı" yanıtını alı- yorsunuz. Bahşiş olarak verdi- ğimiz iki dolan görur görmez inci beyazı dişleri parlıyor ve görkemli bir "YVetcome to Ca- iro sir" cekerek odadan ayrılı- yor. Otelde kat menejeriile konu- şuyoruz. ' "Dnrnm feaa gözüküyor" diyoruz. "Sonnayın" diyor ve ekhyor, "Çok insan aç kalacak, ba mev- simde topladıklan paralan yıl boynnca harcarlar." Evet, "Wdcome to Cairo", ama geçmiş yülarda her köşede duyduğimuz bu neşeli sözler, bu yıl ne yazık ki muhatap bulamı- yor. ATLI GÖSTERİ— Amman yakınlannda toplanan 8000 kisi, atlanyla ve bayraklanyla Irak için ve müttenk knvvetlere karşı bir gösteri düzeniedi. (Fotoğraf: AFP) len güvenlik sisteminin esaslanmn dışandan empoze edilmeden bölge ülkeleri arasında saptanması gerektiğini bildirdi. Abdülmecit, Arap olmayan bölge ülkelerinin bu sistemde bir tür "ortaklık" statusüyle katılabilecekle- rini ifade etti. Alptemoçin ve Mısır Dı- şişleri Bakanı Abdülmecit başkanlığında da- ha sonra yapılan resmi heyetlerarası görüş- melerinin ana gündem maddesini yine Kör- fez bunahmı oluşturdu. Türk heyetine yakın bir yetkili, Dışişleri Bakanı Alptemoçin'in Kahire'deki temaslan hakkında bilgi verirken şunlan söyledi: "Buradan somut bir sonucun çıkması bek- lenmemeli. Herkes şo anda fikir üretiyor ve karşılıkh olarak nabız yoklayor. Ancak mev- cut ortamda bunun da biıyük onemi var. Bazı Arap ülkeieri Mısır'ı sevseler de sevmeseler de Kahire'yi Arap diinyasının başkenti ola- rak göriiyoriar. Nitekim Arap Birliği'nin mer- kezinin burada bulanması boşuna değil. Bu açıdan bakıldıgında karşüıklı görüş alışveri- şinde Mısır'ın söyleyecekleri Türkiye acısın- dan da önem taşıyor." ANKARA Arafat'a tepki ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — Ankara, FUistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın Kıbns ile Kuveyt arasında benzeriik kurmasından duyulan rahatsız- hğı FKÖ Temsilciliği'ne iletti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mu- rat Sungar, "Arafat'ın ayıklama- lannı yadırgadıklannı" söyledi. Murat Sungar, basın mensupla- ruıın çeşitli konulara ilişkin so- rulanm yamtladı. Sungar, bir gazetecinin "Arafat'ın Türkiye hakkında Osmanh tmparatoriu- gn ifadesini knllanmasını nasıl kaışıuyoreunıu?" şeklindeki so- nısuna şu yanıtı verdi: "FilistiD liderlerinin son za- manlardaki benzetmelerini ya- dırgadıgımızı söyleyebilirim. Özellikle Kuveyt-Kıbns konu- sunda yapmış oidugu beozetme- leri yadngadıtımız buradaki Fi- listin TemsUdligine bttdirilmiş- tir. Bir devlet bilinci içerisude davranmalan gerektiğini dnşü- nüyoruz. Bu nhatsızhgınuz bn- radakiteşebbüsterimizieyüksek seviyede FUistiı Temsilcisi'nin dikkatine getirilmiştir. Keza o da bu konudald üzüntülerini bi- dirmistir." FKÖ Temsilciliği'ne iletüen rahatsızlığın bir protesto olup olmadığına ilişkin bir soruya ise Sungar, "Protesto defil, rahat- si7hğımi7i dfle getirdik. O da üzüntülerini beyan etti" karşılı- ğım verdi. Sözcü Sungar, Kıbns konu- sunda yöneltilen bir soruya ise, Türkiye'ye Kıbns konusunda bir baskı olmadığı yamtmı verdi. MuhafazakârAmerikalılar, CNN'e ateşpüskürüyor CNN: ABD'nin geritepen silahıDünyaca ünlü TV kurumunun Bağdat muhabiri Peter Arnett'm Saddam Hüseyin'in propagandasım yaptığı iddia ediliyor. Muhafazakâr çevreler Arnett'm Bağdat'tan çekilmesini istiyor. Dış Haberler Servisi — Irak'ı Kuveyt'ten çıkarmak amacıyla başlatılan Körfez sava- şını ilk günlerde dakikası dakikasına izledi- ğimiz CNN televizyonu ve Bağdat'taki mu- habiri Peter Arnett, ABD'de eleştirilerin he- defi oluyor. Cumhuriyetçi Parti Senatörü Alan Simpson'm, Irak sempatizanı olduğu- nu ileri sürdüğü Arnett, artık "Bağdat yö- netiminin propagandasını yapmakla" suçla- nıyor ve bu ülkeden geri çekilmesi isteniyor. Muhafazakâr Medya'da Doğnıluk Med- ya (Accurery in Media) gnıbu Başkanı Re- ed Irvine, önceki gün düzenlediği bir basın toplantısında, Cable News Network'ün (CNN) ve Bağdat'taki muhabirleri Peter Ar- nett'm Irak'tan çıkanlmasına çahştıklannı açıkladı. Medyayı eleştiren çeşitli gruplan- mn temsilcilerinin de katıldığı bu toplantı- da, Başkan George Bush'a, CNN'in Irak'ta çakşmasma izin ve: en karan iptal etmesi için çağnda bulunduklan da kaydedildi. Reuter'in haberine göre Irvine, Irak lide- ri Saddam Hüseyin'in "Peter Arnett ve yar- dımcılannı yönlendinnede oldukça başarüı olduğunu", Saddam'ın böylece "Körfez'de- Id amacıaa nlaşmak için gerekli yardımı el- de etmiş olduğunu" belirtti. Reed Irvine, Peter Arnett'ı "bedava propa- gandacı" olarak nitelerken, onu William Joyce ile karşılaştırdı. Ingiliz vatandaşı olan Joyce, 2. Dünya Savaşı'nda Hitler'in "kira- uk propagandacısı"ydı ve "Lord Hew Hew" olarak tammyordu. Aym dönemde Japon- lar için yayın yapan Amerikah Iva Toguri de "Tokyo Gülü" olarak tammyordu. Joyce, savaştan sonra vatan hainliği ile suçlanmış ve Ingüizler tarafından idam edi- Urken, Tuguri de Amerikalüar tarafından hapse atılmıştı. Irvine, Arnett için de aynı yazgının söz konusu olduğunu düşünmedi- ğini söyledi. Ancak Amett'in Vietnam sava- şındaki durumu ile ilgüi soruşturmalan sür- dürdüklerini kaydetti. Reed Irvine, hiçbir kimsenin Bağdat'tan Amerika için haber geçmemesi gerektiğini söyledi. Irvine'e göre "Düşmana yardım et- meseler, düşman onlann orada bulunması- na izin vermez." CNN sözcüsü, kuruluşun suçlamalara ya- nıt vermeyeceğini açıkladı, ancak CNN Yö- netim Kurulu Başkanı Yardımcısı Ed Tur- ner'in bir açıklamasına da yer verildi. Tur- ner, "Kuruluşumuz hiçbir zaman kötu şekil- de temsil edilmemiştir" derken, CNN'in Bağdat haberlerinin Irak sansüründen geçi- rildiğine de işaret etti. Turner, "CNN ve Ar- nett'in şartlara bağımh olarak kusurlu, sınırlı ve tehlike içinde olduklarmı" belirtti. Peter Arnett ise dün canlı yayında CNN spikerinin sansürle ilgili bir sorusunu "Bag- dat yönetimi 'ne görüyorsanu onu söyleyin' demek dışında bir sansür uygulamıyor" şek- linde yamtladı. Arnett, şimdiye kadar sade- ce savaştan zarar gören sivil bölgelerde gez- dirildiklerini, askeri üslere götürulmedikle- rini de kaydetti. ARNETT — Mnhafazakarlann ateşi alünda. Soğukkıştan, sıcaksavaştankorkmaym... ZİBR0KAMİNalm PeşinjsımMaksitle ödeyin... ZİBRO KAMİN sıcaklığı peşin. Ödeme ayda 115.000 liradan başlayan taksitlerle... Hemen bir ZİBRO KAMİN alın, taksitleri ısınırken ödeyin. Ayrıntılı bilgi ZİBRO KAMİN Satış Mağazalarında... jfeu»jjork®tn«ö, havasaldınlannın sürdürülmesigerektiğinisavunuyor s a y a ş ı tehlİkekrle CİOİU3 D^ Haberler Servisi — Körfez'de kara savaşımn ne zaman baslayacağı yoğun ola- rak tartışılırken, bu konuda endişeli görüş- ler de ileri sürülüyor. The New York Times gazetesi, Irak'a karşı girişilecek bir kara sal- dınsuun çeşitli riskleri banndırdığım beür- terek hava saldınlanna devam edilmesini savunuyor. Gazeteye göre Körfez'de baş- layacak bir kara savaşı, ABD ve müttefik- leri için saruldığı kadar kolay değil. The New York Times'ın International Herald Tribune gazetesinde kara savaşına ilişkin olarak çıkan yorumunda, ABD için çeşitli risklere işaret edilerek bir durum de- ğerlendirmesi yapılıyor. Gazete, kara savaşı ve getireceği riskler konusunda şu görüşle- ri savunuyor: ABD Başkanı George Bush, özellikle 8 Kasım 1990 tarihinden itibaren savaş yan- hsı bir tutum izlemeye başladı. Bunda Irak'a karşı uygulanan ekonomik ambar- gonun başanh olamayacağı göruşü etken oldu. Bush, şimdi de Irak'm Kuveyt'ten çı- kartüması ve Saddam'ın nükleer, kimyasal ve biyolojik gücünün etkisiz hale getirilmesi için kara savaşım istiyor. Kara savaşıyla ilgili olarak ABD'de iki görüş hâkim. Bunların bırincisi kara sava- şımn "olumlu" yanını göz önüne alıyor, ikincisi ise bu konuda çeşitli endişeleri içe- ren görüşler olarak sivnliyor. Her iki gö- rüş de bilgili ve deneyimli uzmanlarca sa- vunuluyor. Bu görüşleri bir potada eritmek için ko- lay bir yol yok. Ancak şu soru sorulduğun- da iş değisiyor: "Bu acele neden?" Kara sa- vaşımn bir an önce başlamasına ilişkin gö- rüşlere şu üç başhk altında yanıt verilebilir: Zamanlama onceUği — Müttefiklerin ha- va gücü tartışmasız bir biçimde etkili. Sa- vaş uçaklan, Irak'm tank ve toplanna karşı New York Times'a göre ABD Başkam Bush, savaşı karaya çekmek isteyerek riski arttırıyor. Gazete, kara savaşında ABD'nin çok fazla kayıp vereceğini ve böylece Amerikan kamuoyunun Bush'tan desteğini çekebileceğini ileri sürüyor. saldırıya başlamış oulunuyorlar. Bu tür bombardıman sürerse ABD fazla kayıp ver- meden Irak güçlerini imha edebilir. Süren hava saldırılan, Irak'ın askeri gücünü gi- derek zayıflatıyor. Hftkimiyetten kavgaya — Müttefiklerin havadaki avantajı, karada görülmeyebilir. Irak ordusu, Iran'la 8 sene savaşmış bir or- du. Üzücü olaylar karşısında ne yapılaca- ğını biliyorlar. Bu nedenle stratejiyi, Sad- dam Hüseyin'in istediği biçimde oynama- nın amacı ne? Tanklar karşı karşıya geldi- ğinde verilecek kayıp artacak. ABD Başka- nı Bush, yeni bir Vietnam yaratmamakta istekli mi, yoksa ABD'yi yeni bir Vietnam'a mı sürükleyecek? Dunna noktalan — Savaş giderek çarpık bir biçimde isliyor. Çokuluslu gücün komu- tam General Norman Schwarzkopfu din- lediğimizde, "Evet, savaş, bir koregrafidir. Orkestra çalmaya başladı, ancak bazıları orkestramn dışında çalmaya hevesleniyor" diyor. Bütün bunlar göz önüne ahndığında, ka- ra savaşımn çeşitli riskleri içinde barındır- dığı görülüyor. Havadan yere inmek sava- şın riskini arttınr ve Bush, bu riski yükselt- meye çahşıyor. Kara savaşmdaki kayıplar, kızgın bir Amerikan kamuoyu yaratabilir ve artık bu konuda onlardan hiçbir destek beklenemez. Kara savaşı, Kuveyt'ten yayıhp Irak iç- lerine kadar genişlerse o zaman kayıplar da- ha da artacaktır. Bu durum da savaş son- rasında Arap dünyası ile olan ilişkilere göl- ge düşurecektir. Böyle bir durum, Sad- dam'ın Arap dünyası içindeki kredisini art- UrabUir. Hatta hatta, kara savaşı sonucun- da ortaya çıkacak Irak kayıplan, çokulus- lu güç içerisinde yer alan Arap ülkelerinin bile tepkilerine yol açabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle