19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER TDKE, 0162 sayılı yazı ile verilen bu yanıtta, 3476 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile bakanlığa bağlı kooperatifler ve üst kuruluşlannın flrnek ana sözleşmelerinin hazırlık çalışmalannın sürdüğü belirtilinekte, merkez birliği kuruluş işlemlerinin ancak bu çalışmalann sonuçlandınlmasından sonra değerlendirilebileceği öne sürülmektedir. Bakanlık yanıtının hiçbir yasal dayanağı yoktur. Kooperatifler Yasası, "Kooperatifler bakanlığın hazırladığı örnek ana sözleşmeye göre kurulur" biçiminde bir hüküm taşımamaktadır. Kooperatifler yasaya uygun olarak hazırladıklan ana sözleşmelerle kurulabilir. Bu dunımda bakanlığın görevi, kendisine onaylanmak üzere verilen ana sözleşmenin Kooperatifler Yasası'nın 4. maddesinde belirtilen özellikleri taşıyıp tasımadığını denetlemektir. Aynı yasanın 3. maddesinde ise bakanlığın bunun dışında bir gerekçe ile kooperatif kuruluşuna izin vermekten kaçınamayacağını açıkça ifade etmektedir. Yine aynı yasanın "îzin Verme, Tescil ve tlan" başlığı altında yer alan kooperatif kunılması ile ilgili 3. ve 4. maddelerde bakanlıkça hazırlanan örnek ana sözleşmelere hiçbir atıfta bulunulmamaktadır. Bakanlık onaylanmak üzere kendisine verilen bir ana sözleşmeyi kendi hazırladığı ana sözleşmeye göre değil, yasaya göre değerlendirmek durumundadır. Bakanlığın bunu yapmayarak, örnek ana sözleşme hazırlıklarını öne sürerek merkez birliği kuruluşu ile ilgili basvuruyu değerlendirmeye almaması yasaya aykındır. yişleri Bakanlığı kooperatif birliklerin görüşlerini almadan kendi hazırladığı örnek ana sözleşmeyi 8.2.1989 ve 000008 sayılı yine kendi onayı ile kabul etmiştir. Bakanlık ana sözleşmesi, hazırlanışındaki usulsüzlükten de öteye Kooperatifler Yasası'na aykın hükümler tasımakta. 3476 sayılı yasamn TBMM'deki görüşmelerinde, tasannın kooperatif paylan ile ilgili maddesindeki 50.000 lira olan sermaye tabanı yüksek bulunmuş, verilen önergelerin oylanması ile 10.000 lira olarak yasalaşmıştır. TBMM'nin bu iradesi ortadayken bakanlık ana sözleşmesinin ilgili maddesi bu tabanı 100.000 liraya çıkartmaktadır. örnek ana sözleşmenin "Intibak ve Yürürlülük Hükümleri" başlığı altında yer alan bölumündeki maddeleri ise ancak yasa konusu olabilecek hükümler taşımaktadır. Ve ana sözleşmeye ayn bir yasa görünümü vermektedir. 3476 sayılı yasa, yürürlükteki ana sözleşmelerin iki yıl içinde intibaklarını öngörmüşken, örnek ana sözleşmenin 134. maddesi bu ana sözleşmeleri yürürlükten kaldırmaktadır. Bunun gibi daha nice maddeyi belirtmeye kalksak yer yetmez. 7 EYLÜL 1989 Yeniden KuraılmaİJL.» KöyKoop Merkez Birligi Sürgün? PENCERE Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı *n\, kendisini yasama organı yerine koyarak tarım kesimindeki kooperatiflere devlet müdahalesi kullanmaktan kaçınmaya ve hukuk devleti kuralları içinde davranmaya çağırıyoruz. ATA ÜNVER Köy Koop îzmir Birlik Bşk. lişmelerinin sağlanamayacağı gerçeğini de ortaya koymuştur. Bu gerçekten yola çıkan 8 il birliği, merkez birliği oluşturmak için 1163 sayılı yasada değişiklik yapan 3476 sayılı yasanın da öngördüğü şekilde hazırladıklan ana sözleşme ile Tanm Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na başvurmuşlardır. Bakanlığın ilgili genel müdürlüğü, Teşkilatlandırma ve Destekleme Genel Mudürlügü'ne yasal iş1969 yılında 1163 sayılı Kooperatifler Yasası' lemler tamamlanarak 11 Ocak 1989 tarihli dilekçe mn yürürlüğe girmesi ile 70'li yıllarda önemli ge ile yapılan bu başvuruya genel müdür hiçbir incelişmeler gösteren köy kalkmma kooperatifleri, bu leme yapmadan karşı çıkmış, "Ben size bu birliği gelişmeler sonucu 2476 kooperatifın ortak olduğu kurdurtmam" sözleri ile bir hukuk devleti görev59 il birliği ve bunlann oluşturduğu KöyKoop mer lisine uygun olmayan davranışlarda bulunmuştur. kez birliğini kurarak dikey örgütlenmelerini gerçek Genel tnüdürlük, başvuruya önyargılı bir tutumla leştirmeyi başarmışlardır. 12 Eylul 1980'den son karşı çıkmakla kalmamış, birkaç gün sonra bütün ra birçok demokratik kuruluşta olduğu gibi, Köy kurucu il birliklerine 16 denetçi göndererek yasal Koop merkez birliği de hukuk dışı uygulamalarla denetleme görevini, merkez birliği kuruluşunu enkarşılaşmış; yöneticileri haksız yere tutukluyken, gellemek için baskı aracı olarak kullanmıştır. Yasavunmasız durumcja açılan dava sonucu kapatı sal deyimi ile görevini kötüye kullanmıştır. Yoksa larak tasfiye edilmiştir. yıllardır birliklerin kapısına dahi uğramayan bakanlığın, bu kadar ani ve bu kadar yaygın bir denetlemeyi merkez birliği girişiminden hemen sonBakan adına verilen yanıt ra gerekli görmesi başka türlü yorumlanamaz. Bugün ülkemiz kırsal kesıminde 5466 köy kalkınma kooperatifi bulunmaktadır. Köy kalkınma kooperatiflerinin, uluslararası kooperatif terael ilkelerine uygun deraokratik bir yapıya sahip olmalan, orüarı aynı kesimde kunılu Tanm Kredi ve Tanm Satış Kooperatifleri'nden ayıran en önemli özelliktir. 8O'li yıllarda özellikle tarım kesiminde yoğunlaşan ekonomik ve sosyal baskılar, bu kesimdeki demokratik kooperatiflerin üst örgütleri olmadan ge Sonuç 1163 sayılı Kooperatifler Yasası, ülkemizde uluslararası kooperatif ilkelerine ve AT normlanna uygun bir model öngörmektedir. Yasanın kimi maddeleri ni değiştiren 3476 sayıh yasamn TBMM'deki görüşmelerinde yapılan değerli çahşmalar sonucu, başka beklentilerin tersine yasanın bu özü koBurada Tanm Orman ve Köyişleri BakanlığVnca runabilmiîtir. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlıhazırlanmış olan köy kalkınma kooperatifleri ör ğı'nın bu yasal çerçeve dışına çıkarak örnek ana nek ana sözleşmesine de değinmek istiyoruz. sözleşme düzenlemesi, Tarım Kredi ve Satış KooKooperatifler Yasası ilgili bakanlıklara ilk kez peratifleri'nde olduğu gibi, tanm kesiminde "gükooperatif kurmak isteyenlere yardımcı olmak dümlü kooperatifçiliği" etkin kılma amacına yöamacıyla örnek ana sözleşmeler hazırlama görevi neliktir. vermektedir. Tanm Orman ve Köyişleri Bakanlığı'nı, kendiAncak aynı yasa, bu hazırlıklar sırasında daha sini yasama organı yerine koyarak tarım kesiminDenetlemeler sürerken, merkez birliği kuruluşu önce kurulmuş kooperatif ve birliklerin görüsleri deki kooperatiflere devlet müdahalesi kullanmakile ilgili başvuruya genel müdürlüğün bakan adına nin alınması kaydını da getirmektedir. tan kaçınmaya ve hukuk devleti kuralları içinde verdiği yanıt da ilgi çekicidir. 19.1.1989 tarih ve Bu yasal kayda karşılık, Tanm Orman ve Kö davranmaya çağırıyoruz. EVET/HAYIR Şimdi ne olacak"^ Bu sorunun yanıtı hiçbir zaman gerektiği anda veritemedi. Sonra olanlar oldu. Kbrkulanlar oldu. Bir süre sonra yeniden "Şimdi ne olacak?" sorusu gündeme geldi. Birkaç gün sonra, önümüzdeki pazartesi günü TBMM açılacak, başkanını, başkan vekillerini, başkanlık divanı üyelerini belirleyecek. Bir ay sonra da aynı Meclis, Türkiye Cumhurbaşkanı'nı seçecek. Tam yedi yıllık bir süre için.., önümüzdeki iki ay Türkiye tarihinin en bunalımlı donernlerinden biri olacak. 12 Eylül olayının yarattığı bir parti var, altı yıldır iktidarda, halkı her bakımdan perişan etmiş, türlü çıkmazlara sokmuş. Ama kendini başarıdan başarıya koşmuş sayıyor! Bu partinin lideri kendisini ya da bir yakınını Çankaya'ya yerleştirmek hevesinde... Oysa halkın bu partiye güveni yok. Bunu 26 Mart: taki verel seçimlerde açıklamış. Oysa ANAP'ın Meclis'te tek başına cumhurbaşkanını seçtirecek çoğunluğu var. Malktan kopmuş bir parti bu. Uygar ülkelerde işbaşındaki hükümet kendiliğinden görevden çekilir, erken bir seçime giderdi, ama bizimki bunu yapmıyor. Muhalefet ise "erken seçim" istiyor. Bunu sözle istiyor, ama sözünü gerçekleştirecek eylemlerden kaçınıyor. Özellikle anamuhalefet eylemin bunalım yaratacağından çekiniyor. Oysa zaten bunalım içine girilmiş. Bunalım günden güne yoğunlaşıyor, kopkoyu bir sis halinde yurdu kaplıyor. Bunalımdan kurtulmanın yolu erken bir seçim... İktidarı zorlamak gerek. Bu zorlama nasıl olacak? Muhalefetin 150 temsilcisinin Meclis'ten topluca çekilmesiyle... Ya da Baştürk'ünftnerdiğiyolla... Yani Meclis divanına üye vermeyerek Meclis'i, işlemez hale getirerek... SHP lideri "10 eylülde erken seçim yapılmalı" diyordu. İşte geldik 10 eylüle! iktidarda bir uyanış yok! Bay Özal, kendi tuttuğu adayı Meclis Başkanlığı'na getirecek. Muhalefet ne yapacak? Oya katılacak mı? ANAP'ın başka bir adayını destekleyecek mi? Yoksa seçimin yapıldığı toplantıya girmeyecek mi? Belli değil! Hiçbir uygar toplumda böyle bir belirsizlik görülrnez. Bir siyasal partinin belli konulardaki tutumu, davranışı önceden bellktir. Oysa bizim muhalefet partileri son dakikaya kadar ne yapacaklarını açıklamıyorlar. Gizlilikten yarar umduklan için değil, ne yapacaklarına bir türlü karar veremedikleri için! SHP liderleri konuşuyorlar, ama ne diyorlar, ne yapmak istiyorlar, kamuoyu anlayamıyor. ANAP iktidarına daha ikiüç yıl dayanabilecekler mi? ANAP iktidarınm devlet başkanını secmesine izin verecekler mi? Meclis başkanı ve cumhurbaşkanı seçimine katılacaklar mı? Meclis1 ten çekilecekler mi? Yoksa ikiüç yıl daha uslu bir muhalefet yaparak özal'la geçinip gidecekler mi? Ülke sorunları nasıl çözümlenecek? Bir de bunu düşünmek gerekmiyor mu? Oysa yararlı öneriler ileri sürulüyor, eski Milli Eğitim Bakanı Necdet Uğur, "İki yıllığına bir kurucu meclis seçilmeli" diyor. Bu kurucu meclis yeni bir anayasa hazıriayacak, yanlış yasaları değiştirecek, ulusal birlik hükümeti kuracak, iki yıl sonra da yeni bir anayasa, yeni seçim yasası ile düzeltilmiş bütün yasaların egemen olduğu bir toplumda yeni bir seçime gidecek. İktidar böyle bir şeye yanaşmıyor, ama SHP ne diyor? OYP ne diyor? Uğur'un ve aklı başında kişilerin tek çıkar yol bulduğu bu görüşe niye katılmıyor ana muhalefet? Anlaşılır şey değil! Ya da kolayca anlaşılır bir şey: SHP liderleri yüzde 2830 oyla tıpkı ANAP gibi hükümete geleceklerini hayal etmektedirler. Yüzde 36 oyla iktidara gelen ANAP'ı eleştirirsin, sonra da kendin yüzde 30 dolayında bir oyla iktidarı ele geçirmeyi düşlersin!.. Muhalefet, en başta sosyal demokrat parti olduğu savındaki bir SHP, içtenlikli davranmalıdır. Açık olmalıdır. Açık konuşmalıdır. Programında her şeyi açık açık yazmış. Ama nedense program bir yana itilmiş, ANAP'ın çıkardığı tek yanlı çıkar sağlayıcı yasalarla iktidara gelme hayalleri üstün çıkmış... Halkımız gerçekleri gördü. Oyunu da bu gerçeklerin ışığında verdi. Uğur'un dedıği gibi "Önlemler ve yasaklar toplum tarafından aşılmışlır. Suçlanan kişiler saygınlık kazanmıştır. Bugünkü anayasa, cumhuriyet tarihinin en çabuk geçersizleşen, en az sahip çıkılan, uygar dünyada en çok eleştiriien anayasasıdır." Bunalımdan kaçmak isterken en büyük bunalımı yaratmayalım. Gerçekleri görelim. Bu Meclis'in tükendiğini anlayalım. Halkımızın gösterdiği sağduyu yolunda yürüyelim. OKURLARDAN Binlerce yılda oluşan jeolojik yapı yvk ohıyor Antalya kentinin batıstndaki Konyaaltı, doğusundaki Lara Plajlan arasında denize dimdik inen ve yüksekliği 40 metreyi bulan bir yahyar (Falez) uıanır. Yaklafik 15 kilometrelik bu yalı üzerinden Antalya'mn ünlii çağlayanlan dökülüyor. Toroslar'dan, Düdenlerden kopup gelen masmavi sular yarlardan denize uçarken ak bulutlara dönüşür. Yeşilin bin türlüsu kayalardan aşağı sarkar. Altımızda Akdeniz en güzel mavisi ile panldarken karşıda Adrasan Burnu ve Kemer kıyılannı ve hemen ardında yemşeyü ormanlan ile 3000 metreye yükseliveren, yaz ayında bile tepeleri karh Beydağlan'nı görurüz. Bababumu bu doğa hartkası kıyı uzerinde öyle bir noktadır ki buradan hem Antalya kenti hem de Lara Plajlan görunebüir. Karadan baktnca her yeri gören bu en güzel nokta doğaldır ki denizden bakılınca da her yerden görülur. Bunun için de bumun ucuna ünlii deniz feneri dikilmiştir. Karadeniz dalgası ile ünlüdür, ama Akdenizin dalgasını da azımsamayalım. Antalya'da kışın kimi zaman olur, yahnın tabantnda patlayan azgın dalgalar fvrtma ile savrulur ve 40 metrt yukanda ıslamr insan. Bababumu Feneri böyle havalarda denizdekilere umut ifiklan gönderİT. Beş on yıl öncesine değin ıssız bir burunda çakıp duran fener bugün artık Antalya'mn kentsel alanı içerisine girmiş, falezin doğal durumu ile korunmasmı öngören tüm plan ve kararlara karşm otel, motel ve apartmanlarla kufatılmış durumda. Yakiafik 6070 dekarlık bir alanı kapktyan Bababumu bu çarptk kentltşmeden, insafsız kuşatmadan nasibini en kötu biçimde almış; Antalya Belediyesince "Moloz Dökme Alanı" olarak kabul edibnif bulunuyor. Yöredeki infaatlardan çıkan kazı ve ytktntı malzemeleri kamyonlarla taşırnp denizin kıyıcığındaki bu alana yığılıyor. Akdeniz'in doğal bitkiUri, makileri, hayttlar, zakkumlar, güzel kokulu türlü ot ve çiçekler üzerlertne dökülen tuğla, briket, taş ve toprak yığınlan ile yapttklan savaşı jimdiden yitirmif durumdalar. Dozerler gelip bu malzemeyi yöredeki tipik karstik çukurlar içerisine dolduruyor ve doğanın binlerce yüda oluşturduğu bu çok ilginç jeolojik yapıyı bir daha ortaya çtkanlamayacak biçimde yok ediyorlar. Her gün bu yoldan geçen on binlerce insan şimdi güzelim manzara yerine bir çöplüğe benzeyen moloz yığınlannı görmek zorunda. Bajka yer yokmus gibi Antalya Falezinin en güzel yerini moloz yığınlan ile doldurmak, bırakınız btlim, teknik, estetik ilkelerini; aküa, mantıkla veya öteki aüşılagelmis yöntemlerle bile açıklanabilir bir davranış değttdir. Bu çvrkin ve son derece sorumsuz uygulamaya hemen son veritmeli; Bababumu doğal özellikleri de korunarak halkm yararlanacağı birpark olarak düzenlenmelidir. GALİP BÜYÜKY1LDIRIM DSl. XIII. Blg. Md.lüğu Antalya Bunalım Yaratmayalım Derken... OKTaYAKBAL Sürgün, Doğu illerine yabancı bir sfizcük değil; öğretmene öfkelendin mi, sürersin... Nereye? Doğu'ya. Vali, kaymakam, müdür, hükümet tabibi, banka memuru da sürgün tehdidi altındadır; "yukan"ya ters bir tutum takındın, gideceğin yer nere? Hakkâri'ye kadar yolun var. Polis misin? Korku dağlan bekler. Subay için Doğu, öteden beri "Şark hizmeti" değil midir? Batı için Doğu sürgün yeridir. Yalnız özel kesim, işadamı, tüccar, Batı'dan Doğu'ya adımını atmaz; neden atsın ki? Doğu ile sürgün sözcükleri arasında çağrışım, kuşkusuz bu kadarcık değil. * Doğu'dan Batı'ya sürülen de var. Cumhuriyet tarihinde Doğu isyanlannın ardından sürgünler gündeme girmiştir. Yörede çok etkili bir şeyh misin? Aşiret reisi misin? Seyyit misin? Hükümete kafa tutmaya kalkışıyorsun ha? Lan KürdoğluL Hükümet bu, senin hükmün, buyruğun, ağzı var dili yok zavallı köylülere gecer. Ağa, haddini madem bilmedin, çizmeyi aştın, yürrüüü. Nereye? Batı'ya. • Kimi zaman sürgün, tehcire dönüşür. Madanoğlu, "Anılar" kitabında ne güzel anlatryor 1930'iarda devlet Sason'da bölgenin sınırlarını çizmiş, resmi düzenleme yapıyor, halka tebliğ ediyor: Emniyet gereği, bu bolgede yaşayanlar Batı'ya, yeni yerieşim merkezlerine gidecekler. Peki, insan babadan oğula yaşadığı yeri bırakıp da nereye gitsin? Dağlarda çatışma başlar; akıl kârı değil; ama böyle olaylar da yaşanmış... • Son yıllarda Doğu'dan Batı'ya göçün önu alınamıyor. Neden? Çünkü nüfus patlıyor, toprak, insanı beslemiyor, Doğu'ya (öncelikle Güneydoğu'ya) ne özel yatırım var; ne de yeterli devlet yatırımı. GAP henüz devreye gırmedi; ama girse ne olacak? Batı'nın holdingleri daha şimdiden GAP'ı bir yağma düzenine dönüştürmek için girişıme geçtiler. Doğu'da şimdilik iki yanlı terör var ki, yoreden kaçan kaçana... Nereye? Batı'ya. •k Manevi hava kijayetsiz geliyor öğretmeniz. tstiyerek seçtik bu mesleği Güçaikterini biliyorduk. Kus uçmaz, kervan geçmez yerlerde devleti temsil eden tek görevli olacağımızu ev bulamayıp okulun bir odasmda kalacağtmızt, yetersiz maaştmızt yeterli hale getirmek için ne türlü fedakârhklara katlanacağvnızı da. Umudumuz vardt; zaman içinde diyorduk. Devletimiz önümüzdeki engeüeri kaldrnr, toplumdaki gerçek yerimizi bulmamıza yardımcı olur. Bu umut ve mesleğimizin manevi havası kimımizi 15 yü, kimimizi 10 yü, kimimizi de 5 yü idart edebildL Manevi hava kifayetsiz geliyor artık. Umut umutsuzlağa dönüştü. Dert halkamıza her gün bir yenisi ekleniyor. Çektiklerimiz yetmiyormus gibi. Öğretmenleri iki kategoriye ayıran, çok haksız ve utanç verici rotasyon belası eklendi 19801i yıllarda. Belki bize soracaklardır, bir öğretmenler mi rotasyona tabl? Haytr değiL Ancak hangi meslek grubunda bizdeki gibi ayırun var? Hangi meslek grubunun maaşı öğretmenden daha azdır? Utantyoruz! Gazete köşelerini ağlama tahtasına döndürdüğümüzden. Baskaca yapacağımız bir şey yok. ZİHNÎ KOCATEPE ve arkadaşlan Sürgün, sürgün, sürgün. Goç, göç, göç. Türkiye'nin her yanında Tunceli mahallesi, Hakkâri sokağı, Siirt meydanı. Büyük kentler DoğuBatı kartşımına dönüşüyor; ama bu oiuşum Guneydoğu gerçeğini değistiremiyor. 11 ilde Otağanüstü Hal Valiliği var. Son günlerde vaJilik, yörede yaşayan kimi yurttaşları sakıncalı gördüğunden sürüyor. Doğudan Batı'ya sürgün. Batıdan Doğu'ya. 20'ncı yüzyılda Türkiye'nin batısıyia doğusu arasındaki dolaşımın adı sürgün oldu. • Çok partili rejimde doğunun aşiret reislerini partilere soktuk; milletvekili listelerinde baş köşelere geçen ağalar, parlamentoya kolayca gırdiler; çünkü bilinçsiz yığınlann tapusunu cüzdanlannda taşıyorlardı. Doğu halkını böytece uzun yıllar susturduk; aşiret reisleri, devletle yöre halkı arasında komisyonculuk yaptılar; faturasını da her iki yana çıkardılar. Pariamentoculuğun ortaçağla kanşımına demokrasi adını koymaktan çekinmedik. O dönem de geçti. Doğu halkı yavaş yavaş uyanıyor. Bu uyanışın başını çeken insanları Doğu'dan Batı'ya sürgün etmekle sorulann çözüleceğini sanıyorsak aldanıyoruz. O zaman meydan büsbutün teröristlere ka/acaktır. V İ Eylül sayısı bavintde II Denizi sevenlerin... Denizle sevişenlerin dergisL. BAŞSAĞUĞI Yeni HABERİŞ SENDtKASI Istanbul Şube Başkanı FEDAİ TAYLAN ile Şube Mali Sekreteri MUST4FA USTA'yı bir trafik kazası sonucu yitirmiş bulunmaktayız. Acımu büyüktllr. Yeni Haberlş üyelerine, ailelerine bassağlığı diler, yaralı arkadaşlara da acil şifalar dileriz. lsçi sınıfımızın başı sağolsun. Scndika t nbol Şabm, PHroJt, An.doln Şubm, Dcri4| BcjoChı f Brro|la Şobni, Bd«di><vl« 1 Noin Şnbe, Bdarfi^M 2 D fube. Laıprtkimlş klanbnl Şnb«*i. Ötotnobilt| Topkapı Şmbtti, Olomob<lU Sefaköjr Şubeu. OlomobılU L'mranivr Şoboi. OtamohİlU MeeidİTekOy , Şubesi, ÖıpdjıJ, Bakırkfi» ŞBIMSİ, ÇeUk4( Uunbsl Şnben, T«kopU 3 Noin Şube, SclaloıU Utanbnl Şoboi. Yolİ, 1 Nota Şnbe. YoU« 3 >o1n Şube. KrnuU* Cefaw Şubni, KriıUİİt Pa»«b«h^ Şabai, Çi™t, lnanbol Şnbni, TOntM btanbal Şnben. 20 okurumuza ıt* PHIUPSHAVE HS 950 traş makinesi 1 okurumuza PHILIPS VR 6448 VHSVideo Recorder 1 okurumuza PHILIPS 14 CF 1014 37 ekran TV HB yazılı WindSurf yelkeni 4 okurumuza Radyo istasytmumuz nerede? Yülar önce Giresun halkunızm kendi aralannda toplamış olduğu paralarla kurduğu, "radyo istasyonumuzu " kısa bir süre sonra söküp Irabzon Üniversitesi'ne götüren yetkililere sesleniyorum: "Radyo istasyonumuzu ne yaptmız?" Aynca tüm yetkililerden ve Giresun mületvekiüerinden oçıklama bekliyonım. Sökülüp imha edilen Giresun radyo istasyonumuz yeniden ne zaman yayın hayatına başlayacak? ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 1989 yılı mezuolanndan 24 ymjıncU: Onurlu, yigit, yurtsevcr, devrimci insan Dr. M. ŞAÖN KARATEKtV'i 30 agustos günü kaybettik. Hsdlumu yigit bir neferini kaybetmiştir. Onun ödun vennez kişilığı. kararlı mücadele anlayışı yolumuzu aydınlatan meşale olacakur. TUm hallumıza ve ailesine bajsaglığı dileriz. Tıp Fak. arfcadaflan adına TEKtS KURTUUTŞ Yüdmm ilçesindcn devrimci arkadaalan adına HAYDAR ATAÖEK TEŞEKKÜR Uşak TÖBDER eski İl Başkanı Cumhuriyet Kitap Kulübü temsilcisi ff /r. • .^^V '~~ »••# . 1 jj^^^Bkr ^B aV S ^ B ^ ^ K İ V ^^^^^^ ^İ^^B ^ •* i T.C. DİYARBAKIR 3. SULH CEZA MAHKEMESt Esas No: 1988/1640 Karar No: 1989/73 Hâkim: Avni Mis 27879 Kâtip: Hüsnu tzci Davacı: K.H. Sanık: BAHRİ DOĞAN: Halil oğ., Berfi'den olma 1934 D.lu Diyarbakır merkez Muradiye Mah.si 14 sokak No: 15'te oturur. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne muhalefet. Suç Tar: 20.8.1988 Karar Tar: 16.2.1989 Hukum: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Sanık Bahri Doğan'ın subuta eren eylemine uyan T.C.K.'nın 396. maddesi gereğince sanığın 3 ay hapis ve 5000 lira ağır para cezası He cezalandırılmasma. Sanığa verilen kısa süreli hurriyeti bağlayıcı cezasının 647 sayılı yasanın 4/1 maddesi gereğince günlüğü 300 liradan 27.000 lira para cezasına çevrilmesine. TCK'nın 72. maddesi gereğince aynı tür para cezaları toplanarak sanığın 32.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasma. Sanığa verilen cezanın miktarı göz önüne alınarak taksitlendirilmesine yer olmadığına. TCK'nın 402. maddesi gereğince sanığın suça vasıta kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin 3 ay müddetle TATİLİNE, Fiilin işleniş şekline göre 7 gün sure ile işyerinin kapatılmasına, kararın kesinleşmesini muteakip karar özelinin büyük harflerle yazılmak suretiyle ve kapaıma süresi kadar kalmak üzere işyerinin göze çarpan bir yerine yapışlınlmasına, aynca karar özetinin masrafı bilahare hükümlüden alınmak üzere tstanbul'da yayımlanan ve trajı yüz binin üzerinde bulunan bir gazetede ve aynca varsa suç yerinde yayımlanan mahalli bir gazetede derhal ilan ettirilmesine, yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlaııldı. 26.7.1989 Basın: 31393 tylul sayısı bayılerde T.C. ADAPAZARI 2. SULH CEZA MAHKEMESt HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1989/311 Karar: 1989/530 Hâkim: Mehmet Çapay 13806 Kâtip: Ferda Yücel Davacı: K.H. Sanık: ŞABAN DERMÂN: Yakup ve Ruhiye'den olrna, 1967 D.lu, Adapazan Çukurahmediye m.n. kayıtlı, Adapazan Mithatpasa/nahl. Saklı sokak no: 3'te oturur, bekâr, okuryazar, sabıkasız, süt mamulleri imalatçısı Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykın davranış. SuçT.: 14.6.1988 Yukanda açık kimligi yazılı sanık hakkında Adapazan 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan açık duruşma sonunda: G.D./Sanık Şaban Derman'ın gıda maddeleri tüzuğüne aykın olarak Derman marka kaşar peyniri imal ederek satısa arz etmesinden dolayı eylemine uyan TCK.nun 396,402/1.647 sayılı kanunun 4. maddeleri uyannca; OTUZ İKİ BİN LİRA AĞIR PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, ÜÇ AY SÜRE tLE CÜRME VASITA KILDIĞ1 MESLEK VE SANATIN VE TİCARETlN TATİLİNE, YEDİ GÜN SÜRE İLE İŞYERİNİN KAPATILMASINA Karar verildi. 27.6.1989 Basın: 31394 ZEKİ DÜMEN'in cenazesine katılan, ilgisini esirgemeyen dostlara teşekkür ederiz. ARA Espiye Gülburnu Köyünden ** K T.C. ADAPAZARI 2. SULH CEZA MAHKEMESt HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1989/11 Karar: 1989/500 Hâkim: Nadide Duru Ünsal 16575 Kâtip: Ferda Yucel Davacı: K.H. Sanık: SÜLEYMAN KORKUT: Seyamettin ve Fikriye'den olma, 1%7 D.lu, Adapazan Karaosman m.n. kayıtlı, Adapazan Süleymanbey köyünde oturur, bekâr, okuryazar, sabıkasız, sucuk imalatçısı. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykın davranış. SuçT.: 17.4.1987 Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında Adapazan 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan açık duruşma sonunda: G.D./Sanık Süleyman Korkut'un gıda maddeleri tiizüğune aykın olarak Yörem marka sucuk imal ederek satışa arz etmesinden dolayı eylemine uyan TCK.nun 396,402/1.647 sayüı kanunun 4. maddeleri uyannca; OTUZ İKİ BÎN LİRA AĞIR PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, ÜÇ AY SÜRE İLE CÜRME VASITA KILDIĞI MESLEK VE SANATIN VE TİCARETlN TATİLİNE, YEDİ GÜN SÜRE İLE İŞYERİNİN KAPATILMASINA Karar verildi. 20.6.1989 Basın: 31395 AİLESt SENDİKA KURULUŞ İLANI İş kolları tüzüğünün 25 sıra numarasında yer alan konaklama ve eğlence yerleri başlıklı iş kolunda faaliyet göstermek üzere bir şendika kurulmuştur. Sendikanın kısa adı (MÜZİKSEN) olup uzun ismi MÜZİK VE SAHNE SANATÇILARI SENDIKASI'dır. Sendikanın genel merkez adresi TOROS SK. BAHAR AP. NO: 11/9 SIHHİYE/ANKARA'dır. 2821 sayılı yasanın 8. maddesi gereğince ilan olu nur. KURUCULAR KURULU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle