Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 AĞUSTOS 1989 DİZİ YAZI CUMHURİYET/13 Hem yoksııl hem Avrupah bir ülke Günümüz Portekizi'nde siyasal çekişmenin ve mücadelenin odak noktası özelleştirme. 1974 devriminden sonra millileştirilen kuruluş ve toprakların özeîleşürilmesin i yasaklayan anayasa maddeleri geçen yıl değiştirildi. 3 Portekiz 1987 yılından beri Avrupa Topluluğu'nun tara uyelerinden biri. Ancak ekonomik performans ve göstergelere bakıldığında, Porteki2'in tartışmasız bir biçımde en geri ve yoksul topluluk üyesi olduğu ortaya çıkıyor. Buna karşılık Portekiz'in polıtik ve kültürel açidan bir Avrupa ülkesi olduğuna hiç kuşku yok. Portekiz, hemen 25 Nisan Karanfiller Devrimi'nden uç ay sonra, Avrupa Topluluğu'na üye olma eğilimini belirtmiş. Bunun için o sıralarda topluluğun yetkilisi Claude Cheysson Lızbon'a davet edılmiş ve başbakanlığını Tuğgeneral Gonçalves'in yaptığı askeri hukümet Portekiz'in topluluğa katılma arzusunu iletmiş. Resmi başvuru ise epeyce sonraları, Portekiz'de siyasi istikrar sağlandıktan sonra, 1977 yılında yapılmış. Yanı 10 yıla yakın bir sureyi kapsayan müzakere ve değerlendirrne sürecinden sonra Portekiz resmen Avrupa Topluluğu üyeliğine kabul edilmiş. Portekiz'de bütün siyasi guçlerin Avrupa Topluluğu uyeliğinden yana olmadığı görulmektedir. Merlcez sağ ve merkez solda bulunan iki buyük parü, sosyal demokratlar ve sosyalistler, topluluğa üye olmaktan yanadırlar. Yani seçmenlenn buyuk bölumunu kapsayan bu iki parti Portekiz'in topluluk uyesi olmasında öncü rolu oynamışlardır. Buna karşın Komünist Partisi Portekiz'in topluluğa uye olmasına açıkça karşı çıkmışlır ve bu karşıthğını hâlâ da surdurmektedir. Sağ uçta yer alan Merkez Demokratlar ise bu konuda, açık bir tavır almamakla beraber topluluk uyesi olmaya karşı çıkmadıklarını vurgulamaktadırlar. Profesör Bettencourt Da Camara, Portekiz'in Avrupa Topluluğu'na üye olmasını ve sonraki gelişmeleri şöyle değerlendırmektedir: "Portekiz bir Avrupa ulkesidir >e doğal olarak diğer Avrupa ulkeleri ile birlikte, ortak kultunın onemli bir parçası olarak toplulukta yer alacaktır. Aynca bu topluluğa katılmak ekonomik açıdan da Portekiz'e çok şey katacaktır. Bakın 1985 yılında işsizlik oranı çalısan nufusun yuzde 10.4'u kadardı, bu oran şimdi 7 j . Enflasyon hızı 1985 yılında 19.2 idi, şimdi 9.7. Aruk ödemeler dengesi diye bir sıkınlımu yok, ithalat fazlası, işçi dovizleri ve topluluk yardımı ile kolayca kapanıyor. Ama tekrar ediyorum bu iş sadece ekonomik göstergelere bakarak değerlendirilecek bir husus değildir. Çok daha kapsamlı ve geleceğe yönelik bir gelişme çağının eşiğindeyİ2. Avrupa, tarih bo> unca birçok gelişmeye onculuk etti, bunlann bir kısmı olumlu, bir kısmı da olumsuz sonuçlar doğurdu. Avrupa Topluluğu ve 1992 sonrası Avrupa, çok farklı bir dünyanın temel yapılanndan biri olacak. Portekiz için olayın onemi ve kaçımlmazlığı burada yatmakla." Sosyal demokratlar gibi SosyaJist Partı de topluluktan yana bir tutum takınmaktadır. Bilindiği gibi Portekiz'in topluluğa resmi müracaatı da Soares'in sosyalist hükumeti tarafından yapılmıştır. Partinin pariamento grubu sözcüsu Dr. Joao Cravinho üyeliğin gerçekleşmesinden sonraki donem için şu değerleııdirmeyi yapmıştır: "Kısa vadede ortaya çıkan ekonomik ve politik sonuçlar son derece olumlu. Ilk etkilerin genel olarak poritif olduğunu soylemek mümkün. Ama şu andaki hukümet gibi naif bir iyimserlik içinde de olmamak gerek. Örneğin Portekiz sanayiinin uyumlu hale gelmesinde ciddi sorunlann ortaya çıktığını gormemezlikten gelemeyiz. Aynca tum mevzuatı yeniden düzenlemek gerekiyor ve bunda da geri kaldığımız açık. Yalnız bu, sanayinin nyumuna gore çok daha marjinal bir sorun. Bize gore topluluk yardımlannı akılbca kullanarak sanayinin uyum sorunu aşılabilir. Ama şu noktayı da hiç unutmamak gerekir ki Avrupa Topluluğu'na uye olmanın bir fiyaü vardır. Bize gore, iki yılı aşkın deneye bakarak, bu fiyat odenraeye değer gorulmektedir." Bay Cravinho, Komünist Partisi'nin Avrupa Topluluğu'na uye olmaya karşı çıkışım da şöyle değerlendirmiştir: "Ilk bakışta komünist dostlanmızın eleştirilerinde gerçek payı varmış gibi geliyor. Ama yanılgı, galiba hepimizin ortodoks ekonomi kuramını fazla riddiye almamızdan kaynaklanıyor. Komunistler, eger topluluğa girersek sanayimiz yok olur, dedi. Ortodoks ekonomi kuramına göre bu doğru. Ama acaba kuram ne olçüde doğru. Zaten kuram tam doğru olsaydı acaba ekonomik sıkıntılar ve bunalımlar patlak verir miydi? tlginç ama biz, komünistlere gore bu ortodoks ekonomi kuramına daha kuşkulu bakıyoruz ve en azından iki yıllık gelisrae bizi haklı çıkardı. Portekiz sanayii yok olraadı, aksine teknolojik ve yönetsel geriliğine karşın yasamayı becerdi. Bunun nedeni de bizce politik. Yani ortodoks ya da neoklasik ekonomi kuramını mutlak olarak bir politik çerçeve içinde ele almak gerekiyor. Olaya böyle yaklaşıoca fazla bir Ekonomik olarak Avrupa'nın en geri ülkesi Portekiz'de, çok kısa bir geçmişe sahip demokrasi bütün kurumlarıyla yerleşik loji ve girdilerin kullanılamaması, bilgisizlik ve sulama altyapısımn yetersizliği, sözü edilen verimsizliğin başlıca nedenleri arasmda sayılmaktadır. Güney Portekiz'de de egemen işletme biçimi kolektif çiftliklerdir. 1974 devriminden sonra bolgedeki büyuk topraklara el konmuş ve buralarda kolektif çiftlikler oluşturulmuştur. Ancak gerek sosyalist gerek sosyal demokrat iküdarların bu çiftliklere soğuk gözle bakması uretimi ve modernleşmeyı etkilemiştir. örneğin sosyal demokratlar 1987 seçim kampanyalanru, bu çiftliklerin mutlak olarak özelleştirileceği noktasına oturtmuşlar ve bu, doğal , olarak seçim sonrasında çiftliklerdeki yönetimi ve uretimi önemli ölçüde etkilemiştir. Sonuç olarak Portekiz tanmının günümüzde ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunduğu söylenebilmektedir. Avrupa Topluluğu yaklaşık olarak tanmsal kesimin yuzde 80'ini için özel bir koruma ve desiekleme rejimi kabul etmiş bulunmaktadır. Ancak bu rejim 1991 yılında sona erecek ve tarım normal AT rejimine tabi olacaktır. Portekizli politikacılar, bu iki yıllık dönemin yeterli olacağma ve tarımın özel korumaya gerek kalmadan sisteme uyum sağlayacağını duşunmemekte, koruma döneminın uzatılması gereğinden söz etmektedirler. Orneğin Dr. Cravinho, "tarımdaki özel destek ve korumalann 1991'de kalkması halinde bundan sadece Portekiz'in deği), topluluğun da zarar göreceğini" belirtmekte, daha uzun bir sure tarımda özel statünün devamını istemektedir. 25 Nisan 19/4'teki Karanfiller Devrimi'yie yenı koşullara en hızlı ayak uyduraniar bürokratiar olmuştu FASCıSMO Özelleştirme kavgası Gunümuz Portekizi'nde siyasal çekişmenin ve mücadelenin odak noktası özelleştirmedir. Komünist Panisi Merkez Komitesi uyelerinden Albano Nunes'in ifadesi ile "özelleştirme sınıf kavgasının ya da çalışmasının en sıcak alanını oluşturmaktadır." özelleştirme alanında ilk büyük mücadele, geçen yıl verilmiş ve 1974 devriminden sonra millileştirilen kuruluş ve toprakların özelleştirilmesini yasaklayan anayasa maddeleri değiştirilmiştir. Bu anayasa değişikliği için iktidar partisi sosyal demokratlar ile sosyalistler işbirliği yapmışlardır. tktidardaki sosyal demokrat hukümet, PTTyi, demirçelik fabrikalannı, basını ve kolektif çiftlikleri kapsayan bir özelleştirme programı hazırlamış bulunmakta, ancak ilan edilen bu programın henuz uygulamasına geçilememektedir. Bunun nedeni anayasa değişikliği sırasında ıktidan destekleyen sosyalistlerin uygulamaya muhalefetidir. MAIS! Lizbon' da bir arka sokak ve oyuncak tüfeklı çocuk. Faşlzm ml? Bir daha asla Fasızmı alaşağı eden PorteKızhıer, bugün özellıkle tanm alanında cıddı sorunlarla karşı karşıya. Yuzyılın ünlü politıkacıları karatahtadakı zor problemı çözmeye çaiışıyorlar. ler söz konusu olmaktadır. Portekiz'de tanm hep sorunlu sektör olmuş, ülke surekli olarak gıda maddeleri ıthal etmek zorunda kalmıştır. Kuşkusuz 1974 yılına kadar, yani somurge imparatorluğu doneminde bu önemli bir sorun sayılmamış, çozum için de onlemler duşunulmemişti. Ancak somürge imparatorluğunun tasfiyesinden sonra ışin ciddiyeti ortaya çıkmıştır. Bugun Portekiz tü sıkıntı ile karşılasmıyorsunuz ve doğru dolar = 53 escudo paritesi 1 doiar = 174 eskaran verebiliyoruz. Bence komunist cudoya yukselmiştir. Bununla beraber topluler bunu yapmadı ve yanıldılar." luğa uye olduktan sonra Portekiz parası tekrar değer kazanmaya başlamış ve 1 dolar = İki yıllık sonuçlar ve göstergeler, topluluk 150 escudo paritesine gelmiştir. Sanayide, ozeluyeliğinin, Portekiz için olumlu bir gelişme likle imalat sanayiinde de bir canhlık goze olanağı sağladığını ortaya koymaktadır. Or çarpmaktadır. Ancak tarım alanı sorunlu yaneğin 198085 doneminde Portekiz parası hızlı pısını sürdurmekte ve topluluk içinde bu sobir değer yitirimine uğramış, 1980 yılında 1 runlann daha da büyüyeceği yolunda izlenim Portekiz Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi Albano Nunes 'proletarya diktatörlüğü'nden yana Nunes: Biz MarksistLeninist bir partiyiz. Yani açık bir ideolojimiz ve ilkelerimiz var. Burjuvazinin diktatörlüğü varsa, proletaryanın da olacaktır. Bugün Portekiz'de işleyen bir demokrasi var. Biz elbet bu demokrasiyi bir yana atıp silahlı devrim yapacağız, sonra proletarya diktatörlüğü kuracağız diyemeyiz, Çünkü demokrasi bizim nihai hedefimiz, Portekiz Sosyalist Partisi'nin genel merkezi, Lizbon' un güneyinde, oldukça merkezi bir yerde, eski ve görkemh bir binada. Komünist Partisi'nin merkezi ise kentin kuzeyinde, işçi mahallelerinin içinde yeni inşa edilmiş bir bina. llginç olan husus yeni Amerikan sefaretinin Komünist Partisi merkezine yaklaşık 100 metre mesafede olması. Komünist Partisi'nin merkezinde Parti Merkez Komitesi üyesi ve dış ilişkiler sorumlusu Albano Nunes, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. 'Tek şansımız millileşmiş sermaye Mario Soares'in cumhurbaşkam seçilmesinden sonra Sosyalist Parti'nın başkanlığına gelen Vitor Constancio eski bîr iktisatçı ve plancıdır. Constancio, ilke olarak özelleştirmeye karşı çıkmadıklarını, hatta yandaş olduklannı; ancak özelleştirme ile mutlak olarak verimlilik ve kaynak ekonomisi sağlanması gerektiğine işaret etmektedir. Dr. Cravinho, partisinin tutumunu şöyle ifade etmiştir: "Sırf bir modaya uymuş olmak için millileşmiş kurumlan ya da kamu işletmelerini satmak anlamlı değildir. Ekonomik yaşamda sorgulamadan modaya uyarsanız sonra sıkıntı çekebilirsiniz. Hukümet alelacele bir program hazırladı ve bu program tabii işlemedi. Orneğin demirçelik fabrikalannı ozelleştirmek ıstiyorlar, ama butün toplulukta bu sektor sıkıntılı ve kimse Portekiz'in fabrikalanna para vermez. Bizim daha bir sure kamu subvansiyonları ile sistemi gotürraemiz gerekiyor. Sonra basını ozelleştirkettiği toplam gıda maddelerinin yuzde 40 kamek çok anlamlı değil. Birincisi bu darını ithal etmek zorundadır Et uretimi çok gazetelere hükumet baskısı o kadar yetersodir. Kısaca Portekiz tanmı ciddi sorunkolay değil, çalışanlann yonetimde larla karşı karşıyadır. ağırlıklan var. f kincisi kim satın alaÜlkenin kuzeyindekı tarım alanlannda kücak? Buyuk sermaye gruplan alırsa çuk köylü mülkıyeti ve işletmesı yayğındır. Bu başka sakıncalar doğar, aynca bu nedenle bir venmlilik sorunu gundeme gelmiş gruplar ilgilenüierse kendi gazetelerini bulunmaktadır. Işletme alanlarının gorelı küçıkarırlar. Hiçbir engel yok. Özelleşçükluğu, yoksulluk nedeni ile modern teknotirmede kaynak ekonomisi sağlanmalı, veriınlilik artışı olmalı. Bunlar olmuvorsa özelleştirmeye kalkmanın hiçbir anlamı yok." 9 Örneğin bizim pazar tspanyol malları ile doldu, Portekiz malları ortadan kalktı. Burjuva ideologlan bunu rasyonel kaynak kullanımı ve uzmanlaşma olarak tanımbyorlar, biz ise periferik kapitalist gelişme modeli diyoruz. AT uyeliğinin Portekiz'i ve Portekizlüeri ikinci sınıflığa gotureceğini duşunüyoruz. Artık Portekiz halkının bağımsız olarak kendi kaynaklannı nasıl kullanacağı ve değerlendireceği konusunda karar verme şansı yok. Bakın devrime kadar Portekiz ekonomisi 78 ailenin denetimindeydi. Bu ailelere ait holdingler millileştirildi. Şimdi AT'ye katıldık, bunlar özelleştirilmelı deniyor. Biz ise karşı çıkıyoruz ve AT içinde tek şansımızjn bu millileşmiş sermaye olduğunu düşünuyoruz. Şu anda Portekiz'de sınıf mucadelesinin odak noktası söz konusu sermayenin özelleştirilmeye çalışılması. Portekiz Komünist Partisi Ortodoks Marksizme bağlılığı ile ünlüdür. Bu ozelliğiniz hâlâ suruyor mu, orneğin proletarya diktatörlüğü konusunda ne diyorsunuz? NUNES Biz MarksıstLeninist bir partiyiz. Yani açık bir ideolojimiz ve ilkelerimiz var. Örneğin proletarya diktatörluğu bu ilkelerimizden biri. Burjuvazinin diktatörluğü varsa proletaryarun da olacaktır. Bugun Portekiz'de işleyen bir demokrasi var. Biz elbet bu demokrasiyi bir yana atıp, silahlı devrim yapacağız, sonra proletarya diktatörlüğü kuracağız diyemeyiz. Çunkü demokrasi bizim nihai hedefimiz. Toplumu sosyalizme götürmek için insanları ikna etmek ve iktidara gelmek şansımız var. Ama bu proletarya diktatörlüğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Çunkü burjuvazi bize artık Salazar çıkmayacak sozünu veremiyor. Bakın sizin ülkenize, komünistim diyen ya da mülkiyet düzenini eleştirenleri hemen hapse atıyorlar, hem de oldukça uzun süreli. MarksizminLeninizmin ilkeleri tarihin sınavından geçti, sınandı. Biz olaya böyle bakıyoruz. Peki Sovyetler Birliği'ndeki glasnost ve perestroyka hareketlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? NUNES Bakın bizim SSCB ve SBKP açısmdan durumumuz çok açık. Dostane ve yoldaşça ilişkiler, tam bir dayamşma. Sovyetler Birliği'ndeki yoldaşlanmız ekonomik alanda, politik alanda devrimci bir yeniden yapılanma içinde. Biz de onlara bu uğraşlannda tam bir dayamşma ve destek sunuyoruz. Glasnostun ve perestroykamn bizim ulkemizdeki yankıları da çok olumlu. Ama sağcı. reaksiyoner guçler, partıler, aydınlar gerçeğin çok saptırılmış bir resmini vermeye çalışıyorlar, çunku böyle olmasını istiyorlar, yıllardır bunun rüyasını göruyorlar. Komünizm bıtti diyorlar ve kanıt olarak bu gerçeğin saptırılmış resmini ya da yorumunu göstenyorlar, bizim sınıf politikamızdan vazgeçmemizı ıstiyorlar. Perestroyka bir devrimci yeniden yapılanmadır, partinin kitlelere önculük görevini yapması için gereklı bir girişımdir.. Ama olaya Portekiz açısmdan bakarsak biz burada henuz bir perestroyka gereksinmesi duymuyoruz. Bunu açıkça ıfade edebilirim. Görulduğu gibi sosyaüstler giderek ilginç bir konuma gelme ozelliğı gostermektedirler. 1974 devrimini izleyen yıllarda, sosyalistler kendilerine rakıp olarak komunıstleri seçmişler ve onlara karşı kıyasıya bir mucadele vermişlerdir. Ancak ikinci parti durumuna duştukten sonra komünistlere yaklaşma söz konusu olmuştur. Sosyalistlerin yeni önderi Constancio 1 nun oldukça pragmatik bir yaklaşımı benimsediği anlaşılmaktadır. Partı bir taraftan anayasada ve diğer yasalarda 1974 radikalizminin izlerini silmek için sağ ile işbirliği yapmakta, diğer taraftan da komunistler ile seçim ittifakları aramaktadır. Dr. Cravinho Sosyalist Parti'nin geleceği ile ilgili umutlarını şöyle ifade etmiştir: "Bizim gelecege umutlu bakmanuzı sağlayan en onemli faktor, kilisenin siyasal etkisini hızlı bir biçimde yitirmesidir. Bakın kilise bizde hep etkili oldu. Lizbon'daki Ulusal Tiyatro binasını gordıiduz mu? Orası eskiden engizisyonun merkeziydi. Salazar da toplumu din kurumu ile baskı altında tuttu. Ama artık siyasal yaşam iıızla laikleşiyor, Kilise gerilemek zorunda kalıyor. Örneğin kilise boşanmayı kabul etmek zorunda kaldı, yann da kuruja evet diyecek. Parlamentodaki kadın sayısı hızla artıyor. Daha modern ve çağdaş bir toplum oluyonız. Sosyalist Partisi, dogmalardan uzak, çağdaş ve modern yaşamın, toplumsal adalet >e eşiüiğin kavgasını veriyor. Elbet komunistlerle işbirliği yapıyoruz ve aralık ayında butun büyük kent belediyelerini kazanacağız. Biz aklı ve sağduyuyu temsil ediyoruz. Piyasa güçlerinin her sorunu çozecefi inancı, bana gore proletarya diktatörlüğunün bir cennet vaadi kadar dogmatiktir. İnsanlan ve toplumu doğmalaıia bir yere götürmek ise mümkun değildir." Portekiz, Avrupa'nın en batı ucunda yer alan, Batı Avrupa standartlanna göre yoksul bir ulkedır. Ama hiç kuşkusuz Avrupalı bir ulkedir. Örneğin demokrasi geçmişi çok kısa olan Portekiz'de, demokrasinin yerleşmesi ve işlerlik kazanması, belki de onun bu Avrupalı olmak özelliğınden kaynaklanmış bulunmaktadır. Türkiye'den, bu uzaktaki müttefik ulkeye bakınca en goze çarpan husus da demokrasi ve ııısan hakları alanında tutturduğu çağdaş düzeydir. Bu açıdan Portekiz, Türkiye ve Türkler için son derece ilginç bir örnek olma özelliği taşımaktadır. Portekiz Komünist Partisi son seçimlerde ciddi oranda oy yitirdi. Acaba partinin topluma mesajı >a da ideolojisi bir etkinlik yitirimine mi uğradı? NUNES Sanmıyorum. Bakın biz 1983 seçimlerinde yiizde 18, 1985 seçimlerinde yüzde 15 ve 1987 seçimlerinde yüzde 12 oranında oy aldık. Bu yıl yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de oyumuz tekrar 14.5'e çıktı. Yeni girişimimiz, yani bizim solumuzda olan parti ve kuruluşlarla oluşturduğumuz birlik (United Democratic Coalition) toplumda çok ilgi gördü. önumuzdeki yerel seçiralerde içtenlikle soylüyorum, yuzde 20 civannda oy bekliyoruz. Komünist partileri bir toplumsal gerçeklikten doğan kuruluşlardır. Bu gerçeklik ortadan kalkmadan da işlevleİspanyol Komünist Partisı 1975 seçımlerınden önce propaganda ri, etkinlikleri sona ermez. Portekiz hem NATO, hem AT üyesi. Peki siz parti son Avrupa Parlamentosu seçımlermde 2 puan yükselerek yuzde olarak bu soruna nasıl bakıyorsunnz? 14.5 oldu. NUNES Önce NATO'ya değinelim. Portekiz'in NATO üyeliği Amerikan dış politikasının ve Portekiz egemen sınıflannm iki yüzlülüğünü çok açık bir biçimde ortaya ko gidiyor ve askeri paktlar giderek işlevsizleşiyor. Acaba AT üyeligi için de aynı şeyleri mi söyleyecekyuyor. Kâğıt uzerinde NATO demokrasiyi korumak için kurulan bir askeri pakt. Pekı kopkoyu bir faşizm ile yöne siniz? tilen Portekiz nasıl buraya kurucu üye olmuş? Amerika bir NUNES Hayır. O çok daha önemli ve karmaşık bir taraftan faşizm de olsa antikomunist rejimleri aklamak is sorun. Biz Portekiz'in AT üyeliğine karşıydık, hâlâ da kartemiş, öte yandan Azor Adaları'nda sahip oldukları aske şıyız. Ama Portekiz'in AT'den ayrılması bizim için acil heri uslerden ayrılmamanın yollannı aramış. Portekiz'e gel def değil. AT'ye karşıyız, çunku ulusal bağımsızlık ve egeNATO'ya katıl demişler. Portekiz'ı yönetenler de bu işe menliğe çok önem veriyoruz. Tabıı bunun yanında ideolohemen razı olmuş. Duşunun Kızıl Ordu'nun Portekiz'e gel jik faktörierı de unutmamak gerek. Bağımsıziık ve egemenmesi mümkun mü? Zaten o durumda ortada Avrupa kal lik Portekiz'in kalkınması ile ilgili. Biz henüz uluslararası mıyor demektır. Biz elbette NATO'ya karşıyız, ama şu anda şırketlerle, Batı Avrupa ulkeleri ile yarışacak durumda dePortekiz acil olarakT>u pakttan çıkmalıdır diye bir talebi ğiliz. Yabancılar bizi kendi pazanmızda mağlup edecek, miz yok. Zaten dünya kaçınılmaz olarak bir yumuşamaya ediyorlar da. çalışmaları sırasında. Komunistienn o tanhten sonra duşen oyları BİTTİ