25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 1989 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR İSMAİL CUMHURİYET/5 Akdeniz'e pupa yelken İki yıldır Ankara, Istanbul ve tzmir'de konserler veren Bilkent Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası'nın gelecek yıl gemiyle Akdeniz'e açılarak kıyı kentlerinde konserler vermesi tasarlamyor. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA Bilkent Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası, gelecek yıl gemiyle Akdeniz'e açılarak bazı kıyı şehirlerinde konserler verecek. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekanı Ersin Onay. iki yıldır Ankara, Istanbul ve tzmir'de konserler veren orkestranın önümüzdeki yudan itibaren yurtdışında da konserler vereceğini söyledi. Onay, orkestranın îstanbul ve Izmir festivallerinin programlanna alınmalarını istedi. Üniversitenin bu yıl ikincisini gerçekleştirdiği Müzik Yaz Okulu çerçevesinde oluşturulan ve devlet sanatçısı Gürer AykaTın yönetiminde çalışan, geçenlerde tamamlanan turnesinin ardından bir değerlendirme yapan Onay, sonuçtan çok memnun olduğunu bildirdi. Orkestranın oluşturulmasmda amacın, Türk ve yabancı genç sanatçılara, ünlü sanatçılann yönetim ve denetiminde uluslararası düzeyde ve nitelikte staj olanağı sağlamak olduğunu anımsatan Onay, şunları söyledi: "Bu yılki yaz okulnnun en önemli özelliği, öğrencilerin orkestra çalışmalannın yanı sıra kendi dallannda master kurs yapma olanağı bulmalanydı. Amacımız yalnızca bir araya gelip güzel etkinlikler yapmak değil, çocuklann egitimlerine katkıda buluıımak, alanlannda ilerlemelerini sağlamak ve kazandıklannı uygıılamaya götürmek. Bu bağlamda da orkestra bence amacına ulaştı. Genç sanatçılar, Suna Kan (keman), Mahir Çakar (korno), Roman Jablonski (viyolonsel), Ünal Erce (kontrabas), Giilşen Talu (flüt) gibi değerii sanalçılarla ça MUZİK Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası yurtdışında konser verecek orkestra kurulabilir. Bu çekirdek kadroyu kurarsak, orkestra giderek ilerler. Bizim amacımız bu orkestrayi artık, önümiizdeki yıldan itibaren yurtdışına da götürmek. Benim de, Gürer Aykal'ın da, Suna Kan'ın da fikri budur" diye k o nuştu. Turne gezilerini iki yıldır karâdan yapan orkestranın gelecek yıl deniz yoluyla turneye çıkmasını planladıklannı kaydeden Onay, "Gemiyle seyahat etmek gibi bir arzumuz var. Bu seyahati İzmir ve İstanbul'a yaptıktan sonra Akdeniz iilkelerindeki bir iki liman şehrine de gitmek istiyonız. Ama henüz mali porlresini çıkarmış değiliz" dedi. Müzik Yaz Okulu ve gençlik senfoni orkestrasmın büyük bir açığı kapattığını ve gelişraej'e çok uygun olduğunu vurgulayan Onay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama biraz desteğe ihtiyacımız var. Çünkü her türlu giderler üniversitemizce karşılanıyor. Mesela Denizyollan, Türk Havayollan bir katkıda bulunup indirimli seyahat olanağı sağlayabilir. Bu tür destekleri alabilirsek daha fazla konser verebiliriz. yurtdışında konserler yapabiliriz. Üriin ortaya çıktıktan sonra sergilemesi çok kolay, mali imkânlar içinde sınıriı kalmak istemiyoruz." " I 1 KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK BiyAk katkılan oMu Bilkent Üniversitesi'nin Uluslararası Gençlik Senfoni Orkestrası'nın belli bir düzeye erişmesinde orkestra şefi Gurer Aykal ve kemancı Suna Kan'ın da büyuk katkılan var. Aykal, Türk ve yabancı gençleri Master kursların gelecek yıl hem çalışürdı, rtem de konserlerde yönetti. Orkestranın konserlerine solist tüm orkestra dallannda gerçeklesolarak katılan Kan ise yaz okulunda dersler de verdi tirileceğini belirten Onay, korolu bir yapıtın seslendirilmesinin de lışma olanağı buldular. Sabah rinin geçen yıla göre daha yüksek duşünüldüğünü söyledi. Koro ol0930dan gece 23.00'e kadar çok olduğuna dikkat çeken Onay,."Bu ması durumunda opera çalışmayoğun biçimde çalıştılar. Büyük sene daha titiz davrandık. Akade sına da girileceğini kaySeden bir disiplin sağlaraış olduk. Bu sa milerden, müzik yüksek okulla Onay, şöyle dedi: nınm onların hayattnda çok gü rından ve konservatuvarlardan, zel bir tecrübe oldu. Bir sanatçı seçilmiş öğrencilerin gelmesini is"Opera konusunda da böyle bir nın ilerleyebilmek için nasıl bir di tedik. Geçen sene kalılanların çalışmaya çok ihtiyaç var. Gençsiplin içinde olması gerektiğini hepsi, bu nitelikte olmadıklann lerimiz, mezun olana kadar sahgördüler. Çıkan sonuç onları ha dan katılamadılar" dedi. nelerde söyleyemiyorlar. Mezun kikalen memnun etti. SanatseverOrkestraya iki yıldır katılan öğ olduktan sonra sahneye çıkmak lerin de uzmanlann da biiyiik be rencilere gelecek yıl da öncelik ve da biraz ürkütücü oluvor. Müzik ğenisini kazandılar." rileceğini bildiren Onay, "Ama bu, Yaz Okulu kapsamına, orkestra Onay, geçen yıl Bilkent ve diğer yeni geleceklerin katılımlarının dalımn dışında koro ve opera dakonservatuvarlardan katılan Türk engellenmesi şeklinde olmayacak. lını da katmak istiyonız. Gelişmeöğrencilerin, bu yılki orkestrada Gerekirse bir ikinci orkestra yapa lerden ikinci bir orkestra kurulada yer alraasıyla çekirdek bir kad cağız. Gdişme onu gösteriyor. Çe bileceğini görüyonım. Katılmak ro oluştuğunu söyledi. Yurtdışın kirdek kadroyla daha usta bir or isteyenlerden kimi senfoni orkestdan Vatılan sanatçıların düzeyle kestra, yeni gelenlerle ise ayn bir rasında, kimisi de opera orkestrası nda çalar." Orkestranın turne programı sırasında ciddi organizasyon sıkıntılan yaşadıklannı bildiren Onay, "Efes Antik Tiyatro'da bomboş bir alan ile karsılaştık. Podyumu taşıdık, ışıklan Istanbul'dan getirdik, çevre aydınlatma>ını yaplık. Yani her şeyi sıfırdan alıp bir konser salonu yaratıyorsunuz. Bu da çok güç ve büyük masraflarla oluyor. Aynca duyuruyu çok iyi yapamadık. tstanbul ve İzmir festivalleri bizi programlanna alırlarsa hem onlar çok nitelikli bir faaliyet kazanmış olurlar hem de biz gittiğimizde hazır. aydınlatılmış, sandalyesi. podyumu olan bir salonla karşılaşmıs olunız. Duyuru konusunda rahat bir organizasyon buluruz." Onay, gelecek yılki yaz okulu için bu yıldan bütün yabancı okullarla iletişim kurduğunu ve hemen hepsinden yanıt aldığım, geleceic yıl tümünün temsilci göndereceklerini kendisine bildirdiklerini söyledi. Onay, bu okullar arasında Paris Konservatuvarı ile Viyana Gratz Liszt akademilerinin de yer aldığım ifade etti. PİKNİK PİYALE MADR.4 H I Z U GAZETECİ NECDET ŞEN ÇOK ASlg KONUŞoypSUhJ AMA Y/NE 'Kral ve Beıfde Nureyev Ûnlü bale yıldızı Rudolf Nureyev, 10 yıl kadar önce "Kral ve Ben" adlı müzikalde başrol önerisi aldığında bu öneriyi geri çevirmişti. Sahnelerde ve beyazperdede bir zamaniar Yul Brynner'ı üne kavuşturan "Kral ve Ben'de oynamayı en sonunda bu yıl kabul etti Nureyev. 51 yaşındaki sanatçı şu sıralarda başrolleri paylaşacağı Liz Robertson'la birlikte provaları sürdürüyor. Bu ay sonunda Kanada'nın Toronto kentinde galası yapılacak olan "Kral ve Ben", daha sonra Kanada'nın başka kentlerini dolaşacak ve bir ABD turnesi gerçekleştirecek. ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI Atatürk Kültür Merkezi yangınının ardından Ege Üniversitesi'nin mali olan Atatürk Kültür Merkezi'ni gene o bitmek tükenmek bilmeyen "ihmal"lerimiz yüzünden uzun bir süre için yitirdik. tzmir'e çok amaçlı bir kültür merkezi kazandırmak için yapılması gerekenleri bir kez daha gözümün önunden geçiriyorum. ÜNER BİRKAN İZMİR Bu kötü riiyayı bundan on iki yıl önce de görmemiş miydik? Bahribaba Parkı'nın ağacları arasında, o koskoca yapmın bakır döşeme çatısınm alev alev yandığını, kapkara dumanlann kıvrıla kıvrıla gökyüzüne yükseldiğini yüreğimiz yaııarak seyretmemiş miydik? O zaman da "Ah, gözü kör olasıca ihmalcilik, gene neler açtı başımıza?" diye yanıp yakılmamış miydik? "Bundan böyle göziinüzii açalım, böyle şeylere meydan vermeyelim" demerniş miydik? İzmiı'deki kültür yapıları içinde en eli yüzü düzgünü, belki de belli amaçlar için en çok işe yarayanı diye bildiğimiz, Ege Üniversitesi'nin mali Atatürk Kültür Merkezi'ni gene o bitmez tükenmez "ihmal"lerimiz yüzünden, uzun bir süre için yitirdik. "Geçmiş olsun" demeye bile varmıyor dilim. thmalin, işleri böyle göz göre göre hafife almanın karşılığı, kuru bir "Geçmiş olsun, Allah beterinden sakladı, ya tıimü yansaydı?" ile verilemiyor çünkü. Daha yüksek çıksın istiyorum sesimiz; bu kentin gereksinimlerini iyi kötü karşılayan o yapının bir an önce eski durumuna getirilmesi için kollar sıvansın, on yılı aşkın süredir atılan tohumların yeşerme Konser verecek salon kalmadı si geciktirilmesin, gençler genedoluşsun o binanın kapılarına, kuyruklar oluştursun, duvar kenarlarına kadar doldursun salonu... Konser mevsiminin başlamasma iki aydan az bir zaman kala uğradığımız bu büyük felâketin yaraları bir an önce sarılsın. Bunları geçiriyorum akhmdan; böyle bağırmak, ilgililere böyle seslenmek istiyorum ya, bir iki gün geçmeden her şeyin unutulacağını, o ilgililerden hiçbirinin, Izmir'de konser verilecek salon kalmadığı gerçeğini, bu korkunç durumu "ciddi sonınlarımız" arasma almayacaklarını da biliyorum. İzmir DSO'nun çalışkan müdürü, sevgili Numan Pekdemir'in tıpkı o korkunç yangından orkestranın piyanosunu kurtarmaya çabaladığı anda olduğu gibi gözleri yaşlı, elleri böğründe kalakaldığını görür gibi oluyorum. İzmir'e, konser salonu görevini de yerine getirebilecek, çok amaçlı bir "kültür merkezi" kazandırmak üzere verilmesi gereken çalışmaları gözümün önünden geçiriyorum bir kez daha... Atatürk Kültür Merkezi'nin konser salonu amacıyla kullanılması ıleilgili olarak, bu köşede pek çok yazı kaleme aldım. Her defasında, o binanın giriş kapısından başlayan, salonda, sanatçılann beklemeyerlerinde sürüp giden bir yığın aksakhğı dile getirmeye çaiıştım. Bu aksaklıkların, zaman içinde giderilebileceği umudunu ise hiç yitirmedim. Şimdi on iki y 1 sonra, gene aynı nedenlerle ortaya çıkan bu uğursuz yangın, İzmir'in bu önemli gereksinimini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Burada bir noktayı çok dikkatli olarak belirlememiz gerekiyor: Konser salonu, dünyanın en zengin ülkelerinde bile, pahalı bir oyuncaktır. Yalnız başına ele ahndığında giderek, bir "lüks" bile sayılabilir. Ornek vermemiz gerekiyorsa, Hollanda'daki ünlü Concertgebouvv'u düşünebilirsiniz. Dünyanın en büyük, en görkemli konser salonlarından biı i olan Concertgebouw'da, dilerseniz moda defileleri, konferanslar, seminerler, kongreler düzenleyebilir, özel partiler verebilirsiniz. Bizim İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ve öteki büyük kentlerimizde bir an önce kurulmasını istediğimiz salonlar da bu nitelikte, "çok amaçlı" mekânlar olacaktır. İşletmeleri bu işi çok iyi bilenlerin eline verilecek. Devletin kurup, iyi niyetli, ama işi bilmeyen insanların yönetimine bıraktığı salonların görunümünden uzak kalacaktır. Belki de her işi kendinden beklemeye öteden beri alıştığımız "devlet baba" değil, bu kez özel kuruluşlar, dernekler, vakıflar alacaklardır bu işi ellerine. Kimbilir, bir yangından sonra gördüğümüz düşlerdir bunlar belki, ama neden olmasın? Neden ülkenin küllür varlığı ve gelişmesi için böyle bir yola girilmesin? AĞAÇ YAŞKEN EĞÜİR V 3"ı2./ oysA 6 A KEAL4L GÖKHAN GÜRSES C^ıK AR(i O ı ı\T5A * W& / Y? A ^ ^ GARFIELD JIM DAVIS TARİHTE BUGÜIN MVMTAZ ARIKAİS 23 Ağustos SAKARYA SAVASL K.İNÖNÛ SAVAŞINOA YSNİLBN KINAfJ KUW£TL£Zİ, Û4HA SONRA, KESİN SOA/CJÇ ALMAK İÇÎN TUM &ÛÇLEBİYLS ANKARA'yA yÜRÛME EM&'MM/ŞT(. A.77A1TAŞ,KÎmnyA YEESKIŞEHİR'OEKİ ÇAePtŞAAAOVZOto SONRA Tİ//SK *UJWEn£& SMCA&YA NEH&A/İN DO6USUNA ÇEMİLMEK 2O2UMÛ4 KAIMIÇV. O SlgACf MUSTAFA KEMlAl'E TÜeK/YE8ÜyÜKMİU£TM£CjJSİ,BİZK£Z OAHA &*ŞKOWjrXUUlC YE£JK)BDü. (6AİUSTDİ) YUNANLIUVZ.NEHRİDE GEÇrfJOEBİ SlRAOA,Z26UN SÛ/ZECEK OLAN SAKARYA SAi/A$l BAŞLADl. 1OO KİLDS4ETHELİK 8ie CEPHEDE, MUSTAFA A£MAl PAŞA'MIN "HA7T/MUİMtAA YD*TUG,SATHIMÜDAFAA \MIDIJZ' ÖZOEY/ŞİNE UYGUN SAVAŞAN TÜBZLER, YUNANLILARl BOZUP, SAKAZYANtN ÖTESİN6 SÜ8ECEKTİ.. Itfsde çaiacaklar? izmir Atatürk Kültür Merkezi'nde çıkan yangın uzerine İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın konser verecek salonu kalmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle