Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 AĞUSTOS 1989 HABFRLFR CUMHURtYET/9 Bakanlık yetkilileri: "Bölgedeki etnik özelliklerin keskinleşmesi önlenecek" GÖRÜS Güneydoğu'ya eğitim atağı önleyici rol oynayacağını belirttiler. Yaygın eğitimden, AT ile bütünleşme sürecinde gerekli "biirokratikaydın" insan tipinin yetiştirilmesinde de yararlanüacağını belirten MEB üst düzey yetkilileri şunları söylediler: "Doğn ve Güneydoğu'da zarar ve lepki gönneyen tek eğitim kurumu, halk eğitim merkezleri olmuştur. Buralarda sosyal, kiiltürel, mesleki ve genel bilgi ile sanayi eğitimine yönelik kurslarda, yetişkinler, gençler, el ele, bir aile güdusüyle eğitim gönnektedirier. Kurslar sonucunda maddi >arar sağlayacaklarını bildıklerinden buralara bilinçle sahip çıkmaktadırlar. Bunun için bölge insanlannın birlik beraberliklerini sağlamada etkili olmaktadır. Öte yandan örneğin TV yoluyla Türkçe eğitimi verilse bu Kürtçe propagandadan etkili olacaktır, çünkü kimin sesi kuvvetli çıkarsa o dinleniyor." gelişmiş ülkelerde yaygın eğitime 545 kişinin yüzde 14.3'ünü oluşeğitirn bütçesinden yüzde 20, turuyor. Türkiye'de çıraklık yaygın eğiTürkiye"de ise yüzde 3 dolayında timi göten 117 bin 749 kişinin yüzpara aynlıyor. de 7.4'ünü oluştıuan 8 bin 777 kişi ANKA'nın hesaplamasına göre, Doğu ve Güneydoğu'da buDoğu ve Güneydoğu Anadolu'da lunuyor. sosyal, kültürel, mesleki ve genel Türkiye'deki yaygın eğitim uybilgi veren ve sanayi alanındaki gulamasının amelıyat masasına kurslara toplam 222 bin 326 kişi yatırılacağı Yaygın Eğitim Şurası devam ediyor. Bunlardan 4 bin 1317 kasım tarihlerinde Izmir'de 59'u sosyal, kültürel, 125 bin 45 Pi toplanacak. Şurada yaygın eğitim, mesleki ve genel bilgi, 3 bin 939*u "kavram, kapsam, eğilimler", "orda sanayi kurslarına devam ediganizasyon ve işbirliği", "yatınm yor. ve finansman" ile "personel" açıDoğu ve Güneydoğu'da yaygın sından incelenecek ve Türkiye'de eğitim gören bu kişiler, Türkiye^ bugüne kadarki uygulamada karMEB'den edinilen bilgiye göre, de eğitim gören 1 niilyon 547 bin şılaşılan aksaklıklar belirlenecek. Bir üst düzey MEB yetkilisi, "Doğu ve Güneydoğu'da zarar ve tepki görmeyen tek eğitim kurumu halk eğitim merkezleri olmuştur. Eğitim kursları birlik ve beraberlikleri sağlamada etkili oluyor. öte yandan örneğin TV yoluyla Türkçe eğitimi verilse, bu Kürtçe propagandadan etkili olacaktır, çünkü kimin sesi kuvvetli çıkarsa, o dinleniyor" dedi. ANKARA (ANKA) Milli Eğitim Bakanljğı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da "birlik ve berabertiğin" sağlanmasında yaygın eğitimden sonuna kadar yararlanmak istiyor. MEB yetkilileri, televizyon destekli yaygın eğitiminin bölgedeki etnik özelliklerin keskinleşmesini E İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N Biz gazeteciler hammaddeciyiz. Tarihçilere, tarihiyazanlara en doğru şekilde olaylan yansıtmakia görevN görüyorum kendimi. MebmetAHBirand Gazeteciler TEKNOLOJİ ÇAĞİHDA PROTOKOL Havalimanına git gel, bekle CUMHURİYETİN ilk yıllarında cumhurbaşkanları, başbakanlar çalışmalarını başkent Ankara'da sürdürürler ve yurt gezilerine arada bir çıkarlardı. O günlerde gazetelerin önemli haberlerı olarak "Gazi Paşa Hazretleri bugün İstanbula teşrif buyurdular" gibi yılda bir veya iki kez olan geziler gösterilirdi. Gazi Paşa trenle istanbul'a gelir bir süre kalıp dönerdi. Tabii yılda bir kere yapılan büyük bir gezinin başlangıcında Ankara'daki "devlet ricali" de istasyona gidip kendisini uğurlar ve istanbul'daki yetkili kişiler de karşılardı. Atatürk, İsmet İnönü ve Celal Bayar dönemleri ile o zamanın basbakanlan için uygulanan bu Bakanlığı Protokol Genel Müprotoko) normal karşılanıyordu. dürü, merkez komutanı her geAradan yıllar geçtı, dünyada liş gidişinde Cumhurbaşkanı've Türkiye'de pek çok şey de nı ve Başbakanı uğurlamak ve ğişti, ama o günlerin teknoloji karşılamak üzere havaalanına sine ve anlayışına göre hazır gidip gidip dönuyorlar. Bazen aynı gün Cumhurlanan protokol halen yurürlükte kaldı. Artık cumhurbaşkanı başkanı geliyor, Özal bir gidip olsun başbakan olsun sık sık bir dönüyor ve havalimanında Ankara dışında bulunuyorlar. üç kez aynı tören tekrarlanıyor. Hatta Başbakan Özal bir günSiyah makam arabalarına de iki üç kere Ankara Havaa binmiş protokol yükümlüleri, işlanı'ndan geçebiliyor İstan lerini bırakıp havaalanının yobul'a bir gidip bir dönüp sonra lunu tutuyorlar Şoförter ve resyeniden başka bir ile gidiyor. mi arabalar dışarda beklerken, Ama protokol halen aynı. karşılayıcı bakan, vali, belediVali, belediye başkanı, gar ye başkanı ve komutanlar şenizon komutanı, emniyet mü ref salonunda bekleşmeye durü, ilgili bakanlar, Dışişleri başlıyorlar. Uçak indiği anda PKK Sırnak ŞIRNAK DİVARBAKIR (Cumhuriyet) PKK, Şırnak'a bağlı Dereler köyünden önceki akşam ikisi kız 12 kişiyi kaçınrken, tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu Şımak'ın il yapılması konusundaki bir soruyu "Siz de çalışın biz de çahsalım" diye yanıtladı. Şırnak'a bağlı Dereler köyünü önceki akşam basan PKK militanları, yaşları 1520 arasmda değişen ikisi kız 12 kişiyi kaçırdı. Militanların yakalanması için bölgede operasyonlann yoğunlaştınldığı öğrenildi. lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Milli Savunma Bakanı Safa Giray, ve Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek Güneydoğu 'daki son olaylar hakkmda bilgi edinmek üzere iki günlük Van, Hakkâri, Siirt ve bu illere bağlı bazı ilçelerdeki incelemelerini tamamladılar. 12 kişiyi kaçırdı İZLANDALI BAKAN BEKLERKEN Bu nasıl llça? Eruh'un sokakları, evleri, evlerin altındaki ahırtarı, saflda yor Kimi yerterde kanalizasyonlar yola akıyor. Biriken pis sulann kıyısında soıda aolaşan hayvanlanyla görüntüsü bir ilçe merkezinden çok, köyü andın çocukiar oynuyor. (Fotoğraf: Cengiz Mumay) Aga Ceylan'ın yeğeninin oğlu öldürüldü İşadamı Ceylan'ın yeğeninin oğlu Necati Ceylan'ın Yalova'da iki kişi tarafından dövüldüğü, yaralı olarak kaldırıldığı Bursa'da öldüğü öğrenildi. KUTLU ESENDEMİR Oğuz ve Yılmaz görüştü mü? İZLANDA'nın Dışişleri ve Dışticaret Bakanı Jan Baldvin Hanni Balssons, geçen günlerde ülkemize geldi. Izmir Fuarı'na katılmak üzere gelen konuk bakan, İstanbul'da Dışişteri Bakanı Mesut Yılmaz ile bir görüşme yaptı. Yılmaz'ın Shereton Oteli'nde resmi görüşmelerini yaptıgı 108 numaralı suitte yapılan görüşme için konuk bakan 1015 da:" kika bekledi. Çünkü kendisi gelmişti, ama Yılmaz henüz ortalıklarda yoktu. Acaba İzlandalı bakan beklerken, Mesut Yılmaz kiminle görüşüyordu? Galiba otelin l o Damgayı sil silebilirsen... Eruhlular başlarma gelenleri normal karşılıyor. İlçe bir lik ve sosyal yaşamın olabıldiğince geriliğiydi. İş bulanlar göçüyorkez basıldı ya, ilçeden hiç PKK'lı çıkmasa da, du ilçeden. Ozellikle gençlerin bir baskmda yardım eden tek kişi bulunmasa da bir kez bölumü, mevsımlik işçi olarak gidamgalandıklarına inanıyorlar. O baskından sonra bir diyordu büyük kentlere. tş bitinkez bile PKK'nın ilçeye uğramamış olması da aradan ce de yeniden geri dönüyorlardı. geçen 5 yüa karşm damgamn silinmesine yetmiyor. Kahvedeki alçak taburelere CELAL BAŞLANGIÇ StİRT tlçe merkezinde, bhıejeanlı, tişörtlü eUialtmış genç, güle oynaya dolaşıyorlardı. Birkaç saat gezindiler. Havanın kararmasıyla birlikte, nereden bulduklan bilinmeyen yerel giysileri üstlerine geçirip, ellerine Kalaşnikoflan aldılar. PKK, Eruh ilçe merkezini basmıştı. Kentin elektrikleri ve telefon bağlanulan kesilmiş, jandarmanın telsizi tahrip edilmişti. Cami hoparlöründen, Kürtçe, Arapça ve Türkçe konuşmaya başladılar. PKK'nın "cephe"si HRK'yı kurduklannı duyuruyorlardı. Amaçlarının ayn bir devlet kurmak olduğunu söylüyor, kendilerine karşı konulmamasını istiyorlaıdı. Eruh'un onasındaki camiden propagandalannı yaptıktan sonra, hemen yanındaki kahveyi taradılar. Oradan ilçe cezaevine gittiler. Cezaevinin kapılannı ardına kadar açtılar. İçeride adli suçlardan yatan beş mahkum vardı. Hiçbiri kaçmak istemedi. Cezaevinden, Ziraat Bankası Eruh Şubesi'ne yoneldiler. İçeride bir güvenlik görevlisi vardı. Ancak, bankanın kapısını bir türlü açamadılar. Jandarma karakolunu bastıkları sırada bir eri öldürüp diğerini yaralamışlardı. llçede altı erle bir astsubay görevliydi. Baskın sırasında astsubayın kızı Aslı da yaralanmıştı. Anlatılanlara göre, ilçeyi basanlar arasında bulunan bir kadın, ilk müdabaleyi yapmıştı sekiz yaşındaki Aslı'ya. Karakoldaki silah ve mermileri topladılar. Bunlan taşımak için Köy Hizmetleri'ne ait bir kamyonu aldılar. Kadın bir militandı kamyonu kullanan. İki saat süren baskını, kamyonla ilççyi terk ederek bitirmişlerdi. Tam beş yıl önce, 15 Ağustos 1984'te bir "duyura eylemi" için Şemdinli ile aynı günde basılan Eruh'ta, geçen bunca zamana karşın, o günün izleri sılinmiş değil. Baskının hemen ardından, bazı Enıhlular "yardım ve yataklık" kuşkusuyla gözaltına alınmış. Ancak, ilçeyi o gün basan PKK militanlanna, Eruh'un içinden tek bir yardım eden bulunamamış. Ancak bir kez baskının damgasını yemiş Eruh halkı. Dağların arasına sıkışmış ince yolun çevresinde, bir karış toprak alan bulsa, rneyve ağaçlarını, asmalannı ekmiş insanlar. Suyun değdiği yerler yeşile dönmüş. İlçe girişinde kimi zaman özel tim görevlileri, kimi zaman da konıcular kimlik kohtrolü yapıyor. tlçenin alanındaki kahvelere gençler doluşmuş. Hemen hepsi işsiz. Çevremizdeki gençlerle söyleşirken, tümünün lise bitirmiş olduğunu öğrenmek şaşırtıyor bizi. Liseli işsizler. Bir genç, yer yer patlamış, nasır tutmuş ellerini göstererek anlatıyor: Tek bulabildiğimiz iş, ormanda işçilik. Geçici işçi olarak alıyorlar. Yıhn birkaç ayı çalışıyoruz. Ormandaki fıdanlara "tekleme" yapıyoruz. Bir dekanna yüz yirmi beş bin lira veriyorlar. On kişi, günde on iki saat çalışırsa, ancak bir dekar ormanlık alanda tekleme yapabilir. Gençlerle söyleşirken, kahvenin karşısına, ellerinde otomatik silahları, telsizleri, yeşil atletlerinin üzerine giydikleri yelekleriyle özel tim görevlileri geliyor. Baskından sonra inanılmayacak kadar arttınlmış güvenlik önlemleri. Gençlerin belirgin biçimde rahatsız olduklan gözleniyor, özel tim görevlilerinin karşılanna oturmaktan. Biri usulca "Göriiyor musun?" diyor, "halkın içinde böyle atletk, fanilayla dolaşıyorlar." Ilçedeki en büyük sorun, işsizoturmuş, gençlerle söyleşirken, birdenbire silahlar patlıyor. Ne oluyor diye çevremize bakıyoruz korkuyla. Gençler alışkın, gülüyorlar. "Gdin" diyorlar, "size ilçemizi gezdirdim. Hem patlayan bu silahlann nedenini gözlerinizle görürsünüz." Eruh'un dar sokaklanndan içeri giriyoruz. Alandaki Atatürk anıtı, hükümet konağı ve birkaç binanın dışında, ilçenin genel görüntüsü, tam bir köyü andınyor. Tek katlı taş evleri, yanlannda ahırları, sokaklarında gtıbre doküntüleri, eşeklerle, keçilerin yemesi için taşınan ağaç dalları, insana ister istemez "Bu nasıl ilçe?" sorusunu sorduruyor. Gençler yolda, bazı kasetlerin dinlenmesinin yasak olduğunu söyleyerek, kaymakamlık binasındaki bir listeyi gösteriyorlar. Siirt Valiliği'nin gönderdiği bir yazı asılmış hükümet konağının panosuna. Selda, Ahmet Kaya gibi sanatçılann bantları yasak. Silah sesleri sürüyor. Bulunduğumuz kilise yıkıntısının üzerinden aşağıya bakıyoruz. tlçenin hemen kıyısındaki bölge yatılı okulundan geliyor tüfek sesleri. Okulun, askeri birliğe kışla olduğunu anlatıyor gençler. ozellikle okullar tatil olduğunda, sürekli tüfek ve top sesleri duyduklarını, dağlardaki beyaza boyanmış hedeflere, ilçeye çok yakın olmasına karşın top atışı yapıldığını anlatıyor gençler. Ders yüı başlayınca da binanın bir bölümünde kalmayı sürdürüyormuş askeri birlik. Başlarına tüm bu gelenleri normal karşılıyor Eruhlular. İlçe bir kez basıldı ya, ilçeden hiç PKK çıkmasa da, baskında yardım eden tek kişi bulunmasa da bir kez damgalandıklarına inanıyor Eruhlular. O baskından sonra bir kez bile PKK'nın ilçeye uğramamış olması da aradan geçen beş yıla karşm damgamn silinmesine yetmiyor. GÜNEYDOĞU GUNLUĞU BURSA Başbakan Turgut Özal'a yakınlığı ile tanınan işadamı Aga Ceytaa'ın yeğeni Hasan Ceylan'ın oğlu Necati Ceylan'ın (20) geçen pazar günü Yalova'da iki kişinin saldınsı sonucu ağır yaralandığı ve kaldırıldığı Bursa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde önceki gün öldüğü bildirildi. Kurban Bayramı'nda, Başbakan Özal tarafından açılışı yapılan Kemer'deki Simena Tatil Köyü'nün de sahibi olan Ağa Ceylan'ın yeğeninin oğlu Necati Ceylan'ın Yalova'daki kendilerine ait Ceylankent Tatil Sitesi'nin havuzunda kimlikleri belirlenemeyen iki kişi ile tartıştığı, kavgaya dönüsen tartışmada Necati Ceylan'ın feci şekilde dövüldüğü öğrenildi. Hastane yetkilileri, Necati Ceylan'ın tüm uğraşlara karşın kurtanlamadığını ve önceki gün akşamüstü öldüğünü söylediler. Ceylan'ın durumuyla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Halü ŞıvGüneydoğu'da güç olanı dam gın'ın da yakından ilgilendiği begalanmadan yaşayabilmekti her lirtildi. Ağa Ceylan'ın damadı halde. Bir kez damgalandın mı, sil Mehmet Sagdıç da ANAP Ankara Milletvekili. silebilirsen... bisinde oturmuş İstanbul Belediyesi eski genel sekreteri Atanur Oğuz ile sohbet ediyordu. konuşma çok hararetlı geçtiği için olsa gerek yarıda kesıp yukan çıkamamıştı. Acaba Oğuz ile Yılmaz ne konuştular dersiniz? aprona gidip Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürü'nün hazırladığı listedeki sıralamaya göre yan yana diziliyorlar. Cumhurbaşkanı veya Başbakan uçaktan inip sırayla ellerini sıkıyor, sonra havalimanı şeref salonuna gidiyor. Arkasından bu sıradaki kişiler hemen şeref salonuna koşturuyorlar. Bu kez aynı sıralama şeref salonunun kapısından çıkarken tekrarlanıyor. Sonra şoförler siyah arabaları sırayla kapıya yanaştırıyor. Önde karşıfanan kişi, arkada karşılayıcılar kente dönuyorlar. Derken Özal aynı gün akşam üstü İstanbul'da bir düğüne gidecek oluyor. Yine Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü karşılayıcı ve uğurlayıcı kişileri haberdar ediyor. Yine siyah arabalar havalimanına yollanıyorlar. İstanbul'da da karşılamak üzere yine vali, belediye başkanı, emniyet müdürü, merkez komutanı Yeşilköy yollarına düşüyor. Cumhurbaşkanı'nın yurtdışı gezilerine çıkış ve dönüşlerinde bu sıralamaya TBMM Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, YÖK Başkanı gibi başka makamlar da ekleniyor. Böylece teknoloji çağında, 2030 yıl öncesinin protokol anlayışı ile hemen her gün bir koşuşturmadır gidiyor. Kimse de bu protokolü günümüz koşullarına uydursak diyemiyor. Hayatın anlamı ÜNİVERSİTENİN felsefe bölümünde bir profesör ders veriyordu: "İnsanlar ilk cağdan bu yana düşünmüşlerdir. Hayatın anlamı nedir, ben niye yaşıyorum, hayatta ne yapmam lazım diye. Bu düşüncelerin çeşitli yanıtları vardır, yanıtlann sistemleştirilmesi felsefede çeşitli akımları oluşturur." Daha sonra insanlığın ilerleyişini, taş taş üstüne koyarak bugünkü günlere nasıl ulaşıldığını anlattı ve insanoğlunun ne kadar çok çalışır, ne kadar fazla insan ile iletişim içinde olursa o kadar yararlı ve mutlu olacağını söyledi. Oğrencilerden biri elini kaldırdı. hafıfçe alaya alarak bir soru sordu: "Hocam, dağda kaval çalan bir çobanı düşünün, etrafında koyunları. Ne kadar mutludur değil mi?" Profesör şöyle bir yutkundu. Sonra yanıt verdi: "Oğlum, sen şu çobanı boşver de bir de koyunları düşün. Kaval sesini dinliyorlar, bir yandan da otluyorlar, dünyadan da haberleri yok. Asıl onlar ne kadar mutludur." FIKRA DALAMAN HAVAALANI'NDA BEKLEYIŞ TARİHİ MANASTIRDA AHIR Odabaşı'nın Siverek'teki evinde ölüm korkusu Eski mîlletvekîli mapus' Vğradığı saldın sonucu bir köylüsünü yitiren Kırvar Aşireti lideri eski CHP milletvekili Abdurrahman Odabaşı, birçok kez başvuruda bulunmasına karşın can güvenliğinin sağlanamaması nedeniyle kö'yüne dönemediğini söylüyor. CENGtZ MUMAY StVEREK Uğradığı süahlı saldında geçen ay bir köylüsünü yitiren, kapatüan CHP'nin eski mületvekillerinden ve "Kirvar" aşireti lideri Abdurrahman Odabaşı köyüne dönemiyor. Çocuklarıyla birlikte Siverek'teki evine kapanarak "ölüm korkusu"yla dışan çıkamayan Odabaşı, bölgedeki güvenlik yetkililerini, tüm başvurulanna karşın önlem almamakla suçladı. Odabaşı, "Jandarma karşı aşiretten menfaat temin ederek köye dönmemiz sağlamıyor" derken, yetkililer, eski milletvekilinin adamlarıyla birlikte köyde olay çıkarma amacında olduğunu öne sürdüler. Her iki aşiretin de güçlü ve silahlı olması Siverek'te tedirginliğe neden oluyor. SHP İlçe Başkanı "Halil Şe\ hanlıoglu, "Olaylara bazı aşiretkrin 'devlet yanlısı' diye görülmesinin yol açtıgm" söyledi. Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine bağh Özdemir köyü yakınJarında 7 temmuz günü uğradığı silahlı saldın sonucunda bir köylüsünü yitiren "Kirvar" aşireti lideri, eski parlamenter Abrdurrahman Odabaşı, valilik ve ilçe jandarma yetkililerini suçlayarak, can güvenliği sağlanamadığı için köyüne dönmedigiru öne sürdü. Olaydan bu yana çeşitli kurumlara dilekçeler verdiğini, ancak soruşturma açılmadığını savlayan Odabaşı, "Jandarma isterse eliyle koymuş gibi katilleri bulur. Ama onlar devlete yakın. ihbarcılık yapıyorlar. Bu yüzden konumyorlar. Aynca yetkililer bunvurulanmızı yanıtlamıyorlar. Beş bin kisi nasıl can gövenliginden yoksun bıralulır?" Bu arada silanlı saldında ölen Cama Çağın adh köylünün ağabeyi Hasan Cağın, kardeşinin katillerini tanıdığını, bunu savcıiık ve jandarmaya bildirdiğini, ancak bunlann yakalanmadığını öne sürdü. Çağın, gerekirse sanıkları jandarma eşliğinde köye giderek bulabileceğini sözlerine ekledi. Adınm açıklanmasını istemeyen bir yetkili, vilayet ve jandarmanın bu olayla suçlanmasının doğru olmadığım savunarak, "Bizim menfaat temin ettiğimizi ortava çıkarsınlar, cezamızı çekeriz. Ancak onlar köyde olay çıkarmaya çalışıyorlar. Köy yakınlannda adamlan bize ateş açtı. Çatışma çıktı, Odabaşının adamlanndan birini ölü olarak yakaladık. Bu cinayeti birkaç gün içinde çözeceğiz. Odabaşı ailesini de köye yerleştireceğiz" dedi. Kirvar ve Hacıhalan aşiretleri arasındaki gerginlik Siverek'te endişeyle izleniyor. Yurttaşlar, her iki aşiretin de çok sayıda silahlı adamı bulunduğunu anımsatarak, "Bunlar çatışırsa kan gövdeyi götürür. Yıllardır aşiretler burada çaüşmadı. Yıllar öace oluk gibi kan aktı. Bu nedenle bu olay bir an önce çözümlenmeU ve vahim olaylar çıkması önlenmelidir" diye konuştular. SHP Siverek tlçe Başkanı Halil Şeyhanhoğlu, Kirvar ve Hacıhalan aşiretleri arasındaki gerginliğe devlet yetkililerinin neden olduğunu öne sürerek şunları söyledi: "Bu bölgeye konıcufnk gibi bir bela gerirdiler. Ardından aşiretleri 'devlet yanlısı, devlet karşıtı' die sınıflandırdüar. Şimdi bir aşiret korunuyor. Diğerieri gergin. Aynca kornnan aşiret istibbaratta da kullanıldığı için yeni düşmanlıklar doğuruluyor. Bölgemize makineleşme girmesine karşın feodalizm hâlâ etkin. Siyasi iktidann Doğu'daki aşiretlere bu yönlü ^klaşımlan değişmedikçe sorun çözümlenmez. Bu siyasi bakış açısı, korkanm ki Siverek'te çok sayıda masumun kmnnın akmasına neden olacaktır." 4 BAUKÇtARVEYffTÇIUB Neden balık ithal ediyoruz? Odabaşı, öldürülen köylünün ağabeyi Hasan Çağın'la. (Fotoğraf: Cumhuriyet) lardan menfaat de temin ediyor" görüşünü savundu. Odabaşı şöyle devam etti: 'Korkumdan evimden dışan çıkamryorum. Eski bir milletvekilinin devletin görevlilerinüı de içinde bulunduğu bir ovıınla evine hapşedilmesi düşündıiriıcudür. Birkaç yıl önce Özdemir koyunde bulunan 30 bin dönüm arazimden bin 400 donümii toprak reformu için kamulaşanldı. Karşı aşiret Hacıhalan hemen bunlan devletten kiraladı. Aslında onlann da çok fazla topragı var. Amaçları bizi köyden çıkartmak. Daha sonra çıkan bir vasa uyannca itiraz ettim ve kamulaştınlan toprağımı geri aldım. Ben toprağımı almca tehdit edilmeye başlandım. Şimdi 30 bin dönüm arazideki nadasımızı kaldıranuyoruz. Vali, kaymakam vekili ve üsteğmen olaylan çözümlemek istemiyor. Köyümuze dönmek için bas ALMANYA'dan Türkıye'ye gelen iki turist Akdeniz sahillerindeki tatillerini bitirip ülkelerine döneceklerdi. Ellerindeki İstanbul havayollarından alınmış İstanbulDüsseldorf bıletlerinin istanbul'dan kalkış tarihi 22 ağustos sabah saat 10.00'u gösteriyordu. Dalaman'dan İstanbul'a uçakla geçmek için THY'ye başvurdular. Yer bulamadılar. Toros Havayolları'nın 21 ağustos akşamı 19.30 uçağına yer aldılar. Kalkıştan bir saat önce Dalaman Havaalanı'na gekjiklerinde ne şirketin bir yetkitisi ne de uçak vardı. Alanda doğru dürüst yabancı dil konuşan başkaca bir görevli de yoktu. Tarzanca üzerinden uzun bir konuşmadan sonra Toros Havayolları'nın, uçuşunu iptal ettiğini öğrendiler. THY'nin 21.45 seferi için yedek yolcu listesine yazıldılar, ama o uçağa da binemediler. Saatlerce bekleyişten sonra Toros Havayolları'ndan bir görevli belirdi ve uçak seferierinin iptal edildiğini, ancak sabah saat 06.00'da yeni bir uçak geleceğini ve kendilerini İstanAyvalık'ın Cunda Adası, eskiden şirin bir baiıkçı kOyuydü. Son zamanlarda her bul'dan kalkacak uçağa yetişyeri kaplayan sahil sitelen bu yanmadayı da kuşatmaya başladı. Adanın tepe tireceğini bildirdi. İki turist diğer sindeki eski manastır kalıntısı ıse bir başka ışgal aitında. Çatısı kalmamış mabekleyen yolcularla birlikte yanastınn ıçine köylüler, yıkılmış duvarlann taşlarından küçük ahırlar yapmıslaE kın bir yerleşme merkezine giBu tarihi zenginiiğımiz de şimdilik hayvanlann ıstıfadesine sunulmuş. dip otelde gecelediler. Sabah (rotograf: Kamil Masaract) 04.00'te kalkıp 05.00'te Dalaman'a geldiler. 06.00'da kalkacak uçak yine yoktu. İstanbul'dan kalkacak uçağa yetişemeyeceklerini aniayınca kendilerine Türkiye'de tatil yapmalarını öneren istanbul'daki arkaTÖRKÎYE'nin üç yanı deniz ler Birliği Genel Başkanı Nec daşlarına sabah saat 06.00'da lerle çevrili. Yine de bugünler det Altınbaş şöyle yakınıyor: canhıraş telefonlar ettiler. de Akdeniz kıyılarında balık ye"1950'de yüzde 10 olan Düsseldorf biletleri arkadaşmek isteseniz, fiyatı kılçık gibi kredi faizi şimdi yüzde 43'e ları tarafından iki gün sonraya boğazınıza kaçar. İstanbul'da yükseldi. Bir balık ağının ka ertelendi. Kendileri zor bela İsise Norveç'ten ithal edilen us ça mal olduğu biliniyor mu? tanbul'a döndüler. Almanya'kumruları palamut diye satıyor Biz hâlâ bunlann ithalinde dakı bütün işleri ve programlan lar. gümrük fonu ödüyoruz. Ba aksamıştı. Sonunda Toros HaNeden balık ithal ediyoruz lıkçı barınaklannın ve liman vayollan'na gidip zararlannın da kendi denizierimizde balık sayılarının arttırılmasını iste tazmin edilmesini istediler. Haçılığa değil yatçılığa önem ve miştik, oysa buralar Turizm vayolu yetkilisi uçakları arızaBakanlığı'nca yatlara ve kot landığı için zaman zaman böyrir olduk. Balıkçılar, sorunlarını anlata ralara ayrıldı. Birçok marina le olaylar olduğunu belirtip cak yetkili anyorlar, ama en yapılıyor, bizimle ilgilenen özür diledi ve turistlerin elleribaştaki yetkili bugünlerde yat yok. Her ülkede balıkçılara ne 60 bin TL tutuşturdu. larla gezdiği için att kademe indirimli olarak mazot verildiBu komik tazminata sinirleyetkililer de sadece yat ithalin ği halde bizde böyle bir uy nen turistlere de şöyle akıl vergulama yok. den gümrük vergisini kaidırdi: mak gibi yatçılara has görüneBir de deniz kirliliği sorunu "İsterseniz zararınız için cek işlerle uğraşıyorlar. var. Birçok balık türünün mahkemeye gidebilirsiniz, Anadolu Kavağı Balıkçılık nesli azalmaya başladı. Bazı ama çok uzun sürer. TürkiKooperatifi Başkanı ve İstanbul yerler balık mezan haline gel ye'de bu işi taktp etmek için Batık Müstahsilleri Kooperatit di." daha çok masrai edersiniz." Uçak şirketleri