25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
// NİSAN 1989 HABERLER CUMHURFYET/7 Insaıu göz ardı ettik ERBtL TUŞALP ANKARA ANAP Ankara Milletvekili, Adalet Komisyonu Başkanı Alpaslan Pehlivanh, iktidann devamının tek koşulunu, "batalann kabul edilerek.bundan sonrası için halka umut verilmesine" bağladı ve "En biiyük hatamız insan unsnranu göz ardı etmek oldu" dedi. Pehlivanh, Başbakan Türgut özal'la anlaşamadığı noktanın, "Özal'ın çok realist bir politika izlemesinden" kaynaklandığını söyledi. Pehlivanlı, "Ben Sayın Özal'ın, 'gerekeni yapanm, oy kaybedersem de kalkar giderım' anlayışına karşıyım. Ben politikacı olarak partimin yaşamasını, iktidanmızın da sünnesini isterim" dedi. Pehlivanlı, yerel seçira sonuçlannın iç politikaya yansıması konusunda Cumhuriyet muhabirinin sorularını yanıtlarken, "ANAP'ın tek adam partisi göröniimfinden kurtulduğuna ilişkin emarelerin gonilmeye başlandığını" söyledi. Pehlivanlı'ya yöneltilen sorularla yaıutlan şöyle sıralanıyor: Yerel seçim sonuçlan 12 Eyliil rejiminin sona erdiği biçiminde yonımlanabilir mi? Yerel seçimlerle sizce bir ara dönem daha kapandı mı? PEHLİVANLI Bence 12 Eylül'ün misyonu 1986 ara seçimlerinde donmaya başladı. Çünkü 12 Eylül açık açık o zaman tartışılmaya baslandı. 12 Eylül döneminde kurulan partiler, 12 Eylül öncesiyle tehdit ederek oy toplamaya çalıştılar, öteki taraf demokrasinin kesintiye uğramasııun sonuçlanyla. Izler çok taze olduğu için, 12 Eylül öncesini tehdit unsuru yapanlar kazandı. 1989 yerel seçimlerinde 12 Eylül döneminde kurulan son partinin, ANAP'ın yenilgisinden hareket ederek, "Bir ara dönem kapanmıştır" demek bunun için doğıu olmaz. 12 Eylül, 1986, 1987 seçimlerinde, referandumunda bitti. lanrnız açık açık "DYP'nin ekmeğine yağ mı süreceğiz?" diyorlar. SHP'nin içindeki birtakım etnik gnıplann harcanma korkuları ile erken seçime hayırlan var. Bunları şunun için söylüyorum: Erken seçim isteyenler, yann kendi gruplarından erken seçim kararı çıkartamazlarsa, meydana gelecek kaosun altından kim kalkabilir? Eylül'de bir erken seçim, ka Erken seçime "hayır", bu sım 1989'da cumhurbaşkam seçinalıma "evet" anlamına geliyor mi için kaçınılmaz olrauyor mu? PEHLİVANLI Anayasamn mu? cek. Kendisini seçen Meclisin aritmetiği birinci senede değişirse, o zaman cumhurbaşkam istifa mı edecek? İlk kez bir sivil cumhurbaşkam seçme şansını yakaladığımızı sanıyorum. Kullanmamız gerek. TBMMAdalet Komisyonu Başkanı ANAP'lı Pehlivanlv GÖRÜŞ İNSANLAR PARLAMENTO kulisinde SHP Genel Merkezi'ne yakın bir milletvekili ile konuşuyoruz. Konu, yerel seçim sonrası SHP olarak ızlenen politıkalar. "Erken seçim cumhurbaşkam seçiminden önce olmalı, erken seçimlerden çoğunluk partisi olarak çıkacak olan SHP, İnönü'yü cumhurbaşkam seçtirebilir. Deniz Baykal yönetiminde kurulacak bir SHP hükümeti.." diye anlatıyor. Uyumsuzluk Uyumsuzluk duygusu, her sokağın dönemecinde her adamın yüzüne çarpabilir. FÜSUN ÖZBtLGEN Özal yapıyı biliyor Yerel seçimlerden sonra izledigi politikayla Sayın Özal ne yapmak isti>or? tzlediği yol gerçekçi politika ile bağdaşıyor mu? PEHLİVANLI Ben Sayın özal'ın "Gereken neyse onu ya Ben, Özal'ın 'Gerekeni yaparım, oy kaybedersem, kalkar giderim' anlayışına karşıyım. iktidanmızın devamı, hataları pazarhk ne de bir koaüsyon protokolü var. Bizde iktidarda olmakabul ederek, bundan sonrası için halka umut vermekür. nın ve beş sene dört ayda tam yeAİVAP, şimdiki görünümüyle bir koalisyon, ama bu di seçimden geçmenin getirdiği bir koalisyonun ne pazarlığı var ne protokolü. MÇP ve RP'ye kaynaşma, bir biıliktelik var. Ko İSTANBUL SORUNU alisyon kadar disiplinli değilken, giden oylar nedeniyle ANAP'tan kopma olmaz. işte bu nedenle, sanki köklü bir Ben eski Adalet Partiliyim. îl başkanlığı yaptım. Şimdi partiymiş gibi birbirine dayanan benim DYP'ye gitmem lazım. Bu benim için çok büyük bir insanlann partisiyiz biz. Eski o SHP'nin iki kez tekrarlanan partilere yakın diye iddia edilen şahsiyetsizlik olur. Arkadaşlarım da benim gibi düşünür. kongre ile seçilen Ercan Karaarkadaşlanmız gitmezler. Bu siyaPEHLtVANLI 1992'ye kadar "Ben kesinkes seçim yapmam" demek, bunalıma evet anlamındadır. Ama "Hemen seçime gidelim üç ay sonra seçime gidelim" demek de bunalıma evet demektir. Benim erken seçim isteyenlerle, istemeyenlerle görüş aynlığım buradadır. 1992'ye kadar iktidarda kalmak da hemen eylülde seçim yapmak da Türkiye'de bir kaos yaratır. Niçin diyeceksiniz: SHP'nin içinde son birkaç gündür gelişen tartışmalara bakın. Birtakım SHP'li arkadaşnasıl haarlandığını hatırlatıyorum; genel oylarnanın dışında, bütün süreçte son söz askerlerindi. Askerler peşin peşin "Benim kurum olarak yapım, seçimlerde az oy olan ya da oyu azalan partinin iktidar olduğu bir Meclisten seçilecek cumhurbaşkanını kabul etmez" diyebiürlerdi. Anayasada böyle bir kayıt yoktur. Bir de şöyle düşünün. Muhalefetin islediği tarihte erken seçim yapahm ve yeni cumhurbaşkanını yeni Meclis seçsin. Bu cumhurbaşkam, iki genel seçimden geçepanm, oy kaybedersem de kalkar giderim" anlayışına karşıyım. Bir de şu var: Sayın Başbakanımızın izlediğı politik değerlendirmelere de ekonomik tedbirlere de katılmayabilirim. Sosyal şartları deterlendirmede de birtakım zıtlıklanmız olabilir. Ama şu anda genel başkan ve başbakan sıfatıyla, bütün ANAP adına hareket ettiğine göre, ben Sayın özal'ın Anavatan'daki yapıyı biliyor diye düşünmek zorundayım. Başbakarumızın ne yaptığıru, ne yapmak istediğini bilenlerin sayısının, si kişiliğe karşı olur. Siz eider misiniz? PEHLİVANLI Ben eski AP'liyim. ll başkanlığım yaptım. Şimdi benim DYP'ye gitmem laam. Bu benim için çok büyük bir şahsiyetsizlik olur. Öteki arkadaşlarımın kişiliklerinin de benden hiç geri kalmayacağını söyleyebilirim. Sayın Keçeciler'in Sayın Necmettin Erbakan'la göriişme iddialan var ama? PEHLİVANLI Zannetmiyorum ve böyle bir şey olmaz diyorum. seçimden sonra daha fazlalaştığına inanıyorum. ANAP'ın oluşumundaki dört eğilimden'ikisi, MHP ve MSP son seçimlerde oylannı asli yerlerine, MÇP ve RP'ye geri gö(ürdüler. Oylar asıl yerlerine gittiğine göre, bu partilerin göriışunu benimse\en ANAP'taki milletvekilieri de partilerinden kopaıiar mı? PEHLİVANLI Şimdi her ne kadar bir koalisyon görüntümüz varsa da böyle bir şey olabileceğini sanmıyorum. Bizim koalisyon görüntümüzde, aslında gerçek koalisyorüardan daha sağlam „,,.„ „ „ „ . bir yapı ı m W f a var. Çünkü aramızda ne SHPDE NEIER OUJYORNELER OLMUYOR Parti içi kavga başlatmanın anlamı Bu müthiş planı genel merkez yönetimine yakın olmayan bir parti yöneticisi ile konuşuyoruz, gülüyor: "Baykal, CHP döneminde de böyle stratejik anlarda ciddi politika hatalan yaptığı için CHPMSP koalisyonu bozuldu ve erken seçim derken MC hükümetleri kuruldu. Politika bu kadar ucuz mu? İnönü'yü cumhurbaşkam yaparak parti yönetimine el koyup Baykal'ın basbakan 135 günlük süre doluyor kaş yönetimindekı İstanbul ıl örgütü 30 Kasım 1988 tarihinde SHP Genel Merkez yönetimince görevden alınmıştı. Bu karar örgüt yönetimine 2 Aralık 1988 tarıhınde teblığ edilmıştı ŞHP il Başkanlığı'na Mustafa Özyürek atanmıştı. Delegelenn bir bölümü Ocak 1989'da olağanüstü genel kurulun yasal süresi olan 45 gun içinde yapılması için atama ile gelen il yönetimine başvuruda Öryurek Karakaş bulundu. SHP'nin görevden alınan yöDaha sonra 300 kadar delege noter kanalı ile başvuruları neticileri bu tüzük hükmünün nı tekrarladılar, yanıt alamadı yasaya aykın olduğunu savunajar. Sonra Genel Başkan Erdal dursunlar 45x3 kezlik yani 135 İnönü'ye binlerce üyenin imzalı günlük süre de 15 nisan cumartesi günü doluyor. Bu tarihbaşvurusu yapıldı. te kongre yapılması için 10 gün Bu basvurulara yanıt verıl önceden yani 5 nisan günü memesi üzerine hukukçu dele kongre tarihinin açıklanacağı gelerden Behlül Ablak 23 bir duyuru yapılması gerekiyorocak günü Cumhuriyet Başsav du, bu duyuru da yapılmadı. cılığı'na başvurarak 2820 sayıYani SHP tüzüğünde öngölı Siyasi Partiler Vasası'nöa 19/5 maddesı gereğince olağanüs rülen süreler de dolduğu halde tü il kongrelerinin en geç 45 İstanbul'da kongre yapılması gün içinde yapılması gerektiği için hareket görülmüyor. SHP yönetımi işte bu harekeni hatırlattı ve bu hükmün yenti şimdi başka bıçimde gösterine getirilmesini istedi. yor ve örgütün yeni yönetımi Cumhuriyet Başsavcıhğı bu seçmesıni sağlamak yerine tübasvuru üzerine, yasa hüküm zükte değişıklik yapıp, il..yönelerinın uygulanmasını istedi ve timini ve delegasyonu kendi yöSHP Genel Merkezi'ne uyarıda netimine uydurmanın yollarını arıyor. bulundu. Siyasi Partiler Yasası'nda Orgüt yönetimlerini ve milletolağanüstü kongrenin 45 gün vekillerını merkezden atama ile içinde yapılması öngörülüyor. seçmeye çalışan "sosyal deSHP tüzüğünün 35/B madde mokrat yönetim biçimi" bakasinde ise 45 günlük sürenin üç lım bu ginşımlerınden nasıl sokez yinelenebileceği belirtiliyor. nuçlar alacak? olacağını hesaplayan genel merkez kurmaytarı yine tarihi bir hata yaparlar. Bir kez İnönü bu partinin başından aynlırsa partinin birlik ve bütünlüğü tehiikeye girer." SHP, yerel seçimlerde 40 tane ilin ve yüzlerce ilçenin belediye yönetimlerini eline geçirmiş olmanın sorumluluğunu yaşayacak ve bu yerel iktidarlardan, merkezi iktidara yürüyecek yerde başka işlerle uğraşmaya başlıyor. Genel merkezde bir telaş bir telaş, parti içi muhalefeti etkisizleştirmenin ince taktiklerini hazırlamakla uğraşıyorlar. Tüzük değişıkliği önerisi, dün toplanan parti meclisine getirilmesi en son düşünülecek konu iken öncelikli mesele haline getiriliyor. SHP böylece yeniden parti içi tartışmalara gömülüyor. TEKZİBE YANIT Ataseveıfin suçluluğu Ecevit: SHP yavuz hırsızlık yapıyor D S P Genel Başkanı, SHP raporunda, partisinin oy çaldığı yolundaki saptamalan "yüzsüzlük" olarak niteledi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, SHP Merkez Yönetim Kurulu'nun yerel seçim sonuçlarıyla ilgili raporunu "yavuz hırsızlığa" benzetti. Ecevit, SHP'nin raporunda "DSP'nin, ANAP'Un oy 'aldı'ğı, SHP'den ise oy 'caldı'ğı" doğrultusundaki saptamalarına karşı olarak dün yaptığı yazılı açıklamada, "DSP'yi kendisinden oy 'çalmış' gibi göslermesi, tam bir 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' örnegidir" dedi. Turkiye'de dünyamn en adaletsiz seçim sisteminin uygulandığına dikkat çeken Ecevit, ANAP'ın bu adaletsiz seçim sistemini SHP'nin desteğiyle yürürlüğe koyduğunu öne surdü. Ecevit, başka partilerin milyonlarca oyunu kendi hanelerine yazdırarak oy hırsızlığının yapıldığını da ileri sürdü. SHP'nin gerek 1987 genel seçimlerinde, gerek son yerel yönetim seçimlerinde "Bu seçim sistemiyle DSP'ye vereceğiniz oylar ANAP'ın yaranna olur" propagandasıyla DSP'ye oy verecek birçok seçmenin oylannın saptmldığını iddia eden Ecevit, "Böylece siyasa) tarihimizin en büyük oy hırsızlığını yapan bir partinin, şimdi DSP'yi kendisinden oy 'çalmış' gibi göstermeye kalkışması büyük bir yüzsözlüktür" dedi. Babçeta tsş kasMI Göz alabildiğine portakal, Smon bahçeteri uzanırdı bu kıyılarda. Şimdi yerlennde betonlar yükseliyor onlarca kata varan. Hiç bu kadar hızlı ölmemişti yeşil MEHMET YAPICI MERSİN Ege'den sonra Akdeniz kıyılannda da hızlı bir betonlaşma yaşamyor. Zengin bir tarihe ve doğal güzelliklere sahip Akdeniz'in Içel kıyı kesiminde yükselen çok katlı yapılar, deniz ile kara arasında duvar oluşturdu. Mersin'den Silifke'ye kadar 90 kilometrelik sahilde inşaata uygun ve denize girilebilecek tüm noktalar kapatılmış durumda. Bu kesimde göz alabildiğine uzanan portakal, limon ve diğer narenciye bahçeleri ortadan kaldırılarak çok katlı apartmanlar dikiliyor. Kıyıyı dantel gibi işleyen her koyda "uydukent"ler kuruluyor. Mersin'den başlayarak Silifke'ye dek uzanan kıyıda bitişik düzenle alabildiğine süren yapılaşmada ortaya çıkan uydukent sayısı 20'yi aşıyor. Sahildeki bu yapılaşmada, bölgede yer alan ilçe ve kasaba belediyelerinin önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor. Önerilen yüksek paralara "hayır" diyemeyerek toprağıru bu amaçla kurulmuş kooperatiflere satan üreticinin yanı sıra belediyelerin de, öngördükleri hizmetleri gerçekleştirmek için ellerindeki arsalannı paraya dönüştürdükleri izleniyor. Kimi belediyelerin ise kaçak yapılara göz yumdukları belirtiüyor. Silifke'yi de aşarak Anamur'a doğru genişleyen Mersin kıyılanndaki betonlaşmanın bu hızla sürmesi halinde yakın bir tarihte Akdeniz'in bu kıyısmın turizme tümüyle kapanacağı savlanıyor. Mersin Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Muzaffer Tunca, turizme hiçbir katkısı olmayan, salt belli bir kesimin yazlıkları olan bu yapılaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Tunca, "Avrupa'nın turizm cennetleri tspanya, Italya, Yunanistan ve öteki ülkelerden, betondan kaçarak Türkiye'ye gelen insanlar, burada da aynı durumla karşılaşınca, hayal kırıklığına uğruyorlar" derken, sahilde yer alan yerleşim birinJerinin belediye başkanlan ile göriişerek bu yağmaya engel olmalarını istediğini anlattı. Belediyelerden İmren Aykut'a: \ZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA 2 bin işçi de "pasif direniş'Mn içindeydiler. 110 bin lira ücretle çalışan işçiler şunları söylüyorlardı: Küçük bir pompanın tamiri bir saatte bitecekse bu süre beş saate çıkabilir. Kamu kesiminde yaklaşık 600 bin işçi var. Tıkanma noktasına gelen toplusözleşme görüşmeleri pasif direnişleri gündeme getirdi. 12 Eylül 1980'den sonra kaveriliyor. Eh bu yöntem de KİTlerin özelleştirilmesinde bir hayli etkili oluyor. Geçici işçi, mevsimlik işçi ve taşeron işçisi KİT'lerin bünyesi içinde gelişti, dal budak saldı. Petrolİş Sendikası'nın KİT'lere yönelik araştırmasına göz attığımızda, kimi çarpıcı örneklerle karşı karşıya kalırız. Özal hükümetlerinin bu konuda aldığı ilginç kararların ne olduğunu öğverenleri Sendikası (TÜHİS), Türkiye Maden, Enerji ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (Türk KAMUSEN), Türkiye Kimya, Petrol, Lastık ve Plastik Sanayi işverenleri Sendikası (KİPLAS), Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ve Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası. Ayrıca bu işveren sendikaları dışında Çalışma Bakanlığı'nın istişari görüşü alınarak diğer işveren sendikalanna da KİT işyerleri üye yapabilmektedir. • Özetleştirmeye hazırlık amacıyia da yapılmış olduğuna inandığımız KİT'lerin böylesi bir düzenleme ile özel işveren sendikalanna ve TİSK'e üye yapılmaları, işveren sendikal örgütleri düzeyinde özelleştirmenin belli bir aşamasının tamamlandığını ortaya koymaktadır. Görüldüğü gibi KİT'lerde çalışan işçilerin salt parasal sorunları yoktur. Bir yandan iş güvencesi, kapıya bırakılma korkusu ve öte yanda ayda 120 bin lirayla yaşam kavgası vermesi. Sosyal devlet ilkesi kavramıyla eşdeğerli olan KİT'lerde çalışan işçiler, zor günlerin eşiğindedirter. Yapacak fazla şeyleri yoktur. Sanırız eylemlerinde de yerden göğe kadar haklıdırlar. KİT'leri başarısız kılan nedenler de isçiye fatura edilmemelidir. İZMİR 120 bin lira ücret geçiyordu ayda eline. 20 yıllık karayolu işçisiydi. iki çocuğu vardı okula giden. Ev kirası ayda 50 bin liraydı. İşten çıktıktan sonra bir temizlik şirketinde çalışıyor, buradan da ayda 5060 bin lira kazanıyordu. Üyesi olduğu Yoliş Sendikası ile işveren, toplusözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlayamamış, uyuşmazlığa gidilmişti. Karayolu işçisi aylardır evine bir kilo et alamamıştı. Yalnız o 20 yıllık karayolcu muydu yaşam savaşı veren, enflasyon çarkının acımasız dişlilerinde gün gün ufalan, yok olan? Onun gibi binlercesi, salt Yolİş ve Tek Gıdaİş Sendikası üyesi 164 bin işçi... Grevleri ertelenen Türk Metal üyesi 25 bin demir çelik işçisi. Şeker fabrikalarında çalışan Şekerİş üyesi 37 bin emekçi. Tüpraş sözleşmesine "YHK" yolu gözükmüştü. Petrolİş'in Aliağa şubesi yöneticileri, Tüpraş sözleşmesinde Petkim oyununun yinelendiğini açıklıyorlardı. Eylem türü dün sabah "işe geç başlama" bıçimindeydi. Sonra toplu halde vizite kuyrukları oluştu. Öğle saatlerinde genel merkezden gelecek buyruk gereğince sendika önünde toplanmaya başladı işçiler. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarında çalışan Hak Arayışı Once işadamlarmdan SSK borçlarını alsın İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı İmren Aykut'un SSK'ya borçlu belediyeler için haciz kararları alacaklarım açıklaması, muhalif partilerden belediye başkanlannın tepkisine yol açtı. Izmir Anakent Belediye Başkanı Yüksei Çakmur, "Böyle şey olmaz. Ülke yaşamında böyle sarsıntı verici durumlardan kaçınmak lazım" derken, Muğla Belediye Başkanı Orhan Çakır. "Bu, vicdansızlık. Sayın. Aykut önce işadamlarmdan alacaklarım alsın" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı imren Aykut, birçok belediyenin, çalıştırdığı işçilerin sigorta primlerini ödemedikleri için SSK'ya borçlu olduklannı söylerken, belediyeler için art arda haciz kararlan çıkması beklenmeye başladı. Muhalif partilerden seçilen belediye başkanlan ise bunu "haksızlık, halkın cezalandınlması" olarak nitelendirdiler. Anakent Belediye Başkanı Yüksei Çakmur, bu tavrı onaylamanın olanaksız olduğunu belirterek şunları söyledi: "Bir kamu kunımunda bu ölçüler içinde hacizden söz elmesi, çok yanlış. Bu tavır, ülke benliğini sarsıcı bir tavır olur. Ülke yaşamında böyle sarsıntı verici durumlardan kaçınmak lazım. Kendilerinin bunu değerlendireceğini umuyorum. Devletlerarası politikada bile bunlar uvgulanınıyor." 68'liler Yeşil Sera'da Kamu kesiminde yaklaşık 600 bin işçi var. Tıkanma noktasına gelen toplusözleşme görüşmeleri, pasif direnişleri gündeme getirdi. 12 Eylül 1980'den sonra kamu kesiminde çalışan sendikalı işçilerin iş güvencesi bir anlamda yok edildi. KİT yönetim kurullarındaki işçi üyeliğine son verildi. Getirilen grev yâsağıyla bu işyerleri, dikensiz gül bahçesine dönüştürülmekistendi. mu kesiminde çalışan sendikalı işçilerin iş güvencesi bir anlamda yok edildi. KİT yönetim kurullarındaki işçi üyeliğine son verildi. Getirilen grev yâsağıyla bu işyerleri dikensiz gül bahçesine dönüştürülmek istendi. İşten atılmaların en yoğun olduğu yerlerin KİTIer olduğu biliniyor. Aulma yöntemi çok değişik. İşçinin işyeri değiştiriliyor ve istrfaya zorlanıyor. Olmadı bir neden bulunup, disiplin kuruluna renebiliriz. Şöyle: • Başbakanlığın 6.2.1986 tarih ve Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü 1838304069 (1986/1) sayılı genelgesi ve 5.5.1986 tarih ve Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü 1938308929 sayılı yazıları ile kamu kurum ve kuruluşlan, işveren sendikalanna üye yapıldılar: Kamu İşletmeleri İşverenler Sendikası (KAMUİŞ), Türk Ağır Sanayi ve Hızmet Sektörü Kamu iş BEZMİ Âlem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi kliniklerine Yardım Vakfı Başkanı Prof. Dr. Asaf Ataseven'in geçen hatta bu sütunlarda yayımladığı tekzip metnine Avukat Engin Ünsal'dan bir yanıt geldi. Bu yanıtı da aynen yayımlıyoruz: Vakıf Gureba Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Asaf Ataseven'in gazetenizde çıkan ve gerçekleri kamuoyundan gizleyen tekzibi nedeniyle aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu olmuştur. Vakıf Gureba Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Asaf Ataseven, müvekkilim Opr. Dr. Aydın Otçu'ya kamu görevi yaptığı sırada hakaret etmekten TCK'nın 482/3. maddesi uyarınca Fatih 3. Asliye Ceza Mahkemesi taraf ından 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Bu karar Yargıtay 4. Ceza Daıresi'nin 82993123 sayılı kararı ile bozulmuşsa da aynı mahkeme kamu hizmetlisinin tahkir edildiği yolundaki eski görüşünde ısrar ederek mahkumiyet kararını değiştirmemiştir. Bu kararın temyiz kabiliyeti olmadığı halde sanık temyiz yoluna gitmiş ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararın temyiz niteliği olmadığı gerekçesiyle bu istemi reddetmiş ve böylece sanık Asaf Ataseven'in cezası, davanın esasını çözümleyen Fatıh 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı ile kesinleşmiştir. Bundan sonra adalet tarihimizin en ilginç olaylarından bir yaşanmış ve anımsayabıldiğımiz kadarıyla ilk kez Adalet Bakanı bir şahsi davayı yazılı emiı ile bozdurmak yoluna gitmiştir. Yazılı emir, kesinleşmiş, fakai Yargıtay incelemesinden geçmemiş kararların, ileride adaletin dağıtımında yol gösteric olması amacıyla başvurulunar bir yoldur, fakat olayımızda bu yol tamamen hukuk dışı biı amaçla kullanılmıştır. Yazılı emir sonucu Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mahkeme kararını kanun yaranna bozmuştur. Bunun anlamı şudur: Sanık Ataseven davayı esastan çözen mahkeme kararı ile mahkum olmuştur, ama cezası çektirilmeyecektir. 68 hareketi yeşil seralarda yeşil harekete mi yaklaşıyor? Sanık Ataseven gazetenize gönderdiği tekzipte kamuoyunu yanıltma telaşı ıçindedir. Kendisini, anılan davada, aklanmış bir kişi olarak kamuoyu1968'li yılların solcu ünıver Çandar, Tuba Çandar, Inci Is na tanıtmak istemektedir. Öysite gençliği geçen cumartesi bulur, Metin Eşrefoğlu ilk sa bu doğru değildir. çünkü yagünü Yıldız Parkı'nda bir ara göze çarpanlardandı. zılı bir emir ile bozulan karar ya geldıler. Yaşları 40 civarına Büyükler ve eski ağabeyler, üzerine Fatih 3. Asliye Ceza ulaşmış ve hatta aşmış eski ablalar masasında ise Mehmet Mahkemesi beraat kararı vergençler birkaç kadeh rakı ve Ali Aybar, Şekibe Celenk, miştir, fakat bu beraat kararı iscin içtikten sonra yine kendile Necla Özgür, Üstün Koru teğimiz üzere Yargıtay 4. Cerini 20'li yaşlarında hissetme gan, Alp Selek, Prof. Tarık za Dairesi tarafından 88/7037 ye başladılar ve eski günlerin Zafer Tunaya, İlhan Selçuk, esas ve 88/7388 sayılı kararı ile marşlarına sarıldılar. Aydın Aybay, Mehmed Kemal "Yazılı emirte bozma üzerine "Ey Dev Genç'li Dev göze çarpıyordu. duruşma açılarak sanığın beGenç'li... 68'liler önce Yeşil Sera'da raatine karar verilemez" deSavaş günü yaklaştı..." kokteyl ile ayakta konuşup gü nilerek bozulmuştur. ... Derken marşın arkasınt lüştüler hasret giderdiler. SonBöylece sanık Ataseven'in herkesin unuttuğu hayretle far ra "yemek servısi başlayacak suçluluğu Adalet Bakanı'nın bikedildi. salon hazırlanacak" diye sera le değiştiremeyeceği bir biçimBunun üzerine eski alışkan dan dışarı çıkarıldılar. Bahçe de, bir kez daha ve kesin olalıkla durum kurtanldı, hemen de bekleyen 68'liler doğa ile rak kanıtlanmış olmaktadır, fadeğişmeyen slogan tekrarlan uyum yapmak yerine yeniden kat verilen ceza çektirilmeyeseraya girmenin yollarını ara cektir. dı: maya başladılar. Eski metotlar Mesleki bilojmizi sorgulamak "Bağımsız Türkiye..." depreşti: isteyen sanık Ataseven, umaYıldız Parkı Yeşil Sera'da sa"Serayı basalım, masalan rız bundan böyle gerek bu daat 15.00'ten itibaren toplanma işgal edelim..." va ve gerekse aleyhine açılmış ya başlayan 68'liler arasında Yemek servisi başladığında başka dava ve soruşturmalaı kimler yoktu ki... yemek ve içki ile birlikte marş nedeniyle kamuoyunu yanlış Bozkurt Nuhoğlu, Mustafa larla türküler de başladı. Boz savlarla yanıltmaya ve gerçekİlker Gürkan, Erim Süerkan, kurt Nuhoğlu Nazım'dan şıir leri saklamaya çalışmaz. Sanık Mehmet Sürücü, Fahri Aral, ler okudu, Halil Ergün kendi Ataseven bu davada bir kamu Jülide Aral, Halil Ergün, Has yazdığı şiiri okudu, Bilgesu hizmetlisıne hakaretten 1 ay met Atahan, Elif Tolon, İbra Erenus ise 1 Mayıs Marşı ile hapıs cezasına mahkum olhim Özlen, Necmi Demir, Os başladığı konserinde "68li bu muştur, fakat yazılı emir ile man Saffet Arolat, Arif Kes yol çıkmaz yoldur" türküsünü bozma nedenı bu cezanın çekkiner, Ziya Öztan, Ragıp Za söyleyince homurdananlar ol tırilmesine engel olacaktır. Bu rakoğlu, Eyüp Yıldırım, Saf du. mahkumiyet kararını ne Nakşifet Rüştü Tekin, Taşkın TanEski devrimci eylemlerin ar bendi adalet bakanları ortadan man, Mustafa Lütfü Kıyıcı, tık fıkraya dönüşmüş eğlenceHale Kıyıcı, "Umbor" Meh li hıkâyeleri anlatılırken "Za kaldırabilecek ve ne de yedi met, Feyyaz Elinç. Refik Dur man sen en büyüksün " diye denizın suları silebilecektir. B L gerçek böyle biline baş, Vecdi Altıntaşlı, Cengiz düşunenler de vardı. Saygılarımla. 20 YIL ONCE 20 YIL SONRA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle