23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 1989 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Y£XIN DUNYASEVDA SANATEDEBr^T HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ Ezbere yaşamanın dışında Bunalttndan Yaşama Kültürü / Nermi Uygur / Ara Yayıncılık / 466 s. SEZER ATEŞ AYVAZ Başlayıp biten günlere ayarlı, alışılagelmiş bir yaşam çizgisinde insanlar. Oysa koiaycacık başlayıp bitmeyen günler, olağanı altüst eden oluşumlar, savaşlar, acılar, hastalıklar bu sıradan yaşamalann yanıbaşında. Bunalımla iç içeyiz kısacası. Yaşamı bir "alışkanlıklar iilkesi" olmaktan çıkaran oluşumlar, ters süreçler, bocalamalar sıkı sıkıya bağlı insan dünyasına. öyleyse sevinçler, özlemler, değişimler kadar bunalımlar da hak ediyor düşünce gündemimizde yer almayı. Hem her bunalımı, tüketici duygularla, edimkrle özdeşleştirmemeli. lnsana yapışık bunkhmdan nice güzellikler, nice üretici duşünceler, sevinçler bile kotarılabilir. Nasılsa bunalım hepimiz için, bütün yaşamalar, yaşama biçimleri için. Tümüyle kaçmak olanaksız bunalımdan. Ne kadar sağlıkh olursa olsun her oluşum bir yaruyla bunalım nasılsa. Bunalımları yaşamımızın doğal bir uzantısı olarak kabul edip ufkumuzu geliştirecek yolculuklara dönüştürebilmek önemlısi. Değerince yaşayıp yaşam serüvenimizi zenginleşttren bir kaynak durumuna getirebilmek. Bunalım da doya doya yalime, boş zamandan çalışmaya, egitimden sanata dunyarruzı saran bir dizi oluşumda ağırlık kazanabilir bunalım. Bazı boyutlarıyla bozulan denge bazı boyutlarıyla değişip yeniden kurulabilir. Karmaşık yapılaıın ve bir yaşam bunalım sarmalının içinde, kurulup bozulan dengelerin sahibi insan ve toplum. Yeni bunalımlar üretmenin de, bunalımdan çıkmanın da odağı kültür. Bunalımla mucadele yolu kültürden geçmek zorunda. Duyuş, düşünuş, davranış biçimleri, bunalımları üretme olduğu kadar aşma biçimleri de. Kültürün yapı taşlanndan özgül bir bilgi sürecı sanat; bunalımları yaratan ve irdeleyen. Bunalım sanatın objelerinden belki de en önemlisi. Merceğini bunalıma çeviren sanatın bunalımları aşmada engin bir yardım evreni olduğu söylenebilir. Bunalımları gözleyen, arayan, bulan, yaratan, ama ona direnme konusunda perspektif geliştiren bir zengin kaynak sanat. Böyle bir perspektifin reçeteler oluşturup iletmekle eş anlamlı olmadığını bdirtmeli. Bilimlerin yanıbaşında, ama daha özgür, daha atak, hırçın, geveze ama ufuklan daraltan değil açan, görülmeyeni görülen, duşünülmeyeni düşünülen kılan, bütün kültür yapılanndan görece bağımsız, doğası gereği muhalif sanat ve edebiyat. Felsefenin, politikanm, psikolojinin yanıbaşında onlan da kendine katıp çoğalan, bunalımları irdelemede, genişletip duyumsamada ve direnmede işlevsel bir güç edebiyat. Nermi Uygur'un Bunalımdan Yaşama Kültürü adlı kitabı önce edebiyatla yoğrulmuş bir yazılar toplamı. "Edebiyat açıandan bakınca hem roman, hem öyka, hem anı, bem yaşamöykusıi, hem günliik, hem özdeyiş bu kitap" (s.345). Ama bütün bu türlerle zenginleşen, yaşamı bilinç ve sevgiyle dokuma çabasının yoğunlaştığı biv denemeler tutanu. Edebiyatla olduğu kadar felsefeyle de akrabalık kuran, bilimlerle beslenen bir aydınlık bilinç dünyası Bunalımdan Yaşama Külliirii. Acıya kurgulu gunleri bir bunalım bilincine; üretici duşün ve yaşamalara dönüştünne savaşımı bir bakıma. Alışkanlıklar, kör bakışlar, kanıksanmış değer ve yönelişlerin sorgulanması, umudu, değişmeyi evetlemenin savaşımı. Yaşamın o sonsuz evreninden yeni denemeyaşamalar kotarma, dünyayı olabildiğince geniş yorumlayabilme çabası. "Eylem, ozlem, duş ve söz, hepsinin odağı soz, yazı, denerne. Benim söylencelerim denemeler. Buram buranı: İnsan, kultur, ses, dost, ağaç, çiçek, bayvan, istek, akıl, bilgi, duygu, kurgu, hayal, seriiven, iç, dış, evren, deneme. Denemelerin boynuzlanna salıncak kurup kırk yıl sallanacak değiiim, kuşkusuz. Ne de olsa denemelerie geçti kırk yıl. Gene de yaşamaya anlam vermenin yeterli koşulu di>emesem de gerekli koşulu deneme, benim için" (s.404). Güzel gunler, guneşli kıyılar, sevinçler yanında hastane odalarına, acılara ve duşünceler evrenine konukluğa hazırsanız okuyun Bunalımdan Yaşama Kiiltürü'nü. Bir yaşam vurgununun bunalımlardan kotardığı hesaplaşmayı, sevgileri, denemeleri, dünyaya ilişkin ne varsa anlamlı ve yaşanır kılma serüvenini okuyarak paylaşmak, "ezbere yaşamalann" bir adım daha dışına çıkmak için. Bunalımdan Yaşama Kültürü', edebiyatla yoğrulmuş bir yazılar îoplamı KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK Bir yasam nırgumı Prof Nermı Uygufun yenı kitabı "Bunalımdan Yaşama Kulturiı" bir yaşarn vurgununun bunalımlardan kotarrJığı hesaplaşmayı, dünyaya ilişkin ne varsa anlamtı ve yaşanılır kılma serüvenını dile getirtyor şarur mı demeyin. Paylaşınca dönüştürülebilir yeni düşüncelere, güzel sözlere, sevinçli kıyılara taşınabilir. Bunalımdan bile yenı değerler katılabilir yaşamımıza. Bunlardan en güçlusü belki de "yaşama özlemi"dir. Sadece bireyler değil, toplum yaşamlan da bunalımla karşı karşıya; büyük göçler, ekonomik yoksulluklar, siyasal istikrarsızlık, çevre kirliliği bir dizi bunalım. tş aJanında bunalım, sağlık alaıuuda, din, hukuk, eğitim alanlarında. Kentlerde, kemlerin varoşlarında, caddelerde, çeşitli topluluk yaşamlaruun birinde ya da çoğunda. Toplumlann, siyasal kültürel tıkanıkbkları insan yaşamını işgal edebilir, günübirlik yaşamdan bi Yazıııak mı, silmek mi? Bir Ktf Günü Öğleden Sonra / Marguerite Duras / Çevirerv Adnan Benk / Can Yayınları /110 s. lanan yapıtları çağdaş insandaki yaşama sıkıntısını vurgulayan Marguerite Duras'ın, Bir Kış Günü, Öğleden Sonra'daki evreni, polisiye bir olay kadar etkıli. Aşkları datutkular gibi yakıcı. Çevresini oluşturan iklim, insanı şaşırtan bir insanlık sevgisiyle dolu. Quillebeuf'te bir yaz. Meydanın ortasında bir otel: Marine. Marine'nin barı; gelgeç müşteriler, gedikli müşteriler, itelenmiş insanlar, bann kadın patronu ve onun genç kızı, anlatıdaki kadın (Emily L.), Emily'nin kocası Captain ve ikisinin de en hoşlandığı birbirleri üzerine kitaplar yazmak olan iki yazar; kadın ve erkek. Jestler, aşk, nefret, umut gibi toplumsal olarak tanımlanmış duyguların iç hareketleri. Bu iç hareketler, kolayca yakalanamayan, hızla bilincin sınırlarma kayan dürtüler, tepkiler ve çekilmeler olarak yansıyor Duras'ın diyaloglanna. Insanlardan söz ediyorlar: Barlarda, gemilerde, trenlerde rastladıkları insanların, sonradan unutsak bile, unutulmaz insanlar olduklanndan; iç dünyalarının yarı karanlığına kendilerini salıvermış insanlardan... "Yazmak, bir bakıma da silmek oluyor. Yerine başka bir şey koymak." diyor kadın. "Bu oyküyü yazacaksınız da ne olacak?" diyor erkek. Yazmasına engel olan erkek. Bu da çok mutsuz ediyor onu. Kendi yazmadığı için. Yazmıyor, çünkü her şeyi biliyor bu konuda; yazmak denilen bu belâlı olayın bütün bunalımlarını yazmak, yazmamak, yazamamak, bütün girdisini çıktısını biliyor bunların. O bir yazar olduğu için yazmıyor. Görülmemiş bir şey değil bu. Bütun hayatı da böyle geçebiür, bir ömür boyu yazmayabilir de. Peki, kadın nasıl bulaştı bu işe, yazarlığa? Btrdenbire. Henüz okuldayken. On iki yaşlannda falan. O da ucunu bırakmadı bugüne dek. Ama hiçbir şey bilmiyor bu konuda. Kimse bilmiyor aslında. Iş, başlamakta. Marguerite Duras'ın 'Bir Kış Günü Öğleden Sonra'sı PİKNİK PtYALE MADRA FATMA ORAN Genel nitelikleriyle Yeni Roman akımına bağ HIZLI GAZETECİ NECDET NEPEN OUY&J 5ÖMÜRÜSÜ ı 'Bir Kış Günü Ögleden Sonra' mninsanlanalberttli. sevecenvegızernti. OnlarabuntteRMen vefen, Marguerite Ouras'm sözcükteri. Duras ın yaratüğı evrenjnsanlık sevgisiyle dolu Aşkları datutkular gibi yakıcı Güzeldi. Kül rengi, çok iri, çok derin bakışları vardı kadının. Emily L. olarak adlandırılan kadının. Emily L., Captain'ın karısı. tnsanı kendinden geçiren bir şey var onda. Bir Kış Gunu, Öğleden Sonra Emily L.'nin şiiri. Captain'ın yureğine hançer gibi saplanan şiir. O gun, kışın en soğuk günuydu. Sevginin yaptırabilecegı başka şeylerin tumü bir kenara itilmişti. Mutluluk bir kenara itilmişti. Şiir, kovulmuştu. "Bırakın yazmayı", dedi erkek. Oysa kadın yazdığı zaman erkeğı sevmekten kurtuluyordu. Bu ana, bu yaza, bu insanlar a, bu albeniyi, sevecenliği, gizemi veren neydi? En küçük bir konudan bir eser yaratabilmesiyle tanınan bir yazarın, Marguerite Duras'ın sözcüklen ve ölüm karşısındaki o boynu hüküklük hiç kuşkusuz. Bir de, Balzac, Valiry, Sartre, Salinger ve Ayme'leri dilimize kazandıran Adnan Benk'in yıllar yıüar sonra yeniden Turkçemizi onurlandıran o eşsiz çevirisi elbet... AĞAÇ YAŞKEN EĞtLİR KEMAL GÖKHAH GÜRSES YAYINRAPORU XIX. YÜZYIL OSMANLI SARAY MOBİLYASI Yazan: Feryal Irez / Atatürk Kültür Merkezi Yayım / 110 s. Dr. Feryal trez'in araştırması, ulkemizdeki sanat tarihi çalışmalannda üzerinde çok az durulan bir konuyu ele alıyor. Yapıtta Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi ve Yıldız (Şale Köşkü) saray mobilyalan zengin ve çeşitli kaynaklardan sağlanan belgelere dayanılarak değerlendiriliyor, mobilyalann üslup özellikleri inceleniyor. Sonuçta, Batılı anlamda mobilyaların Osmanh saraylarına hangi etkilerle, ne gibi yollardan girdiği, araya Doğu etkilerinin de kanşmasiyla ne tur kompozit üsluplann ortaya çıktığı, geleneksel yajam biçimlerinin devamıyla Türk tarzmda mobilyanın doğuşu gibi önemli sorunlar ele alınarak çözümleniyor. Özellikle konuya ilişkin çalışma malzemesinı toplama, kaynaklan araştırma ve bunların değerlendirilmesinde izlenen bilimsel yol, Dr. Feryal İrez'in kitabına Türk sanat tarihine değerli bir katkı niteliği kazandırıyor. ASLINDA AŞK DA YOK Yazan: Duygu Asena/Afa Yaymları/208 s. Duygu Asena yaklaşık 17 yıldır basın ve yayın hayatının içinde olmasuıa karşın çoğu okur onu geçen yıl yayımlanan "Kadının Adı Yok" adlı kitabından tanıyor. Asena "Kadının Adı Yok"da ka DUYGU ASENA ASUNDÂ AŞKDA YOK ayıplanan kitap konumuna giren "Kadının Adı Yok" resmi mercilerce sakıncalı bulunmuş "poşete girmesine" karar verilmış, bu nedenle Afa Yayınlan kitabın yeni basımını yapmamıştı. Duygu Asena ikincı kitabı "Aslında Ask da Yok"da yine kadın sorununa eğiliyor. "Kadının Adı Yok"un devamı niteliğindeki kıtabında Asena, kendi yaşam deneyleriyle bağımsız ve görece özgur bir kadını ve sorunlarını anlatmayı amaçlıyor. mış. Orhan Veli, Fransızcadan tercüme ettiği La Fontaine'in şiirlerıni çocuklar için tercüme ettiğini, ama onlan hiçbir zaman çocukça bulmadığını söyluyor. Kitapta yer alan Nasreddin Hoca hikâyelerinde ise Orhan Veli, La Fontaine'de olduğu gibi öğütler vermiyor. Doğrudan hikâyeye girip olayı anlatıyor. GARFIELD JIM DAV1S LA FONTAINE'İN MASALLARI / NASREDDİN HOCA HİKAYELERİ Yazan: Orhan Veti / Adaın Yayınları / 164 s. Isminden de anlaşılacağı uzere, elimizdeki kitapta Orhan Veli'nin iki yapıtı bir arada sunuluyor. Orhan Veli, Nasreddin Hoca hikâyelerinı 1949 yılında kitap olarak yayımlamış. La Fontaine'in masallarını Türkçeye çevirdiği sıralarda da Şevket Rado'nun onerisiyle Hoca'nın fıkralannı manzum olarak yazmaya başla FİRARİ DÜŞLER Yazan: Mustafa Doğart / Belge Yayınları Yeni Sesler / 70 s. Mustafa Doğan'ın ilk şiir kitabı, Belge Yayınlan'nrn "Yeni Sesler" dizisinden çıktı. ömur boyu hapse mahkum olan Doğan'ın, Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde urettiği şiirlerin toplamı "Firari Dıişler." Kitabın başına bir onsoz yazan Vedal Günyoi, Doğan'ın şiirleri üstüne şunları söyluyor: "Acılann, işkencelerin sönduremediği devrim ateşi, Mustafa Doğan'ın şiirlerinde bir fon muzigi gibi, derinden derine ice işlerken, ana kucağının sıcaklığına, sevgilinin se\da giineşierine doğru hep firardır... Firar, firar, firar." TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN YÖNETMEHl FRITZ Ö CE, RESİM VE MİMAHUk. Ö6RENIMÎ GÖGÖÜ. SAV4Ş £tRAS/NDA,SENARyo YAZMAYA MERAKŞALbl. İLSİNÇ KONU. LAZ 8ULUYOR VE İYÎ fÇUYO&PU. 1919 ÛAN SONRA FİLM YÖNETMEYE SAŞLAOI. 1322 'DE "DrMABUSE'U, ISZfTE ALMAN EFSANESİ "M&ELUHSEN"/, 1326'OA ' ÜN1M KURGÜBlUM FİLM "METROPOUS?İ ÇSy/RPİ. YAPITLARlNDA ÇOK ETKIÜ 6ÖASBL SAHMELBR YARATri. DAHA SONKA, UITLB/İ. ZAMAN/NOA AME RİKAYA GÖÇ £0£GEM HOLLYWOOP'PA MESLE£/W SÜGDÜBMEre ÇAUÇTI. f976 'OA, ÜNUIFİIM 3 Ağustos ÛA/LÜ BİR dın sorununa kendi oznelliğiyle eğilmiş, kitabı ilgiyle karşılanmıştı. Kısa bir surede "okunan", ama "başkası okuduğunda" Taksitle Kitap Kampanyası 31 Agustos'a kadar uzatıldı CKK Türkocağı Cad. 3941 CağaloğluIST. Tel: 512 05 05/514518 CUMHURIYET KİTAP KULUBUNÜEN HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI 1.7.19891.8.1989 Sıra: Kod: 1 027 079 2 007 424 Kitabın Adı/Yazan: Japon Gülu/llhan Selçuk Kışkırtılmış Erkeklık, Bastınlmış Kadınlık / Erdal Atabek Bız de Duvar Yazıstyız Bulganstanda Türkler. Turkıye'de Kurtler / Azız Nesın Kenan Evrenın Yazılmamış Anıları / Baskın Oran Aslında Aşk da Yok / üuygu Asena Dunyayı Değıştiren On Yıl / Server Tanıllı Evet, Ama Bir Lokomotıf Bunu Yapabılır m ı ' / Woody Allen Kadın Suretlerı / Engın Ardıc Özal'ı Aşmak lcın / Osman Ulagay Turu: Deneme Deneme Belge Betge . Anı Deneme Inceleme Deneme Deneme Inceleme 700070004000640090006000600035003500.4000 Ryat 3 079 068 4 002 388 5 152.455 6 011 083 7 102 090 8 303 014 9 023 066 10 011078 Cumhuriyet Kitap Kulübü İzmit Temsilciliği Toplum Kitabevi İZMİT FUARINDA İMZA GÜNÜ 3 Ağustos Perşembe 20.0023.00 ÖNER YAĞCI HALUK ŞAHİN RESTAURANTBAR 4 Ağustos Cuma'dan itibaren LAMARTİNE'nin evinde yemek yiyebilirsiniz. Rez. 163 32 34 Sultan Sofrası Üstü Amavutköy
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle