25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 17 AĞUSTOS 1989 Emlakçılarda düş kırıklığı Tam puan Bonn'da yapılan şampiyonada uç metre tramplen atlamada Batı Alman Albin Killat mtjkemmel hareketlerı ıle altın madalya aldı. Bu resim de tam bir kusursuzluk örneği. (Fotoğraf: Reuter) MERSİN (Cumhuriyet Güney \\leri Bürosu) Yaz sezonu boyunca konut ya da arsa satışı için "Almanalar"ı bekleyen emlak komisyonculan bu yıl düş kınklığına uğradı. Alım satımlann bir yıl öncesinegöre dörtte bir oranında azalmasından yakınan emlakçılar, yatınmların iç turizmin de bu bölgede yoğunlaşması nedeniyle Antalya ve Alanya^ ya kaydığını vurguladılar. Almancıların Türkiye'de izinlerini kullandıklan mayısağustos aylan döneminde, tek aJıcının çıkmamasından yakınan emlak komisyoncusu Abbas Aktan, İçel kıyı kesiminin yağmalanmış olduğunu ve yatırım alanı olarak satın aünabilecek gayrimenkulün kalmadığını söyledi. Bu yıl emlaka olan talebin dörtte bir oranında azalmasını iç turizmin de kaydığı Antalya ve Alanya'da yatınmların yoğunlamasına bağlayan Ali Çolak ise yatınmlannda kârlılığı temel alan Almancüann yeni ve gelişmeye açık alanlar aradıklarını belirtti. Almanya'da 1.5 milyon Türk yaşıyor FRANKFURT (AA) Federal Almanya'da yaşayan Turklerin sayısı 1.5 milyon olarak açıklandı. Federal İstatistik Dairesi'nin yaptığı açiıclamaya göre son nüfus sayımında clde edilen verilerde Türk nüfusunun gittikçe arttığı ortaya çıktı. Federal Almanya'da toplam 4.5 milyon yabancının yaşadığmı açıklayan Federal İstatistik Dairesi, yabancıların üçte birini Türklerin oluşturduğunu kaydetti. Türk nüfusunun geçen yıla oranla yüzde 5 oranında arttığını bildiren Federal tstatistik Dairesi, ulkede yaşayan yabancı sayısını şöyle açık!adı: Türk: 1.5 milyon, Yugoslav: 579 bin, İtalyan: 509 bin, Yunanlı: 275 bin, Polonyalı: 172 bin, Avusturyalı: 155 bin, tspanyol: 126 bin. Kemerdeki Yöruk çadııiarı yerli ve yabancı y j t u r i s ö e r i n büyük beğenısıni topluyor. Yöruk parkının kurucusu Orman Mühendisi Kutsal lyicıl, Avrupa Konseyi'nin her yıl teşvik içın bir müzeye verdiği ödül içın adaylığını koyacağını, bu önerinin müzeyı gezen yabancı uzmarrlardan geldiğini söyledi. (Fotoğraf: Mustafa Balbay/Antalya) P o r i c t o Fransız Devrimi'nin 200. yıl kuttar a i I d I C malanndan tam bir ay sonra bu kez krallık taraftarları karşı gösteri yaptılar. (Fotoğraf: Reuter) HABERLERİN DEVAMI Kıbrıs'ta He Pişirilmek İsteniyor? İlk bakışta haksız da sayılmazlar. Özal iktidarı iç politikada sıkışmıştır, güçsüzdür. Böylesine bir ortamda. Başbakan Özal'ın ödüne daha açık olabileceği akla gelebilir; Rauf Denktaş'ı sıkıştırabileceği düşünülebilir. BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi'nin geçen ayın sonunda KKTC Cumhurbaşkanı na sunmuş olduğu "teikin kâğıdı" belki de bu çerçevede bir girişimdir. Bu "kâğıt'\a dikkati çeken belirli noktaların Türk tarafınca kabul edilmesi olanaksızdır. Başlıca nedenleri şöyle özetlenebilir: • Garantörlük konusunda BM Güvenlik Konseyi devreye sokularak, Türkiye'nin etkili güvencesi yok ediliyor. • Serbest dolaşım, yerleşim ve mülk edinmeden oluşan üç özgürlük konusunda herhangi bir takvim öngörülmediği için, iki kesimlilik ilkesi havada bırakilıyor. • Siyasal eşitliğin sözü edilmekle birlikte, özü hayli belirsiz kılınıyor. Kıbrıs'ta federal bir çözümürv Türk tarafı açısından kabul edilebilir olabilmesi için, bu üç koşuldan vazgeçilemez. Hele Türkiye'nin "etkili güvencesi"r\\ öngörmeyen bir çözü(Baştarafı 1. Sayfada) mün ancak düşü kurulabilir. Başbakan Özal'ın iç politikadaki çıkmazı... Türkiye'nin özellikle son altı yılda içine girdiği dış borç kıskacı... Ya da Avrupa Topluluğu'natam üyelik... Bunların hiçbirisi, Kıbrıs konusunda belirli ilkelerin gözden çıkarılmasına neden olamaz. Üçüncü tarafların baskısıyla bir çözüme ulaşılamayacağını bunca yıllık deneyim artık herkese göstermiş olmalıdır. Kıbrıs'ta çözüm hiç kuşkusuz bir uzlaşma sonucu ortaya çıkacak. Bunun için KKTC de kendine düşenı yapacak, bir yerde verecek, bir yerde alacaktır. Ama Kıbrıs'ta Türk insanı geçmişte öylesine acılar çekmiştir ki, bunlar göz önünde tutulmaksızın gerçekçi bir çözüme ulaşılamaz. Bu acıların bir daha yaşanmaması için, bazı koşulların yerine getirılmesi yaşamsaldır. 21 ağustosta toplanması beklenen KKTC Meclisi'nin serinkanlı bir durum değeriendırmesi yapacağına kuşku yoktur. Temel ılkeleri gözden uzak tutmayan, ancak diyaloğa kapıyı kapatmayan bir tutumun oluşturulması herhalde en çıkar yoldur. Şİrarfda Sasklllllk Torumtuy: Tedbi 3 MEHMET GÜLTEKİN ŞtRAN Gumuşhane'nin Şiran ilçesine bağlı Kozağaç'ta jandarma karakoluna bir gece once baskın yapılmış. Yollar kesilmiş, güvenlik güçleri bölgede aramalar yapıyor. Olası bir başka saldırıya karşı uyanlmış tüm birlikler. Baskından bir gece sonra, dün geceyi yaran silah sesleri... Erzurum Yenişehir'de bulunan Jandarma Alay Komutanlığı önünden silah sesleri yükseliyor. Çevrede oturan yurttaşlarda panik: "Yine saldın oldu." Erzurum'da yaşanan ve bir anda tüm kenti saran bu korkunun nedeni ancak dün Vali Emrullah Zeybek'in açıklamasıyla anlaşıldı. Vali, olayın "bir karartı gönilmesi sonucu meydana geldiğini" belirtiyor ve şöyle devam ediyordu: "CHayda Şiran baskını nedeni>lc tedirgin olan askerlerden biri, bir karartı görünce paniğe kapılıp ateş elmiş. Buna diğer erler de eşlik edince topiam 66 mermi kullanılmış. Olay disiplinsulik ve egitimsizlikten kaynaklanmıştır." Şiran ve çevresinde önceki günden beri yaşanan ise tam bir şaşkınlık. Yöre halkı ilk kez böyle bir olayla karşılaştıklannı anlatırken baskında ölenler için üzüntülerini gizlemiyorlar. Şiran'dan sonra 4 kilometre asfalt yoldan Çimen Dağlan'na doğru gidiyoruz. Sünni yurttaşların oturduğu Akçalı, Duruçay. Bolluk köylerinden geçip taranan jandarma karakolunun olduğu Kozağaç Köyü'ne varıyoruz. Karakol, sağlık ocağı ve ilkokul yan yana. tlkokula yakın bir yerde de öldürülen eski muhtar Mehmet Kıhç'ın evi bulunuyor. Kılıç'm evi "taziyeye gelen gidenle" dolu. Kılıç, 15 yıl Almanya'da kaldıktan sonra 7 yıl önce kesin dönuş yapmış. Öldürülen Karakol Komutanı Astsubay Atilla Kantemir daha 19 yaşındaymış. Köylülerden biri köyün arka kesiminde kalan Çimen Dağı tarafını göstererek, teröristlerin oradaki Alevi köylerinden geimiş olabileceğini, bu köylerde banndıklarını ileri sürüyor. Bir başka köylu, Şiran'ın 76 köyünden 17'sinde Alevilerin oturduğunu belirtiyor ve "Yıllarca onlarla beraber oturduk. Hiçbir zarar görmedik, böyle suçlama" diye konuşuyor. Şiran Savcısı Hasan Hakkı Kadakal, soruşturmanın Erzincan DGM Savcılığı'nca yapıldığını ve bulunan boş kovanların Kaleşnikofa ait olduğunu söyledi. Baskın sırasmda karakol nöbetçisi olan bu olaydan kurtulan Onbaşı Mustafa Uysal'ın gözaltına alındığı oğrenildi. Bir yetkilinin anlattığına göre 8 gün önce Refahiye üzerinden bir grup teröristin bu köylere doğru geçtiği bildirilmiş. Bunun üzerine jandarma müfrezesi gelip 4 gün boyunca Çimen Dağı'nda ve Alevi köylerinde aramalar yapmış, gitmiş. Bundan sonra baskının gerçekleşmesinde "ihmal var" iddiaları gündeme getirilmeye başlanmış. Baskın sonrasında teröristler karakolda bulunan 1 MP, 5 G3 ile 500 kadar mermiyi alarak kaçmışlar. Kaçarken telsizlerin kutup başlarını çıkararak ilçeyle bağlantıyı kesmişler. Baskın olayı bir evden telefonla ilçeye bildirilmiş. Refahiye'den yola çıkan jandarma timi Çimen Dağı'nı aşarak 2 saat sonra köye ulaşmış. 55 ğil. Bu nedenle de iki olayı ayn gruplar gerçekleştirdi." Önceki gun Erzincan'a 4 kilometre kala trafik ekibiyle silahlı çatışmaya giren teroristlerin içinde bulunduğu 24 AV 808 plakalı minibüsün sahibi Emrullah Sever ile şofor Arif Saör, Erzincan'da gözaltına alındılar. Ifadeleri alınan Sever ve Satır olayla ilgili olarak şunlan anlattılar: "Eylemden önce Erzincan'a gelen altı kişi, Kiğı'ya gitmek için minibüs kiralamak istediklerini söylediler. Gerekli anlaşmayı yaptıktan sonra Kıgı'ya gitmek için yola çıktık. Pülümür yakınlannda Kigı yol aynmına geldiğimizde, bizden aracı ormanlık yola sürmemizi istediler. Daha sonra ıssız ormanda bizi aşağıya indirerek agaca bagladılar. Sonra da arabamızı alarak kaçtılar. Uzun bir aradan sonra ormana ağaç kesmeye gelen üç kişi bizi kurtardı. Biz de Erzincan'a gelerek emniyete başvurduk. Başımızdan geçenlere anlattık." Seven ve Satır, olayla ilgileri olmadığını ifade ettiler. Erzincan Vali Vekili Hikmet Çakmak yaptığı açıklamada, kaçan bölucü çete mensuplannın yakalanmaları için operasyonların güvenlik kuvvetleri takviye edilerek devam ettirildiğini söyledi. Hainlerin yakalanmaları için güvenlik kuvvetlerinin alarma geçirildiğini belirten Çakmak, şunları söyledi: "Yakalanan teröristin sorgulaması süriiyor. Alınan bilgiler dogrultusunda arama yapılıyor. Arama ve operasyonlara jandarma, komando, polis ve özel tim ekipleri katılıvor. Havadan helikopterlerle bölge kontrol altında lutuluyor. Operasyonlar Refahiye, Çatalarmut, Altıntepe, Çağlayan, Pülümür ve yöresinde yogunlaştınldı. Her yer didik didik aranıyor." aldık, yorum yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Guneydoğu Anadolu'daki olaylarla ilgili olarak, "Konunun içindeyiz, devaırüı çalışmalar yapıyoruz" dedi. Torumtay, dün uç generale üstün hizmet madalyası verilmesi töreninde olaylarla ilgili olarak tedbirleri aldıklarını, ancak konuyla ilgili herhangi bir yorum yapmak istemediğini belirterek, "Güneydogu Anadolu, hakkında çok şey soylenecek bir k o n u " diye konuştu. Dün Genelkurmay Başkanlığında korgenerallikten orgeneralliğe yükselen Ismail Hakkı Karadayı, Fikret Küpeli ve koramirallikten oramiralliğe yükselen Vural Bayazit'a Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay üstün hizmet madalyası verdi. Torumtay burada yaptığı konuşmada, "Generallerin bundan sonra da Atatürk ilkeleri doğrultusunda Türk milletinin güvenliği için calışacaklanm" dile getirdi. Torene Milli Savunma Bakanı Safa Giray da katıldı. Törenden sonra Cumhuriyet muhabirinin Güneydoğu'daki olaylarla ilgili sorularına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Torumtay şu karşılıklan verdi: " Güneydogu Anadolu'daki son olaylan askeri açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz? TORUMTAY Konunun içindeyiz, devamlı çalışmalar yapıyoruz. Ayaküstu bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Hem konumuz da farklı şu an. Bu konuda başka söyleyecek bir şeyim yok. Bir tatbikat düzenlenmesi, jandarmanın yerine kara kuvvetlerinin devreye girmesi, bölgedeki durumu nasıl etkiliyor acaba? Eylemlerde belirli bir arttş var. Bu, jandarmanın olaylarda başansız olduğu şeklindeki yonımlan nc derece dogruluyor? TORUMTAY Bu konuda şimdi bir yorum yapmıyorum. Bugünkü törenin konusu tamamen ayn. Müsaade ederseniz, bugünkü törenin havasında bırakalım konuyu. Olaylarda bölgenin ekonomik geri kalmışlıgının etkisi var mı? TORUMTAY Hakkında çok şey soylenecek bir konu bu. Müsaade ederseniz bunu burada bırakmak istiyorum" Cudi'de huzur çağırma (Baştarafı 1. Sayfada) ni tehdit ediyor. 'Seni PKK'lı yapanz' diye. Evimin yanına bomba ve kaset koyup ihbar edecekler." Başına geleceği önceden bilmişti lokantacı Mehmet. Dilekçesinden üç aysonra evinin hemen yanında bir torba bulundu. Gerçekten de torbada patlayıcı madde ile PKK propagandası içeren bantlar vardı. Gözaltına alındı lokantacı Mehmet. Ancak oyun ortadaydı. Mehmet'in avukatı oyunu ortaya çıkardı. Mehmet de böylece "PKK aşevi"nin sahibi olmaktan kurtuldu. llçeden haber gönderildi. Avukatı ve bazı arkadaşları akşarn Mehmet'in lokantasına gelecekti. Mehmet, suyun kenarına kurdu alçak tabureleri, masa yerine kullanılan büyükçe sehpalannı. Gerçi hava karardı rru lokantayı kapatırdı, ama avukatıh hatın için korucu korkusuna karşm masayı donatacak, mangalını yakıp gündüz kestiği kuzulardan çıkan pirzolaları ızgaraya atacaktı. tçi rahat etmedi yine de, koştu köyün karakoluna, "Komutanım" dedi, "bu akşam ilçeden önemli konuklanm vardır. Hava karardıktan sonra gelecekler. Bu korucular yine 'Mehmet PKK'lılara yemek veriyor' diye ihbar eder. Haberiniz olsun." Komutandan da aldığı güvenceyle masayı kurdu Mehmet. Mehtap, kayalann dibinden akan çaya vuruyordu. Pırıl pınl bir Güneydoğu gecesi... Mangal ateşiııde etler pişiyor, çay kıyısındaki söyleşinin sesleri göğe doğru yükselen kayalardan geri dönüyordu. Birazdan yöre türküleri söylemeye başladıiar. Köyün hemen dışındaki lokantada insanlar doğayla baş başa olmanın tadmı cıkanyorlardı. Bir tas düştü yanlanna. Ardından bir tane daha. Kıyamet günü gelmişti de gökten tas yağıyordu sanki. Boğazın karşı kıyısından atılan taşlar giderek artıyordu. Artık masada oturanların kollanna, omuzlarına çarpmaya başlamıştı. Biri fırlayıp hemen yanlanndaki aracın farlarını açü. Yemek yenen çayın karşısındaki tepe gündüz gibi aydınlandı. Taş atanlar kaçıyordu. UzeTİerinde uzun beyaz entari, baslarında örtü vardı. Örgülü saçları bellerine kadar. En yakındaki eve girdiler. Köyü bilen bir kişi, "Tanıdım" dedi, "bunlar korucuların kanları..." Lokantacı Mehmet'in avukatı kalktı doğru köyün karakoluna gitti. Saat 22.00'yi geçmişti. Karakolun yolunu gösteren asker, korucu eşlerinin lokantada yemek yiyenleri taşladıklanru duyunca, "Valla beyim, bunlara 'korucu' diyorlar ama korucu mudurlar, devlet düşmaru mı belli değil" dedi. Avukat, karakol komutanıyla görüştükten sonra ilçeye dönmek üzere aracına binerken koruculardan biri yanına, "Sen olduğunu bilmiyordum inan ki, bilsem taş attırmazdım" diye başladı. Daha önce lokantacı Mehmet'e korucuların yaptığı oyunu ortaya çıkartan avukat güldü: "Bilseydin makineli tüfekle tarardın herhalde..." tşin aslı ertesi gün ortaya çıktı. Gecenin o saatinde, Mehmet'in lokantasını açık gören korucular karakola gidip "Mehmet yine PKK'lılara yemek veriyor. Karşı tepeden tarayalım mı teröristleri?" diye ihbar etmişler. Olayı bilen komutan yemek yiyenlerin PKK'lı olmadığını, gelecek konuklardan haberdar olduğunu söyleyip engel olmuş tararnaya. tşte o zaman da "Mermi sıkamadık bari taş atalım" diyerek, rakip lokantanın sahibi korucular, karşılarındaki lokantada oturanları eşlerine taşlatmışlar. Oturduklan ilçede sıkılıp da birkaç kilometre ilerdeki su kenannda, Cudi'nin eteklerinde birkaç yudumluk "huzur" arayanlar, o gece azdaha huzuru "Güneydoğu usuiü" korucu mermileriyle bulacaklarmış. Onun için yörede, "huzur"u bu yöntemle bulmanın bazı sakıncaları var. En tehlikesiz huzur arama yöntemi iiçe merkezindeki "huzur çağırma" seanslan. Bunun için karanhk bir odada herkesin el ele tutuşarak, masanın ortasındaki fincana kulaklannı dikip, "Ey huzur, getdiysen haber ver" demesi gerekmiyor. İlçemerkezindeki halk eğitim salonuna birkaç sandalye takviyesi, sahne kısmına kaymakam ve daire müdürlerini, salona da muhtarları, il genel meclisi üyelerini ve ilçenin doktor, avukat, eczacı gibi önde gelen kişilerini oturtmak yeterli oluyor. CÜNEYTARCAYUREKyazıyor Sezgiden öteye taşan bu güçlü ni aün gece anımsamış. bugün varsayım şundan önemli: Bakanlar Kurulu yapıyor. Özal'ın PKK, bölgesinde vururken yanlış devlet anlayışı Karaman1 TİKKO daha başka yörelere yadaki törende somutlaşıyor. Bir il yılarak silahlı eylemlerin daha çe il olmuş. İyi. Cumhuriyetin ida geniş alanlara yayılmasına nere taksimatında yerini almış. Gü den olabilir. Hele TİKKO'nun bizel. Fakat Turgut Özal, Petek adlı linen şehir gerillası davranışları seçim otobüsüyle tören alanına ve hemen bütün Türkiye'de geliyor. Bütün alan ANAP bay bakanın da söyledıği gibi yaygınraklarıyla süslenmiş. Özal, yanın laşma ve örgütlenme olasılığı tedakı bakanlar, parti yöneticilerı rörü daha yaygın hale dönüştüböylesine yöresel bir gurur gü rebilir. Yurtdışından maddi yarnünde ANAP propagandası ya dımlarla beslenen PKK, yurtiçinpıyor. Eğer il olmanın sevıncini de yeni yeni örgütlenmeye başbütün Karamanlılar yaşayacak layan TİKKO ile "devlete karşı" sa, ötekı partilerin bayrakları, fla işbirliği niçin yapmasın? özal'ı maları neden alanda yok? Niçin bilemeyiz, ama Bakan Aksu'yu sadece ve sadece partizan bir düşündüren belli başlı otasılıklar görüşle ANAP bayraklarıyla süs arasında bu ve benzeri belirtiler lenmiş resmi tören alanı? Parti herhalde önemli planda yer alıci Özal aklı. her yerde olduğu gi yor. Peki, Özal'ı kaygılandıran, bi, her işte olduğu gibi devlet fik düşündüren ne ki? Pek tabii, eyrini çiğniyor. Bu noktada bir "fa lül veya ekim anketlerinde partikaf'ı söylemek gerekiyor. Özal si genelde oy yüzdesinde nerebeyaz keten elbiseleri. nadide de durursa dursun, ama kendisi pantolon askıları ve hayli kilo al ve muhterem hanımefendileri o mış vücuduyla halkın arasından anketlerde baş sıraya geçsin, yegeçip tören alanındaki müstesna ter! Olabilir ki bu türden anketkottuklara yürürken alkış yok. Bu ler, bugünlerde başlayan halka nun bir anlamı, böylesine bay doğru düzenlenmiş girişimler eyram şenliğine dönen bir günde lül ve ekim ayında sütunlarda bir değeri olmaz mı? boy göstermeye başlasın ve Özal 6 ay önce Karaman'ı görenler siyasetçilerin kıskanç duygularıbeş aylık yeni SHP belediyesinin na karşı halkın kendisini Çankayarattıkları karşısında şaşkın. 45 ya'da görmek istediğini söyleyeay önce sokak batak, cadde yok. bilecek ve destek bulacak bir Sağ oylardaki parçalanma bura manivela ele geçirmiş olsun. Onda SHP'ye yerel yönetim olana dan sonrası kolay. Halkın desteğı vermiş. Genç bir belediye baş ği, evvel Allah ANAP grubunun kanı, olanca maddi sıkıntıya kar helal oylarıyla haydi efendim şın şehri kısa sürede gül gibi, bir Çankaya Köşkü'ne. Sonrası seBatılı kent havasına dönüştür lamet! Tabii Ozal'a göre selamet. müş. Asfaltları dökmüş, meydan Çankaya'nın iğneli bir fıçıya döları, eski eserleri daha canlı ve nüşmesı olasılığı anketti, halk yagöze çarpıcı biçimde ortaya çı nında girişimlerdi derken Özal karmış. için çok çetrefil bir problem olaÖzal, bu başarıyı görünce ne bilir kı, refikası dahil yakın çevyapsa ki... Başarının sürmesini resi için ne gam. İki gündür banasıl engellese... Düşünüpduru kıyoruz da hiçbir dönemde, taa Karaman Beyliği'nden Osmanlı yor olmalı herhalde. Konakladığımız Konya'da gece sultanlarına dek uzanan evrede Canan Gedik'in içişlerı Bakanı ıle kışısel yararlar böylesine devlet yaptığı söyleşiyi izledik. Bakan anlayışının önüne geçmemişti. kuşkusuz iyi nıyetli, belki elindeki Aksaray'da, Karaman'da ufak yetkilerle sorumlulukları bir yan bir nabız yoklaması şunu gösterdan askeriye, öte yandan da Baş di. İl olmanın kıvancını halk elbet bakan'ın kıskaç içerikli buyrukla duyuyor. Fakat sevinç ve kıvanç rıyla bölüşmüş, ancak bu ikilem sandığa gelindiğinde egemen oller içinde konuşuyor. mayacak gibi görünüyor. İnsanUzun sözlerinde pırıltılı ve ilgi lar il olmakla seçim hakkını kulçekici sözler dikkati çekiyor Ba lanmayı ayırıyor ve kısası şu ki, kan Aksu, olağanüstü valinin yine bildiğini okuyacak. Ve ne olayların boyutlanmasından kay gariptir, meydanlardaki ANAP'lı naklanan kaygı verici duyurum pankartlar her türden isteği bir larını neredeyse Cudi'de sıkışan eksiğiyle seslendiriyor. "EnflasPKK'nın can derdine bağlıyor. yonu aşağı çek" pankartı yok. PKK'nın gücünü göstermek için Halk yaşam sıkıntısını içine happsikotojik savaş yürüttüğünü söy setmiş; anlaşılan, seçim günu lüyor. Elbette PKK gibi bir örgüt sandığa il sevinciyle değil, sıcak savaşla psikolojık savaşı ANAP'ı, tabii Özal'ı indirmek için birlikte götürecek. koşacak. Ne Özal Çankaya'ya Güneydogu illennden Gümüş çıkmalı. ne de ANAP iktidarda hane'ye taşan silahlı hareketlerı kalmalı. PKK'dan sıyırarak TİKKO'ya bağAncak Turgut Özal bıliyor ki lamak önemli başka bir soruyu cumhurbaşkanı seçılemezse siakla getiriyor. PKKTİKKO arasın yasal kariyeri artık bıtmiş olacak. da eylem beraberlıği, bir çesit eyBunca çabası bu yüzden. lem bölgelerini paylaşma söz konusu olamaz mı? 1965 1989 Aksu duşuncelı. Olabilirlığinı Cumhuriyet koleksiyonu reddetmıyor, araştırma yaptıklaMür: 163 56 41 rını pesten bir sesle soylüyor. (Başlarafı 1. Sayfada) Ayn grup mu? Bir baska iddia da şöyle: "Karakol baskını yetkililerin açıklamalanna göre saat 23.3000.30 arasında gerçekleşti. Erzincan'da polis otosunun (aranması ise 01.30'da oldu. Oysa bir minibüs, asfalt yola yanm saatte çıkabiliyor. Asfalttan Erzincan'a kadar da tam 101 kilometre uzaklık var. Bir saatte bu yolu gitmek olası de Aksu: Cudî'ye yüklendîk (Baştara/ı 1. Sayfada) nının TİKKO tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı. Aksu, PKK ile JjKKO örgütleri arasında bir işbirliği olasılıbğının araştınldığını da belirterek, PKK'nm şehir eylemlerinde bugüne kadar başarılı olamadığım savundu. Içişleri Bakanı Aksu, sürekli operasyonlara devam edildiğini de belirterek, "İnşallah bu meseleyi kısa bir vadede çözeriz" şeklinde konuştu. tçişleri Bakanı Aksu'ya yönelttiğimiz sonılar ve yanıtları şöyle: Terör ey lemleri önceki güne kadar sadece Güneydogu Anadolu Bölgesi'nde yogun biçimde sürüyordu. Gümüşhane'de 8 kişinin öldürulmesi olayı, terör hareketlerinin başka bölgelere de sıçraması anlamına mı geliyor? Bu olaylara nasıl bir teşhis koyuyorsunuz? AKSU Geçenlerde Mardinde bulundum. Nusaybin'de bir gazetecinin öldürülmesi, PKK'mn bir şehir örgütlenmesiydi. Bunların hepsi yakalaııdı, tutuklandı. Nusaybin'de üçüncü kez şehir örgütlenmesine gittiler ve yine başansızlığa uğradılar. Diyarbakır'da bölge valiliğinin kuruluşunun ikinci yılı nedeniyle bir değerlendirme toplantısı yaptık. Yapmış olduğumuz değerlendirmelere göre 1989 yüı içinde ölü veya sağ ele geçirilen terörist sayısında bir aruş var. 1989'un ilk altı ayında da ele geçirilen terörist sayısında arnş var. Bu da şunu gösteriyor: Güvenlik kuvvetlerimiz sürekli operasyon halinde. Bölgede arama ve laramalar yapıhyor. Yapıldıkça da sıcak temas oluyor. Bunlar inisiyatifl bizim elimizde olan çatısmalardır. Çünkü güvenlik kuvvetleri üzerlerine gidiyor, saklandıkları mağaralar ele geçiriliyor. Aramalar sırasında kendileriyle de karşılaşıhyor. Bu dufumda sıcak temas başlıyor. Olaylar Hakkâri, Mardin, Siirt ıllerinin arasında bulunan Cudi Dağı bölgesinde yoğunlaşıyor. 89'un ilk altı ayında olağanüstü hal bölgesine dahil illerde meydana gelen olayların yüzde 80'i Cudi Dağı'nda meydana gelmektedir. Olay orada yoğunlaştığı için güvenlik kuvvetleri operasyonlarım orada yoğunlaştırmışlardır. Dikkat çekici bir şey 1989'da olaylarda artış var. Bunun da nedeni güvenlik kuvvetlerinin sürekli nperasyonlarının hızını kesmektir. Ancak dikkat edilirse güvenlik kuvvetleri ile pek karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Bir taraftan güvenlik kuvvetlerimizin hareketlerini durdurabilmek, bir taraftan da örgüt sempatizanlarına güçlü olduklarıru, hâlâ ayakta ve diri olduklarını gösterebilmek ve en önemlisi kendi aralarındaki hizipleşmeleri de önleyebilmek için 89'da eylemlerini daha da arttırdılar. Cudi Dağı'nın dışında da cylemler oluyor. Bunlan nasıl degerlendiriyorsunuz? AKSU Güvenlik kuvvetlerimiz Cudi Dağı'na yüklenince son on gundür görüyoruz ki, bu üçgenin dışına çıktılar. Van'ın Çatak'ına gittiler, Hakkâri'nin bazı ilçelerine gittiler. Çukurca'ya, Bahçesaray'a, Mardin'in Dargeçit'ine doğru gelmeye başladılar. Biz de operasyonlarımızı bu bölgelere kaydırmaya başladık. Gümiişhane olayı nedir? AKSU O ayrı bir olay. Bunlar yeni örgütlenmeye hazırlanıyorlar. Bir kişi ele geçirdik ve olayda kullandıklan bir minibüs ve erzak... Tunceli'ye gidiyorlarmış. Öyle tahmin ediyorum ki, olağanüstü hal bölgesi dışında kalan bir bölgede yeni bir örgüt kurma peşindeler, mühimmat ele geçirmek için karakol baskınını seçtiler. TİKKO ve PKK birbirlerinden ayn örgütler olmalanna karşm, aralarında bir temas kurulmuş olabilir mi? AKSU Şu safhada bunu soyleyemiyorum. Bizim güvenlik kuvvetlerimiz ve istihbarat birimlerimiz bu ihtimali, bu konulan araştınyorlar. Örgütlerin birbirleriyle ve yurtdışındaki örgütlerle olan ilişkileri araştınlıyor. Dışarıdan yardım görttyorlar mı? AKSU htihbari bilgiler var. Avrupa'da PKK'nın uzantısı dernekler var, onlar maddi yardım gönderiyorlar. Silah yardımı yapılıyor mu? AKSU Yok, o konuda bilgi yok. PKK eylemlerinin olağanüstü hal bölgesi dışına taşma olasılığı var mı? Buna karşı ledbir alınmış mıdır? AKSU Bütün tedbirleri alınmıştır. Şehir eylemlerinde PKK bugüne kadar muvaffak olamadı. Hep örgutü çökertildi. Daha önce Antep'te Nizip'te bir kahve taraması oldu, o örgüt çökertildi. PKK haogi bölgelere kadar yayılabilir? Adana'ya kadar gelebilir mi? AKSU Gelemezler. Şehirlere girmelerini mümkün göremiyorum. Tatil bölgelerinde eylem yapacaklan öne süriildii... AKSU O kendi propagandalarıdır. Bir taraftan silahlı propaganda yapıyor, bir taraftan da bu şekilde propaganda yapıyorlar. Başka elkin önlemler alınacak mı? AKSU Alınıyor. Güvenlik kuvvetleri sürekli operasyonda. Bu sorunun çözümü uzua vaddi midir? AKSU Zannetmiyorum. İnşallah kısa bir vadede çözeıiz. Şırnak'ta gergin gece (Baştarafı 1. Sayfada) de iki ayn yere yerleştirilen bombalar patladı, olaylarda can kaybı olmadı. Pervari'de Karayolları1 na ait bir komparasör, bir grayder ve bir kamyon PKK militanları tarafından yakıldı. Van'da bir genç kaçırıldı. Şırnak'ta can kaybı olmayan olay önceki gece saat 22.45 sıralannda ilçenin Cudi Dağı kesiminde, güney ve güneydoğusunda mevzilenen teröristlerin taciz atışlanyla başladı. Özellikle il jandarma bölük komutanlığı, özel tim ve bazı karakollan hedef alarak teröristlerce yapılan atışlara Şırnak1 ta devriye gezen asker, özel tim görevlileri, polisler ve karakol bekçilerince anında karşılık verildi. Güvenlik güçlerince teröristlere yapılan karşı atışa Tatar ailesinden 120'ye yakın korucu da destek vererek katıldı. Güvenlik güçlerinin aydınlatma mermisi de kullandığı olayda ölen ya da yaralanan olmadı, ancak ilçedeki bazı evlerin isabet aldığı bildirildi. Güvenlik güçleriyle teröristlerin karşılıklı olarak açtikları seri atışlar yaklaşık yanm saat surdü. Olayda ağır makineli de dahil çeşitli silahların kullanıldığı belirtildi. Gece 24.00'ten sonra seyrek de olsa silah seslerinin sürdüğü oğrenildi. Şırnak Kaymakamı Cemal Ayman, teröristlerin gece karanlığından yararlanarak ilçe merkezindeki güvenlik güçlerine ait bazı binalara ateş açtıklarına işaret ederek, "Güvenlik güçleri anındafcarşılık vermiştir. Ancak musademe gece olduğu için leröristler karanlıktan yararlanarak kaçmışlardır. Olayla ilgili soruşturma sürdürülmektediı" dedi. ÇatakPervari arasında Katot dağı eteklerinde Karayollan'na ait köprii ve yol şantiyesıni önceki gece basan PKK militanları bir kommparasör, bir grayder ve bir kamyonu yaktı. İşçilerden 28 ağustosa kadar şantiyeyi boşaltmalarını isteyen teröristler bir sure propaganda konuşması yaptıktan sonra bildiri dağıtarak gittiler. Van'm Yeni Mahalle semtinde de Necmi Öztunç isimli bir gencin PKK'lılar tarafından kaçırıldığı, olayla ilgili soruşturmanın surdüğü bildirildi. Mardin'in Nusaybin ilçesi Yenituran Mahallesi'nde bulunan Edip Müngan İlkokulu'nda duvara "Zindanlardaki mücadelemiz sürecek ARK (Ateşen Rızgariya Gele Kürdistan)" sloganı yazıldı. EruhŞırnak karayolu dün, PKK'nın mayın döşediği ihbarı üzerine 3 saat trafiğe kapatıldı. îhbarın yola düşen bir el fenerinin mayına benzetilmesi üzerine yapıldığı anlaşılınca yol 17.30'da trafiğe açıldı. Bu arada Şırnak'a üç kilometre uzaklıkta, Karayollan'na ait bir aracın önceki gun teroristlerce yakılması ve. olay yerine gelen polis aracına ateş açılmasından sonra başlatılan operasyon gece geç saatlere dek sürdü. Dağlık kesime kaçan teroristlerin yakalanması için özel harekât timleri ve askeri birlikler tarafından gerçekleştirilen operasyon sürdürüluyor. Şırnak ve çevresinde eylemlerini yoğunlaştıran PKK'lı teıöristlerin dört ayrı gruptan oluştuğu bildirildi. Bu grupların Dereler, Dede Ören, Kızılsu, Güneyce ve Cudi Dağı çevresinde, "risksiz eylemler"e giriştikleri belirtildi. Konuyla ilgili açıklama yapan bir yetkili, teroristlerin "taciz ateşi", "adam kaçırma", "araç yakma", "okul tahrip etme" gibi eylemlerde bulunduklanm belirterek, "Askeri bedeflere karşı programlı bir saldın söz konusu değil" dedi. Yetkili, devlet hizmetlerinin örgütün tüm engellemelerine karşın bölgede aksatılmaksızın sürdüruldüğunu kaydetti. Ağn Valisi Rasim Baş, yaptığı açıklamada, teröristlerin her türlü eylemlerine karşı gerekli güvenlik tedbirlerini aldıklarını, sınır bölgelerinde giriş ve çıkışlann kontrol altında tutulduğunu söyledi. Bölge halkımn uyarıldığını bildiren Vali Rasim Baş, vatandaşlann şupheli durumlan güvenlik kuvvetlerine bildirmelerini istedi. Mahkeme heyeti engellenmedi Olağanüstü Hal Valiliği boşaltılan Anılmış köyüne gitmekte olan mahkeme heyetinin engellendiği yolundaki haberlerin doğru olmadığını açıkladı. Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu tarafından yapılan açıklamada aynen şöyle denildi: "Gazetenizin 13 Ağustos 1989 gün ve 2337 sayılı yayınının 11. sahifesinde "Cudi'de Gerginlik" başlıgı altında yayınlanan haberde; Köylülerin avukatlan Leyla Ekmen ve Mesut Uysal aracılığıyla yapılan kamulaştırma bedeline itirazı karara bağlamak uzere Anılmış köyune gitmek isteyen Mahkeme Heyetine Şırnak'ta kurulu 23. Sınır Jandarma Tugayı tarafından izin verilmediği iddia olunmaktadır. İddia ile ilgili olarak yaptırılan inceierae ve araştırma sonucunda: Anılmış köyüne gitmekte olan mahkeme heyetini engellemek veya izin vermeme gibi bir olayın meydana gelmediği, bu sebeple iddianın asılsız olduğu anlaşılmışlır. Bilgilerinizi ve kamuoyunun bu doğrultuda aydınlatılmasını rica eder bu vesile ile saygılar sunanm." Işyeri tarandı Cizre'dedün 11.30"da meydana gelen olayda Nusaybin caddesindeki oto alım sattmı yapılan bir işyerini otomatik silahlarla tarayan kimliği belirsiz kişiler Sabahattin Koyuncu ile Mustafa Akdoğan adlı kişileri öldürdü, Osman Koyuncu'yu da ağır yaraladılar. Osman Koyuncu olaydan sonra kaldınldığı Cizre Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Saldırganların yakalanması için operasyonların sürdürülduğünü belirten yetkililer, olayın kan davası yüzüııden meydana geimiş olabileceğini söyledi ler. v \ JJ ff ı Yılmaz'ın açıklaması Öte yandan ANAP Mardin miiletvekili Murettin Yılmaz bir Amerikan gazetesinde çıkan, "Kürtler için otonomi islediği" haberlerini yalanladı. Haberin yayınlandığı New York gazetesine tekzip göndereceğini açıklayan Yılmaz, Kürt sorunu ile ilgili olarak, "Çözüm yolu konusunda son derece masum olarak söyleyeceğim öneri son derece ters yorumlanabilir \e 141142'nin kapsamına girer" diye konuştu. Ağn'da operasyon Bölucü çete mensuplarının, Ağrı ve yöresinde eylem hazırlıklan yaptıkları belirlendi. Güvenlik kuvvetleri tarafından Sinek yaylaları, Hendürek, Kılıç Geçidi ve Aladağ bölgelerinde operasyon başlatıldı. Bölge halkının bu yerlere izinsiz girmemeleri istendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle