17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 DIS HABERLER 21 EKİM 1991 Irangate'te yeni perde • WASHINGTON (AA) — Iran'a silah satışından elde edilen paranın Nikaragua'daki Contralara aktanldığı 'Irangate' skandahnda yeni bir perde açüdı. Skandahn baş yüdızı Yarbay Oliver North, bütün operasyonu Başkan RonaJd Reagan'ın bildiğini ve "coşkuyla" desteklediğini öne sürdü. North, Irangate skandalına ilişkin anılannı topladığı 'Ateş Altında' adh kitabında, yönetimi sorumluluktan kurtannak için kendisinin feda edildiğini söyluyor. Şimdiye dek Reagan ve Beyaz Saray, operasyonun North tarafından tek başına yürütülduğûnu savunmuştu. Ancak yarbay kitabında, Reagan'a ilişkin iddiasını tam kanıtlayamıyor. Sovyet savunması • MADRİD (AA) — SSCB Genelkurmay Başkanı General Vladimir Lobov, Sovyet nükleer silahlannın, merkezi hükumetin denetimi altında olacağını söyledi. Lobov, Kuzey Atlantik Asamblesi'nin önceki günkü toplantısında yaptığı konuşmada, "Yeni ulusal savunma doktrinimiz, cumhuriyetlerin savunma bakanlıkları ile egemen devletler olması temeline dayanıyor" diye konuştu. Nükleer silahlar taşıyan deniz kuvvetleri konusunda endişe duyduğunu da belirten Lobov, bu konunun deniz güvenliği alanındaki göriişmelerin konusu olmasını istediğini kaydetti. Lobov, ülkesindeki askerlik hizmet suresınin de iki yıldan 18 aya indirileceğini söyledi. Sığmmacılara AT kıskacı • BRÜKSEL (AA) — Avrupa Topluluğu ülkelerinde üzün bir dönem büyuk hoşgöru ile karşılanan siyasi sığınmacılara, artık eskisi gibi sıcak bakılmıyor. 12'ler siyasi sığınmaa olmayı zorlaştıran önlemler almak için çalışıyorlar. AT ülkelerindeki "son derece liberal yasalardan dolayı" bu kişilenn elde ettikleri sosyal ve hukuki hakların üye ülke ekonomilerine olan maliyetkrinin çok büyük oluşu buna neden gösteriliyor. 10. ateşkes de bozuldu • ZAGREB (AA) — Yugoslavya'da Avrupa Topluluğu'nun, Hırvat - Sırp savaşına son vermck amacıyla taraflar arasında imzalanmasını sağladığı onuncu ateşkes anlaşmasına karşın ülkede çatışmalar sürüyor. Dün, Vukovar'dan Adriyatik sahilindeki Dubrovnik kentine kadar geniş alanda havan toplannın kullanıldığı çatışmalara rastlandığı, 9 kişinin ölduğü bildirildi. Pakraç kasabasına, federal savaş uçaklarının daüşlar düzenlediği, Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'in güneyinde yer alan Karlovaç kenti ve Gospiç'te havan toplarının kulanıldığı bildirildi. EFIA'ya üyelik onaylanacak • ANKARA (AA) — Dışişleri Bakanlığı AT Genel Müdürü Buyükelçi Taner Baytok, Cenevre'de parafe edilen EFTA anlaşmasının yübaşından önce bakanlar seviyesinde imzalanacağını bildirdi. Dışişleri Bakanbğı AT Genel Mudürü Buyükelçi Taner Baytok, önceki akşam uçakla Ankara'ya döndü. Esenboğa Havalimam'nda anlaşmayla ilgili açıklamalarda bulunan Buyükelçi Baytok, "Anlaşmayla Türkiye, EFTA üyesi 7 Avrupa ülkesine gümrüksüz sanayi ve ticaret ürünü ihraç edecek" dedi. Deprem: 500 ölti • YENİ DELHİ (AA) — Hindistan'm Uttar Pradeş eyaletinde dün meydana gelen şiddetli depremde son belirlemelere göre 500 kişinin öldüğü, 1000 kişinin de yaralandığı bildirildi. Hindistan Sismoloji Merkezi, merkez üssü Tibet sının yakınlannda bulunan depremin 6.1 şiddetinde olduğunu açıklarken polis, depremden en fazla etkilenen Uttarkashi bolgesinde SO, Chamoli bölgesinde de 20 kişinin öldüğünü duyurdu. BAITDA GEÇEN HAFE1 İTALYA Sabriırfmn göğüsleri mahkemelik oldu FRANSA NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Crud'den sonra halyan sosyalistlerinin iki numarah lideri sayılan Adalet Bakanı daııdJo Martelli, bu hafta kamuoyunun tüm dikkatini üzerine topladı. 99 kişinin ölümünden sonımlu tutulan mafya babası Pietro Vernengo'nun Palermo'da "tedavi gördağü" hastaneden kaçırılması adalet bakanı Martelli'yi küplere bindirdi. Mafya babası Vernengo'nun ömürboyu hapse mahkûm edildiğı hapishane yerine hastanede olması ve bulunduğu hastaneden de kaçınhnası ttalyan Adalet Bakanı'nın tüm hiddetiyle Sicilya'daki hâkim ve savcılann üstüne gitmesine neden oldu. Aynı zamanda başbakan yardımcıhğı yapan Martelli, Palenno mahkeme başkanı dahil, Sicilya'dan Uç hâkimi kaydırdı ve çizmenin başka yerlerine gönderdi. "Mide kanseri" teşhisi ile Palermo Hastanesi'nde "bakıma alınan" ve hastanede dostlannı kabul edip mafya toplantılanna başkanlık eden Pietro Vernengo'dan ise hâlâ haber yok. Vernengo skandalından sonra Sicilya'da 23 mafya babasının Palermo hastanelerinde özel bakım gördüğu anlaşıldı. Sağlık nedenleriyle "intimam gören babalara" bu ayncahjb. tanıyan hâkimler hakkında da bu arada bir soruşturma açıldı. Martelli televizyonda verdiği bir söyleşide mafyanın hâkimlerin arasına da sızdığını söyledi. Italya'nın en güzel göğüsleri mahkemelik oldu. Bundan birkaç yıl önce İspanyol televizyonundan küçük bir star olarak şarkı söylerken birdenbire gögüslerini açarak üne kavuşan Sabrina Salerno; göğüslerinin estetikli olmadığını ispatlamak için mahkemeye çıkacak. Gecen yıl Birmingham'da şarkı söylerken bir hayranının attığı bira tenekesi tarafından göğsünden hafıf yaralanan (!) ve bunun üzerine gögüslerini ünlü sigorta şirketi Llyods'a 3,5 milyar TL'sine sigorta eniren Salerno; göğüslerinin silikonlu olup olmadığını ispatlayacak. Bu arada İtalyan basımna verdiği bir söyleşide Salerno'nun göğüslerinin "sabte" olduğunu iddia eden ve güzel göğüsle şarkıcı ile göğüs yarışına çıkan "show-gH" Angela Cavagna da mahkemeye çıkacak. Salerno'nun Cavagna'yı kendisine "sahte" diye iftira ettiği için mahkemeye verdiği bildirildi. Salerno ile Cavagna'nın mahkemede yapacağı doğal göğüs yanşı ilgi ile bekleniyor. îtalya geçen hafta gerçek bir futbol matemi yaşadı. Gecen hafta sonu Moskova'da yapılan ttalya-Sovyetler Birliği maçını kaybeden îtalya, böylece 1992 Avrupa kupasından elenmiş oldu. Mitterrand'm sabır sanatı DANİMARKA Tiineli su bastı FERRUH YILMAZ KOPENHAG — Danimarka halkı pazartesi sabahına, kazı çalışmaları süren başkent Kopenhag'ın üzerinde bulunduğu Sjaelland adasıyla Danimarka'nın ana karasını birbirine bağlayacak Storebaelt tunelini su bastığı haberiyle uyandı. Yüz yıldan uzun bir süredir yapılması tartışılan ve nihayet siyasi çoğunluğun sağlanmasıyla yapımına başlanan tunelin başına bugune kadar gelmedik kalmadı. önce ihalesi sırasında Danimarkalı şirketlere öncelik tanındığı için AT komisyonu tarafmdan hakkında dava açıldı. Sonra birçok teknik arıza yüzünden şimdiden 1,5 yıl gecikti ve işte en son kazı makinelerinin birinin önünde delik açılarak tüneli su bastı. Aslında tabii ki böyle bir ıhtimale karşı önlem alınmış. Kazı makinelerinin bulunduğu bdlümle tünelin geri kalan kısmıru ayıran su geçirmez çelik kapılar yapılrmş ama kazı çalışmaları sırasında kapı araiığından su hortumu geçirildiği için su baskımndan kaçan işçiler kapıyı kapatacak zamanı bulamadılar. Şimdi Danimarka tünel skandaüyla çalkalanıyor. Yapımı zaten gecikmiş olan tünelin bir su hortumu yüzünden iyice gecikecek olması, Danimarka'da tam bir şok etkisi yaratmış durumda. Danimarka'yı uzun suredir meşgul eden Sosyal Demokrat Parti Grup Başkanı Ritt Bjerregard'un Kopenhag'takı daıresıyle ilgili tartışmalar, Sosyal Demokrat Parti başkanının bu konuda yasa önerisi vermesiyle tekrar alevlendi. Olay, Kopenhag'ta oturmayan milletvekillerinin Kopenhag'ta tutabilecekleri evin iki odayla sınırlanmasından kaynaklanıyor. Aslen Odense kentinde oturan Bjerregaard, bu sınırlamaya rağmen, Kopenhag'ın göbeğinde hem de çok ucuz 8 odalı bir daireyi kiralayınca ortalık karıştı. Kopenhag'ın sosyal demokrat belediye başkam, kendi parlamento grup başkanını evden attırabilmek için dava açtı. Sosyal demokratlann son kamuoyu yoklamalarından 5-6 puan kaybetmelerini kendi grup başkanlannın evi terk etmemekteki inadına bağlayan sosyal demokrat partililer, Bjerregaard'a bayrak açtılar. P a i > a Vfl U İ T H T l a i T l H B r « 2 İ I > a n ı n yoksul çocuklan, on gunluk Brezily» gezisi r J ^ O * * * *«**«M» d ü n s o n a e r e n P a p a n J o h n P a u , . u ş a r k u a r söyleyerek p ş yy uğuriadılar. Çocuklann >üzlerinden okunan coşku, kısmen de olsa Papa'mn ulkenin yoksul çocuklan için 400.000 dolar tutarında bir bagışta bulunmasından kaynaklanıyordu. Papa a>- nca, Brezilya hukumelini çocuklarla veterince ilgilenümediği için eleştirdi. (Fotoftraf: AP) MİNE G. SALLNIER PARİS — François Mitterrend, kuşkusuz Fransa'nın De GauüVden bu yana tanıdığı en büyü devlet adamı. Günah ve sevaplanyla Mitterrand'ın devlet adamı çapı, ulkenin sağcısımn da solcusunun da kabul ettiği bir olgu. Cumhurbaşkanhğı görevinde en uzun kalma rekomnu elinde tutan Mitterrand'ın siyasal yaşamı, içinde bulunduğumuz günlerde yeni ve zorlu bir sınavdan daha geçiyor. Fransa Cumhurbaşkam'nın 'de facto' lideri bulunduğu Sosyalist Parti, bir yandan altı oyulan bir ideoloji boşluğu, öte yandan çığ gibi büyüyen işsizlik ve ekonomik durgunluk sonucu, gelecek seçimler için hiç de parlak olmayan günlere gebe. Mitterrand, iktidar partisinin girdiği bu yılgınhk dönemini, hükumetin başına 'renkli' bir militanı, heyecanlı bir kadını getirerek canlandırmayı amaçladı. Edith Cresson, gerçekten de ilk gunler dobra konuşması ve inançlı tutumuyla bir umut rüzgân estirdi ülkedL Ancak Cresson hükümeti durgun ekonomiyi canlandıramadı. En önemlisi, ortalığm karışıklığından yararlanarak faşist Le Pen ve partisi Ulusal Cephe; Jeanne d'Arc imgesinin gerisinde bayrak sallayıp haç çıkartarak olası oy oranını yüzde 20'lere doğru tırmandırmakta. Hal böyle olunca, morali bozulan pek çok sosyalist ABD Işyerinde seks ve iktidar Edith Cresson hükümetini suçlamaya, hatta Cresson'u tek başma sonımlu göstermeye başladılar. Aslında Cresson hükümeti yalnızca yarım yıldır iş başında. Yıllann biriktirdiği sorunlann suçunu taşıması ve hokkabaz şapkasından çıkanr gibi çözümünü bulması düşünülemez. Fakat... Mitterrand, siyasal yaşamında ilk kez sabırsızhk belirtisi gösterdi ve hiç gerekmediği halde öne çıkıp başbakanım savundu. Bir söylentiye göre Edith Cresson, Cumhurbaskanı François Mitterrand'ın eski sevgüisi. Aynı söylentiye göre ortak bir çocuklan bile var. Ama Fransa, ABD gibi belden aşağı yönetilmediği için ciddi basın bir kez bile Mitterrand-Cresson aşkını konu etmedi. Hatta ciddi olmayan basın bile "büyük gazeteler" tarafından aşağılanmak korkusuyla şöyle bir dokunup gectiler söz konusu ilişkiye. Şimdi sosyalist cumhurbaşkamna dogrudan saldırmayan sosyalistler dahil herkes, Mitterrand'ı vurmak için Cresson'a aayorlar taşı. Biraz geç olmakla birlikte Fransız cumhurbaskanı bunu anladı ve sustu. "Sakin Göç"ünü yapan ünlü sabnna ve suskunluğuna gömuldü yeniden. Fırtma çıktığında Mittenand hep susar. Ortalık yatışınca çıkıp konuşur, tüm Fransa başını sallar. Fransa, "communard" bir ülkedir. Halk kolayca dökülür sokaklara. ALMANY4 Neonaziler sokaklarda, peki polis nerede? DİLEk ZAPTÇIOĞLU ' BERLtN— Stern dergisinde bir karikatür, geçen hafta Almanya'da en çok neyin konuşulduğunu çok güzel anlatıyor: Bir denklem. Sarışın bir Alman + esmer bir yabancı= Hitler bıyıklı esmer bir Alman. Almanya'da Neonazi saldırılannm ardı arkası kesilmezken saldınlar (kara mizah misali) yabancılara sempatiyi arttırdı. Eylül ayında Almanlann yüzde 60'ı "yabancılar dışan" derken ekünde aynı oranda Alman "yabancılar kalabiür" diyor. Yani yabancı düşmanhğmı artık sadece yuzde 40 oranında Alman açıkça dile getiriyor. "Yabancı düsmanlıgı" olarak tercume ettiğimiz "AusleenderfeindJickkeit" Almancada "ırkçılık" yerine, ırkçılık dememek için icat edihniş bir sözcük. Oysa klasik dillerde sadece "ksenofobi", yani yabancı korkusu, yabancıya karşı duyulan aşın korku tanımlanıyor, bir de tabii ırkçılık yani rasizm. Almanya'da 1991 yılının eylül ve ekim ayında olup bitenleri ise ancak ırkçı saldınlar şeklinde tanımlamak mümkun. Amerikan Ku Klux Klan örgütünün Almanya'nın doğusunda ve batısında yeni taraftarlar kazandığı ve gece ayinleri duzenlediği saptandıktan sonra bu ulkedeki durum yabancılar açısından kritikleşti. Neonaziler geneUikle vurup kaçıyor. Alkış ise kitlelerden geliyor. Almanya'da bu haftalara özellikle tartışılan konu, "normal vatandaşın" bir avuç yabancı karşısında kapıldığı paniğin ve sürüklendıği ırkçılığın nedenleri. tşin psikolojisi bir yana yabancılar ve "yabancı dostlan" bu haftalarda en çok "Polis nerede" diye sordular. Geçmış yıllarda militan protestocular nükleer santrallara veya hukümet politikasına karşı sokağa döküldüğünde polis yüzlerce memurla anında olay yerine gelip işini büyük ustalıkla yapmıyor muydu? Her gösteriden sonra yüzlerce kişi gözaltına alınmıyor muydu? Geçen iki-üç haftada Almanya'da 200'u aşkın Neonazi saldırısı gerçekleşti. ölenler, yaralananlar oldu. Ama yakalananların sayısı 4'te kaldı. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Yamnda . çalıştırdığı kadınlan "cinsel olarak taciz etmekle" suçlanan siyah yargıç Clarence Thomas'ın Anayasa Mahkemesi yargıçlığmın Senato'da onaylanması üzerine Amerikan kamuoyu hafta boyunca işyerlerinde kadınlarla erkekler arasındaki cinsellik ve iktidar kavgasını tartıştı. Kamuoyu tartışmalannda, "Bundan sonra hiçbir kadına akşam yemegine çıkmak için davette bulunmayacagım" diyen erkekler çoğunluktaydı. Kadınlarsa çalışma hayatına başladıklanndan beri erkeklerın "üstıialük hav«sı içinde" olduklanndan şikâyetçiydi. Thomas'ın onaylanmasından sonra daha rahat fikir belirten erkekler, kadınlann "her şeyi çok ciddiye" aldığından şikâyet ettiler. İşyerlerinde "belden aşagı şakalara katılabilen, kendilerine aynı sertlikte cevap verebilen kadın arkadaşlan ile" daha iyi geçindiklerini dile getirdiler. Kadınlar ve erkekler arasındaki iktidar çekişmesi tartışmalan işyerinde "vncnt siymseti" konusunu gündeme getirdi. Istatistikler aym geçmişe sahip son derece yakışıklı bir erkekle son derece çekici bir kadın arasında aynı iş için yapılan tercihlerde erkeklerin kazandığını ortaya çıkardj. Psikologlar bu dunımu açıklarken yakışıklı erkeklerin "hırslı, sert, karaıiı ve ısrariı" göründüğünü, çekici kadınlann ise genellikle "yumuşak, nazik, kararsız" göründuğünu belirttiler. IDG / UFTINTERNATIONAL DATA GROUP TURKİYE ULUSLARARASI FUARCILIK VE YAYINCILIK HIZMETLER1A^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle