02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 AĞUSTOS 1989 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 Lübnarida ölü sayısı 20 BEYRUT (AA) Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta, Hıristiyan birlikler ile Suriye güçleri arasındaki karşüıkh bombardıman olanca hızıyla sürerken ölü sayısmm 20'ye çıktığı, ABD ve Fransa büyükelçilerinin rezidanslanmn da isabet aldığı bildirildi. Polis yetkilileri, ABD Büyükelçisi Johrt McMarthy ve Fransa Büyükelçisi Rene Ala'nın kentin Hıristiyan kesimindeki rezidanslanmn Suriye topçuianna hedef olduğunu belirttiler. tki rezidansda da ölen ya da yaralanan olmadığı, ancak Fransa Büyükelçisi'nin rezidansmdaki bir yakıt deposunun alev aldığı kaydedildi. Rehineler sorununda İslamabad'ın arabulucuğuna Tahran ve Washington'dan yeşil ışık Pakistan devreye gîriyor Yakup Han DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Pakistan Dışişleri Bakanı Şahabzade Yakup Han gelecek hafta Tahran'a gidiyor. Yakup Han'ın beraberinde Washington 'ın bir mesajını da götürmesi bekleniyor. tarafından rehin tutulan ABD vatandaşlarının acilen, koşulsuz ve güvenli biçimde serbest bırakılması yolunda adımlar atmasının gerekli olduğunu söyledi. Fitzwater, Iran'la dolaylı temaslarını sürdüreceklerini söyledi. Pakistan'ın ABD ve tran arasında rehineler sorununun çözümü konusunda arabuluculuk çabası icine girmesi ABD tarafından olumlu karşılandı. AP'nin haberine göre ABD yetkilileri, Pakistan Dışişleri Bakanı Şahabzade Yakup Han'ın gelecek hafta Tahran'a gidecek olmasının tran'ın Lübnan'daki Şii gruplar üzerinde etkisini kullanmaya ikna edilmesi bakımından önemli sayılabileceğini belirttiler. Sudan'a askeri malzeme yardımı ANKARA (AA) Türkiye'nin, Sudan'a 2 milyar 125 milyon lira tutannda askeri malzeme bağışında bulunacağı bildirildi. Milli Savunma Bakanlığı 'ndan yapılan açıklamaya göre hükümetin aldığı karar doğrultusunda Sudan 'a 39 kalem silah, yedek parça ve mühimmaun hibe olarak verilmesiyle ilgili anlaşma dün Ankara'da imzalandı. Dış Haberler Servisi ABD şilerie doğrudan görüşmeler yapyönetimi Ortadoğu'daki rehinele mayı arzuluyonız. ancak doğrurin serbest bırakılması için ABD dan görüşmeler yapılmasım bckve İran arasında doğrudan görüş lemek için zaman heniiz erken" melerin yapılabileceğini, ancak dedi. zamanın bunun için erken olduFitzwater ülkesi ve tran arasınğunu bildirdi. Beyaz Saray Sözcü da doğrudan görüşmelerin başlasü Marlin Fitzwater önceki gün yabilmesi için Tahran'ın terorizyaptığı açıklamada, "tran taükü me desteğini sona erdirmesi ve metini temsil edeö yetki sahibi ki Lübnan'daki tran yanlısı gruplar Fitzwater ıse ABD'nin büyük bir olasılıkla Yakup Han aracılığıyla Tahran'a bir mesaj göndereceğini sftyledi. Iran'da Ingilizce yayımlanan ve yeni Cumhurbaşkanı Rafsancani'ye yakınlığıyla bilinen Tehran Times Gazetesi'nde önceki gün yayımlanan başyazıda tran ve ABD arasındaki dolaylı temasların üçüncu bir ülke, büyük bir olasılıkla da Pakistan kanalıyla sürdürulebileceği kaydedildi. Başyazıda Rafsancani'ye yakın kaynakların "önümüzdeki günlerde gayri resmi nitelikte arabuluculuk girişimleri bekledikleri ve bu konuda en yüksek şansı Pakistan Dışişleri Bakanı Şahabzade Yakup Han'a verdikleri" belirtıldi. AP'nin haberine göre Pakis tan'ın Washington Büyükelçiliği'ndeki üst düzeyde bir diplomat hem tran hem de ABD ile yakın ilişkilere sahip Pakistan'ın rehineler sorununun çözümünde arabuluculuk rolü oynayabileceğini söyledi. Öte yandan Beyaz Saray Sözcüsü Fitzwater ülkesinin rehinelerin serbest bırakılması için tsrail ile bilgi ve görüş alışverişinde bulunduğunu, ancak bu yöndeki çabalarının koordinasyonunun söz konusu olmadığını bildirdi. Ağlayanlar Başbakan Özal'ın, bürokratlarına karşın Güneş Taner aracılığıyla yaşama geçirttiği son ekonomik kararların ne gibi sonuçlar vereceği konusunda doğru öngörülerde bulunmak için yalnızca ekonomi alanında uzmanhk yetmez, ama aynı zamanda biraz da müneccim olmak gerekir. Çünkü bilindiği gibi, bugüne dek Sayın Özal hiçbir politikayı sonuna dek doğru dürüst izlememiş, deneme yanılma metoduyla zaman zaman, aldığı kararları bir yana itmiş, yöneldiği amacın yarı yolundan dönmüş, söylediğinin çoğunlukla tam tersini yapmıştır. Bu yüzdendir ki biz son kararların sonuçlanyla ilgili öngorüleri aynı zamanda fatcılığa da soyunmak zorunda kalacak olan ekonomi uzmanlarına bırakıp işin biraz daha trajikomik yanına, 331 kalem maldaki gümrük ve fon indirimi kararı üzerine ağlayan, feryat eden sanayicilerimizin haline bakalım. 1983 yılında kafiie halınde Özal'ın peşine takılan ve uzun süre Turgut Bey'i desteklemekten vazgeçmeyen sanayicilerimiz, çoğu zaman ülke sorunlarını herkesten daha iyi bilir bir eda ile yeni gelecek iktidarın önderterini sınayan toplantılar yaparlar, kamuoyunu yönlendirecek ilanlar verirler, seslerini herkesten çok duyururtar. Sermayenin öbur kesimleriyle birlikte sanayicilerimiz, bir stnıfın diğer sınıflar üzerinde tahakküm kurduğu bir düzeni kendi yararlarına yaratmış olmanın rahatlığıyla, ülkede işbaşına gelecek ıktidarian belırlemede kendilerini söz sahibi saymışlar ve kendilerine göre hükümetler oluşturmuşlardır. Şimdi sanayicilerimiz kendi oluşturdukları iktidar karşısmda yakınmaktadırlar. Bu davranışları da kendilerinin sanayi alanında olduğu kadar, politika alanında ne denli uzak görüşjü olduklarını kanıtlamıştır. Sanayicilerimizin ağlamakta haklı olup otmadıklarına gelince: Doğrusu, bu alandakı işadamlarımızın yakınırken olayı saptırmaları karşısmda şaşırmamak elde değil. örneğin Jak Kamhi "gümrüklerin sıtıra indırilmesinin yerli sanayi açısından sorun açabileceği"nden sözediyor. Bu açıklamayı okuyanlar, yerli yapımcıyı koruyan tüm duvarların bir anda indirildiğini sanabilirler ki gerçek hiç de öyle değildir. Nitekim İKV'nın eski Başkanı Ali Kocabıyık konu ile ilgiti açıklamasında, korumanın hâlâ % 40 oranında olduğunu, şikayete gerek bulunmadığını belirttikten sonra "Ağlamaya utanıyorum" diyor. Ama genelde sanayicilerimiz ağlryortar. Çünkü ontar çoğunlukla devlet desteğıyle, gümrük duvarlan korumasıyla, teşvikle, primle, hâlâ günümüz standartlarına ulaşmayan mallardan büyük kârlar elde etmeye alışmışlardır Dünya standartlarmın altındaki mallan, dünya fiyatlarının üstünde fıyatlarla garip halka satmakta, bu arada gümrük duvarlarıyla olduğu kadar, baskı yönetiminın işçinin emeğini serbestçe pazarlamasını engelleyen uygulamalan sayesinde dünya standartlarmın çok altında işçi ucreti ödeyip ucuz emek olgusuyla da korunmaktadırlar. Yıllar süren bu korunma, ytllar süren bu saltanat, hâlâ sanayimizi dünya ölçütlerine getirememiş. olsa olsa, yoksul halkın ulusal sanayi adına kazıklanması sonucunu doğurmuştur. Bu alışkanlığa kendilerini kaptırmış olanlar, tabıi ki düzenin değişmesini istememekte, korunmanın değil kalkması, oranının duşürülmesi karşısmda bile ağlamaya, bağırmaya başlamaktadııiar. Ama şurası bir gerçektir ki hangi iktidar olursa olsun, artık beceriksiz sanayicınin, çahşanların sırtmdan desteklenmesi dönemine son vermek zorundadır. Türkiye'de sanayici ya dünya standartlarında işçi ücreti ödeyip dünya standartlarındaki malı yine o düzeydeki fiyatlarda üretmeyi öğrenecek ya da çekip gidecek başka iş yapacaktır. Bu alanda göz boyayıcı, yapay milliyetçilik gösterilerine kanmamalıyız. Ve Profilo Holding'in Pazarlama Başkanı Yardımcısı Orhan lyiler gibi kişiierin "Bulaşık makinesi tesisimizin bir bölümünü kapatıp ıthalat yapacağız Çünkü ithali daha ucuz" yollu açıklamalarına da "Canın nasıl isterse öyle yap paşam" yanıtı vermemız gerekir. Çünkü bizler yıllar boyu, birkaç yerli sömürücü, yabancıdan daha ağır bir sömürüyü sırtımızdan gerçekleştirsm diye yaşamıyoruz. tsrail Başbakanı lzak Şamir'in yardımcısı Avi Pazner tarafından önceki gün yapılan açıklamada tsrail ve ABD'nin rehinelerin serbest bırakılması çabalarını koordineli bir biçimde sürdünneye karar verdikleri belirtilmişti. HintSih çattşması YENİDELHİ (AA) Hindistan 'ın kuzeyindeki Pencap eyaletinde, aynhkçf Sih militanlar ile gtivenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 17 kişi öldü. Güvenlik güçlerinin, Pencap eyaletinin çeşitli bölgelerinde düzenledikleri operasyonlarda aralarmda 25 kişinin ölümünden sorumlu tutulan ve başma 2.500 dolar ödül konulan Sukhdev Singh'in de bulunduğu 6 Sih 'in öldüruldüğü belirtildi. CIA, Çinli liderlerin yerlehni sağlamlaştırmak ve sosyal düzeni korumakla meşgul olmaları nedeniyle ekonomik reformlarm kısa vadede batağa saplandığını öne sürüyor. Çin ekonomîsi zorda Dış Haberter Servisi Çin'de daha fazla özgürlük ve demokrasi gösterilerinin kanla bastırılmasından sonra ekonomik sorunlar yeniden ön plana çıktı. CIA raporunu değerlendirdi' POLONYA Dayanışma hükümet kurma peşinde Inlernational Herald Tribune Gazetesi'nde yer alan habere göre Amerikan Merkezi Haberalma örgtitü CIA hazırladığı yıllık raporda Çin'in kısa vadede ekonomik geleceğine ilişkin karamsar bir tablo çiziyor. Sunulan raporda, "Kargaşa Pekin'in ekonomik sorunlan çözme umutlannı zayıflattı. Çinli liderleria yerlerini sağlamlaştırmak, ideolojik doktrinleri yeniden meydana getirmek >e sosyal düzeni korumakla meşgul olmalan ülkenin ekonomik sonınlanna yeni çözümler getirmelerini engelleyecektir. Sonuç olarak, Çin'in refonn programı gelecek birkaç yıl içinde bataklığa saplanmış görünüyor. 19X8 sonbaharında kemcr sıkma politikalanyla birlikte uygulamaya konulan fiyat ve iflas gibi piyasa reformlan da belirsiz bir tarihe erteknecek" deniyor. Rapora göre Çin'in denizaşırı ülkelerden para ve teknoloji bulmaya yönelik girişimleri de yavaşlayabilecek. CIA, Çin'in turizm gelirinin bu yıl 1 milyar dolar azaldığını, yabancı yatırımların yavaşladığını ve dört yıl suren hı/lı Mücahitler askeri darbeye karşı İSLAMABAD (AA) Afganistan 'da, mücahitlerin kendi aralarmda kurduklan ara hükümetin başbakanı Abdül Rasul Sayaf, Kabil hükümetine yönelik herhangi bir darbe girişiminde bulunulmasına karşı olduğunu söyledi. Sayaf, "Kutsal savaşımız, Afganistan 'da bir tslam hükümeti kuruluncaya kadar devam edecektir. Kurulacak hükümetin askeri darbenin ürünü olmasım istemiyoruz" şeklinde konuştu. Tienanmen katlıamının ardından başlayan yaygın tutuklamalar ve baskı önlemleri, Çin'in dış dünya ile olan ekonomik ilişkilerinı olumsuz yönde etkiledi.. Ekonomik reformlar siyasi kargaşa yüzünden frenlendı. bir buyumeden sonra ihracat gelirlerinin azaldığını tahmin ediyor. Ayrıca Dunya Bankası ve uluslararası kuruluslarca az faizle verilen milyarlarca dolarlık borç da askıya alınmış durumda. Çin'de haziran ayında yapılan gösterilerin ardından işadamlan ülkeyi terk etmiş ve turizm sektörü darboğaza girmişti. Buna petrol, hububat ve pamuk gibi Çin'in temel ihraç mallarından darlığın eklenmesi üzerine, Çin'in döviz gelirleri ve rezervleri iyice azalmıştı. CIA raporuna göre Çin, turizm ve ihracattaki geçici kötüleşmeyi atlatsa bile uluslararası ilişkilerindeki değişiklik, uzun vadede ekonomik umutları belirsizleştirecek. On yıldır güç kaybetmekte olan askeri liderlerse savunma harcamalanna daha çok pay ayrılması için baskı yapıyorlar. CIA raporunda "askeri liderlerin kargaşada vermiş olduklan destek karşı' lığında. Çin politika ve ekonomisinde daha çok rol oy nayacaklan" belirtiliyor. Çin'in önemli sorunlanndan biri de hızlı ekonomik büyüme. Geçen yıl sonunda, CIA raporunda bu büyüme, 'Vtkileyki", raporu yayımlayan komisyon başkanı Senatör VVilliam Pımmive tarafuıdan ise "yakın zamanda eşi göriilmemiş" olarak değerlendirilmişti. 1987'de gayri safi milli hasıla Vo9.4, 1988'de ise <?oll civannda idi. Ancak bu hızlı büyüme uzun süreli kıtlıklara yol açmış ve enflasyonu son 40 yılın en yüksek düzeyine, Çin genelinde %19, kentlerde ise ^030'lara çıkarmıştı. Londrada IRA korkusu EDtP EMÎL ÖYMEN LONDRA Kuzey trlanda'mn güneyindeki trlanda Cumhuriyeti ile birleşmesi amacıyla tedhiş eylemlerinde bulunan trlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun (IRA) başta Londra olmak üzere büyük kentlerde askeri olmayan hedeflere de yeni terör saldınlan düzenleyeceği uyansı yapıldı. Kuzey Irlanda'da 1969"da artan terör nedeniyle yerel özerk yönetime son verilmiş, bölgenin yönetimi, merkezi hükümete bağlanmıştı. Bunun 20. yıldönümü pazartesiye rasthyor. Londra Emniyet Müdürlüğü, asker ya da sivil herkesi "rasgele bırakılmış şüpheli paketleri ellememeye, metro, buyuk mağaza ya da IRA pusudaKuzey irlanda'da yerel özerk yönetimin Ingıltere tarafından lağvedil alışveriş merkezleri gibi kalabahk yerlerde dikkatli olmaya" çağırdı. mesinın 20. yıluönümünde Londralılar terörun nefesinı enselerınde hıssedıyortar. Kuzey trlanda yirmi yıldır Londra'dan yönetiliyor. Katolik azınlık ile Protestan çoğunluk arasındaki tarihi kan davasını dindirmek amacıyla tam teçhizatlı askeri birlikler, sürekli çelik yelek kullanan polislerle birlikte devriye geziyor. Her iki toplumdan da aşın görüşlüler, sürekli olarak kan davasını körüklüyor ve sürekli cinayet işleniyor. IRA'nın gerilla taktikleri karşısmda güvenlik kuvvetleri aciz kalıyor. Baa ihbarlan değerlendirerek ülkenin çeşitli yerlerinde baskınlar sonucu patlayıcı madde ve cephane ele geçirdilerse de bu, IRA terorizmini sona erdirmeye yaramadı. Bugüne kadar ölen 3 bine yakın kişi arasında, her üç kişiden biri güvenlik kuvvetlerinden. Her 7 kişiden biri de Katolik ya da Protestan tedhiş örgütlerinden. Sivillerden ise şimdiye kadar yakiaşık iki bin kişi öldü, 32 bin kişi yaralandı. Görevli tngiliz ordusu pusu ya da saldırılar sonucunda 600 asker, polis de 260 kişi kaybetti. Terör, trlanda Cumhuriyeti'nde 50, Ingiltere'de 90 can aldı. IRA ile Ortadoğu'da faaliyet gösteren terör örgütleri ve Libya arasında yakın işbirliği olduğu söyleniyor. Son yülarda IRA'mn Libya'dan silah ve cephane satın aldığı, Çekoslovakya'dan da "Semtex" denen plastik patlayıcı madde sağladığı hakkında kanıtlar var. Hatta bir aşamada IRA1 nın yerden havaya füzeye dahi sahip olduğu bildirildi. Libya ile ABD arasında 1987'deki gerginlik KJrlanda'da yerel özerk yönetimin kaldınlışının 20. yıldönümü Dış Haberler Servisi Siyasi bir bunalımın başgösterdiği Polonya'da muhalefet ve Komünist Parti, küçük partileri, kuracaklan koalisyon hükümetlerine çekebilmek amacıyla siyasi manevralarını sürdürüyor. Dayanışma, kendi kuracağı hükümete reform yanlısı komünistlerin de katılabileceğini açıklarken, Komünist Partisi geniş tabanlı koalisyon önerisini yineledi. Parlamentodaki Dayanışma grubundan bağımsız çalışan Dayanışma Sendikası ise hükümetin ekonomik ve siyasal politikalarını protesto etmek için dun Gdansk ta bir saatlik uyarı grevi düzenlendi. Köylü Partisi ve Dayanışma milletvekilleri arasırja yapılan görüşmelerin ilkinde, muhtemel Dayanışma Köylü Partisi koalisyonuna ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu. Köylü Partisi parlamento grup başkanınm daha sonra Başbakan Czeslaw Kiszrzak ile de bir araya geldiği ve Kiszczak'ın Köylü Partisi'nden gelecek her türlü öneriye açık olduğunu açıkladığı bildirildi. "Hükümetle yeni yüzler görmek istediğini" belirten Kiszczak, bu amaçla geniş kapsamlı bir işbirliği ne hazır olduğunu söyledi. Bu arada ttalyan Televizyonu RAI'ye demeç veren Dayanışma Parlaraento Grup Başkanı Bronislaw Gereınek ve Waleia'mn danışmanlarından Adam Michnik, Dayanışma'nın kuracağı bir koalisyon hükümeünde refonn yanlısı komünistlere de görev verilebileceğini söyledi. Geremek "önemli olan hükümete Dayanışma'nın liderlik etmesidir. Komünistlerin kuracağı bir hükümete katılmak rejimin devamı anlamına gelir" dedi. Ekonomik sorunların, hükümeti Dayanışma'nın kurmasını dayattıgını öne süren Geremek, "Ancak Dayanışma liderliginde tüm reformcu güçlerin kuracağı bir hükümet sorunlann üstesinden gelebilir" dedi. Estonya'da grev yayıbyor Estonya'da greve giden işçiler, hükümetin kabul ettiği son kararın ekonomik grevleri kapsadığını, kendi eylemlerinin ise siyasi olduğunu belirtiyorlar. MOSKOVA (Ajanslar) Sovyetler BirüğTnin Baltık Cumhuriyetleri'nden Estonya'da, Cumhuriyet yönetiminin grevleri yasaklamasına karşın, Rus asıllı işçilerin eyleminin 39 işletmeye yayıldığı bildirildi. 'Estonya hukumetinin kabul ettiği karann ekonomik grevleri kapsadığı, kendi eylemlerinin ise siyasi olduğu' gerekçesiyle eylemlerini savunmaya devam ettikleri bildiriliyor. Estonya Cumhuriyet yöneti SSCB SSCB uyardı Sovyetler Birliği, Polonya'da hükümet kurulması sürecini, istikrarsızlık yaratmak amacıyla kullanmak isteyebilecek güçleri uyardı. Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vadim Perfilyev, dün düzenlediği basın toplantısında, Polonya'daki ulusal uzlaşma sureci çerçevesinde, yeni hükümetin, ülkedeki tüm etkili güçlerin katılımıyla kurulabilmesine ilişkin çalışmalann sürdüğunü hatırlattı. AndreottVden mafyuyu savaş ROMA (AA) Italya'nm yeni Başbakanı Giulio Andreotti, istihbarat servislerini mafyaya karşı savaşta yardımcı olmaya çağırdı. Andreotti, önceki gün bakanlar, polis ve gizli servislerin yetkilileriyle yaptığı toplantıda, mafyamn faaliyet gösterdiği ttalya'mn güney kesiminde, bu yılın ilk altı ayında 428 kişinin öldürüldüğünü söyledi. Başbakan Andreotti, "Bu durum, ülkenin güneyinde çalışma ve yeni yatırım yapılmast konusunda teşvik edici olmuyor" diyerek, mafya ile mücadelede bütün imkânların kullanılması gerektiğini. kaydetti. ÂBDPanama gerginüği fVASHINGTOS (AA) Panama'da, Amerikalı askerlerle Panamalı askerler arasında yaşanan gerginlik sürüyor. 'Amerikalı askerler Fort Amador üssüne baskm yaparak nöbetçiyi dün etkisiz hale getirip silahmı aldılar. ABD Savunma Bakanlığı (Pefttagon), olayı "bir tatbikat" diye niteledi. Pentagon sözcüsü Pete Williams dün yaptığı açıklamada, ABD birliklerinin, Panama Kanalı'nm ucundaki Fort Amador tissü yakınmda bir tatbikatta bulunduklarım ve Panamalı nöbetçi askere müdahalenin de bunun parçası olduğunu kaydetti. JAPONYA Kaifu: 'Gayrhneşru kızım yok' TOKYO (AA) Japonya'nın yeni Başbakanı Toşiki Kaifu, gayrimeşru bir kızı olduğu yolunda gazetelerdcçıkan haberleri yalanladı. Önceki gun ant içerek göreve başlayan Kaifu, dün düzenlediği basın toplantısında, "Böyle sonımsuzca bir haber karşısmda çok sinirlendim ve şaşırdım" dedı.Kaifu, iddiayı ortaya atan Nagoya Times Gazetesi'nden, haberi tekzip etmesini ve özür diiemesini is Japonya'nın yeni Başbakanı Toşiki Kaifu, gayrımeşru bir kızı olduğu yolundaki iddiaları şiddetleyalanlayarak, iddiayı ortaya atan gazeteden özür diiemesini istedi. tedi. Nagoya Times, 4 ağustostaki bir haberinde, Kaifu'nun bir mankenle olan ilişkisinden, gayrimeşru bir kızı olduğunu yazmıştı. Shukan Post Dergisi ise, Nagoya Times'ın haberinde sozü edilen mankenin, Kaifu'yla hiçbir zaman ilişkisi olmadığını söylediğini bildirmişti. Liberal Demokrat Partili (LDP) olan Kaifu'nun yapılacak işler listesinin başında, partisi ve iktida ra olan güvensizligi gideımek ve büyük tepkilere yol açan yüzde 3 oranındaki satış vergisini yeniden gözden geçirmek yer alıyor. Kaifu, önceki gün yaptığı açıklamada, kamuoyunun güvenini yeniden kazanmak için siyasi ahlaka önem vereceğini söylemişti. Başbakan, satış vergisinin de Japon halkı için daha kabul .edilebüir bir hale getirileceğini bildirmişti. Ülkenin onde gelen gazetelerinden Mainichi Shinbun'da dun yer alan bir makalede, "Japonya halkı. kamuoyunu dinlememesi dunımunda, LDP'nin iktidarda kalmasına izin verecek kadar aptal değil" ifadesi kullanıldı. Bu ara sırasında Amerikan savaş uçakiannın Jngiltere'deki üsleri kullanması da sonuçta Libya'nın IRA^ ya daha çok yardun yapmasına zemin hazırladı. IRA'nın terör listesinin kısa özeti terörun boyutlarını gösteriyor: 1979'da Kraliçe Elizabeth'in anıcası Lord Mountbatte'a yatında, önemli bir milletvekiline Avam Kamarası otoparkında suikast yapıldı, 1982'de Londra'da Kraliçei nin Hassa Alayı'na yapılan saldında 11 kişi öldü. 1983'te Noel ahşverişi sırasında Londra'da büyük bir mağazanın dışmda patlayan bomba ile 94 kişi ölürken 1984'te Başbakan Thatcher'ın kaldığı otele yerleştirilen borabadan Başbakan kılpayı kurtuldu. 1985'te Kuzey Irlanda'da IRA'nın havan topu ile yaptığı saldırıda bir kara Macaristan ve kolda 9 kişi öldü. 1987'de Ennis Berlin'deki Batı kille'de bir toren sırasında patla Alman elçiliklerine yan bomba 11 kişiyi öldurdü. sığınan 400 Doğu Hükümet, Kuzey Irlanda'mn İngiltere toprağı olduğunda ve so Almanın, ülkelerine runun güneydeki trlanda Cumhu dönmeleri riyeti ile 1985'te imzalanan işbir durumunda, liği anlaşması çerçevesinde çözülebileceği inancında. Ana muha cezalandırılmayacaklefetteki tşçi Partisi ise 1993'ten ları açıklandı. itibaren Avrupa Tek Senedi'nin BUDAPEŞTE (AP) Doğu yürürluğe girmesiyle Kuzey ve Gü Almanya'dan yasadışı yollarla ney Irlanda'mn da birleşmesi için Macaristan sınırını geçen ve Berfırsat doğacağını savunuyor. lin'deki Batı Almanya elçiliğine sığınan Doğu Alman vatandaşlannın, en kısa zamanda Doğu Almanya'ya dönmeleri durumunda, cezalandınlmayacaklan bildirildi. Macar yetkililerince önceki gün yapılan açıklamada, "Doğu Almanya tarafından, şu anda Batı Alman elçiliğinde bulunan ve yada, yeni hükümet ilk icraat olarak, sadışı yollarla Macaristan sınınbakanlar kurulu üyelerinin hepsi nı gecmiş ve sığınma lalebinde bunin mal varlıklarını açıklayacak lunmuş olan Doğu Alman vatanlarıru, bütün tahviUerüıi bankalar daşlanmn, ku>a bir süre içinde ülda tutacaklarıru ve görevde bulun kelerine dönmeleri durumunda, duklan süre içinde, emlak ve bor cezai bir işleme uğramayacaklannı sa işleriyle ilgilenmeyeceklerini duyurmakla velkilendirilmiş bulunuyoruz. Doğu Alman Vatanaçıkladı. Eski Başbakan Noboru Takeşi daşlan. ülkelerine döndukten sonta, Recruiı adlı bir şirketten rüş ra yasal yoldan sığınma taleplerivet olarak hisse senedi aldığı or ni iletebilirler" dendi. Açıklamataya çıkınca istifa etmişti. Onun yı yapan tçişleri Bakanlığı yetkiyerine başbakan olan Sosuke Uno lisi, Macaristan makamlarının, ise, geyşa metres tuttuğunun orta kendilerine yapılan 10 siyasal sığınma başvurusunu inceledikleriya çıkmasıyla yerinden oldu. ni, fakat bunlardan hiçbirinin DoBunun uzerine istifa ğu Almanlara ait olmadığını da eden Uno'nun yerine, Kaifu baş belirtti. bakan seçildi. D.ALMANYA Kaçanlara afvaadi düklerini bildirdi. Ancak, TASS, daha önce Rus asıllı işçilerin eylemini örtülü biçimde destekleyen ifadeleri bırakarak grevci işçi komitelerini, 'olumlu bir program' izlememekle suçladı. Ajans, buna karşılık, Estonya halkjmn ve yönetiminin, bir 'özeleştiri' süreci başlattığını duyurdu. TASS, grevlere ilişkin önceki günku haberinde, her iki tarafı da 'diyaloğa yanaşmamakla' suçlamıştı. Grevci işçilerin ise =, sağlamak için gerekli önlemleri alma yetkisi veriyordu. Grevlerin, özetlikle ulaşım hizmetlerini olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor. Kesin sayısı acıklanmayan Rus asıllı grevciler, Estonya Yüksek Sovyeti'nin, Estonya kökenli olmayanlann seçme ve seçilme haklarını sınırlayan bir yasayı kabul etmesini protesto etmek amacıyla greve gitmişlerdi. FlLİSTtNSORUNU ElFetih kararları endişe yaratü WASHINGTON (AA) ABD'nin, FKÖ içindeki en büyük grup olan El Fetih'in, Tunus'taki kongresinde kabul edilen siyasi kararları endişeyle karşıladığı bildirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Margaret Tutvtiler, "El Fetih'in kararlannda, Israil'e karşı kullanılan kıncı ifadeler, şiddet ve gerçekçi olmayan çözüm yollannıtercihedensoder bir yarar getirmez" dedi. "Benimsenen siyasi program, El Fetih'in banş ve uzlaşma konusundaki taahhütleri üzerinde şüphe uyandırıyor" şeklinde konuşan Tutvvikr, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, El Fetih kararlannı içeren metni henüz incelemediğini söyledi. Tutwiler'in, ABD'yi rahatsız eden noktalan belirtmemesine rağmen, gözlemciler, El Fetih kongresinde, "işgal altındaki Filistin topraUannda silahlı mücadelenin artbnlması" yolundaki çağnlan, terorizme geri dönüş olarak nitelediler. FKÖ içindeki en büyük grup olan El Fetih, ABD'nin, siyasi programına getirdiği eleştiriyi reddetti. El Fetih Merkez Komitesi üyesi Halid El Hasan, "İsrail'le barış anlaşması imzalamadık. tsrail, bizim banş girişimimizi reddetti. Her gün insanlanmızı öldüniyor, Ortadoğu'yu savaşın eşiğinde tntuyor. Şimdi silahlı mücadele ile ilgili bir açıklamamız nedeniyle suçlanıyoraz. Ba Sözcü, "FKÖ'nün, tsrail dev saçraadır" dedi. letini ve BM Güvenlik KonseyfEl Fetih'in kurucularından nin 242 ve 338 sayılı kararlannı lanıyan ve terorizmi kınayan olan El Hasan, Tunus'ta Reuaçıklamalanna bağlı olup olm» ters'e verdiği demeçte, tsrail badığını ve banş için somul onlem rışı reddettiğinde ve şiddet ler almaya hazır olup olmadığı kullanımına ilişkin açıklamalar nı anlamak için diyalogu yaptığında, ABD'nin aynı tepkiyi göstermediğini belirtti. sürdürecegiz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle