27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 1989 DIŞ HABERLER Menem ant içti BUENOS AIRES (AA) Arjantin 'de, tnayıs aytnda yapılan seçimlerde başkan seçilen Carlos Menem, ant içerek ülkenin 46'ncı başkanı oldu. Kongre binasında yapılan ant içme töreninde konuşan Peronist partili Menem (59), ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi aşmak için "milli birlik" çağrısında bulundu. Mihail Gorbaçov Varşova Paktı zirvesinde konuştu: Sosyalizm yolları özgür rinin bir araya geldiği yemekte Sovyet lideri, sosyalist konuşmada, ittifak içinde demokrasiye her ülkenin yaptığı sorunların çözümü konuulusal kendi yolundan giîmeye sunda yeni bir nıhun oluştuğunu hakkı olduğunu söyledi. belirterek, Sovyetler Birliği'nin Gorbaçov, Varşova Paktı reformlarla ilgili tartışmalarda hiç kimseye baskı yapmayacağını içinde ulusal sorunların kaydetti. çözümü konusunda "yeni Gorbaçov, "Sosyalist demokrasi ve Herisindeki gelişmeler yobir ruhun" oluştuğunu luoda her ulus ve partinin kendi belirtti. özel durumu bulunduğuna ve bu olduğunu" yineledi. Gorbaçov, "Sosyalist demokrasiyi her ülke kendi yolundan giderek kuracakn r " dedi. Sovyet lideri, önceki gece Bükreş'teki Başkanlık Sarayı'nda, Varşova Paktı üyesi ülke liderledoğnıltuda ozgurce hareket etmesi gerektiğine inanıvoruz" dedi. Varşova Paktı'run Avrupa'nın güvenliği ve Doğu ile Batı arasındaki diyaloğun ilerletilmesi için yeni adımlar attığıru söyleyen Sovyet lideri, "Varşova Pakb ile NATO, son zamanlarda konuşmaya ve birbirlerini dinlemeye başladılar" diye konuştu. Gorbaçbv, "Ancak hâlâ bas etmemiz gereken bir savaş psikozu variığını sürdürüyor. Biz, askeri çözümlerden siyasi çözümlere kayümasının vurgulanmasının gereğine inanıyonu" dedi. Mihail Gorbaçov'dan önce söz alan Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ise, "Batıda intikamcı >e enıper>alist eğUimlerin surdügünü. bu bakımdan sosyalist ulkelerin çok dikkatli davranması gerektiğini'" söyledi. BBC, intikamcı sozcüğünün Stalinci liderler tarafından kullanıldığına dikkati cekti. BBC'nin yorumcusu, Çavuşesku'nun, bu uyarısı ile üstü kapalı biçimde bazı Doğu Avrupa ülkeîerindeki überalleşme akımlarını eıeştirdiğini öne sürdü. poLnmADA ERGUNBALa CUMHURtYET/3 Üç Fitistinti öldürüldü KUDÜS (AA) tsrail'in isgali altmdaki topraklarda, dün üç Filistinli öldürüldü, 15 Filistinli de yaralandı. öldürülenlerden ikisinin, hrail'le işbirliği yaptıklan gerekçesiyle Filistinliler tarafından vurulduğu bildirildi. Honecker hastalandı Bu arada Demokratik Almanya Devlet Başkanı Erice Honecker'in sağlık sebepleriyle dün sabah Bükreş'ten ayrılmak zorunda kaldığı bildirildi. Honecker'in (76) şiddetli bir safra kesesi rahatsızhğı geçirdiği kaydedildi. Honecker'in dün yapılan kapanış ve sonuç belgesinin imza törenlerine katılamadığı haber verildi. Bush'un Doğu Avrupa Gezisi Başiarken Başkan Bush'un bugün başlayacak olan Polonya ve Macaristan gezileri, Doğu A/rupa'da tanhsel gelişmeler olduğu bir döneme rastlıyor. Potonya'da muhalefetin bulunduğu ilk parlamento, beş gün once ant içerek görevine başladı. Macaristan'da ise iki hafta önce Komünist Partisi dört kisilik bir lıderiik kadrosu tarafından yönetilmeye başlandı Piyasa ekonomısi yanlısı eski sosyal demokrat Rezso Nyers1 in başkanlığındakı grupta Başbakan Miklos Nemeth, Parti Genel Sekreterı Karoly Grosz ve Polıtbüro üyesi, radıkal reformcu İmre Pozsgay bulunuyor. Komünist Partisi, ekim ayında yapılacak kongreye kadar bu şekilde yönetilecek. Komünist Partisi Genel Sekreteri Karoly Grosz, mart ayında Sovyet "New Times" Dergısi'ne verdiği demecte, amaçlarının Macaristan'da karma ekonomiyi kurmak olduğunu söylemişti. Grosz'un yotkilerinin kısaltılarak, parti başkanlığına radıkal reformcu olarak tanınan Rezso Nyers'ın getirılmesi genel sekreterin retormculuğunun yeterti bulunmadığını gösteriyor. Polonya ve Macaristan, halen Doğu Avrupa'da dikkatleri en fazla toplayan iki ülke. Polonya'da sıyasal rsformlar ekonomik reformların önünde gidiyor. Macaristan'da ise şu anda ekonomik refoımlar daha ileri bir aşamada. Sovyet lideri Mihail Gorbaçov, Pans ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, bu iki ülkenin içişlerine kanşmak niyetinde olmadıklarını söylemişti. Ancak Polonya ve Macaristan'daki gelişmelerin Varşova Paktı içinde belirli bir huzursuzluk yarattığı gözleniyor. Dış basında çıkan haberlerden, Doğu Almanya ile Çekoslovakya'nın, Polonya ve Macaristan'ın çok partili rejime yönelmelerinden tedirgin olduklarını ve bu tedirginlıği Moskova'ya bildirdiklerini öğreniyoruz. Doğu Almanya ve Çekostovakya, çok partili rejimde Komünist Partisi'nin ıktidarı kaybedeceğınden kaygılanıyorlar. Aynı kaygının Moskova'da muhafazakârlar tarafından da paylaşıldığmı düşünmek herhalde yanlış olmaz İşin ılginç yanı, Polonya'da, Dayanışma Sendikası da, seçimlerde Komünist Partısı'ne.karşı kazandığı ezıcı zaferin Moskova'yı kuşkulandırmasından korkmaktadır. Başkan Bush'un, Polonya ve Macaristan gezileri bu ortamda başlamakiadır. Polonya, Batılı ulkelerden önümüzdeki uçyıl için 10 milyar dolar ekonomik yardım istemektedir Bu paranın önemli bölümünün IMF ve Dünya Bankası, geri kalan kısmının da Federal Almanya ile Japonya tarafından ödenmesı öngörüluyor. Bush, Polonya'ya ellerinden gelen yardımı yapmaya hazır olduklarını açıklamıştır. Ancak VVashington'un Doğu Avrupa konusunda "tazla faal" bir tutuma girmesinm, Beyaz Saray'dan siyasal içerikli açıklamalar yapılmasının, Moskova'yı giderek daha fazla tedirgin ettiği anlaşılıyor. International Herald Tribune Gazetesi'nin haberine göre, Gorbaçov, Paris gezisi sırasında bu tedirgınliğini Fransız yetkılilenne açıkiamıştır. Sovyet lideri VVashington'un geçen hafta yaptığı açıklamada Sovyet birliklerinin "derhal Polonya'dan çekilmelerini" istemesini "açık bir kışkırtma" olarak nitelemış, bu tür davranışların Doğu Avrupa'daki gelişmelere yardımcı olmayacağını söylemiştir. ABD'nin Polonya ve Macaristan'daki olaylara fazla kanşması, Gorbaçov'u da kendi ülkesinde guç duruma düşürebilır. Muhafazakârlar, Batı'nın, Doğu Avrupa'daki gelişmeleri siyasal istismar konusu yaptığını, bu bakımdan demokratıkleşme akımının durdurulması gerektiğini savunabilırler Hele ABD'den cesaret alan Polonyalılarla Macarlar, Sovyet aleyhtarı gösterilere başlarlarsa, Gorbaçov büsbutün güç duruma düşer. Doğu Avrupa'da tarihsel gelişmeler olmaktadır. Ancak bu gelişmelerin, toplumların kendi iç dinamikleri ile meydana gelmesi ve ABD'nin kışkırtıcı bir tutuma girmekten kaçınması şarttır. Polonya ve Macaristan'dakı gelişmeler, Sovyetler Birliği'nin güvenliği konusunda Moskova'da kaygı uyandıracak boyutlara ulaştığı takdırde, Kremlin'de sertlik yanlıları ön plana çıkar. Bu da ne Doğu Avrupa, ne Gorbaçov, ne ae dünya banşının yararına olur. Nitekim, bu tehlikeyi sezen kurt politikacı Dr. Henry Kissinger, bu yıl başlarında yaptığı öneride ABD ile SSCB'nin, Doğu Avrupa konusunda anlaşmalarını istemiştı. Anlaşma uyarınca ABD, Doğu Avrupa'daki değışiklikleri askeri bakımdan istismar etmeye kalkışmayacağını taahhüt edecek, Sovyetler Birliği de buna karşılık, demokratıkleşme sürecine müdahale etmeyecektir. Kissinger'ın önerisi Avrupa'da "2. Yalta" anlaşması olarak nitelenmiş ve sert tepkılere yol açmıştı. Ancak unutmamalı ki Sovyetler Birliği'nin güvenlik kaygılarını dikkate almak, sadece bu ülkenin değil, Batı'nın da çıkariarına uygundur. Aksi takdırde dünyamız soğuk savaşın sona ermesini kutlarken yeni bir soğuk savaşın başlamasına tanık olabılir. BothaMandela görüşmesi JOHANNESBURG (AA) Güney Afrikalı hapisteki siyah lider Nelson Mandela, Devlet Başkanı P. W. Botha'yı zjyaret etti. Adalet Bakanı Kobie Coetsee, yaptığı açıklamada, Afrika Ulusal Kongresi (ANC) lideri Mandela'nm Botha ile yaptığı 45 dakikalık görüşmede, siyasi bir konunun ele alınmadığım ve müzakere de yapılmadığım söyledi. VARŞOVA (Ajanslar) Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Romanya'nın başkenti Bükreş'te toplanan Varşova Paktı zirvesinde yaptığı konuşmada 'Sosyalizme her ülkenin kendi yolundan gitmeye hakkı Karabağ kaynayan kazan MOSKOVA (AP) Sovyetler Birliği'nin Azerbaycan Curnhuriyeti'ndeki NagornoKarabağ özerk bölgesinde Azerilerle Ermeniler arasında önceki gün yeniden patlak veren çatışmadan sonra durumun gergin olduğu bildiriliyor. Sovyet resrni TASS ajansı önceki gün Karabağ'm merkezi Stepanakert yakınlanndaki Kırkızan köyünde Azeri ve Ermeni gruplarımn av tüfekleri ile birbirlerine ateş actığıru, çatışmada bir Ermeni ile bir Azerinin yaralandığıru bildirdi. Birkaç saat süren çatışmadan sonra bazı gruplar binaları ateşe vermeye çalıştılar. Ancak güvenlik güçlerinin müdahalesi ile bu girişim engellendi. TASS, bölgede durumun çok gergin olduğunu ve her an büyük bir patlamanın meydana gelebileceğini bildirdi. Ajans, bazı groplann telefon ve telgraf hatlarını kestiğirü, bölge ile haberleşmenin çok zor yapıldığını, yakında sivillerin evlerine saldınlar düzenleneceği yolunda söylentilerin yaygınlaştığını bildirdi. Nagorno Karabağ'da dört ayIık bir sükunetten sonra iki hafta önce huzursuzluk tekrar başlamıştı. SSCB AFGANISTAN Avrupa BusKu beküyor Çin'de sınırcUşı PEKtN (AA) Çin'de yetkililer, bir ABD'li gazetecinin daha ülkeyi terk etmesini istediler. ABD'li muhabir Hopkins'in Pekin'deki Devlet Güvenlik Bürosu tarafından çağnlarak kendisinden sıkıyönetimi ihlal ettiği, kışkırtıcı propaganda yaptığı ve turist olarak girdiği ülkede vizesinin statüsü ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle 72 saat içinde Çin'den ayrılmasınm istendiği bildiriliyor. Mücahitlere ağır darbe YUNANÎSTÂN Yunanistan Başbakam ve PASOK'un dört bakanı ile bir bakan yardımcısı hakkında, görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesi ile soruşturma açılması için parlamentoya önerge verildi. STELYO BERBERAKİS~ ATtNA Yunanisun'da Yeni Demokrasi Partisi, eski Başbakan Andreas Papandreu ve PASOK ıktidarı döneminin dört bakanı ile bir bakan yardımcısı hakkında görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle soruşturma açılması için dün parlamentoya iki önerge verdi. YDP'li 144 milletvekili tarafından imzalanan önergelerden biri Koskotas skandalı, diğeri ise Yugoslavya'dan ithal edilmiş mısırın Yunan malıymış gibi AT Ulkelerine satılması konulanru kapsıyor. Sahibi olduğu Girit Bankası'nda 200 milyon dolar düzeyinde yolsuzluk yapan, şimdilerde ABD'de tutuklu Yeorgios Koskotas ile "vakın ilişkiler" içinde olduğu öne sürülen Papandreu ve dört bakanının Yüce Divan'a sevk edilmesi isteniyor. tddiaya göre Papandreu, yapılan yolsuzluklan hildiği halde hiç Andreas Papandreu boy hedefi MEXICO CITTY (AP) Küba'da uyuşturucu kaçakçılığı suçundan ölüm cezasına çarptınlan, aralarında Fidel Castro'nun sağ kolu olarak bilinen Arnaldp Ochoa'nın da bulunduğu dört general af diledL Generaller, suçlanm kabul ettiklerini, ancak daha önce Küba ordusuna yaptıklan hizmetlerin göz önüne ahnarak affedilmeleri gerektiğini söylediler. Küba resmi haber ajansı karan, "Küba'da demokrasi ve adaleti yerleştirme •çabalarının olumlu bir sonucu" olarak değerlendirdi. Dtş Haberler Servisi ABD Başkanı George Bush'un Polonya ve Macaristan gezisi bugün başlıyor. Bush, ilk durağı Polonya'dan sonra iki günlük bir ziyaret için Macaristan'a geçecek. ABD Başkanı, Fransa'run başkenti Paris'te yapılacak Zenginler Zirvesi'ne katıldıktan sonra Hollanda'yı da ziyaret edecek ve 18 temmuzda ülkesine dönecek. ABD Başkanı'nın demokrasi yönünde önemli gelişmelere sahne olan bu iki Doğu Avrupa ülkesini ziyareti büyük önem taşıyor. Polonya'da yapılan son seçimlerden büyük bir başanyla çıkan ve parlamentonun her iki kanaAfgan mücahıt gruplarından Cemıyetls am adlı örgut adına çarpışan ve tum ailesini savaşta yîtiren bir mucahit dında da temsil hakkıru kazanan cepheye gitmeden önce oğlu ile veaalaşıyor. (Fotoğraf: AP) Dayanışma'nın lideri Lech Walesa ile de görüşecek olan Bush'un, ekonomik yardım konusundaki vaatlerinin açıklık kazanması bekleniyor. KABtL (Ajanslar) Afga fından Celalabad kentine götü askerinin öldüğünü, 2 binden Çok partili sisteme geçen Manistan'ın üçüncü büyük kenti rülen gazetecilere yaptığı açıkla fazla mücahidin de saf dışı bıcaristan'da önümüzdeki yil ilk kez mada, Afgan mücahitlerinin rakıldığını belirtti. Celalabad'da hükümet birlikleserbest parlamento seçimleri dürinin kontrolü ele geçirdikleri son üç gün içinde Celalabad zenlenecek. Seçimlerden sonra bu Bölgeyi dolaşan gazeteciler kentine düzenlediği saldınlar da bildirildi. ülkede de geniş bir koalisyon hü60 sivilin öldüğünü ya da yara arasındaki AP muhabiri, sayılaAA'nın haberine göre önceki kümeti kurulması bekleniyor. Malandığını kaydetti. Mangal, Af rı üç bin civarındaki kent sakigün bir açıklama yapan Genecaristan'da Polonya'dan farklı olagan mücahitlerinin, hükümet ninin, hükümet birliklerinin ral Manook Mangal, savaşın rak muhalefete hiçbir sınırlama Celalabad kentinden uzaklarda birliklerinin müdahalesiyle Pa kontrolü ele geçirmesini caddegetirilmiyor. Komünist yöneticiler devam ettiğini söyledi. Mangal, kistan sınınna doğru püskürtül lerde coşkulu bir biçimde kutlagenel seçimlerde iktidara bir başdüğünü, çatışmalarda 23 Afgan dığını bildirdi. Afgan hükümet askerleri taraka partinin gelmesinin mümkün olabileceğini belirtiyorlar. Polonya'da ise durum biraz daha farklı. Parlamentonun iki kanadından biri olan ve yeni oluşturulan senato ise tümüyle serbest seçimle belirleniyor. Ancak Millet Meclisi'ndeki 460 sandalyenin yüzde 65'i Komünist Partisi ve müttefıkleritas'tan 10 milyon drahmi (yakla ne aynlmış durumda. şık 130 milyon lira) rüşvet almakla suçlanıyor Petsos'un ayrıca, Girit Bankası'ndan aldığı meblağla. rı, henüz gün ışığına çıkarılamayan diğer PASOK'lu bakanlara "rüşvet" olarak verdiği iddia ediliyor. Andreas Papandreu'nun aynca, başbakanlık görevi süresinde bütün bakanlarırun ve toplam 1000 hükümet üyesinin özel telefon görüşmelerini "kayıl" ettiği öne sürulüyor. Ses kayıt işlemlerinin ise başbakanlık bürosunun bodrum katındaki özel cihazlar tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Hüktimete giivenoyu Hastaneden çıkan Papandreu, Dimitra Liani ite tatile çıkarken muhalefet boş durmuyor. bir örüem almaya yanaşmadığı gi tu, işadamı Yeorgos Kalkanis'in bi, Londra'ya kalp ameliyatı olma milyar düzeyindeki vergi kaçakçıya giderken "giinabkftr" Girit lığıra "örtbas" etmekle suçlanıyor. Bankası'ndan 90100 milyon drah Bunun karşıhğında ise Kalkam'smi (yaklaşık 1 milyar 300 milyon in PapandreuDimitra ikilisine lira) aldı ve bunun karşıhğında gözlerden ırak villasım açtığı idbankadaki yolsuzluklara "göz dia ediliyor. yumdu." Hakkında önerge verilen dört Eski Ulusal Ekonomi Bakanı bakandan biri olan eski Adalet Panagiottis Rumeliottis de suclaBakanı Agamemnon Kulsogeor nanlann arasında. tddiaya göre, gas, Koskotas'tan 2 milyon dolar Rumeliottis, Papandreu'dan aldığı "riişvet" almakla suçlanıyor. Di talimatlar üzerine Girit Bankağer bir hükümet üyesi de eski Ma sı'ndaki "teftişleri" durdurdu.. liye Bakanı Dimitris Covolas.. CoSon olarak, eski Kamu Düzeni volas, Papandreu'nun yakın dos Bakanı Yeorgios Petsos, KoskoYDP ile sol koalisyon arasında kurulan hükümet, dün güvenoyu aldı. 300 milletvekilinden oluşan Yunan Parlamentosu'ndaki oylamaya 299 milletvekili katıldı. Oylama sonucu yeni hükümet 124'e karşı 174 oyla güvenoyu aldı. Sol koalisyon milletvekili Konstantin Kapos çekimser oy kullanırken eski Başbakan Papandreu, oyunu telefonla iletti ve "hayır" oyu verdi. Gümülcine bağımsız mületvekili S»dık Ahmet de yeni hükümete evet oyu kullandı. Oylama sırasında çok sayıda Yunanlı, parlamento çevresinde toplandı. Polisin, herhangi bir olay çıkmaması için geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlendi. Süperler arası iUşkiler JVASHINGTON (AA) ABD Genelkurmay Başkanı Amiral fVUIiam Crowe, süpergüçler arasındaki iliskilerde, "güç bir geçiş dönemine girildiğini" söyledi. 4 yıldır sürdürdüğü görevinden 30 eylülde emekliye aynlacak olan Amiral Crowe, Washington'daki Ulusal Basın Kulübü'nde yaptığı konuşmada, birer askeri dev olan ABD ve SSCB arasındaki iliskilerde yeni bir döneme doğru gidildiğini belirtti. Listenin yeni yıldızları, liste dışı kalanlar... ve liste (çi kume duşenler. Listenin yenileri nasıl doğdular, birikimleri nereden geliyor? Nasıl yaşıyorlar? Eşlerine iş danışıyorlar mı? Hobileri, merakları neler? Zenginliğin yetersiz kaldığı, hatta onları korkuttuğu anlar... Ve ilk kez: Nokta'ya açıkladıkları özellikleri: Aydın Doğan: "Zenginliğin yetmediği bazı şeyler, mesela kültür...", Burhan Silahtaroğlu: "Bahşişte cimriyimdir...", Korkut Özal: "Evde bütün iş yaşamımı kurdum...",Orhan Ekinci: "İlk deta araba aldığımda binmeye utandım..." EN ZENGIN Ü 100 TÜRK Orhan Keçeli: "Kapı arkalannda nOK Dalan ortada mı kaldı? ANAP'tan Mehmet Keçeciler: "Dalan ANAP'tan adam değil, ağaçtan elma bile koparamaz." DYP İstanbul II Başkanı söylediklerini açık açık söyleyecekse, kurtar bizi baba diyecekse hoş geldi." • DlS BASIN LübnarCda çarpışmalar BEYRUT (AA) Lübnan'm başkenti Beyrut'un güneyinde Suriye ylısı Şii EMEL milisleriyle Iran yanlısı Hizbullah militanları •asındaki çatışmalar önceki gece yeniden başladı. Polis, başkentin güney mahallelerinde devam eden çatışmalarda otomatik silah ve tanksavar roketlerinin kullanıldığım kaydetti. Şii EMEL Orgütü milisleriyle Hizbullah militanları arasında meydana gelen son çatışmalarda da 2 kişinin öldüğü, 12 kişinin de yaralandığı haber verildi. İDEALTEPE MERKEZİNDE SATILIK LÛKS DAİRE MerkıKd Plan, Aral Denizi'ııi kuruttu RUSt NASAR Glasnost politikasının sonucu olarak, Orta Asyalı yazarlar, şimdiye dek doğa konusunda yaşanan en büyük trajedilerden birini keşfediyorlar: Aral Denizi'nin yok edilişini. Aral sorununun boyutları, Özbek Bilimler Akademisi'nin eski Başkanı Polal Habibullabev tarafından şöyle özetleniyor: "İnsanlık tarihi, şimdiye kadar, tek bir neslin yaşam siiresi içinde, 6 milyon hektarlık bir alanı kaplayan bir denizin yeryüzünden silinerek, üzerinde yaşam belirtisi olmayan çorak bir toprağa dönüşmesine tanık olmamıştı." Aral'ın "deniz" diye nitelenmesinin tek nedeni büyuklüğü. Gerçekte Aral, çevresinin 430 kilometrehk uzunluğuyla, dünyanın dördüncü büyük gölüdür. Ancak Aral şimdi kuruyor. Kazak dilbilim profesörü R. Berdikaev'e bakıhrsa, 1957 yılmdan 1984'e kadar, Aral'ın su düzeyi, yaklaşık olarak 2 metre alçalmış. 1987 yılına gelindiğinde, bu rakam 2.5 metreye ulaşmıştı. Su düzeyinin 33 santimetre alçalması, denizin yüzde 8'inin kuruması demektir. Bu durumda, Aral'ın şimdiye dek Özbek yazar Ramz Babajan, "Yorganlanmtzı yırtarak, içindeki pamuklan çıkardıgımız giinsularının yarısını yitirdiği söylenebilir. leri anımsıyorum" diyor. "Pamukları kucak Aral Denizi küçüldükçe, sularındaki tuz kucak taşır, üstüste yığardık. Gazeteler de, uloranı da artıyor. 1960 yıhndan bu yana, de ke kalkınmasında bize onemli bir rol düştünizin tuzluluk oranı, yüzde 10'dan yüzde 23'e ğiinü sık sık anımsatırlardı. Tıim bunlar yükseldi. Denizin bazı bölümlerinde tuz ora gerçekten gerekli roiydi? Bunca pamuk, ne ve nı, inanılmaz bir rakama yüzde 44'e ulaşmış kim için gerekliydi acaba? Bu tur öncelikler, insanlann kınlmasına, sinirlenmesine, evlerin düzeninin bozulmasına neden olmaktan başka bir şeye yaramıyordu." Bu pamuk çılgınlığından geri kalan, yarısı kurumuş bir Aral'dı. Aral'ın kuruması, bölgenin iklimini ve arkeolojik dengesini olumsuz yönde etkiledi. Kazak çevre korumacısı A. Alzhanov'un dediği gibi, kış, artık daha erken gelmeye ve daha uzun sürmeye başlamıştı. Yazlar, yağmursuz ve sıcak, kışlar ise, Sir Derya ve Amu Derya, 1960 yılında, üç karsız, sert ve soğuktu artık. milyon hektarlık tarım alanını sulamakta kulOrta Asya'nın temel sorunu, hâlâ geçerlilanılmaya başlayana kadar, Aral'ın bir soru liğiai koruyan koloni sistemidir. Bu olayın sonu yoktu. Fakat, yeni açılan tarım alanlarına rumlusu ise, bölgelerin üretim kapasitelerini ekilen pamuğun, merkezi yönetimin isteklegöz önünde bulundurmadan, ne pahasına rini karşılayacak düzeye ulaşması için, su hazolursa olsun, o bölgeden belli bir verimi elde neleri, kanallar inşa edildi; bataklıklar, r otlaklar, ormanlar ve hatta mey\ e bahçeleri, etmek isteyen merkezi yonetimdir. Ben, bu koloni sistemi yıkılmadıkça, ülkenin temel sopamuk ekimine ayrıldı. runlannın çözumlenebileceğini sanmıyorum. Pamuk üretimi, Sovyet hükümetlerinin, Moskova için asıl tehlike, bu yerel ekoloüzerinde en çok durduğu konulardan biri oljik sorunların, Orta Asya'da yaşayan Müsmuştur. Bu aşırı pamuk talebi, tum anlam luman ulusları, milliyetçiliğe ve merkeze baş sızlığıyla, garip sonuçlara neden oluyordu. kaldırmaya sürüklemesidir. Merkeze karşı duyulan öfkenin, yönetimle halkın karşı karşıya gelmesinin altında yatan neden de Sovyet yöneticilerinin etnik konularda güttüğü politikadır. durumda. Bu gidişin sürmesi halinde, Aral'dan geriye, bir tuz ve kum çölü kalacak. Aral'ın kuruması, uzmanlarca, önemli iki yaşam kaynağından yoksun kaimasıyla açıklaruyor. Sir Derya Nehri, 18 yıldır Aral'a akıtılmıyor; Amu Derya'nın suları ise, kısmen Karakum kanalına akıtıhyor, geri kalan kısmı da Aral'ı beslemeye yetmiyor. Uzmanlar, bu durumda Aral'ın 2010 yılına kadar kuruyacağım belirtiyorlar. 12 Eytül'un ilk itiratçısı, erken davranmanın acısını çekiyor. • Özal'tann gelin adayı, Efe'nin nişanlısı Sibel Boronkay, ilk kez Noktfya konuştu: "Eie'nin siyasetle uğraşmasını asla istemiyorum." • "ErkeMer surekli yakınan, fedakârlık eden kadına alısmıslar. Güçlu 15. yılında fotoğraflarla Kıbrıs Barış Harekâtı'nın tüm öyküsü. kadınlara tahammül edemeyen adamlardan artık bıktım!" Duygu Asena yeni romanını anlattı. • "Dünyanın en güzel yuzü" Isabella Rossellini, fotoğraflanyla Nokta'da Ku^cenneti'ni Yaşatma Gönülluleri'nden savcılığa başvuru: "Kirletenler cezalandmlsınr 366 45 58 •102512 No.tu şoför çalışma karnemi kaybettim. HUkümsüzdür. AHMET ÖZCÜL * Özbek doğumlu olan Rusi Nasar Virginia'da (ABD) Orta Asya Araştırmaları Merkezi'nde görevli. H A F T A L I K noıcta H A B E R D E R G İ S İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle