25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/IO 22 NlSAN 1989 HAVA DURUMU Meteoroloıi Genel Mudüriuğü'nAdapaan Adıyaman den alınan bilgiye göre bütün bölAfyon gelerirriiz az bulutltı ve açık geçeAörı cek. HAVA ŞICAKLIĞI: DeğişmeyeAnöra Anakya cek. RÜZ6ÂR: Kuzey ve doğu yönAntalya lerden hafif ara sıra orta kuvvette Artvın eşecek. DENİZLERİMİZDE RUZAydın GÂR: Yıldız ve gundoğusundan 35. Sıfecifc yer yer 6 kuvvetinde saatte, 1021, yer yer 27 deniz mili hızJa esecek. BıOis Deniz mutedil dalgalı. dalga yük Parçalı az bulutlu geçecek. Ruzgâr güney ve doğu yön Bolu sekliği 0.5 ila 1.5. açıklarda 2 met lerden hafif. ara sıra orta kuvvette esecek. Göl hafif çal Bursa ÇanaUufc re. göruş uzaklığı 10 km. dolayın kantılı, göruş uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak. Corum Oerazlı da bulunacak. Van Göiu'nde hava: Adana B B B 6 B 8 B B B 8 B B B B B B 8 TÜRKIYE'DE BUGÜN 33° 15° Dıyarbalür 22°10°E»rne 32" 1S° Erancan 31° t€° Erajoım 30° 15" Eskişehu 28° 10° GaBartep 20° 14° Gııesun 30° 14° Gümüştıane B 24° 10° Hakkân B 31° 14" jsparta 26° 8°islanlıtjl 25° 9°lzmır 26° 8°K*s 6 26° 8°KırWarelı 23°12 c Konya 24° 9°KuBhya 30° 14° Malatya 30° 9°Manisa 22° 8°K.Maraş 26° 8°Mersin 20° 0°Mugta 25° 8°Muş 29°11°Niğde 21° 10° Ordu 24° 5°Rize 24° 6°Samsun 26° 8°S«rt 20° 11° Sinop 30°14°Sıvas 21° O°TetardaJ 24° 6°Trabzon 26° 7°Tuncsi 21°10°Uşak 24° 11° Van 25° 8°Y<sgat 24° 6°Zonguk>ak 8 30° 12° B 32° 14° B 30° 18° B 30° 12° 8 25° 7° 8 25° 9° B 21° 10° B 23° 15° B 20° 10° B 30° 9° B 18° 11° B 23" 7° 8 20° 11° B 20° 10° B Z7° 9° B 27° 11° B 20° 6° B 24° 8° B 18° 11° OUNYA'OA BUGUN Amstertfam Amman Atma Bajdat Barsetona Basef Belgrad Berfn Bom B 12° B 32° B 26° B 32° B 26° Y 14° B 23° Y 9° Y 11° Bruteel B 12° Budapeşte Y 17° Cenevre Y 15° Ceayir B 22° Cıdde B 31° B 34" Dutai Frankturt Y 11° B 31" Gime Y 8° Heis.nk, B 34° Kahıre B 10° Köin Y 11° B 31° Lefloşa Y 8° B 11° B 18° Y t8° B 17° Y 10° Y 11° Y 15° B 3° Oslo B 15° Paris Y 14° 0 B 34° Y 21° ftoma B 24° Sofya B 33° Şam B 25° felAvıv B 26° lunus Y 10° Varşova Y 18° Venedik B 17° Washıng1i0fi B 18° Zürih Y 14° Lenıngrad Londra Madnd Müano Montreal Moskma Mürih Nw Yort MUSERREF HEKİMOĞUJ ANKARA...ANKA Toplumu Onurlandıranlar R? B 24° 6°Kastamonu B B B 24° 7°Kayseri A aç* B buluOu K karlı S &s* Y yajmurlu BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Ağn ilinde, Türkiye ite İran arasında geçişi sağlayan sınır kapısı. 2/ Oylumlu... Sulak yer. 3/ Genellikle gömlek yapmakta kullamlan çizgili ve ince pamuklu kumaş... Gelecek. 4/ Parola... İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi. 5/ Nikelin simgesi... Ilgi çekici ve değişik kimse. İ6/ Sir... Saat, mikros;kop gibi nesneleri tozdan korumak için kullamlan cam koxuncak. 7/ Birgörevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Gündüz yapılan sinema ya da tiyatro gösterisi. 8/ Pamuktan dokunmuş basma.. Bir bağlaç... En kısa zaman süTesi. 9/ Önceleri Atatürk'e tahsis edilmiş, 1951'den sonra ise okul gemisi olarak kullanılmaya başlanmış yat. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Potansiyel. 2/ Faiz... Eski Mısır inanışında ana tanrıça. 3/ Fas'ın kuzeyindeki dağ sırası... Yeni Zelanda'nın plaka işareti... Uzaklık anlatmakta kullamlan söz. 4/ Uluslararası Basın Enstitüsü'nün simgesi. 5/ Hac zamanı dışında Kâbe ve diğer kutsal yerleri ziyaret etme... Bakla içiyle yapılan zeytinyağlı yemek. 6/ Bir nota... Değeri zamana ve ülkelere göre değişen eski bir ağirlık birimi. 7/ II. Abdulhamit'in siirgüne gönderildiği Selanik'te ikamet ettiği köşkün adı. 8/ XIX. yüzyılda Filipinler'de İspanyol yönetimine son vermek amacıyla kurulan gizli birlik. 9/ Argoda karnı aç ya da parasız kimse... Övme. 26 MAKT SECİMLERİVEANAP TABANI Tekirdağ |I1 ve ilçe yönetimine suçlama lannda yaptıklan toplantıda oylannı SHP'nin adayına verdiklerini itiraf eltiler. Bir kısmı da Dogru Yol Partisi'ne çalıştı. Halen il yönetim kurulunda görevli bu arkadaşlar şiradi de il başkanlığını kapmak için tezgâh hazırlıyorlar. Bizim mücadelemiz şimdi bn lüşilerle olacaktır." ANAP Tekirdağ il ve ilçe örgiitANAP İl Başkanı Osman BUer lerinde kazan kaynıyor. Bu, bir ise seçimdeki başansızlığın ana gerçek, kaynayan kazanda bircok nedeninin hükümet politikasınANAP'lının eriyip gideceği de dan ve pahalılıktan kaynaklandıyaygın kanı. ğını vurgulayarak seçimlerde lisANAP'b seçmen de bu durumu telere alınmamalan nedeniyle kargörüyor. ANAP, Tekirdağ'da bu şı partilere destek çıkan ve oyladurumda nereye gider? Çeşitli ku nnı onlara veren ANAP'lı arkatuplara ayrılan örgüt bu suçlama daşlannı göz ardı etmeyeceklerive karalamalardan sonra nasıl bir ni bildirdi. Osman Biler parti tüzük hüaraya gelir ve partilerini nasıl düzlüğe çıkarırlar bunu zaman gös kümlerinin çalıştınlacağını ve bu terecek.. Birbirlerini suçlayan, kişilerin ihraç edileceklerini söybirbirlerinin kuyusunu kazmaya ledi. çalısan il ve merkez ilçe örgüt üyeANAP Tekirdağ İl Disiplin Kuleri erken genel seçimde bugünkü rulu Başkanı Efrarrim Balım 1987 yüzde 20.9'luk ANAP oyunu ne milletvekib' genel seçimlerinde Teoranda çoğaltabilirler? Bu aşama kirdağ merkezindeki yüzde 37.5 da bunun yanıtını vermek olduk olan ANAP oylannın 26 martta ça güç. yüzde 20.9'a düştüğünü haürlaürSeçim sonuçları için belediye ken bunun nedenlerini şu şekilde başkan adayı eski ANAP II Baş a ç ı k l a d ı : "Tekirdağ'da oylanmız iki sekanı Tufan Yıldınm soke olduğubepten azalmıştır. Birincisi hayat nu belirtirken şöyle diyor: "Beni nzen en önemli konu il pahalılığı ile beraber parti genel ve ilçe yönelim kurullannda ve merkezinin teşkilatlanna bakış belediye meclisinde partimizi tem açısı ve parti ici demokrasiyi çasil eden arkadaşlanmızın propa Iıştırmaması. tkincisi ise mahalli ganda çalışmalanna katılmama kırgınlıklar.. Şartlar ne olursa ollan. Üstelik partimize karşı lavır sun Tekirdag'daki oyumuz bu dealarak rakiplerimizi desleklediler. ğildir. İl yönetim kurulu bu kırKiislahlıklannı daha da Ueriye gö gınlıklardan dolayı partimize hizlürerek seçim sonrası kendi ara mel veremedi. Kırgınlık bugünkü yönetim organlanmızda icrayı elinde bulunduran arkadaşlanmızın partiriliği bilmemelerinden ve partici olmamalanndan kaynaklanıyor. Bu arkadaşlar kolektif çalışma ruhuna yabancılar. Ben artık particilik yapmam. Particilik batak iş." ANAP Merkez İlçe Başkanı İsmail Özcan ise ANAP'ın 1983 yılı ruhunu tekrar kazanacağını belirtirken şöyle dedi: "Biz particiliği yalnız uyurken yapmıyoruz. Her saatimizde particilik var. Ve bu ise devam." İsmail özcan ANAP'tan bir tek istifa bulunduğunu, istifa edenin ise eski dönemin Belediye Başkanı Dr. Mahmut Çağiıyujt olduğunu bildirdi. Çağlıyurt devlet memuru olmak için istifa etmiş. Eski il başkanlanndan ve halen İl Yönetim Kurulu üyesi Ali Yorgana da "ANAP'a gelen de olur, giden de olur" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir şeyler yapmak için Ankara'dan mesaj bekliyonız. Yukardakiler artık bize gelip nasıl yapalım, nasıl toparlanalım diye sormalıdırlar. Çünkü işi biz, yani taban biliyor. Biz bu işin bu hale gelecegini biliyorduk. lçimizden çok kişi bize oy vermedi. Kendimizi yenileyecegiz. Anavatan Partisi'nin öziinü bulacağız. Başbakan dahil hepimize büyük ders oldu. Biz büyük partiydik. Şimdi o duruma gelmemiz epey zamanımm alacak. Bizim başka partide yerimiz yok." Listelerde yer almayan eski belediye meclis üyeleri ile il ve ilçe yönetim kurulundan bazdarı "Bu, Karaevli'ye ders olsun. Bizi harcadı. Ama kendini de harcadı, başını yedi" diye ulu orta konuşmaktan çekinmiyorlar. TEKtRDAĞ (Cnmhuriyet) ANAP tabarıında 26 Mart şoku büytik boyutlarda.. Parti binaları sanki kilitli birer sandık. Seçim öncesi an kovanına dönüşen il ve ilçe parti binalannda yönetim kurullarından bir iki kişiyi birlikte görmek hemen hemen olanaksız.. Bir sessizük, bir burukluk var. ANAP'ta.. ANAP'ın uçüncü parti durumuna düşmesıyle birlikte örgütteki suçlamalar, karalamalar da başladı.. Bu karalamalar eski Devlet Bakanı, Milletvekili Ahmel Karaevli'ye kadar uzanıyor. Karaevlı'nin örgütü Ankara'dan telefonla yönettiği ve sonunda bu acıklı tabloyu yarattığı öne sürülüyor. • Karaevli'nın belediye başkan adayı gösterdiği Tufan Yıldınm ile birlikte belediye meclisi üyelerini belırlerken bazı tanınmış ve partiye hizmeti geçmiş kişileri dışladığı hatırlatılıyor. Bu kadarla da kalınmıyor.. Listelerde yer almayan eski belediye meclis üyeleri ile il ve ilçe yönetim kurulundan bazılan "Bu Karaevli'ye ders olsun. Bizi harcadı. Ama kendini de harcadı, başını yedi" diye ulu orta konuşmaktan çekinmiyorlar... 6 0 YIL ÖNCE Cumhuriyel Haynt niçin pahah? mezbaha ücretleri vardır. 22 NtSAN 1929 Fakat diyoruz ve ısrar Bir ejder gibi gırtlağımıza ediyoruz ki, bütün bunların yapışan hayat pahalılığı, ilavesile îstanbulda etin kanımızı emmekte nefesimizi şimdikinden çok daha ucuz tıkamakta devam ediyor. satılması kabildir. Bilhassa Cumhuriyet geçen gün de kayda sayan olan bir fark da bilvesile hayat pahalılığına şudur: Erzurumda sığır 35, Seçim öncesinde, "Dalan misali ortaya çıkan" temas etmiş ve bu meyanda koyun 55 kuruşa satılıyor. eski başkan Aytaç Durak ile il örgütü en göze çarpan et meselesini Arada ki fark 20 kuruştur. mevzuu bahsetmişti. Bu tstanbulda sığır 80 ve koyun arasındaki küskünlük de seçimin ardından neşriyatımız müspet ve menfı 120 kuruştur. Aradaki fark iyice ortaya çıktı. Durak, ANAP oranının akisler yapmakta gecikmedi. ise 60 kuruştur. Sığır olsun yüksek olmasım "ismine verilen oylara" Bu meyanda kasaplar şirketi koyun olsun, Erzurumdan bağlıyor, ama buna örgütün yanıtı "o şimdi de bize uzun bir izahname tstanbul piyasasma maloluncaya kadar, nakliye vatandaş" oluyor. •gönderdi ki, neşriyatımız arasında ona temas edeceğiz. ücreti, mezhaba rüsumu aşağı netici kadroda seçimde uğranılan yukarı aynı masraf tesfiye MEHMET AKA •lddia ediyoruz ki et yenilginin üzüntüsü dışında büedildiği halde Erzurumda bu satışındaki pahahlık, gayri ADANA Seçim yenilgisinin yük bir kanşıklık yok. En büyük iki nevi ?f arasındaki 20 tabii müessirlerin ve bu ardından, ANAP il örgütünün, korku ise halen kişisel olarak sü'meyanda ihtikarm neticesidir. kuruş farkın Îstanbulda da "aileyiz" mesajını vererek parti ren istifalann toplu istifalara dömuhafazası lazım gelmez mi? den kopmalan önleme çabası so nüşmesi. ANAP yönetimi bunu Bu iddiamızı bir kavli mücerette değildir. Onu bu Mantık bunu icap ettiriyor. nuçsuz kahyor. Halen kişisel is önlemek için sürekli, "aileyiz" Ama işte hakikat öyle değil. tifaların gözlendiği ANAP'ta, ya mesajını veriyor, "iyi ve kötü sütunda ispat edecek ve Neden mi? Îstanbulda hükümetle emanetin nazarı kında toplu istifalann da günde günlerde bir arada bulunulması" koyuntarın mezbahaya dikkatine vazeyleyeceğiz. me gelebileceği ve partiden ayn konusunu işliyor. girerken, kesildikten sonra, lanlann büyük oranda DYP veya Bakınız nasıl: kasap dükkanma nakline ve SHP'ye. katılacakları öne sütstanbul'da dünki et satılmasına kadar çevrilen rülüyor. piyasası şu idL Kuzu 120, Koyun 140, Sığır bazı gayrı tabbi tabii ANAP Adana il örgütünde semuamelelerdir. 80. Vaki olan cevabımıza çim yenilgisinin sessizliği hüküm cevaben Erzurum Valisi Fevzi Bu bahse yarın tekrar avdet sürüyor. İl ve ilçe başkanlannın Beyin bize gönderdiği telgrafa edeceğiz. katıldıkları toplantılarda seçim yenilgisinin faturasının kime çıka, nazaran Erzurumdaki et rılacağı tartışıladursun, "Tiirkiye '. piyasası yani müstehlikin genelinde esen rüzgârın Adana'Hi'^UrTbU llk ROaldığı et piyasası şudur rahaUizlıklar w i.yı da kavurduğu" görüşünde bir• "Sığır 35, koyun 55 kuruştur, leşiliyor. Seçim öncesinde, "Dabir koyun 15 liradır. Bu fiat lan misali ortaya çıkan" eski Başfarklarına bir balmumu kan Aytaç Durak ile il örgütü arayapıştıralım. tstanbula gelen sındaki küs*künlük de seçimin arkoyun ve sığırın yüzde 6O'ı dından iyice ortaya çıktı. ANAP'', Erzurum malıdır. Fakat ın Adana'daki oy oranının yükfîatlar arasındaki fark pek sek olmasım, "ismine verilen fahiştir. Demiyoruz ki, et oylara" bağlayan Aytaç Durak'. Erzurumda satıldığı fiatla ın bu göriişüne il örgütünün yaburada da satılsın. Arada nıtı, " O şimdi vatandaş" oluyor. nakliye, çoban, yem ve Adana ISeçim rüzgân kavurdu Bedrettin Dalan'dan sonra ANAP genel merkezine başkaldıran, seçim propagandalarında partisine yer vermeyen, 26 Mart önccsinin anakent belediye başkanı Aytaç Durak, yenilginin ardından eski işi müteahhitliğe döndü. Durak şimdi politikadan olabildiğince uzak kalmaya çalışıyor. Durak, en büyük üzüntüsünün yerel seçimle genel seçimin kanştınlması ve bunda da en büyük kavram kargasasını aydın kesimin yaratmasından doğduğunu söylüyor. "Seçimin genel bir hava içine sokulmasının, yerel yöneticilerin degerlendirilmesinin iyi yapılmamasına yol açüğııu" vurgulayan Durak, ANAP'ın kent merkezindeki oyunun yüzde 29, ilçeler ortalamasının ise yüzde 17 olduğunu belirterek, aradaki yüzde 12'lik farkın, "ismine verilen oylardan kaynaklandıgım" savunuyor. Seçimin hemen sonrasında yaptığı açıklamada, hükümetin istifa etmesi gerektiğini savunan Durak, bu konudaki görüşlerini matematiksel kurallara dayanarak şöyle açıklıyor: "Bu konudaki önerim bir matematiksel kuralın ifadesidir. (Xmayan ergi metodu vardır. tki kere iki dört eder. Eğer karşımzdaki, 'Yok olmaz' diyorsa zoriama yapmamak, 'Buynın siz söyleyin' demek gerekir. Şimdi Sayın Ozal cekilseydi. idare SHP ve DYP'nin eline geçecekti. O zaman SHP ve DYP koalisyonu göriilecekti. Bu partilerin ülkeye yarar getirmediği altı ay içinde anlaşılacak ve daha sonra aynı parlamento, vatandaşın desteğiui kazanacak ve Özal yeniden işbaşına gelecekti. Şu anki durumun çöziilmesi ise cumhurbaşkanlığı seçinunin halledilmesine bağlı. Bu konu halledilmeden aynntılara girmek beklenmedik yanlış sonuçlar doğurabilir." ANAP 1 Başkanı Murat Yıl1 maz ise halen yerel seçim yenilgisinden doğan üzüntülerinden başka bir sıkıntılarının bulunmadığını anlatıyor. Murat Yılmaz, seçim öncesinde yenilgi alacaklannı görmüş ve bu nedenle de seçim konusunda açıklama yapmaktan ısrarla kaçınmış. Yılmaz, "Üretici perişandı, şoför perişandı, işçi perişandı, bütün bunlarla göriişüyor ve yenilgiyi baştan göriiyordum" diyor ve ekliyor: "Vatandaş ANAP'a bir ders vermiştir; bu, ikaz mahiyetindedir. Ama terazinin tokmağı biraz ağır kaçmıştır. Tek tesellimiz Kayseri'den sonra en yüksek oy alınan ikinci il olmamızdır." Yılmaz, "Eski Başkan Aytaç Durak'ın oy oranının yüksekliğini ismine verilen oylara bağlaması konusunda da "Durak'ın halen politik bir özelliği bulunmamaktadır. Görüşlerini vatandaş Aytaç Durak olarak açıklamaktadır. Madem öyle müstakil aday olsaydı da görseydik" diyor. Yılmaz'a göre, "Yerel seçimde Adana'da 109 bin kişi sandık başına gitmedi ve bunlardan yüzde 80'i ANAP'lı". 3 0 YIL ONCE CumhuriYet Amerikaklarm çıkardığı kavga 22 NlSAN 1959 İl ve merkez ilçe örgütlerinde liberal görüşün ağırlıkta bulunduğu ANAP Adana örgütünde, yö kadehler, tabaklar savrulmuştur. İki Türk yüzbaşısının gözierı, ' Dün gece bir Amerikalının Amerikalı çavuşun da kaşı ,evinde Türk ve Amerikalı yaralanmıştır. ; askeri şahıslar arasında vukua Olay, yüzbaşılar tarafından Diyarbakırlı tçişleri Bakanı Abdülkadir ' gelen bir kavga adliyeye karakola, sonra askeri Aksu'nun şmngaladığı moral daha ne \ intikal etmiştir. mahkemeye intikal kadar sürer? Ilacın, etkisini yavaş yavaş [ Tuslog'da görevli Cole adında ettirilmiştir. Mahkemenin yitirdiği gözleniyor son günlerde. Parti verdiği vazifesizlik kararı bir Amerikalı yüksek binaları boşahyor. Yöneticileri bulmak üzerine, müddetin de geçmesi oldukça zorlaşıyor. mühendis evinde verdiği sebebile olay umumi partiye bazı Türk subayları hükümlere göre, Ankara ile Amerikalüarı davet ZİYA AKSOY adliyesine intikal etmiş ve etmiştir. Ceman 22 kişinin DİYARBAKIR Öteden beri sosyal demokratkatıldığı partide bir hayli bugün davacılar ile ların kalesi olan Diyarbakır'da 26 Mart yerel seçim içilmiş, sabaha karşı Penton davalılarm sorguları . adındaki Amerikalı çavuşun yapılmıştır. Amerikalılar da öncesi SHP Genel Merkezi'nce il örgütünün görevden alınması ve belediye başkan adayının "merkez ; küfre başlaması üzerine iki mukabil dava açmışlardır. Türk yüzbaşısı kendisine Sorguda ifade edildiğine göre, ataması"yla saptannıasının ardından partide meydana gelen küskünlük ve kopmalar, en çok ANAP L ihtarda bulunmuştur. Bu Amerikalılar Türklüğe ın iştahını kabartmıştı. müdahale karşısmda hakaret etmişlerdir. Adliyeden ANAP İl Örgütü, başkan adayını belirlerken, Amerikalı çavuş subaylara ayrılırken kapıda biriken yumruk sallamış ve ortalık halk, Amerikalüarı yuhalamış SHP'den kopanların oylannı da çekebilecek birini aradı ve sonunda Diyarbakır Cezaevi'nde ağır işbirden karışmıştır. Kavgacılar ve otomobillerini kencelerden geçip insan dışkısı yedirilen Felat Ceiki tarafa ayrılmış ve arada tekmelemiştir. Amerikalılar miloglu'nda karar kıldı. Cemiloğlu, ANAP il yöhırpalananlar olmuştur. buradan hızla ayrılmak netiminin bu konudaki önerisini ilk anda geri çeBunun yanı sıra sandalyeler, zorunda kalmışlardır. virmişti. Bu arada devreye ANAP lideri ve Başba Bakan Aksu ile gelen moral Diyarbakır GEÇEN YIL BUGUN CumhuriYet yapılmasını isteyen fırıncılar, 1.5 aylık bir bekleyişten sonra isteklerini belediyeye kabul Istanbul'da otobüs bileti ve ettırdiler. Ekmek üanayi ekmek zamlandı. 200 lira Işverenler Sendikası Başkanı olan otobüs biletleri 250 İsmail Hakkı Keçeli, artan liraya, 400 gram 150 lira olan maliyetler karşısmda ekmeği ekmek ise 200 liraya 150 liradan satmanın yukseltildi. Zamlı tarifeler mümkün olmadığını, fiyat pazartesi gününden itibaren artışı konusunda Anakent 'uygulanacak. Belediyesi yetkilileri ile anlaşmaya vardıklarını Uzun siiredir belediyeden söyledi. ekmek fıyatlanno zam 22 NlSAN 1988 Otobüs 250 ekmek 200 lira Seçime 1520 gün kala eski RP İl Başkanı Mehmet Giiran, 500 taraftarıyla ANAP'a geçiyordu. Mehmet Güran, o günkü ANAP'ı şöyle anlattı: "Girdigimiz gün bir düzensizlik. bir başıbozukluk olduğunu fark ettik. Aktif bir hava yoktu partide. Gençlik kesimi yoktu ve ortada kartallar vardı. Oysa les >iyen kartal değil, bülbiil gibi giizel öten dinamik genç insanlar bu işi göliirebilirdi. Biz, bu partiye yeni bir ruh vermek, halka ve millete hizmet sunma arzusuyla gelmiştik. Adayımız çok iyi ve herkesin beğendiği bir kişiydi. Ancak adaylıgında çok geç kalmıştık. İl Başkanı Nezir Koçlar, kısmen de olsa ekibiyle birlikte iyi çalıştı. RP'den de DYP İl Sekreteri Yavuz Başoy geMi. 10 bin oy alması yine de başan sayıhr. Ben kurt, 26 Mart sonrasında, partice sonuç normaldir." sine, ANAP'tan katılımların Yerel seçim yenilgisinden sonra ANAP'ta derin önemli boyutlara ulaştığını "EsAP'lilerin yuvalarına bir sessizük başgösterdi tüm yurtta olduğu gibi. Di ki yarbakır Milletvekili Abdülkadir Aksu'nun Içişle döndüklerini" anlatıyor. Başri Bakanlığı'na atanması bu partiye bir canlılık ge kurt'a göre, "Şu anda yapılacak tirdi. Daha önceleri partiye hiç uğramayan pani yö bir seçimde ANAP'ın alacagı oy ne/ici!eri ile partililer son günlerde gelmeye başla oranı yüzde 14'ü geçmez". dılar. Aksu bakan olduktan sonra ilk gezisinde DiSHP Seyhan ilçe Başkanı Fikyarbakır'a geldiğinde partililere moral verdi üç gün ret Ank, 26 Mart sonrasında, ANAP'ın Türkiye'de oiduğu gikan Turgul Özal bizzat kendisi girdi ve Cemiloğ boyunca. lu'nu ikna etti. Felat Cemiloğlu'nun adaylığını da ANAP'lılar yerel seçimlerdeki yenilgide, hüküme bi, Adana'daki durumunu da en Özal, doğrudan doğruya kendisi ilan ederken "Be tin ekonomik politikasının yanı sıra Diyarbakır Be iyi yansıtan görüntünün, "Özal'ın nim adayım" diyerek tüm gücüyle desteklediğini de lediyesi'nin başarısız çalışmasmın rolü bulunduğunu yüzü" oiduğunu vurguluyor. açıklamıştı. da vurguluyorlar. ANAP'lı Mehmet Güran şu gö ANAP'tan SHP'ye kişisel katıiınalann giderek arttığım, toplu Felat Cemiloğlu, SHP kökenli bir aileden geli rüşleri dile getiriyor: "Halk gözüyle gördüğüne, eline ve cebine girene katılımlar konusunda başvurular yordu. 27 Mayıs devriminden sonra yönetim tarafından Diyarbakır Belediye Başkanlıği'na atanmış bakıyor. Mutfağa milmedi. İşçi ve memunın feryadı geldiğini anlatan Ank, "ANAP ve görevinde de başarılı olmuştu. Bu başarılı çalış dinlenmedi. İşsizliğe çare bulunmadı. Esnafa peşin parti değil, menfaat dağıtan birçıması, 1965'te ağabeyi Nejat Cemiloğlu'nun beledi vergi, çiftçiye pahalı gübre verildi. Ondan sonra da kar şebekesiydi. Bu oy oranı ile ortaklık bitti. Yapılacak bir şey başan beklendi. Olınaz tabii." ye başkanlığına seçilmesini de sağlamıştı. Diyarbakırlı İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu olmadığını bilenler çareyi ortakCemiloğlu'nun adaylığı, ilk günlerde ANAP'lı ollıktan aynlmada buldular" diye madığı savıyla bir bölüm partililerce soğuk karşı nun şırıngaladığı moral daha ne kadar sürer? Ilakonuşuyor. Ank, "Yakın bir zalanmışlı. Ancak çoğu hoşnuttu ve solda da sevilen cın etkisini yavaş yavaş yitirdiği gözleniyor son günlerde. Parti binaları yine boşalıyor. Yöneticileri bui man içerisinde yapılacak genel seCemiloğlu'nun seçilmesine kesin gözüyle bakılıyorçimde, ANAP'ın Adana'daki oydu. Deneyimli politikacılar, adayın geç belirlenmesi mak oldukça zorlaşıyor. yüzde yediyi Sonuç olarak ANAP'ın Diyarbakır'da yeniden to lannın ve yeterli bir çalışmanın yapılmamış olmasım Cegeçmeyeceğini" öne sürüyor. parlanabilmesi için mucizeler olması gerekiyor. miloğlu açısından dezavantaj olarak görüyörlardı. Son soluğa kadar yaşama gücünü, umudunu, sevincini yitirmeyenlere büyük saygı duyarım. Amansız bir hastalığa karşı da direnirler, yüzleri solar, ama gözleri parlar. Acılarını, sancılarını hiç göstermezler Dünyaya gülümsemekten, dostlarına seslenmekten geri kalmazlar. Belli olaylar karşısmda da tepkilerini belirtirler hemen. Görevieri ne olursa olsun, önce ınsandır onlar, insan olmanın onurunu duyarlar tepeden tırnağa, insan olmanın o nurlu savaşını verirler. Onur kırıcı davranışlardan her zaman kaçınırlar. Çok mutluyum, yaşam boyunca böyle kişıler de tanıdım. Örnekleri giderek azalıyor, ama benim dostlarım arasında çok böyle kişiler. Belleğimde de çok güzel anılar var. O dostlardan biri Hasan Esat Işık. Bu köşede de yazdım, Işık da amansız bir hastalığa karşı direniyor, yaşamak için güzel bir savaş veriyor. Kanserle savaşmak kolay değil, ama Hasan Işık bu güçlüğü çevresine yansıtmıyor hiç... Bilimin ışığında onarıma güveniyor. Doktorlara inanıyor. Kimi zaman tbni Sina Tıp Faküttesi kliniğindeki yatağından kalkıp bir dostun cenazesine geliyor, yüzü solsa da dostlukların solmadığını kanttlıyor. Geçen gün bir oğle yemeğinde buluştuk. Masamızda diplomatlar da var, mesleklerınin bir döneminde Masan Işık ile birlikte çalışmışlar, örneğin Parls elçiliğinde. Güzel bir birikim var o günlerden, büyükelçilerinden çok şey öğrenmişler, sevgileri, saygıları artmış giderek... Mesleğe yeni başlayan bir kişinin, ufkunu açan, aydınlatan; doğrulara ya da yanlışlara yaklaşımda yanılmayan kişilerle çalışması çok önemli elbet. Yalnız diplomatlıkta değil, başka dallarda da bilim dalında; doktorlukta, gazetecilikte ya da politikada iyi örnekler çok önemli; gençlerde güzel şeyler üretir, yeşertir, kötü örneklerse iyi bir tohumu da soldurabilir. Değer yargılarını altüst eder Kişisel çıkarlarına öncelik veren, o çıkariar uğHjna ödünler verebilen, değişen koşullarla tolayca uyum sağlayan bir kişi, çevresindekilere iyi bir örnek olabilir mi hiç? Ancak köşeyi dönrnek yöntemlerini gösterebilir. Genç bir diplomatın, bir gazetecinin ya da genç bir bilim adamının bu yöntemlen öğrenmesi, aynı yoldan vürümesi olanağı yok her zaman. Kişiliği, dünyaya bakışı başka doğrultudaysa umutsuzluğa düşebilir. Her dalda çok yaşanıyor bu tür düş kırıklıkları. Daha da acısı, kimi zaman düzeni değiştirmekten, değişen değer yargılarını yerine oturtmaktan söz edenler bile sözlerini unutuyor. Geçmiş dönemlerde böyle düş kırıklıklarını da yaşadık değil mi? ** * O öğle yemeğinde çok tatlı saatler geçirdik. Eskimeyen oyküleri konuştuk. Paris anıları, Moskova, bakanlık dönemleri, Hasan Esat Iştk'ın CHP'ye katılması, Bursa'dan milletvekilliği, Milli Savunma Bakanlığı, CHP Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerinde yaşadığımız kimi olaylar. Masadakiler gözleri parlayarak dinlediler. Tüm olaylar yakın tarihimize güzel bir ışık tutuyor. Bir büyukelçinin, bir bakanın, bir politikacının saygın çizgilerini de parlatıyor. Sofrada guzel bir rüzgâr esiyor sözün kısası. Çoktan unuttuğumuz ve özlediğimiz bir rüzgâr. Geçende Fransız Büyükelçisi Eric Rouleau ile bir öğle yemeğinde de hissettim o rüzgân. Hasan Bey sancılar içinde, ama dimdik oturuyor büyukelçinin karşısmda. Bir Fransız diplomatıyla, eski bir gazeteciyle konuşmak olanağını en güzei biçimde değerlendiriyor. Bir devlet adamına yaraşır sorumluluk içinde, o her zamanki zarafeti ile Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na katılmasının yararlarını anlatıyor. Batılı dostlarımız açısından da taşıdığı önemi ve anlamı. Onu dinlerken onurlandım doğrusu. Keşke başkaları da duysa, diye düşündüm. Dış politika sorunlarına hayli dar açıdan bakanların açısı biraz genişlerdi belki! Yalnız dış politikada mı? 1973'te parlamentoya geldiği zaman Adalet Partisi kulisinde rahmetli Ahmet Topaloglu ve Hasan Işık ile bir konuşmamız var. Hasan Bey espriler, kahkahalarla bir bakanın görev ve sorumluluklarını tanımlıyor bana. Bir bakanın üyesi bulunduğu hükümetin tüm politikasından sorumlu olduğunu, bakanlığının sınırlarındaki sorumlulukla yetinemeyeceğini vurguluyor. Sonra da başbakanın bakanlar kurulundaki yerini tanımlıyor. Bugün nasıl uzağız bu tanımlardan!.. Gazeteci olarak da çok şey öğrendim Sayın Işık'tan. Ona yönelen htçbir soru yanıtsız kalmadı. Düşüncesini doğrudan söyler, çünkü soyleyecek sözü var; sözünün sorumluluğunu taşıyan bir kişi. Oysa yıltar boyunca neler yaşadıkl Kimi bakanlar sorulardan hoşlanmaz, yanıt vermekten kaçınır, ya da "bunu bana sormamış olun" türünden bir şey söyler. Oysa sorulmuş bir kez! Bugün daha da ilginç bir durum. Kimi bakanlar demeç veriyor, arkadan yalanlıyor; laikliğe ters düşen sözlerini eleştiren çevrelere, örneğin Çankaya'ya, basına yanlış yansıdı diye savunanlar var! Hatta bir sözü bir sözüne uymayan, bir günde politika değiştirenler... Hasan Işık ile yaşadığım bir kaç olay çok etkiledi beni. Savunma Bakanı iken bir bütçe görüşmesini unutamam! Komisyonda hayli uzun bir konuşmayla ilgi çekti. Soruları, eleştirileri yanıtladı; aşağıda bir yemekte milletvekilleri ve generallerle güzel söyleşiler yaptı. O anda hiç kimse istifa edeceğini düşünemezdi. Oysa ertesi sabah görevinden ayrıldı. Elbet haklı nedenlerle. Örneğin Başbakan Ecevit'in kimi konuları doğrudan komutanlarla görüşmesi ilkesel kişiliğine ters geldi sanırım. Bugün bakanların istifasına ancak başbakan karar veriyor değil mi? İlkeler hayli geride. Politika çok dar çevrede oluşuyor, sonra da demokrasideki gelişmelerden söz ediliyor. Üç liderin ekranda buluşması yeterli bir gösterge mi acaba? Hasan Işık'ın CHP Genel Sekreter Yardımcılığı'dan ayrılması da unutamadığım bir olay. Görevi gereği il ve ilçe kongrelerine giden Işık, kimi kongrelerde uygulanan yöntemleri demokratik bulmuyor. Genel merkezi uyarıyor. Uyarısma yanıt alamayınca görevinde kalmayı gereksiz buluyor. O günleri anımsayınca insan şaşırıyor. Bunca olay, bunca deney, değişen nedir diye. Galiba kimi kişilerin yöntemi hiç değişmiyor. Hasan. Işık, parti yönetimindeyken genel yönetim kurulunda bir grup işbaşında, Meclis grubunda öteki gruplar işbaşında olsun, bir denge olur, görüşüne katılmadı hiç, bu dengeyi yapay buldu. Büyük çoğunluğun benimsemeyeceği iç grupların egemenliğine karşı çıktı. Bence çok haklıydı. Çünkü bir ya da birkaç grubun egemenliği ile siyasal ortam ancak ypzlaşıyor. Yozluğu aşmak siyasal bir güç olmak tüm grupların katılımıyla gercekleşiyor. Ama aradan yıllar geçti bu gün de benzer eğilimler yaşanıyor SHP'de. Üstelik aynı kişilerle! Bir de Ayasofya olayı var. 1980 yazında Ayasofya'nın camiye dönüşmesini isteyenlere haklı bir tepki gösterdi Hasan Işık Ayasofya Müzesi Atatürk ilkelerinı ve laikliği simgeleyen bir yapıt. Gündemde erken seçim var. Adalet Partisi Ayasofya'yı camiye dönüştürme girişimini erken seçim söylentilerinin yoğunlaştığı bir dönemde açıklıyor. Elbet bir rastlantı değil. Seçime giderken CHP'nin yeterince karşı çıkamayacağını hesaplamış olabilir. Hasan Işık, grubunu uyarmaktan geri kalmıyor. Partinin yetkili organlarmın girişimiyle genel bir görüşme öneriyor. Bugün de benzer bir durum var. Sayın Demirel yine Ayasofya'da namaz kılmaktan sözediyor ANAP'ın bir kanadında cumhuriyetimizin temel ilkelerini sarsan eğilimler tehlikeli boyutlara varıyor. SHP'nin sesi duyulmuyor hiç, duyarlığı hissedilmiyor. Belli yasaların Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesinde neden yan çizildi acaba, oy kaygısıyla mı? Ancak oy kaygısı ile verilen ödünler vatandaşın gözünden kaçmıyor. Belli ilkelerde SHP'nin duyariığına inanmak, gerçek politikasını açık seçik görmek istiyor. Belli konularda suskunluğu da ödün diye yorumluyor. Hasan Işık'tan özür diliyorum, bir öğle yemeğinde esen rüzgârla tazelenen anıları yazmamdan hoşlanmaz belki. Ama içimden geldi. Hastalığına, sancılarma karşın insanlara gülümseyerek bakmasının gizi burada bence. Yaşama sevinci böyle güçleniyor insanların. Niçin yaşadığım, insan olmanın onurunu derinden hissederek; ot gibi değil, insan gibi yaşayarak, belli savaşları göze alarak, ilkelerinden inançlarından ödün vermeyerek. Böyle kişiler yüzleri solsa da parıltısını yitirmiyor. Amansız bir hastalığa karşın dimdik duruyorlar ayakta. Sayıları azalsa da toplumumuza da böyleleri onur veriyor. Yazanmız Müşerref Hekimoğlu'nun, gazetemizin dünkü sayısında yer alması gereken yazısınm yerine, bugün yayımlanması gereken Mehmed Kemal'in Politika ve Ötesi yazısı girmiştir. Bu yanlışlık nedeniyle özür diliyor, Müşerref Hekimoğlu'nun Ankara.., Anka... notlanm bugün yayımltyoruz. TERS ADAM (Roman) HaboraTay. Barlas Özankça
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle