03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLER 2 AĞUSTOS 1989 Hakkârrde yakıhmş iki ceset Fikret Ünlü, Önder Kırlı ve Fuat Atalay ile SHP Hakkâri îl İki köylünün yakılmış cesetlerinin delil için saklanan parçaları köylülerce gösterildikten sonra SHP heyeti ve Başkanı Ertuş'tan oluşan SHP heyetine köylüler topluca gazeteciler katırla iki saat u'zaklıktaki yanık cesetlerin yemin ederek Yoncalı köyündeki Bünyamin, Sabri ve gömüldüğü yaylaya gittiler. Burada cesetlerin üzerine atılan Şehmuz Orhan'ın Binbaşı Ahmet Korkmaz'ın emri ile toprak eşelendi ve yanık parçalar görüldü. SHP'li Kırlı ve öldürüldüğünü, Bünyamin ve Sabri'nin cesetlerinin Atalay, "Bunu yapanlar insan olamaz" dediler. yakıldığını söylediler. CENGİZ MUMAY HAKKÂRİ Yoncah köyunde PKK'h diye güvenlik güçlerince öldürüldükten sonra yakıldıklan öne surülen iki köylünün yanık cesetleri bulundu. Bölgede incelernelerde bulunan SHP heyetine olayı anlatan köylüler, türa uyarılara karşın Biinyamin, Sabri ve Şehmuz Orhan'ın, Binbaşı Ahmet Korkmaz'ın emriyle öldürüldüğünü öne sürdüler. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Fikrel Ünlü, bölgede ciddi gelişmeler ve kuşkulu olaylar olduğunu belirterek, hazırlayacakları raporu önümüzdeki günlerde Güneydoğu'ya gelecek Genel Başkan Erdal Inönü'ye sunacaklannı bildirdi. Ünlü başkanlığında Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay ve Baiıkesir Milletvekili Önder Kıriı'dan oluşan SHP heyeti Hakkâri İl Başkanı Mıısa Ertuş ile birlikte önceki gün 14.00 sıralarında Hakkâri merkez ilçeye bağlı Yoncalı köyüne gitti. Muhtar Mustafa Orhan ve köylüler 18 temınuz günü meydana gelen olayı SHP heyetine anlattılar. Köylüler, yaylada ot biçen köylülerin bir anda bölgede operasyonlarını sürdttren asker ve özel timin karşılıklı ateşi arasında kaldıklanru anlatarak, "Binbaşı Ahmet Korkmaz'ı uyardık. Bunlar köyliıdür, bunlar PKK'lı degil, öldürmeyin dedik. İlk ateşte havan topundan aldığı yaralarla Bünyamin Orhan adlı koylümüz parçalanarak öldii" dediler. uyanlan üzerine Bünyamin Orhan'ın ölümünden sonra ateşin kesildiğini anlatan, soyadı Orhan olan tüm köylülere "doğru söyleyecekleriiK dair" SHP heyeti tarafından topluca yemin ettirildi. Köylüler yeminli anlatımlarını şöyle sürdürdüler. "Ateş kesilmişti. Sabri Orhan ateşten henüz zarar gönnemişti. Binbasının yanına geldi. Kazağını çıkartürdılar. O sırada karşılıklı güvenlik güçleri ateşi arasında kalan bir asker parçalanmış durumdaydı. Bunu fark eden erler Sabri Orhan'ı ittiler ve sonra taramava başladılar. Bir panik havası yaşanıyordu, binlerce mernıi sıkıldı. Yarım saat kadar sonra Salih Orhan, Izzet Orhan. Şehmuz Orhan, Abdullah Orhan, SaDağ Komando Tabur Komuta dık Orhan ve Nazmi Orhan'ı kenn: Binbaşı Ahmet Korkmaz'ın di ellerimizle saglam olarak Binbaşı Ahmet Korkmaz'a teslim ettik." Muhtar Mustafa Orhan, ertesi gun Hakkâri tugayına çağrıldığını ve burada kendisine Şehmuz Orhan'ın ölü olarak teslim edildiğini belirterek, "işkence yapmışlardı. Şakağında kurşun yarası vardı. Diğer beş koylümüz de işkence gönnüş, Hakkâri Devlet Hastanesi'nde yatıyorlardı. Bui göriıştürmediler. Hâlâ da nerede olduklannı bilmiyonız. Zaten köylüleri askerlere teslim ettiğimiz andan beri dipçikleme başlamışD. Gözlerimizin onünde oluyordu her şey. Helikoplerle onları götürdüler" dedi. SHP heyetinden olayın peşinin bırakılmamasını ve "yok yere PKK'lı diye öldüriilüp yakılan köylülerin hesabının sorulmasını" isteyen köylüler, cesetlerin yakılması olayını şöyle anlattılar: "tki koylümüz öldürüldükten sonra cesetlerini asker aldı. İstedik, bize vermedUer. Ertesi gün iki asker gelerek köyümüzden bir kazmayla iki kürek istedi. O sırada hepimiz bunlan göriiyorduk. Tarlamızdaki otlanmız ateşe verilmişti. Altına da Bünyamin ve Sabri Orhan'ın cesetlerini koymuşlardı. İzzettin Orhan adlı köylumuzü kazma ve küreklerle birlikle askerin yanına verdik. O cesetlerin yakıldığı yaylaya indi." İzzettin Orhan, kazma ve kürekleri götürdüğü erlerle birlikte Binbaşı Ahmet Korkmaz'la görüştüğünü ve o sırada binbasının askerlere, "Bu adamı niye getirdiniz? Ben sizden sadece kazma kürek istedim" dediğini belirtti. Binbaşı Korkmaz'ın kendisine, "Arkanı dön ve uzaklaş. Burada gördüklerini kimseye anlatırsan seni de onlar gibi yakanm" diye tehdit ettiğini öne süren tzzettin Orhan şöyle devam etti: " O sırada Bünyamin ve Sabri'nin cesetlerinin yakıldığını gördüm. Askerler daha sonra Bunyamin'in parçalar balindeki cesedini ve Sabri'nin tümüyle yanmtş cesedini ortadan kaldırdılar. İleride bir yerde toprağı kazıyorlardı. Oraya gömdüler ve üzerine toprak attılar." Askerlerin iki gün yörede kaldığını ve gitmelerinden sonra ateşin yakıldığı yerde Bünyamin Orhan'ın cesedinin bazı parçalannın unutulduğunu bildiren köylüler, "Kolu ve bacağı bizde duruyor. Olay inkâr edilmesin diye yanımıza aldık. Diğer parçalarını ise asker ıssız bir yere gömdü" diye k o nuştular. Köylüler cesedin parçaJarını SHP heyeti ve gazetecilere gösterdikten sonra katırla iki saatlik uzaklıkta bulunan yanık cesetlerin askerler tarafından gömuldüğü yaylaya gidildi. Burada cesetlerin üzerine atılan toprak eşelendi ve yanık parçalar görüldu. Öğlu Sabri'nin cesedi başında ağıt yakan Zemri Orhan, "Oglnmun hesabını sorun, onu öldürenleri adalete verin. Yüregimizi yaktılar, boş yere öldürdüler onlan" dedi. Cesedi gören SHP milletvekillerinden önder Kırlı ile Fuat Atalay, "Bu olayı yapanlar insan olamaz. Bulgaristan diyonız, ama asıl vahşet burada. Bunu yapanlar faşisttir, ırkçıdır" diye tepki gösterdiler. Daha sonra Hakkâr'de mülki ve askeri yetkililerle göriişen SHP heyetine, "Bunlan savunmayın, bunlar PKK'lıdır. Bolge bildiginiz gibi değil" denildiği öğrenildi. SHP heyeti Başkanı Fikret Ünlü, incelemelerini tamamladıktan sonra gazetecilerin sorularım yanıtlamaktan kaçındı. Ünlü gazetecilerin ısrarı uzerine, "Öniimüzdeki günlerde bölgeyi gezecek olan sayın genel başkanımıza rapor vereceğiz. Bu nedenle bu geziyi yaptık. Şimdilik aynnlılı bir açıklama yapamayacağım. Ancak şu var, güvenlik guçleri 'Bunlar PKK'lıdır' diyor, ama görüştüğiimüz tüm köylüler bunlann masum insanlar olduğunu ve katlediidiğini belirtiyor. Cesetlerin yakılması, gördüğümüz parçalar, iğrenç, vahim" dedi. Yetkililer: Bunlar PKK% köylüler: Masum insanlar, SHP heyeti: Iğrenç vahim Bombalı pankart ve turist ANTALYA (AA) Antalya'da Özel tdare Işham'na öğle saatlerinde pankart asıldı. Saat 13 00 sıralarında asılan ve üzerinde bomba göruntusü verilmiş bir de paket bulunan parkart, siyasi şube polisleri tarafından indirildi. Anadolu Ajansı Antalya Bölge Müdürlüğü'ne telefon eden ve kimliğini açıklamayan bir kişi, "faşizm aleyhtan bir pankart astıklarım" söyledi ve "Hiçbir fraksiyondan değiliz" dedi. Bombalı pankartın bulunduğu yerde ise sadece bir turist güneşleniyordu, olaydan habersiz bir şekilde. Şırnak'ta roket saldırısı PKK3ayn yerde vurdu: 3 ölü\ 5 yarah Haber Merkezi Siirt'in Şırna ilçesi Gazipaşa Mahallesi'nde TKl'de çahşan Reşat Tatar'm evine önceki gece bölücü teröristlerce roket atıldı. Otomatik silahlarla da taranan evde 5 kişi yaralaudı. Viranşehir, Şemdinli ve Cizre ilçelerinde biri kadın üç kişinin otomatik silahlarla taranarak öldürüldüğü bildirildi. AA'run verdiği habere göre Mardin'in Cizre ilçesinin Nusaybin Caddesi'nde bir grup bölücü teröristin otomatik silahlarla açtığı ateş sonucu Murat Demir adlı yurttaş aldığı kurşun yaraları ile olay yerinde yaşamını yitirdi. Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Çatalca köyünde de Sait Kılıç'ın otomatik silahlarla taranarak öldürüldüğü bildirildi. Viranşehir'in Yenimahalle semtinde bir evin yaylım ateşine tutulması sonucu Salime Kanşman adındaki 25 yaşındaki kadın öldü. Mahkum fîrar etti tZMİT (AA) Kocaeti Merkez Kapalı Cezaevi'ndeki bir hükümlü, "iyi hali" nedeniyle çalıştırıldığı SEKA tzmit Müessesesi'nden dun/irar etti. Cinayete teşebbüs sucundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum olan ve bir yıldır cezaevinde bulunan Fahrettin Karaduman (21), iyi halinin görulmesi üzerine, 8 gün önce SEKA 'da işçi olarak çalışmaya başladı. Dün öğlen saatlerinde tuvalete gitme bahanesiyle gardiyanın yamndan ayrılan ve geri dönmeyen Karaduman 'ın, firar ettiği ortaya çıktı. Grup Yorum için kampanyn İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Tutukluluk durumu sürmekte olan Grup Yorum sanatçılarının serbest bırakılması için imza kampanyası başlatıldı. Dikili Kültür ve Sanat Festivali'nin son gunü başlatılan kampanyaya imza atanların sayısı binı aştı. Dikili'ye festival etkinlikleri için gelen sanatçı, milletvekili, yazar ve çok sayıda yurttaşm imzaladığı kampanya dilekçesinde, Grup Yorum sanatçılarının Mersin 'de gözaltına almması, ardından da tutuklanması kmanarak, "Tutukluluk hali devam etmektedir. Bayan üyelerin genç kızlık onuruna aykırı bekâret kontrolü yapılmasmı protesto ediyoruz. Tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz" denildi. Kampanyaya imza atanlar arasında Oktay Akbal, Demirtaş Ceyhun, Nevzat Çelik, Mustafa Ekmekçi, Erbil Tuşalp, özker özgür, Tolga Candar, Yakup Kepenek, Sadun Aren, Tevfik Çavdar, Zülfü Livaneli, Osman Özgüven de yer alıyor. ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Biirosu) Kaçakçı olduğu savıyla jandarma erlerinin açtığı ateş sonucu vurulan ve dört saat bekletildigi karakolda kan kaybından yaşamını yitiren 16 yaşındaki Dayrus Akgöl'ün dururnu bir soru önergesiyle TBMM'de gündeme geldi. S H P Hakkâıi Milletvekili Cnmhur Keskin'in tçişleri Bakanı Abdiilkadir Aksu'nun yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, "Devletin kaçakçdık cezasından doğan para alacağı için insanlann öldüriilmesinin doğnı olup olmadığı" soruldu. Jandarma erlerinin "dur" uyansına uymasına karşın atının ürkmesi sonucu hareket edince açılan ateş sonucu yaralanan Dayrus Akgöl, olayın geçtiği Hakkâri'nin Yüksekova ilçesine bağlı Kokep Köyü Karakolu'nda dört saat bekletilmiş, bu sırada kan kaybından "50 bin lirahk ceza için insanlar öldürülür mü?" Karakolda ölum Mecliste ölmüştü. 16 yaşındaki Akgöl'ün annesi Ziimayra Akgöl oğlunun kaçakcüıkla bir ilgisinin bulunmadığını savunarak ölümünden sorumlu olanların cezalandırılmasını istemişti. Konu hakkında tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yanıtlaması istemiyle bir önerge veren SHP Hakkâri Milletvekili Cumhur Keskin'in yönelttiği sorular şoyle: "Askerlerin açtığı ateş sonucu vurulan ve dört saat bekletildigi karakolda kan kaybından ölen 16 vaşındaki Dayrus Akgöl'ün suçu nedir? 1918 sayılı Kaçakçılık Yasası'na göre sağ olarak mahkemeye sevk edildiğlnde hürriyeti bağİayıcı ceza verilemeyeceği açıktır. Bu dnrumda da yasalarda öngörülen para cezası mıdır? Devletin kaçakçılık suçundan doğan 30 veya 50 bin lirahk para cezası için insanlann öldürülmesi doğru mudur?" EceviVten MESS'e suçlama Haber Merkezi DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, üç aydır demirçelik grevinin sürmesi nedeniyle hafta sonunda Karabük ve îskenderun 'a giderek açık hava toplantılarında konuşacak. Ecevit 4 ağustosta Karabük, 7 ağustosta da îskenderun'da partisinin düzenleyeceği açık hava toplantılarına katılacak. DSP'den yapılan açıklamada da demirçelik işçilerinin sürdürdüğü grevde uzlaşma umudunun hâlâ görünmediği belirtilerek MESS katı tutum izlemekle suçlandı. Kayserili doktorlara tepki: İlkgörev işkence ve ölüme karşı çıkmaktır İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) tngiliz Tıp Dergisi "Lanc e f ' t e bir grup Türk doktorun "Hiçbir iilke yasalara karşı gelraeyeniere işkence yapmaz" sözlerinin yer alması tepkiyle karşılandı. tzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Orhan Süren, "Yani yasalara karşı gelenlere işkence yapmak doğal mı? Bu sözlerin sürçü lisan olduğunu düşünüyorum. Hekimin birinci gorevi, işkenceye ve ölüm cezalanna karşı çıkraaklır" dedi. tngiltere'de yayımlanan bir tıp dergisinde Türkiye'deki işkenceler konusunda bir yazı yayımlanması üzerine Türkiye'den bazı doktorlar buna itiraz ettiler. Kayseri Gevher Nesibe Hastanesi'nden bir grup doktorun dergiye gönderdiği mektuptada, "Hiçbir ülke yasalara karşı gelmeyenlere işkence yapmaz" denildi. Bu sözler özellikle doktorlar arasında tepkiyle karşılandı. Doktorlar, "Bir doktor böyle bir şey söyleyemez. İnsan dehşete düşüyor. Ne yani, yasalara karşı gelenlere işkence yapılması meşru mudur? Asıl bu iür sözlerle dışarıda Turkiye'nin itibannı yok ediyorlar" dediler. Prof. Dr. Orhan Süren ayrıca, "Doktoruu birinci görevi, işkenceye \e ölüm cezalanna karşı çıkmaktır. Bizim mesleğimizin gereği budur" dedi. 19 bin kilo yuğ kayıp GAZtANTEP (AA) Güneydoğu Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri'nce 198889 kampanya döneminde Nizip Kooperatifi'nden alınan 60 ton naturel zeytinyağmın, 19 bin 941 kilosunun kayıp olduğu bildirildi. Birlik Genel Müdür Vekilı Faik Gökdemir, zeytinyağı noksanlığı ile ilgili ilk soruşıurmanın yapılabilmesi için olayın Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'na bildirildiğini söyledi. 50 milyon lira değerindeki 19 bin 941 kilo zeytinyağı noksanlığı ile ilgili olarak daha önce açığa alınan Kooperatif Müdürü Ramazan özkaynar, eksper Ali Demir ve alım görevlisi Aleaddin Çetin hakkında zimmet iddiasıyla Nizip Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusu yapıldı. Recep Erguria suikast davası 3 saııık tahliye olchı Yakılmış cesetlerin parçaian Hakkâri'nin Yoncalı köyünde incelemelerde bulunan SHP heyeti köylulerle birlikte katır üzerinde 2 saat gittıkten sonra yakılmış iki cesedin parçalarını buldular. Fikret Ünlü, "Güvenlik guçleri 'bunlar PKK'lıdır dıyor, ama köylüler masum insanlar olduğunu söytüyor. Cesetlerin yakılması, gördüğumüz parçalar ığrenç, ANKARA (AA) Yasadışı 19 sanıktan, Bassam Kivi, Omer vahim" dedi. (Fotoğraf: Cumhuriyet) TKPB Örgütü üyesi olmak ve Keskin ve Bekir Cahit Yücel sahANAP Milletvekili Emekli Orge verildi. neral Recep Ergnn'a suikast düAnkara DGM'de dün yapılan zenledikleri iddiasıyla yargılanan duruşmada, sanık avukatlanndan Halit Çelenk, Bassam Kivi ve tmdat Halis'in salıverilmesi isteminde bulundu. tmdat Halis'in eski bir emniyet mensubu olması nedeniyle "neyin ne olduğunu bildiğini" ve bu nedenle evinde bulunan silahların kendisine ait TUNCELİ (Cumhuriyet) olmadığım belirten Çelenk, "Pek Üzerinde Nazun Hikmet'in şiirleri çok sanığın başı, Cezayirli Musbulunan siyahbeyaz kartpostal tafa denilen adamın yüzünden satan kırtasiyeci gözaltına alındı, yanmıştır" dedi. Avukat Çelenk, kartpostallara el konuldu. Tunceli istemleri üzerine Ankara CumhuEmniyet Müdürlüğü'ne bağlı siya riyet Savcıhğı'nca başlatılan ve sasi şube ekiplerince Mehmet Or nık tmdat Halis'in işkence görüp han'a ait kırtasiye dükkânı aran görmediğine ilişkin raporun da dı. Arama sırasında üzerinde Na getirtilmesini istedi. Clermonî Ferrand bölgesine yerleştihlecekler Nâznn şiirli kartpostaüar toplatıldı 183 sığınmacı Fransa'ya gitti DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mardin'in Kızıltepe geçici barınma merkezindeki Kurt sığınmacılardan 183'ü dün Paris'e gonderildi. Kamptaki 150Kürtsığınmacmın daha yarın Fransa'ya gönderileceği bildirilirken, giden grubun liderlerinden Ömer Abdullah, "Saddam rejimi yıkılıp demokratik bir yönetim kurulursa o zaman Kuzey Irak'a, yani topraklanmıza döneriz" dedi. Fransa Cumhurbaşkaru'nın eşi Danielle Milterrand'ın mayıs ayı başlarında Turkiye'ye gelerek Diyarbakır, Muş, Kızıltepe geçici barınma merkezlerindeki incelemelerinde Kürt sığınmacılardan bir bölumünü Fransa'ya kabul edebileceklerini soylemişti. Fransa hükümeti de geçen ay başında aldığı bir kararla sığınmacılardan 300'ünü ulkelerüıe alacağını açıklamıştı. Fransa hükümetinin bu kararı doğrultusunda Kızıltepe kampındaki Kürt sığınmacılar kendi aralarında yoksul 333 kişiyi belirleyerek bunların Fransa'ya gitmeleri karannı aldı. Mardin Belediyesi'ne ait iki otobüsle dün 12.00 sıralannda Kızıltepe'den hareket eden 183 sığınmacı 13.30'da Diyarbakır Havaalanı'na geldi. Yuzden fazlasım çocukların oluşturduğu Kürt sığınmacılardan kadınlar aranmadan uçaklara bindirildi. Pasaport ve gümruk işlemleri Bakanlar Kurulu'nun özel izniyle Diyarbakır'da yapılan Kurt sığınmacılar sekiz kişilik Fransız heyetin gözetiminde Fransa Havayollan'na ait Boeing 727 tipi ozel ucakla Paris'e hareket etti. Giden grubun liderlerinden Ömer Abdullah havaalanında yaptığı konuşmada, Türk hükümetinden memnun olduklannı söyledi. Kızıltepe'deki kampın koşullannın çok kötü olduğunu vurgulayan Ömer Abdullah, "Havamn sıcakhğı ve açıkta akan kanaiizasyon nedeniyle ölenler oldu. Bu kötu şartlar yüzünden bir süre önce ikibin kişi de İran'a gitti. Yine de Türk hükumetine yaptıklan yardımlardan dolayı teşekkür ederiz" dedi. Kendisinin ve gidenlerin çoğunun yakınlarının Kızıltepe kampında kaldığını da anlatan Abdullah, Paris'e iner inmez Türkiye'de kalanların da Paris'e veya bir1 başka Avrupa ülkesine getirilmesi için yetkililerle temas kuracağını belirtti. Abdullah, "Faşist Saddam rejimi yıkılıp yerine demokralik bir yönetim kurulursa Fransa'dan Kuzey Irak'a, döneceğiz" diye konuştu. Fransa heyetinde bulunan Insanı Yardım Bakanlığı görevlisi Dr. Philippe Beassa ile Türkiye'deki buyukelçilikte gorevli Deniz Barbet, Kürt sığınmacıların Fransa'da Clermont Ferrand dağlık bölgesindeki sanayi kentinde banndırılacaklannı açıkladılar. Beassa ve Barbet, Kızıltepe'deki kampta bir hemşire ile bir elçilik gorevlis'nin bulunduğunu belirterek amaçlannın Kurt sığınmacılara en iyi olanakları sunmak olduğunu bildirdiler. zım Hikmet'in şiirlerinin yazılı bulunduğu siyahbeyaz kartpostallara, "Hikmet'in Türk vatandaşlığından çıkanldığı" da vurgulanarak "komünizm propagandası" yapıldığı savıyla el konuldu. Mehmet Orhan dsgözaltına alındı. Dd yayıncı beraat etti İstanbul Haber Servisi Lenin'in "Partileşme Siireci" adlı kitabını yayımîayarak "Komünizm propagandası yaptıklan" gerekcesiyle yargılanan yayıncı Osman Yeşil ve çevirmen eşi Rikkat Yeşil beraat ettiler. İstanbul 1 Numaralı DGM'deki dünkü duruşmada Yar Yayınevi sahibi Osman Yeşil ve Rikkat Yeşil, kitabın işçi sınıfının partileşme surecini anlattığını söylediler. Anayasa'da işçilerin partileşmesine engel bir madde bulunmadığını belirten sanıklar, kitabın 12 Eylül'den önce iki baskı yaptığını ve toplatılmadığını, şimdi komunizm propagandasından yargılanmalarının haksız olduğunu savundular. Sanıklardan Filistinli Bassam Kivi de, bütün suçunun silahların sahibi Cezayirli Mustafa'yı evinde iki gün konuk etmek olduğunu söyleyerek, "Benim Türkiye'de örgüt üyesi olmam mttmkün değil. Bir örgüte girmek gerekseydi. gidip Filistin'de savaşmayı tercih ederdim" diye konuştu. TürkiyeGambiyu anlaşmaları ASKARA (AA) Türkiye ve Gambiya arasında teknik ve savunma yardımını kapsayan iki anlaşma Ankara'da imzalandı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Gambiya Cumhurbaşkam Dawda Jawara başkanlığındaki heyetler arasmdaki resmi göruşmeler Çankaya Köşku 'nde yapıldı. Savunma yardımı anlaşması uyannca Türkiye, Gambiya 'ya 120 bin dolar değerınde askeri malzeme yardımı yapacak. Teknik yardım anlaşması da Türkiye'nin Gambiya 'ya yapacağı teknik yardımların hukuki çerçevesini belirliyor. Anlaşma kapsamında Gambiya'da 400 bin dolar değerinde bir haddehane yapımı da bulunuyor. Başbakan Turgut Özal, dün akşam Gambiya Cumhurbaşkanı Dawda Jawara onuruna Devlet Konukevi'nde bir akşam yeıneği verdi. Duruşmaya kısa bir süre ara veren mahkeme heyeti, "Kanıtlann yeterince toplanmış olması" nedeniyle tutuklu 9 sanıktan, Bassam Kivi, Bekir Cahit Yücel ve ömer Keskin'in salıverilmesine karar verdi. Heyet ayrıca, sanık tmdat Halis hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığf nca yüriitülen işkence soruşturmasıyla ilgili raporun savcılıktan istenmeDİYARBAKIR (Cumhuriyet) sini de kararlaştırdı. Federal Almanya'daki çeşitli Tahliyesine karar verilen Bas derneklerce Iraklı Kürt sığmmacısam Kivi için daha önce Içişleri lara gönderilen giyecek eşyalarmın Bakanlığı, "sınırdışı" karaıı ver büyük bölümü altı ay gümrükte mişti. Mahkeme, Kivi hakkında bekletildikten sonra bürokratik ki salıverilme kararının İçişleri engellemeler sonucu geri gondeBakanlığı'na bildirileceğini açık rildi. ladı. Yaklaşık altı ay önce Federal AlDuruşmada salıverilen 3 kişiy manya'daki işçi dernekleri, göçle birlikte Recep Ergun davasın men federasyonları ve üyeleri tada tahliye edilenlerin say.sı 9'a rafından Kürt sığınmacılara DDY ile bir ton, PTT kanalıyla da 450 yükseldi. DYP ÖzaTa sordu ANKARA (ANKA) DYP Genel Başkaıı Yardımcısı ve Nevşehir Millitvekili Esat Kırathoğlu, Başbakan Turgut Özal'a, Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) yöneticilerinin Turkiye'ye dönüşleri için bir eski Devlet Bakanı tarafından güvence verilip verilmediğini sordu. Kırathoğlu, Başbakan Özal'ın yanıtlaması istemiyle 'Meclis Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, Bizim Radyo'nun yayınına son vermesinde bir eski Devlet Bakanının rolünün olup olmadığının ve bunun karşılığında TBKP'nin kuruluşu için soz verilip verilmediğinin açıklanmasım istedi. Sığınmacı yardımı iade edildi koli giyecek yardımı yapılmıştı. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Av. Özgür Gencan, Kürt sığınmacılaıa iletilmek üzere adına gönderilen kolileri almaya gittiğinde eşyaların hediye limitini aştığı belirtilmiş ve kolileri alması engellenmişti. Gümrük yetkililerinin Maliye ve Gümruk Bakanlığı'ndan "hibe" izni alması gerektiğini bildirmeleri Üzerine Av. Gencan baka»!ığa başvurmuş, ancak bskanlıktan da olum<;ıi7 yanıt almıştı. Gumrük Müdürlüğü yetkilileri gönderilen kolilor üzerindeki şartnamede göndericinin "eşyalar alınmadığı takdirde masraflan tarafımızdan ödenmek üzere teknır adresimize iade edilsin" maddesi bulunduğunu savlayarak 209 koliyi geri gönderdi. Yetkililer göndericinin gönderme marr.fm! üstlenmemesi halinde eşyalaıın devlet malı sayılacağını da belirtti: AÇIKLAMA • Gazetenizin 22 Temmuz 1989 günlü nüshasının, ikincı sayfasında sayın Abdurrahman Kasımlo'nun katlini telin eden ilanı imzalayanlar arasında benim de adım geçmektedır. Başta devlet terörü ve siyasal cinayetler olmak üzere, her türlü teröre karşı olduğum doğrudur. Sayın Kasımlo ve arkadaşlarına karşı ışlenen cınayeti de tasvip etmıyor ve lanetlıyorum. Ancak bu ilanı cıkaran kişi ya da kişilerle ortak hareket etmiş değilim. Bu ilan için benden imza alınmamıştır İlan metninde de ıııızam yokıuı. uuıu..ıun açıklanmasım dılennı. Saygılarımla. PARİS, 25 Temmuz 1989 Tarık Zıya Ekinci
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle