23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ortega'dan suçlama • ESTELİ (AA) — Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, 14 partiden oluşan Birleşik Ulusal Muhalefet Koalisyonu'nu (UNO) diktatör Somoza döneminin Ulusal Muhafızları (GN) ile işbirliği yapmakla suçladı. Ortega, başkent Managua yakınlarında yaklaşık 50 bin kisiye hitaben yaptığı konuşmasında, UNO-GN işbirliğinin 1979'da Somoza'nın devrildiği gibi, seçimlerde yenilgiye uğratılacağını öne siirdü. Atina'da, THY btirosuna işgal • ATÎNA (AA) — Yunanistan'da yaşayan bir grup eylemci dün Türk Hava Yollan'nın Atina bürosunu bir süre işgal etti. Yasa dışı TKP-ML üyesi olduklannı söylcyen on kişi, büronun bilet satış gişesi ile dış kapısı arasındaki bölüme girdiler. Amaçlannın 31 ocak - 2 şubat tarihleri arasında 1\ınceli'de güvenlik güçleri ile çatışmaya giren on arkadaşlarmın öldürülmesini protesto etmek olduğunu bildiren eylemciler büroya Türikye'deki rejim aleyhtan bir pankart astılar ve bildiriler dağıttılar. Şaron istifa etti • KUDÜS (AA) — Israil Endüstri ve Ticaret Bakanı Ariel Şaron görevinden istifa ettiğini açıkladı. Likud Cephesi Merkez Komitesi'nin Tel Aviv'de dün başlayan toplantısında konusan Şaron, bu ani karan "Büyuk Israil'in (Eretz Israil) geleceğinin tehlikeye girmesi nedeniyle aldığını ifade etti. Likud Cephesi Merkez Komitesi'nin dün başlayan toplantısına 3 bin üyenin katıldığı belirtildi. Yngoslavya'da adalet • BELGRAD (AA) — Yugoslavya'da "Mareşal Tito'nun konutunu süslesin diye" 1957'de bir aileden zorla alınan lablolar, Zagreb mahkemesi tarafından sahibine iade edildi. Belgrad'da yayımlanan Vecernje Novosti gazetesinin haberine göre, tesim koleksiyoncusu doktor Milivoje Rosic'ten güvenlik güçleri tarafından alınan tablolarla ilgili dava sonuçlandı. Beyrut'ta çatışmalar • BEYTLLLAHM (AA) — Beyrut'ta karşıt Hıristiyan güçler arasında hafta sonundaki çatışmaJarda 32 kişi öldü, 150 kişi de yaralandı. Generâl Michel Aoun ile Lübnan Güçleri Komutanı Samir Caca'ya bağlı birükler arasındaki şiddetli çarpışmalann, Beyrut'un 18 kilometre kuzeybatısındaki stratejik Keservan bolgesinde yoğunlastığı bUdirildi. IRA'nın yeni eylemi • BELFAST (AA) — Kuzey trlanda'nm bağımsızlığı için mücadele eden yasadışı lrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), önceki gün lngiliz Hava Kuyvetleri'ne ait bir helikopteri düşürdügünü açıkladı. Ingiltere'nin lrlanda Cumhuriyeti'yle suurı yakınlarında uçuş sırasında duşürülen helikopterdeki üç askerin yaralandığını bildiren örgut, yaralı askerlehn hastaneye kaldınldığını kaydetti, \ahudi göçüne tepki • BACDAT (ANKA) — Sovyet Yahudilerinin tsrail'e göçünü kınayan ülkelere Irak da katıldı. Irak, Sovyet Yahudilerinin tsrail'in işgal altındaki topraklara yerleştirilmesini sert dille kınadı. Yönetimin görüşlerini yansıtan ATH 1awra gazetesinde yer alan bir yonımda Telaviv dünya konjonktüründen yararlanarak ve ABD'nin desteği ile "büyük tsrail hayali" gerçekleştirmeye ;alışmakla suçlandı. Mandela, ırk ayrımı kalkıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerinisöyledi Silahlı mücadeleye devamSiyah lider Cape Town'da onbinlerce kişi önünde yaptığı konuşmada, "Hem beyazların hem de siyahlann egemenüğine karşıyım. Ben tüm ırkların uyum ve eşitlik içinde yaşayacağı demokratik bir toplum istiyorum" dedi. Dq Haberier Scrrisi — 27 yıl hapiste yattıktan sonra önceki gün özgürlüğüne kavuşan Güney Af- rikalı siyah lider Nebon Mande- la, cezaevinden çıktıktan sonra Cape Town'daki onbinlerce kişi önünde yaptığı konuşmada, banş ve ırklar arasında uyumdan yana olduğunu, ancak ülkede ırk ayn- nunın ortadan kalkacağı ortam yaratılıncaya kadar silahlı müca- deleye devam edeceklerini söyle- di. AP'ye göre Mandela şöyle ko- nuştu: "Ben, hem beyazlann ege- menliğine bem de siyahlann ege- menUftİDe karsı mücadeJe ettim vc bu miicadele için gerekirse ölme- ye hazınm. Benim istedifim lop- tnm, berhangi bir ırkın egementt- ğindeki tophım degd, ırklann tsm bir eşitlik vt Bynm içinde yasaya- caklan demokratik bir toplum- d«r." Mandela, beyaz yönetimin ül- kede olağanüstü hal durumunu kaldırraasını ve tüm siyasal malı- kûmlan serbest bırakmasını iste- di. Siyah lider, Güney Afrika'da seçimlerin "bir kişi, bir oy" siste- mine göre yapılmasuu da istedi. Bilindıği gibi Pretorya yönetimi bu ilkeyi kabul etmiyor. Mandela, banşa bağlüığı Ue Af- rika Ulusal Kongresi'nin gerilla faaliyetlerini desteklemesi arasın- da çelişki olduğu yolundaki iddi- ları da reddetti. Siyah lider şöyle dedi: "Ben kendimi olkemdeba- nsu knnümasiM adadun, ama b n ı Afrika Ulnsal Kongresi'nin yuhittsfö mücadeleııin bir bölö- nn olank yapbk. Sflahlı micade- le, ırk aynmıaa (Apartheid) karsı savunma eylemidir." Mandela, kendisini serbest bı- rakan Güney Afrika Devlet Bas- kanı EW. de Klerk'ın akıllı ve ce- sur bir adım attığuu, ancak re- fonnlara devam etmesi gerektiği- ni söyledi. Mandela konuşmasında, ulus- lararası topluluktan Güney Afri- ka'daki ırkçı beyaz azınlık yone- timine uyguladığı ekonomik yap- tırunlann sürdürülmesini istedi. Mandela dün rahip Desmond Tutu'nun evinin bahçesinde yap- tığı basın toplantısında ise, bun- dan sonra ne yapacagı konusunu görüşmek için Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANÇ) Lusaka'daki nıerkezine gideceğini söyledi. Mandela, "Örgütümiizde hiç kim- se miicadele için ne yapması ge- rektigine kendi başma karar verme hakkına sahip degUdir" dedi. Mandela ilk fırsatta Lusaka'ya gitmek istediğini belirterek, "On- lar bana hangi rolii üsdenecegimi söylejecekler" dedi. AP'nin Cape Town muhabiri, Mandela'nın yülardır dünyada bi- linen imajı ile önceki gün cezae- vinden çıkan liderin gerçek görii- nümü arasındaki farka dikkati çe- kiyor. Dünya basınma yülardır Man- dela'nın hapse girdigi günlerdeki fotoğrafian dağıtumıştı. Bu fotoğ- raflarda genç, iri yan, güçlü bir li- der yer alıyordu. önceki gün ise cezaevinden 72 yaşında, saçlan aklaşmış ve zayıf bir kişi çıktı. Mandela cezaevinde yatüğı yülar- da kilo kaybetmişii. Ancak AP muhabiri, Mandela'nın gayet sağ- lıklı görüntüğünü ve çevik hare- ket ettiğini beiirtiyor. Bu olguyu da siyah liderin cezaevinde yattı- ğı yıllarda her gün iki saat spor yapmasına ve formunu koruma- sına bağlıyor. Mandela'nın ilerlemiş yasına karşın, halk karşısında gür sesle konuşması da dikkatleri çekti. Ne var ki milyonlarca Gfiney Afrikalının kalplerinde yatan, iri- yarı, güçlü gerilla lideri, bugün bağımsızlık hareketinin yaşh bir simgesi oiarak vatandaşlarının arasında bulunuyor. MANDELA'NINKONUSMASINDANBÖLÜMLER dünyaya sonsuz teşekkürler!' DlSBASIN ~ Dış Haberter Servisi — Nelson Mandela'nın, pazar günü serbest bırakümasının ardmdan yaptığı konuşmadan bazı önemli bölürn- leri aşağıda sunuyoruz: "Voldaslaf, Gnney Afrikah doftfauım. Heninizi, banş, de- mokrasi ve özgiuiuk adına seUm- lıyornm. Karşınızda bogün bir peygamber oiarak defü, slzlerin nadz bir kizmetkan oiarak bnlu- nuyonım. Sizlerin yorulmadan ve kakramanca yaptıfınız fedakir- lıklmr, benim bugun serbest bıra- kılmamı sa^lamış bnlanuyer. Bu nedeale yaşamımın bundan son- raki bölümünıi de sizlere adıjo- "Bu vesile>1e, dünya kamaoyu- •a da btderin Apertheid'e karşı sa- vaşımına gösterdikleri ilgi ve des- tekten dolayı tesekkür ediyorum. Onlann katkıa ohnaksuın müca- deiemiz başanya nlaşamazdı." "Bu alt kıtada, ırk aynmı po- Utiluuının yıkımı çok ağır olmuş- rur. Milyonlarca insamn aile ya- şamı d«gılınij, milyonlarca insan evsiz \e işsiz kalmıştır. Ekonomi- miz harap duruma gelmiş olup, h^ıitımiT riyaâ bir bunalım için- "1960 yılında örgatümnzi ANC'nin askeri kanadını olustı rarmk silahlı micadekye yönelı karanmız,Ap*rtheid'in şkMedne karşı tamaoMa Mtvnnma amaçh bir yöneUşÜ. SUahh mücadeleyi terekU kılan tnm faktöder Jnıgiin de haien gecefMir. Sardünnemize gerek kalmayacak ve mnzakere- lerie oluştnrulacak bir çözsmün yarablması için gerekü ortamın yaratümasını diliyonıt." " Bay de Klerk, durnmu normal- leştirme yoinnda bugüae kadar hiçbir tniÛrjetçi devlet başkanının atmadıgı gerçek adunlan atnuştır. Ancak, Harare deklarasyonunda ana taatlan çizilraiş bulunan bazı daba ileri adımlar da vardır ki, halkımıan temel talepleri yerine getirflmedeıı miizakerelerin başia- •usı mümkün degildir." "Mkzakerefcr, halkm iiıerinde bir yerierde, onlann gözünden nzakta, onlardan gizli gerçekleş- drilemez." "tnancımız, ülkemizin geiece- ğini ırkçı olmayan bir temelde oluşturulmuş bir organın belirie- mesinin saglanacagıdır. " Gdfrika'da yeni dönem%/ SEVtNÇ GÖSTERİSİ — Nelson Mandela ve 27 yühk tutukloluk yaşamında kendisini bir gün olsun yal nız bırakmayan eşi Winnk Mandela, biriikte yumnıklannı sıkarak miicadele yemini ettikr. THE INDEPENDENT Nelson Mandela'nın 27 yıl son- ra serbest bıraküması, geçen yıl kasım ayında Berlin Duvan'nın taribi yıkıbşı ile aynı karakteri ta- şıyor. Bugün Doğu Avrupa'da, duvann yıkılışından hemen son- raki özgürlük heyecanının yerini harap durumdaki ekonomilerin nasıl düzdtileceği kaygısı almış- ür. Nelson Mandela'nın serbest bı- rakılışı, Güney Afrika'daki ırkçı- hğa karşı olanlan aynı coşkulu tepkilerle birleştiriyor. Ancak bu coşku ve sevinç, dana şimdiden ye- rini, özgürlüğü kutlayan k£aba- hklar Uzerine ateş açümasıyla göl- gelenmiş durumda. (12 şubat) Zht Ö4Ü5 İîclf graph Nelson Mandela'nın serbest bı- rakıhsı, Güne> Afrika'da yaklasık elli yıl önce Apartheid politikası- nın yerleştirilmesinden sonra en önemli semboük hareket niteliğin- dedir. Bundan sonraki döneme ait güçlükler ve riskler oldukça önemli görünüyor. Ancak Devlet Başkanı F. W. de Klerk, yonetimi siyah Güney Afrikalılarla paylaş- mak yolunda önemli adımlar at- roıştır. Sovyet lideri Gorbaçov ile benzerlik kurmaya çalışmak pek yanlış olmaz. (12 şubat) THEGUARDIAN Siyahlann tarafında da, F. W. de Klerk'in tarafında da bazı gö- rıiş ayrüıklan var. Her ikisi de bir yandan müzakere ederken bir yan- dan da kendi içlerindeki ayrüık- lan uzlaştırmaya çauşacaklar. Pre- toria hükümetiyle siyah hareket arasındaki derin görüs farkı nede- niyle önümüzdeki dönemde önemli "yanlış" anlamalar ve yan- lış adımlar beklenebüir. F. W. de Klerk, "herkese adil" davranılarak yeni bir anayasa teklifı yaparken (böylece beyazlara tanınan bazı ayncalıkların da devamı öngörü- lecek), Mandela ise tüm yurttaş- lara eşit haklar talebinde bulunu- yor. (12 şubat). G^eorge Bush'tan Beyaz Saray'a davet ABD Başkanı, Mandela'nın serbest bırakılmasını sevinçle karşıladığını açıkladı Dış Haberier Servisi — Güney Afrika'- da siyahlann özgürlük simgesi haline gel- miş olan Nelson Mandela'nın 27 yıllık tu- tukluluk döneminden sonra önceVi gün serbest bırakılmasının yankıları sürüyor. Güney Afrika'da yüz binlerce siyah, Mandela'nın serbest bırakümasını sokak- larda şarkı söyleyerek, dans ederek kutla- dı. Bazı yörelerde ise göstericilerle güven- lik güçleri arasında çatışmalar çıktı. • ABD Başkanı George Bush, Mande- la'yı önceki gece telefonla arayarak siyah liderin özgürlüğe kavuşmasının Amerikan halkında yarattığı memnunluğu dile getir- di. Bush, Beyaz Saray'da gazetecilere yap- tığı açıklamada, Mandela'yı /^D'ye davet ettiğini de belirti. Başkan Bush, 5-6 dakika kadar süren görüşme sırasında, ırk aynmının bulunma- dığı, önyargısız ve tam özgürlüğun sağlan- dığı bir Güney Afrika arzuladıklannı dile getirdiğıni de söyledi. Bush, son derece dostane bir hava için- de geçen görüşme sırasında Mandela'nın da kendisine, daveti kabul edebileceğini, ancak arkadaşlarına daruşması gerektiği- ni söylediğini kaydetti. • Var'şova'da Dayanışraa Lideri Lech VValesa, Mandela için, "O, tüm yaşamını insanlann eşitliği Ukesine adamış bir liderdir" dedi. • BM Genel Sekreteri Javier Perez de Cnettar, Mandela'nın serbest bıraküması ve Devlet Başkanı De Klerk'in reformlannın, Güney Afrika'da sorunların barışçıçözü- müne yolu açüğım söyledi. • Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Gennadi Gerasimov, "Tüm dün- ya ülkeleri gibi" ülkesinin de, Afrika Ulu- sal Kongresi lideri Nelson Mandela'nın ser- best bırakümasını memnuniyetle karşüadı- ğıoı bildirdi. Gerasimov, dün düzenlediğı basın toplantısında, Moskova'mn Mande- la'nın serbest buakılmasına bir tepkisi olup olmadığı yolundaki bir soruyu yanıtlarken bunu 'çok önceden aülmış olması gereken bir adım' oiarak gördüklerini belirtti. Ingiltere, Güney Afrika'ya uygulanan yaptınmlann hafifletilmesini istedi. Ancak Avrupa Topluluğu yaptınmlann devam et- mesini savundu. tngıltere'de adının açıklan- masıru istemeyen bir yetkili, "Gnney Af- rika devlet başkanı De Klerk dognı olaaı yaptı. Eski devlet başkanı P. VV. Botha'ya yapılan davramşlann aynısımn De Klerk'e yapılması doğnı olmaz. Başbakan Thatc- her da aynı göriiste" dedi. GAPKRÎZÎ Fırat artık serbestURFA/ANKARA (Cumburi- yet) — Güneydoğu Anadolu Pro- jesi (GAP) kapsamındaki en bü- yük yatırım olan Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santralı'run su tutma işlemi dün sona erdi. Bir aydan beri su biriktiren baraj, dün saat 15.30^11 itibaren dip savak- lann açümasıyla yeniden su bırak- maya başladı. Fırat'ın Suriye suıı- nndan gecireceği 'su miktannın bir iki gün içinde saniyede 500 met- reküpe ulaşması bekleniyor. 13 ocakta Cumhurbaşkanı lur- gut özal'm katıldığı törenle deri- vasyon tünel kapakları kapatüa- rak su tutmaya başlayan Atatürk Barajı'nda 1 ayda 1.6 milyar met- reküp su tutuldu. Barajdan Fırat'- ın yatağına yeniden su verümesi nedeniyie düzerüenen törende ko- nuşan Baymduiık ve lskân Bakanı Cengiz Albnkaya, "Keban ve Ka- rakaya barajlan olmasaydı. Ata- türk Barajı'nı bugünkıi seviyeye getirebümek için 45 güıı daha bek- lememiz gerekecekti. Bu Keban ve Kaıakaya'nın yaimz bize degil, bü- tün komşulanmıza sagladıgı bir faydadır. Bizun inanamız ba tür lesislerin başka ülkelerde de say- gı ve sevinçle kar^lanacak oldu- gudur" dedi. Törenden sonra Bayındırbk ve lskân Bakanı Cengiz Altınkaya- ya Atatürk Barajı teknik personeli tarafından bir brifing verildi. Da- ha sonra gazetecüerle biriikte ba- raj gölünü gezen Alunkaya, Bu- rada sorulan yanıllarken, Fırat Nehri'ne 29 gün sonra su bırakıl- masının Türkiye'nin bir "jesti" ol- duğunu kaydederek, "asİıuda iyi niyetli olmasaydık, ba süreyi da- ha da uzatabilirdik. Ama önemli olan komşulannuzın nehirden bir an önce faydalanmasıdır" dedi. Komşuların baskısı Türkiye'nin güneydoğu komşu- lan Suriye ve Irak ile ilişkilerini "iyi tntma" çabasının, Atatürk Barajı'nda su tutma çauşmasıru da büyük ölçüde belirlediği öğre- nildi. YUNANİSTAN Zolotas hükiuııeti düştii STELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'da ge- çen yü üst uste yapılan her iki ge- nel seçimde de hiçbir partinin tek başuıa iktidara gelemeyişiyle ge- çen kasım ayında kurulan ulusal birlik hükümeti dun dağıldı. Bu hükumete destek veren ülkenin uç büyük parti lideri, dün düzenle- nen olağanüstü toplantıdan son- ra, hükümet içindeki bakanlarını çekmeye ve hükümetin dağılma- sına karar verdüer. Buna gerek- çe oiarak da aralanndaki "görüş aynlıklannın yoğunlaşmasını" gösterdiler. Ekonomi profesörü 85 yaşında- ki Başbakan Xenofondas Zolotas ise parti liderlerinin bu karann- dan hemen sonra başbakanlık gö- revinden istifa etmek istemisse de, bu istemi parti başkanlan tarafm- dan kabul edilmedi. Yeni demok- rasi partisı (YDP) lideri Konstan- tin Miçotakis, parti liderleri ara- sındaki görüş aynlıklannın yo- ğunluğu nedeniyle, söz konusu hükümet şeklinin 8 nisan- da ya- pılacak olan genel seçimlere ka- dar sürdürülmesinin "anlamsız" olduğunu ve bu nedenle hükümet içindeki bakanlarını çekmeye ka- rar verdiğini söyledi. PASOK li- deri Andreas Papandreu, söz ko- nusu hükümet şeklinin bir süre daha görevini sürdünnesi yolun- daki arzusuna karşın, bunun Mi- çotakis tarafından engellendiğini ve bu nedenle kendisini n de hü- kümet içindeki bakanlarının çek- mek zorunda kaldığını vurguladı. Komünist partilerden oluşan Sl- NASPtSMOS lideri Harilaos Flo- rakLs ise, partilerin bundan böy- le daha "özgiir" hareket edeceği- ni belirtti. Ancak yeni bir hükü- met krizini andıran bu son geliş- melerden ötürü Miçotakis'i so- rumlu gösterdi. Üç büyük parti lideri, Zolotas hükümeti içindeki bakanlarını çektikten sonra, partüer üstü ye- ni ve yine geçici bir hükümetin kurulmasında görüş birliğine var- dılar. îskeçe Müftüsü öldü İSTANBUL (AA) — Îskeçe Müftüsu Mnstafa Hilmi Aga, dün tedavi edUdiği Taksim tlk- yardım Hastanesi'nde öldü. Yu- nanistan'da beyin kanamasv geçiren Mustafa Hilmi Aga, Türkiye'ye getirilerek, 5 şubat pazartesi günü tedavi altına alınmıştı. Hilmi Aga'nın cena- zesinin, tskeçe*de toprağa veri- lecefi bildirildi. 1905 yıiında Iskeçe'nin Şahin Köyü'nde Do- ğan Mustafa Hilmi Aga, Şahin Medresesi'ni bitirdi. 1949 yüın- dan bu yana lskeçe'de müftü- lük yapan Hilmi Aga'nın iki oğlu, bir kızı bulunuyor. Hilmi Aga'nın oğullarından Mehmet Enin Aga, bir süredir Îskeçe Müftülüğü'ne vekâlet ediyor. DU]\YADA BUGUN ALJSİRMEN Mandela Hep Özgürdü... Netson Mandela'nın hapisten çıkışı tüm dünyada sevinçle kar- şılandı. Tüm TV ekranları tüm raidyo vericileri, tüm gazeteler 27 yıllık hapisliğin sona eriş anını büyük bir coşkuyla verdi. Man- dela'nın serbest kalışı kadar, olaydan duyulan coşku sevindirt- ciydi. Demek ki insanlığın vicdanı her şeye karşın canlılığını ko- ruyor. Geleceğimizin en büyük güvencesidlr bu sorumluluk, bu bi- linç, bu ortak sevinç veya üzüntü duygusu. Başlıklann kımı "Mandela artközgür" diye haykırıyordu. Se- vincin yol açtığı bir yanılgı olsa gerek. 72 yaşındaki Nelson Man- dela yaşamının en güç günlerinde -ki hapisliğinin ilk yılları dü- şünülebilecek en güç koşullar altında geçmişti- bile özgürdü. Kendini bir davaya adamış ve kişiliğini o davanın gelişmesine katkıda bulunacak düzeye getirmiş olan insanlar için özgürlük her zaman içlerinde taşıdıklan bir olgu, bir kazanım, bir cevher- dir. Nitekim Nelson Mandela hapishanenin duvarları ardından ülkesindeki gelişmeleri etkileyebilen bir önderdi. 27 yıllık hapislik yaşamı, Mandela'ya en güç koşullarda özgür olmanın binbir yolunu öğretmiş, bize de onun kişiliğinde, özgür- lüğun en güç koşullarda bile nasıl kazanılıp korunabileceğini ka- nıtlamıştır. Mandela zaten özgürdü, artık üsteiik serbest de... Güney Afrika'nın özgürlükçü önderinin 27 yıllık hapis yaşamı- mn temelinde, silahlı terör yatıvor. Mandela silahlı savaşım plan- ları dolayısıyla yaşam boyu hapse mahkûm edilmişti. Son yıllarda, terörün çok çeşidini görmüş olan dünyamızda, silahlı mücadele yönteminin savunucusu, silahlı eylemin öncü- sü bir kişinin böylesine bir özgürlük savaşçısı oiarak kucaklan- masında gerekçe ne ola ki? Bu gerekçeyi yargılanması sırasında Mandela'nın kendisi açık- lıkla ortaya koymuş bulunuyordu. "Evet" diyordu, "sabotaj plarv lan yaptığımı yadsımayacağım. Ama halkımın özgürlüğü ve in- sanca yaşamı için başka hiçbir umar kalmamıştı ki." Gittikçe daha da yoğunlaşma eğilimi gösteren, uzlaşma rüz- gâriarının egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz artık. Doğru- su böyle olması çok da sevindiricı. Birbirimizi yok etme oianak- lannı böylesine geliştırdiğimiz bir ortamda, şiddet tehdidinin cay- dırıcılığına bel bağlamak, dehşet dengesiyle sorunları aşmaya ya da hiç değilse erteleyerek uyutmaya çalışmak nereye kadar varabilırdi ki? Oengeyi sağlayan öğenin özü, o dengenin aynı zamanda en büyük düşmanıydı. Yaşanan şiddet, son yıllarda ınsanlan öylesıne yıkjırmıştır ki şiddet ile ilgili irdelemelerde de zaman zaman gerçekler gör- mezden gelinmez oidu. Oysa her şiddet aynı kefeye konamaz. Daha doğrusu, şiddet oiarak yansıyan her hareket aynı değil. Zaman zaman egeme- nin uyguladığı şiddet, ona boyun eğmeyen, eğmek istemeyen- lere hiçbir seçenek bırakmayabilir. O zaman, şiddete karşı sa- vaşım da şiddeti doğunır kaçınılmaz oiarak. Bu kez söz konusu olan şiddete karşı şktaettit Kay.iaktaki şiddet kendisine karşı olan şiddeti kaçınılmaz oiarak doğurmustur. Çünkü şiddet hiçbir uz- laşma olanağı bırakmamıştır. Iste Mandela'nın şiddet girişiminin temelinde yatan gerçek bu- dur ve bu gerçektır ki Mandela'nın bütün dünya tarafından bir özgürlük savaşımcısı, bir demokrasi kahramanı oiarak kabul edil- mesine neden olmuştur. Güney Afrika Birliği egemenlerinin son kararlarında, ulusla- rarası kamuoyunun büyük baskısının etkisini görmezden gele- meyiz. Ama yine de onlann aklın yolunu tutarak 27 yıllık hapis- ten sonra Nelson Mandela'yı serbest bırakmaları, şiddetin şid- detten başka bir sonuç doğurmayacağını, sorunların çozümü- ne hiçbir katkıda bulunamayacağım anlamış olmalarından kay- naklanıyordur umarız. Ne var ki bu serbest bırakmanın sorunları otomatik oiarak çö- zeceğini sanmak, hatta bunca tarihi kişiliğine ve halkmın kah- ramapı olmasına karşın Mandela'nın zenciler arasındaki eylemleri tümüyle denetleyebıleceğine inanmak safdillik olur. Yılların birikımi ve daima kıyıda köşede, itilmiş, horlanmış, da- hasi çok kötü ekonomik koşullar altında yasamak zorunda bıfa- kılmış, eğitim düzeyı son derece düşük insanlann içlerindeki kini, öfkeyi dindirip, egemenlerle gerçek bir uzlaşmaya varacak ol- gunluğu, topluluklarının her katında her grubun gösterebilme- leri son derecede güç. önümüzdeki günlerde, siyahlardan kaynaklanacak ve beyaz adamı hedef alacak anlamsız, öfkeden başka amaca yönelme- yen şiddet eylemlerine tanık olabiliriz. Hele hele bireysel plan- da bunların birçok örneği ile karşılaşılması olasıdır. O zaman, "tehdit altındaki" beyaz adam görüntüsünü işlemek isteyenlere hak verenler, Apartheid politikasının hiç de sandık- ları kadar yanlış olmadığına inananlar çıkacaktır. Oysa, bu gibi girişimler karşısında o girişimin temelinde yıllar boyu karaderili insanın toplumun dışına itilmesinin yattığını gör- mek gerekir. Gecıktirilmiş uzlaşı taya varmanın önünde bugün ciddi enget- ler vardır. Bu engellerin çok büyük bölümü de uzlaşmanın ge- cıktırılmesinden doğmaktadır. Şimdi gecikmenin doğurduğu o engellerie karşılaşıldığında doğru tanıyı bir yana bırakıp, öfke- nin ve tepkinin etkisiyle yine uzlaşmayı geciktirmek, engelleri daha da arttırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Özgürlüğü her zaman benliğinde taşımış olan Mandela'nın ha- pisliğine son veren sağduyunun gelecek güç günlerde de ege- men olması halinde, siyahlann önderinin özgürlük güneşi be- yazları ısıtıp aydınlatacaktır. 9 YIL 2 AY S GUN UMUT U TÜRKİYE YE SOKMADILAR. 16 SUBATTA SINEMALARDA VEEAT Ankara eşrafından rnerhum Reşat Kocabeyoğhı ve merhume Muzaffer Kocabeyoğlu'nun kızı; merhum senatör Sabit Kocabeyoğlu ve Necip Kocabeyoğlu'nun ablalan; Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Reşat öngen ve Reşadet Ceyhan'm sevgili anneleri; Çiğdem öngen ve Haluk Ceyhan'm kayınvalidesi; Dr. Ayşe Ceyhan, Zeynep Tiğü, tpek Öngen ve Selin öngen'in büyükanneleri; Nesime ve Leyla Kocabeyoğlu'nun görümceleri; Suna, Naşit, Reşat ve Selim Kocabeyoğlu'nun ve Muzaffer Gök'ün halalan; Milli Savunma Bakanlığı eski muhasebe müdürlerinden merhum Cemal öngen'in kıymetli eşi salihatı nisvandan RAİFE ÖNGEN HANIMEFENDİ vefat etmiştir. Cenazesi 14.2.1990 çarşamba günü Ankara Hacı Bayram Camii'nde kıhnacak ögle namazını müteakip toprağa verilecektir. Allah rahmet eyleye. AİLESt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle