27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 1989 • * • • CUMHURİYET/15 Londra Senfoni Orkestrası Londra Senfoni Orkestrası'nda çalan kemancı Mike Spencer, topluluğun çalışmasına ara verdiği bır sırada fazladan pratik yaparken görülüyor. Orkestra, Michaei Tilson Thomas yönetiminde Philadelphia'da bir dizı konserler veriyor. (Fotoğraf: AP) Karayolları işçileri sözleşme farkı bekliyor ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) Karayolları Genel Müdürlüğü'nde çalışan yaklaşık 40 bin işçi, 3 aylık toplusözleşme zam farklarını hâlâ alamadılar. Karayolları işçilerinin alamadıkları zam farklan toplam 27 milyar lirayı buluyor. Yolİş Sendikası Genel Başkanı Bayram Meral, Karayolları'nda 6 haziran tarihinde toplusözleşme imzalandığını, ancak sözleşmenin imzalanmasından bu yana, yaklaşık 40 bin karayolu işçisine toplusözleşme zam farklarının ödenmediğini bildirdi. 2 gurbetçi otosu çarpıştı: 3 ölü EDİRNE (Cumhuriyet) E5 karayolunun Edirne yakınlarında iki gurbetçi otosunun çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 3 kişi oldü, 5 kişi de yaralandı. Yurt dışında işçi olarak çalışan İsmet L'nal yönetimindeki TT 73 VV Yabanrı plakalı otomobil, karşı yönden gelen bir başka gurbetçi Müzekker Kartoğlu yönetimindeki PB VD 95 plakalı otomobil ile çarpıştı. Aşın sürat ve hatalı sollama sonucu meydana geldiği bildirilen kazada, Müzekker Kartoğlu olay yerınde, Hakan Kartoğlu, Kezban Kartoğlu kaldırıldıklan hastanede oldüler. Ağır yaralanan Tarkan Kartoğlu, Murat Kartoğlu Havsa devlet, diğer yaralılar tsmet Ünal, Şirin L'nal, Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındılar. ekonomisi başaşağı Peru'da yayımlanan "Oiga" Dergisi, son sayısını, Peru'nun giderek kötuleşen ekonomisine ayırdı. Dergi, dolann üçbinde biri kadar değer taşıyan on intilık bir banknotun dergideki reprodüksiyonunun bile, gerçeğinden daha çok değer taşıdığını şeyleyerek, "İnti Öldu: Her Şey Başaşağı" başlığını kullandı. (Fotograf: Reuter) Perü »İ 340 kitoluk bir boğa trıbünde nereye oturur? Nereye ısterse tabıi! Pazar günü Mexico City'nin Plaza de Toros stadındakı boğa güreşleri sırasında meydandan kacan bir boğa böylesine bir görüntü yarattı. Olayda kimsemn yaralanmadığı bildinldı. (Fotograf AP) HABERLERIN DEVAMI ANAP'ta liberaüer 4 83 nıhu'nu anyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Btirosu) ANAP'h liberaller Bodrum'da tatilde bulunan Kaya Erdem ile Necroeltin Karaduman'ı (Baştara/ı 1. Sayfada) ziyaret ederek "partide 1983 ruhaberinde, Başbakan Özal'ın hu"nun yeniden canlandmlması yakın bir geçmişte söylediği söz için neler yapılması gerektiği kolerin dökümü yapıhyor. Sayın nusunda görüşme yapma kararı özal şöyle konuşmuş: "Bütçe aldılar. Liberallerin sözcülerinden meselesini para basma yoluyla Metin Öney, "Bedrettin Dalaıı, Mesut Yılmaz, Mustafa Taşar gihattetmeye kalkısmak, dar gelirlinin cebinden para çalmaktır." bi kişilerle de partimizin hem İzBununla da yetinmiyor Sayın mir'deki, hem de Türkiye'deki özal, daha ağır şeyler de söylü durumu hakkında göriişeceğiz. yor: "Oy avlamak için tabanfı Parti gidiyor, baştan sona bir reyatlannı ölçüsüzce arttırmak; işorganizasyon gerekli" dedi. CÜNEYT ARCAYÛREK yazıyor (Baştarafı 1. Sayfada) GERCEK maslarını sürdüruyorlar. Dalan çiye, memura, devlet kesesinden ulufe dağıtmak bir iktidar için mesele değildir. Çalıştınr banknot matbaasını, hesapsıı kitap (Baştarafı I. Sayfada) Medisin seçeceği cumhurbaşkanı tediğiniz bir şey var mı bu aşamatNÖNÜ: Bazı insanlar vardır, sız para basarsımz. Üç ay her çimine ve TBMM çalışmalanna na niye karşı çıkıyorsunuz? da? bir şey söylerler, sonuna kadar da kesin yüzü guler, sonra mületçekatkılanmızı sürdürmekle birlikİNÖNÜ: Meşru olmak hukuki İNÖNÜ: Bir erken seçim gün koşullar değişse de hep aynı şeyekonomik olarak batarsımz." te, toplumdaki desteğini yitirmiş bir kavramdır. Meşru olan bir deme geldiği zaman DYP'nin de leri söylemeye devam ederler. YuOysa özal başbakan oldu ANAP gnıbunun yapay çoğunlu partinin her yaptığı doğru olma buna evet diyeceğine inanıyorum. nanistan'da gorduk... Partiler bir ğunda 700 milyar dolayında ğuna dayanarak yapacağı bir olup yabilir. Kaldı ki burada meşru ol Burada davranması gereken ikti araya gelemeyiz dediler, sonra kobitti karşısında aday kim olursa olan emisyon hacmi 10 katına olsun cumhurbaşkanlığı seçimi mayan Meclis değil ANAP çoğun dar partisidir. Çünkü çoğunluk alisyon kuruldu. Herkes de Yunaluğu. Biz diyoruz ki bu yaptığınız onlardadır. nistan'da demokrasi devarn ediyor çıkarılmış; bu yılm ilk yedi ayın süresince TBMM toplantılarına ülkeye bunalım getirir. Bazı ANAP milletvekilleri diye alkışladı. Bir siyasetçiye, sen da yüzde 59 artarak 7.1 trilyon katılmayacağız. Bir genel seçimin ANAP Genel Başkan Yar erken seçim oylamasının gizli ol uzlaşma kabul edecek misin etmelirayı bulmuş. Bu durumda enf zorunlu olduğunu ısrarla her aşayecek misin diye soru sorulmaz. dımcısı bu deklarasyonu "ucuz masını istiyor. lasyon nasıl dizginlenebilir, ekomada anlatmaya devam edeceğiz." İNÖNÜ: Niye gizli olsun? Açık nominin dengeleri nasıl koruna Erdal înönü, 98 milletvekifinin kahramanlık" olarak niteliyor ve "eğer samimilerse Meclise teklif olsun. Biz açıkça erken seçim is Bu, siyasetin ne olduğunu bilmebilir? imzası bulunan bildiriyi okuduk getirsinler" diyor... tiyoruz diyoruz. ANAP açıkça biz mek demektir. Siyaset, halkın yaHer gösterge ve her belge tan sonra da gazetecilerin sorulararlannı korumak demektir, ama İNÖNÜ: Bizim söylediğimiz erken seçim istemiyoruz demiyor. özal'ın ipin ucunu kaçırdığını rım yanıtladı. tnönü'ye yöneltilen gayet açık; Meclise böyle bir tek Seçim yok diyor. Zaten ANAP ik bunu yaparken hep beraber ölmek gösteriyor. Freni patlamış bir sorular ve verdiği yanıtlar şöyle: lif gelirse 98 oy tamam diyoruz. tidarı boyunca yapılan her seçim demek değildir. Halkın yararlarıkamyon gibi yokuş aşağı hızla A N A P uzlaşmaya gitmeyip Şimdi ANAP'ın söylemesi gereken bir baskın seçim oldu. Seçim yok nı korumak için en iyi yolu bulnan ANAP'ta bu gidişe "dur" herhangi birini cumhurbaşkanı se oyları lehte mi aleyhte mi? Kah dendi sonra bir baktık seçim mak gerekir. Demokrasi sınırları içinde en iyi yolu bulmak.. Şimdi diyecek kişilerin bulunmaması çerse ne olacak? ramanlık fılan yapmıyoruz. Fik kararı almışlar. Seçim olmayada bir talihsizliktir. cak mı derseniz, ha>retle karşı bunu söyledim diye hemen uzlaştNÖNÜ: Oraya geldiğimizde rimizi açıkça vatandaşa söylüyoSayın Başbakanm seçim eko göreceğimiz bir soruyu soruyorsu ruz. ANAP'ın da söylemesi gere larım. Hiç habersiz, bir gun Özal ma yanlısı diye yazmayın. Siyaset nomisine yönelmesi ve bu ara nuz. Benim söylediğim, bir olup ken budur. Bizim yaptığımız mil gelecek, seçim yapacağız diyecek. uzlaşma demektir ve bir siyasetda Çankaya'ya yönelmesi bir bittiye gitmemeleri gerektiği. Ne li iradenin isteğini dile getirmek. Şu ana kadar ne yapacağını açık çiye uzlaşma yapmaz mısınız dimacera kokusu taşıyor. Ne varyapacağımızı şimdi söylemiyo Çünkü milli irade erken genel se lamayan ANAP'tır. Özal hâlâ te ye sorulmaz. Evet deyince teslim oldu dersiniz, o zaman da bunun ki bu maceranın ülkeye vereceçim istiyor. 26 Martta bunu söy levizyona çıkıp 26 Mart öncesi rum. söylediklerini tekrarlıyor. Halk böyle olmadığını göstermek için ği zararın büyük olmasından Medisin meşnıluğunu savu ledi. sonuna kadar uzlaşmamaya çalıbunlan istemediğini söyledi. korkulur. nuyorsunuz degil mı? Oyleyse bu DYP miUetvekülerinden isşıhr. O nedenle bizi uzlaşmacı di ANAP'ın bu tavnnı sürdürTurgut Özal, 1980'e kadar bir ye göstermek de, hiçbir şekilde uzmesi halinde rejimin zarar görebürokrattı. îlk kez 12 Eylül aslaşmayacak diye göstermek de ceğini söyleyebilir misiniz? keri yönetiminde siyasa! sorumyanlıştır. İNÖNÜ: Rejimimizin siyasi luluk aldı; ama, o günlerin ko (Baştarafı 1. Sayfada) kım varsayımlarla meydana gele partilerin hatalarını göğüsleyecek şuüarında konumu yine bir büSHP'den iki yıl süreyle ihraç bileceği düşünülen siyasi ortamı rokrattan ayrı değildi. Daha çeciler'e yönelttiği eleştirilerden hayal ederek cevap vermem müm kadar sağlam olduğuna inanıyo edilen Malatya Milletvekili tbrasonra partisini kurarak politikasonra ANAP içindeki "uzlaşma" kün değil. Sayın Özal şu anda bi rum. İktidar partisi hata yaptı diye him Aksoy, SHP'nin erken seçim ya atıldığında başarı kazamp girişimlerine ilişkin tartışma, zim Başbakanımız, genel başka rejim zarar gormez. Ama o parti isteğinde samimi olmadığını öne kazanamayacağı bir soru işare"kimlerin genel başkanlık besabı nımız. Uderimizdir ve cumhurbaş seçimde sonuncu olur. sürerek, "Bugün parti raeclisinde ANAP Meclis dışından bir olan ve tüzüksel yetkilerle kenditiydi. Şimdi anlaşılmıştır ki Sa içinde olduğu" noktasına kaydı. kanlığına aday olacağı konusunHasan Celal Güzel, Cumhuriyet cumhurbaşkanı adayı gösterirse lerini donatmış bazı kişiler, Mecyın özal, siyasal sorumluluk tada hiçbir bağlayıcı, açık, kesin beşıyarak partiye ve parlamento muhabirinin, ANAP kulislerinde yanda bulunmamıştır" yanıtını seçime katılır mısınız? lise kapağı atmak için erken seçim ki son gelişmelere ilişkin sorusuİNÖNÜ: Milletvekillerimizin korosu oluşturdular. Bu koroya ya dayalı bir ortamda ülkeyiyöverdi. "Bu durumda cumhurbaşna şu yarutı verdi: bildirisinde olmayan olasılıklar İnönü ve Baykal da katıldı." denetmek yeteneklerine sahip dekanı adayı olacağını varsayarak ğildir. Askeri güdüm altında ya "Hiçbir şekilde ANAP'ta bir plan kurmak. teori geliştirmek üzerinde konuşma yanhş olur. Bi di. pılan ilk seçimlerde özel konu genel başkanlık yanşına girme bence doğru değildir" diyen Gü zim istediğimiz erken genel seçiMalatya'da gazetecilerin sorumu gereği başarı kazandı; ama, dim. Aday olduğumu söylemedim zel, "Sayın Başbakan çıkar, min cumhurbaşkanlığı seçimi önlarını yanıtlayan Aksoy, Meclisin bu başarı çok kısa sürdü ve da veya bunu çağnştıracak herhan 'Cumhurbaşkanlığına adayım' cesi olmasıdır. Önerilere ve uzlaşmaya açık meşru olduğunu ve cumhurbaşkaha bir seçim dönemini tamam gi bir davranışta bulunmadım. der. Ondan sonra bu meseleler Hiçbir zaman kongre delegelerinını seçebileceğini de savundu. lamadan silindi. Seçimler bir yılDin oylannın dörtte üçünu alırım gündeme gelir, gorüşülür" diye mısınız? önceye alınmasaydı, ANAP'ın şeklinde bir beyanım da olmadı. konuştu. Güzel, basında varsaiktidar olamayacağı artık belirButun bunlar maalesef benzerle yımlara dayanılarak yapılan yorumlan da "hayaller" olarak nilenmiştir. ri basında her gün görülen yakış ANAP'h liberaller yerel seçimlerden sonra kutsal ittifakçı il yönetimine karşı başlattıklan mücadelelerini sürdürme karan aldılar. Aralarında eski milletvekili Süha Tanık'ın da bulunduğu bazı liberallerin il yönetimi tarafından disiplin kuruluna verilmelerinin gündeme gelmesiyle istifa haberleri de yaygınlaşmıştı. Liberaller bir yandan DYP ile diğer yandan da ANAP içinde Bedrettin Dalan. Kaya Erdem, Necmettin Karaduman gibi kişilerle te kendileriyle yaptığı goruşmede liberallere "ekimi bekleyin" mesajını verdi. Her hafta bir gün toplanarak son gelişmeleri değerlendiren liberaller dünkü toplantılarında da Bodrum'da tatilde bulunan Kaya Erdem ile Necmettin Karaduman'ı ziyaret ederek görüşme yapma kararı aldılar. Liberallerin sözcusu Metin Öney bu konuda şunları söyledi: Bedrettin Dalan gibi diğer partililerle de konuşacağız. 26 Mart'tan sonra genel merkezden bir durum değerlendirmesi yapılmasını bekledik. Yapılmadı. Parti gidiyor. Baştan sona bir reorganizasyon gerekli. Sonınlanmızı teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş'a ilettik. Bir sonuç alamadık. Özellikle tzmir'e acil bir mudahale yapılması zorunlu." Eski Karşıyaka Belediye Başkanı Nevzat Çobanoğlu da "Takun"Hem tzmir'in hem de partinin yalılar partiye hâkim olursa ne yagenel sorunlannı konuşacağız. pacağımıza arkadaşlanmızla birMustafa Taşar, Mesut Yılmaz, iikte karar vereceğiz" dedi. SHP bastırıyor Semra Hanım daha renkli. Çerçevesi kimi zaman kelebek, bazen düz, sade. Ama yuvarlak, kimilerine çekicı gelen yüz çizgilerini örten desenli, biçimli kocaman kocaman gözlükler kullanıyor. Önceki gece "Gelişmelerimiz ve Siz" deyu başlayıp, 1983'ten bu yana "İcraatın içinden" diye namlanan hükumet programında Başbakanm gözlukleri pırıl pırıldı, aydınlıktı. Ege ve Akdeniz güneşi, Şile'nin tatlı sert rüzgârıyla bronzlaşan yüzü zoraki gülümsemelerle süsleniyordu. Ama camları ışıl ışıl gözlüğü, doğrusu, kara gözlük kullananları çatlatacak kadar saydarndı. Aydınlıkları içeren Özal gözlükleriyle, karanlıkları aydınlatmaya çalışan gazeteci gözlukleri arasındaki derin uçurumun varlığı bir kez daha kanıtlandı. Son aylarda doludizgin giden enfiasyo nu yaratan işçi, memur ve küçük çiftçiye ödenen paralar "sağlam kaynaklara" dayanıyordu, tersini söyleyen şeytanın avı '.katları, dersimizi aldık. Enflasyon totoya oynayarak önümüzdeki aylarda hali pür melâlimizi saptamaya çalışırken, devlet matbaasındaki sağlam kaynaklı para basmalann cim karnında nokta değerinde olduğunu öğrendik. Pırıl pırıl gözlüklerin, yağız yüzün sözcükleri tamamladığı ortamda, parmağını gözümüze uzata uzata Özal, "Enflasyon kontrolümüzde, hükümet tahminlerini aşmayacak" dedi. Yüzde 100'e varacağı hesapları birden alabora oldu. Demek ki, 1989'u yüzde 60 dolayında geçirecektik. Son günlerde her kesimi, başta basını "terbıye etmeye" girişen Özal, meğer ithalatı genişJeterek. kulaklarımızdan fışkıran dövizı kullanarak fiyatların yükselmemesi için hükümet baskısı uygulayacak, kendi deyimiyle "terbiye edici müthiş uygulamalarım" sürdürecekti. Yazılan, söylenen gerçeklerin beş paralık değeri yoktu, hepsi gündelik sıkıntılardı. "Eğer biz kendimize inanmıyorsak, bize kim inanırdı." Oysa içerdeki güven yitmesi sınırları aşıp Özal dostlanna sirayet ettiğinden dışarıda da inançlar çoktaan sepete girmişti. Hele vergiye değinirken "Almadan vermek sadece Allah'a mahsus" diyordu ki, ekran başın sal görev gereği Başbakana söydakiler, "Verdikten sonra kepçey lüyor, ekonomimizin mimarı dinle geriye alanın kim olduğunu" lemiyordu bile. TV'deki Özal'a sorar olmuşlardı. DPT'nin yapacağı başka bir Hele hele "ihracat savaşındaki şey yoktu. Sadece uyarı. Algılazaferle ulusun 'makus talihini' yabilen için. Planlama örgütü elyendiğini" ilan eyledikten sonra deki verilerle önümüzdeki aylaBaşbakanımızın, İsmet Paşa'nın ra bakıyor, yaptığı incelemelere ardından 3. İnönü Savaşı'nı ka göre, eylül ayında enflasyonda zanan sıvıl paşa olduğunu anla yeni bir patlamanın ilk gürültülemıştık. rini duyuyordu. Bu inceleme. eyYa, daha düne kadar "gırtlağa lülle biriikte yıllık enflasyonu yüzkadar borç içinde yaşadığımızı" de 100'ün üzerine taşıracak gesöyleyerek, son 5 yılda edindiği lişmeleri içeriyordu. miz 40 milyar borcu günübırlik Türkiye'de büyük kentlerde geyeni kredilerle ödeme çabasına yan çizmesi ayrı bir garabet, baş lir ortalaması ayda 300 bin liraylıbaşına Özal yutturmacasıydı ki, ken, son ücretlerle rakam 450 biriikte olduklarımız kahkahalar bin liraya yükselmişti. File boş, cüzdan boş, düşkırıklığı alabildiatmaya başlamışlardı. ğine. Nedeni basit bir örnekte. Söyleşide DPT'den uzman dostlar vardı. Sesleri çıkmıyor, Şeker 660 liradan birden 1400'e başları önlerinde, suskun... Özal tırmanmıştı. Ötesini sağduyu heşovu sona erdiğinde içlerinden saplayabilırdi. biri "Biz, 1989'un kara tablosuKısacası, gidiş o gidiş ki, sapnu bilıyoruz. Şimdiki telaşımız, tanan plan ve stratejinin tersine 1990'daki daha kötü günlerin işa ne yapılması gerekiyorsa Özal retlerini bugünden görerek kapıl yapıyor, 199O'I zehirden bir yıla dığımız kaygılardan" deyiverdi. hazııiıyordu. DPT'dekı telaş, kaygı artık Ötal güneş yanığı yüzü, pırıl 1990'lara uzanmıştı. Söyledikle pırıl son model çerçeveli gözlükrine göre, Özal'ın yenı politikaları leriyle enflasyon totoda ganyana bir seçim ekonomisi olmaktan oynuyordu. çıkmış, daha ileri aşamalara sıç Enflasyon kontrolündeymiş. ramaya başlamıştı. Ücret artışla Hükümet tahminini aşmayarının sakıncalarını, zamların ala cakmış. bildiğine başıboş gittiğini, döviz Terbiye edici önlemlerle enfkurlarının yeniden ayarlanması lasyona baskı sürecekmış. zorunluğunu DPT, üstlendiği ya Mişmiş de, mişmış!.. UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) GOZLEM ANAP'ta siyasi belîrsizlîk Çağlayangil: Cumhurbaşkanı benden özür dilemedi özal şimdi yapay önlemler, tırmalar veya aksine partide geletehlikeli manevralar ve gereksizceğe ait bazı tahminlerde buluzorlamalarla iktidanm sürdür nanlann ifadeleridir. Trabzon'a iki meye çabalıyor; cumhurbaşkan gazetecinin nikâhında bulunlığı seçimlerini de bu yolda kul mak iizere bir günlüğüne gittim. Hiçbir siyasi maksadım yoktu. lanmaya dönük duruyor. Ancak en büyük düşmanı Gazetelerde çıkan fotograf da bir enflasyondur; ana muhalefet ne gazetecinin evinde çekümiştir." denli yumuşak davransa da eko Güzel, ANAP'ın eski Genel nomi Sayın Başbakanı bağış Sekreteri Mustafa Taşar'ın, "Kendilerine fazla güç vehmetmelamıyor. sinler. Bunlar dereyi görmeden • • • paçayı sıvıyoriar" şeklindeki sözlerini de şöyle değerlendirdi: "Ben parti ici çaoşmalara sebep olacak beyanlan uluorta söyleyecek bir kimse değilim. Şimdiye kadar bu şekilde hiçbir beyanım, ithamım olmamıştır. Onun için gayet tabii bunu üzücü karşılıyonım. Ama herkesin sonunda doğruyu yanlışı görebileceğine de inanıyorum. Benim söylediğim şudur. herhangi bir şekilde hiçbir yarışa. adaylığa girmedim. Bununla ilgili tek bir beyan ve davranış gösterilirse, bu tip adayhğa, davranışa girdiğuni kabul ederim. Bir tek davramş, beyan, ifade gösterilirse kabul elmem için yeteriidir. Bütün bunlar maalesef uydurmadır. Onun için 'dereyi gormeden paçayı sıvamak' sözii de gerçek dısıdır. Benimle ilgisi olmayan bir ithamdan ibarettir. Son derece üzücüdür. Ama bu belirsiz dönemin geçici olduğunu da herkes görecektir. Siyasi belirsizliklerin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu belirsizlikler bir müddet sonra netleşmeye başlayacaktır. Böylece bu tip problemler de ortadan kalkacaktır." teleyerek, bunların geçerliliğinin olmadığını soyledi. Güzel, sözlerini şöyle sürdürdu: "Bana şunu söyleyin Allahaşkına, ben genel başkan adayı olacağım konusunda bangi dereyi görmeden hangi paçayı sıvamışım? Yani ben evde kapanıp otı • racak mıyım? Trabzon'a bir gün iki gazeteci dostumun düğünlerine katılmayacak mıyım? Ben böyle şeyler yazılıp çizilmesin diye evde mi oturayım, evden çıkmayayım m ı ? " Taşar'ın eleştirileri ve ittifakçıların bir bölümünün "uzlaşma" girişimleri yürütmesi ANAP içinde dengelerde değişiklikler olduğunun ortaya çıkması biciminde yorumlandı. ANAP kulislerinde son gelişmeleri değerlendiren hareketçimuhafazakâr ittifak yanlısı bir milletvekili şunları söyledi: "Genel başkanlık yanşına girip de Hasan Celal Güzel'in bu doğrultuda çalıştığı, Mesut Yılmaz'ın ise şimdilik beklediği haberleri doğru değil. Oysa Mesut Yılmaz hiç boş durmuyor. Lstelık Yılmaz, bakanlığı nedeniyle bazı avantajlara sahip. Kokteyllerde, yemeklerde, politikactlaria, çeşitli kişilerle istediği şekilde belli etmeden konuşabiliyor. Bazı işadamları aracılığıyla ANAP içindeki bazı milletvekillerine ulaşabiliyor. Uzun süre hareketçimuhafazakâr ittifakçılaria biriikte hareket eden Mustafa Taşar' ın artık Mesut Yılmaz'ı desteklediği yorumlan yapıldı. ANAP'ın 7 ağustosta İstanbul'da yapılacak merkez karar ve yönetim kurulu toplantısının da "Özal sonrasında genel başkanvekili seçecek olan üyelerin görüşlerinin ortaya çıkması açısından önemli o l d u ğ u " belirtiliyor. ANAP tüzüğune göre genel başkanlık koltuğunun boşalması halinde MKYK'nın 15 gun içerisinde toplanarak "genel başkan\ekilini" seçmesi gerekiyor. Yeni genel başkan da daha sonra toplanacak olağanüstü kongre ile belirleniyor. tSTANBUL (AA) Dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çaglayangil, bir gazetede, kendisi ileyapılan röportajdabazı yanlışlarlar bulunduğunu bildirdi. Çağlayangü, "Sayın CumhurbaşkanTnın benden özür dilediği yolunda bir söz tarafımdan sarf edilmemiştir" dedi. Çağlayangil, kendisi ile göruşen gazeteciyle, zaraan darlığı nedeniyle "telaşlı bir sohbet" yaptıklarını belirterek, "Yazacaklannı bana gösterdikten sonra yayınlayacakü, öyle olmadı" dedi. Cumhurbaşkanı'nın kendısinden özür dilemediğinin yazı metninden de anlaşılabildiğini kaydeden Çağlayangil, şöyle devam etti: "Sayın Cumhurbaşkam'nın benden özür dilediği yolunda bir söz tarafımdan sarf edilmemiştir. Sadece konuşulanları aktardım. Cumhurbaşkanlığı Sayın Basın Muşavirliği'nin aç:klamalanna gelince, sözlerimin teyidinden başka bir şey göremiyorum. 'Inşallah muvaf fak olursunuz' dileğiyle 'temenni ederim ki yaptıklannızçare olmuştur' deyimindeki fark, üslup meselesidir. Aynca konuşmanın, kJmin belleğinde yanlış kaldığı noktası da lartışılabilir." Turkiye açıstndan asıl Hginç gelişmeler 1974 Kıbns Barış Harekâtı'ndan sonra başladı. Bir bakıma 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye'nin yazgısı için de bir dönüm noktası oldu. 1974 yılında Türkiye'de askeri dönem geride bırakılmış, demokrasıye doğru adım adım ilerlemeye başlanmıştı. Hükümet, 12 Mart askeri yönetiminin hedeflerı arasında bulunan sağ ve sol iki parti tarafından kurulmuş, "74 affı" ile de askeri dönemin yaraları bir ölçüde sarılmıştı. Aynı tarihlerde Yunanistanda cunta yönetimi vardı. "Albaylarcuntası" kendi arasında bölünmüş, Yunan Silahlı Kuvvetleri bir avuç üniformalı faşist serüvencinin eline teslim edilmişti. Özetle, Ankara'da özgürlükçü ve sivil bir hükümet vardı; Atina'dada ülkelerıni bir gece içinde işgal eden serüvencı albaylar cuntası. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra Atina'ya demokrasi geldı, Türkiye'ye de sonu 12 Eylül askeri yönetımiyle noktalanacak anarşi ve terör! Türkiye'nin yakın tarihini yazacak olanlar, anarşi ve terörün 1975 yılından sonra hem ülke içinde hem de dışında birdenbire başlatıldığını ve iç terör ile yurtdışı temsilciliklerimize Ermeni ASALA örgütü tarafından yapılan saldırıların hemen hemen aynı tarihe rastladığını herhalde kaydedeceklerdir. Bu bir rastlantı mıydı? Yoksa, bu "destabilizasyon" olgusunun, Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonraki gelişmelerle bir ilgisi var mıydı? Bu gibi sorulara aritmetik kesinlikle "evef" ya da "hayır" yanıtını vermek olanaksızdır Ama 1975 yılından sonra başlayan iç ve dış terörün aritmetik olgulara dayanan sayısal dökümünü yapmak kolaydır. Bu sayılar, gerek iç terörün, gerek yurtdışındaki temsilciliklerimize Ermeni "ASALA örgütü" tarafından yöneltilen saldırıların 1975 yılında başlatıldığını, 1980 öncesinde yoğunlaştığını, 1981 ve 82 yıllarında şıddetlenerek 82 sonunda da kesildiğini göstermektedir. 1974'ten sonra, Kıbrıs Barış Harekâtı'na karar veren Ecevit hükümeti istifa etti. Yerine o uğursuz cephe hükümetleri geldi. Arada kurulan Ecevit hükümeti de teröre yenik düştü. Parlamento cephe hükümetlerıni oluşturan siyasal partilerin ellerinde tuttukları çoğunluk ile günden güne yozlaştı ve devreden çıktı. Ülke o koşullarda adım adım iç savaşa doğru sürükleniyordu. Cephe hükümetleri bu terör olgusunu önleyeceklerine arttırmışlardı. Bu koşullarda askeri yönetimin gelmesı, "yağmurun yağması" gibi kaçınılmazdı. Ve olanlar oldu. 12 Eylül askeri yönetimi "ekonomilerin militarizasyonu" modelinı silah zoruyla gelip uygulattı. Uygularken de bu emırlerı yerine getırecek bır de sivil bürokrat buldu: Bugün 12 Eylüt yönetiminin getırip zoria uygulattığı "ekonomilerin militarizasyonu" sürecini yaşıyoruz. Bu süreç, 12 Eylül sabahı başladı, bugün de sürüyor. Bu bir modeldir. Bu modelde temel hak ve özgürlükler kısıtlıdır. Model, ekonomik liberalızmın devlet zoru ve güdümüyle yürütülmesi düzenine dayanır. Bugün bakıyoruz, Yunanistan'da özlenen bir demokrasi var. Ülkemizde ise yasak düzeni egemendir. Bu yasak düzeninin kökeninde de "ekonomilerin militarizasyonu" modeli yatmaktadır. 1974 yılında Kıbrıs sorunu nedeniyle halkımızda başlayan "ant Amerikan duygular" 12 Eylül yönetimi ile yok edilmişti. Bu haklı tepkiler, yerinı ABD'nin Ortadoğu siyasetini anlayışla karşılayan bir dış sıyasete bırakmıştır. Yunanıstan bugünkü demokrasıyı 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı'na borçludur, Turkiye de bu yasakçı düzene Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra bir yazgı gibi katlanmak zorunda kalmıştır. Kıbns Barış Harekâtı'na bugün bu açılardan baktığımızda çok farklı düşüncelerle karşılaşıyoruz. Işte Atına'da demokrasi var, Ankara'da yok. Umarız günün birinde televizyonda bu konulan da içeren "Kıbrıs ve demokrasi belgesellen" konulu programlar da yapılır. Turgut Özal. ABD'nın yenı büyukelçısi Abromowitz Evrene göven mektubunu sundu. Evren, ABD elçisini kabul etti ANKARA (Cumhuriye: Burosu) Amerıka Birleşik Devletleri'nin yeni Turkiye Buyukelçisi Morton Abramowitz dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e güven mektubunu sundu. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Abramowitz karşılıklı olarak iyi ilişkilerin gelişmesi dileklerıni tekrarladılar. Yeni buyükelçi dun aynca TOBB Başkanı Ali Coşkun'u da ziyaret ederek Amerikan yatırımının Türkiye'de tanıtılmasını öngören bir yatırım programını başlattı. ABD'nin yeni buyukelçisi Abramowıtz dun saat 15.00'te Cumhurbaşkanlığı Koşku'ne geldi. ABD elçilığinin ust duzev yelkilılerı ve Turk Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesı'nin bır gorevlısi de köşk bahçesindekı torenc katıldılar. Toren kıtasının onüne gelen buyükelçi, Turk yetkilileriyle biriikte kıtanın önunden geçtikten sonra Amerikan ulusal marşını dinlediler. Turk protokol yetkilisinin torenle ilgili uyarılarını büyuk bir dikkatle yerine getirmeye çalışan Abramovvitz, daha sonra toren kıtasının onunden bir kez daha geçti ve "Merhaba asker" diyerek toren kıtasını selamladı. Cumhurbaşkanı Kenan E\ren ile görüşmeden önce protokol yetkilileriyle biriikte salonda nasıl duracağının ve nereden yürüyeceğinin provalannı yapan Morton Abramowitz, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e guven mektubunu sunarken, "Amerikan Devlel Başkanı George Bush ve halkının iyi dileklerini sunduğunu" soyledi. "Turk Amerikan ilişkilerinin daha iyiye gitraesi için çalışacağım" belirtti. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın da katıldığı törende Cumhurbaşkanı Kenan Evren de "TürkAmerikan ilişkilerinin iyi bir durumda olduğunu, bunun daha da gelişmesi için Abramovitz'in gayrel gostereceğinden emin olduğunu" ifade etti. Daha sonra Evren buyukelçinin verdiği güven mektubunu kabul etti. Abramov\ilz, TOBB'dc dıı/cnleııen imza torcnınde yuptığı konu^mada bu projeıun ABD ılc Turkiye arasındaki ekonomik ili>kilerın çok onenıli bır yonunu temiil etmekte oiduğunu belirterek, bu projevle ortak işlerin teş\ik edîleceğinı »öyledı. Özel sektorlerın aralarındaki ilişkiyi gelıştirmelerinin iki ülkenin de yararına olduğunu ifade eden Abramowitz, "Bu lur ekonomik işbirliğini teşvik elmek benim için şahsen çok onemlidir \e buradaki en önemli onceliklerin arasında >cr almaktadır" dı>e konuştu. Abramovvitz, Turkiye'de son zamanlarda yukselmekle olar. entlasyon hakkındaki bir soruyu, "Bu konuda konuşmak istemiyorum" diye yanıtladı. TOBB Genel Başkanı Ali Çoşkun'a A1D (Uluslararası Kalkınma Teşkılatı) ile imzalanan protokol çerçevesinde çalışnıaları biılikte yurutecekleriııi bclırlerek, "Bu u/man kuruluşun bilgi birikiminden \ararlanacagiz" dcdı Ulkenıızde ilk defa bo>le biı nıcıkez kurulduğunu bıldiren Co».kuıı, ekononıinın belkeınığını oluşturan orta ve ku«,uk ışletmclerin sorunlaııııı çozmck için bo>le bir yatınnı pıojc nıerke/i kıırulması duşuncesinın doğduğunu belirtli. ANAP'ta "Özal sonrası için uzlaşma" görüşlerini savunan Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ankara Milletvekili Alpaslan Pehlivanlı'mn girişimleri konusunda da Güzel, "Bu tip konular bana hiçbir zaman intikal etmedi. Kimseyle bu tip konulan konuşmadım. Çünkü bu gibi konulara ilgi duyrauyorum" dedi. Çağlayangil, yakında anılannı Güzel, "Sizce Başbakan Özal bir günlük gazetede yayımlamaya cumhurbaşkanlığına adaylığını başlayacağını ve böylece konuya koyacak mı" sorusuna, "tşte zaaçıklık getireceğini kaydetti. ten belirsizlik dediğim bu. Birta Statlarda (Baştarafı Sporda) Stadı, ya da 115 bin kapasiteli fakat sadece 30 bin oturma yerli Barcelona'nın Nou Camp Stadı gösterilebılir. Bir başka örnek de 14 nisan günu 95 kişiye mezar olan Sheffield Stadı. 25 bin kişilik oturma yeri olan stadın kapasitesi 65 bir. kişi. Bu karar 1990 Dunya Kupası maçlarını kapsamadığı halde, İtalyan organizatorler, Dünya Kupası maçlarının o>Tianacağı 12 stadın tamamını oturma yerleri olan statlardan seçmişler. Hiçbir zorunluluk olmadtğı halde guvenlik nedeniyle, bir de verlerin önceden ayrılması zorunluluğu koymuşlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle