14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1989 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 Sovyetler'den ÂBD'ye suçlama MOSKOVA (AA) Sovyetler Birliği, ABD'yi, 'Yıldız Savaşlan' adıyla bilinen stratejik savunma girişimi ve radarlara yakalanmadan uçabilen B2 tipi Stealth bombardıman uçağı için müyarlarca dolar harcayarak 'Reagan doktrinini' yaşatmakla suçladu Sovyet resmi haber ajansı TASS tarafından yayınlanan yorumda, Bush yönetimi, eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ın savaşı önlemek için silahlanmayı 'mükemmel' bir düzeye ulaştırma polilikasını sürdürdüğü için eleşürildi. Moskovadan büyük taviz Parlamento niteliğindeki Yüksek Sovyet, Estonya, Letonya ve Litvanya cumh uriyetlerin in kendi sanayi, ulaşım, ticaret ve doğal kaynakların denetimini üstlenmesini öngören planlan destekleyen iki karan kabul etti. thş Habcricr Servtsi Sovyetler BırliğTnde etnik kökenli huzursuziuk sürerken parlamento niteliğindeki Yüksek Sovyet, üç Baltık Cumhuriyeti'ne ekonomik özerklik tanınmasına ilişkin plana destek verdi. Yüksek Sovyet, Estonya, Litvanya ve Letonya cumhuriyetlerinin bu bölgelerdeki sanayi, ulaşım, ticaret ve doğal kaynaklann denetimini üstlenmesini öngören planları destekleyen iki karan kabul etti. AP'nin haberine göre, Yüksek Sovyet'in dünkü oturumuna katüan 412 üyeden sadece 15'i söz konusu kararlara olumsuz oy verdi. Oylamadan sonra bir açıklama yapan Estonya Başbakanı Indrek Toome, Yüksek Sovyet'in onayladığı kararlan "iyi bir sonuç" olarak niteledi. Adı geçen Uç Baltık cumhuriyetinin ekonomik özerklik kazanmasına ilişkin planın hükümetin de desteğini sağlayacağını göste Yüksek Sovyet'in dün aldığı karar, Baltık cumhunyetten halklan için kısmi bir başan oluşturuyor. Aslında önemli ren belirtiler bulunduğu bildirili bu amaçlannı rock konserlerinde bile dıle getirmekten geri durmuyorlardı yor. SSCB Devlet Başkanı Yardımcısı Anatoli Lukyanov, Yük TASS Ajansı'run geçtiği haberle liyor. Önceki aksam yine 10 bin azalıyor. Bu arada Sovyet basını, sek Sovyet'te yaptığı konuşmada, re dayanan AP, Abaza bölgesin kadar Gürcünün katıldığı büyük Kömür Bakanlığı'm ve sendikala"Balık cıımburiyctlerinin ellerin de durumun gerginliğini korudu bir yürüyüş yapıldı. Bazı radikal n "gevşeklikle" suçladı. Partinin delti bagı çözmeliyiz ve 1 ocaktan ğunu, sokağa çıkma yasağını çiğ Gürcüler bağımsızlık isteklerini resmi yayın organı "Pravda", itibaren o bölgeoin kendi bütçe neyen 70 kişinin tutuklandığını desteklemek üzere genel grev çağ Kömür Bakanlığı yetkililerini, sini yapması için şimdiden taazır bildiriyor. rısında bulundular. Ancak yerel madenlerde ekonomik reformlar lıga başlamalarına izin Abaza özerk Cumhuriyeti'nde kaynaklar, söz konusu çağnya çok yapmayı ve işçilerin yaşam koşulvermeliyiz" dedi. azınhk durumunda olan Abaza az kişinin katıldığını belirtiyorlar. larıru iyileştirmeyi başaramadığı AP'nin haberine göre 15 tem lar, Gürcistan'dan aynlmak ister Bir Gürcü eylemci, halen başkent gerekçesiyle kınadı. Pravda ayrırauzdan bu yana Gürcüler ile lerken çok sayıda Gürcü de Sov Tiflis'te 30 kadar işyerinde grev ol ca, izin günlerinde işçi çalıştırmak gibi bazı iş ilkelerinin de çiğnenAbazalar arasındaki çatısmalarda yetler Birliği'nden aynlmak iste duğunu ileri sürdü. Maden işçileri grevi ise giderek mesine göz yumduğu için sendien az 21 kişi öldü. Sovyet resmi ğiyle protesto yürüyüşleri düzen Yüksek Sovyet, Baltık cumhuriyetlerine ekonomik özerklik verilmesini kabul etti BUGUN AUSIRMEN Gazeteler hemen her gün fazla guneşte durmanın zararlan ile ilgili yayınlar yapıyorlar. Gerçekten, ozon tabakasının da delinmesiyle son beş yılda güneş ışınlarının etkisinin % 20 oranında arttığı göz önünde tutulursa cilt kanserini de içeren çeşitli tehlikelerin herkesi tehdit ettiği kolayca anlaşılır. İşin ilginç yönü, güneş çarpması yalnızca açık havada gezinenleri değil, kapalı çatı altında bulunanları da etkiliyor galiba. Öyie ya, Kıbns konusu yeniden alevlenir, Vasitiu yönetimi Denktaş ile Ankara'yı yeni oldubittilerte köşeye sıkıştırmaya çalışırken, Ankara zaten erozyona uğramış olan görüntüsünü daha da kötülestirecek girişimlerde bulunmakta. Bir süredir, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven'in çağrılısı olarak Türkiye'de bulunan, KKTC ana muhalefet partisi CTP'nin Genel Başkanı özker Özgür'ün, 4. Dikili Şenliğı'nde konuşması, İçışleri Bakanlığı tarafından yasaklanmış bulunuyor. Bu arada, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi inal Batu da, CTP lideri özker özgür ile TKP lideri Mustafa Akmcı'nın aynı kefeye konmamasını isterken, kuruluşunun özgür'e bakış açısmı ortaya koymuş bulunmakta. Batu aynı zamanda özgür'ün Dışişleri tarafından verilmiş olan pasaportunun bir süre önce yaptığı "son derecede talihsiz beyam" nedeniyle geri alındiğını da bildirmiş. Bu davranış ve açıklamalara bakınca, insan haklı olarak, güneşin kapalı çatılar altında da zarartı etkisini sürdürdüğünu düşünüyor. Demokrasiye yönelmeye çalışan bir ülkede, insanlara düşüncelerinden dolayı yasaklar getirmeye çaiışmanın ardındaki nedeni anlamak gerçekten güç. Özker Özgür'ün sözü edilen "son derece talihsiz" beyanının ne derecede doğru yansıdığı konusunu her şeyden önce çözülmesi gereken bir sorun olarak durmaktadır. Sayın özgür arkadaşlarımız Nüvit Tokdemir ve Zafer Aknar ile yaptığı konuşmada, "Türk ordusuna işgalci demediğini, Silahlı Kuvveüerimizin adaya garanti anlaşmasının verdiği yetkıye dayanarak çıktığım, Türk ordusunun adada bulunmasının yarattığı sorun olmadığını, ayrıca ordunun adadan çekilmesi halınde sorunların başlayacağım düşündüğünü" açıklıkla söylemiştır. Sayın Özgür'ün daha önce Türkiye'de yaptığı konuşmalar da bu doğrultudadır. Demek oluyor ki her şeyden önce ortada bir yanlış anlaşılma sorunu vardır. Ama bir an için olayın bu yönünü bir yana bırakalım ve varsayalım ki özgür bize çok talihsiz gelen bir açıklamayı gerçekten yapmıştır. Boyle bir açıklama gerçekten yapılmışsa, Ankara'nın tedirgin olması da doğaldır. Ama bu rteyi değiştirecektir? Kıbrıs'ta, Kıbns Türklerinin büyük bir bölümünün oyunu almış olan bir parti lideri, adadaki sorunların çözümü konusunda görüşlerini açıklama hakkına sahip midir, değil midir? Tüm dünyaya karşı Türk kökenli Kıbrıslılann özgurlüğünü savunurken, kendi görüşlerimize uymadıkları zaman onlara baskı yöntemleri uygularsak, acaba nasıl inandırıcı olabiliriz? özker özgür eğer gerçeklerle bağdaşmayan, Kıbns Türklerinin çıkarlarına karşı davranış ve açıklamalarda bulunuyorsa, bunun yaptırımı yine KKTC yurttaşlarının elindedır. Bir daha seçimlerde kendisine ve partisine oy vermezler, bu sorun da boylelikle demokratik bıçimde çözülür. Demokrasilerde, düşünce açıklamanın karşısındaki tek yapttrım seçmenin tepkısidir. Bu sınırı aşmak ve bir parti liderinin ne söyleyip ne söylemeyeceğine karar vermek yetkısi kimseye verilmiş değildir. Türk Dışişleri Bakanlığı eğer özker özgür'e pasaport vermiş ise bunu Rum yönetiminin kısıtlamalarına karşılık KKTC ana muhalefet liderinin hareket özgürlüğünü, bütün dünyada özgürce dolaşma olanaöını sağlamak ıçın vermiş olmalıdır. Pasaportun veriliş nedeni, Özgür'ün Dışişleri Bakanlığı'nın görüşlerini, papağan gibi yınelemek zorunluluğu olmasa gerek. Özker özgür'ün ve partisinin politikasını tümüyle desteklemeyebilirsiniz. Nitekim bu satırtarın yazarı da tüm düşüncelerinde Sayın Özgür ile görüş birliği içinde değildir. Ama eğer demokrasiye inanıyorsanız ve 20 temmuz harekatının Kıbrıs'ta barış ve demokrasiyı, adadaki Türk asıllı insanlann haklannı da güvence altına alarak yeniden kurulması amacıyla yapıldığı görüşünde iseniz, kimseye düşüncelerinden dolayı yaptınm uygulamaya kalkamazsınız. Özker Özgür, Ankara'nın bütün görüşlerini paylaşmak zorunda değildir. Demokrasiye inanan kişiler olarak bizler de Sayın Özgür'ün kanımızca eleştırılecek görüşlerı varsa eleştıririz. Ama onun konuşma özgürlüğünü savunmak da görevimizdir. Başka türlü bır davranış, KKTC'yi bir somürge olarak görmek anlamına gelir ki hem Dışişleri'ni hem de uygar, demokrat ve aydınlık kişiliği olan sözcüsünü boyle bir yakıştırmadan tenzih ederiz. Ama ne yazık ki Içişleri ve Dışişleri Bakanlığı'nın Ozker özgür'e karşı davranışı, özünde yanlış da olsa böyle bir görüntü yaratmıştır. Hiç kuşkunuz olmasın ki böyle bir davranış, Kıbns davasına her türlü "çok talihsiz beyan"dan daha fazla zarar vermiştir. Bu Nasıl İş? 5 Filistinli öldürüldü MARJAYUN (AA) Lübnan'ın güneyindeki Güvenlik Kuşağı'nda faaliyet gösteren tsrail yanlısı Güney Lübnan Ordusu (SLA) milislerince kurulan pusu sonucu, 5 Filistinli geriUamn öldüğü bildirildi. Güvenlik kaynaklanmn verdiği bilgiye göre, gerillalar, Sayda'nın 10 km kadar güneyindeki SLA denetiminde bulunan Cezine yakınmda öldürüldüler, Gerillaların, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) örgütunden olduklan kaydedildi. FDKCden yeni parti AMMAN (AA) Filistin Kurtuluş örgütü'nün radikal grubu olan Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'nin (FDKC) Ürdün kanadı kendisini feshederek, Ürdün Demokratik Halk Partisi adtı yeni bir parti kurdu. Ürdün Demokratik Halk Partisi tarafından yapılan açıklamada Ürdun'ün, tsrail isgali altmdaki Batı Şeria ile bağlarmı 1988 yılında kesmesi bağımsız Filistin devletini tanımasıyla FDKC'nin en önemli talebinin yerine getirildiği ifade edildL bir kesim tam bağtmsızlık istiyor ve kaları kınayarak, "Sendikalar çok şey yapabilirdi, ancak hiçbir şey yapmadılar" ifadesine yer verdi. Sendika gazetesi Trud'da da yer alan bir haberde sendikaların son 10 yıl içinde işçi çıkarlannı ihmal ettiği kaydeclilerek sendikal örgütlerin ağustos ayında yapılacak merkez komıte toplantısında bu konuda da reform yapılmasının isteneceği belirtiMi. LiBYA YuGOSLAVYA ladığını bildirdiler. Güney Kore yetkilileri, uçağın bir terörist saldırısı sonucu düştüğünü gösteren herhangi bir belirti bulunmadığını kaydettiler. Kore Havayolları, Güney Kore televizyonunun pilotun uçakta bir teknik arıza meydana geldiğini bildirdiği şeklindeki haberini doğrulamadı. JANA, uçağın düşerken iki eve de çarptığmı ve bu evlerden birinde bulunan 4 kişinin ölümune yol açtığını bildirdi. Anımsanacağı gibi bundan 9 gün önce United Airlens adlı bir Amerikan havayolu şirketine bağlı başka bir DC10, ABD'nin Iowa eyaletindeki Sioux City Havaalanı'na inişe geçtiği sırada düşmüş, kazada 111 kişi ölmüstü. Daha önce 1 Eylül 1983'te Kore Havayolları'na ait bir Boeing 747, Sovyet hava sahasını ihlal ettiği ve casusluk yaptığı gerekçesiyle Sovyet savaş uçaklan tarafından düşürühnüş, uçakta bulunan 269 kişi ölmüştu. 29 Kasım 1987'de Bağdat Seul seferini yapan başka bir Kore Havayolları uçağı Bunna yakınlarındaki Andaman Denizi üzerinde düşmüş, bu kazada 115 kişi yaşamını yitirmişti. DC10 piste çakıldı: 78 ölti Slovenyay ayruma hakkını onayladı Kore Havayolları'na ait bir DC10 yolcu uçağı, içindeki 199 yolcusuyla birlikte Trablus Havaalanı'na inişe geçtiği sırada düştü. Kazada 113 yolcu da yaralandı. ROMA (AP) Dün sabah Libya'run Trablus Havaalanı'na inişe geçtiği sırada düşen Güney Kore Havayolları'na ait DC10 tipi ucakta bulunan 199 yolcudan en az 78'inin ölduğü bildiriliyor. Libya'nın resmi haber ajansı JANA'mn verdiği habere göre nedeni kesifS olarak belirlenemeyen kaza dün sabah TSİ O8.3O'da meydana geldi. JANA, uçağın 18 mürettebatından 14'ünün kurtulduğunu, kazada yaralanan 113 yolcunun Trablus'taki hastaneleTde tedavi altına ahndıklannı bildirdi. Güney Kore'nin başkenti Seul'deki havayolu yetkilileri uçakta bulunan 199 yolcudan 3'unün Japon, 7'sinin Libyalı ve geri kalarunın Güney Koreli olduğunu açıkladılar. Uçak Bangkok Cidde Trablus seferini yapıyordu. DC10'ları üreten McDonell Dougias nrmasının Washington'daki sözcüsü James Reed uçağın hava şartlanrun elverişsizliği nedeniyle düşmüş olabı'leceğini söyledi. Güney Kore televizyonu uçağın kazadan yaralı olarak kurtulan pilotu Kira Ho Jung'un, "Havaalanı yofnn sis altındaydı ve yaklaştığımız sırada göriiş mesafesi son derece düşüktü. Kazadan onceki 15 dakika boyunca kontrol kulesi ile baglantı kesüdi" dediğini belirttıler. JANA ise Trablus Havaalanı kontrol kulesinin uçağın pilotuna havaalanı çevresinde yoğun sis bulunduğunu ve görüş mesafesinin 240 metreye düştüğünü bildirdiğini haber verdi. Ajans bir saat önce aynı hava koşulları kendisine bildirilen bir Aeroflot yolcu uçağının Trablus'a inmekten vazgeçerek Malta Adası'na zorunlu iniş yaptığını kaydetti. Güney Kore radyo ve televizyonlan ülkenin Trablus'taki konsolosu Chang KyungSoo'ya dayanarak verdikleri haberlerde DC10'un iniş takımlarındaki bir arızadan dolayı piste karın üzeri inmek zorunda kaldığını, bu nedenle zemine çarpan uçağın iki parçaya ayrılarak yanmaya baş Yerel parlamentonun kabul ettiği yeni anayasada yer alan "ayrılma" hakkını Slovenya Komünist Partisi yetkilileri sadece "prensip olarak" koyduklanm söylilyorlar. BELGRAD (AA) Slovenya Cumhuriyeti'ne Yugoslavya'dan ayrılma hakkı tanıyan Anayasa tasansı, dün Slovenya Parlamentosu'nda kabul edildi. Slovenya Cumhuriyeti'nin yeni bir ulusal marşı olmasına da hak taruyan anayasa tasansına göre cumhuriyet kendi kaderini kendisi tayin etme hakkına sahip olacak ve cumhuriyette olağanüstü hal ilan edilmesi ve asker yerleştirümesi konularında Federal Yugoslav yetkililer değil, Slovenya liderleri karar verecek. Slovenya Cumhuriyeti'nde birçok kişi, Yugoslavya'daki koşullardan tatmin olmadıkları için cumhuriyetlerinin bağımsızlığım isterken, Slovenya Komünist Parti yetkilileri, anayasa tasansına cumhuriyetin Yugoslavya'dan ayrılma hakkını sadece "prensip olarak" koyduklanm söylediler. Hırvat Gazetesi Vjestik tarafından yayımlanan haberde, "Birçok kişi Slovenya'nın Yugoslavya'dan aynlmasıadan hoşlanmıyor. Ancak gelişmeler bu yönde gerçekleşmiyor. Anayasa taslagında kabul edilen aynlma hakkı oncelikle psikolojik öneme sahiptir" deııildı. Yugoslavya'nın 44 yıllık geleneğini kırarak Slovenya Cumhuriyeti'ne işçi sendikaları ve siyasi alanda bağımsızlık tanıyan anayasa tasansı, 27 eylül tarihinde resmen yurürlüğe girecek. Sırp yetkililerinin hâkimiyet kurmasından endişe eden Slovenya Cumhuriyeti Komünist Parti yetkilileri, geçen ay yaptıklan açıklamada aralık ayında yapılacak olan olağanüstü kongrede, Sırp yetkililerinin siyasetlerini zorla kabul ettirmeye çalışmaJarı halinde, federal partiden aynlacaklarını bildirmişlerdi. Kaşıkçı kefaletle serbest NEW YORK (AA) ABD'nin New York kentinde tutuklu bulunan, Suudi Arabistanlı unlü silah tüccarı Adnan Kaşıkçı, 10 milyon dolara kefaletle serbest bırakıldı. Kaşıkçı, serbest bırakılmadan önce federal mahkemede, yargıç *pnünde yaptığı konuşmada, ABD ile ilişkilere büyük önem verdiğini ve yargılanması tamamlamncaya dek bu ülkeyi terk etmeyeceğine söz verdL Kaşıkçı'mn kefaleti 5'er milyon dolarlık iki ayrı çekle ödendi. 54 yaşındaki Adnan Kaşıkçı, mahkeme tarafından serbest bırakıldıktan sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, gülümseyerek "adımın temize çıkması için, hemen savunmam üzerinde çalışmalara başlayacağım" dedi. 180 yıllık "CodeNapoleon" ilk kez baştan başayenileniyor Yeni taslağayön veren ilke, toplumda bireye verilen bnemin vurgulanmasıdır. Bir yandan, mülkiyetin korunmasına oranla kişinin korunmasına daha çok öncelik veriliyor; öbür yandan, cezayı, suçagöre değil de suçu işleyene göre biçmeye ve hafifletici nedenlere daha bir ağırlık tanımaya özen gösteriliyor. Fransa için yeni medeni hukuk Sosyalist hukumetin 1981'de yaptığı ilk işlerden biri ölum cezasını kaldırrnak, bundan kısa bir zaman sonra da Devlet Güvenlik Mahkemesi'ni ve muhafazakâr hükumetin çıkartmış olduğu bazı baskı yollannı iptal etmek oldu. Bunu, kısa bir süre sonra Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin ve daha onceki muhafazakâr hükümetin çıkarttığı bazı ceza yasalanmn feshi izledi. Sosyalist hükümetin ceza yasasında ve medeni hukukta yapmak istediği değişikliklerin ilk taslağı 1986 yılının başlarında ortaya atıldı. Ancak De Gaulle'culer aynı yılın sonlarında yeniden iktidara dönduklerinde yasa taslaklan da, medeni hukuku ve ceza yasasını gözden geçirme komisyonu da uykuya .yattı. Şimdi, Mitterrand'ın cumhurbaşkanlığına yeniden seçilmiş olması ve sosyalist hukumetin yeniden kurulması sayesinde "Code Napoleon"un gözden geçirilmesi yeniden mumkun oldu. Yeni taslağa yon veren ahlaki ilke, toplumda bireye verilen onemin vurgulanmasıdır. Bir yandan, mülkiyetin korunmasına oranla kişinin korunmasına daha çok yasal nedenlerle ölum cezası verilmesini öncelik veriliyor; öbur yandan, cezayı, sukaldırdı. Bununla birlikte, 1. Dunya Sa ça göre değil de suçu işleyene gore biçmevaşı'ndan sonra çok daha fazla değişiklik ye ve hafifletici nedenlere daha bir ağırlık yapma gereği açıkça ortaya çıktı ve 1934'te tanımaya ozen gösteriliyor. meclis onune medeni hukuku bütünuyle Yeni taslakta dikkatı çeken bır ozellik gözden geçiren bir metin getirildi. Ancak de uzun sureli tutukluluk cezaları vermekbu metin yasalaşmadan 1940'ta Fransa sa ten kaçınma eğilımidır. Halen yürürlukte vasa girdi. olan ceza yasası asgari ve azami tutukluMedeni hukuku bundan önce en son !ük surelerini saptamış bulunuyor. Oysa gözden geçirme girişimi 1974'te Cumhur yeni yasada yalnızca azami tutukluluk subaşkanı Giscard d'EstaingMn bir gözden resi belirtiliyor ve bazı tutuksuz cezalangeçirme komisyonu kurdurduğu 15 yıl on dırma vontemlerinin sınırını gcnijletıyor. cesine dek geriye gider. Ne var ki ceza yasasında gerçek anlamda bir değişiklik Ustelik, kısa sureli tutuklama cezaları ver198l'de Mitterrand'ın cumhurbaşkanlığı me eğilimıni kırmak uzere, yargıçlan dort na seçilmesi ve Robert Badinter'in Adaleı aydan daha az tum hapis cezaları hakkınBakanlığYna atanmasıyla gerçekleşmc >o da ayrıntılı gerekçe vermekle yükumlu kıluna girdi. lıyor. Meclis Başkanı Hocatülislam Haşimi Rafsancani'nin karşısındaki tek adayTahran Milletvekili Dr. Abbas Şeybani. Seçimle aynı gün yapılan anayasa değişikliği referandumunda halk, yürütmede yetkiteri cumhurbaşkanının elinde toplayan değişiklikleri onaylarsa, Rafsancani ülkenin en güçlü kişisi olacak. Dış Haberler WT Servisi İran' V da 18 ağustosta yapılması gerekirken erkene alınan cumhurbaşkanlığı ve anayasa değişikliği referan „ . • . dumu bugun Rafsancani yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kesin favorisi olan şimdiki Meclis Başkanı Hocatülislam HaşemJ Rafsancani'nin karşısında rakip olarak sadece Fransa'da tıp eğitimi görmüş Tahran Milletvekili Dr. Abbas Şeybani bulunuyor. Seçimden önce yapılan kamuoyu yoklamalanna göre Rafsancani'nin oyların yüzde 86'sını alması bekleniyor. Kamuoyu yoklamalanna katıian seçmenlerin yalnızca yüzde 11 'i Şeybani'ye oy vereceğini belirtti. Yoklamalar, İranlıların yüzde 3'ünün oy kullanmayacağını gösteriyor. Tahran'daki siyasi gözlemciler, favorisi belli olan seçimlerin tek heyecan verici yanının, seçimi kimin kazanacağından çok, oy verme hakkına sahip yaklaşık 25 milyon seçmenden yuzde kaçının seçimlere katılacağı ve Rafsancani'nin alacağı oy miktan olduğunu belirtiyorlar. AA'nın haberine göre gözlemciler, "Buo> verme işıemine seçim degil. onaylatna deıaek daha doğru olur" şeklinde görü} belirtiyorlar. Iranlı liderler, seçimlere katılım oranını arttırmak için sık sık çağnlar yapıyorlar. AP'nin haberine göre 3 haziranda ölen Iran'ın dini lideri Ayetullah Humeyni'nın oğlu Ahroed Hnmeyni, Tahran Radyosu'ndan yayımlanan mesajında halkı oy kullanmaya cağırarak, "Babam sag olsaydı sandık başına giden ilk kişi kendisi olurdn" dedi. Başbakan Mir Höseyin Mosavi de seçimlere kitlesel katılım sağlanması için çağn yaptı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile birlikte Iran'da anayasayı inceleme komisyonu tarafından önerilen anayasa değişiklikleri de referanduma sunulacak. Bilindiği gibi anayasa değişi'diği yilrütrae ve yargı organlarında gücün tek elde toplanmasını amaçlıyor. Referandumda halkın yandan fazlasının desteğini kazandığı takdirde yurürlüğe girecek olan değişikliklere göre başbakanlık makamı ortadan kaldınlıyor, cumhurbaşkanı ülkede yürütme organının ve hükümetin başkanı haline getiriliyor. Değişiklikler cumhurbaşkanına kabineyi kurma ve kendisi için yardımcı atama yetkisi de veriyor. Cumhurbaşkanı daha önce Içişleri Bakanının başkarüığında toplanan Devlet Güvenlik Şurası'nın başkanlığına da getiriliyor. Anayasa değişiklikleri kabul edildiği takdirde cumhurbaşkanlığına seçilmesine kesin ğözle bakılan Rafsancani, ülkenin en güçlü kişisi olacak. Anayasada liderlik konusunda yapılan önemli değişiklik ise ülke dini liderinin Şii mezhebinde en yüksek dini otorite sayılan Mercei Taklil makamında olması şartının kaldırılması ve daha ait duzeydeki din adamlarından birinin seçilmesine olanak tanınması oluyor. Heyecansız seçimin favorisi Rafsancani Iran'da cumhurbaşkanlığı seçimi bugün Ftiipinler'de gözaltı MANtLA (AA) Filipinler'de faaliyeti yasak olan Komünist Partisi 'nin (CPP) üst düzeyli bir yetkilisinin gözaltına alındığı bildirildi. Ordu sözcüsü tarafından dün yapılan açıklamada, Ulusal Demokratik Cephe sözcüsü ve CPP Politbüro uyesi olduğu samlan Satur Ocampo'nun eşi ile birlikte gözaltına alındığı kaydedildi. Dış Haberler Servisi Fransa'nın 1992'de Tek Pazar Avrupası oluşmadan önce medeni hukukuna getirmeye hazırlandığı değişiklikler, öteki Avrupa ülkelerinde özellikle de Ingiltere'de dikkatle izleniyor. Kendi yüzyıllık hukuk sistemlerinin eskiliğinden yakınan Ingilizler için ilginç bir yenilenme girişimi olan Fransız hukuku sisteminde büyük çaplı değişiklik konusunda Financial Times'ta çıkan bir yazıyı sunuyoruz: Ingiltere'de yasal mesleklerde reform yaKABİL (AA) Afganistan pılması, birbirine rakip çevrelerin kazanılhükümeti, son 24 saat mış haklannı korumak üzere mücadeleleiçinde ülkenin çeşitli rine konu olurken, Fransa'da da benzeri bölgelerinde meydana gelen bir büyük hukuk savaşı gündemde: Napolçatısmalarda 99 mücahitin yon devrinden kaJma medeni hukuk yasaöldürüldüğünü, 95'inin de larının baştan başa yeniden yazılması. yaralandığım bildirdi. Kabil Fransız Ceza Yasası'nın genel maddehükümeti sözcüsü lerini içeren yeni taslağın tartışması senaMuhammed Nebi Amani toda sürüyor. Kişjye, mala ve devlete karşı yaptığı açıklamada, ülkenin işlenen suçları kapsayan üç taslak metin batısmdaki İVardak de yakında tartışma aşamasına girecek. eyaletinin Maidan Shar Tüm tasarının toplam 12 taslaktan oluşkentinde son 24 saat içinde ması ve 1992'de Avrupa Tek Pazar düzemeydana gelen çatısmalarda nine geçmeden önce tamamlanrnası hedef72 mücahitin leniyor. öldürüldüğünü, 59 İlk kez 1810'dadüzenlenen "Code Namücahitin de yaralandığım poleon"da (medeni hukuk yasası) gerçck söyledL Amani'ye göre anlamda bir revizyon ilk kez bu yeni yasa çatısmalarda 3 Afgan askeri tasar:s:y!a gerçckîcjtirilccck. Kıssadan hıs. öldü, 5'i de yaralandı. se: Bazı Anglosaksonlar İngiliz yasaları Afganistan'da çatışmalar nın ve geleneksel hukuk duzeninin kanşıkhğından ötürü hayıflanarak Fransız hukuk sisteminin "karteziyen tntarlılık" dedikleri duzeniyle kıyaslamakta ve bundan !ngiliz sistemi aJeyhine sonuçlar çıkartmaktadırlar. Aslında sözü edilen tutarlılığın, düzenliliğin gerisinde değişmeye direnç yatmaktadır: 180 yıl sonra, bir zamanlar "tutarlılık" olarak nitelenen yasa şimdi Fransız Adalet Bakanı tarafından "çagdışı, sağlıksız, çelişkili ve eksik" olarak tanımlanıyor. 19. yuzyılda küçuk çapta birçok reform yapıldı: 1932'de Temmu/ Monar^ibi tcza yasalarındaki sertliği azalttı ve adli ışkence anlamına gelebilecek yöntemlere son verdi. 1948'de çıkartılan yeni anayasa si
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle