25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 21 EYLÜL 1989 Lockerbie kazası PanAm'a 630 bin dolar ] jara cezası WASHINGTON (AA) ABD r ükümetine bağlı Federal Sivil l iavacılık ldaresi (FAA), PanAm l 'avayolları'na, şirkete ail bir yolc ı uçağının sabotaj sonucu Ingilt re'nin Lockerbie kasabası üstür e düşmesinden sonra güvenlik kurallarına uymadığı gerekçesiyte 630 bin dolar para cezası verildiğini açıkladı. FAA'dan yapılan açıklamada, 22 Arahk 198831 Ocak 1989 tarihleri arasmda yapılan kontrollerde, PanAm'ın Londra ve Hamt urg güvenlik kısımlarının kural1 ırı ihlal ettiklerinin ve yeterli güvenlik kontrolü yapmadıklannın t elirlendiği bildirildi. PanAm'ın para cezasına itiraÎ ı için 30 günü bulunuyor. Bob Dylan'ın albümü • Ünlü folkrock şarkıcısı Bob Dylan uzun süredir beklenen yeni albümü "On Mercy" ile yine sahnede. Müzik dunyasına ilk defa 1963 yılında çıkan ve adı Beatles. Elvis Presley ve Rollmg Stones ile birlikte pop müziğin klasikleri arasında anılan Dylan, yaklaşık 10 yıldır tam bir suskunluk içindeydi. Hacettepe'de yemek eylemi ANKARA (AA) Haceltepe Üniversitesi'nde, intörn doktorlardan sonra üniversite personeli de, parasız yemek uygulamasınm kaldınlmasını protesto etti. 2000 dolayındaki üniversite çalışanı öğle yemeği için, yemekhaneye girdi, ancak yemek almadı. Masalara vurarak uygulamayı protesto ettikten sonra toplu halde dışarı çıkan çalışanlar, alkışla tempo tutarak rektörlük binasının önünc gcldilcr. Burada oturan üniversite çalışanları, yine alkışla tempo tutarak, "rektör dışan" diye bağırdılar. Üniversite çalışanları, olayı izleyen gazetecilere de sorunlarını şöyle anlattılar. "İşlerin çoğunu biz yapmamıta rağmen, döner sermayeden para alamıyoruz. Bunun üslüne şimdi yemeklerden para almaya başladılar. Haslane personeiine iıcrelsiz yemek veriliyor. " Danıştay, Başbakanhktan savunma istedi ANKARA (ANKA) Danıştay, Bakanlar Kurulu kararıyla 60 gün süreyle ertelenen Et ve Balık Kurumu grevi nedeniyle Başbakanlık'tan savunma istedi. Danıştay 10'uncu Daire Başkanı Şerafettin Kaya, Bakanlar Kurulu'nun "Genel sağiık ve milli giivenliği bozucu nitelikte" olduğu gerekçesiyle ertelediği grevin "Neden ertelendiğini bilmediklerini ve dava dosyasında hiçbir belgenin bulunmadığını" belirterek Başbakanlık'tan savunma istenmesine karar verdiklerini bildirdi. Kaya, savunma için Başbakanlığa 10 gün süre tanıdıklarını ve "derhaJ tebligat yoloyla" söz konusu kararın bugün elden Başbakanlığa tebliğ edileceğini söyledi. Haklş'e bağlı Öz Gıdalş Sendikası, Bakanlar Kurulu karanmn iptal edilmesi istemiyle Danıştayi da dava açmıştı. NATO'nun duzenlı olarak yapılan sonb.. .:: »atlann, "Kararlılık Gösterisi89" devam edıyor. NATO güney bölgesinden öaşlayan ve £ge Oenizı'nin uluslararası deniz ve hava sahasında devam eden tatbikatın Türkiye topraklarında gerçekleşecek bölümü hakkında dun basına bilgi verildi. Genelkurmay yetkilileri, Türkiye'nin yanı sıra Italya, Portekiz ve ABD kuvvetlerinin katılacağı tatbikatın Trakya'da gerçekleştirilecek amfibi harekât ve kara harekâtı ile sona ereceğini açıkladılar. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekrelerliği Basın ve Halkls Mişkiler Şube Müdürü Kurmay Albay Halıl Kalaycı, Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri Başkomutanı Org. Galvin'in de Çorlu harekâtını izleyeceğıni kaydetti. Tatbikat 3 ekimde sona erecek. Tatb.katın Türkiye bölümünün sevk ve idaresini. NATO Güneydoğu Avrupa Kara Kuvvetleri Komutanı Org. AşirOzözer yapacak. NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanı Org Galvin dün akşam Istanbul'a geldı. (Fotoğraf: Fuat Kozluklu) İUİUİIİIIIKO9 IdlUIKdll HABERLERİN DEVAMI CUNEYT ARCAYUREK yazıyor değil. Demirel'le sık konuşuyor diye kimine DYP'li, Erdal İnönü: c|e pırıltılar gördüğünü yazan başkasına SHP'li demeye başladı. "Amigo" kadrosu genişliyor "Eski muhabbetler" geride kalmıştı. DÇM borçlarını tasfiye ettiğini basın toplantısında açıkladığı günün gecesi verdiği görkemli kokieyl partide, çevre gazeteciligi kalıntılarından biri "16 eylülün ulusal bayram" ilan edilmesini önerdi. , Bir de kırmızı karanfil uzattı, Özal'ı mutlu etti. O gece mutsuz olanlar da vardı başkentte. Örneğin "yeğen" Hüsnü Doğan, belki Yusuf Bozkurt Özal. DÇM borçları bayramına çağrılmafrıışlardı. Ya özel sektör?.. Burnu sulara gömülmüş, kıçı havaya kalkmış teknede ne işleri vardı? özal "eski günlerinde" olsa, işi gücü bırakır, bir koşu Ankara'ya gelirlerdi. Yeni bankerlerimizden Hüsnü Özyeğin ile ASO Başkanı Alaaddin Ceceli, göze çarpıyordu. ] Laf lafı açtı, sonra sigara paketleri ve eller kadehlere uzandı. Sigaralar içilırken herkes so*ünde dikkatli, kadehler artınca daha geveze. Özal, oralarda buralarda gezinirken "aday mı değil mi" tartışması başladı. Konuta yakınlığını koruyan bürokrat ke^imden doğruluğunu araştırdığımız "bilgi" yayılıyordu. (Başrara/ı I. Sayfada) Kararı verdi mi? ! "Hanedan" aylarca süren iç tartışmalardan sonra, Ijoabacıklarının" aday olmastna karar vermişti. Cumhurbaşkanlığına karşı duran, hatta politikadan çekilmesini yeğleyen oglumuz Ahmet, "beşeri hislerinin teâirınde kalarak", daha yaşlanan, sağhğı tahtaravalliye oturmuş babasının "geleceği" Köşk'te huzur ve rahat içinde geçirmesine arÖk hayır demiyordu. * Kızımız Zeynep, basına ÇanKaya'yı istemediklerini soylüyordu, ama cumhuriyetimizin "first şirTü olmanın hazzını, gururunu Jeraziye vurduğunda Konut'tan l<öşk'e geçmenin bir kalemde yabana atılamayacağının "idraki" içindeydi. Zaten kızlarla oğullar karşı çıksalar, Semra Hanım otoritesini baba üzerinde kullanmayacak .mıydı? Daha önceleri aile bireyJorinin demeçleri, baba Özal'ın TV'den yaptığı açıklamalar hane«landa "tek seçicinin" aile karartarında "tek seçeneğin", uzun laUn kısası, sonunda Semra Hanım'ın dediği otmayacak mıydı? Yaşları kırka varmayan bürokrâtlar, Osmanlı Türkçesine yatırdıkları dilleriyle "netice itjbarryH efendim" diyorlardı, Özal'ın s adaylığı dorukta kararlaştı. Ötesi hava civaydı. Sosyosağlık açısında Köşh yeğlenirken, "aşağı kademelerin" bir süre nasıl uyutulacağı planlanmıştı. Özal, Köşk'e taşınmadan önn çe elinden gelen çabayı göslereçek, başbakan ve parti lideri buiacak ve "ondan sonra" bünyede çatışmalar çıktığında artık ta«afsızlığı gerektiren yeni siyasal konumu yüzünden elini ayağını çektiğini duyuracaktı. Köşk'e geçilmişti. Hanedanda pe sinir ne rahat bırakacak "partiyle birlikte yaşamak" artık geTilerde kalmıştı. Başlarının çaresine baksınlar! Böylece aylardır izlenen piye.şin "aile" sahnesi, "hanedanın kararı" bölümüyle senaryoya yer leşiyordu. (Baftarafi 1. Sayfada) Geriye kala kala, şu hınzır mu ledi. Fındığın hemen teslim alınhalefet, hele sakin sakin kimi ko madığını ve Fiskobirlik'in iktidaşullar öne sürerek hanedanı ra rın talimatıyla üreticiyi mağdur hatsız eden, işin tezgâhlanma duruma düşürdüŞünü ifade etti. sında rol alması gereken İnönü Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkalıyordu. SHP'de umut vardı. kanlığı seçimi konusunda başbaDemirel'i boşver. Süleyman Bey kan sizinle görüşiirse somul bir "bunalımlı!" öneriniz ya da adaylanmz var mı" Ama o ne? İnönü "önkoşul" is sorusuna, "Bizim istediğimiz öntemeyen Özal'a dün Karadeniz celikle cumhurba<kanlıgı se^iminkıyılanndan koşullannı pekiştiren den önce erken seçimdir" diye yayeni demeçlerle yanıtlar veriyor nıt veren înönü, şöyle devam etti: "Eğer bu yapılmıyorsa, cumdu. Tutturmuş bir erken seçim. Yeni Meclis, cumhurbaşkanını hurbaşkanını tek basına seçnıeye seçsinmiş. Yok efendim, eğer kalkarsa biz oturumlara katılmaANAP grubu tek basına seçme yız. ANAP 3. partidir. Seçim olye kalkarsa "oturumlara katıl malı, Meclis >enilenmelidir. Cummazmış." Demirel ise, Özal'ın hurbaşkanı halkın çoğunlugunun "siyaseten yutturmacılarına" çı desteğini görerek seçilmclidir. rağını iyi tanıdığından ve deEger seçim olmazsa üç partinin "Basbakan'ın şayet DYP ya da uzlaşacağı bir aday bulunur. BuSHP iktidarda olsalardı liderlerini nu da iktidar saglar. Başbakana cumhurbaşkanı yapmayacaklar diişen öncelikle bu fikri kabul etmıydı?" demesinden "yani ki, tigini ilan etmektir. Yoksa görüşANAP çogunlukta, ben de tabii melere girmeviz. Bu sanki iki parti dir ki, adayım" anlamı çıkardığın arasında pazarlık >apılıyor gibi bir izlenime neden olur. Başbakan dan çağrılara. önerilere soğuk önce erken seçim yapıp japmaj'abakıyordu. cagını ilan etmelidir. Eger bu olBir soğuk, bir sıcak, yok mumuyorsa, üç partinin uzlaşacağı suyun ılığı? bir aday bulunacaktır. Bunun dıBu Özal'la sıcakla haşlanarak, şındaki bir göriişmede biz yokuz. soğukta donarak, ılık suya kavuş Hiçbir görüşmeyi de kabul etmemanın hasretını yaşaya yaşaya... yiz." Bir de bakarız ki, 28 ekimler İnönü, "Üç partinin uzlaşacagelmiş. 29 Ekim'de Cumhuriyet ğı aday" formülüne DYP lideri Bayramı gösterilerinde şeref lo Süleyman Demirel'in "sıcak casında resmi devir teslim 9 ka bakmadıgının" belirtilmesi üzerisımda olacağından iki cumhur ne de, "Sıcak bakmamak değil, başkanı yan yana. Kenan Evren^ gercekleşme şansını zayıf göriiyor. le Turgut Özal, silindir şapkala Gerçekleşme şansı az olabilir ama rını kaldırmışlar, geçit törenini iz milli iradeye saygı göstermek gerekir. Biz bunun için çaba liyorlar. Birini ararken ikisi yan yana.' gösteriyoruz" diye konuştu. İnönü, cumhurbaşkanının "asYakışır... inönü sert ve net ker mi, sivil mi" olacağı tartışmalarıyla ılgili olarak da, "Önce başbakan bu önerileri kabul etsin, o sonra gelir" yanıtını verdi. SHP lideri, 3'tu uzlaşma formülünü DYP'nin reddetmesi halinde başbakan kabul ederse "adım adım" da olsa ilerleme kaydedilebileceğini dile getirdi. Inönü TV'deki açıkoturum konusunda, "Bana çağn gelmedi. Özal'ın son dakika propaganda gayrelleri. Bugünkü mesele DÇM değil. Vatandaşlann çektiği sıkıntılar, bu tartışıbyor" diye konuştu. tnönu bunu, "Özal'ın vakit geçirme gayretleri" olarak nitelerken de DÇM tartışmasının şu an ülkedeki sorunların çözümüne bir katkısı olmayacağını, ama TV'den propaganda ımkâru vereceğini, bu nedenle de tanışmaya hazır olduğunu bildirdi. İnönü, "Ama söylediğim gibi daha çok eğlendirme konusunda gayretler" diye konuştu. SHP lideri İnönü, seçim sistemi konusundaki bir soruya şöyle yanıt verdi: "Bizim seçim yasası anlayışımız her sene degişen bir anlayış degildir. Seçim jasalan bir partinin uygun göreceği ve kendinin kazanacagı şekilde düzenlenmemeli. Bu anlayışı ANAP getirdi. Eskiden böyle bir şey yoktu. Seçim >asası partiler arasında görüşmeler yapıldıktan sonra iktidar partisinin de ağırhğı görulerek ama uzun süre kalacak şekilde yapılmıştır. Bizim anlayışımız budur. Biz böyle bir seçim yasası yapacağız." İnönü, "Bu seçim yasası sizi iktidara yaklaştınyor" sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Onlar ayn şeyler. Tesadüfen bu yasa işimize gelir gelmez, o ayn mesele. Bizim söylediğimiz sürekli değiştirmekle olmaz. Iktidara gelmek parti poliükasının gücü ile olmalı. Bizim so>ledigimiz bu. İktidar olunca seçim yasasını değiştireceğiz. Partilerin kazanma şanslanna göre düzenlenmeyecek, demokratik bir yasa olacak." 'aman o olmasın' diyorlar. Cumhurbaşkanı seçimi korkulan, hepimizi kaygılandıran rahatsız eden bir seçim haline geldi, biz diyoruz ki, cumhurbaşkanı seçimi ülkenin huzurunu bozmamalı, yararlı olmalıdır". inönü gezisini bugi'n Samsun ve Sinop'un ilçelerinde sürdürecek. UGUR MUMCU (Boştarafı /. Sayfada) GOZLEM kileri FTT'ye devredilirken gösteremedi. Gerçi PTT, devraldığı bu sistemden yararlanarak bugün için TRT'nin görevlerini üstlenemez. Evet, yasa böyle, bugün için üstlenemez, ama ya yarın? Yarın için bugünden hazırlık yapılmış bile. PTT "özelleştirme plam" içindedir. The Morgan Bank'm 1986 yılında DPT'ye verdiği raporda öteki KİT'lerin yanında PTT'nin de özelleştirilmesi öneriliyor. PTT de özelleştırildikten sonra bir anayasa değişikliği ile vericiler, yerlisi ve yabancısı ile özel sektörün eline geçebilir. TRT'de bugün bir başka uygulama yaşanıyor. Bu uygulama, haber programları başta olmak üzere birçok programın kurum dışında özel şirketlere yaptırılmasıdır. Evet, bunların bir kısmı zorunlu görülebilir. Ancak, bu uygulama öyle hal alır ki can alıcı programların hemen hepsi kurum dışında özel şirketlere yaptırılır. "İstisna" gün geçtikçe "sistem"e dönüşür. Böylece kâğrt üzerinde devlet tekelinde görünen THT, sessiz sedasız ve adım adım özelleşir! Bu iş için İstanbul'da ve Ankara'da birçok şirket oluşmuş bile. Bu şirketlerde genellikle TRT'de çalışmış yönetici ve programcılar yer alıyor. Söz gelişi, Cem Duna döneminin adından çok söz edilen etkili ve yetkili danışmanı Nuri Çolakoğlu, Asil Nadir ile birlikte TRT'ye programlar yapmak için kollannı sıvadı. Marksist parti yöneticiliğinden NATO filmlerini seslendirmeye kadar uzanan geniş alandaki esnekliğine, kıvraklığına ve olağanüstü hünerlerine tanık olduğumuz "Bizim Nuri" bundan sonra TRT'ye programlar yapıp satacak. Bu konudaki son örnek, TRT'nin önümüzdeki pazartesi günü Belçika'mn başkenti Brüksel'deki "Video HauseEng" şirketiyle imzalayacağı 750 milyon TL'lik anlaşmadır. TRT ile iş yapacak bu şirketler de TRT ile bağlantılı gazeteciler aracılığı ile bulunuyor. TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem, haber dairesinin 29.8.1989 gün ve 3000/4889 sayılı önerisini yönetim kuruluna sunmuş, 1S.1989 günü de sözleşmenin imzalanması için yönetim kurulundan 223 sayılı karar ile yetki de almıştır. Genel Müdür Erdem'in yazısında Avrupa'daki olayların TRT elemanlarınca izlenmesinin yarattığı güçlüklere değiniliyor ve "Eng Video Hause / İmaj Türk Belçika Ortaklığı" ile yapılacak sözleşmenin yararlı olacağı ileri sürülüyor. Sözleşme imzalanırsa 175 işgünü için Belçika Türk şirketine 750 milyon TL ödenecek. Bu durumda, 365 günün 175 gününde bu şirketin Türkiye'ye haber geçmesi gerekiyor. TRT, dünyadaki olaylan başka kanallarından alıyor. Bu konuda imzaladığı sözleşmeler var. Şirket, 175 işgünü TRTnin istediği programları çekecek. TRT kameramanı ve muhabiri yerine yabancı kameramanlar ve muhabirler çalışacak. Türk kamuoyu, olaylan, yabancı kameraman ve muhabirin gözüyle değeriendirilen haberlerden izleyecek. Bundan sonra TRT kameramanı, muhabiri ve programcısı yurtdışına çıkıp olay izleyemeyecek! Kitle iletişim araçlarındaki tekelcılik bütün dünyada tartışılıyor. Demokratik ülkelerde, basın ve yayındaki tekelciliğe karşı yasal önlemler alınıyor. Özel sermayenin basın ve yayın kuruluşlanndaki egemenliğine karşı devietter ellerindeki kitle iletişim araçlarını güçlendiriyorlar. Devlet elindeki Anadolu Ajansı mali çöküntüye sürüklendi, TRT de bu yollarla etki ve işlev alanlarını özel şirketlere devrediyor. Fıkrayı bilirsiniz; cezaevinde hastalanan bir tutuklunun önce bacakları kesilir, sonra parmakları. Tam sağ kolu kesilirken cezaevi müdürü bağırır: "İzin vermem, tutuklu bu yolla parça parça tahliye oluyor". Eskiler "söz misali" derler, işte, TRT de böyle, "söz misali" parça parça özelleşiyor. TRT yönetiminin, PTT kablosuna gösterdiği duyarlığın binde birini bu konuda göstermesine, anayasa mı engel yoksa TRT Yasası mı? SHP lideri İnönü, Güneydoğu Baykal konusunda Mecliste genel görüşme istediklerini belirterek, şöyle SHP Genel Sekreteri Deniz dedi: Baykal ise "Başbakan Özal, cum"Bugune kadar >apılan hareket hurbaşkanlığı seçimi sorununun ler niçin yetersiz kalmış? Olaylar ikili ya da özel sohbcllerle çöziiniye artıyor? Dün yaşadığımız ve lebilecek bir sorun olduğunu kebir an evvel açıklıga kavuşturul sinlikle diişünmemelidir" dedi. ması gereken bu acıklı olay gibi Deniz Baykal şunları söyledi: olaylar niçin açıklıga kavuşmuyor, "Parlamentoda çoğunluğu elinsöylenecek çok şey var. İktidann de bulunduran grubun toplum davranışı tutarlı bir hale gelmeli. desiegi yoktur. Siyasal desleği Şimdiki tavrı lutarlı değil. Söyle yoktur. Yapay bir çoğunluktur. Bu necek çok şey var ama, şimdi söy çoğunluğun tek basına cumhurleyemem. Mecliste görüşmek isti başkanlıgı secimine leşebbiis elyoruz. Biz olaylan sürekli izliyo mesi, böyle bir girişimde buluıınız. Milletvekilleri gidip geli>or ması ülkeyi ciddi sorunlarla karşı lar, ama dediğim gibi Mecliste tar karşıya bırakır. Eğer, Sayın Özal tışmak gerekir. Söyleyeceğim şe> bu gerçegi kavradı, parlamentodaler yetersiz kalır. Olayın böyle bo ki vBpay çoğunluğun tek basına yutlan her zaman var. Son olayı cumhurbaşkanı belirleme girişimibir an evvel açıklıga kavuşturacak nin sakıncasını gördü>se gereğini davranış bekliyoruz. Vatandaşı bu yapma durumundadır. Böyle bir kadar infiale sevk edecek davra anlayışa girmesi halinde elbette nış olamaz. Sorumlular kimse he TBMM'de grubu bulunan siyasal men bulunmalı. Nasıl böyle bir partilerin tıimü bu konudaki sotepki doğmuş? Gercek olay nedir? runun olumlu bir biçimde çöziilHepsini meydana çıkartmak la raesi, yeni kriz oluşturmaması için zım." üzerine düşen her şeyi yapar. Biz de yapanz. Yalnız, Özal bunun İnönü fındık mitinginde yaptı ikili göriışmelerie, özel sohbetlerle, ğı konuşmada da yine cumhur kişisel temaslarla çözülebilecek bir başkanlığı secimine değindi ve sorun olduğunu kesinlikle diişün"5'te bir desteği olan Özal, iktidan memelidir. O nedenle karşı karşıbırakmak şöyle dursun cumhur ya bulunduğumuz sorunun çözübaşkanı olmak istiyor" dedi. İnö mü görüşme ile değil uzlaşma ile nü sözlerini şöyle sürdürdü: saglanabilir." 'Üç gündttr nerede konuşsam KURS DERSHANE EGITIM ÇAN AJANS LISKUR SÜRÜCÜ KURSU Trafikte sınava airmeden Enliyetinizi LİSKURdan alın. 151 41 55 Fax: 149 64 45 Gerçekten öğrenmek istiyorsanız... Papandreu YüceDivan'a sevk edildi STELYO BERBERAKİS~ ATİNA Yunanistan Parlamentosu "telefon skandaiı" olayında eski Başbakan Andreas Papandreu'yu baş sorumlu sayarak Yüce Divan'a gönderilmesine karar verdj. Yunanistan Parlamentosu'nda ülkedeki telefon dinlemeleri ile ilgili yapılan soruşturmalardan sonra hazırlanan raporun görüşülmesi dün gece tamamlandı. tki gün süren görüşmelerin sonunda, Papandreu'nun Yüce Divan'a verilip verilmemesi için gizli oylama yapıldı. Oylaraaya PASOK'lu 125 milletvekili katılmadı. Genel kurula giren 173 milletvekilinden 169*u Papandreu'nun aleyhine oy verirken, 2'si lehte oy kullandı, 2 oy da boş çıktı. Aynı oylama ile Gizli Haber Alma Örgütü Başkam Kostas Tsimas ile Telefon lşletmeleri Genel Müdürü Theofonis Tobras'ın da Yüce Divan'a verilmesi kararlaştırıldı. Aracımzı guvenle kuNanm Pazar gunletıOe açığız DİLFEN'E gelmelisiniz! İngilizcc ve kıırsları • • • • • • • Cambridge sistemi ile yajovaıak ıngtlizce Labaratuvor ve vtdeo çalışmalan Bilgisayar Bcsıç ve Pascal diltefl Bılgısavor başındo süreklı uvguloma Proesta) olanoklan Nrteiıkjı ve deneyımh öğretvn koarosu ingıluce ve bılgısayora Dırtıkie katıkjnlara txiyOk ındmfn • MMIı Eğrtımden onaytı sefMko KA0IKOY 336 02 79336 02 06| MALTEPE 352 24 21 ERENKOY 359 30 68363 77 89 smısniK TASAKt KtUtSlMI anm.z Basıam stır Tel 336 81 33 336 62 97 DILFEN Adıes Orlobahce Cad No 11 Besıklas Tel 160 77 46 A! BİR ARTI Ö Ğ R E T M E N ITU VAKFI EĞİTİM TESİSLERİ İŞLETMESİ GÜZ DÖNEMİ KURSLARI ingilizceeğitlmi: Dilokulu (740 saa; toplam surelı haltada 25 saatKk yoğun e9««B) mıtsıı IM:SI K U R U L U Ş U D U R sımdar 20 kışıiıktır LISKUR ÖSSÖYS ANADOLU LİSELERİNE KOLEJLERE hazırlık Başarısının gururunu yaşıyor Üniversite ve Kolejlere hazırlık kayıtıarı sürüyor. Pazar gunierıde açığız MALTEPE 352 24 21 ERENKOY 359 30 58363 77 86 KADIKOY 336 02 79336 02 06 Istanbul Cad. No:21 Bakırköylstanbul Tel: 583 83 27 572 63 53 LİSKUR 7den 70'e İNGİLİZCE DİL KJRSLARI Pazar gümeride açığız MALTEPE 352 ; 4 21 ENKOv 359 30 68363 77 86 KADIKOY 336 02 79336 02 06 TRTde (Baftarafi 1. Sayfada) deki bir Türk gazeteci aracılığı ile temas ettiği şirketle Avrupa ülkeMerinde Türkiye'yi ilgilendiren ha'berlerin izlenmesi için bir teklif mektubu hazırlanmasını istedi. Hazırlanan öneride, Belçika şirketinin iki kişilik bir çekim ekibi ije gereken araç ve gereci sağlaya'cagı belirtildi. 175 iş gününü dolduracak çekim yapılmazsa, bu günler yıl sonunda yapılacak hesaptan düşürülecek. ı TRT Genel Müdürlüğü'nün yökuruluna ya:üığı yazıda : netim rTürkiye'yi ilgilendiren haberler jçin yurtdışına Ankara'dan muha,tjir, kamera ve montaj elemanlaı,rını gönderildiği, kamera ve öte.'ki çekim ve montaj araçlarının L yurtdışına gönderilmesi ile iç haKay;ber trafıginin aksatıidığı deiiliyor. İNGİLTERE'DE MESLEKİ EĞİTİM C O N F E D E R A T I O N OF TOURISM, HOTEL AND CATERING MANAGEMENT * DİPLOMA * Baş'ang»; Tani en ' 27*1989 »eya27<1/1990 Sue 1 AkademıkYıı F >a £ 2 9?5 S:e rg ASSOCIATION OF BUSINESS EXECUTIVES * DİPLOMA * Ba^lang»; Tanhi ASSOCIATION OF COMPUTER PROFESSIONALS * SERTİFİKA • Başla^.ç Taı hlen 27*1989 veya 27M'199O Sure 19nata Fıyal C 1 750 Sierlıng Maslakkursu (740 saat loplam süreli. haftada 25 saat Ing* Base*Cobol eğıtımı) Vaygm eğitim (BaşlanghÇTemelOnallen o l a r * heıtın 108 saall* surelı hatıada 9 saatlk günduzgscehaflasonupıogramlan) Konuşınaldübu ılngıkzce prat.k yaprya olanağı »eren seıbesl program) Bilgisayar Eğitimi: Temei eğııım [?* saaı) BASIC FORTRAN PASCAL Cye GİRİŞC (51 saat) 08ASE PLUS m LOTUS 123 pakst progfamları (30 saaı) YOĞUN PAKET PflOGRAM SEMİNERIERİ (Oîel gruplar i{.n) * DERSHANE * KURS * OKUL ve EĞİTİM ile ılgili ılânlarınızı kuşağımızda indirimii olarak yayınlayabılırsiniz • Adaabı hse ıı«n»»j <*»!.<»( ' Ona dureyde lng*;ce bılmmektf • Kon*iar>a arar^ e * " S*ny< b e l * ™ snaw bu<xraı<a t«t»bc*»r 27 Ocak 1990 Su'e 1 Akaöennk Yı! Fıya! C2'0O Slertmg 1989 Güz kayıtları ha^ladı Adres rrü VAKFI. İTU Maçka Kampusü ModiKoSosyal Karçıs TeM431627 H 3 31 M/2115 441 G&B LİSAN OKULLARI ACENTESİ HÛSREV GEREDE CAD NO: 142 TEŞVİKİYE Tel: 13613 8 0 1 3 6 18 68 1514155 14»7319 Papandreu'yu sanık olarak Yüce Divan'da hangi yüksek hâkimlerin yargılayacağı önümüzdeki saJı günü Parlamento Başkam Atanasios Caldaris tarafından yaATtNA (Cumhuriyet) Yupılacak kura ile belirlenecek. nanistan eski Başbakanı Andreas PASOK hükümeti döneminde Papandreu'nun Yüce Divan'a ülkenin öndd gelen siyasi ve aske sevk edilmesi karan, Yunan siyasi ri kişilerinin yanı sıra milletveki tarihinde verilen ikinci karar oluli, bakan ve gazetecilerin telefon yör. 1950 yılında dönemin Enerji görüşmelerinin dinlenmesinden sorumlu gösterilen Papandreu, Bakanı Panos Hacipanos, devlet Yunanistan Anayasası'nın 19. ve için satın alınan sıvı gazı, sahibiceza hukukunun 305. maddeleri nin dostu olduğu özel bir şirkete ni ihlal etmekle suçlanıyor. Bu "hibe" etmesi ortaya çıkınca Hamaddelere göre PASOK hükümeti cipanos Yüce Divan'a sevk edildöneminde dogrudan doğruya mişti. Bakana iki ay hapis cezası başbakanlığa bağlanan eski gizli verilmişti. Bir de askeri skandal" davası Haber Alma Örgütü'nün (KYP) sonradan, Ulusal Güvenlik Örgü vardı Yunanistan'da. 1975 yılıntü'ne (EYP) dönüştürülen EYP da Albaylar Cuntası'nın mimari in gösterdiği bu faaliyetler diktatör Yeorgios Papadopulos, "yasadışı" olarak kabul ediliyor. askeri mahkemeden geçmiş ve ömür boyu hapis cezasıyla KoriKomisyonun çoğunluğu tara dallos Cezaevi'ne sevk edilmişti. fından hazırlanan bu raporda PaAndreas Papandreu'nun aleypandreu'ya özetle su suçlamalar hine yöneltilen suçlamalar kuşkuyöneltiliyor ve bu nedenle Yüce suz, adı geçen eski bakan ya da Divan'a sevki öneriliyordu: diktatör Papadopulos'un işledik"Andreas Papandreu ülkenin si leri suçlarla ilgisi yok. Çünkü PAyasi yaşamını yakından izlemek SOK lideri aleyhinde "suç işledigayesiyle kendisiııe >akın örgiil, ği"ni gösterir somut hiçbir kanıt kişi ve kuruluşlara verdiği talimat yok. Salt varsayım ve verilen ifalarla, hazırladığı kişisel plan ve deler var. Bu varsayım ve ifadekarariarla muhalefet parti iiyele ler aslında "tutarlı" denilebilecek rini, başkanlannı, gazete sahipleri kadar delil oluşturabiliyor. Bu neve gazetecilerin, kendi partisinin denle soruşturma komisyonları, önde gelenlerinin, meclis başkam Papandreu'nun da sorumlu olagibi kişiliklerin telefon gorıişme bileceği, uç ana skandal olayını lerini dinletmişlir. Andreas Pa araştırdı, soruşturdu ve üç ayn rapandreu bunu gerçekleştirmek por hazırladı. amacıyla EV P eski Başkam KosBu raporlardan biri, telefon tas Tsimas ile OTK eski Başkam dinlemeleriyle ilgili. Soruşturma Theofanis Tobras ile yakın işbir komisyonu bu konuda hazırladıliği yapmtştır." „ ğı raporunda, ülkenin önde gelen Papandreu hangi konularda suçlanıyor? siyasi kişilerin telefon görüşmelerinin, başbakanlığa dogrudan bağlı Ulusal Güvenlik Örgütü (EYP) tarafından yapıldığı için eski Başbakan Papandreu'nun dolaylı dahi olsa sorumlu olduğu öne sürülüyor ve Yüce Divan'a sevk edilmesi öneriliyor. Yapılan araştırmalarda Ülkenin tüm parti liderlerinin, askeri kişilerin, meclis başkanının, PASOK üyelerinin, milletvekili, bakan ve gazetecilerin, üstelik Papandreu'nun genç eşi Dimitra'nın dahi telefon görüşmelerinin "kayıt edildiği" saptandı.. Diğer bir skandaiı oluşturan banka yotsuzluklarından da sorumlu gösterilen Papandreu, kanun kaçağı bankacı Yeorgios Kokostas'ın sahibi olduğu Girit Bankası'ndan toplam 3 milyar drahmi (20 milyon dolar) "cekmek", bankadaki yolsuzlukları "örtbas etmek" ve bunu sağlamak için rüşvet karşılığında çıkanlan yasalara "göz yummak" gibi suçlamalara hedef oluyor. Papandreu'ya yönelik bu suçlamalar en çok Koskotas'ın verdiği ifadelere dayanıyor. Papandreu'nun, bu skandal için de önümüzdeki haf ' ta içinde parlamentoda yapılacak oylama ile ikinci kez Yüce Divan'a sevki için karar alınması bekleniyor. Üçüncü ancak henüz " s a rih" olmayan bir skandal da Hava Kuvvetleri'ne satın alınan savaş uçakları ve füzelerle ilgili.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle