25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Hemşire vahşeti Sahibı: Cumhuriwt Matbaacılık ve Gazetecihk Türk Anonim Şirkeıı adına Nadir NMU • Gcncl Yayın Mttdün): H a u Ccmai, Mılessese Müdurü EmUK U^aklıgtt. Yazı tşlerı MüdUrU: Oksy Göaeuiıı, • Haber Merkezı MttdOrü: Yılpa BI>CT, Sayfa Düzenı Yöneımenı: AU Acar. 9 Temsıkıler: ANKARA: Ahmn T n . IZMİR: Hikraet Çrtinkm. ADANA: CcUI B i Istanbul Haberfeır E ı t a Akyıkta, Dij Haberler fcrçu» B»»cı. Ekonomi: Ctngta Turiua, Kullür: CcUI UUCT, Spor Danı$manı: AMalkMİir Yikdnaa, Düzeltme Rrflk Durba», Arastırma: Şatta Alpa;, tşSendıka: Şakn Kcttaci, Yun Haberlen: Necdct Do£aa, Dızı Yazılar: b f t ı Ç>.ışk«n, • Koordınatör: Ahnet Karnku, • Mali Uler Eroi Erfcot, # Muhasebe: BaJcal Vcner • BüıçePtanlama: Scvgi Osmaabc^ogla • faklam Ayje Tocaa, Ek Yaymtar Htfyı Akyol • tdare: Haacyia Garer, lşletme: öadcr Çdik, Bılgilşlem: Naii taal. Basan « Yayan Cumhunyct Mathuolık w Gamechk TAŞ. TOrk Oc»JJ Cad 39/41 Cataiotlu 34334 lv,. Pk 246Isunbul Td. 312 05 05 (20 hal). 1Utx. 22246 ¥tx: (I)S26 60 72 # BUrolar Aok«r»: Z.,a GOkalp Blv. lnkılap S No 19/4. Tcl 133 II 4147, Tefc* 42344 Fu: (4) 133 11 41, 428 0 Umir H Zjy» Blv 1352 SJ/3, Ttl: 13 12 30. Tekx. S2359 Fa* (31) 19 33 «0 • \6mmm Inflnü Cad. H9S.No: 1 Kal 1. Tcl 19 37 32(4 hM). ü t a . 62155. F«. (71) 19 37 52 TAKVİM: 9 NÎSAN 1989 Imsak: 4.58 Güneş: 6.28 öğle: 13.10 Ikindi: 16.50 Akşam: 19.43 Yatsı: 21.07 VUSTURYA Modacı ölür, modelleri yaşar. 89/90 kışına Fransız modacının gardırobundan sisli anılar kaldı Başkent Viyana'daki Lainz Hastanesi'nde çalışan ve diplomalan olmadığı saptanan 3 hemşirenin, 70'ten fazla hastayı, aşın miktarda ensülin vererek öldürdükleri açıklandı. VİYANA (Ajanslar) Avus turya'nın başkenti Viyana'daki Lainz Hastanesi'nde görevli 3 hemşirenin çok sayıda yaşlı hastayı ensülin vererek oldurduğu anlaşıldı. Avusturya gazeteleri öldurulen yaşlı hasta sayısını 70 olarak verirken AP, bu sayının 3032 arasında olduğunu duyurdu. AA'nın AFP'ye dayanarak verdiği haberde ise öldurulen yaşlı hasta sayısı 20'den fazla gösterildi. 3 hemşirenin tutuklanması üzerine radyodan bir açıklama yapan Viyana polisi cinayet masası şefi Jozef Siska, üçü de Viyanalı olan 30, 27 ve 25 yaşlarındaki hemşirelerin bazı itiraflarda bulunduğunu bildirdi ve başka tutuklamalar olabileceğirü kaydetti. Hemşireler ifalerinde bazı hastaları kasıtlı olarak öldürdüklerini ifade ettiler. Hemşireler, bazı hastaların da ölmek istediklerini, hatta bunun için kendilerine para dahi verdiklerini öne sürdüler. Olay ülkede büyük tepkilere yol açtı, bazı hastanelerde hastalarla hemşireler arasında tartışmalar çıktığı, hastaların paniğe kapıldıgı bildirildi. Gazeıeler olayı "asrın skandah" olarak nitelendirdiler. Sağlık konulan ile ilgili Belediye Başkanı Alois Stacber, yaptığı açıklamada, uç kadının nitelikli hemşirelere yardımcı olmakla görevli olduklarını söyledi. Hemşire diploması bulunmayan uç hemşireye bazı durumlarda hastalara ensülin iğnesi yapma yetkisınin verildiğini bildiren Stacher, Viyana'nın en büyük devlet hastanelerinden biri olan Lainz'in çok yaşlı ya da çok ağır hastaların yattığı "birinci bölümünde" gorev yapan bu uç kadına iğne yapma yetkisinin nıçin ve kim tarafından verildiğinın araştırıldığını söyledi. Guy Laroche'tan kış ıııasab Laroche'un gri, sisli pelüş mantoları Paris defilesinde alkışlarla karşılandı. İnce bir estetiğin dozunu îutturmasım iyi bilen modacılardandı Laroche. Şimdi ondan kalan giysiler, bir varmış bir yokmuş^ diye başlayan masallar gibi... NECLA SEYHUN PARİS Defile onun sesinden, onun bir anısını anlatmasıyla basladı. Buruk bir başlangıçtı bu. Öyle de olacaktı elbet. Ünlü modacı, koleksiyonunun takdimine az bir zaman kala olmüştü. Onca çaba, onca başarı, onca un... Sonu hiç!.. Dünyanm dört bir yanından gelen gazeteciler, müşteriler onun o usta, o şık, o zarif havasmı buldular modellerinde, son kez. Hem şık olmak hem "aşın" olmamak, rahat olmak giysilerin ıçinde... Bunun sırrını en iyi Guy Laroche bilirdi. Onun temel kuraiı buydu. Son kez hazırladığı bu koleksiyonda 8990 kışında ağırlık grilerde. Bu grilere yer yer parlak sarılar, safran sarılan katılıyor, yer yer kırmızılar, fuşyalar... Zeytin yeşilleri var arada, bayrak mavileri... Sonra beyazlar... Plise pantolon etekler var modacıda. Önümüzdeki kış için peluş mantolar... Kurk süetten ceketler, paltolar... Hayranhkla alkışlanan, ne çok modeli vardı. Bej rengi peluş bir manto örneğin. Içinde dik yakalı beyaz, moher bir kazak. Aitında bej beyaz kumlu twedden bir pantolon... Kamel rengi bir pardösü içindeki jile ve etek kahverengi beyaz kumlu twedden. Kısacık deri etekler üzerine giyilen uzun ceketler... Tüylü kumaşlardan ya da kürk sueelten... Yahutta tam tersi. Kısacık ceketler, aitında upuzun plise etekler... Kırmızı bir kısa ceket orneğin, aitında siyah plise saley uzun bir etek. Yeşil kaşmirden blazer... Siyah yeşil kareli vünlüden jile, siyah etek... Robşömizyeler, tropez elbiseler... Hepsi aklı basında, hepsi giyimlı. Bu dozu tutturmak kolay Gey Larochetan, yakası kapüşon gibi kullanılabılen, kahverengi kürk süet mı?.. Bu dozu bilen usta, yok artık. bir palto Den bir etek üzerine giyiüyor. Samsun'da ölü yunuslar ALAÇAM(AA) Samsun'un Alaçam ilçesi açıklannda, 30 kadar ölü yunusa rastlandı. îlçenin Yakakent kasabası açıklannda balıkçüar tarafından bulunan ölü yunuslann, ağlara takılmaları sonucu havasız kalarak boğuldukları bildirildi. Yörede yunuslann işlenmediğini belirten balıkçüar, ağlardan çıkan yunuslan tekrar denize atmak zorunda kaldıklarmı söylediler. Din değiştiren Yunanh kız GÜMÜLCtNE (AA) Selanik Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi Despina Etyaroğlu, Müslüman olup Emel adım aldı. Edinilen bilgilere göre, ailesinden gizli Iskeçe'ye gelen Despina Etyaroğlu, 3 nisanda tskeçe Müftüsü Mustafa Hilmi'ye giderek dinini değiştirip Müslüman oldu. Yeni adıyla Emel Etyaroğlu'nun (21) dinleri inceleme fırsatı bulduğunu ve tslam 'ın hak dini olduğu sonucuna vararak, Müslüman olmayı kararlaştırdığını söylediği haber verildi. Yunanh kız öğrencinin, din değiştirdiğini ailesinden gizli tuttuğu öğrenildi. Bateaciaıa kış koleksıyonundan çizgıler Modacı Mıchel Goma'nın çizgıleri ile modem cadı kıyafetleri... Hepsi bir anı. Bir kaparunış defter. Laroche modaevini bir başka modacı satın almış: Tarlazzi. Bakalım o ne yorum gefirecek bu modaevine?.. Yıllar önce kapanmış ve sonra yeniden açılmış bir modaevi daha var. Balenciaga. Birkaç mevsımdir Balenciaga'nın adj aitında sürdürüyor çalışmalannı modacı Michel Goma. Balenciaga'nın havasında mı sürdürüyor?.. Bunu söylemek güç. Balenciaga'nın seviyesine ulaşmak kolay değil. O bir efsaneydi moda dünyasında. öyle de kalacak. Bu şimdiki adı aitında süren modaevi başka. Ama gene de ilginç bir çalışma koyuyor ortaya Michel Goma. 8990 kışı için güzel redingotlar hazırlamış. Kapitone dikişli bluzlar, ceketler ve yelekler... Bol jarse kullanmış koleksiyonunda. Rengarenk... Çikolata rengi, pathcan moru, antrasit, bir garip kırmızı pembe, bordo... Kapmantolar yapmış, havalı. Panter garnıtürler kullannuş yalancı bol bol... Uzun, upuzun eteklerle donatmış koleksiyonunu. Araya biraz da esrar katmış. Defilenin bir sahnesinde mankenler podyuma gözlerinde siyah, esrarengiz gözlulder, ellerinde polisiye romanlarla çıktılar... Çözüm gerektiren bir durum vardı ortada. Araya bir de cadılar katılmaz mı?.. Masallardan pek iyi bildiğimiz süpürgeu' cadılardı bunlar... Süpürgelerini kuliste bırakmışlardı besbelli. Ama başlannda sivri tepeli siyah şapkaları, sırtlannda bol, siyah elbiseleri, ayaklannda siyah çorap ve pabuçlan ile şık cadıcıklardı bunlar. Balenciaga'dan giyinebilen şık, zengin cadıaklar... Ama gene de en büyük şansları, kuliste bıraktıkları süpürgeleriydi elbet. Akşamın bu saatinde taksi bulmak düşlerin ötesinde bir hayaiken, trafiği aşmak için cadılann uçan süpürgeleri gerek!.. Afrodisyus tartışılıyor NEW YORK (AA) Aydın'ın Karacasu ilçesindeki Geyre köyünde bulunan ve adım aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit'ten alan Afrodisyas antik kenti, uluslararası bir konferansta tartışıldı. New York Üniversitesi'nin rektörü Yunan asıllı ve eski parlamenter John Brademas, 1961 yılından bu yana aralıksız olarak Afrodisyas'ta arkeolojik kazıları yöneten Profesör Kenan Erim'i "üniversitemizin gururu Prof Erim'i üstün başan ve yönetiminden dolayı izninizle selamlıyorum" diyerek tanıttı. 100 yılda bir dağıtılan "kristal küre" ödülüne layık görülen 15 bilim adammdan biri olan Prof. Erim'in yönettiği Afrodisyas kazıları hakkındaki "3. Uluslararası Afrodisyas Kollokyumu" dün sona erdi. Manisayöresi halılan için dünyanın heryerinden "incelemegrupları"geliyor Mory Kante 'Yeke Yeke Arabik'e çok güldii İZMİR (AA) " Y e k e Yeke" adlı parçanın yaratıcısı Gineli Müslüman sanatçı Mory Kante, Türk sanatçılanndan hiç kimseyi tanımadığını söyledi. Mory Kante, düzenlediği basın toplantısında, "Yeke Yeke" adlı parçanın "iletisim" anlamına geldigini, bu parçayla geçmişteki Afrikalı insanın duygularını ve kultürünü yansıtmaya çalıştığını anlattı. Afrika'ya özgü olan ve konserlerinde yanından eksik etmediği "cora" adlı aletin 70 yıllık olduğunu da beürten Kante, 21 telli çalgımn, 4 bin yıllık geçmişi bulunduğunu bildirdi. Bu arada bir gazeteci, Mory Kante'ye Turkıye'de yapılmış "Yeke Yeke Arabik" adlı bir korsan kaset armağan etti. Kante ve orkestra mensuplan, kaseti şaşkınlıkla dinlerken kahkahaİarını tutumadılar. Beş çocuğu olan 39 yaşındaki Afrikalı Musluman sanatçı, akşam lzmir Ataturk Spor Salonu'nda bir konser verdi. Yunt Dağından Washîngton Müzesine Örselli köyünde halı üreîicileri yapışkan otundan elde edilen kırmızı kök boyanın dünyada bir benzerinin daha olmaâığı gururla söylüyorlar. Yunt Dağı halılan Washington'daki tekstil müzesinde sergilenecek. ZAFER AKNAR MANİSA 300 yıl öncesinin "ressamlan" yarattıkları desenleri, gelecek kuşaklara; hiç kıskançlık duymadan aktarmışlar. 300 yıl sonra yaşayanlar da, geleceğe hiç el sürmemişler, her şey yerli yerinde kalmış. Halı tezgâhlan, kullanılan boyalann renkleri, boya yapım teknikleri, hep ilk gunku gibi. Sanki Manisa'nın Yunt Daği eteklerindeki zaman 16. ytızyılda durmuş ve bir daha hiç ileri gitmemiş... Kıraç tepelere doğru kıvnla kıvrıla çıkan yollar çamur. Sarp kayalara gömulmüş evlerin bacalanndan tuten dunıan, yöredeki tek yaşam belirtisi. Yunt Dağı eteklerinde kurulan köyler, kış mevsii minde sessizliğe gömülmuş. Yenice ve Pınarköy'u geride bırakıp, ÖrseUi'ye geliyoruz. Yunt Dagi halılarının en ünlüleri, bu köyde dokunuyor. Hemen her evde, küçüğünden büyüğune yüzbinlerce düğümiuk, Yunt Dağı halılan üretiliyor. Ve 300 yıl öncesine dayanan halı desenleri, günümüze kadar uzanıyor. Örselli koyünde bizi, Ahmet Çınar karşıhyor. Dağlardan getirilen kesme taşlarla yapılan asmalı kahvehanede çaylarınuzı içiyoruz. Kahvenin içi tıka basa dolu. Sigara dumanı nefes alıp vermeyi güçleştiriyor. Yunt Dağı eteklerinde, kirli Yunan arabeskçi toprağa verildi ATtNA (AA) Yunanistan'da arabesk müziğin kralı sayılan Çingene şarkıcı Manolis Angelopulos'un (55) cenazesi, Atina'da binlerce kişinin katıldığı ilginç ve görkemli bir törenle toprağa verildi. Londra'da bir kalp kliniğinde ölen Angelopulos'un cenazesi, kendisinin de ölmeden önce istediği gibi bir panayır havasında geçti. Atina caddeleri, halkı cenaze törenine davet eden afışlerle donatılırken Yunanistan'm tüm kentlerinden gelen binlerce Çingene, yollarda saatlerce Angelopulos'un şarkılarını çalıp söyledi. Yollara yerleştirilen müzik setlerinde, şarkıcının plaklan çalındı. Kuşaktaa ku$a#a Örsellide hemen her evde bir halı atölyesi var.Gelenek kuşaktan kuşağa devroluyor. El emeği göz nuru nakış nakış halıya dökülüyor. (Fotoğraf: Zafer Aknar) kent havası soluyoruz. Örsellilerin gurur kaynağı olan halılar, sohbetin ana konusu. Çünku halılar sayesinde, bu gözden ırak köy, dünyaya açılan bir pencere. Köylüler, Yunt Dağı halılannı incelemeye gelen Japonlar, Almanlar ve Amerikalılarla iyice tanış olmuş. Kahvenin camlarında birçok araştırma grubunun köylülerle çekilmiş fotoğrafları var. Kahvehanenin dumanlı davasından kurtulup, halı tezgâhlanna gidiyoruz . Hemen her ev halı atölyesi. Genç kızlar ve çocuklar, tezgâhın başında halı dokuyorlar. Daha yaşlılar ise sobanın başında; onların elleri seri olarak halı dokumaya uygun değil. Çıkrıklarda yapağıdan iplik yapıyorlar. Çıknktan çıkan ipler daha sonra, kök boyaya yatınlıyor. Evin erkeği Mehmet Çimen, yapışkan otundan ezilerek elde edilen kırmızının, dünyada bir benzeri daha olmadıgını gururla söylüyor. Atılan her düğüm, küçük sanatçılann ellerinde, eşsiz desenlere dönüşüyor. Köyün patika yollanndan, başka bir eve, başta küçük ustalar görmek için ilerliyoruz. Evin sahibi Ali Kılıç, "Burada dünyanın dört bir yanına satılan halılar yapıyonız. Tücear yok pahasına alıyor elimizden onlar ne kadar kazanıyor Allah biür." Ali Kılıç kurulan kooperatifın de kendilerine yeterince yardırncı olamadığını söylüyor. "Çünkö" diyor "Onlar da diğerlerinden farksız." Yunt Dağı halılan dünyada haksız olmayan bir üne sahip. Kücük ustaların minik ellerinden çıkan haular VV'ashington'un tekstil raüzesinde bu yıl sergilenecek. Bu yolsuz, altyapısız köyün isimsiz küçük sanatkârlarının yaptıkları denizaşın ülkelere kadar uzanacak. Ama onlar, yine kamburları çıkana kadar dokuduklan halılardan nasiplerini alamayacaklar. Ve yine Almanya'ya, İngiltere'ye, Belçika'ya, Avusturya'ya, Ispanya'ya, Kanada'ya, el emeği göz nuru hahlarını satacaklar. 300 yıl öncesinin sanatkârlan, gelecek nesile bildiklerini öğretmişler. Büyük tezâhlarda, minik eller, sırn çözülemeyen renklerle geleceği dokuyorlar. Onlar kapalı dünyalan, renk cumbüşu desenlerle açmışlar. Yunt Dağı halıları kimbilir kaç yüzyıl daha, teknolojiyle savasarak, guzelliğini koruyacak... ILO ANKETİ Boşanmtş personel iyi çahşır İZMİR (ANKA) Uluslararası Çalışma Örgutu'nün (ILO), uluslararası duzeyde yaptığı bir ankette, mutsuz bir evlilikten sonra eşinden boşanmış personelin işınde daha başarılı olduğu ortaya çıktı. ILO'nun uluslararası düzeydeki 237 şirketin personel dairesi kayıtlarına dayanarak düzenlediği ankette, şirketlerin yuzde 61'i, mutsuz bir evliliğin ardından boşanan kişileri "en çalıskan personel" olarak gosterdi. Ankete katılanlar, "boşanmak üzere" ya da "ayn vasayan" kişilerin ise " e n verimsiz personel" olduğu goruşunde birleşirken, anketin sonuç bolümünde, "şirketlerin yüzde 84'ü, özel sorunlan olan ve onlan çözümleme çabası içindeki kişilerin işlerine yeterince özen göstermedikleri ve çalışmalannı büyük ölçüde aksattıklan göriişnndeler" denildi. ILO'nun şirket yöneticileri arasında yaptığı anketin sonuçlan Turkiye'deki psikologlar tarafından farklı değerlendirmelere konu oldu. Ruh ve sinir hastalıklan uzmanı Doç. Dr. Ahmet Çelikol, ILO'nun yaptığı anket sonuçlarının Turkiye için geçerli olmayacağını savunarak, "Her iılkenin kendi koşnllan farldıdır" dedi. Egzamaya bahk ANKARA (ANKA) Günlük diyetle az miktarlarda alınan bahk yağınm, başta egzama olmak üzere, bazı cilt hastahklannın oluşumunu önlediği bildirildi. Dünyanın en ciddi tıp dergilerinden "The Lacnet"te yer alan bir araştırma yazısına göre bahk yağı, ciltteki iltihabi gelişmelerin önünü ahyor. Arastırmayı gerçekleştiren uzmanlar, günlük diyetlerinin önemli bir bölümünü balığın oluşturduğu Eskimolarda, bazı cilt hastahklannın çok seyrek görüldüğünü gözlemleyerek uzerinde inceleme yaptığı diğer insanlarda da benzeri sonuçlan elde ettiler. Tbplumsal davranışlar içgüdüye mî bağh? Sosyobiyolojinin ortaya attığı "sosyal davranışlann hayatta kalma ve üreme savaşı tarafından yönlendirildiği" görüşü bilimsel çevrelerde değişik tepkilere yol açıyor. Dış Haberler Servisi Sosyobiyoloji adı verilen yeni bir bilim dalı, doğal ayıklama yolu ile evrim geçiren insanın, sosyal davranışlarının da hayatta kalma ve üreme savaşına uygun olarak geliştiğini iddia ediyor. "Newsweek" Dergisi'nin haberine göre Harvard Üniversitesi'nden biyolog Edward O.Wüson'un 1975 yılında ortaya attığı ve Darwin'in cvrim teorisine dayanan"sosyobiyoloji" kavramı bılim çevrelerinde şupheyle karşılanmışıı. Hayvan ve insanlardaki sosyal davranışlar uzerinde geniş kapsamlı bir araştırma yapan ve sonuç olarak savaş, barış, sevgi, sanat ve din gibi olgulann biyolojinin dalları olduğunu iddıa eden \Vilson, buyuk tepkı almış ve "gaz odalannın kunılmasına yol açan Nazi düşüncesini bortlatmakla" suçlanarak istifası istenmişti. Ne var ki, genetik üstünlükle sosyal ayrıcalık kavramlannı birbirine kanştırmakla suçlanan Wilson'un fikirleri ölmemiş ve bilim adamları tarafından yeni araştırmalara başlamak için bir adım oluşturmuştu. Bugün kimi bilim adamları evrim teorisini insan doğasının gizemlenne, orneğin cinsel çekıcılık, aıle fertleri arasında şiddet ve algılama mekanizması gibi konulara uygulayarak bunlan çozmeye çalışıyorlar. Evrim teorisini sosyal davramşlara uygulayan bilim adamları, öncelikle genlerın yaşamın özünü olu^turduğuna ve ureme için gereken ozelliklenn doğal ayıklama ile belirlendığine inanıyorlar. Bu bilim adamları beyinin de, diğer organlar gibi üreme ve hayatta kalma güdülerinin baskısı aitında geliştiğini, bu yüzden bütün sinir sisteminin karşı cinsin cinsel çekiciliğıni algılayacak özellikler taşıdığını düşünüyorlar. Cinsel çekiciliğin evrimsel bir anlam taşıması için, cinsel davranışın ürününün ileride kendi ürunünü yaratabilecek özellikte olması gerekiyor. Bu koşulun gerçekleşmesi ise büyük ölçüde seçilen eşin özelliklerine bağlı oluyor. Yaşamı boyunca sınırlı sayıda yumurta üreten kadm buniann heba olmaması için eşini doğan yavrularına en iyi şartlar sağlayabilecekler arasından seçerken, her gün milyonlarca sperma üreten erkek, döllerini taşıyabilecek sağlıklı dişilerin pesinde koşuyor. Evrim teorisinin bu yönünü sorgulayan Michigan Üniversitesi'nden Ravid Buss, cinsel çekiciliğin kulturler arasında farklılık gostermediğini ve her külturdeki kadın ve erkeklerin birbirlerinde aynı özellikleri çekici bulduklarını iddia ederek, 33 ülkede 37 deney grubu kurdu. Gerçekten de bu kişiler, jeografik ve kültürel farklanna karşın, aynı tercihleri gösterdiler. 37 grubun 36'sında kadınlar erkekte zenginlik ve hırsa önem verirken, bütün gruplarda erkekler gençlik ve üretkenliğe duyarlı olduklarmı gösterdiler. Bu bulgulara karşı çıkan sosyologlar, her iki cinsin de maddi kaynaklara önem verdiğini, fakat bu kaynaklara bağımsız olarak ulaşması engellenen kadının araç olarak erkeği seçtiğini belırterek, bu konuda evrim teorisi açıklamasının yersiz olduğunu ileri süruyorlar. Evrim teorisinin uygulandığı bir diğer alan ise, aileler içinde yaşanan öldürme ve diğer şiddet olayları. Teoriye gore canlılar hemen her koşulda kendi kanından olanları kayırırlar. "Akrabalık seçimi" adı verilen bu prensibin doğru olması halinde aileler içinde şiddet olaylannın son derece az olması gerekir. Bu konuyu araştıran Martin Daly ve Margo WUson ortaçağ ve 80 yılları arasında değişik kultürleri incelediler ve gerçekten de kan bağı olan kişiler arasında ölümcül şiddet olaylarına sıklıkla rastlanmadığını ortaya koydular. Eşler arasındaki öldurme olaylan şöyle açıklanıyor: Evrim teorisine göre fızyoloji kadın ve erkeğe farklı ureme fırsatlan verdiği için, kadın ve erkek değişik risklerle karşı karşıya kalıyorlar. Erkeğin kadına ıhanet etmesi durumunda, dışi sadece onun yakınlığını kaybederken, kadın tek bir kere ihanet etse bile, erkek ömur boyunca bir baskasının genetik ürünü için çabalamak zorunda kalıyor. Bu yüzden, erkekler kıskançlığı ve aşın sahiplenmeyi, kadın başka erkeğe bakmasııı diye kullanıyorlar. Eşler arasındaki öldürme ve hatta ölümcül olmayan dövme olaylannda yine bu evrimsel olgunun hâkim olduğu belirtiliyor. Evrim teoricilerini eleştirenler, eğer tüm sosyal davranışlar üremeye ve süıekliliğe yönelikse neden bütün erkeklerin sperm bankalarına koşmadıklarını, neden insanlann kanserojen etki yapan sigaradan ve kotü besinlerden vazgeçemediklerini sorguluyorlar. Buna yanıt olarak evrimci psikologlar, genetik evrimin tarihinin birkaç asır değil, binlerce yıl öncesine uzandığını, varoluş tarihinin yüzde 99'unu vahşi doğa içinde geçiren insan için kanserojenlerin tehlikesinin henüz yeni olduğu ve bu tehlikeye uyum sağlanması için yuzyıllar geçmesi gerektiğini söylüyorlar. Aynı şekilde evrim boyunca besin peşinde koşan insan için, yağ ve tuzun azlığı çokluğundan çok daha buyük tehlike oluşturduğu için insan bunlardan vazgeçmekte güçlük çekiyor. Karabaglar SİT alanı MUĞLA (AA) Muğla'nın mesire ve | dinlenme yerlerinden Karabaglar Yaylası'mn tamamı, kentsel ve doğal SİT alanı ilan edildi. lzmir 2 nolu Kullür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun kararına göre, bu yöredeki yayla kahveleri ve mescitlerini de kapsayan 20 yapı birinci grup, 26 adet yayla evi de ikinci grup sıvil mimarlık örneği yapılar olarak tescil edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle