18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HAVA DURUML Mara Adapsan Mıyaman AtytHi IVIeteofotoji Gene) Mudüriüflu'nden Afln alınan talgiye göre; yurdumuzda genel Anöra Anakya rava dummu: Yurdun kuoybatı tesinv Anotya ieri parçah buhrHu, ötski yerter az bu<* Artvm luHu ve açık geçecek, hava sıcaklıjı ftdın defltynayecek. Ruzgâr kuzey ve batı BaMtesır yOntefden hafif. ara sıra orta kuvvefle Biteak yurdün kuzeybatı tesımlennde zaman Bngul zaman kuvvetiıce esecek DenızlerimizBitts de ruzgâr Günbabsı ve lonveMen 35. Bob yer yer 6 kuvMrtMe, saane 1021 yer uzakMjı 10 km. dolayında bulunacak. Van Göü'nde hava: Parçalı Bursa yer 27 denfe mS tazla esecek. deniz » buiudu geçecek Rüzgâr güney ve bat yönJerden hafif. ara ÇanaMale orta mutedil daigalı olacak Dalga yükseldı s>ra tovvette esecek. Göl haftf çalkantıiı olacak. Görüş uzatdığı Çorum 1 Oenei fr 05 ila 15. yer yef 2 metre. göruş 0 km dolayında bulunacak. 35° 29° 33° 31° 24° 30° 27° 24° 27° 34° 33° 31° HABERLER TURKIYEDE BUGUN 32° 15° Manısa 24° 16° K Maraş 24° 12° Mersın 25° 3°MuJia 30°13°Muş 32° 16° Nijde 28°18°0nlu 25° 9°Ftae 24° 9°Samsun 31° 12° Sıırt 28°18°Smop 32°20°Swas 24° 2°TekmiaC 27° 11" Kastaımnu B 30°11°*ata>n 30° 10° Kaysen B 29° 11° Irnceü 33° 6°KıridareB B 29°16°Uşak 30° 13° van 17° Dtyarbakır B 16» Ertme 8 19° Erancan B 13" Eminım B 3° Eskışeflır B 14° Gaaantep B 15" &resun B 17° Gümustıane B 12° Hattân B 18° Isparta B 14° jstanbu! B 16° izrror B 29° 13° Kuö/ıya 34° 17° Malatya DUUÜU » « S B B B B B B 8 B B B B B B B B B B 8 B 31° 14° ZonguBak B 34° 33° 30° 32° 28° 29° 28° 27° 28° 32° 27° 27" 29° 27° 30° 31° 22° 28° 29° 18° M° 14° 18° 11° 12° 18° 17° 18° 14° 19" 10° 16° 17° 12° 14° 7° 10° 12° 16 MA YIS 1989 DUNYA'DA BUGUN ANKARA NÖTLARI MUSTAFA EKMEKÇI Sümeyra ile Binyazar... Afmanya'ya geçen gelişimde görmüştüm Sümeyra'yı; Aydın Engin'le birlikte oturup çay içmiştik Sümeyra'nın evinde. Ona ülkeden haberler vermiştim. Bu kez görebilecek miyim, rastlayacak mıyım bilmiyorum. Haldun Özen: Ben ne yapar eder görürum Sümeyra'yı.. diyordu. Sümeyra Çakır, bir ses sanatçımız; sazıyla, sözüyle bilir çok kişi onu. Ruhi Su'nun öğrencisi. Yıllar var, yurttaşlığını yitirmiş yaşar Almanyalar'da! 12 Eylül sıcağında, ne çok kişi yitirdi yurttaşlığını? Kimi; Türkiye'de ölen yakınının cenazesine gelemedi, kimi yaban ellerde öldü gitti. Sümeyra deyince usuma, yurttaşlık konusu ge/iyor. Bir sanatçının yurttaşlığından uzak tutulması, dışlanması, bağışlanacak şey degildir bir ulkenin onurlu kişileri için. Aradan bunca yıl geçti, 12 Eylül sıcağı soğudu, yer yer ışıdı ortalık. Bu konunun yeni baştan gündeme gelmesi gerekir. O 12 Eylül sıcağında, kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. 12 Eylül o denli haklı, güçlü değildi de ondan ezip geçmek istedi insancıkları. Dinlemedi bile. Yurtdışındakiler için Genelkurmay daha sert, daha katı davranmak istiyordu: Topunu birden yurttaşlıktan atalım! kafasındaydı. O zamanki İçişleri Bakanı Selâhattin Çetiner Paşa, Genelkurmay'a diretti: Olmaz, diyordu, atamayız yurttaşlıktan! Buna mahkeme karar versin... Bekleyecek zamanımız yok, diyorlardı. Atalım gitsin! Sonunda davası olanların, mahkemece çağırılmaları, gelmezlerse belli bir süre sonra yurttaşhğı yitirmeleri ilkesi benimsendi. Adreslerine, elçilikçe duyuru yapılıyordu; "Böyieyken böyle... şu şu konulardan dolayı, şu kadar süre içinde yurda dönmezseniz yurttaşhğı yitireceksiniz!" 12 Eylül sıcağını dışarıda aldıkları haberlerle yaşayanlar, "Bekle, geliriz!" diyorlardı. Gitmiyorlardı, kimi yanıt.da vermiyordu. Biliyordu Türkiye'de başına geleceklerı adı gibi. insanları işkenceden korktukları için kimse kınayamaz! Ayıp olan, kınanacak olan işkenceydi, ondan korkmak değil. Hiç unutmam Bahri Savcı şöyle derdi: Beni içeri alırlarsa söyleyeceğim; "Ne getirirseniz, getirin, imzalayayım. Yalnız bana işkence yapmayın!" Bahri Bey'in söylediklerini dinlerken gülerdim. Gülerdim, içimde acılığını duya duya... Ey, ülkemde insanlıktan söz edenler, yetkililer, yetkisizler, önce şu 12 Eylül sıcağının getirdiği "yurttaşlığı yitirme" uygulamasını kaldırın, düzeltin. Sümeyra'yı anarken, buradan bir bayrak açmış olayım. Yırtın bu haksızlık kokan belgeleri... * • • 1 Ben Avrupa'ya yola çıkarken, yazar Adnan Binyazar Ankara daydı. Telefonlaştık da görüşemedik. Eşi Rliz'le özlem gidermeye gelmişlerdi. Emin Özdemir gidip gördü oturdukları uzakça yerde. Özcan Atalay da konuştu, ben konuşamadım. Bir buluşacaktık olmadı. Avrupalar'a, yola çıkjverdim. Adnan Binyazar, Berlin'de oturur: Hasan Özkan'la, kardeşi Güttekin Emre'yle hemen her gün birliktedirler. Adnan, benim gibi karayağızdır. Arkadaşlarına sormadan etmez: Söyle Allah aşkına, Ekmekçi mi daha kara, ben mi? Ekmekçi daha kara! Sen onun yanında pamuk kalırsın! dediler mi keyfinden ötür... Adnan Binyazar'ın, daha önce de değinmiştim, uzun bir serüveni oldu Berlin'de; oldukça karamsar. Düzenlediği o güzelim, "okuma" kitapları yasaklandı, durduruldu basımı. Adnan, orada açlıkla eğitilmek istendi. Savaşımını bırakmadı. Sonunda çözümlendi her şey. Almanya'da Dursun Atılgan, bircok konuda Adnan'ın yardımcısı oldu. Sağ olsun! Adnan Binyazar, Berlin'den yazdığı son mektubunda şöyle diyordu: "Sevgili dostum, Yayımlamak inceliğini gösterdiğin karamsar mektuplarımdan sonra gelişen olayları sana hep yazmak istedim. Yara nerede isacan oradadır derler; yara kabuk bağlayınca sızı da azalıyor. Ülkemizde nice olaylar milyonları inletirken, bir bireyin sızıldanmaları bana bencillik gibi görünüyor. Yazmaytşımı biraz buna bağlıyorum; biraz da yansıtacağim olaylara kimsenin aldırmayacağı kanısına... Bu son kanımı hemen değiştıriyorum! Ortak dostumuz, Dil Derneği Başkanı Prof. Dr. Cevat Geray, Berlin'de yaptığı bir konuşmada, burada Türkçe ile ilgili bütün gelişmelerı dile getirince, Türk kamuoyurrun bu konuda ne denli duyarlı olduğunu en yetkili ağızdan öğrenmiş oldum. Bu durumda anlatacaklanm, 'bir bireyin sızlanmaları' sayılmayacaktır. İnsanın doğasında var; kötü olaylar karşısında hep köpürüyor da iyi bir gelişmeyi dile getirmede dilsiz kalmayı yeğliyor. Ben bu mektubumda 'dilsiz' ka!mamaya çalışarak benim de zaman zaman kötümserliğe kapıldığım birçok olayın arasına bir gerçek ışığı sızdırmak istiyorum. Çizilen tablolar ne denli kara renkli olursa olsun, demokrasinin işlediği bir ülkede 'birey' yalnız degildir; kimse çullanamaz onun üstüne! Hatta kimi durumlarda toplum yararının da önündedir bireyin hakkı. Şöyle ki: Bir 'tek' kişinin sorunlan parlamento komisyonlannda, başta ilgili bakanlar olmak üzere birçok parlamenter, politikacı ve bürokrat tarafmdan dile getirilir mi? Demokratik toplumlarda getirilir: Her görüşten kişi, kişisel görüşlerini aşarak, bir hakkın yerine getirilmesinde güçbiriiği bile oluştururlar. Bırakın sorunlan dile getirmeyi, iki gün üst üste, bu konu üzerinde kafa yorulur mu? Saatlerce kafa yorma bir yana, gerçeğin ortaya çıkması yolunda aylarca, yıllarca emek bile verebiliıier. 'Gerçek saygısı', saygıların en yücesidir onların gözünde. Yapılan işlerde nesnel degeriendirme, dedikodunun önüne geçer mi? İşte Atatürk'ün de tanımını yapmaya çalıştığı, ne yazık ki bugün bile anlaşılamayan degeriendirme yöntemi budur. Batı demokrasisini ayakta tutan da budur. Bırey, tek bir 'kul' olarak karar verme özgürlüğünü yaşar. Herkes dedigine, akıntıya kapılmamasının özünde de bu yatar. Dedikodularla kışkırtılmış kesimlerin yatıştınlması için en yetkili kişiler kolları sıvar mı? Sıvar ve gerçeği bulmayı dürüstlük sayar. Haksızlığa yol açan, haksızlığı ortadan kaldırma savaşımı verir mi? Verir, yanılgısını dile getirmeyi de erdem sayar. Bununla da kalmaz, başkalarının yanılgı içinde olduklarının savaşımını da verir. Sevgili Ekmekçi, Yukarıya sıraladığım soruların yanıtında en küçük bir olumsuzluk olsa idi bana 'Berlin Eğitim, Meslek Eğitimi ve Spor Senatörtüğü'nde yeniden görev verilmesi akla bile gelmezdi. Benimle bağlantıyı en üst düzeyde politikacı ve bürokratların kurduğunu belirtirsem işin boyutu daha da açıklık kazanacaktır... Ben kasım başından bu yana dört Alman arkadaşla birlikte, Türkçenin bir yabancı ülkede, tıpkı o ülkenin dili gibi işlem görmesiyle ilgili bir uygulamanın çerçeve planını hazırlama işinde çalışıyorum... Kimileri yabancı sözcükleri Türkçenin içine her vesileyle sokuşturadursun, bunu kurtuluş sansın; dilimiz bir uygarlıgın içine, tarlaları verimli kılan bir ince su gibi sızıyor. Bu, buralarda çizilen kara tablolara düşürülmüş bir ışık, dilimizin, kültürümüzün bir ışığı değil midir? Sağlıcakla kal Ekmekçi dostum, Anadolu'nun o sıcak ekmek korkusunu solurcasına kucaklanm seni. Ev halkına, eşe dosta selamlar, saygılar..." Kahıre • Zurtf B 35° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Mekik oyasına benzer bir tiir dantel yapımında kullanılan, üzerine iplik sarılı iğ. 2/ Japonlara özgü kâğıt katlama sanatı. 3/ Düriilerek boru biçimi verilmiş deri ya da kâgıt tomar... TelU balıkçıl. 4/ Küçük mağara... Tasavvufta, insanuı gönlünde sevinç uyandıran söz ya da görünüş. 5/ Osmanlılar döneminde Macaristan ve Slovenya dolaylanndaki küçuk prenslere verilen san... Sergen. 6/ Bir nota... tnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti. 7/ Herhangi bir ögretinin ilkelerine sıkı sıkıya uyan kimse. 8/ Çivi, kilit, menteşe gibi yapı gereçleri satan kimse... .Bir haber ajansırun simsgesi. 9/ Üstten sağa doğru eğik olan basım harfi. YUKARIDAN AŞAĞIVA: 1/ Elmastan sonra en sert mineral. 2/ Makam, mevki... Bir tarım aracı. 3/ KimyasaJ erkeyi elektrik erkesine çeviren aygıt... Paramızı simgdeyen harfler. 4/ Kimi kişilerin alan, park, sokak gibi yerlerde duydukian ürkeklik hastalığı. 5/ Sodyumun simgesi... Biçilmiş ekin ya da ot destelerini arabaya yüklemek için kullanılan üç parmaklı aygıt. 6/ Malezya halkına özgü bir çeşit öldürücii delilik... tbsen'in "Bir Bebek Evi" adlı oyuııunun baş kişisi. 7/ Yerfıstığı. 8/ Iran Türklerince "ağa" yerine kullanılan sözcük... Haberci. 9/ Dayanıklı bir ambalaj kâğıdı... Bir renk. 'Enflasyonu biz durdurunız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) DYP Genel Başkanı Süleyraan Demirel, bazı parti yöneticileriyle beraber Ankara Sanayi Odası'nı ziyaret ederek, sanayicilerle görüştü. Sanayileşmektea başka çare bulunmadığını belirten Demirel, enflasyonu durduracaklarını savundu. Demirel, işçiye yaşayacağı kadar para verilmesi gerektiğini söyledi. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Ceceli Demirel'e "Sayın Başbakanım" diye hitap etti. Ancak kısa bir süre sonra hatasını fark ederek düzeltme yaptı. na geldi. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Aiaattin Ceceli Demirel'i merdivenlerin başında karşıladı. Daha sonra oda yönetim kurulu üyeleri ile birlikte toplantiya geçildi. Ceceli sözlerine, "Sayın Başbakanım" diye başladı ve odalarına SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'nün geldiğini belirtti. Ceceli, "ANAP Genel Başkanı Ibrgut Özal'ı da davet ettik. Geleceklerini sanıyonım" dedi. Türkiye'nin kalkınmasının sanayileşmeden geçtrğini anlatan Ceceli, ülke gündemindeki birinci sorunun enflasyon olduğunu vurguladı. Ceceli, işçi ücretlerinin enflasyon üzerindeki etkileri ile diğer konularda Demirel'in net görüşlerinı ortaya koymasını istedi. palı olan bölümde yanıtladı. Sözlerine Zija Pasa'nın "Diyarı küfrü gezdim, beldeler şahaneler gördüm, dolaştım miilki İslamı, viraneler gördüm" beyitini okuyarak boşladı. Demirel, buna benzer bir başka deyişi de "Görmek isliyorsan harabat gez bu ülkeyi, dinlemek istiyorsan şikâyet söylet bu ulkenin insanını" sözleriyle dile getirdikten sonra, "Bizun kavgamız ülkemiz harabat, şikâyet olmamasıydı" dedi. DYP lideri, sloganiarla sonuç alınamayacağını, bir yere varılamayacağını, bunun arkasına planprogram konulması gerektiğini bildirdi. Ve kalkınmanın nıucize ile gerçeklesemeyeceğini kaydetti. Ülke nüfusunun yüzde 58'inin tarımdan geçindiğine dikkat çeken Demirel, tarımla zengin olunamayacağını, bu nüfusun başka alanlara aktarılması gerektiğini anlattı. DYP lideri, "Türkiye'nin raücadeiesi lopraklan kurlulma. u biattan kurtnlma mücadelesidir. Kendimizi beslemekten öteye parlak bir lanmımız da yok" diye konuştu. Hedeflerinin bir büyük siyasi hedef olduğunu vurgulayan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "DYP 1983'ten başlamaz. Biz DP'den başlanz. Bizim isimlerimiz değişir, binalannuzı falan eiimizden alırlar, levhalanmızı da elimizden alırlar. Biz gene bir yer buluruz, tabelalar değişir, içindeki felsefe ve sdamlar aynıdır. Bize bakanların biraz derin bakması lanm. Sanayi kurulmalıdır, ama bu enflasyon içinde kurulamaz, mevcul sanayiyi de işleünek mıinıkiin degildir. Fabrikalar ham madde alacak, paralan olmadıgı için üretimi dtırdurduklanndan yakınıyorlar. Lslanbullu sanayicilere sordum, hanginiz Enurum'a gittiniz sanayi kurmajn diye, bizim oralara gitmemiz besabı değil dediler. Devletin altyapıyı yapması lazım, sanayinin kunılması için. Sanayi güven ister. Fukaralığın utanç verici hale geldigi bir ülkede islikrar bulamazsınız. Biz isdkıarcıyiz. Bugünkü yönetim isiikrarsızdır. Enflasyonu salıveririz, berkesi yesin diyemeyiz. Zaten herkesi yemiş, tazeleri, körpeleri; biraz kartlan kalmıs. Yabancılar bana soruyorlar, enflasyon sizde canavar oluyor da, niye bizde kuzu oluyor diye? Biz enflasyonu durdunınız. Enflasyon Türkiye^ nin kaderi degil. Enflasyonu önlemek için iki çare vardır. Birinci çare geiirlerle giderierin denkle^mesi, ikinci çare ise üretimi arttırmaktır. Mucizeye gerek yok. Doğru politikalar uygulayacaksınız." Demirel, konuşmasının sonlannda işçi ücretlerine de değindi. İşçiye yaşayacağı kadar para verilmesini isteyen Demirel, "İşçi baska bir düzen kurulsun diye sokaklara dokiılmedi. Anarşi için de dökulmedi. Adam açız diyor. Hem Avnıpa'nın parçası olacagız. Hem ucuz işçi olmaz" diye konuştu. Demirel, ucuz işçi masalının bittiğini ve bilmea gerektiğini de vurgulayarak, aç olmayan işçiye göre hasap yapılması gerektiğini söyledi. Demirel Ankara Sanayi Odası'nı ziyaret etti Demirel, dün saat 16.00'da beraberinde Ekrem Ceyhun, tsmet Sezgin. Mehmet Dülger, Selahatün Kıiıç, Sumer Oral, Cafer Tayyar Sadıklar, Köksal Toptan, NecDemirel, toplantıda yapuğı yakmettin Cevberi, Gökberk Ergcne laşık bir saat süren konuşmasınkon, tbrahim Gürdal ve Ali Eser da görüşlerini açıkladı ve oda yöle birlikte Ankara Sanayi Odası neticilerinin sorulannı, basına ka 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyet Gaküasaray Fener hadisesi mes'uliyeti yekdiğerine atfetmektedirler. Biz GalatasarayFener düşündük, alakadarlardan ziyade bitaraf zevatın müsabakasmda çıkan hadise fıkirlerini soralım dedîk ve hakkında potis tarafmdan îstanbul futbol heyeti reisi yapılan iahkikatın son şekli müddeiumumiliğe verilmiştir. düriistliiğüyle maruf sporcularımızdan Orhan Zabıta tahkikatma nazaran beyle gurüştük. Orhan beyle Kadri ve Kemal Beylerin spor muharririmiz arasında sakatlanmalannda bir kast cereyan eden mülakatı atiye yoktur. Zeki beyin vaziyetine gelince; dercediyoruz: ifadeleri alınan 5 şahitle, Siz bu müsabakayı baştan Mehmet Nazif beyin ayağını nihayete kadar seyrettiniz. kasten kırdığı tesbit Kavganın esbabı hakkmdaki edilmîştir. mütaleamz nedir? Bu şahitler hadise akabinde Alaettin ile Mithat Zeki beyin Mehmet Nazif arasında çıkan kavga beye: hadiseye sebep olmuştur. Bu kavganın müsebbibi A laetlin öbür ayağını da beydir. Çünkii ilk defa kıramadığıma müteessifim olarak Mithata bir tekme, dediğini söylemişlerdir. bir de tokat atmıştır. Mithat Nazif beyin ifadesinde de ta ona mukabele etmiştir. Zeki beyin ayağını kasten Maamafih etmemesi laztmdı. kırdığı ve resmen davacı olduğu tasrih edilmîştir. Zeki bey, hadisede kasit olmadığını iddia etmekte ise de şahitler kasti isbat etmektedirler. Son maç münasebetile Galatasaraylılara Fenerliier 16 MA YIS 1929 Dışişleri Bakanlığı'nda Cumhurbaşkanı Keran Evren'in huzurunda dun düzenlenen bir törenle 150 emekli büyükelçiye birer onur plaketi ve berat verildı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz'ın da hazır bulunduğu törende, onur plaketi ve beratı alan emekli büyükelçiler arasında Dışışlen Bakanlığı yapmış olan Melih Esenbel, Vahit Halefoğlu ve Osman Olcay da vardı. Vefat eden veya şehıt olan büyüketçılerın plaket ve beratieri eşjerine verildi. Cumhurbaşkanı Evren törende yaptığı konuşmada emektiye ayrılan büyukelçılerin gerek bilgı ve deneyimlerinden gerek görevlen sıraanda uluslararası planda önde gelen şahsıyetlerle geliştirdikleri kişısel dostluklardan bundan sonra da yarartanılmasının önemin: vurguladı. Öte yandan eski dışişleri bakanlarından ihsan Sabn Çağlayangil, Haluk Bayülten ve Hasan Esat Işrk'ın törende bulunmamalan dikkat çekti İhsan Sabri Çağlayangıl ile Haluk Bayulken'in özel mazeretleri nedeniyle, Hasan Esat Işık'ın ise sağlık nedenlenyle törene katılamadıkJarı bildırildi. Bu arada, Mıllı Guvenlik Konseyi Genel Sekreteriığı ve Bırincı Ordu Komutanlığı yaptıktan sonra Bem Büyükelçıliği'ne atanan ve daha sonra emektiye aynlan Haydar Saltık'a da bir onur plakeîı ve beratı verilırkert kapablan Banş Derneğı Başkanı emekli Buyukelçi Mahmut Dıkerdem'ın törende bulunmaması aynca dikkat çekti Dışışlen Bakanı Yılmaz. emekli büyükelçiler onuruna Devlet Konukevı'nde bir aksam yemeöi verdi. (Fotoğraf: AA/Selfet Güner) 150 emekli büyükelçiye onur plaketi 'Çek gît mıtınglerı TRT 'dehşet vericf buldu nımu, hukumel bir siyasi parti faaliyetlerinin yayımlandıktan sonra bunu dengeiemek maksadıyla hemen ardından veya aynı bülten içerisinde karşı göriişleri almak için çaba harcamak ve vayımlamak zonında degildir." Diğer yandan TRT Genel Müdür Vekili Danyal Gürdal, Demirel mitinginin neden haberlerde verilmediği konus.unda, "bir bilgisi olmadığını" söyledi. Gürdal, TRT Haber Dairesi'nin "haber değeri laşıyorsa, veıebileceğini" belirterek, şunları söyledi: "Şu anda haberlerde neden verilmediğini ben de bilmiyorunı. Göruntuler mi geJınedi, teknik bir şey mi oldu? Demirel'in isadamlanyla yaptığı göriişmeyi vermişler, ondan haberim var. Arkadaşlar bakıp değerlendirmişlerdir. Her şey normalse zaten yayımlarlar." Dün akşam üzeri tekrar aradığımız Danyal Gürdal, basına açıklayacak hiçbir şey olmadığını söyledi. Gürdal, Cumhuriyet muhabirine sekreteri aracıhğıyla ilettiğı görüşünde, konunun Haber Dairesi'nin yetkisinde olduğunu kaydederek, haber değeri olan bir haberin yayımlanacağı konusundaki görüşünü yineledi. Bir TRT yetkilisi ise "Mitingler neden haberlerde gösterilmedi" şeklindeki soruya, "En iyi cevabı Demirel kendisi verdi" diye yanıtladı. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Eisenhower in mesajı ve karşılıklı samimi dostluğun 150. senesine Amerikan Haberler rastlamaktadır. Bu yıl büyük Merkezinde hazırlanan Cumhurbaşkanınız Kemal "Türk'Amerikan Atatürk gibi, müttehid ve Münasebetleri, 150 Yıllık kuvvetli bir memleket Dostluk" sergisi dün Dışişleri görüşünü daima muhafaza Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve etmiş olan Amerika Bırleşik Amerikan Büyük Elçisi Devleüeri Başkanı Abraham Fletcher Varren tarafmdan Lincoln'ün 150. doğum TürkAmerikan dostluğunu yıldönümünü de öven konferanslarla kutlamaktadır. Bizler, Türk açılmıştır. Bu vesile ile ve Amerikalı olarak yapılan törende şehrimizde hayatlarını hürriyetlerimizin bulunan Amerikanm Altıncı idamesi için vakfeden Akdeniz Filosu Kumandanı . mazinin bu yenilmez Amiral Clorence Ekstron da liderlerile müştereken iftihar hazır bulunmuştur. edebiliriz. Türkiye ve Ankara ve Izmirde de teşhir Amerika arasında mevcud edilecek TürkAmerikan dostluk ve işbirliği dostluk sergisi münasebetile rabıtalarını idame ettirerek Başkan Eisenhover Türk ve kuvvetlendirerek sulh milletine hitaben bir mesaj içinde ve verimli bir yayınlamış ve şöyle demiştir. istikbalin nimetlerini " Içinde bulunduğumuz paylaşmak üzere hür 1959 yılı TürkAmerikan dünyanın bütün milletlerile diplomatik münasebetlerinin işbirliği yapacağız." 16 MAY1S 1959 9 "Kanunda belirtilen yayın esasTRT'nin iist düzey bir yetkilisi, Cumhuriyet'e yaptığı lanna uymak ve diger siyasi paraçıklamada, Demirel'in Bursa mitingi ve konuşmalannın TRT Yasası'nm 5. ve 20. maddelerine tilere cevap hakkı doguracak bir aykırı olduğu için haber olarak değerlendirilmediğini unsur taşımamak kaydıvla hükümetin ve TBMM'de grubu bulusöyledi. Yasanm 5. maddesinin (i) fıkrası, nan siyasi partilerin açıklama ve 'karamsarlık, umuısuzluk kargaşa, dehset, faaliyetlerinin yayımlanması, saldırganlık gibi olumsuz duygular uyandırmak ve bunlann haber değeri niteliği tatelkin etmek amacma yönelik yayın yapmamak'şeklinde.şıması şartına bağlıdır. TRT KuANKARA (Comhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in önceki gün Bursa'da yaptığı mitingin TV haberlerinde yayımlanmayışına TRT yöneticileri, "Demirel'in konuşmasının umulsuzluk, karamsariık ve dehset unsurlan tasıması"nı gerekçe gösterdiler. TRT yetkilileri, Demirel'in "Çek git" mitinglerinin "propaganda niteliği" de taşıdığı için haber olarak değerlendirilmediğini belirttiler. TRT'nin üst düzey bir yetkilisi, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Demirerin Bursa mitingi ve konuşmaları TRT Yasası'nın 5. ve 20. maddelerine aykın olduğu için haber olarak değerlendirilmediğini söyledi. TRT Yasası'nın "temel ilkeler ve yayın esaslan" bölümünün 5. maddesi (i) fıkrasına göre yapılan değerlendirmede Demirel'in miting konuşmaları "karamsarlık, umutsuzluk ve dehşet yaratıyor" şeklinde değerlendirildi. Yasanm 5. maddesinin (i) fıkrası şöyle: "Karamsarlık, umutsuzluk, kargaşa, dehşet, saldırganlık gibi olumsuz duygular uyand/rmak ve telkin etmek amacına yönelik ya;in yapmamak." TRT Yasası'nın 20. maddesinde ise TRT'nin iktidarın ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin açıklama ve faaliyetlerini "cevap doğurmaraa" kaydıyla yayımlayacağı belirtiliyor. Yasanın 20. maddesi şöyle: Banka (Baştaraft 1. Sayfada) rettin Oylumlu, 18.30 sıralannda paranın uçüncü kısmını almak üzere geldiği şubeden banka veznedan Osman Yıidınm ile birlikte Kapalıçarşı'ya gitmek üzere çıktı. Kapıda bekleyen silahlı iki kişi kuyumcuyla veznedan silah tehdidiyle durdurarak kuyumcunun çantasmda bulunan 260 milyon lira ile veznedann çantasmdaki 50 milyon liralık çeki alıp, 34 BJY 46 sahte plakalı Murat 131 marka otomobille olay yerinden kaçtılar. Soyguncuların, Esenler Birlik mahallesi, 829 sokak 27 jıumaralı evin önunde araç değiştirerek, 34 ENV 97 plakalı Renault marka otomobile geçtiği görgü tanıklannın ifadesiyle öğrenildi. Yapılan araştırmada otomobilin Beşiktaş1 ta çalındığı anlaşıldı. Olaydan sonra Esenler Karakolu'na getirilen kuyumcu Mehmet Fahrettin Oylumlu, veznedar Osman Yıidınm ile banka müdürii Ülkii Özgün, ifadeleri alınmak üzere Asayiş Şube Mudürlüğü'ne sevk edildiler. Polis, olaydan sonra geniş güvenlik önlemleri aldı. Soyguncuların görgü tanıklarının verdiği bilgilere dayanarak saptanan eşgalleri tüm birimlere bildırildi. Necdet Üruğ davası yarm kesinleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 10. Dairesi'nin "MtT raporu" nedeniyle Başbakanlık'm, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ'a 40 milyon lira tazminat odemesine ilişkin kararı yarın kesinleşiyor. Başbakanlık bu kararın düzeltilmesi yönünde henüz bir başvuruda bulunmadı. Danıştay yetkilileri, "MİT raporu"nda yer alan iddialar nedeniyle emekli Orgeneral Üruğ'un açtığı 200 milyon lira tutanndaki tazminat davasında hükmedilen 40 milyon tazminat ödenmesine ilişkin karara itiraz süresinin yarın sona ereceğini ve karann kesinleşeceğini bildirdiler. Söz konusu davayla ilgili karann tebliğinden itibaren tanınan 15 günlük itiraz süresinin yarın sona ermesine karşın, Başbakanlık'ın henüz kararın düzeltilmesi yönünde davayı sonuçlandıran 10. Daire'ye herhangi bir başvurusunun olmadıgı kaydediidi. Usul Kanunu'na göre idarelenn yargı kararlarını geciktirmeksizin yerine getirmelerinin zorunlu olduğuna da işaret ederken, bu tazminat miktannın hangi kaynaktan ödeneceği konusuna da acıklık getirdiler. Hukukçular, 1050 sayıll Muhasebei Umumiye Kanununun 59.maddesinin "Mahkeme ilanuna dayanan borç, tertibinde karşılığı bulunmadığı takdirde ih(iyat fasbndan naklonulacak tahsisattan ve bu tertipte de tahsisat mevcut değilse beklenmeyen giderler faslından odenir" şeklindeki hükmu anımsattılar. Buna göre 40 milyon liranın bütçenin yargı giderleri faslından ödenmesi gerekiyor. Hukukçular, bu paranın örtülü ödenekten ödenmesinin söz konusu olamayacağını da savundular. Nereden ödenecek? İdare hukukçular, Danıştay 10. Dairesi'nin karannın tebliğ edildiği tarihten itibaren Başbakanlıkın söz konusu tazminatı ödeme yükümlüluğünun doğduğunu belirterek, bu süreden itibaren ödenmesi gereken tazminat miktarına yasal faiz oramnjn da işlemeye başladığını bildirdiler. Hukukçular, karann düzeltilmesi için yapılacak başvurunun da bu ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını savundular. Hukukçular, Idari Yargılama GEÇEN YIL BUGUN OzaVın Üruğ'a mektubu 16 MAY1S 1988 Başbakan özal'ın, eski Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ'a, kamuoyunda MlT raporu adıyla bilinen rapor nedeniyle özel bir mektup gönderdiği ve mektupta da "iizüntülerini" bildirdiği öğrenildi. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ'un, kendisine yönelik suçlamalar içeren MlT raporu için bugün Başbakanlık aleyhine 200 milyon liralık tazminat davası açacağı belirtiliyor. Üruğ, ayrıca raporu basına sızdıranlar hakkında da "ceza davası" açacak. Başbakanlık çevrelerinde edinilen bilgiye göre, Başbakan Özal daha önce MIT raporu konusunda kendisine yazılı başvuruda bulunan eski Genelkurmay. Başkanı Necdet Üruğ'a özel bir mektup gönderdi. Özel bir kurye aracıhğıyla gönderilen mektupta Özal'ın Üruğ'a "üzüntülerini" bildirdiği ve MÎT raporuyla ilgili olarak süren soruşturma hakkında ileriki aşamalarda da kendisine bilgi vereceğini belirttiği ifade edildi Kamuoyunda "MtT raporu" diye anılan bir metin yılbaşından itibaren elden ele dolaşmış bazı basın organlarında yer almıştı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ, metinde kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle 15 mart tarihinde Damştay'da hizmet kusuru nedeniyle dava açmak üzere Başbakanlıktan 200 milyon liralık tazminat talebinde bulunmuştu. DUYURU Tüm dünya işçilerinin mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'ta işçilerimize, öğrencilerimize ve halka yönelik polis saldırısını, bu saldırıda M. Akif Dalcı'nın katledilmesini, birçok vatandaşımızın yaralanmasını ve gözaltına alınanların işkencede sorgulanmasını kınıyor, gözaltında tutulanların bir an önce sahverilmesini istiyoruz. Halktan alman vergilerle "maaş" alanlar halka kurşun sıkamaz, saldıramaz. EĞİTDER'Lİ ÖĞRETMENLER ADEVA YILMAZ ELMAS 1 9 MAY I S GENÇLİK ŞÖLENİ İSMAİL DEMİRCİOĞLU TArFUN SEVER * SERDAR * ALİ EKBER CICEK * TUNCER DUMAN | KARTAL BELEDITESINİN KATKIURIYLA | FİKRİ SÖNMEZ Y4ŞIYOR Yaşam değirmeninin acılı taşlarında bilenen bilincimiz ve devrimci pratiğimiz onurlu anından aldığı güçle, tarihin aktığı yöne ışık tutuyor. Yüreklerimiz seninle dolu. N. KOÇ, D. AKSU, M. YÖRÜKOĞLU, H. CEYLAN, B. DURMUŞ, S. KOÇ * KARTAL H.E.M. FOLKLOR EKİBİ Ş o l e n s o n r o s ı r u m e l ı yaka&ınfi oUDCus vcifdır? /eter K OK V KULTUR MRK y« DUNYft SP^MAS.nD^ TerTiın E^kh.t.r A fO
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle