Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1989 HABERLER CUMHURÎYET/11 Güneydoğu'nun adı konamadı INSANLAR MUSTAFA BALBAY İZMİR Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve tstihbarat Daire Başkanı Mustafa Yiğit, Güneydoğu olaylarında emniyet güçleri arasında koordinasyon boşluğunurt açık bir şekilde göriildüğunü söyledi. Hükümetin ve konuyla ilgili devlet yöneticileTinin Güneydoğu'daki olaylann "adını koyamadıgım" söyleyen Yiğit, "Önce bu teşhîs yapılmalı. En yetkili ağızlar bazen eşkıya, bazen lerorist, anarşist diyor. Bunlann hepsi farklı kavramlar ve onlemi ayn değerlendirmeler" dedi. Yiğit'e göre PKK'nın eylemleTİne "katil kim" diye yaklaşmak son derece yanlış bir tutum. Yiğit, "Cumhuriyet"in sorularım şöyle yanıtladı: Giineydoğu'daki olaylar nrmanırken hükümetin konuya bakışında tam bir nctlik göriilmüyor. Hükümetin bu konudaki yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? YlĞtT Şunu açıkhkla ifade etmek isterim ki hükiımet daha Güneydoğu'nun adını koyamamıştır. Bu olmayınca da tabii ki yapılması gerekenler tam olarak saptanamıyor. Bu olay Türkiye'nin iç işi değildir. Uluslararası bir sorundur. Türkiye bu benim iç işim diyemez. Konuya böyle bakıp milli bir görüş ortaya atılmalıdır. Araa milli görüş bir yana devletin en yetkili ağızları kanşık kavramlar kullanıyorlar. Eşkıya, soyguncu, anarşist, bölücü diyor lar. Bunlar birbirlerinden o kadar farklı kavramlar ki her birine karşı alınacak önlem çok farklıdır. Sizin deyişinizle olaylann adının konamamasına karşın bolgedeki emniyet gücleri özellikle son dönemde yoğun operasyonlar yapıyorlar. Bu operasyonlann sonuçlan için neler söyleyebilirsiniz? YİCİT Bölgede gorev alan asayişten sorumlu yöneticiler ve kişiler bir neticeye gitmek istiyor. Ancak maalesef koordinasyonun ve teşkilatlanmaıun doğru olduğunu söylemek mümkün değil. Bu, bölgedekileri aşan bir olay. Konu bir düzene ve sisteme bağlanmalıdır. Türkiye'de ilk sık'ıyönetim, Şeyh Sait tsyanı nedeniyle ilan edildi. Ondan sonraki sıkıyönetim ilanlannda da Kürt sorunu başı çekti. Sıkıyönetim dönemlerinde çözülememiş bir konunun olağanüstü halle çözülmesi daha da zordur. Sıkıyönetim komutanı kendisi suç ihdas edebilir, kendine bağlı mahkeme vardır. Ama olağanüstü hal valisinin böyle yetküeri yoktur. O zaman sizce yapılması gereken nedir? Bölge için ayn bir güvenlik örgıitıi mii, yoksa askerin on planda olması mı? YİGIT Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye'deki kadar bol güvenlik örgütü yoktur. MİT, EskiEmniyet GenelMüdür Yardımcısı ve Istihbarat Daire Başkanı'nın değerlendirmesi: Sadece şiir yazarak ve şiir okuyarak şair olunmaz. Şiir o hayatın köpüğüdür. CemdSireya Dünyanın hiçbir kavim toplanır. Giineydoğu için ayn bir güülkesinde Türkiye'deki venlik örgütü önerileri tarüşılıyor. kadar bol güvenlik YtGfr Söylemiştim, Turkiörgütünün ye'deki güvenlik örgütü, zabıta teşkilatı kadar dünyanın hiçbir ülbulunmadığını kesinde yoktur. Türkiye'de bir zasöyleyen Mustafa bıta sorunu vardır. Olay budur. Yiğit, örgütler arasında Yoksa Güneydoğu için ayn bir örkoordinasyonun gütlenmeye kesinlikle gerek yoktur. O bölgeye ayrıcalık tanımak olmadığını belirtti. yanlıştır. Böylece o bolgeye bir nitelik verilmiş olunur. Burada po"Siyasi hizmette jandarmayı kullamrsanız lisin görevini iyi belirlemek lazım. politikaya bu yolla askersokmuş olursunuz. Polisin devleti, cumhuriyeti korumak gibi işlevi yoktur. Bununla Güneydoğu'daki olaylann üzerine 'katil görevli değildir. Polis suçluyu ya71 kim' diye gidilmez dedi. kalar, sanıkla uğraşır. GüneydoEmniyet Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Orman Muhafaza, Sahil Muhafaza, Gümrük Muhafaza, zabıta. Daha yenilerini eklemek mümkün. Bütun bu güvenlik örgütü bolluğuna karşın arada koordinasyon yok. Bence orduya zabıta hizmeti verilmesi doğru değil. Önce de belirttiğim gibi hükümet ilk olarak dunım muhakemesi yapmalı. Olaylann adını koymalı. Kavram kargaşasını ortadan kaldırmalı. Sonra, Güneydoğu'da olaylann üzerine "katil kim" diye gidilmez. Çünkü olay bir zabıta olayı kesinlikle değildir. Sözünü etligioiz olumsuzInklara karşın Güneydoğu'da biiyük bir askeri giiç var. Bu güçle PKK arasında karşdaşnrma yapılabüir mi? YİGtT Konu bir PKK meselesi değildir. Olayın uluslararası boyutlan vardır. Eğer bölgede bir Kürt devleti söz konusuysa işin içinde Suriye, Iran, Irak, Sovyetler Birligi de vardır. PKK'nın buradaki faaliyetleri karşısında alınan palyatif zabıta tedbırlerinden söz etmiyoruz. Burada asıl görev Dışişleri BakanlığVna düşüyor. Yöre halkından bazılannın PKK'yi desteklemesi konusuna bağlı olarak bölgede onceki yıllardakine benzer bir "toplu isyan" olasılıgı sizce var mı? YtGtT Hayır, hayır böyle bir isyanın fiziki koşulları artık ortadan kalktı. Çünkü bölgeden ğu'da olaylar daha çok polisin değil, jandarmanın görevli olduğu alanda oluyor. Ama jandarmaya da siyasi bir gorev veremezsiniz. Siyasi hizmette jandarmayı kullamrsanız politikaya bu yolla asker sokmuş olursunuz. Türkiye'deki güvenlik teşkilatlanması yeniden gozden geçirilmeli. Örneğin polis 1968'den sonra bunalıma girmiştir. Çünkü bu tarihe kadar tek tek kişilerle uğraşan polis daha sonra örgütlü güçlerle uğraşmak dururaunda kaldı. En önemlisi bu tarihten sonra suçlulann kültür seviyesi polisten daha yüksek olmaya başladı. 12 Eylül'de göreve başlayan polis askere şartlandı. Onlann yeniden eğitilmesi, demokrasimiz için sarttır. yoğun bir göç var. tsyan edecek FÜSUN ÖZBtLGEN YİNE BENZER TARTIŞMALAR BAŞLADI 12 Eylül öncesi aylarda Türki Aradan 10 yıl geçti, bugünler dikleri zaman değiştireceklerini ye'de ekonomik ve sosyal kriz de yine ekonomik ve sosyal kri SHP ve DYP de açıklamışlardı. iîeri boyutlara varmıştı. O gün zin boyutları büyüyor. Darbe Ancak o zamanlar bu anayasalerde çeşrtli çevrelerde anayasa soylentileri de yavaş yavaş orta yı savunan, siyasilerin yasaklasuçlu olarak gösterilmiş ve Tür Itğı sarrnaya başladı. Vee... Gun rının kalkmaması için referankiye'ye yeni bir anayasa modeli deme yine anayasa hazırtıkları dum öncesi bütün Türkiye'yi dolaşan ANAP lideri Özal, son zagetirmek üzere kamuoyu oluş geldi. turulmaya baslanmıştı. Coşkun 12 Eylül rejiminin getirdiği manlarda fena halde liberal Kırca, Adnan Başer Kafaoğlu anayasa ilk gününden beri top anayasa taraflısı kesildi. Kısa ve gibi isimlerin hazırlık yaptıkian lumun çeşitli kesimlerinin tepki öziu bir anayasa yapılmasım sataslaklar ve Tercüman Gazete sini toplayan btr metindi. Siyasi vunuyor ve şöyle diyor: si'nin bu konudaki topiantıları ve sosyal yaşamı cendere içine "Vatandaşın neler yapamasokan bu anayasayı iktidara gel yacağı kanunlarda yer almı^halen hatırlarda. tır. Anayasa ise devterin ne yapamayacağını bellrtmelldlr." Bu çok olumlu sözün, sosyal konularda hiç de liberal davranamadığı dünya âlemce bilinen ANAP iktidarı elinde ne şekilde uygulanacağı bir yana, yavaş yavaş açıklanmaya başlanan dicu olarak suçiadığı Ercan Ka ğer anayasa değişikliği önerileSHP'de 9 ay rakaş'ın listesine oy verdi, bu rine de değinelim. önce yaşanan da beş. parti içi kriz, oı Yıllardır göruşlerini, kamuoyugünlerde genel i Şimdilerde Topuz'un yakın sekreter yarçevresi gazetelere telefon edip nu etkileyen kişilere gönderdiği dıması olan Alil Karakaş'ı kendilerinin kazandır mektuplaria btldiren Akfil tekstil Topuz'un İs" dıklarını öne sürüyorlar. Böyle şirketınin sahibi Mehmet Mertanbul'da mill ce Baykalcılara da hava atma merci, bugünterde yeni bir anayasa gerektiğinı belirten mekletvekıli MustaI ya çalışıyorlar. tuplar dağıtmaya başladı. Merfa Sangül'e aitl Ancak bizim izlediğimi2 ka merci şöyle yazıyor: garajda bir toplantı düzenleyip "Amerlka 1792'de savas partiyi aşın solcuların ele geçir darıyla Karakaş'ın listesi Topuz diğini ılan etmesiyle başlamıs tarafından desteklendiği için borçlannı rahatlıkla konsoNde tı Bu tartışmalardan sonra da değil dikkatli bir strateji ile ha edebllmistl. Çünkü, en büyük İstanbul İl Başkanı Ercan Ka zırlandığı için Karadenizli dele teminat, Biz Amerikan halgeierden de oy almayı başardı kı...' diye başlayan anayasayrakaş görevinden altnmıştı. ve kazandı. Bir de Karakaş'ın dı. O devirde ayncalıklı olmaAradan geçen süre içinde ne baştan beri çeşitli politik oyun yanlar Amerika'ya kaçryordu. oldu? Topuz parti içi yöneticilik ve hesaplar ile ince numaralar Bugünkü ünlülerin bilgisi ongörevinden ayrılmak zorunda yerine açık politika yapmayı larda yoktu, ama devlet zulkaldı, bu bir... Bu çıkışı ile Bay yeğleyen tutumu, delegelere münü yaşamıslardı. Hazırtokalcılarta bir olarak İstanbul'un güven verdi. dıklan ve bugüne kadar az detabanını ele geçireceğini zanğisikllge uğrayan anayasanın netmişti, ama beklentileri gerSHP'de artık "bir gün öyte ruhu bambaskaydL Fertler, elçekleşmedi. bu da iki... Bu kez ertesi gün böyle" davranan lerinden alınmayacak haklara Baykalcılarla da yolu ayrıldı, politıkacılar değil, açık politika sahiptiler. Mutlulukiannı özhatta garajını devreden Mustafa izleyenler kazanmaya başladı. gürce arayabilirterdi. Sarıoğlu ile de yolları ayrıldı, bu Bu anlayış yaygınlaştıkça ve Bize gelince 1924, 1961 ve da üç. Son ıl kongresinde en uzun vadede daha şanslı olduçok yuhalanan millervekili oldu, ğu görüldükçe, belkı bugün es 1982 anayasalannın sonuçlabu da dört. ki oyunlarla ayakta durmaya rı ortada. Amerika'da dini, dtII ve ırkı değlşik insanlan birEn enteresanı da bu kez çalışan politıkacılar da yanlıs leştiren anayasalardır. Ancak larını görüp daha tutarlı çizgiBaykalcılara olan kızgınlığınböyle bir anayasa ile acil sodan, gitti bir süre önce aşın sol lere geleceklerdir. runlarımızı çözer, borçlanm»zı konsolide edertz." Mermerci, bu önerileri ile Amerikan türü bir özgüriük anayasası istiyor. Bu tür bir anayasa geldiği zaman da DPT gibi kuruluşların cHmamasını talep ediyor. Yani liberalizmin ilk dönemlerindekı gibi "Bırakınız yapsınlar, bırakınız gecsinler..." Sosyalist Parti Genel Başkanı, Ferit İlsever de Merkez Karar Kurulu'nun yeni bir anayasa ile ilgili göruşlerini açıkladı. SP, hazırlanacak yeni anayasada başlangıç bölümünde "Vatandaşlara, kamu kuruluşlannın uygulayacaklan baskı ve haksızlıklara karsı dlrenme hakkı" istiyor. Yeni hazırlanacak anayasanın temel doğrultusunu da "Devletin değil vatandaşın hak ve hukukunu güvence altına alan bir anayasa" olarak belirliyor. Görutdüğü gibi gündeme getirilen anayasa değişikliği tatep^ leri, 12 Eylül'ün katı devietçi ve baskıcı anayasal hükümlerine karşı tepkici, vatandaşın özgürlüklerini ve haklarını savunan çözümler. Bunları anladık da bu yeni anayasayı kim veya kimter hazırŞu koltuğu çaktırmadan altından çekersem kendi dediği gibi "kıçüstu" layacaklar, işte henüz onu anlayere oturuverir mi acaba? yamadık... Anayasa üzerine çeşitlemeler BU NE PERHİZ? i Topuz'un oyunlan Başkanuı makam 'araet> | Bakan Aksu: ÇUKURCA (AA) Hakkâri'nin Çukurca üçesine bağlı Uzundere kasabasının DYP'li Belediye Başkanı Numan Demir, makam otomobüi olmadığı için gezi ve incelemelerini katır sırtında yapıyor. Belediye olarak yazışmalann dışında hiçbir hizmet veremediklerini vurgulayan Demir, "Bana bir makam otomobili bile çok görülüyor" diyerek şöyle konuştu: "Kasabamız Çukurca'ya 44, Hakkâri'ye 120 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Makam otomobilimin olmaması nedeniyle belediyenin işlerini takip etmek için sürekli cebimden harcama yapıyorum. Kasabamızın dağıruk olması yüzünden de gezi ve incelemelerimi katır sırtında gerçekleştirebiliyorum. Yani makam otomobili yerine, katır hizmet veriyorî' lerorıstııı kökü kazmacak İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Bakanlar Kurulu'nun Güneydoğu 'daki olaylarla ilgili olarak aldığı kararların şimdilik gizli tutulduğunu söyledi. AKSARAY (AA) İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Güneydoğu'daki olaylarla ilgili olarak hükümetin bir dizi tedbir aldığıru belirterek "Teröristlerin kökiinü kazıyacağız" dedi. Aksaray iline bağlı Ağaçören, Sarıyahşi ve Güzelyurt ilçelerinin kuniluş törenlerine katdmak üzere Aksaray'da bulunan Aksu, Doğu ve Güneydoğu'daki olaylarla ilgili olarak Bakanlar Kurulu'nun aldığı tedbirlenn "şimdilik gizli lutulduguou" söyledi. Aksu, "Alınan tedbirleri önümüzdeki günlerde Diyarbakır'da yapacağıra bir basın toplantısında açıklayacağıra. Türk Devleti i güçlüdür. Teröristlerin hakkından Lgelecektir. Teröristlerin kökünü Kanyacağız" şeklinde konuştu. AMAN ÖZAL DUYMASIN GÜNEYDOĞU GÜNLÜCÜ Bölgede dar geçitler çoğalıyor Silah sesine komutan geldi. Daha ne olduğunu anlamamıştı. Ama birazcık da sövüyordu galiba, anaavrat. Sonunda kararmı verdi. Herîces koşar adım karakola gidecekti. Dipçik desteğinde, ilçenin ortasında, herkesin gözü önünde, yuzü aşkm Dargeçitlinin karakola doğru koşuşu başladı. Silah sesinin ardından, yüzü aşkm yetişkin erkeğin karakola doğru koşuşunu gören ilçe halkı telaşlanmıştı. Bu kadar insan sağhklı yaşam için "jogging" yapmıyordu yaî CELAL BAŞLANGIÇ MARDİN Ne "haar ol"da durmasını iyi biliyordu Güneydoğu insanı, ne de "rahat"ta. Özellikle son yıllarda en iyi öğrendikleri "aranma duruşu". Köyden ilçeye, ilçeden ilçeye, ilçeden kente giderken, bir akşam kahvede otururken, gece evdeyken sık sık yineliyorlardı "aranma duruşn"nu. Öyle zor bir hareket de değildi. Araçta giderken, kahvede ya da evde otururken, ayağa kaikıp en yakın duvara, kollann olanaklar ölçüsünde açık, ellerin duvara dayanacak. Hareketin kusursuz olması için bacaklar da kollar gibi açık olmalı. Zaten küçük bir hata olursa, dipçik darbeleriyle duzeltiliyordu. Alçak kürsülerinde oturmuş, çaylannı içerken, birdenbire kendilerini kahvenin duvarında "aranma duruşu"nda bulmuşlardı. Hava kararalı bir saat bile olmamıştı. Sokağın akşam serinliğinde dostlarıyla söyleşiyorlardı. Patlayan birkaç el silahın ardından "Herkes kahvenin içine girip, eilerini duvara dayasın" komutu duyuldu. Can havliyle kahvenin içine doluşup eilerini duvara dayamıştı Dargeçitliler. Silah sesine komutan geldi. Daha ne olduğunu anlamamıştı, ama birazcık da sövüyordu galiba ana avrat. Sonunda karannı verdi. •Herkes koşar adım karakola gidecekti. Dipçik desteğinde, ilçenin ortasında, herkesin gözü önünde, yüzü aşkm Dargeçitlinin karakola doğru koşuşunu gören ilçe halkı telaşlanmıştı. Bu kadar insan sağlıklı yaşam için "jogging" yapnuyordu ya. Kimi evinin penceresinden kimi damından bu heyecanlı koşuya bakarken, pijamalı, şalvarlı, yaşlıgenç demeden, komutanın emriyle bu koşuya katil dılar. Yasaiar önünde herkes eşit olduğuna göre "Biri koşar, diğeri bakar, kıyamet ondan kopar" olmasın diye çevredeki yaslılar da koşturulunca, herkes, Dargeçit'in ortasında "dedeler yanşı" yapılıyor sandı. "Vanş" yeri, Dargeçit tlçe Jandarma Karakolu'ydu. Kimin birinci olduğu pek anlaşılamadı, ama bir süre karakol içinde herkes birbirine arkasını dönerek yere çömeltildi. Koşu sonrası karakolda dinlendirildikten sonra serbest bırakıldı Dargeçitliler. Mardin'in en genç ilçesi Dargeçit. Daha bir yıl olmuş ilçe yapılalı. Atanan kaymakam bu zamana değin ilçeye gelmemiş. Ancak arada bir telefon açıp Dargeçit'in ANAP'h Belediye Başkanı Süleyman Anık'a, "Ne v»r ne yok, terör var mı?" diye soruyormuş. Gerçi gelse de daha ilçede hükümet konağı yok. Yeni bitmiş ilkokulla, belediyenin bir bölümü kaymakamhk olarak kullanılacak. Dargeçit ilçe, ama birçok yokluğu bir arada yaşıyor. Dargeçit'in nüfusu son bir yılda dört binden on iki bine çıkmış. Köylerden, yeni ilçeye göçüyor yore halkı. Terörden ve baskıdan kaçmışlar, "Belki ilçede yoktur" diye. Bu nüfus artışı birçok şeyde olduğu gibi eğitimde de yetersizliğe yol açrnış. tlkokul sıraları az geliyor. İlçede ortaokul binası olmadığı için halkın "belediye kiimesı"" dediği bir yerde görülfyor orta öğretim. Dargeçit'te lise binası ise hiç yok. Bu yıl ortaokuldan otuz öğrenci diploma almış. Sorun, liseye nasü gidecekleri. Bugüne değin, kırkbir köyü ve ilçe merkezi de içinde tek bir doktoru, tek bir avukatı, tek bir mühendisi olmamıştı Dargeçitlilerin. Sadece beş öğretmen çıkmıştı yöreden. Onun dışında ilçe ve köylerden üniversite bitiren tek bir kişi yoktu. İlçenin köylerinde toplam altı sağlık ocağı ve evi vardı. Birkaçı subay lojmanı olarak kullarulıyordu. Diğerlen ise yıkılmaya yüz tutmuştu. Tek bir kadrolu sağlık elemanı yoktu. llçedekiler, merkezdeki sağlık ocağından da yakınıyorlardı; parasızlıktan ocakta rehin kalmaktan, doktorun özel muayenehanesine gitme zoı unluluğundan... Bazı köylerinde saat 20.00 ile 07.00 arasında "köy dışına çıkma yasağı" uygulanıyordu. Köylüler sabah erkenden tarlalanna gidememekten, geceleri dağılan hayvanlanm toplayamamaktan yakınıyorlardı. Dargeçit, Midyat'a otuz kilometre uzaklıkta. Ancak asfaltı çoktan emekliye ayrılmış da, hatta maaş kuyruğunda kalp krizinden gitmişti. tki aracın yan yana geçmesi olanaksız. "Bizim için aslında en büyük işkence bu yol" diyor Belediye Başkanı Anık. Bir de "konvoy sıkıntası" var. Saat 19.30 oldu mu Midyat'tan Dargeçit'e gönderilmediklerini, saat 23.00'e kadar bekletildiklerini, oluşturulan konvoya askeri araçlann birkaç yüz metre refakat ettikten sonra ilçe yoluna yine tek başına, hem de gece yansı gönderüdiklerini anlatıyorlar. 11 Genel Meclisi üyesi ve SHP tlçe Başkanı Hasan Ankan en çok aramalardan yakınıyordu. DargeçitMıdyat arasındaki Altıyol Karakolu'ndan her geçişte araçtan indirildiğini, arkasını dönüp eilerini dayamayı kabul etmediği için kimliğini ve mazbatasını gösterdiğı halde defalarca komutanla tartıştığım anlattı. Arkasını dönroek onuruna dokunuyordu Ankan'ın. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Kozakçıoğlu'nun Dargeçit'i ziyaretı sırasmda ilçe halkı başlarına geleni, yöredeki çarpık uygulamaları ve karakol komutanının tavrını aktardüar. Yakınmalarını dile getiren bir de dilekçe verdiler. Kozakçıoğlu da dilekçeyi Mardin Valiliği'ne havale ederek soruşturma açılmasını sağladı. Bölgedeki insan hakları ihlallerine yönelik her haberde Kozakçıoğlu şikâyetin önce kendilerine yapılmasım, gereğini hemen yerine getireceğini söylüyor. Ancak dikkatimizi çeken nokta, şikâyet yapıldığında takımlan tutum. Fındık'taki kayıp köylüler olayıyla ilgili olarak sorumlu binbaşı hakkında birkaç soruşturma açtırdığını, Yoncah köyü olayında adı geçen binbaşıyla da ilgili olarak bakanlıktan müfettiş istediğını anlatıyor Kozakçıoğlu. Ancak delilleri değiştirme gücune sahip bir yerde olanlar, haklannda soruşturma açıldığı halde aynı görevi sürduruyorlar. Bu da "soruşturnıanın selameti" açısından bir sakınca taşımıyor mu acaba? Eğer taşımıyorsa soruşturmaya konu olan bir vaiz bile niye görevden alımp soruşturma süresince başka camiye gönderiliyordu? "Hazır ol"da ya da "rahafta durmasını pek bilmiyordu yöre insanı. En iyi bildiği, eilerini duvara dayayarak, ayaklan açık "aranma duruşu"na geçmek. Bu aranma yöntemi bile zaten pek çok açmazı olan bölgede başka dar geçitler oluşturuyor. Yöredeki diğer insanlann olduğu gibi, Dargeçitlilerin de bu sıkıntıları, başka dar geçitlere yol açmadan bakalım gereğini yapacak mı Olağanüstü Hal Bölge Valiliği? HIZMERAKLISIPRENSLER Danimarka Kraliçesi Margrethe'nin iki oğlu var. Biri 18, öbürü 19 yaşındaki bu iki prens de araba ve hız meraklısı. Danimarkalılar bugünlerde hız meraklısı prenslerin cezalandırılması ile uğraşıyorlar. Özellikle geçen yıl veliaht ilan edilen 19 yaşındaki Prens Frederik son model ve yanş arabası gibi hız yapan iki arabaya sahip. Fransa'da çok hızlı araba kullanırken önemli bir kaza yaptı ve zor bela bu kazadan sağ olarak kurtuldu. Kopenhag yakınlarında ise 160 kilometre rnzla giderken birkaç kez polis radarlarına yakalandı. Son kez yine böyle çılgın bir hızla giderken polis ara Danimarka'da baları kendisini takip etmeye Hatırlayacaksınız bizde de başladılar, ancak yakalayama hız meraklısı prensler ve hatta dılar. başbakanlar var, ama bizde ayBugünlerde Danimarka ga nı tepkiler oluşmuyor. Hız mezetelerinin en fazla mansetle raklısı Başbakan son model re çıkardığı haber, hız meraklı BMW arabasının, üstelik de sı prensler. Siyasi partiler resmi devlet arabasının direkprenslere ateş püskürüyor ve siyonuna kendisi geçıyor. Arkakraliçeden oğullarının kulakla sında devlet görevlilerinin oldurını çekmesini istiyorlar. Anne ğu diğer araçlardan oluşan bir sinin, oğullarının elinden ehli konvoy. Sayın Başbakan bir yetlerini almasını da öneriyor gazlıyor, karayollarında müsaiar. Sağ ve sol kanattaki tüm ade edilmiş hız limıtterini çrigınpartiler bu konuda birleşmiş ca aşıyor. Konvoy da peşinden durumda. Danimarka halkının yetişmeye çalışırken başbakasöz dinlemez prenslere karşı nın eşi koyuyor bir kaset. sloganı şöyle: Neşelerini buluyorlar. Acaba onlara da birer bisik"Prenslere birer bisiklet let mi gerekiyor? verin..." yok HANIMLARAGAZETE Büyük gazetelerimızden birinin hanımlara yönelik ilavesinde isteklerinin bir an önce gerçekleşmesi için "nasıl büyü yapacaklan" öğretiliyor. İşleriniz mi ters gidiyor? Parasız mı kaldınız? Ya da birisini işten kovdurmak mı istiyorsunuz? Reçetesi hazır. Belki çalışarak elde edemeyeceğiniz şeyteri büyüyle halledebilirsiniz! "Arabî ayın ilk gününde, sabah güneş doğarken bir kâğıda, mümkünse gül suyunda eritilmiş misk ve safran mürekkebi ile mümkün değilse kurşun kalemle (aşağıdakı) şekiller çizilir. Od ağacı. amber veya günlük gibi bir kokuyla tütsülenir. Üzerine on bir defa Allahümme ya rez Mardin Valisi: 'Kendi istekleriyk döndüler' Büyü öğretiliyor 305 Kürt sığınmacı gönderlldi Kızütepe Geçid Bannma Merkezi'ndeki Kürt sığjnmacılarfan 86'SJ erkek, 74'ü kadın, 145*i çocuk 54 aile iki gün önce Habur Günsruk Kapıa'ndan Irak'a göoderildi. Mardin Valiliği'nin sağladığı araclaria sırura götürülen 305 Kttrt sığmmaavı burada Zaho bölgesi kaymakam; ile Kürt sığinmacıiarın •yakınlan karşıladı. VaElik yetkilüeriyle görüşenKürtlerinZaho'daeskikonutlarmayerleştiriltüklerini söykdikleri, kampta kalan yabnlannı da Irak'a çağırdıkJarı öğreniidi. Mardin Valisi Aykut Ozan, Kürt sığınmaalarm Irak'a ulaştıktan »onra Tüıkiye'dekj kamplardaki yakınlanyla da telefon görflşraesi yapüklannı, bunun üzerine Irak'a dönmek isteyenlerin sayısjnda artış olduğunu söyledi. Vaii Yardıması Mustafâ özer ise ETürt sığmmaalann, kendilerine îrak'a dönmek istedikkrine ilişkin başvııruda bulunduktan sonıa Irakh yetkililerle göruştükkrini, iki gün süren görüjmelerden sonra 30S Kürdön Irak'a gönderildiğini bildirdi. Kınltepe Geçid Bannma Merkezi'nin eski komite üyderinden Hamid Necip, Kurt sığuımacılann Irak'taki yakınlannın çagrısı üzerine gitmek istedikierini belirtti. Bu ara<la öneeki gün Biricşrniş Milleüer'den döıt kişilik bir neyeî kampta incelemelerde bulun<hı. Mardin Valisi'yie de Kürt stgsnmacıkra yaptlan yardımiar hakkında bir görüşme yapan he>'etic, sığınmacılara Türkiye'den aynlmamaiannı Cnetdikleh öğreniidi. MARDİN (Comhoriyet) Kmltepe Geçici Bannma Merkezi'ndeki yaklaşık 15 bin kürt sığınmandan 3O5M Irak'a gÖDderildi. Mardin Vaîisi Ajltat OMUJ, iki gön önce Habur GÛmruk Kapjsı'nda Zaho böl^si kaymakamına teslım edikn Kürt sığınmaalann, kendi istekleriyk Irak'a döndüklerini söyledi. Sığnanaa kampımn eski komite Öyesa HamM Nedp ise kak'taki Kürtlerin, BAAS'ın, "Tiirkiye'deki yakıalanıııza 'geri dönün' Ç ıgıutada baluara" baskılan sonucu kamp taki Kürtleri çağırdıklanru, bu tsteğe uyan 305 kişinin döndtğünü savundu. önceki gün kampt ayaret tdsn Birleşmiş Milletler temsilcilerinin Kurt STgigtn^k""^»1" Tüıklye'de kalmalannı istedikleri öne sürüldü. zaku, ya kerimu, ya rahimü. in yorsa (aşağıdaki) şekil bir kâğıneke kultefiyü. Kitabikel kerim, da çizilir. Hamam artığı pis su ile silinir. Bu su kovulması istenen kişinin bulunduğu yere serpilir. Su serpilirken "Tevekel ya hüddamül hazihil esma. Bi inanallahe hüver rezzakıTzül nakli (ıstenen kişinin ve annekuvvetinül metinü. Ve vaadte sinin isimlen. Mesela Selim ile ibadike billerrizki vel maaş ve Emine ise) Selim İbni Emine veadikel hakku. Nfessırrızki ves Fessabahaval yeril mesa kensehil emri bi hürmeti ismikel hüm hiyelacil şeklinde niyetazim' duası okunur." Böylece lenir. İstenilirse bu kağrt bir ışleriniz açılır, kazancınız artar sişeye koyulur. Üzerine pis su ve hiçbir zaman parasız kal ilave edilir ve calkatanır. Kâğıt tamamen eriyene kadar mazmıssınız. her Iırsatta istenen yere serpilir ve su eksfldikçe yenisi ilave edilir." Kadınlarımtzı böyiesi hurafelerle uyutma yöntemlerinden Yine birisinin işten kovulması vazgeçmek basının da sorumveya uzak bir yere tayini ıstenı luluğunu gerektiriyor.